Aşağıdaki Araştırma Musa TOKMAK'ın Türk Tarih Kurumu ve Ingliz Arkeoloji Derneği Kütüphaneleri ve Milli Kütüphanede yaptığı Literatür taraması sonucunda elde edilmiştir.Araştırma yapmak isteyenlere kaynaklar hakkında bilgi verilebilir ve aşagıdaki yazı ,kaynak Musa TOKMAK ve sivrialan.com gösterilerek tekrar yayınlanabilir.Bu tür arkeolojik bir araştırma Emlek yöresinin tarihini aydınlatmak için yazılmıştır ve ilk araştırmadır.

 

EMLEK YÖRESİNİN ARKEOLOJİK DOKUSU  

Emlek yöresi diye tarif edilen bölge yukarı Kızılırmak bölgesinin batı kesimde olan ve bir çok köyü kapsayan bir bölgedir.Şuanda konumuza dahil olan bu köyler: Çaglayan,Mescitli,Sivrialan,EmlekHüyük,Ortaköy,Erenyurt,Sarıkaya,Alakilise,Saraç,Ortatopaç,Çiçekliyurt(Çakal),Alaçayır,Kaymak,Karauz,Ilyashacı,Karacaören,Benlihasan,Alaman,Yahyalı,Kala,Beyyurdu,Kavak.Ancak günümüzdeki bu yerleşim alanlarının gerçekten Emlek bölgesine girip girmedikleri bu konumuzun kapsamı dışında olmakla birlikte esasen elde edilen verilerin değerlendirilmesine katkıda bulunduklarından dolayı seçilmişlerdir.Çeşitli zamanlarda bu bölgenin arkeolojik dokusunu çıkarmak maksadıyla bölgede araştırmalar yapılmıştır ve en kapsamlısı Arkeolog A.Tuba ÖKSE[1] tarafından yapılmıştır (1992 den itibaren  halen günümüzü dek  devam etmektedir)

Bölgenin arkeolojik yapısına baktığımızda tarihi günümüzden yaklaşık 7000 yılına kadar gitmektedir.Yani yüzey araştırması sonucunda bölgedeki ilk yerleşimin Kalkolitik (Bakır Taş Çağına) kadar gitmektedir.Buda M.Ö.5500-3000 yılına gelmektedir.Yüzey araştırmaları çok farklı olmakla birlikte genellikle bu bölgede seramik parçaları[2] toplanarak elde edilen verilerin yorumlanmasıyla elde edilmiştir.Kalkolitik yerleşimden önceki, tarih öncesi yerleşimler hakkında henüz bu bölgede bir çalışma yapılmamıştır.Ve bu araştırma konumuz Kalkolitik çağ ile başlamaktadır.Bölgenin arkeolojik yapısına baktığımızda,bölgedeki ilk Kalkolitik alanlar Mescitli,Sivrialan,Erenyurt,Saraç,Sarıkaya köylerinde bir yerleşim alanı tespit edilip Ortaköy de üç tane tespit edilmiştir.Ve dikkat edilirse Kalkolitik yerleşim alanları hepside yanyanadır yani Beserek dağından doğup Ortaköy Kızılırmak bölgesinde nehire dökülen bölgenin en büyük deresi olan Değirmenözü deresinin etrafında kurulmuştur.Zaten suyun olması bu yerleşim alanlarının olabileceğini doğrulamaktadır. Şimdi kısaca Kalkolitik çağın özeliklerine bir bakalım.Adını taşın yanısıra bakır kullanımından da alan Kalkolitik Çağ, kültür tarihinde ilk ön kent kültürlerinin başladığı dönem olarak bilinir. Yeni veriler, madenin ilk işlenmesinin Neolitik Çağ'ın Çanak Çömleksiz evresinde başladığını ortaya koymuşsa da, kullanımının çeşitlenmesi ve yaygınlaşması bu dönemde gerçekleşmiştir. MÖ yaklaşık 5.000-3.000 yılları arasına tarihlenen Kalkolitik Çağ, İlk, Orta ve Son olmak üzere üç aşamada incelenir. Gelişkin tarım ve hayvancılık, insanın sosyal yapısındaki değişimleri giderek çabuklaştırmıştır. Yöneticiler, din adamları, çeşitli zanaatçılar gibi farklı grupların yanısıra anıtsal mimari, savunma ve sulama sistemleri, uzak mesafe ticareti ile lüks/prestij maddelerinin ticareti gelişmiştir. Bu gelişim sonucu, Anadolu'da, söz konusu çağ yerleşme yerlerinin sayısının 852'ye ulaştığı görülür. Önemli merkezler arasında, batıdan doğuya, Bakla Tepe (İzmir), Liman Tepe (İzmir), Hacılar (Burdur), Beycesultan (Denizli), İkiztepe (Samsun), Alişar (Yozgat), Domuztepe (Adana), Yumuktepe (İçel) Arslantepe (Malatya), Değirmentepe (Malatya), Girikihaciyan (Diyarbakır) sayılabilir[3]

Kalkolitik çağın sona ermesi ile Erken Tunç Çağı başlamaktadır.M.Ö.3000-2000.Kalkolitik çağına ait bölgede toplam dokuztane yerleşim alanı tespit edilmiştir.Ancak Erkentunç Çağına gelindiğinde Bölgedeki toplam yerleşim alanı üçe düşmektedir.Bu bölgeler şunlardır.EmlekHüyük,Erenyurt ve Benlihasan.Bu bölgeler tamamen birbirlerine yakın olmamakla birlikte yerleşim alanları bölgelere dağılmıştır.Kalkolitik çağda belirli bir alanda toplanmış olan topluluk bir sonraki aşamada farklı bölgelere dağılmış ve Emlek bölgesinde Erken Tunç yerleşim alanınındaki bu azalma tamamen tesadüf olmamakla birlikte eski iklim koşularına bağlıdır[4] Son Buzul çağından sonra dünyada belirli dönemlerde belirli derecede soğuma ve ısınma olayları gözlenmiştir.M.Ö.4 binli yıllarda devam eden ısınma  sonucunda step diye tarif edilen emlek yöresinin kuzey kesimlerinde (Mescitli,Sivrialan,vb. yerler ve yükseltileri olan tepelik ve dağlık alanda kuraklığa sebeb olmuştur.Yani bu bölgedeki Kalkolitik Çağ yerleşim alanlarında kurak iklim tipi hüküm sürmüştü.Ancak daha alt seviyede olan Ortaköy Saraç gibi, köylerde ise bugünden daha sıcak ve nemli bir iklim(Klimatik Optimum/Atlantik dönem)hüküm sürmüştü.M.Ö.3000-2000 lerde ise birden kendini soğumaya bırakmıştır. Ve bunun sonucunda steplerden nehir vadilerine göçlere neden olan kurak bir dönem başlamıştır (Suboreal Dönem).Eski Tunç çağına denk gelen(M.Ö.3000-2000) döneminede, bu devirdeki antik yerleşim alanlarının Emlek yöresinde az olmasının sebebi tamamiyle bu iklimdeki soğumaya bağlıdır ve antik toplumun kendilerine daha sıcak bölgelere göç etmelerine sebeb olmuştur.Aşagıdaki istatistik veiler zaten bunu göstermektedir.M.Ö.2000 lerin başlarında dünya tekrar ısınmaya başlamıştır ve bölgeki yerleşim hızla kendini belli etmeye başlamıştır.Emlek bölgesindeki Eski Tunç çağındaki insanlar tarım yaparak geçiniyorlardı.Hayvanları evcileştirmişlerdi.Bakır,Kurşun,Gümüş ü kabaca işliyorlardı.Kerpiçten yapılmış ,düz damlı ,tek odalı ,dört köşeli evlerde oturuyorlardı.Üstün bir işçilik ve bezeme özelliği gösteren Çanak Çömlek yapmakla birlikte taş ve kemikten heykellerde yapmaktaydılar.Ölülerini yaygın olarak döşeme altına,Çukurlara,Küplere ,Taş ve ağaç altlarına gömerlerdi.Eski Tunç Çağının bir özelliğide henüz nedeni bilinmeyen bir sebebden dolayı tüm Anadoluyu kapsayan bir yangının var olmasıdır.Eğerki bu çağa ait yerleşim alanları incelendiği zaman yerleşim alanlarının son kalıntıları olan taş temellerde yangını izini tespit etmek mümkündür.Bu büyük bir ihtimalle Emlek yöresi eski Tunç Çağı yerleşim alanları içinde doğrudur.Bölgedeki Orta Tunç ve Geç Tunç Çağı yerleşim alanları aşağıda verilmiş olmakla birlikte Eski Tunç Çağına ait olan diğer tüm sosyal yapıdaki özellikler bu dönem içinde geçerlidir.Ancak aşağıki tablo halindeki yerleşim alanlarına baktığımızda Eski Tunç çağından itibaren Emlek yöresinde yerleşim alanlarının arttığı dikkatimizi çekmektedir.M.Ö.2000 yıllar Anadoludaki Hittit uygarlığının ilk görüldüğü yıllar olmakla birlikte bu devirlerde Hittitliler genelllikle doğal savunmalı yerleri dercih etmişler.Emlek yöresinin coğrafyasına baktğımızda özellikle Kızılırmak nehrinden itibaren kuzeye gidildikçe yükseltiler artmakla birlikte Mescit köyünde denizden seviye 1876 m kadar çıkmaktadır.Eski Tunç ,Orta Tunç ve Geç Tunç Çağ yerleşimlerinin olduğu alanlar aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.Ve yine dikkat edilirse Tunç çağına ait yerleşim alanları özellikle Ortaköye merkez olan alanlarda yoğunlaşmıştır.Ve dikkat edilmesi gereken bir noktada Hittitlerin Demiri yoğun olarak kullandıklarıdır.Yine yapılan çalışmalarda Mescitli’yi,Sivrialan’ı ,Emlek Hüyük’ü ve Ortaköyü içine alan Değirmenözü deresinin etrafındaki Demir madeni kaynaklarıdır.Yapılan araştırmalarda[5] Sivrialan,Hüyük ve Ortaköy’de Tunç Çağından kalma Demir madeni yatakları tespit edilmiştir.Demiri eritmek için gerekli olan odunun çevredeki sık ormanlık alanlardan karşılamışlardır.Bu bulunan değerlerden yola çıktığımzda Tunç çağındaki yerleşimlerin varlığı,yüksek yerlerdeki yerleşim alanlarınında demir maden ocaklarının olması ve Hittililerin başkenti Hattuşaş a bir kaç saatli mesafede olmasından dolayı,Emlek yöresinde Ortaköy merkez olmak şartıyla Hittit yerleşimden söz etmek mümkündür.M.Ö.3000 yılın  sonlarında tüm dünyada olduğu gibi Emlek bölgesindede sıcaklık attı.Buna bağımlı olarak nüfüsda arttı.Tarımdaki gelişme sayesinde büyük toprak zenginlerinin zenginlemesine ,böylece ticaret kapasitelerinin çoğalmasına sebeb olmuştur.Bunun sonucu olarak kent nüfüsunun belirli seviyede artmasına sebeb olmuştur.Tunç çağında Emlek bölgesinde küçük yerleşim alanları yerlerini büyük yerleşim alanlarına bırakmıştır.Yani nüfüs küçük alanlardan büyük alanlara doğru kaymıştır.Ve bu bölgeki küçük boyutlu yerleşim alanlarının büyük boyutlu yerleşim alanlarına oranı daha düşüktür.Vede küçük boyutlu yerleşimler büyük boyutlu yerleşim alanlarından pek uzak değildir.Tunç çağı yerleşim alanlarının genelde Değirmenözü deresi etrafında toplanması buna işaret etmektedir.Arkeolojide 5 hektara kadar olan yerleşim alanlarına köy tipi küçük yerleşimler ,5 hektardan büyük olan alanlara şehir tipi yerleşim yani büyük tip yerleşim olabileceği farz edilmektedir[6].Bu varsayımdan çıkarak ,aşağıdaki köylere ait toplu kalıntıların verildiği listeyi incelediğimizde Kalkolitik çağda sadece Ortaköyde bir 8 hektarlık bir yerleşmenin var olduğunu görmekteyiz.Takip eden çağlarda yani Eski,Orta ve Geç Tunç çağlarında yine Ortaköyün bir merkez olduğu tespitinde bulunabiliriz.Yani Ortaköy Tunç çağlarında yakın çevrasindeki köylerden daha büyük bir yerleşime alanına sahipti ve nüfüsu daha fazla idi.Bunda Kızılırmak’a olan yakınlığıda etkili olmuştur.
Emlek bölgesinde Demir çağa ait olan yerleşim alanlarında yine bir artış olmuştur.Yine merkez Ortaköydür.Demir çağın en önemli özelliği Hittit uygarlığını Anadoludaki üstün varlığıdır.Hittitliler zamanında Kızılırmak ın batı bölümüne ‘Yukarı Ülke ‘ diyorlardı .Acaba Ortaköy bu bölgeye ait çok önemli,ticari potansiyeli olmuş bir şehri içindemi taşıyor?
 
 Kalkolitik,Eski Tunç,Orta Tunç,Geç Tunç çağlarında Emlek yöresindeki bitki türlerine baktığımızda[7] Çam,Köknar,Ladin,Kızılağaç,Gürgen,Kayın,Fındık,Ardıç,Meşe gibi agaçların yanında Papatyagiller,Çoban değneğigiller,Peygamber çiçeği,Gelin Düğmesi gibi kır çiçekleri bulunmaktaydı.Tabiki bu veriler bölge yakınlarında yapılan polen analizleri sonucunda elde edilmiştir.
Bölgediki hayvan türlerine baktğımızda :Geyik,Yabani Boğa,Ayı,Kunduz,Vaşak ve steplerde Eşek,Tavşan,Sincap,Fare,Yabani Koyun,Yabani Keçi,Ceylan,Ördek,Güvercin,Puhu kuşu ve Kablumbağa özellikle M.Ö.3000-800 yılları arasında yoğun olarak bulunmaktaydı.
 
Demir çağın ardından bölgede Hellenistik çağ başlamaktadır.Bu devirde Emlek bölgesi diye tarif ettiğimiz alanda çeşitli şekillerde küçük prenslikler vardı.Hittit uygarlığının ardından bölgeye Kapadokya krallığı eğemen oldu.Hellenistik dönemin en önemli yerleşim alanı Ortaköy ve çevresindeki köyler etrafında toplanmıştır.Özellikle Kızılırmak vadisine yakın köylerde Hellenistik döneme ait yerleşim alanları tespit edilmiştir.Bununda sebebi belirli bir medeniyet seviyesine ulaşan insan topluluğu su ve su kaynaklarından en iyi şekilde yararlanmak istemeleridir.Bölge daha sonraları M.Ö. 588 Medler ve M.Ö. 585 Lidyalılar tarafından yönetilmiştir.Bölgedeki en önemli tarihi buluntular Roma ve Bizans dönemine ait olan verilerdir.
 
Hellenistik dönemden sonra takip eden ara krallıklardan sonra,Armenia Krallığı gibi,bölge Roma imparatorluğunun eline geçmiştir.Emlek yöresine ait köylerde tespit edilen çeşitli formlarda olan Sütün kalıntıları ve çeşitli şekillerdeki taş işlemeler,bölgede yoğun olarak Roma imparatorluğu yerleşim alanlarını göstermektedir.Yine Roma dönemine ait ana yerleşim alanlarının Ortaköy ve çevresindeki köyler olduğunu aşağıdaki tablodan görmekteyiz.M.Ö.395 yılında Roma imparatorluğu ikiye bölünmesinin ardından Emlek bölgesinde Bizans dönemi başlamıştır.Bizanslılarda  Kharsianan-Dağ geçitleri vardı.Bu dağ geçitlerinde askeri kaleler vardı.Emlek bölgesine ait yerleşim alanlarına baktığımızda genelikle yerleşim alanlarının Değirmenözü deresi çevresindaki alanlarda olduğunu görmekteyiz.Buda gösteriyorki Dağ geçitleri Kalelerinin mevcut olma ihtimali doğrulamaktadır.
 
Sonuç   olarak şunu diyebilirizki ,henüz Emlek bölgesinde Arkeolojik bir kazı yapılmamıştır.Bölgenin arkeolojik dokusu sadece yüzey taraması sonucunda elde edilen verilerin yorumlanması sonucunda elde edilmiştir.Hangi köyde ne tür ve hangi medeniyete ait bir yerleşimin var olduğu ve yerleşim alanlarının tam detayı, sistematik bir kazı sonucunda elde edilebilirki buda yıllarca sürecek bir çalışma demektir.Yapmamız gereken tek şey arkeolojik kültürümüze sahip çıkalım.Onları  koruyalım.Eğer taş bir sütün varsa onu inşaatlarda kullanmayalım!Çünkü o tarih bize aittir.
 
EKLER:
 A)-KÖYLERDE BULUNAN YERLEŞİM ALANLARININ SONUÇLARI[8]
16. Çukuryurt (Kayışoğlu) Mevkii: Saraç'ın 3 km. güneyi ve Kömürkaya'nın 2.8 km. kuzeyinde, Şama Dağı geçidinde Kızılırmak'a hakim Roma-Bizans yamaç yerleşimi.
   17. inbaşı (Nöküs'ün Öreni): Saraç'ın 2.5 km. güneyinde, Kırkgöz Deresi mevki­
inde soyulmuş kaya mezarı, batısında plato kenarında soyulmuş tümülüs.
         18. Şeme Baba Tepesi: Saraç'ın 3 km. güneybatısındaki geçidİn batı yamacın­
da, 50 m. çapta ve 4-5 m. yükseklikte Kalkolitik çağ höyüğü.
         19. Elmalı Mevkii: Saraç'ın 1.7 km. batısındaki plato kenarında mezarlık.
         20. Lalabeli ve Söğüttüplnar Mevkii: Saraç'ın 2 km. doğusunda 2 dönümlük, taş
çevrili mezarlar; karşısında Söğütlüpınar geç dönem yerleşimi.
21. Göl/üce Mevkii: Saraç'ın 2.5 km. güneydoğusunda, 1480 m. yükseltide, 60 m. çapta, 30-40 cm. derinlikte, şev duvarına ait 1.5 m. lik bölümü korunmuş gölet çevresinde taş duvarlı, 6-7 hektarlık Helenistik-Roma yerleşimi.
   22. Çayır( Mevkii: Saraç'ın 3.1 km. doğusunda, Kızılırmak'ın güney üst seki ya­
macında, 3-4 hektarlık Helenistik-Roma düz yerleşimi.             i
         23. Saraç'ın güneybatısında, 0.5 hektarlık Bizans yerleşiminde, 95 x 80 x 55 cm.
boyutlu, üzeri manivela delikli ve yonca kabartmalı dikdörtgen bazalt blok.
         25. Höyük Mevkii: Orta Topaç'ın 600-700 m. güneyinde, 1250 m. yükseltide, 13
m. yükseklikte ve 100 m. çapındaki oval höyük, geç dönemlere aittir.
         26. Kireçlik Dere Mevkii: Orta Topaç'ın 100 m. güneyinde, derenin batı. kenarın­
( yaklaşık 3 m. yükseklikte ve 50 m. çapta küçük Bizans tepe yerleşımi. :
         27. Toptaşlar: Kireçlik Dere'nin batısında, 1230-1240 m. yükseklikte Bizans düZ
yerleşimi.
         28. Sohular Mevki: Orta Topaç'ın 1.5-2 km. güneydoğusunda, Acıpınar Deresinin
 güney yamacındaki tarlalarda geç dönem yerleşimi.
29. Pur Tepe: Ar;ıpınar DHesi'nin kuzey yarnacırıdaki tepede ve batı yamacında 400 x 250 m. boyutlarda Demırçağl, Roma ve Bizans yerleşimine ait taş temel kalıntıları.
 
30. Maşallik Mevki/: Orta Topaçın güneyinde üzerınde yazı ve haç işaretleri
bulunan ve doğu-batı doğrultusunda  yatırılmış büyük mezar taşları.                               
 
         31. Çamurlu Mevkii: Karakuz'un 2.4 km. güneyinde, Çamurlu Deresi kuzeyinde
yaklaşık 6-7 hektarlık Helenistik ve Roma düz yerleşimi.
         32. Haydar Kalesi: Karakuz'un 1 km. güneyinde, plato üstünde. 350 x 150 m. bo­
yutlarında geç dönem tepe ve düz yerleşim alanı.
         33. Köprü Ayağı: Karakuz'a bağlı, Orta Topaç'ın 3 km. doğusunda, Kızılırmak
üzerinde, kesme taşlı ve Horasan harçlı Roma-Bizans köprü ayağı.
         34. Kavakçaym Mevkii: Kaymak'ın 2 km. batısında, Kızılırmak'ın orta sekisi üze­
rinde Roma ve Bizans yerleşimi.
         35. Kaleboynu Mevkii.:;Kaymak'ln 4-5 km. doğusunda, dar Küçükdere Vadisi'nin
iki yamacında Helenistik, Roma-Bizans yerleşimi.
         36. Şarlağa Mevkii: Kaleboynu'nun güneyinde, güney yamacı tahrip edilmiş
            doğal tepe üzerinde Kızılırmak Vadisi'ne hakim Helenistik yerleşim.
         37. ipek Yolu: Kaymak-Şarkışla arazi yolu, Poyraz mevkiindeki taş döşeli yol.
         43. Örenin Yüzü: Alaçayır'ın 500-600 m. kuzeyinde, Sakallı Dere ile Kabir Deresi
arasındaki tepenin batı ve güney ya maç i arır:ıQa , 0.5 hektarlık Kalkolitik, Demir Çağı, Roma ve Bizans yerleşiminde, bazalt duvar kalıntıları.
 
         44. Ören Mevkii: Çiçekliyurt'un (Çakal) 700 m. güneydoğusunda. Kızılırmak'ın
orta sekisinde 5 hektarlık Helenistik, Roma-Bizans yamaç yerleşimi.    i
         45. Taşbaşoğlu Mevkii: Çiçekliyurt'un 1 km. doğusunda, Kızılırmak orta sekisin­
de, 3 hektarlık geç dönem düz yerleşimi.
         46. Yel Değirmeni Mevkii: Çiçekliyurt'ta, Kızılırmak'ın orta sekisindeki tepenin
            eteklerinde Helenistik ve Roma dönemleri yerleşimi.
         47. Mezarın Ardı Mevkii.' Çiçekliyurt'un kuzeyinde geç dönem küp parçaları.
         48. Çokpınar Mevkii: Çiçekliyurt'un 2 km. kuzeyindeki plato üzerinde 8-10 .hek­
tarlık Roma ve Bizans dönemleri düz yerleşimi.
         49 Mustafa Başoğlu Tepesi: Çiçekliyurt'un 1.5 km. güneyinde soyulmuş tümü­lüs.
    50. Tekke (Mezar Yanı) Mevkii: Ortaköy, Tekke Deresi'nin doğu yamacında 2 hektarlık Kalkolitik, Orta Tunç Demir Çağı, Helenistik, Roma-Bizans yayvan höyük yerleşimi.
51. Ateşli: Ortaköy'ün batısındaki tepe üzerinde soyulmuş tümülüs.
52 Büyük Keriz Mevkii: Ortaköy'ün 1.5 km. doğusunda, Kızılırmak'ın batısında ve Kaplan Deresi'nin kuzeyinde, 8.hektar Kalkolitik, Helenistik, Roma-Bızans üst seki yerleşmi
 
53. Küçük Keriz Mevkii: Büyük Keriz ile Çermik arasında tümülüs.
54. Termez Kayası: Ortaköy'ün 1 km. batısında, Kaplan deresinin batı terası
 üzerinde 15-16 hektarlık Hellenistik-Roma düz yerleşimi.
         55. Emirali Mevkii.' Ortaköy'ün 15 km. Batısında taş duvarlı düz yerleşimi
56. Kala Mevkii: Ortatoy'ün 4.3 rm. batısında, Karaala deresinin kuzey batısın­da, plato üzerinde 8 hektarlık Kalkolitik, Demir Çağı, Hellenistik, Roma -Bızans yerleşiminde geç dönemlere ait taş temelli geniş etek yerleşimleri.
57Boğaz Mevkii: Ortaköy'ün 800 m. kuzeyinde, Boğaz Deresi Bizans yerleşimi.
58. Büyük Şeker Mevkii: Ortaköy'e bağlı, E. Höyük Köyü'nün 4 km. güneybatı­sındaki plato üzerinde, 6 hektarlık Helenistik-Roma çağı düz yerleşimi.
         59. Emlek Höyük: E. Höyük Köyü'nün bulunduğu tepede, Horasan harçlı ve kes­me taş bloklar bulunan, 10 hektarlık Roma-Bizans yerleşimi.
         60. Ka/e: Sivrialan'ın 500 m. güneyinde. Değirmenözü (isliyurt)'nün batı yama­cında (1580 m.), 60 m. çapta, 3 m. yükseklikte Kalkolitik ve Bizans tepe yerleşimi.
         61. Ka/e: Mesçitli'nin 500-600 m. güneydoğusunda, Değirmenözü'nün güney ke­narında Kalkolitik, Demir çağı ve Roma tepe yerleşimi.
         62. Kaçak: Eskiyurt'un (Alakilise) kuzeybatısında geç dönem plato yerleşimi.
         63. Ka/e: Eskiyurt'un kuzeybatısında, Kale Deresi'nin batı yamacında, Kızılırmak Vadısi'ne hakim yüksek tepede Helenistik ve Roma yerleşimi.
         64. Ziyaret: Eskiyurt'un 6.5 km. kuzeybatısında soyulmuş tümülüs.
         65. Menevşe'nin Bahçesi: Eskiyurt'un 1.2 km. güneydoğusunda, Kızılırmak güneyinde. 120-150 m. çapta, 15 m. yükseklikte, Orta Tunç ve Helenistik-Roma tepe yer­ıeşimi: kuzey yamaçta sur / teras duvarı, güneydoğu etekte 140 x 200 x 120 cm. boyut­larda. 80 x 100 x 50 cm. boyutlarda oyulmuş kireçtaşı blok.
         66. Hüseyin Ağa Ağııi: Sarıkaya'da Dişbudak Deresi'nin 2 km. batısında 30 x 40m. çapta ve 3-4 m. yükseklikte, tahrip edilmiş Kalkolitik ve Eski Tunç çağ sırt yerleşimi.
         67. Sarıkaya Mevkii: Sarıkaya'nın 1.5 km. güneybatısında. platonun doğu kesi­minde. antik taş ocağı ve güney yamaçta Demir çağı ve geç dönem yerleşimi.
   445. Kala: Kavak Köyü'nün 2 km. güneybatısında yer alan yüksek kaya­k tepe üzerinde Hellenistik-Roma dönemlerine ait seramik, tepenin kalenin üney yamacında ise yoğun Demir çağı seramiği bulunmaktadır.
    446. Değirmen Yeri: Çağlayan Köyü kenarındaki tarlalarda Bizans Döne­mi düz yerleşimi.
447. Danaavla Tepesi: Çağlayan Köyü'nün 2 km. güneydoğusunda yer ılan, ovaya hakim doğal yüksek tepeler üzerinde Bizans seramiği bulunmakta­dır.
448. Kala Tepesi: Çağlayan Köyü'nün 1.5 km. doğusunda yer alan ve ova­nın kenarındaki dar kanyon vadiye bakan doğal kayalık tepe üzerindeki 10 m. ükseklikte ve 50 m. çaptaki küçük höyük, yoğun olarak tahrip edilmiş olup. Üzerinde Eski Tunç Çağı, Demir çağı ve Bizans Dönemi seramiği bulunmakta­dır.
987.Urumoğlan Mevkii: İlyashacı köyünün 3 km doğusunda,Kızılırmak kenarındaki geniş tarım alanınınortasında yer aldığı yaklaşık 2 m.yükseklikteki yayvan höyük ve çevresindeki düz alanda Hellenistik-Roma  ve Bizans dönemleri seramiği bulunmaktadır.
990. Benlihasan-Höyiik: Benlihasan Köyü'nün 500 m. doğusunda yer alan doğal tepe üzerinde Eski Tunç çağı ile Bizans Dönemi seramiği bulunuyor. Es­ki Tunç çağı parçaları güney yamaçta yoğunlaşmaktadır.
994. Kaya Kilisesi: Alaman Köyü'nün 3 kın. kuzeyinde, Yahyalıözü vadi­sinin doğu kenarındaki kaya bloğunun vadiye bakan güney yüzüne oyulmuşnişler, kaya üzerindeki Bizans yerleşimine çıkan basamakların oyulduğu kesi­min iki yanında yer almaktadır . Batı bölümünde bir kapı ile girilen beşik tonozlu, 7.5 x 4 m. boyutlarında ve 3 m. yükseklikte dikdörtgen kaya oy­ma oda ile batısındaki küçük bir odacıktan.oluşan mekanın (Şekil: 1) duvarları­na ikinci kullanımı sırasında raf takılmak üzere oluklar ve doğu duvarındaki ap­sise bir ocak yeri açılmıştır.
      995. Hanyeri: Yahyalı Köyü'nün Akkaya mezrasının 1.8 km. Batısındaki ormanlık yamaçta Hellenistik-Bizans dönemleri yerleşimi.
996. Ziraat Tepesi: Yahyalı Köyü'nün batı kenarında, Yahyalıözü Vadi si­'ne hakim, üzeri düzleştirilmiş doğal tepe üzerinde Demir çağı ve Hellenistik­Roma dönemleri yerleşimi.
 
KÖY YERLEŞİM ALANLARINDAKİ TOPLAM ARKEOLOJİK VERİLERİN ÖZETİ:

K.=KALKOLİTİK ÇAĞ :M.Ö.5500-3000
E.T.=ERKEN TUNÇ ÇAĞI:M.Ö.3000-2000
O.T.=ORTA TUNÇ ÇAĞI:M.Ö.2000-1500
G.T.=GEÇ TUNÇ ÇAĞI:M.Ö.1500-1000
D.=DEMİR ÇAĞI:M.Ö.1200-300
H.=HELLENİSTİK DEVRİ:M.Ö.300-M.S.220
R.=ROMA DEVRİ:M.S.220-395
B.=BİZANS DEVRİ:M.S.395-1175             
 YERLEŞİM YOĞUNLUĞU

                                                                                                                                                                                                               

KAYNAKLAR:

[1] Hacettepe Universitesi,Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü Öğretim üyesi
[2] Küp kırıkları
[3] http://www.tayproject.org
[4][5] ' Yukarı Kızılırmak Havzası Tunç Çağları ve Demir Çağları Yerleşim Tarihi',Belleten-Türk Tarih  Kurumu ,Cilt LXII,sayfa 299
[6] Naumann 1975,222 v.d.
[7] 'Orta Anadolunun Doğusunun Demirçağ Kültür ve Yerleşim Dokusu',1998 Yılı Anadolu Medeniyetler Müzesi Konferansları-T.C.Kültür Bakanlığı,sayfa 85
[8]Kazı Sonuçları Raporları,T.C. Kültür Bakanlığı-Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Yıllar:1992,93,97,99,2000
Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!