-1-

TÜRKÇÜLÜK İLKESİ

BİZ TÜRK'ÜZ!..Her mânâsıyla TÜRK'üz!.. İşte o kadar!.. Bize İYİ MÜSLÜMAN olmak yeter!..(Bakınız: AÇIKLAMALAR, 1 ve 2)

ASYA için, AVRUPA için bizim kanunumuz aynıdır: TAM BAĞIMSIZLIĞIMIZI KORUMAK!.. HER ŞEYİ TÜRK CEPHESİNDEN DEĞERLENDİRMEK!.. Bu, GERÇEKÇİ GÖRÜŞ'tür. (1921)

BU MEMLEKET tarihte TÜRK'TÜ, halen de TÜRK'TÜR, ve ebediyyen TÜRK KALACAKTIR! (16.3.23 , Adana)

TÜRK MİLLETİ!.. Sen ANADOLU denilen yurda sonradan gelme değil; ilk yerleşip medeniyet kuranların çocuklarısın!..

Milletim TÜRK, vatanım TÜRKİYE, ülküm TÜRKLÜK'tür!..

Asla şüphem yoktur ki, TÜRKLÜĞÜN unutulmuş BÜYÜK MEDENİ VASFI ve MEDENİ KAABİLİYETİ, âtinin yükselen medeniyet ufkunda bir GÜNEŞ GİBİ DOĞACAKTIR!.. (3) Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, senden ve bütün medeni beşeriyetten dileğim şudur: BENİ HATIRLAYINIZ!.. (29.10.33)

- NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!.. (4) (29.10.33)

- Haritada TÜRKİYE üstüne abanmış bir blok var (Rusya), görüyor musun?.. İşte o ağırlık benim omuzlarım üzerindedir... Omuzlarım üstünde olduğu içindir ki, ben konuşamam, konuşamam!..

- Düşün bir kere: OSMANLI İMPARATORLUĞU ne oldu?.. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ne oldu?.. Dünyayı ürküten Almanya'dan ne kaldı?..

- Demek oluyor ki, HİÇ BİR ŞEY SÜR-GİT DEĞİLDİR... Bugün ölümsüz gibi görünen nice güçlerden ileride belki pek az bir şey kalacaktır... Devletler ve milletler bu idrakin içinde olmalıdırlar!.. (5)

- Bugün Sovyet Rusya dostumuzdur, komşumuzdur. Bu dostluğa ihtiyacımız var... Fakat yarın ne olacağını kimse kestiremez... Tıpkı OSMANLI İmparatorluğu gibi parçalanabilir... Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler, ellerinden kaçabilirler... Dünya yeniden bir dengeye ulaşır.

- O zaman TÜRKİYE ne yapacağını bilmelidir!..

- Bugün bizim bu dostumuzun yönetiminde DİL bir, İNANÇ bir, ÖZ BİR KARDEŞLERİMİZ VARDIR... ONLARA SAHİP ÇIKMAYA, onları arkalamaya HAZIR OLMALIYIZ!..

- Hazır olmak, yalnız o günü susup beklemek değildir. HAZIRLANMAK lâzımdır.

- Milletler buna nasıl hazırlanır?.. MANEVİ KÖPRÜLER'i sağlam tutarak!.. DİL bir köprüdür, İNANÇ bir köprüdür, TARİH bir KÖPRÜDÜR!..

- KÖKLERİMİZE İNMELİ ve olayların böldüğü tarihimizin içinde BÜTÜNLEŞMELİYİZ.

- Bu dünya-yı beşeriyyette asgari 100 milyonu mütecaviz nüfustan mürekkep bir TÜRK millet-i azimesi vardır... (6) Ve bu milletin saha-yı arzdaki vüs'ati nisbetinde, saha-yı tarihte de bir derinliği vardır.

- Bugün biz bu kitlelerden, DİL bakımından, GELENEK, GÖRENEK, TARİH bakımından kopmuş, ayrılmış, çok uzaklara düşmüşüz... TÜRKÇE'MİZ bile BATI TÜRKÇESİ!.. Demek ki bir de DOĞU TÜRKÇESİ var... Bizim kullandığımız mı doğru, onların kullandıkları mı?..

- Bunun hesabını yapmakta fayda yoktur. Onların bize yakınlaşmasını bekleyemeyiz!.. BİZİM ONLARA YAKLAŞMAMIZ GEREKLİ... TARİH bağı kurmamız lâzım... FOLKLOR bağı kurmamız lâzım... TÜRKOLOJİ alanında merhaleler aşmamız lâzım!..

- KİM YAPACAK BUNLARI?.. Elbette BİZ!.. Nasıl yapacağız?.. İşte görüyorsunuz: DİL encümenleri, TARİH encümenleri kuruluyor!.. Dilimizi onun diline yaklaştırmaya, böylece birbirimizi daha kolay anlar hale getirmeye çalışıyoruz... Tarihimizi ona yaklaştırmaya çalışıyoruz... ORTAK BİR MÂZİ idrakine varmak peşindeyiz.(7)

- BUNLAR AÇIKÇA YAPILMAZ!.. Ad konarak yapılmaz... Bunlar devletlerin ve milletlerin derin düşünceleridir. (29.10.33 tarihli sohbet)

- Büyük ve hayali şeyleri YAPMADAN YAPMIŞ GİBİ GÖRÜNMEK yüzünden, bütün dünyanın husumetini, garazını, kinini bu memleketin ve bu milletin üzerine celbettik.

- Biz PAN-İSLAMİZM yapmadık, belki "yapıyoruz, yapacağız" dedik... Düşmanlarımız da "yaptırmamak için bir an evvel öldürelim" dediler... PAN-TURANİZM yapmadık, "yapıyoruz" dedik... Yine "öldürelim" dediler... Bütün dâvâ bundan ibarettir!..

- Böyle yapmadığımız veya yapamadığımız mefhumlar üzerinde düşmanlarımızın adedini ve üzerimize olan tazyikatını tezvid etmekten ise, HADD-İ TABİİ'ye, HADD-İ MEŞRU'a rücu edelim. Haddimizi bilelim... Biz HAYAT ve İSTİKLÂL isteyen milletiz ve YALNIZ VE ANCAK BUNUN İÇİN HAYATIMIZI İBZAL EDERİZ!..(1.12.21) (Bakınız:TÜRKÇÜLÜK İLKESİ- AÇIKLAMALAR-2, 8)

- Siyasi varlığımızın haricinde, başka ellerde, BAŞKA SİYASİ ZÜMRELERDE isteyerek veya istemeyerek mukadderat ortaklığı etmiş; bizimle DİL, IRK, MENŞE BİRLİĞİ'ne mâlik ve hatta yakın-uzak TARİH ve AHLÂK YAKINLIĞI GÖRÜLEN TÜRK CEMAATLERİ VARDIR... BU HAL, TÜRK MİLLETİ İÇİN ELEM VERİCİ BİR HATIRADIR!..

- Şu kadarını belirtmeliyim ki, ben her şeyden evvel bir TÜRK MİLLİYETÇİSİ'yim!.. Böyle doğdum, böyle öleceğim!.. TÜRK BİRLİĞİ'nin bir gün hakikat olacağına inancım vardır!.. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım!..

- YARININ TARİHİ yeni fasıllarını TÜRK BİRLİĞİ ile açacaktır!.. DÜNYA SÜKÛNUNU, BU FASILLAR İÇİNDE BULACAKTIR!.. Kaşgarlı Mahmud'un "Divan-ı Lügat-ıt TÜRK"ünde dediği gibi, "TANRI TÜRK'Ü İNSANLIK, ŞERİRLERİNDEN ŞAKİLERDEN KURTULSUN DİYE YARATTI!.. (Mahmut Esat Bozkurt'tan nakil)

- Bizim yolumuzu çizen, içinde yaşadığımız YURT, bağrından çıktığımız TÜRK milleti, ve bir milletler tarihinin binbir facia ve ızdırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız neticelerdir.

- Bizim milletimizin hayat-ı esasını düşünelim... Bu düşünce bizi elbette 6-7 asırlık OSMANLI TÜRKLERİ'nden SELÇUKLU TÜRKLERİ'ne, ve ondan evvel bu devirlerin her birine muadil olan büyük TÜRK DEVRİ'ne ulaştırır!..

- TÜRK milleti Kurtuluş Savaşı'ndan beri, hatta bu savaşa atılırken bile, MAHKÛM MİLLETLER'in HÜRRİYET ve BAĞIMSIZLIK dâvâları ile ilgilenmeyi, o dâvâlara yardım etmeyi benimsemiştir!.. Böyle olunca, kendi SOYDAŞLARI'nın HÜRRİYET ve BAĞIMSIZLIK'larına kayıtsız davranması elbette uygun görülemez!..

- Fakat MİLLİYET dâvâsı şuursuz ve ölçüsüz bir şekilde müdafaa ve mütalâa edilmemelidir!.. MİLLİYET DÂVÂSI SİYASİ BİR MÜCADELE KONUSU OLMADAN ÖNCE, ŞUURLU BİR ÜLKÜ MESELESİDİR!.. (9) ŞUURLU ÜLKÜ demek, MÜSBET İLME, MÜSBET USÜLLERE DAYANDIRILMIŞ HEDEFLİ BİR GAYE DEMEKTİR.

- O HALDE PROPOGANDALARDA MÜSBET USÜLLERE MÜRACAAT ETMEK ŞARTTIR... HAREKETLERİN İMKÂN SINIRLARI VE SIRALARI, MUTLAKA HESABA KATILMALIDIR!.. (10)

- TÜRKİYE DIŞINDA kalmış olan TÜRKLER, ilkin KÜLTÜR meselesiyle ilgilenmelidirler... Nitekim biz TÜRKLÜK dâvâsını, böyle bir müspet ölçüde ele almış bulunuyoruz... Büyük TÜRK tarihine, TÜRK DİLİ'nin kaynaklarına, zengin LEHÇELERİ'ne, eski TÜRK ESERLERİ'ne önem veriyoruz... BAYKAL ötesindeki YAKUT TÜRKLERİ'nin dil ve kültürlerini bile ihmal etmiyoruz!..

- TÜRK!.. Bu memleket dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine sahne oldu... Bu sahne 7000 YILLIK bir TÜRK BEŞİĞİ'dir.

- Beşik tabiatın rüzgârlarıyla sallandı... Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı... O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvelâ korkar gibi oldu... Sonra onlara alıştı... Onları tabiatın babası sandı, onların oğlu oldu... Bir gün o TABİAT ÇOCUĞU, tabiat oldu... Şimşek, yıldırım, GÜNEŞ oldu... TÜRK oldu!.. (11)

- TÜRK budur!.. Yıldırımdır!.. kasırgadır!.. DÜNYAYI AYDINLATAN GÜNEŞTİR!..

- Bizim TÜRK milletimiz eski ve şerefli bir millettir... Zaten ORTA ASYA'nın ALTAY yaylasında yetiştiği için, KARTALLARIN MEZİYETLERİ'ni daha gençliğinde kazanmıştır... TA UZAKLARDAN GÖRÜR!.. HIZLI bir UÇUŞU vardır ve bu RUH'u barındıracak kadar KUVVETLİ bir BEDEN sahibidir... Zaten maddi olsun, dımaği olsun, HİÇ BİR SIKICI HUDUT İÇİNDE DURMAZ!.. Yaradılışta olduğundan, yüksek anayurdunun dünyadan uzak vaziyetine isyan etmiştir. (12)

- İşte o zaman bu ilk TÜRKLER başlarını alarak dünyanın hem batısına, hem doğusuna yayıldılar... Yılmaz atalarımızın bu ilk saldırılarıyla, bugünün TÜRK MİLLETİ olan bizler pek ziyade alâkadarız!..

- Kadim ETİLER'imiz, atalarımız, bugünkü yurdumuzun ilk ve otokton sâkini ve sahibi olmuşlardır!.. TÜRKLÜĞÜN MERKEZİ'ni ALTAYLAR'dan ANADOLU-TRAKYA'ya getirmişlerdir. (1.1.33)

- ASYA HUN İMPARATORLUĞU'nun kuruluş tarihi Çin'de imparatorluk kuruluş tarihiyle başlar... Çin'in M.Ö. 13. asra ait vesikaları bunu böyle kaydeder. (13)

- Basit sallarla ANADOLU'dan RUMELİ'ye geçen, ve İSLAM'ı ta VİYANA kapılarına kadar götüren TÜRK kahramanlarıydı!.. Bir ihanete uğramasalardı, TÜRK'ün gücünü çok daha ilerilere götürebilirlerdi!..(14)

- Cihan tarihinde bir CENGİZ, bir SELÇUK, bir OSMANLI devleti tesis eden ve bunların hepsini hadiselerde tecrübe eyleyen TÜRK MİLLETİ, bu defa doğrudan doğruya kendi nam ve sıfatında bir devlet tesis ederek, bütün felaketlerin karşısında doğuştan taşıdığı kaabiliyet ve kudretle yerini aldı. (2.1.1923)

- MİLLETİMİZİN YÜKSEK KARAKTERİNİ, YORULMAZ ÇALIŞKANLIĞINI, ZEKÂSINI, İLME BAĞLILIĞINI, GÜZEL SANATLARA OLAN SEVGİSİNİ, MİLLİ BİRLİK DUYGUSUNU MÜTEMADİYEN ve her türlü vasıta ve tedbirlerle birlikte besleyerek İNKİŞAF ETTİRMEK, MİLLİ ÜLKÜMÜZDÜR!.. (15)

- Nasıl bakarken gözlerimizin farkında değilsek, ama bizim görmemizi sağlıyorsa, ÜLKÜ de bütün davranışlarımızda, farkında olmadan yaşar ve bize yön verir.

- Aynı iman ve kat'iyetle söylüyorum ki, MİLLİ ÜLKÜ'yü tam bir bütünlükle yürütmekte olan TÜRK milletinin BÜYÜK MİLLET olduğunu, bütün medeni âlem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.

- Biz MİLLİYET fikirlerini tatbikte çok gecikmiş ve ilgisizlik göstermiş bir milletiz... Bunun zararlarını, fazla faaliyetle telafiye çalışmalıyız!.. (Bakınız:TÜRKÇÜLÜK İLKESİ- AÇIKLAMALAR-3, 16)

- İnsanlara MİLLİYET duygularını unutturup, onları bir "dünya devleti" içinde birleştirme düşüncesi, gerçekçi değildir!..

- İnsanlara her türlü özel duygu ve bağlarını unutturup "tam kardeşlik ve eşitlik" içerisinde birleştirerek "insanî bir devlet" kurmak nazariyesi de, kendine mahsus şartlara bağlıdır.

- Bilirsiniz ki, MİLLİYET nazariyesini, MİLLİYET ülküsünü çözüp dağıtmaya çalışan nazariyelerin dünya üzerinde tatbik kaabiliyeti bulunamamıştır... Çünkü tarih, hadiseler, müşahedeler; insanlar ve milletler arasında hep milliyetin hâkim olduğunu göstermiştir... Ve MİLLİYET prensibi aleyhindeki büyük ölçüde fiili tecrübeler rağmen, yine MİLLİYET hissinin öldürülemediği ve yine yaşadığı görülmektedir.

- Bahusus bizim MİLLETİMİZ MİLLİYETİNDEN TEGAFÜL EDİŞİNİN ÇOK ACI CEZALARINI GÖRDÜ... OSMANLI İmparatorluğu dahilindeki akvam-ı muhtelife hep milli akidelere sarılarak milliyet mefkûresinin kuvvetiyle kendilerini kopardılar... Biz ne olduğumuzu, onlardan ayrı ve onlara yabancı bir millet olduğumuzu, sopa ile içlerinden kovulunca anladık... Kuvvetimizin zaafa uğradığı anda bizi tahkir, tezlil ettiler... Anladık ki, KABAHATİMİZ KENDİMİZİ UNUTMAKLIĞIMIZMIŞ!.. (25.3.23)

- OSMANLI hakanlarının amacı büyük bir imparatorluk kurmaktı... Bu amaçla asıl TÜRK MİLLETİ kullanıldı... İç siyasetlerini dış siyasetlerine uydurunca, zaptettikleri ülkelerdeki bütün ulusları dilleri, dinleri, gelenekleri, her şeyi başka başka olan ve bir çok ulustan olan bu topluluğu, olduğu gibi muhafazaya kalkıştılar... Onlara bütün bu özelliklerini saklı bırakabilecek İSTİSNALAR, ayrıcalıklar bahşettiler.

- Buna karşılık asıl TÜRKLER uzun seferler, fetihler yapmakla, savaş alanlarında ölmekle, zaptolunan ülkeleri ve halkını beslemekle kendi kendini tahrip ediyordu... Bundan dolayı millet, ESAS UNSUR, kendi evinde kendi yurdunda ve kendi gerçek hayat sebebini geliştirmek için çalışmaktan tamamen yoksundu. Bununla da kalmıyordu... Yeni fethedilen ülkeler halklarını ve ecnebileri hoşnut kılabilmek için asıl TÜRK MİLLETİ'nin hakkından, hayat kaynaklarından ve ekonomisinden pek çok şeyler LÜTUF, BAĞIŞ olarak veriliyordu.

- İtirafa mecburuz ki, şimdiye kadar hakiki, ilmî, müsbet manasıyla MİLLÎ bir DEVİR yaşamadık!.. (29.10.23) (17)

- Yüzyıllardan beri DOĞU'da gadre ve zulme uğramış TÜRK milleti gerçekten sahip olduğu vasıflardan yoksun sayılıyordu... Son yıllarda milletimin fiilen gösterdiği YETENEK, ANLAYIŞ, KAVRAYIŞ kendisine kötü gözle bakanların ne kadar gafil, bilgisiz, görünüşe kanan insanlar olduğunu ispat etti!.. (29.10.23)

- DÜNYANIN BİZE HÜRMET GÖSTERMESİNİ İSTİYORSAK; EVVELÂ BİZ KENDİMİZE, BENLİĞİMİZE, MİLLİYETİMİZE BU HÜRMETİ hissen, fikren, fiilen bütün ef'al ve harekâtımızla GÖSTERELİM!..

- Bilelim ki, MİLLÎ BENLİĞİ OLMAYAN MİLLETLER, BAŞKA MİLLETLERİN ŞİKÂRIDIR!.. (18)

- MEVCUDİYET-İ MİLLİYE'MİZE DÜŞMAN OLANLARLA DOST OLMIYALIM!.. Böylelerine karşı bir TÜRK şairinin dediği gibi, "TÜRK'ÜM VE DÜŞMANIM SANA, KALSAM DA BİR KİŞİ!" diyelim!..

- Düşmanlarımıza bu hakikati ifade ettiğimiz gün; kanaatimize, mefkûremize, istikbalimize yan bakan her ferdi düşman telâkki ettiğimiz gün; MİLLÎ BENLİĞİMİZE UZANACAK HER ELİ ŞİDDETLE KIRDIĞIMIZ GÜN; milletin önüne dikilecek her hali devirdiğimiz gün HALÂS-I HAKİKÎ'YE VASIL OLACAĞIZ!.. Ve sizin gibi münevver, azimli, imanlı gençler sayesinde bu halâsa vasıl olacağımıza emin olabiliriz. (Konya TÜRK Ocakları)

- HİÇ BİR DÜŞÜNCE; TÜRK MİLLÎ MENFAATLERİ'nin, TÜRK VARLIĞI'nın, DEVLET'i ve ÜLKESİ'yle BÖLÜNMEZLİĞİ esasının, TÜRKLÜĞÜN TARİHÎ ve MANEVÎ DEĞERLERİ'nin, MİLLİYETÇİLİK ve MEDENİYETÇİLİK KARŞISINDA KORUMA GÖREMEZ! (1932 Anayasası) (19)

- TÜRK; SOY, DİL, TARİH, DİN, GELENEK GİBİ BAĞLARLA BİRBİRİNE BAĞLI İNSANLARIN MEYDANA GETİRDİKLERİ BİR TOPLULUKTUR.

- TÜRKİYE CUMHURİYETİ'Nİ KURAN TÜRKİYE HALKINA "TÜRK" DENİR!.. (20) Dünya yüzünde ondan daha büyük, ondan daha eski bir yurt, ondan daha temiz bir millet yoktur ve bütün insanlık tarihinde görülmemiştir.

- GÖÇMENLER, kaybedilmiş topraklarımızın hatıralarıdır.

- Bugün MİLLETLER aşağı yukarı KARDEŞ olmuşlardır... (17.3.37)

- Bugünkü TÜRK MİLLETİ SİYASÎ ve İÇTİMAÎ CAMİASI İÇİNDE kendilerine KÜRTLÜK fikri, ÇERKESLİK fikri ve hatta LAZLIK FİKRİ veya Boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve milletdaşlarımız vardır... Bu yanlış adlandırmalar, bir kaç DÜŞMAN ÂLETİ GERİCİ BEYİNSİZLER'den başka hiç bir millet ferdi üzerinde kederlendirmekten başka bir tesir doğurmamıştır!.. Çünkü bu millet fertleri de tüm TÜRK TOPLUMU gibi aynı ORTAK GEÇMİŞ'e, TARİH'e, AHLÂK'a, HUKUK'a sahip bulunuyorlar.

- Bugün içimizde bulunan HIRİSTİYAN, MUSEVÎ VATANDAŞLAR MUKADDERAT VE TALİHLERİNİ TÜRK MİLLİYETİ'NE VİCDANİ ARZULARİYLE BAĞLANDIKTAN SONRA, KENDİLERİNE yan gözle YABANCI NAZARIYLA BAKMAK, MEDENİ TÜRK MİLLETİ'NİN ASİL AHLÂKINDAN BEKLENEBİLİR Mİ?.. (21)

- Gençlerimizin bugün içinde bulundukları bunalım ve boşluk, daha çok geçmişi ve mensup oldukları milletin büyüklüğünü bilmemekten ileri gelmektedir... Yanlış hükümler bir çoklarında bir aşağılık duygusu meydana getirmiştir... Bundan kurtulmak için milletimizin yüksek vasıflarını bilmeye, bundan kuvvet almaya ihtiyaç vardır!..

- Ortak MİLLİ FİKRİN, AHLÂKIN, DUYGUNUN, HEYECANIN, HATIRA VE GELENEKLERİN kişilerde meydana gelmesini ve KÖKLEŞMESİNİ SAĞLAYAN ORTAK GEÇMİŞ'in, birlikte yapılan TARİH'in, vicdanları ve zihinleri doğrudan doğruya birleştiren ortak DİL'in, milletlerin meydana gelmesinde EN ÖNEMLİ ETKENLER olduğunu kaydettikten sonra; MİLLET hakkında ikinci derece unsurları dikkate almayarak, mümkün olduğu kadar her millete uyabilecek bir tarifi ele alalım.

- MİLLET; DİL, KÜLTÜR ve MEFKÛRE İLE birbirine BAĞLI vatandaşların teşkil ettiği BİR HEYETTİR.

- Zengin bir HATIRA mirasına sahip bulunan, BERABER YAŞAMAK hususunda müşterek arzu ve muvafakatte samimi olan, ve SAHİP OLUNAN MİRASIN MUHAFAZASINA beraber DEVAM HUSUSUNDA İRADELERİ MÜŞTEREK olan insanların birleşmesinden meydana gelen CEMİYET'e MİLLET denir.

- DİN BİRLİĞİ'nin de bir MİLLET teşkilinde müessir olduğunu söyleyenler vardır... Fakat biz, TÜRK MİLLETİ tablosunda bunun aksini görmekteyiz... TÜRKLER İSLAM dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi... Bu din ne Araplar'ın, ne Acemler'in, ne vesairenin TÜRKLER'le birleşip bir millet teşkil etmelerine tesir etmedi. (22)

- Gerçekten mâziden MÜŞTEREK ZAFER VE YEİS MİRASI, İSTİKBALDE gerçekleştirilecek AYNI PROGRAM, BERABER SEVİNMİŞ OLMAK, beraber AYNI ÜMİDİ BESLEMİŞ OLMAK!... Bunlar elbette bugünün medenî zihniyetinde diğer her türlü şartların üstünde mânâ ve şumûl alır.

- MİLLET; SİYASÎ VARLIKTA BİRLİK, YURT BİRLİĞİ, DİL BİRLİĞİ, IRK ve MENŞE BİRLİĞİ, TARİHÎ karabet ve AHLÂKÎ KARABET'TEN MEYDANA GELİR.

- Bu tarif tetkik olunursa, bir milleti teşkil eden insanların KIYMET, KUVVET, ve VİCDAN HÜRRİYETİ'yle, İNSANÎ HİSS'e gösterilen riayet, kendiliğinden anlaşılır. (23) TÜRK MİLLETİ'nin teşekkülünde mevcut olan bu şartlar, diğer milletlerde kâmilen yok gibidir.

- TÜRK milleti MİLLÎ HİSS'i, İNSANÎ HİS'le yanyana düşünmekten zevk alır!.. Vicdanında MİLLÎ HİSS'in yanında İNSANÎ HİSS'in şerefli yerini daima muhafaza etmekten iftihar duyar!.. Çünkü TÜRK milleti bilir ki, bugün medeniyetin yolunda bağımsız ve fakat kendileriyle paralel yürüdüğü bütün medeni milletlerle KARŞILIKLI İNSANÎ ve MEDENÎ İLİŞKİ elbette gelişmemize devam için lâzımdır.

- Ve yine malûmdur ki, TÜRK milleti her medenî millet gibi, geçmişin bütün devirlerinde KEŞİFLERİYLE, BULUŞLARIYLA medeniyet âlemine HİZMET ETMİŞ İNSANLARIN KIYMETİNİ TAKDİR ve hatıralarını hürmetle muhafaza EDER... TÜRK MİLLETİ İNSANİYET ÂLEMİ'nin samimi biri ailesidir.

- En geniş insanî düşüncelere MİLLET denilen varlığın özünden varılabilir.

- MİLLET, MİLLETİN RUH SAATİ, MÜZİĞİ, EDEBİYATI ve bütün GÜZEL SANATLARI; güzel olan KUTSAL KAVGA'NIN İLÂHÎ ŞARKILARINI sonsuz bir VATAN AŞKI'nın büyük heyecanı ile DAİMA SÖYLEMELİDİR!.. (24)

- TÜRKİYE halkı, IRKEN veya DİNEN ve HARSAN yekdiğerine karşı HÜRMET-İ MÜTEKABİLE ve FEDAKÂRLIK hissiyatı ile meşhun ve MUKADDERAT ve MENAFİ-İ MÜŞTEREK olan bir heyet-i içtimaiyedir.(1922)

- Ben TÜRK ELİ'nin kahraman bir bucağındayım... Yazık ki oraya "Bekir Diyarı" diyorlar... Fakat özünde TÜRK DİYARI idi. Bizim diyarımız OĞUZ TÜRKÜ'nün has kaynağıdır!.. Biz de bu yüce kaynağın çocuklarıyız. (26.9.32 Diyarbakır) (Bakınız:TÜRKÇÜLÜK İLKESİ- AÇIKLAMALAR-4, 25)

- Çocuklarımıza ve gençlerimize vereceğimiz tahsilin hududu ne olursa olsun, onlara esaslı olarak şunları öğreteceğiz: MİLLİYETİNE ve TÜRK DEVLETİ'NE BAĞLILIK!.. Fertleri bu mücadele sebepleri ve araçlarıyla mücehhez olmayan milletler için YAŞAMA HAKKI yoktur!..

- Bir MİLLETİN TABİİ HUDUTLARI dağlar ve ırmaklar değildir, isnat ettiği MİLLİYETİN LİSANI ve DİNÎ SINIRLARIDIR!..

- En bariz ve en kat'i ve en maddî delâil-i tarihiyeye istinaden beyan edebiliriz ki, TÜRKLER 15 asır evvel ASYA'nın göbeğinde muazzam devletler teşkil etmiş, ve insanlığın her türlü kabuliyetine tecelligah olmuş birer unsurdur... Sefirlerini Çin'e gönderen ve Bizans'ın sefirlerini kabul eden bir TÜRK DEVLETİ, ecdadımız olan TÜRK milletinin teşkil eylediği bir devlettir. (29.10.33)

- TÜRK MİLLETİ Asya'nın garbında ve Avrupa'nın şarkında olmak üzere kara ve deniz sınırlarıyla ayırt edilmiş, dünyaca tanınmış büyük bir yurtta yaşar... Onun adına "TÜRK ELİ" derler!..(26) TÜRK YURDU daha çok büyüktür... Yakın ve uzak zamanlar düşünülürse, TÜRK'E YURTLUK ETMEMİŞ BİR KIT'A YOKTUR!.. Bütün dünyada, ASYA, AVRUPA, AFRİKA TÜRK atalarına yurt olmuştur... Bu hakikatler eski ve hususiyle yeni tarih vesikalarıyla malûmdur.

- Fakat bugünkü TÜRK milleti varlığı için bugünkü yurdundan memnundur... Çünkü TÜRK, derin ve şanlı geçmişin büyük kudretli atalarının mukaddes miraslarını bu yurtta da muhafaza edebileceğinden, o mirasları şimdiye kadar olduğundan çok daha fazla zenginleştireceğinden emindir.

- AHLÂK'ın MİLLET teşkilinde yeri çok büyüktür, mühimdir!.. AHLÂK'ın KAYNAĞI toplumdur, MİLLET'tir... Gerçekten AHLÂKİYET, hususi FERTLERDEN ÂRÎ ve BUNLARIN ÜSTÜNDE, ancak İÇTİMAÎ VE MİLLÎ OLABİLİR!

- MİLLETİN İÇTİMAÎ NİZAM VE SÜKÛNU, günümüzde ve gelecekte REFAHI, SAADETİ, SELÂMETİ ve GÜVENLİĞİ, MEDENİYETTE İLERLEMESİ ve YÜKSELMESİ İÇİN İNSANLARDAN, her hususta İLGİ, GAYRET, nefsin feragatını gerektiği zaman SEVE SEVE NEFSİNİN FEDASI'nı isteyen MİLLÎ AHLÂK'tır!.. (27)

- Bir milletin namuskâr bir mevcudiyet, şayan-ı hürmet bir mevki sahibi olması için, o milletin yalnız ÂLİM ve MÜTEFENNİN bulunması kâfi değildir!.. Her ilmin, her şeyin fevkinde bir hassaya sahip olması lâzımdır ki, o da o milletin muayyen ve MÜSBET bir SECİYE'ye malik bulunmasıdır.

- Böyle bir SECİYE'ye malik olmayan fertler ve böyle fertlerden mürekkep milletler, hiç bir dakika hakiki bir devlet teşkil edemezler... Böyle milletler birer FESAT OCAĞI olurlar!..

- TÜRK OCAKLARI'nın esas gayesi millete MÜSBET bir SECİYE vermektir. TÜRK OCAKLARI milletin HARS'ı üzerinde mühim tesirler yapmalıdır!..

- Ne vakit başladığı bilinmeyen zamanlardan beri ŞEREF-İ İSTİKLAL ile yaşayan milletimiz, en feci bir izmihlâl ile nihayet oluyor gibi görünmüş iken, kayd-ı esarete karşı evlâdını kıyama davet eden ECDAT SESİ kalbimizin içinde yükseldi, ve bizi son halâk mücadelesine davet etti. (28)

- Bu sahada akan TÜRK kanları, bu semada pervaz eden ŞEHİT RUHLARI DEVLET ve CUMHURİYET'imizin ebedî muhafızlarıdır. (Dumlupınar, 30.8.24)

- Biz TÜRKLER her çağda ŞARK'IN KILICI'nın KESKİN AĞZI idik!.. Lâkin gitgide bir çok LEVANTEN UNSURLAR biz TÜRKLER'e karıştıklarından OSMANLI İmparatorluğu denilen o milletler halitası ortaya çıktı. (29)

- BİZ doğrudan doğruya milletperveriz ve TÜRK MİLLİYETÇİSİYİZ!.. Ama biz öyle milliyetçiyiz ki, bizimle İŞBİRLİĞİ EDEN bütün MİLLETLERE HÜRMET ve riayet EDERİZ... Bizim MİLLİYETÇİLİĞİMİZ herhalde BENCİLCE ve MAĞRURCA bir milliyetçilik DEĞİLDİR!..

- Biz MÜSLÜMAN olduğumuz için, müslümanlık yönünden ÜMMETÇİLİĞİMİZ de vardır ki, milliyetçiliğin çizmiş olduğu sınırlı çemberi, geniş bir alana dönüştüren odur. (2.8.20)

- Millî hayatımızda yediden yetmişe hepimizin bilmesi gereken zafer günlerimiz olmakla beraber, ACISINI DÜNYA DURDUKÇA İÇİMİZDEN ATAMIYACAĞIMIZ MİLLÎ FELAKET GÜNLERİMİZ DE VARDIR... 1877 Rus Harbi sonu büyük muhaceretleri!.. TÜRK'ÜN AVRUPA'DAN ÂDETA KÖKÜNÜN KAZINMASI İSTEĞİYLE HORTLAYAN HAÇLI ZİHNİYETİNİN GİRİŞTİĞİ TOPLU KATLİAMLAR!.. 1912 Balkan Savaşı ve TÜRKLER'e reva görülen zulüm ve İŞKENCELER!.. Tarihin bu acı mirasları her TÜRK'ün kalbinde unutulmamak üzere dünya durdukça muhafaza edilmelidir. (30)

- Milletimizin kalbinde HİSS-İ İNTİKAM olmalı!.. Bu alelâde bir intikam değil; hayatına, ikbaline, refahına düşman olanların mazarratlarını izaleye matuf bir intikamdır. (16.3.1923)

- Bütün dünya bilmelidir ki, karşımızda böyle bir düşman oldukça, onu affetmek elimizden gelmez. DÜŞMANA MERHAMET, ACZ VE ZAAFTIR!.. Bu insaniyet göstermek değil; İNSANLIK HASSASI'nın zevalini ilan etmektir!.. (16.3.1923)

- Bizim vuzuh ve tatbik kaabiliyeti gördüğümüz siyasi meslek, MİLLÎ SİYASET'tir!.. Dünyanın bugünkü umumi şartları ve asırların dimağlarda ve karakterlerde topladığı hakikatler karşısında, hayale kapılmak kadar büyük bir hata olmaz!.. Tarihin ifadesi budur. İlmin, mantığın, aklın ifadesi böyledir. (31)

- Milletimizin KUVVETLİ, MESUT ve MUSTAKAR yaşayabilmesi için, DEVLETİN TAMAMİYLE MİLLÎ BİR SİYASET TAKİP ETMESİ ve BU SİYASETİN İÇ TEŞKİLATIMIZA TAMAMEN UYGUN OLMASI ve ONA DAYANMASI LÂZIMDIR.

- MİLLÎ SİYASET'ten kastettiğim mânâ şudur: MİLLÎ SINIRLARIMIZ İÇİNDE her şeyden önce KENDİ KUVVETİMİZE DAYANARAK VARLIĞIMIZI KORUYUP, MEMLEKETİN İÇ SAADET VE İMARINA ÇALIŞMAK!.. (Nutuk sf. 276)

- TÜRK MİLLETİ'nin içtimaî nizamını bozmaya müteveccih didinmeler, boğulmaya mahkûmdur. TÜRK MİLLETİ kendisinin ve memleketinin yüksek menfaatleri ALEYHİNE ÇALIŞMAK İSTEYEN müfsid, sefil, VATANSIZ, MİLLİYETSİZ SEBÜK MAĞZLARIN hezeyanlarındaki gizli ve KİRLİ EMELLERİNİ ANLAMIYACAK VE ONLARA MÜSAMAHA GÖSTERECEK BİR HEYET DEĞİLDİR!

- TÜRK milletinin EBEDÎ FEYZ'inden, müesses AHLÂK KAİDELERİ'nden henüz nasibini almamış veya bu İLAHÎ NİMET'ten bir idraksizlik sonucu mahrum kalma talihsizliğine uğramış bu bedbaht yığınlar, elbet bir gün gafletten uyanacak ve aziz milletimizin gösterdiği huzur verici hürriyet ve demokrasi yolunda ilerleyen yarının en güçlü güven kaynağı ve sevgiyi bilen MİLLÎ RUH'un temsilcisi TÜRK GENÇLİĞİ'ne ve büyük milletimize katılacaklardır.

- Yüzyıllardır ulusumuzu yöneten HÜKÜMETLER DOĞU'yu ve BATI'yı TAKLİT'ten kurtulamadıklarından, sonuç ulusun cahillikten kurtulamaması olmuştur!.. (1.3.22) (32)

- Bir milletin MUTLULUK saydığı şey, diğer bir millet için FELAKET olabilir!.. O halde bir millet KENDİNE GÖRE MUTLULUK sayacağı bir şeye erişebilmek için başvurduğu gereç ve vasıtalar, KENDİ RUHUNDAN çıkarsa, o vakit maksada varabilir.

- Her milletin kendine mahsus GELENEKLER'i, kendine mahsus ÂDETLER'i, kendine göre MİLLİ HUSUSİYETLER'i vardır... HİÇ BİR MİLLET aynen DİĞER BİR MİLLETİN TAKLİTÇİSİ OLMAMALIDIR!.. ÇÜNKÜ BÖYLE BİR MİLLET NE TAKLİT ETTİĞİ MİLLETİN AYNI OLABİLİR, NE DE KENDİ MİLLİYETİ İÇİNDE KALABİLİR!.. BUNUN NETİCESİ, ŞÜPHESİZ Kİ ÇOK ACIDIR!..

- BİLELİM Kİ, MİLLÎ BENLİĞİNİ BİLMEYEN MİLLETLER, BAŞKA MİLLETLERE YEM OLURLAR!..

- TÜRKLER'İ bütün dünyaya GERİ bir millet olarak TANITAN GÖRÜŞ, bizim İÇİMİZE de GİRMİŞTİR!.. "400 çadırlık bir kabile"den bir MİLLET ve İMPARATORLUK ve MİLLİ TARİHİ'ni başlatmak suretiyle!.. İmparatorluk zamanında dahi bazı Türklerin görüşleri de bu merkezde idi.

- Milletimiz ufak bir aşiretten anavatanda müstakil bir DEVLET tesis ettikten başka GARP âlemine, DÜŞMAN içine girip ve orada azim müşkilat içinde bir İMPARATORLUK vücude getirdi... Bu imparatorluğu 600 seneden beri tam bir heybet ve azametle devam ettirdi... Buna muvaffak olan bir DEVLET, elbette ki yüksek SİYASÎ ve İDARÎ NİTELİKLER'e sahiptir... Böyle bir vaziyet yalnız KILIÇ kuvvetiyle vücude getirilemezdi!.. (33)

- Cihanın malûmudur ki, OSMANLI DEVLETİ pek geniş olan ülkesinde bir huduttan diğer hududa ordusunu fevkalâde sür'atle ve tamamen mücehhez olarak naklederdi... Ve bu orduyu aylar, belki senelerce iyi başlar idare ederdi... Böyle bir hareket yalnız ORDU TEŞKİLATI'nın değil, bütün İDARÎ ŞUBELER'in MÜKEMMELLİYET'ini ve KAABİLİYETLİ olduğunu gösterir.

- Evvela millete TARİH'ini, ASİL bir millete mensup bulunduğunu, BÜTÜN MEDENİYETLERİN ANASI olan ileri bir milletin çocukları olduğunu göstermeliyiz.

- Büyük devletler kuran ECDADIMIZ, büyük ve şumüllü medeniyetlere de sahip olmuştur... Bunu aramak, tetkik etmek, TÜRKLÜĞÜ CİHANA BİLDİRMEK, bizler için bir borçtur!.. TÜRK GENÇLİĞİ, ECDADINI TANIDIKÇA, DAHA BÜYÜK İŞLER YAPMAK İÇİN KENDİNDE KUVVET BULACAKTIR!..

- Bu dünyadan göçerek TÜRK milletine veda edeceklerin çocuklarına, kendisinden sonra yaşayacaklara son sözü şu olmalıdır:

" Benim TÜRK milletine, TÜRK cemiyetine, TÜRKLÜĞÜN İSTİKBALİ'ne ait ödevlerim bitmemiştir!.. Siz onları tamamlayacaksınız!... Siz de sizden sonrakilere, benim sözümü tekrar ediniz!.."

- Bu sözler bir ferdin değil, bir TÜRK MİLLETİ duygusunun ifadesidir... Bunu her TÜRK bir PAROLA gibi kendinden sonrakilere mütemadiyen tekrar etmekle son nefesini verecektir... Her TÜRK ferdinin son nefesi, TÜRK MİLLETİNİN NEFESİNİN SÖNMİYECEĞİNİ, ONUN EBEDÎ OLDUĞUNU göstermelidir!.. (34)

- YÜKSEL TÜRK!.. SENİN İÇİN YÜKSEKLİĞİN HUDUDU YOKTUR!.. İşte PAROLA budur!.. Bu ÜLKÜ'müzü açıkça ifade etmeliyiz!.. Onu imanla duymalı ve onu hiç yılmadan takip tmeliyiz.

- TÜRKÇÜLÜK bir bayrak gibidir... Bu bayrağı VATAN'ın her köşesinde durmadan dalgalandırmak, her TÜRK'ün İLK ve MİLLÎ VAZİFE'sidir!..

- "Ben her şeyden önce bir TÜRK MİLLİYETÇİSİ'yim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim! TÜRK BİRLİĞİ'nin bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. TÜRK BİRLİĞİ'ne inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını TÜRK BİRLİĞİ'yle açacaktır. Dünya sükûnunu bu fasıllar içinde bulacaktır. TÜRK'ün varlığı bu köhne âleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek!"

- Muhterem milletime tavsiyem odur ki, sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki ve vicdanındaki CEVHER-İ ASLî'yi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an vazgeçmesin!

- Benim yaradılışımda FEVKALÂDE olan bir şey varsa, TÜRK olarak dünyaya gelmemdir!...

- Benim hayatta YEGÂNE fahrim, servetim TÜRKLÜK'ten başka bir şey değildir!..

- TÜRK MİLLETİ'NİN KARAKTERİ YÜKSEKTİR!.. TÜRK milleti ÇALIŞKANDIR!.. TÜRK milleti ZEKİDİR!.. TÜRK milleti MİLLÎ BİRLİK ve BERABERLİK ile güçlükleri yenmesini bilmiştir. (29.10.33)

- TÜRK MİLLETİ, DEVLET KURMAK, VATAN KURMAK KUDRETİNDE KENDİ CEVHERİNDEKİ KIYMET VE FAZİLETLERE İSTİNAT EDEN YAPICI VE YARATICI BİR MİLLETTİR!..

- TÜRK çetin işler başarmak için yaratılmıştır!..

- TÜRK'e MÜSBET ve İYİ bir şey veriniz... Bunu reddetmesi ihtimali yoktur!..

- TÜRK, öğün!.. Çalış!.. Güven!.. (35)

***

> İÇİNDEKİLER< > TÜRKÇÜLÜK İLKESİ - AÇIKLAMALAR < > AÇIKLAMALAR-2< > AÇIKLAMALAR-3 < > AÇIKLAMALAR-4<
>
28 ŞUBAT SÜRECİ <