Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

Neriman Tekil

FENERBAHÇE BAŞKANLARI: Sait Selâhattin Cihanoğlu

Atletizm'in giremediği 40 il

Olimpiyatlar mı dediniz ?

Linkler

E-Mail


Bugün ...;
Web design ; O.Atakan Tekin














FenerbahçeSporDergisi
OLİMPİYATLAR MI DEDİNİZ ?

Neriman Tekil
Hangi Olimpiyatlar. Son günlerde Olimpiyatlar enteresan bir gündem oluşturdu. İlk haber İstanbul 2008’i es geçti şeklinde idi. Gerekçe; Bazı yükümlülüklerin yerine getirilmemesi T.M.O.K.’ni naçar kararsız bırakıyordu. Oysa Türkiye, Olimpiyatların Türkiye’de yapılabilmesini teminen 1992 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçirilen bir kanunla aday bile olmuştu. Bu kanun zamanla farklı düşüncelerin hakim olmamasını temin etmek içindi. Kaldı ki bu kanunun mükemmelliği ve Olimpiyatları Devletimizin garanti ediş şekli Dünyada benzeri olmayan bir kanun olması bakımından çok müsbet etkiler yaptı. Seçimlerde 2000 yılını Sydney, 2004 yılını Atina kazandı.
Bizde ise Stadlar ve salonlar yapılacak, yollar açılacaktı. Bütün bunlarla ilgili ilk adımlar çok çabuk atıldı. Olimpiyatlarla gerekli maketler geliştirildi ama somut bir netice alınamadığı gibi geçen zaman da aleyhimize işledi. T.M.O.K. bu şartlar altında aday olunamayacağını Kamuoyuna açıklaması üzerine bu defa gündeme 2008’e zoraki adaylık oturdu.
İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı ön adaylık koşullarına uyulacağına dair metnin Uluslararası Olimpiyat komitesine son gün gönderilmesine yardımcı oldu. Ancak Stad ve salon ruhsatları hala askıda bulunuyor. Bu, menfi gelişmeler nedeni ile 2008 Olimpiyat Oyunlarını acaba alabilir miyiz?
Peşinen ifade edelim ki “Hayır”. Aslında Hayır oluşun başlıca nedeni bizden değil, 2004 Olimpiyatlarının yanıbaşımızda bulunan Atina’ya verilmiş olmasından kaynaklanıyor.
Kanaatimce; 2008 Olimpiyatlarının bu defa Avrupa yerine Asya’ya verilmesi planlanmıştır herhalde. Asya’da bizim gibi Olimpiyatları kovalayan PEKİN var. Üstelik Çinlilerin dünyada geçer akçe atletleri ve şampiyonları var. Atletizm seyircileri var. Türkiye’de ise, Atletizm bitkisel bir hayat yaşıyor. Atletizm sporu yeşertilme yerine kurutuluyor. Kulüpler ve Teşkilat Atletizm için seferber edilemiyor. Acaba bir engel mi var? diye düşünenlere tek kelime ile cevap verelim; Zihniyet, zihniyet, zihniyet meselesi.
Türkiye'de evvela masa başlarında sonra da sahalarda sadece (OYUN) oynanıyor, bundan zevk alınıyor, yurt çapında ancak bununla coşuluyor. İtiraf etmek gerekirse, bunu da seyirci ile orantılı bir şekilde BASIN yaratıyor. Hal böyle olunca; bireysel sporlar içinde her yönü ile müsbet bir spor olan Atletizm gelişecek saha ve gerekli şartları bulamadığı içindir ki bitkisel hayattan kurtulamıyor.
Beklentilerimiz ise dört yıllık periyotlar içinde bir başka bahara kalıyor...