1-
SELAM OLSUN
Üçü, beşi, yüzü, bini
Birleyene selam olsunn
Kalbindeki kibri, kini
Körleyene selam olsun
Karda-kışta, siste pusta
Lafta değil, işte usta
Şerde değil, hak hususta
Terleyene selam olsun
Çiçekleri deste deste
Derleyene selam olsun
Gerçekleri bir nefeste
Gürleyene selam olsun
2-
AŞK
Aşk bir sanat, aşk bir ilim
Okumakla biter sanma
Binbir desen ipek kilim
Dokumakla biter sanma
Gerçeği var, yalanı var
Sınırsız bir alanı var
Ta mahşere kalanı var
Yaşamakla biter sanma
Aşk bir keşif, aşk bir buluş
Damla damla gönle doluş
Ölsek bile yok kurtuluş
Kavuşmakla biter sanma
Aşkta bugün, dün yoktur
Aşkta gece, gün yoktur
Aşkta nefret kin yoktur
Savaşmakla biter sanma
Aşk bir tohum, gönül tarla
Yeşerir bak yağan karla
Ne güzeldir edep, arla
Anlatmakla biter sanma
3-
KANIM DONDU NEYLEYİM
Gönül konak, aşk misafir
Gelip kondu neyleyyim ben
Sunma bade ak saçlı pir
Kanım dondu neyleyyim ben
Gönül uçtu kuş misali
Sevdan vurdu taş misali
İçim titrer kış misali
Kanım dondu neyleyyim ben
Yarım kaldı elde işim
Sana erdi rüyam, düşüm
Hüzün dolu bak gülüşüm
Kanım dondu neyleyim ben
Birdenbire dolmaz deniz
Ap ansızın solmaz beniz
Aaah içimi bir bilseniz
Kanım dondu neyleyim ben
Aşk inan ki en zor sanat
Ne kol dayanır ne kanat
Akla, ilme fenne inat
Kanım dondu neyleyim ben
4-
SENDEN YANA
Aldım başımı ellerime
Daldım gittim senden yana
Gelde üfle küllerime
Yaktım gittim senden yana
İpi gerdim tekrar sardım
Her sarışta sana vardım
Sağım – solum, önüm ardım
Baktım gittim senden yana
Yağmur yağar usul usul
Meltem eser fısıl fısıl
Günde kırk kez fasıl fasıl
Aktım gittim senden yana
5-
RAHATLA
Yutkunma ne olur karşıma geçip
Ne varsa içinde dökte rahatla
Gönül bahçemizden bir zambak seçip
Kopar at kökünden sökte rahatla
Göz yaşıyla inan yangın sönmüyor
Akan sular bilki başa dönmüyor
Yürek bir yansada taşa dönmüyor
Küllenen ateşi yakta rahatla
Su yolunu bulmuş tersine akmaz
Gül tanır bülbülü kargaya kokmaz
Nasıl ateşki bu yanarda yakmaz
Şu yanan gönlüme bakta rahatla
Sevda bir kasırga sevda fırtına
Yük olur mu sevda yiğit sırtına
İster on beşine gel isted kırkına
Sandalı rıhtıma çekte rahatla
6-
GÖZLER KONUŞURKEN
Gözler konuşurken ne hacet söze
Tutulsun ne çıkar diller dönmesin
Gönüller tutuşmuş gerek yok söze
Yükselsin dumanlar küller sönmesin
Önce inanmadık bir heves sandık
Sonradan tutuştuk köz gibi yandık
Gözler konuşunca artık inandık
Yağsın aşk yağmuru sakın dinmesin
Buseyle mühürledik daha silinmez
Eller kement oldu gayri dönülmez
Yürek pare pare artık bölünmez
Sevda bayrağımız burçtan inmesin
Böylesi sevdalar bir defa olur
Ayrılık asla yok, ölen kurtulur
Kalan muradını mahşerde alır
Yeter ki sevdamıza riya inmesin
7-
AYRILMAYACAKTIK
Hani ağlamak yoktu ne oldu gülüm
Demek ki son defa sarılmayacaktık
Seni bilmem amma kırıldı belim
Bilseydim baştan ayrılmayacaktık
Ağlamaklı gözlerin beni bitirdi
Anıları aklıma bir bir getirdi
Sular serinliğini o an yitirdi
Kim ne derse desin ayrılmayacaktık
Dillerin titriyordu sesin boğuktu
Ellerin titriyordu buzdan soğuktu
Deseydin bu kavganın anlamı yoktu
Belki de vazgeçip ayrılmayacaktık
Gönlümüze perde perde sisler inerken
Gözlerimiz kararıp ta ışık sönerken
Ve sen... son bir bakış için geri dönerken
Anlamıştın değil mi ayrılmayacaktık
8-
GÖNÜL SENİ UNUTMUYOR
Sassız sözsüz bir bestesin
Gönül seni unutmuyor
Haykırdığım her sestesin
Gönül seni unutmuyor
Yıllar yılı kovalıyor
Dert içimde çoğalıyor
Batık sandal su alıyor
Gönül seni unutmuyor
Dertlerimi tellere sor
Gözyaşımı sellere sor
İnanmazsan ellere sor
Gönül seni unutmuyor
Isıtmıyor beni kanım
Hamalıyım tatlı canın
Önemi yok anlatmanın
Gönül seni unutmuyor
Boşver niçini nasılı
Sazım duvarda asılı
Bitirsekte o fasılı
Gönül seni unutmuyor
Şeytanmısın söyle nesin
Diken dolu bir destesin
Bu gönülü itler yesin
Gönül seni unutmuyor
9-
KALEM VE KELAM
Kalem, kelam etmelidir
Yaza yaza bitmelidir
Hak bir dava gütmelidir
Güdenlere selam olsun
Kalem suskun, alem suskun
Kalemlere olmaz baskın
Gönül, göze neden küskün
Bilenlere selam olsun
Bazen ümit, bazen kaygı
Bazen sevinç, bazen duygu
Biraz sevgi, biraz saygı
Duyanlara selam olsun
10-
ASKER KINASI
Dün gece yavrumu rüyamda gördüm
Yün çorap istedi o sabah ördüm
Zarfa Şırnak yazıp postaya verdim
Askerin kınası erinmez imiş
Nöbete giderken gününü saymış
Az değil uz değil tam on dört aymış
O gece görmedik bir yıldız kaymış
Yıldız sahibine görünmez imiş
Tez geçti zaman üç ay kalmıştı
Kurşunun yerini umut almıştı
Cansız hayalim diye resim salmıştı
Belki de gidipte gelinmez imiş
Soğukmuş oralar her taraf karmış
Dağlar amansızmış yolları darmış
Bastığı yerde de bir mayın varmış
Toprağa basarken bilinmez imiş
Al kanları
beyaz kara dökülmüş
Kol kopmuş yavrumun topuk sökülmüş
Duydumki Mehmet’im ölürken gülmüş
Halbuki ölürken gülünmez imiş
Yanası yanası ciger yanası
Yansa da ağlamaz şehit anası
Ananın yaktığı asker kınası
Kıyamete kadar silinmez imiş