BİLİM TEKNOLOJİ
genetik
Nobel Tıp Ödülü
anahtar moleküllere
2001 yılı Nobel Tıp Ödülü'nü
hücrelerin yaşamdöngüsü üzerindeki ana düzenlemeleri araştıran Amerikalı
ve İngiliz bilim adamları, Leland H. Hartwell, R. Timothy Hunt ve Paul M.
Nurse kazandı. Üç bilim adamı, insan, hayvan ve bitkilerde işleyişi aynı
olan ‘‘anahtar moleküller’’ keşfettiler. Bu moleküller, hücrelerin büyümesi
açısından çok önemli.
Yeryüzündeki tüm
canlılarda işleyişi aynı olan ‘‘anahtar molekülleri’’ keşfeden 3
bilim adamının araştırmaları sayesinde, söz gelimi kanserli hücrelerin
‘‘genom’’larındaki değişiklikler daha iyi anlaşılır hale geldi.
Bunun da kanser hastalıklarının, özellikle meme kanseri ve beyin tümörlerinin
tedavisinde yeni ufuklar açması bekleniyor.
Hartwell, Hunt ve Nurse, yaptıkları temel buluşun meme kanseri, beyin tümörleri
ve diğer kanser araştırmalarında çok önemli gelişmelere kaynaklık edeceğini
belirterek ‘‘Bubuluşlar, tümör teşhisinde uygulanabilir, aynı zamanda
uzun vadede kanser tedavisinde yeni yolların bulunmasına yol açabilir’’
dediler. Nobel Tıp Ödülü‘nü kazananlardan 61 yaşındaki Amerikalı bilim
adamı Leland H. Hartwell, Seattle kentindeki Fred Hutchinson Kanser Araştırma
Merkezi’nde, 58 yaşındaki İngiliz bilim adamı R. Timothy Hunt ile 52 yaşındaki
İngiliz bilim adamı Paul M. Nurse, İngiltere‘deki Kraliyet Kanser Araştırma
Fonu‘nda çalışıyorlar.
"Kopya
insan"a az kaldı
Bilim adamları, bu yılın sonuna
doğru genetik olarak kopyalanan ilk insanı yaratabileceklerini belirtti. Tartışmalı
insan klonlama projesinde İtalyan meslektaşı Severino Antinori ile birlikte
çalışan, Kıbrıs Rum kesimi doğumlu Doktor Panayiotis Zavos, projenin,
beklenenden daha hızlı yürüdüğünü kaydetti.
Birçok Avrupa ülkesinde,
ekibin araştırma yapmasına yasak getirilmesinin süreci engellemediğini
ifade eden Zavos, ''Yeterince iyi gidiyor ve çok yakın bir gelecekte ilk
klonlanmış embriyoları deneyebiliriz. Bu da 3 ya da 4 ay sürebilir'' dedi.
İlk memeli canlı koyun Dolly kopyalandığında ''cin şişenin dışında''
tabirini kullanan Zavos, deneylerde bir kötülük bulunmadığını
vurgulayarak, kısır çiftlere çocuk sahibi olmalarında yardımcı olacaklarını
söyledi. Zavos, ''Bin Ladin'leri klonlamakla değil, Michael Jackson'lar ya da
Michael Jordan'lar klonlamakla ilgileniyoruz'' diye konuştu.
Fransa ve Almanya gibi ülkeler BM'ye başvurarak, uluslararası bir anlaşmayla
insan klonlamanın yasaklanmasını istemişlerdi. Dini gruplarda ''Tanrı'yı
oynamak isteyen'' doktorların bu girişimine tepki gösteriyorlar.
Yaşlı hücreler,
gen tedavisiyle gençleşti
İnsanın ölümsüzlüğe ulaşmak
yolundaki uğraşlarında çok önemli bir adım atıldı. Amerikalı bilim
adamaları, laboratuvar ortamında ‘‘FoxM1B’’ adlı genin yaşlı hücreleri
tamamen gençleştirdiğini kanıtladılar.
Amerikan Ulusal Bilim
Akademisi'nin (National Academy of Science) yayınladığı araştırmaya göre,
Illionis Üniversitesi'nde bir grup bilim adamı, yaşlı bir fare üzerinde
yaptıkları deneyde, farenin karaciğerindeki tüm hücreleri, FoxM1B adli
genin yardımıyla gençleştirmeyi başardılar. Deney sonunda, farenin hücrelerinin
yeni doğmuş bir farenin tüm özelliklerini taşır hale geldiği ve farenin vücudunda
yaşlılıktan kaynaklanan kırışıklıkların da kaybolduğu gözlendi. Araştırmaya
başkanlık eden Prof. Robert Costa, sonucun çok önemli sonuçlara yol açacağını
belirterek, ‘‘çok yakın gelecekte, insanın hücreleri de bu yolla gençleştirilebilecek’’
dedi. Prof. Costa, bugüne kadar, yaşlılığın FoxM1B geninin eksikliğinden
kaynaklandığının bilindiğini, ancak bu genin çoğaltılmasının ilk kez
başarıldığını söyledi. Bilim adamları, bu buluşla yaşlılık nedeniyle
ortaya çıkan birçok rahatsızlığın tedavi edilebileceğini belirttiler
Vebanın genetik
kodu çözüldü
İngiliz araştırmacılar insanlık
tarihinin AIDS'ten önceki en büyük belası vebanın genetik şifresini çözmeyi
başardılar.
Ortaçağdan bu yana
200 milyon insanın ölümüne yol açan ve bugün de teröristler tarafından
biyolojik silah olarak kullanılmasından endişe edilen veba mikrobunun deşifre
edilmesi, terör tehlikesinin de ortadan kaldırılması açısından büyük önem
taşıyor. Çalışma Cambridge'deki Sanger Merkezi'nde 30 kişilik bir ekip
tarafından 4012 gen taranarak yapıldı.
Kök hücre araştırması
yapabilecekler
Hükümet fonlarını kullanarak kök
hücre araştırması yapabilecek merkezlerin 4'ü ABD'de, 2'si İsveç'te, 2'si
Hindistan'da, 1'i Avustralya'da ve 1'i İsrail'de bulunuyor.
ABD'deki Ulusal Sağlık
Enstitüsü (NIH), hükümet fonları kullanılarak üzerlerinde bilimsel araştırma
yapılabilecek kök hücrelerin bulunduğu 10 araştırma merkezinin isimlerini
açıkladı. NIH'in yayınladığı listeye göre, bu merkezlerde toplam 64
embriyo bulunuyor.
ABD Başkanı George W. Bush'un, 9 Ağustos'ta insan embriyosundan alınan kök
hücre üzerinde yapılacak bilimsel araştırmalarda hükümet fonlarının
kullanılmasına yeşil ışık yakmasının ardından yayınlanan listede şu
merkezler yer alıyor:
ABD: Wisconsin eyaletinde, Madison'daki Alumni Araştırma Vakfı, California
eyaletinde San Fransisco'daki California Üniversitesi ve San Diego'daki CyThera
Inc ile Georgia eyaletindeki BresaGen Inc.
İsveç: Stockholm'deki Karolinska Enstitüsü ve Göteborg'daki Göteborg Üniversitesi.
Avustralya: Melbourne'daki Monash Üniversitesi.
Hindistan: Bangalor'daki Ulusal Biyolojik Araştırmalar Merkezi ve Bombay'daki
Güven Yaşam Bilimleri Merkezi.
İsrail: Hayfa kentindeki İsrail Teknoloji Enstitüsü.
Kök hücre, hastalıklara umut
En ilkel hücre türü sayılan kök hücreler, diğer hücre türlerine dönüşme
yeteneğine sahip bulunduğundan, zarar gören organlar ve dokuların
yenilenmesi çalışmalarında kilit önem taşıyor.
Bilim adamları, kök hücre çalışmaları sayesinde, Alzheimer ve Parkinson
gibi beyinle ilgili hastalıkların yanısıra, şeker hastalığı, kalp krizi,
omurgadaki zedelenmeler ve beyin kanamalarına karşı tedavi yöntemleri geliştirmeyi
umuyor.
Bush'un kararı, hükümet fonlarından yararlanılabilmesi için sadece mevcut
yaklaşık 60 embriyo üzerinde çalışılmasına imkan verirken, birçok
bilimadamının isteği reddedilmişti.
Tıp çevreleri, ABD'deki laboratuvarlarda dondurulmuş durumda bulunan 100 bini
aşkın embriyodan kök hücre çalışmaları için yararlanmak istiyordu.
site yapım,içerik ve dizayn:
SELCUK TUNCER
nick: BLueMooN