1993
yılının başlarında, Alman mühendis Rudolf Gantenbrink, Mısır Eski Eserler
Müdürlüğü ile Alman Mısır bilim heyetinin çağrılısı olarak, ekibiyle birlikte
Kahire'ye geldi. Genç mühendisin amacı, çocukluğundan beri büyük ilgi duyduğu
Giza piramitlerini, özellikle de "Büyük Piramit" olarak bilinen Khufu piramidini
incelemekti. Bu görkemli yapının içinde yer alan gizemli "hava şaftları"nın
açılarını tam olarak ölçmek ve içlerini araştırmak istiyordu Gantenbrink.
Bunun için bir de minik robot geliştirmişti.
Ne var ki, Mısır Eski Eserler Müfettişi
Dr. Zahi Hawass, bu tür bir incelemeye izin verme konusunda hiç de istekli
değildi. Ama, başka bir fırsat doğdu Gantenbrink'e: Büyük Piramit'in havalandırma
sisteminin iyileştirilmesi ve bu yolla içerideki nem oranının düşürülmesi
gerekiyordu ve bu amaçla "hava şaftları"nın kullanılması düşünülmüştü.
Ne var ki, 65 metreye dek ulaşan uzunlukları ve yalnızca 25 santimetrelik
çaplarıyla bu hava şaftları, içindeki toz ve topraktan ancak marifetli
bir mini robot yardımıyla arındırılabilirdi. Bu durum, istediği araştırmaları
yapmasına izin verilmemekle birlikte, Gantenbrink'e çekici bir fırsat sunuyordu.
Ancak onun robotu bu işi başarabilirdi.
İlk aşamada Gantenbrink ve ekibi,
"Upuaut" (Eski Mısır dilinde "Yolları Açan" anlamında) adını verdikleri
mini robotla, yukarıdaki Kral Odası'nın şaftlarının temizlenmesi işine
giriştiler. Bir alt düzeydeki Kraliçe odasında yer alan şaftlar ise Mısır
Eski Eserler Müdürlüğü'nü pek ilgilendirmiyordu. İş başladıktan birkaç
gün sonra, Upuaut'un, şaft içindeki engebeleri aşmakta yetersiz kalabileceğini
farkeden Alman mühendis, izin istedi ve çok kısa bir süre sonra "Upuaut
II" adını verdiği, daha dengeli, çok daha gelişmiş bir robotla işinin başına
döndü. Kral Odası'nın şaftlarını temizlemekte hiç zorlanmamış ve marifetli
robotu bu işi kolayca halletmişti ama Gantenbrink'in aklı, Kraliçe Odası'nın,
piramidin dış yüzeyine açılmadan içeride biten esrarengiz şaftlarındaydı.
1993 Mart ayının ikinci yarısında,
görevi bitmek üzereyken, yanındaki Mısırlı görevli müfettişin gözetimi
altında, isteğine ulaştı ve Kraliçe Odası'nın şaftlarına Upuaut II'yi yollama
olanağı buldu. Bu yeni robotun üzerinde spot ışıklar ve bir de değişik
yönlere uzaktan kumandayla çevrilebilen video kamera vardı. 21 Mart günü,
monitörler Kraliçe Odası'nın içine kuruldu ve Upuaut II, kuzey şaftından
içeri bırakıldı. Bu şaftlar, 1872 yılında piramitlerde araştırma yapan
bir başka meraklı mühendis, Waynman Dixon tarafından keşfedilmişti ve Dixon,
kuzey şaftını uzunca bir demir çubuğu içeri sokarak kontrol etmek istemiş,
ancak şaftın dönemeçlerinden birinde çubuk sıkışarak kırılmış, bir parçası
içeride kalmıştı. İşte Upuaut II, yüz yirmi yıldır orada duran bu demir
çubuğun görüntülerini kontrol merkezindeki monitörlere yolladı ve dönemeçten
yoluna devam istedi. Ne var ki sıkışan çubuk, robotu engelliyordu. Bir
süre sonra, Gantenbrink, yakın zamanda daha gelişmiş bir robotla yeniden
gelip kuzey şaftının sonuna dek incelemeyi sürdürme kararı verdi Upuaut
II'yi geri çekti.
Hemen ardından, bu kez güney şaftına
yerleştirildi Upuaut II. Mısır uzmanlarının, yapımına başlanıp, sonradan
vazgeçildiğine inandıkları bu şaftın uzunluğunun, 15-20 metre olduğu tahmin
ediliyordu. Ancak, üzerindeki kamerayla görüntüler yollaya yollaya şaftta
ilerleyen Upuaut II, gittikçe gidiyordu: 25 metre... 35 metre... 45 metre...
Şaft devam ediyordu. Sonunda, yaklaşık 59 metre dolayında, robot aniden
durmak zorunda kaldı, çünkü önüne bir engel çıkmıştı. Üzeri zımparalanmış
ve parlatılmış kireçtaşından yapılmış, garip bir "kapı"yla bitiyordu şaft!
Üzerinde, diğer yandan takılmış bir kapı kulbunun iki metal çıkıntısı görülüyordu.
Birinin metal ucu kırılmış ve yere düşmüştü!
Monitörler başında Upuaut'un yolladığı
görüntüleri izleyen Gantenbrink, Mısırlı müfettiş ve bütün ekip, nefesleri
kesilmiş bir halde kapıyı izlediler. Upuaut'un kamerası, şaftın bittiği
alanı bütünüyle taradı ve "kapı"nın sağ alt köşesinde minik bir çatlak
olduğunu farketti. Ancak bir kablonun girebileceği kadar geniş bir çatlak.
Durum hemen Dr Zahi Hawass'a ve diğer
Mısır uzmanlarına bildirildi. Heyecan dalga dalga büyüyordu. Basına açıklama
yapmakta oldukça isteksiz davranan Hawass ve diğer yetkililer, Gantenbrink'in
bunu London Times ve The Independent gazetelerine duyurmasına çok sinirlendiler.
Alman mühendisin iş izni derhal iptal edildi ve piramitler çevresinden
uzaklaştırıldı. Büyük bir buluş gerçekleştirilmişti ama, bunu yapan adam
ödüllendirileceği yerde cezalandırılıyordu.
İzleyen yıllarda Gantenbrink, Londra
ve Paris'te Ejiptologlara bulgularını anlatan birer konferans sundu ve
robotun çektiği görüntüleri gösterdi. Çoğu tarihçi ve arkeolog, Upuaut
II'nin yüzyılın en büyük buluşunu yaptığını söylüyor ve o "kapı"nın ardında
nelerin bulunduğunu merak ediyordu ama Mısır'dan hiç ses gelmiyordu. Gantenbrink,
bu arada yeni ve çok daha gelişmiş bir robot yaptı ve izin verilmesi halinde
tek bir ücret almadan, Mısırlı yetkililerin gözetimi altında çalışarak,
bir fiberoptik kablo kamerayı çatlaktan içeri sokabileceğini ve muhtemel
"gizli oda"nın görüntülerini dünyaya sunabileceğini söyledi ama Mısır Eski
Eserler Müdürlüğü, gerekçe göstermeden bu öneriyi reddetti.
Aradan altı yıl geçtikten sonra hala
Gantenbrink'in bulduğu kapı açılmış değil. Bu durum, Ejiptoloji çevrelerinde
son günlerde iyice kızışan tartışmalar yaratıyor. Baskılardan bunalan Hawass,
2000'yılına gireceğimiz yılbaşı gecesinde bu kapının canlı yayın eşliğinde
açılacağı ve görüntülerin tüm dünyaya yollanacağını söylemişti ama mayıs
ayında bunun mükün olamayacağını, açılışın ertelendiğini duyurdu.
Upuaut ile ilgili ayrıntılı bilgi,
fotoğraf ve çizimleri Rudolf Gantenbrink'in "Upuaut Project" sitesinde
bulabilirsiniz.