1-
YÜRÜ DAĞLARA
Dağlara bakıp hüzünlendim,
Dağlara çıkmak çok isterdim,
Dağlarda tazelenir derdim,
Hadi gönül yürü dağlara.
Dağlara mekân kurabilsem,
Aşkın sırrına erebilsem,
Orada yâre varabilsem,
Hadi gönül yürü dağlara.
Dağların sözüne kulak ver,
Veriyor yârimden bir haber,
Durmayıp gidelim beraber,
Hadi gönül yürü dağlara.
Öyle güzel yüzün var ki
Öyle ceylân gözün var ki
Öyle berrak özün var ki
Büyülendim ben Nilüfer.
Gerçek güzelimsin benim.
Endâmına tam vuruldum
Kalbinin esîri oldum
Adın ile hem hâl oldum
Büyülendim ben Nilüfer
Esiyorsun serin serin
Gerçek güzelimsin benim.
Coşuyorsun şu gönlümde
Yaşıyorsun her demimde
Kalıyorsun bedenimde
Büyülendim ben Nilüfer.
Esiyorsun serin serin
Gerçek güzelimsin benim.
Senden başka hiçbir sevgi,
Bırakma bende sevgilim.
Ne ana, ne baba, ne de
evlat!
Sen ol benim
Tek sevgilim.
Kalbim yalnız senin sevginle
dolsun,
Yalnız senin aşkınla
çarpsın.
Senden başka her şey ve
herkes,
Gönlümden kaybolsun.
Seninle yaşayım her ânımı,
Seninle vereyim tatlı
canımı.
Aşkınla dolup taşayım,
Aşka gelerek hep coşayım.
Ulaşmak için aşkının tadına,
Durmadan, dinlenmeden
Koşayım da,
Koşayım.
5- ŞİİR
Şiir gönüllerde ilkbahardır,
Çiçek, çiçek açar...
Şiir gönüllerde yazdır,
Buzları eritir.
Şiir gönüllerde sonbahardır,
Hüzünleri döker...
Şiir gönüllerde kıştır,
Yangınları söndürür.
Şiir gönüllerde dört mevsimdir;
Şiir elmadır, muzdur, nardır,
Şiirde ne ararsan kamilen vardır.
Vücudunun nakışını
Yaya benzeyen kaşını
Ceylân gibi bakışını
Özlüyorum güzel seni.
Saçın ipek tellerini
Çakmak çakmak gözlerini
Misk-ü amber tenlerini
Çok özledim gülüm seni.
Kanıma kaynar kanını
Canıma can o canını
Vurulduğum endamını
Özlüyorum güzel seni.
Yanağının güllerini
Baldan tatlı leblerini
Bülbül gibi dillerini
Çok özledim güzel seni.
Parıldayan yüreğini
Mest eden gözbebeğini
Yapıyorken sitemini
Özlüyorum güzel seni.
Görüştüğümüz mekânı
Konuştuğumuz zamanı
Unutamadım o ânı
Çok özledim gülüm seni.
Yanıma yaklaşışını
Gözün gözüm bakışını
Özlüyorum güzel seni.
Gidiyorsun gelemezsin
Hallerimi bilemezsin
Ama ümîdim kesmedim
Çok özledim gülüm seni
Özlüyorum GÜZEL SENİ.
Daha henüz tanışmışken
Birbirimize alışmışken
Mutluluğa kavuşmuşken
Acelece hemen gittin.
Oturamadan diz dize
Bakışamadan göz göze
Konuşamadan söz söze
Acelece hemen gittin.
Ellerini tutamadan
Saçlarını okşamadan
Dizlerine yatamadan
Acelece hemen gittin.
Kalbi kalbe bağlamışken
Muhabbeti sağlamışken
Seller gibi çağlamışken
Acelece hemen gittin.
Gülecekken gözlerimiz
Kaynıyorken özlerimiz
Yarım kaldı emelimiz
Acelece hemen gittin.
Hayatta her zaman ümit var olun,
Değmez üzülmeye çaput-çul için,
Sonu gelmez taşlı-topraklı yolun,
İncinip ağlamayın için için.
Öyle de geçiyor hayat, böyle de,
Mal için özenme hiç şuna buna,
Sakin olsun şu gönlüne söyle de,
Ölçü olsun hem tüm fakirler sana.
Nice varlıklılar canından bezmiş,
Oflayıp pufluyor ömrü boyunca,
Zâlimler mazlumları hızla ezmiş,
Hangisi ulaşmış mutlu sonuca?
Dünyada hiçbir şey ebedî değil,
Gelen geldiği gibi gider burdan,
Benliğinle sonsuz hayata eğil,
Alın akıyla gitmelisin şurdan.
Güzel anarlarsa kişiler seni,
İnsanlık özüne ermiş olursun,
Aşkla sararsan tenine kefeni,
Ebediyen hoşnutluğu bulursun.
Gülsen sonu gelmiyor,ağlasan devam etmiyor,
Dünyanın sefâsı da ,cefâsı da bitmiyor.
Ömürlerimiz hiç birisine de yetmiyor,
Onun için ne ağla,ne de gül bu dünyada.
Her kime bağlanırsan bağlan,seni terk eder,
Bir müddet seninle kalır,sonra çeker gider,
Bazısı senin ömrünü kökten heder eder,
Onun için ne ağla,ne de gül bu dünyada.
Gidersin gidersin de yollar bir türlü bitmez,
Seversin seversin de kıymetin hiç bilinmez,
Bazı hâtıralar vardır, gönüllerden silinmez,
Onun için ne sev,ne de sevil bu dünyada.
Her türlü duygulara hep hazır olmalısın,
Sen kendi iç dünyanda kendinle kalmalısın,
Başkası değil ,tek kendin için solmalısın,
Onun için ne sev,ne de sevil bu dünyada.
Bu satırları yazdım ama,çok dertliyim ben,
Zoruma gidiyor bazı şeyler istemeden,
Yine vazgeçemiyorum inan bana senden,
Bilmem ki, sevsem mi, sevmesem mi bu dünyada?
Ömür boyu kurumasın,
Her gün her saat sulansın,
Her mevsimde çiçek açsın,
Bahçıvan aşkımı sula.
Yar gelince güzel görsün,
Bu aşkımla hep övünsün,
Selâm aşkım, selâm desin,
Bahçıvan aşkımı sula.
Hayran kalsın onu gören,
Oturup düşünsün bir an,
Bir ders alsın aşkı yeren,
Bahçıvan aşkımı sula.
Bunu KARAMETE yaptı,
Aşkını gülle donattı,
Gerçek âşığa sulattı,
Bahçıvan aşkımı sula.
11- AŞK
Bir mektup göndermiştim
On yedinci yüzyılda
Hâlâ cevap gelmedi
Aradan çok yıl geçti.
Postacı gelmiyor mu,
Senin kaldığın yere?
Geliyordur muhakkak
Bir mektup göndersene.
Bundan üç yüz yıl önce
Gezerdik yüzünde
Hani evlenecektik?
İKRAR vermiştik bir de...
Kemiklerim çürüdü
Aklımdan çıkmadın sen
Bekliyorum düğünü
Evlenmek ister isen...
Para pul mühim değil
Yeter ki sen, evet de
Bilirsin lâzım olmaz
Yâr, para ahirette.
O zaman evlenmemiz
Hiç de zor olmayacak
Dünyadaki aşkımız
Ahrette yaşayacak.
Sabahın yedisinde işe başlar,
Rakibidir onun topraklar taşlar,
Bazen gözlerinden dökülür yaşlar,
Yabancı diyârda kalan amele.
Çalışır çabalar yapmaz bir hîle,
Çalışır kazanır alın teriyle,
İnanır Hüdâ’ya bütün kalbiyle,
Düşünülmez bir gün garip amele.
Üstü kireç harç lekeleriyle dolu,
Pantolonunun dizleri yırtık gömlek yamalı,
Eller nasırlaşmış kaşlar sapsarı,
Perişan kılıklı garip amele.
Halk arasında yoktur hiçbir değeri,
Yatacak yeridir çoğunun işyeri,
Aslında bulunmaz hiçbir benzeri,
Doğuştan talihsiz olan amele.
Derdini dinlesen anlatmakla bitmez,
İçlerindeki gam haşre dek gitmez,
Solmuştur solmuştur gülleri bitmez,
Derdine derman bulamaz amele.
Bir gün hasta olur düşer yatağa,
Hastalığı büyür gider doktora,
Doktor içeri sokmaz almadan para,
En sonunda ölür gider amele.
Ne zaman bitecek bu vahim durum?
Çaresi yok mu arkadaş bunun?
Kıyamet kopacak belki de yarın,
Gülmeyi unutan dertli amele.
Karamete ne kadar söylese azdır,
Amele hayatı rüzgârlı tozdur,
Morali bozan şey yapılan pozdur,
Ameleye karşı şu insanların.
13- SULTANIM
Aldığım her nefeste sen
Gönlümdeki güldeste sen
Sultanım.
İçime dolan sevinçsin
Hayat kaynağımdır ismin
Beni tam kuşattı aşkın
Sultanım.
Kalbim senin zikrindedir
Adın ise dilimdedir
Sultanım.