CEZMİ ERSÖZ | ||
Aşklar sahiplerine ,onların yazgılarına,öykülerine benzer sevgili. Bizim de aşkımız ürkek, yaralanmış çocukluğumuz gibiydi: Hoyratlıklardan,kabalıklardan,duygusuz dalgınlıklardan sonsuz alınganlıklara kapılıp hep arka odalara çekilen ... Bu hayat ,bize nasıl acımasız ve hoyrat davrandıysa biz de kendimize ve aşkımıza öyle davrandık sevgili. Birbirimize yaptıklarımızı nasılsa bir gün unuturuz ,unutulur sandık. Zamanın bağışlayıcı olduğunu ve her şeyi yoluna koyacağına inandık. Ne çok yanılmışız! Meğer zaman aşkların en acımasız tanığıymış. Ömür gibi ,insanın aşkına gösterdiği hoyratlığı da sınırlıymış. Meğer o aşk,hayatımızın tek kristaliymiş sevgili. Şimdi seslerimizi örten tesellisiz hüzünlerden,sıkıntılı kaygılardan,bizi zehirleyen kuşkularımızdan anlıyoruz bunu, gidişin bir vedaysa, ve artık hazırsak o büyük ayrılığa; yeni bir hayat kurana dek,eminim yine de birbirimizden, üzerine acılarımızın gölgesi vuran tarihimizden ,paylaştığımız o kutsal sırdan güç alacağız. Biliyorum,şimdi benden çok uzakta ,bir başka şehirde de olsan,sen de benim gibi çaresiz bir fahişeyi sürükleyerek götüren polislere öfkeyle karşı koyacaksın. Yaşlı, düşkün insanlarla,kimsesiz çocuklarla paylaşacaksın elindeki avucundaki son parayı... Kürtleri,azınlıkları,kadınları,eşcinselleri aşağılamak isteyenlere sen de benim gibi karşı koyacak, belki de öfkelenip onların bulunduğu yeri lanetli bir protestoyla terkedeceksin. Biliyorum, sen de benim gibi,insanların savaşlardan uzak ,barış içinde yaşamalarını sağlamak için ne kadar hayalci ve ne kadar sonucu umutsuz da olsa bir takım etkinliklere katılacak, çocuksu ve en çok da hüzünlü dernek binalarında ,ne yapmalı,nasıl yapmalı diye kendini hırpalayacaksın. Sen de benim gibi
hep o saatlerde ,göğsüne bastırdığın bir kitapla unutulmuş bir
tren istasyonuna ,ya da terkedilmiş bir kıyı kahvesine gidip
,insanların birbirlerine bu denli duyarsız ve aşklarına karşı
bu denli hoyrat olmalarının sebebini ıstıraplarını yitirdiklerine
bağlayacaksın. Sımsıcak,kor gibi olan ve hayata çırılçıplak
dokunmalarını sağlayacak olan ıstıraplarını... (1) Ahmet Hamdi Tanpınar, Bir Yaz Yağmuru Cezmi ERSÖZ
|