HAKK’A YÜRÜDÜ
Prof. Esad Coşan; vatanından 16 bin kilometre uzakta, İslâm’a hizmet
yolunda Hakk’a yürüdü
HAKK’I TEBLİĞ YOLUNDA CAN VERDİ
Bir süredir Avustralya’da yaşayan Prof. Dr. Esad Coşan Avustralya’da geçirdiği
trafik kazasında vefat etti. Esad Coşan Hocaefendi ile birlikte damadı Prof.
Dr. Ali Yücel Uyarel de, Hakk’ın rahmetine kavuştu. Prof. Dr. M. Esad Coşan
Hocaefendi’nin ve damadının vefat ettiği kazaya, uyuyan bir TIR şoförünün
sebep olduğu bildirildi. Hocaefendi ve otomobilde bulunanların yine Hakk’ı
tebliğ etmek için konferans vermek üzere yola çıktıkları bildirildi.
İSLÂM ALEMİNİN BAŞI SAĞOLSUN
Avustralya’da yaşayan Türkler tarafından kısa sürede duyulan olay büyük
bir üzüntüye sebep olurken, sevenleri ve dostları Sidney ve Melbourne’dan,
Dubbo’ya akın ettiler. Esad Coşan Hocaefendi’nin vefat haberi sabahın
erken saatlerinde Türkiye’ye ulaşırken, bütün Müslümanlar üzüntüye
boğuldu. Esad Coşan Hocaefendi’nin kardeşi Mithat Coşan, “İslâm
Alemi’nin başı sağolsun” dedi. Mithat Coşan, cenazenin nerede
defnedileceği konusunun tam netlik kazanmadığını, ağırlıklı görüşün
Avustralya’da defni yönünde olduğunu ifade etti.
SİYASİLER: ÜZÜNTÜMÜZ BÜYÜK
Kutan: Büyük üzüntü içindeyim. Yazıcıoğlu: Allah gani gani rahmet
eylesin. Özal: Mümtaz bir insandı.
SYDNEY
Bir süredir Avustralya’da yaşayan Prof. Dr. Esad Coşan Avustralya’da geçirdiği
trafik kazasında vefat etti.
Esad Coşan Hocaefendi ile birlikte damadı Prof. Dr. Ali Yücel Uyarel, bölgede
lokanta işiyle uğraşan Hüseyin Kara ve Cevdet isimli bir Türk’ün içinde
bulunduğu otomobil, New South Wales eyaleti sınırları içinde yer alan
Sydney’e 5 saatlik mesafedeki Dubbo’da sabah saatlerinde karşı yönden
gelmekte olan bir kamyonla çarpıştı. Kazada Prof. Dr. Esad Coşan ağır
yaralanırken, damadı Prof. Dr. Ali Yücel Uyarel olay yerinde hayatını
kaybetti.
Dubbo Hastanesi’ne yaralı olarak kaldırılan Coşan Hocaefendi, doktorların
tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamayarak Hakk’ın rahmetine kavuştu.
Kazada yaralanan Hüseyin Kara ve Cevdet isimli Türk ise yaralı olarak
kurtuldular.
Prof. Dr. Esad Coşan’ın Dubbo’daki yakınlarından alınan bilgiye göre,
Dubbo yakınlarında karşı yönden gelen kamyon ile çarpışan otomobildeki
yolculardan Esad Coşan’ın damadı Prof. Dr. Ali Yücel Uyarel kaza yerinde
hayatını kaybetti.
Avustralya’da yaşayan Türkler tarafından kısa sürede duyulan olay büyük
bir üzüntüye sebep olurken, sevenleri ve dostları Sidney ve Melbourne’dan,
Dubbo’ya akın ettiler.
Son zamanlarda Türkler’in ticaret ve ikamet için tercih ettikleri yerlerden
birisi olan Dubbo, geçtiğimiz günlerde yaşanan fırtına sebebiyle adını dünyaya
duyurmuştu.
Cenazelerin hastaneden ne zaman alınacağı ve nereye defnedileceği yakınları
tarafından daha sonra kararlaştırılacak.
TIR ŞOFÖRÜ UYUMUŞ
Dün, yerel saatle öğle üzeri geçirdiği trafik kazasında vefat eden Prof.
Dr. M. Esad Coşan Hocaefendi’nin de vefat ettiği kazaya, uyuyan bir TIR şoförünün
sebep olduğu bildirildi. Esad Coşan’ın yakınındaki isimlerden İsmail
Sait Bakkal, yaptığı açıklamada, olayın yerel saatle 11.30-12.00 sırasında
Sydney’e 5 saatlik mesafede Griffith ve Dubbo arasındaki otobanda meydana
geldiğini söyledi. Sait Bakkal; kazaya, karşı yönden gelen ve Avustralyalı
yetkililer tarafından “direksiyon başında uyuduğu” açıklanan bir TIR
şoförünün sebebiyet verdiğini söyledi.
Bakkal; Esad Hocaefendi ve damadı Ali Yücel Uyarel’in vefat ettiği kazada
arabayı kullanan Cevdet Taşkın ve yanında bulunan Hüseyin Kara’nın yaralı
olarak hastaneye kaldırıldığını belirterek, acılarının büyük olduğunu
söyledi. İsmail Sait Bakkal, cenazenin nereye defnedileceğinin henüz netlik
kazanmadığını, ailesinin isteğine göre karar vereceklerini ifade etti.
Sait Bakkal, yerel saatle bugün sabah cenazenin Dubbo’dan Sydney’e, oradan
da Hocaefendi’nin Avustralya’da ikamet ettiği Brisbane getirileceğini
bildirdi. Öte yandan, Prof. Dr. Esad Coşan Hocaefendi’nin vefatı üzerine dün
Avustralya’ya gitmesi beklenen oğlu Nurettin Coşan, eşinin rahatsızlanarak
hastaneye kaldırılması sebebiyle Avustralya’ya uçuşunu bir süre tehir
etti.
Türkiye’de çok geniş ve hayırlı hizmetlerde bulunan Prof. Esad Coşan
Hocaefendi, “Yeni, geniş ve parlak ufuklar” vaadettiğine inandığı, “Müslümanlar
için çok önemli ülkelerden biri” olarak gördüğü Avustralya’da
Hakk’ın rahmetine
Gönüllerimize taht kurmuştu
Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocefendi 4 Şubat 2001 tarihinde Avustralya yerel
saatiyle 12’de, Türkiye saati ile dün 04.00 sıralarında Avustralya Sidney
yakınlarında elim bir trafik kazası neticesinde hayatını kaybetti.
Kazada yanlarında bulunan damadı Prof. Dr. Ali Yücel Uyarel de vefat etti.
Fikir, görüşleri ile gönüllere taht kuran Mahmud Esad Coşan, 1997’den
itibaren Avustralya başta olmak üzere ABD ve Avrupa ülkelerinde konferans,
sohbet, yayın ve çeşitli kurumsal faaliyetlerle insanlığın sevgi ve güzel
ahlakının gelişmesi için yoğun çabalar sarfediyordu.
Prof. Dr. M. Esad Coşan Hocaefendi, Çanakkale’nin Ayvacık İlçesi’nin
Ahmetçi köyünde 14 Nisan 1938’de dünyaya geldi. 1950’de Vezneciler İlkokulu’nu,
1956’da da Vefa Lisesi’ni bitirdi ve aynı yıl, İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Arap-Fars filolojisine girdi. Arap Dili ve Edebiyatı, İran
Dili ve Edebiyatı, Orta Çağ Tarihi ile Türk-İslâm Sanatı sertifikaları
aldı.
“Lebid bin Rebia’nın Muallakası” konulu mezuniyet tezi ile 1960’da
pekiyi dereceyle mezun oldu. Ankara’da 1960’da girdikleri Klasik-Dini Türkçe
Metinler Kürsüsü’ndeki asistanlık sınavını birincilikle kazandı.
Asistanlığının ilk yıllarında fakülte yayın kurulunda iki yıl
sekreterlik görevinde bulundu.
1965 yılında “XV. Yüzyıl Şairlerinden Hatiboğlu Muhammed ve Eserleri”
konulu teziyle “İlahiyat Doktoru” oldu. 1967-68 yıllarında Ankara Yükseliş
Mühendislik ve Mimarlık Özel Yüksek Okulu’nda “Türkçe ve Hümaniter
Bilgiler” dersleri verdi. Askerliğini 1972-73 yılları arasında, İstanbul
Tuzla ve Ağrı Patnos’ta yedek subay olarak tamamladı. “Hacı Bektaş-ı
Veli’nin Makâlâtı” konulu teziyle 1973’te “İlahiyat Doçenti”
unvanını aldı. 6 Nisan 1973’de Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk-İslam
Edebiyatı Kürsüsü öğretim üyeliğine atandı ve kürsü başkanlığını
üstlendi.
1977-80 yılları arasında Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik
Akademisi’nde Türk Dili ve Hümaniter Bilgiler dersi hocalığı yaptı.
1982’de, “İbrahim-i Müteferrika ve Risale-i İslamiyye” isimli takdim
teziyle İlahiyat Profesörü olan Mahmud Esad Coşan Hocaefendi yurtdışında
çeşitli üniversitelerde misafir öğretim üyeliklerinde bulundu.
1977’de Mehmed Zahid Kotku Hazretleri’nin direktifiyle Hadis sohbetlerine başlayan
Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocaefendi, 13 Kasım 1980’de Kotku
Hazretleri’nin vefatı sonrasında, onun hizmetlerini devam ettirdi.
33 adet yayınlanmış kitabı bulunan Mahmud Esad Coşan Hocaefendi, gençlere
yönelik İslâm dergisi ile aile hayatına yönelik Kadın ve Aile Dergisi ve
FM frekansından yayın yapan Akra FM’in yıllardır faaliyetlerini sürdürmesinin
büyük teşvikçisiydi.
1987’de kendi isteğiyle emekliye ayrılan Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan
Hocaefendi, konferans, sohbet, yayın ve çeşitli kurumsal faaliyetlerle yoğun
bir şekilde eğitim çalışmalarını sürdürüyordu. 1997’den itibaren
Avustralya başta olmak üzere ABD ve Avrupa ülkelerinde bulunan Prof. Dr.
Mahmud Esad Coşan Hocaefendi, kendisini insanlığın sevgi ve güzel ahlakının
gelişmesine adamıştı.
Türkiye üzüntüye boğuldu
İSTANBUL/ANKARA
Esad Coşan Hocaefendi’nin ölüm haber sabahın erken saatlerinde Türkiye’ye
ulaşırken, bütün Müslümanlar üzüntüye boğuldu. Esad Coşan
Hocaefendi’nin kardeşi Mithat Coşan, “İslâm Alemi’nin başı sağolsun”
dedi. Mithat Coşan, cenazenin nerede defnedileceği konusunun tam netlik
kazanmadığını, ağırlıklı görüşün Avustralya’da defni yönünde
olduğunu ifade etti.
BİNLERCE MÜSLÜMAN EVİNE KOŞTU
Coşan Hocaefendi’nin babasının ve kardeşinin yaşadığı İstanbul Çamlıca’daki
evin içinde ve önünde izdiham yaşandı. Üzüntülerini dile getirmek için
eve koşan binlerce Müslüman sokaklara sığmadı. Coşan Hocaefendi’ye yakınlığıyla
bilinen AKRA FM normal yayınını keserek, gün boyu Kur’an-ı Kerim yayını
yaptı.
KUTAN: ÜZÜNTÜ İÇİNDEYİM
FP lideri Recai Kutan, partisinin Genel İdare Kurulu toplantısı sırasında
gazetecilerin, Esad Coşan’ın vefatı ile ilgili soruları üzerine başsağlığı
dileğinde bulundu. Coşan ile yaklaşık 50 yıllık hukuku bulunduğunu
anlatan Kutan, “İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) talebe olduğum dönemde
tanışıyorduk. Bir alim, bir fazıl, bir kâmil zat idi. Kaybından dolayı büyük
üzüntü içindeyim” dedi. Ölüm haberi alır almaz Coşan’ın kardeşi
ile sabah telefon görüşmesi yaptığını belirten Kutan, cenazenin Türkiye’ye
getirilip getirilmeyeceğinin henüz belli olmadığını söyledi.
YAZICIOĞLU: ALLAH GANİ GANİ RAHMET EYLESİN
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu da, Esad Coşan’ın ölümünden büyük üzüntü
duyduğunu belirtti. Yazıcıoğlu şunları söyledi: “Esad Coşan, çok değerli
bir fikir ve ilim adamıydı. Gerçekten büyük bir mütefekkir idi. Büyük üzüntü
duydum, Allah gani gani rahmet eylesin. Esad Coşan ve Ali Uyarel’e
Allah’tan rahmet, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.”
UZUNKAYA: ALİM BİR İNSANDI
FP Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya ise, Coşan’ın vefatıyla ilgili olarak
şunları dile getirdi: “Fevkalade üzüldüm. Çok sevdiğimiz, saydığımız,
değer verdiğimiz müstesna bir hocamızdı.”
ÖZAL: MÜMTAZ BİR İNSANDI
Demokrat Parti Genel Başkanı Korkut Özal ise, “Kendisini, benim Ankara’ya
geldiğim 1960’lı yıllarından beri tanıyordum. İlmi ve insani değerleri
bakımından mümtüz bir insandı. Kendisini saygıyla yâd ediyorum. Türk
siyasetine doğrudan bir ilgisi yoktu ama herkes onu severdi şeklinde konuştu.
Ömrünü hizmete adadı
Mahmud Esad Coşan Hocaefendi, yurtiçi ve yurtdışında basın-yayın, eğitim,
kültür-sanat, sağlık, sesli ve görüntülü yayıncılık gibi, hayatın
her sahasını kavrayan çok yönlü vakıf, dernek ve şirketin kuruculuğunda
öncülük yaparak, her türlü müessesenin kurulmasına önderlik etti ve
hizmet sahasını genişletti. Esad Coşan Hocaefendi, her vesileyle bu
memlekete ve dine yapılacak en büyük hizmetin basın kanalıyla olduğunun
altını çizdi. Özellikle Avustralya’daki hizmetleri ve sohbetleri sırasında
dile getirdiği bir başka gerçek de, Güneydoğu Asya ülkelerine hizmetlerin
genişletilmesi noktasıydı. 27 yıllık üniversite hocalığını terkettiği
günden beri Avrupa, Amerika ve Avustralya başta olmak üzere birçok ülkede
konferanslar verdi, aile eğitim kampları düzenledi. Coşan Hocaefendi’nin eğitim
ve medyadaki vizyonu, özellikle son 2-3 yıl içinde internet üzerinde yapılan
yayın ve neşriyatlarla farklı ve geniş mecralara da ulaşmaya başladı. Bu
amaçla Uzay-İslâm Okulu adı altında internette e-mail ve sohbet grupları
oluşturulması, sanal ortamda hadis, tefsir dersleri verilmesi gibi çağdaş
ve yeni hizmetlere de vesile oldu.
Vakıflar ve dernekler kurdu
Mehmed Zahid Kotku Efendi’nin emri üzerine kurduğu “Hakyol Vakfı”nın
çalışmalarıyla bizzat ilgilendi, muhtelif yerlerde şubeler açtırdı. Eğitim
ve yardımlaşma faaliyetini yaygınlaştırmak için çalışmalar yaptı.
Sanat ve kültürle ilgili çalışmalar yapmak üzere “İlim Kültür ve
Sanat Vakfı”nı, sağlık hizmetleri için “Sağlık Vakfı”nı kurdurdu.
Hanımların eğitimi ile ilgili olarak “Hanım Dernekleri”nin, çevre ile
ilgili çalışmalar yapmak üzere “İlim, Ahlak, Kültür ve Çevre
Dernekleri”nin kurulmasını ve yaygınlaştırılmasını teşvik etti. Bu çalışmalarla,
toplumun güzel amaçlar için bir araya gelmesini, organize olmasını sağlamaya
gayret gösterdi.
Vakıflara ait harabe haline gelmiş birtakım ecdat yadigârı eserlerin tamir
ve tecdidiyle ilgilendi, onların gayesine uygun olarak tekrar faaliyete geçmesini
temin etti: Ahmed Kamil Tekkesi, Selami Mustafa Efendi Tekkesi, Şeyh Murad
Efendi Dergâhı, Kanuni zamanında yapılan ve şimdi Şadiye Hatun Teşhis
Kliniği’nin hizmet verdiği külliye gibi.
5 dergi ve 1 radyo O’nun eseri
Eğitimin yaygınlaştırılması için basın ve yayın çalışmalarıyla
ilgilendi. 1983 Eylül’ünde “İslâm” dergisini, 1985 Nisan’ında da
“Kadın ve Aile” ile “İlim ve Sanat” dergilerini yayınlanmaya başladı.
Daha sonra “Gülçocuk” dergisi çıkartıldı. Sağlık ve bilimle ilgili
konularda ise “Panzehir” dergisi yayınlandı. Halen “Vefa Yayıncılık”
adına yayınlanan bu dergilerle yakından ilgilendi, makaleler yazdı. Kitap
yayıncılığı için “Seha Neşriyat” adlı bir yayınevi kurdurdu, çeşitli
dini, edebi, tarihi, kültürel eserler neşredildi. Ayrıca burada yazarlarla
okuyucuları tanıştırmak, görüş alışverişini sağlamak üzere sohbet ve
kültürel faaliyetler tertip etti. Yayıncılığın geliştirilmesi, haftalık
ve günlük yayınlara geçilebilmesi için çalışmalar başlattı. Onun
gayretleriyle Ahsen Matbaası tesis edildi, dizgi tesisleri kuruldu. Sesli ve görüntülü
yayıncılık alanında hizmet etmek, milli ve manevi değerlerimize uygun yayınlar
yapmak üzere “Ak-Radyo (AKRA/FM)” adı altında bir müessesenin kurulmasına
öncülük etti (1992). Halen İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Adapazarı,
Denizli başta olmak üzere yüzden fazla merkezden radyo yayınları yapılıyor.
Ayrıca uydudan yayın yapan radyo dünyanın birçok yerinden dinlenilebiliyor.
Kaliteli bir eğitimi temin etmek amacıyla, özel eğitim kurumlarının
kurulmasını teşvik etti. Çeşitli illerde ilkokul öncesi, ilkokul ve orta
öğrenime yönelik eğitim tesisleri kurdurdu.
Esad Hoca Hakk’a Yürüdü
Allah rahmet eylesin
Fikirleriyle ve eserleriyle insanlığa ışık tutan büyük İslam alimi Prof.
Dr. Mahmud Esad Coşan Hocaefendi, dün Avusturalya’nın Sidney kenti yakınlarında
geçirdiği elim bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Avustralyalı
yetkililer, kazaya uyuyan Tır şoförünün neden olduğunu açıkladı.
HABER MERKEZİ
Büyük İslam Alimi Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocaefendi, dün
Avusturalya’nın Sidney kenti yakınlarında geçirdiği elim bir trafik kazasında
hayatını kaybetti.
Esad Coşan Hocaefendi ile birlikte damadı Prof. Dr. Ali Yücel Uyarel Hüseyin
Kara ve Cevdet isimli bir Türk’ün de içinde bulunduğu otomobil, New South
Wales eyaleti sınırları içerisinde yer alan Sdney’e 5 saatlik mesafedeki
Dubbo’da karşı yönden gelmekte olan bir kamyonla çarpıştı. Kazada, Esad
Coşan Hocaefendi yaralanırken, damadı Ali Yücel Uyarel olay yerinde vefat
etti. Dubbo şehrinin hastanesine kaldırılan ancak yapılan tüm müdahalelere
rağmen kurtarılamayan Esad Coşan Hocaefendi Hakkın rahmetine kavuştu. Aynı
araçta bulunan Hüseyin Kara ve Cevdet isimli iki kişi de yaralandı.
Fikirleriyle ve eserleriyle insanlığa ışık tutan Esad Coşan
Hocaefendi’nin Meldon’dan, Dubbo şehrinde bulunan dergahlarını ziyaret
etmek için yola çıktığı, fakat seyahat esnasında bu üzücü olayın
meydana geldiği bildirildi. Halkımız tarafından çok sevilen büyük İslam
Alimi Prof. Dr. Mahmud Es’ad Coşan Hocaefendi’nin vefatını öğrenen
Avustralya’da yaşayan Türkler, sevenleri ve dostları Sidney ve
Melbourne’den Dubbo’ya akın ettiler. İnsanların İslam’ı öğrenmesi
ve Kur’an’ı anlayabilmesi için büyük mücadeleler veren Hocaefendi, yaptığı
hizmetlerle çok sayıda insanı etkilemişti. 1997’den itibaren Avustralya başta
olmak üzere ABD ve Avrupa ülkelerinde bulunan Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan
Hocaefendi kendisini insanlığın sevgi ve güzel ahlakının gelişmesine adamıştı.
Büyük hizmetleri oldu
Mahmud Esad Coşan Hocaefendi, yurt içi ve dışında basın-yayın, eğitim, kültür-sanat,
sağlık, sesli ve görüntülü yayıncılık gibi, hayatın her sahasını
kavrayan çok yönlü vakıf, dernek ve şirketin kuruculuğunda öncülük
yaparak, her türlü müessesenin kurulmasına önderlik etti ve hizmet sahasını
genişletti. Esad Coşan Hocaefendi her vesileyle bu memlekete ve dine yapılacak
en büyük hizmetin basın kanalıyla olduğunun altını çizdi. Özellikle
Avustralya’daki hizmetleri ve sohbetleri sırasında dile getirdiği bir başka
gerçekte Güneydoğu Asya Ülkeleri’ne hizmetlerin genişletilmesi noktasıydı.
27 yıllık üniversite hocalığını terk ettiği günden beri Avrupa, Amerika
ülkeleri ve Avustrulya başta olmak üzere bir çok ülkede konferanslar verdi,
aile eğitim kampları düzenledi.
Coşan Hocaefendi’nin eğitim ve medyadaki vizyonu, özellikle son 2-3 yıl içinde
internet üzerinde yapılan yayın ve neşriyatlarla farklı ve geniş mecralara
da ulaşmaya başladı. Bu amaçla, Uzayñİslam Okulu adı altında internet
e-mail ve sohbet grupları oluşturulması, sanal ortamda hadis, tefsir dersleri
verilmesi gibi çağdaş ve yeni hizmetlere de vesile oldu.
Vakıflar kurdu
Mehmed Zahid Kotku Efendi’nin emri üzerine kurduğu “Hakyol Vakfı”nın
çalışmalarıyla bizzat ilgilendi, muhtelif yerlerde şubeler açtırdı. Eğitim
ve yardımlaşma faaliyetini yaygınlaştırmak için çalışmalar yaptı.
Sanat ve kültürle ilgili çalışmalar yapmak üzere “İlim Kültür ve
Sanat Vakfı” nı, sağlık hizmetleri için “Sağlık Vakfı”nı
kurdurdu. Hanımların eğitimi ile ilgili olarak “Hanım Dernekleri”nin; çevre
ile ilgili çalışmalar yapmak üzere “İlim, Ahlak, Kültür ve Çevre
Dernekleri”nin kurulmasını ve yaygınlaştırılmasını teşvik etti. Bu çalışmalarla,
toplumun güzel amaçlar için bir araya gelmesini, organize olmasını sağlamaya
çalıştı.
Vakıflara ait harabe haline gelmiş bir takım ecdad yadigarı eserlerin tamir
ve tecdidiyle ilgilendi; onların gayesine uygun olarak tekrar faaliyete geçmesini
temin etti: Ahmed Kamil Tekkesi, Selami Mustafa Efendi Tekkesi, Şeyh Murad
Efendi Dergahı, Kanuni zamanında yapılan ve şimdi Şadiye Hatun Teşhis
Kliniğinin hizmet verdiği külliye gibi.
5 dergi 1 radyo
Eğitimin yaygınlaştırılması için basın ve yayın çalışmalarıyla
ilgilendi. 1983 Eylül’ünde “İslam” dergisini, 1985 nisanında “Kadın
ve Aile” ve “İlim ve Sanat” dergisi yayınlanmaya başladı. Daha sonra
“Gülçocuk” dergisi çıkartıldı. Sağlık va bilimle ilgili konularda
ise “Panzehir” dergisi yayınlandı. Halen “Vefa Yayıncılık” adına
yayınlanan bu dergilerle yakından ilgilendi, makaleler yazdı.
Kitap yayıncılığı için “Seha Neşriyatı” kurdurdu; çeşitli dini,
edebi, tarihi, kültürel eserler neşredildi. Ayrıca burada, yazarlarla
okuyucuları tanıştırmak, görüş alışverişini sağlamak üzere sohbet ve
kültürel faaliyetler tertip etti. Yayıncılığın geliştirilmesi, haftalık
ve günlük yayınlara geçilebilmesi için çalışmalar başlattı. Onun
gayretleriyle Ahsen Matbaası tesis edildi, dizgi tesisleri kuruldu.
Sesli ve görüntülü yayıncılık alanında hizmet etmek, milli ve manevi değerlerimize
uygun yayınlar yapmak üzere “Ak-Radyo (AKRA)” adı altında bir müessesenin
kurulmasına öncülük etti. Halen İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Adapazarı,
Denizli başta olmak üzere yüzden fazla merkezden radyo yayınları yapılıyor.
Ayrıca uydudan yayın yapan radyo dünyanın birçok yerinden de
dinlenebiliyor. Kaliteli bir eğitimi temin etmek amacıyla, özel eğitim
kurumlarının kurulmasını teşvik etti. Çeşitli illerde ilkokul öncesi,
ilkokul ve orta öğrenime yönelik eğitim tesisleri kurdurdu.
HOCAEFENDİ KİMDİR?
Prof. Dr. M. Esad Coşan Hocaefendi, Çanakkale’nin Ayvacık İlçesi’nin
Ahmetçe Köyü’nde 14 Nisan 1938 yılında dünyaya geldi. 1950’de
Vezneciler İlkokulu’nu, 1956’da da Vefa Lisesi’ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Arap-Fars filolojisine girdi. Arap Dili ve Edebiyatı, İran
Dili ve Edebiyatı, Orta Çağ Tarihi ile Türk-İslam Sanatı sertifikaları
aldı. “Lebid bin Rebia’nın Muallakası” konulu mezuniyet tezi ile
1960’da mezun oldu. Ankara’a 1960’da girdikleri Klasik-Dini Türkçe
Metinler Kürsüsü’ndeki asistanlık sınavını birincilikle kazandı.
Asistanlığının ilk yıllarında fakülte yayın kurulunda iki yıl
sekreterlik görevinde bulundu. 1965 Yılında “XV. Yüzyıl Şairlerinden
Hatiboğlu Muhammed ve Eserleri” konulu teziyle “İlahiyat Doktoru” oldu.
1967-68 yıllarında Ankara Yükseliş Mühendislik ve Mimarlık Özel Yüksek
Okulu’nda “Türkçe ve Hümaniter Bilgiler” dersleri verdi. Askerliğini
1972-73 yılları arasında, İstanbul Tuzla ve Ağrı Patnos’ta yedek subay
olarak tamamladı. “Hacı Bektaş-ı Veli’nin Makalatı” konulu teziyle
1973’te “İlahiyat Doçenti” ünvanını aldı. 16 Nisan 1973’de Ankara
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk-İslam Edebiyatı Kürsüsü öğretim
üyeliğine atandı ve kürsü başkanlığını üstlendi. 1977-80 yılları
arasında Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi’nde Türk Dili ve
Hümaniter Bilgiler dersi hocalığı yaptı. 1982’de, “İbrahim-i Müteferrika
Ve Risale-i İslamiyye” isimli takdim teziyle İlahiyat Profesörü olan
Mahmud Es’ad Coşan Hocaefendi yurt dışında çeşitli üniversitelerde
misafir öğretim üyeliklerinde bulundu. 1977’de Mehmed Zahid Kotku
hazretlerinin emirleriyle Hadis sohbetlerine başlayan Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan
Hocaefendi, 13 Kasım 1980’de hocasının vefatıyla, onun emirleri doğrultusunda
hizmetleri üstlenmişti. 1987’de kendi isteğiyle emekliye ayrılan Prof. Dr.
Mahmud Es’ad Coşan Hocaefendi, konferans, sohbet, yayın ve çeşitli
kurumsal faaliyetlerle yoğun bir şekilde eğitim çalışmalarını sürdürüyordu.
Baba evinde hüzün
Prof. Dr. Esad Çoşan Hocaefendi’nin vefat haberi üzerine yakınları ve
sevenleri Küçükçamlıcada’daki baba evine akın etti.
Allah dostu, büyük alim Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocaefendi’nin vefat
haberi üzerine yakınları ve sevenleri Küçükçamlıca’daki baba evine akın
etti.
Baba Hafız Halil Necati Coşan’ın evi, Aziz Mahmud Hüdai Çilehane
Camii’nin bulunduğu Küçük Çamlıca semti toplumun her kesiminden vatandaşlarla
dolup taştı. Vatandaşlar merhumun babası Hafız Halil Necati Efendi, amcaları
ve oğlu Nurettin Coşan’a taziyede bulundular.
Çilehane Camii içinde ve önünde toplanan sevenlerinin sık sık birbirlerine
sarılarak ağlamaları ve birbirlerini teselli etmeleri dikkat çekti. Vatandaşların
büyük bir şok yaşadıkları ve habere inanmakta güçlük çektikleri gözlendi.
Ayrıca Coşan’ın sekreterya işlerini yürüten Necmi Sarıyer’i arayan
parti liderleri, siyasiler, akademisyenler ve işadamları da taziyelerini
bildirdiler.
Naaş Avustralya’da kalabilir
Hocaefendienin naaşının, babasının ve hanımının Türkiye’ye
getirilmesi arzusuna rağmen Avustralya’da defnedilmesi ihtimalinin güçlü
olduğu belirtildi. Avustralya’da yürürlükte olan kanuna göre yurtdışına
çıkarılması gereken cenazelerin bozulmaması için iç organlarının çıkarılması
gerekiyor. Yakınlarının bu sebepten naaşın Avustralya’da defnedilmesine
razı olabilecekleri belirtiliyor.
Öte yandan Coşan’ın yakınları vefatı ile ilgili son bilgileri internet
ve Akra FM’den kamuoyuna duyuruyorlar.
Babası vefat etti zannettim
Coşan’ı gençliğinden itibaren tanıyan baba dostu Halit Açıyor (85)
haberi aldığı andaki duygularını şöyle anlattı: “Babası Necati Efendi
Hoca komşumdur. Her gün görüşüyoruz. Yaşı büyük olan bir o ve ben kaldık.
Sabah sokaktaki arabaları görünce ‘Necati Efendi vefat etti herhalde’
diye düşündüm. Haber geldi. Babası değil oğlu Esat Efendi vefat etmiş.
Duyunca yıkıldım.”
Cümlesi hıçkırıklarla kesilen Halit dede, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Geçen Medine’ye gitmiştim. Orada duran bizim çocuğa sordum, ‘Geldi
mi’ diye. ‘Daha umreye gelmedi’ dedi. Görüşmek nasip olmadı.”
Dilipak: Bizim diasporamız öldü
Gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak, Çilehane önünde yaptığı açıklamada,
“Bizim diasporamızda öldü. İlim, hikmet, kardeşlik anlamında büyük
hizmetleri olan biriydi. Ülke geleceği için büyük hayalleri vardı. Bu
hayaller onu sevenler için manevi bir miras olacaktır zannediyorum” dedi.
Coşan’ın sevenleri Hocaefendi ile ilgili duygu ve düşüncelerini şöyle
anlattı:
Ahmet Akın Çığmen-Dinadamı (55): Avustralya’ya gitmeden önce görüştük.
Çok çalışkandı, İslam’a hizmet için her an gecesini gündüzüne katıyordu.
Bir caminin açılışına giderken vefat ettiği için gidişi de Allah yolunda
olmuştur. Bir şeyhin damadı idi. Babası da büyük alimlere hizmet etmiş büyük
bir zattır. Şehit sayılması için çok sebepler var. Abdestle gezmesi, Allah
yolunda cami açılışına giderken vefat etmesi gibi. Onun vesilesi ile birçok
insan hidayete erdi.
Selahattin Semiz- (38): Çok büyük üzüntü ve şaşkınlık içerisindeyiz.
Vefatın kardeşlerimizi üzüntüye sevkettiği kadar rahmetlinin işaret ettiği
hedeflere ulaşmak için azimlerini artıracağını yeni bir gayret vereceğini
düşünüyorum.
Kamil Erenel-Serbest (36): Herkesin kolu kanadı kırık durumda. Perişan bir
haldeyiz. Yeri doldurulamaz. Bundan sonra bize bıraktığı eserler ile yaşamaya
çalışacağız.
İnsanlar mahrum olmasın diye...
Avustralya Kotku Federasyonu adına kendi imzasıyla yayınladığı
“Hedefimiz” başlıklı yazısında Coşan Hocaefendi şunları yazdı:
Peygamberimizi ve onun varisleri olan evliyaullahı sevmek gerektiğinden biz de
şeyhimizi çok seviyoruz, hasreti kalbimizi günden güne daha çok yakıyor.
Onun aziz hatırasına ne yapsak azdır diye düşünüyoruz. İnşaallah Türkiye’yi,
Asya’yı, Afrika’yı, Avrupa’yı, Amerika’yı, Avustralya’yı, hatta dünyayı,
fezayı Kotku dergahlarıyla, ilim ve irfan merkezleriyle dolduracağız;
camiler, okullar, yurtlar, kolejler açacağız; parklar bahçeler, korular
tesis edeceğiz; çeşmeler, köprüler, yollar, yaptıracağız, kütüphaneler
kuracağız, kitaplar yayınlayacağız yeni yeni radyo-televizyon müesseseleri
açacağız. Hep Allah rızası için, Ras°lullah Efendimizin aşkıyla,
evliyaullah hürmetiyle, ümmete hizmet duygusuyla,... ta ki herkes ilmin, irfanın,
şeriat-ı garrı’nın, yüce Kur’an’ın, pak tasavvufun, güzel ahlakın,
maddi ve manevi kemalatın değerini, önemini gözden kaçırmasın, gafil ve
cahil kalmasın, dünyada ve ahirette me’yus ve mahrum olmasın diye.
Dost'a Gitti
Prof. Esad Coşan Hocaefendi Hakk'ın rahmetine kavuştu. Prof. Çoşan
Hocaefendi ve damadı Prof. Ali Yücel Uyarel dün Avustralya'da geçirdikleri
elim bir trafik kazası sonucu hayatlarını kaybettiler. Hocaefendinin vefatı
Türkiye ve Avustralya'da büyük bir üzüntüyle karşılandı
Damadı Prof. Ali Yücel Uyarel, Hüseyin Kara ve Cevdet isimli yakınlarıyla
birlikte yola çıkan Prof. Esad Coşan Hocaefendi'nin içinde bulunduğu
otomobil, Avusturalya'nın New South Wales eyaleti sınırları içinde yer alan
Dubbo'da Türkiye saati ile sabah 04.00 sıralarında karşı şeritten gelen
bir TIR'la çarpıştı. Aracın ön koltuğunda oturan Prof. Coşan ağır
yaralanırken, damadı Prof. Uyarel olay yerinde hayatını kaybetti. Dubbo
Hastanesi'ne kaldırılan Prof. Coşan ise tüm tıbbî müdahalelere rağmen
kurtarılmayarak 63 yaşında hayata veda etti.
TIR şoförü uyuyordu
Prof. Dr. M. Esat Çoşan Hocaefendi'nin vefat ettiği kazaya, uyuyan bir TIR şöförünün
sebep olduğu bildirildi. Esat Çoşan'ın yakınındaki isimlerden İsmail Sait
Bakkal, kazaya karşı yönden gelen ve Avustralyalı yetkililer tarafından
'uyuduğu' açıklanan bir TIR şöförünün sebebiyet verdiğini belirtti. İsmail
Sait Bakkal cenazenin nereye defnedileceğinin henüz netlik kazanmadığını,
ailesinin isteğine göre karar vereceklerini ifade etti. Said Bakkal, yerel
saatle bu sabah cenazenin Dubbo'dan, Sydney'e oradan da Hocaefendi'nin
Avustralya'da ikamet ettiği Brisban'e getirileceğini bildirdi.
Bu arada Hocaefendi'nin İstanbul'da yaşayan oğlu Nurettin Coşan'ın olay üzerine
rahatsızlık geçirdiği öğrenildi.
Hayır için çalıştı
Mehmed Zahid Kotku Efendi'ye intisap eden Prof. Esad Coşan 1977'den itibaren İskenderpaşa
Camii'nde, dergahın eğitim kitabı olan Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî'nin
"Ramûz el- Ehâdis" adlı hadis kitabından hadis dersleri vermeye başladı.
Mehmed Zahit Kotku Hocaefendi'nin 13 Kasım 1980 günü vefatından sonra,
cemaatin eğitimiyle ve her türlü meselesiyle ilgilenme, tebliğ ve irşad görevini
üstlendi. Onun döneminde hadis derslerine ilgi daha da arttı. Cemaat yer
bulamadığı için camiye ilaveler yapıldı. Ayrıca Ankara, İzmir, Bursa,
Sapanca, İzmit ve Eskişehir'de mûtad hadis dersleri başlatıldı. Yurt içi
ve dışında basın-yayın, eğitim, kültür-sanat, sağlık, sesli ve görüntülü
yayıncılık gibi, hayatın her sahasını kavrayan çok yönlü vakıf, dernek
ve şirketin kuruculuğunu yaptı. Mehmed Zahid Kotku Efendi'nin emri üzerine
kurduğu "Hakyol Vakfı"nın çalışmalarıyla bizzat ilgilendi,
muhtelif yerlerde şubeler açtırdı.
Hocaefendi sohbeti esas aldı
Eğitim ve yardımlaşma faaliyetini yaygınlaştırmak için çalışmalar yaptı.
Sanat ve kültürle ilgili çalışmalar yapmak üzere "İlim Kültür ve
Sanat Vakfı" nı, sağlık hizmetleri için "Sağlık Vakfı"nı
kurdurdu. Hanımların eğitimi ile ilgili olarak "Hanım Dernekleri"nin;
çevre ile ilgili çalışmalar yapmak üzere "İlim, Ahlak, Kültür ve Çevre
Dernekleri"nin kurulmasını ve yaygınlaştırılmasını teşvik etti.
Vakıflar'a ait harabe haline gelmiş birtakım ecdad yadigarı eserlerin tamir
ve tecdidiyle ilgilendi. Eğitimin yaygınlaştırılması için basın ve yayın
çalışmalarıyla ilgilendi. 1983 Eylülü'nde "İslam" dergisini,
1985 nisanında "Kadın ve Aile" ve "İlim ve Sanat" dergisi
yayınlanmaya başladı. Daha sonra "Gülçocuk" dergisi çıkartıldı.
Sağlık ve bilimle ilgili konularda ise "Panzehir" dergisi yayınlandı.
Kaliteli bir eğitimi temin etmek amacıyla, özel eğitim kurumlarının
kurulmasını teşvik etti. Çeşitli illerde ilkokul öncesi, ilkokul ve orta
öğrenime yönelik eğitim tesisleri kurdurdu. Yurtdışındaki Müslümanlar'la
diyaloğu sağlamak amacıyla "İskenderpaşa Turizm (İSPA)" adı altında
bir seyahat acentası kurulmasına öncülük etti. İlmi seviyesi yüksek
hocalar yetiştirmek amacıyla İstabul'da, Ankara'da, Konya'da ve Bursa'da
hadis ve fıkıh enstitüleri açtırdı. Buralarda İlahiyat Fakülteleri'nde
okuyan veya mezun olan kimselere, özel hocalardan Arapça, hadis, tefsir ve fıkıh
dersleri verdirilmesini temin etti. Sohbetlerine yurt içinde yurt dışında büyük
ilgi gösterilmesi ve çeşitli yerlere davet edilmesi, onun çok seyahat
etmesine neden oldu. Avrupa'da, Kuzey Amerika'da, Afrika'da, Orta Asya ve
Avustralya'da pekçok ziyaretler, vaazlar, sohbetler yaptı; eğitim programlarına
katıldı. Her yıl hac ve umre dolayısıyla değişik ülkelerden gelen Müslümanlar'la
görüştü, diyalog kurdu. Hakkı ve hayrı, iyiyi ve güzeli tebliğ etme yönünde
şumüllü ve verimli çalışma yapmaktan bir an bile geri kalmadı. Çevresini
bu tür çalışmalara teşvik etti.
Prof. Dr. Mahmut Esad Coşan 14 Nisan 1938 yılında Çanakkale'nin Ayvacık İlçesi'nin
Ahmetçe Köyü'nde dünyaya geldi. Üç yaşında İstanbul'a giden Prof. Coşan
ilk, orta, lise ve üniversite öğrenimini İstanbul'da yaptı.
1960 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi
Bölümü'nü bitiren Coşan Hocaefendi, aynı yıl Ankara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Klasik-Dini Türkçe Metinler Kürsüsü'ne asistan olarak girdi.
1965 yılında XV. Yüzyıl şairlerinden olan "Hatiboğlu Muhammed ve
Eserleri" konusundaki doktora tezini bitirdi. 1972-1973'de yedeksubay
olarak askerlik görevini tamamladı. 1973'de "Hacı Bektaş-ı Veli, Makâlât"
adlı doçentlik tezi ile doçentlik ünvanını aldı ve Ankara Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi'ne öğretim üyesi olarak tayin edildi. 1977- 1980 yıllarında
Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi'nde Türk Dili ve Edebiyatı
dersleri verdi. 1982'de "İbrahim-i Müteferrika ve Risale-i İslamiyye"
isimli takdim teziyle ilahiyat profesörlüğüne yükseldi. 1987 yılında
emekliliğini isteyerek üniversiteden ayrıldı. Mehmet Zahid Kotku Efendi'nin
damadı olan Prof. Coşan 1997'den itibaren başta Avustralya olmak üzere ABD
ve Avrupa ülkelerinde bulundu. Arapça, Farsça, Almanca ve İngilizce bilen
Hocaefendi'nin 30'u aşkın kitabı, binlerce makalesi bulunuyor.
Soru işareti olabilir.
Bu arada Merkez Valisi Recep Yazıcıoğlu ise, Esad Coşan Hocaefendi'nin ölümü
konusunda bilgisinin olmadığı belirterek, "Bu tip kazalarda her zaman
istifham olmuştur " dedi. İstanbul'da yapılan Avukatlar Forumu'na katılan
Yazıcıoğlu, basın mensuplarının, Esad Coşan Hocaefendi'nin trafik kazasında
ölümüyle ilgili sorusuna, "Konu hakkında bir bilgim yok. Ancak, bu tip
olaylarda ve kazalarda Türkiye'de bir her zaman istifham olmuştur. Bu konuda
da olabilir " şeklinde cevap verdi.
Barış adamını kaybettik
Recai Kutan: Prof. Dr Esat Coşan ile yaklaşık 50 yıllık hukukum vardı. Bir
alim, bir fazıl, bir kamil zat idi. Kaybından dolayı fevkalede üzüntü içindeyim.
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ise Esat Çoşan Hocaefendi'nin ölümünden
büyük üzüntü duyduğunu kaydetti.
Erdem Beyazıt: Toplumu yönlendiren nadir kişilerden biriydi. Büyük bir
mektebin devam ettiricisiydi. Milletimizin başı sağolsun.
Bülent Arınç: "Esad Çoşan Hoca, bu ülke için iyi olanı yapmaya çalıştı.
Vefatı sevenlerini olduğu kadar bizleri de ziyadesiyle üzdü. Şimdi herkes
onun yaptıklarını ve onu daha iyi anlayacaktır"
Tayyip Erdoğan: Ülkemizin büyük alimlerinden, değerli bir ilim ve barış
adamını kaybettik. Kendileri sadece Türkiye'de değil, ülke dışında da önemli
hizmetler vermiş mümtaz bir şahsiyetti. Allah rahmet eylesin. Muhterem hocamızın
ülke içi ve ülke dışında yetiştirdiği onbinlerce talebe onun ilim ve
ahlakiyle ahlaklandı. Ömrü toplumsal kutuplaşmaları ortadan kaldırmak ve
sosyal barışa katkıda bulunmakla geçti.
Nazif Gürdoğan: Türkiye'nin siyaset, eğitim ve kültür dünyasının
"Görünmeyen Üniversite"si olan İskenderpaşa Dergahı'nın gönül
mimarlarındandı.
Hasan Celal Güzel: Millet bu zor günde bir evladını daha kaybetmiştir.
Hocaefendi, kendisine daha da ihtiyaç duyulan bir dönemde aramızdan ayrılmıştır.
Son yıllarda yaşanan gelişmeler ve İslami kesim, içinde bulunduğu
zorlukları ancak Esad Çoşan Hocaefendi gibi insanlar sayesinde aşmaya çalışmıştır.
Lütfi Yalman: Hocaefendi hayatı boyunca hep uğraşlar içinde oldu.
Avustralya'ya hizmet aşkı ile gitmişti. Allah yolunda, hizmet aşkı ile
yanan bir gönlün vefatını görmek bizi fazlasıyla üzdü.
Recep Kırış: Hacefendi'nin vefatı herkesi olduğu gibi bizi de derinden
yaraladı. Kendisini hep hizmet yolunda ve hizmet aşkı ile gördük.
Milletimiz yaptıklarını daha da iyi anlayacaktır.
Osman Sarı: Çok değerli bir bilim adamıydı. Disiplinli, sabırlı, hoşgörülü,
kendisi gibi düşünmeyenlere karşı gayet hoşgörülü gördüm kendisini. Türkiye'yi
çok özlediğini haber alıyorduk. Şüphesiz burada, Türkiye'deki olumsuz
siyasal gelişmelerin ülkenin aydınları üzerindeki olumsuz etkilerini görüyoruz.
Gurbette Vuslat
Hicran içinde göçtü
1997'den itibaren yurtdışında yaşamak zorunda
kalan Prof. Dr. M. Esad Coşan ile damadı Avustralya'da trafik kazasında
hayatlarını kaybettiler.
Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocaefendi, dün Avustralya yerel saatiyle 12'de, Türkiye
saati ile 04.00 sıralarında Sydney yakınlarında elim bir trafik kazası
neticesinde hayata gözlerini yumdu. Kazada yanlarında bulunan damadı Prof.
Dr. Ali Yücel Uyarel de vefat etti.
Coşan'la birlikte damadı Prof. Dr. Ali Yücel Uyarel, bölgede kebap işiyle uğraşan
Hüseyin Kara ve Cevdet isimli bir Türk'ün içinde bulunduğu otomobil, New
South Wales eyaleti sınırları içinde yer alan Sydney'e 5 saatlik mesafedeki
Dubbo'da sabah saatlerinde karşı yönden gelmekte olan bir kamyonla çarpıştı.
Kazada Prof. Dr. M. Esad Coşan ağır yaralanırken, damadı Prof. Dr. Ali Yücel
Uyarel olay yerinde hayatını kaybetti. Dubbo Hastanesi'ne kaldırılan Coşan,
doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamazken, Hüseyin Kara ve
Cevdet isimli Türkler yaralı olarak kurtuldu.
Avustralya'da yaşayan Türkler tarafından kısa sürede duyulan olay büyük
bir üzüntüye sebep oldu. Sevenleri ve dostları Sydney ve Melbourne'den
Dubbo'ya akın ettiler. Son zamanlarda Türklerin ticaret ve ikamet için tercih
ettikleri yerlerden birisi olan Dubbo, geçtiğimiz günlerde yaşanan fırtına
sebebiyle adını dünyaya duyurmuştu.
Gönül sultanları arasında yer alan M. Esad Coşan, 1997'den itibaren
Avustralya başta olmak üzere ABD ve Avrupa ülkelerinde konferans, sohbet, yayın
ve çeşitli kurumsal faaliyetlerle insanlığın sevgi ve güzel ahlakının
gelişmesi için yoğun çabalar sarfediyordu.
M. Esad Coşan kimdir?
Coşan Hocaefendi, Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinin Ahmetçe köyünde 14
Nisan 1938'de dünyaya geldi. 1950'de Vezneciler İlkokulu'nu, 1956'da da Vefa
Lisesi'ni bitirdi ve aynı yıl İÜ Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi'ne
girdi. "Lebid bin Rebia'nın Muallakası" konulu mezuniyet tezi ile
1960'ta pekiyi dereceyle mezun oldu. Ankara'da 1960'da girdiği Klasik Dini Türkçe
Metinler Kürsüsü'ndeki asistanlık sınavını birincilikle kazandı. 1965'te
"İlahiyat Doktoru" oldu. Askerliğini 1972–73 yılları arasında,
İstanbul Tuzla ve Ağrı Patnos'ta yedek subay olarak tamamladı. 1973'te
"İlahiyat Doçenti" unvanını aldı.
1977–80 yılları arasında Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik
Akademisi'nde Türk dili ve hümaniter bilgiler dersi hocalığı yaptı.
1982'de, ilahiyat profesörü olan Coşan Hocaefendi, yurtdışında üniversitelerde
misafir öğretim üyeliklerinde bulundu.
24 yıldır sohbet ediyordu
1977'de Mehmed Zahid Kotku Hazretleri'nin emirleriyle hadis sohbetlerine başlayan
Coşan Hocaefendi, 13 Kasım 1980'de hocasısının vefatıyla, onun emirleri doğrultusunda
hizmetleri üstlenmişti. 33 tane yayınlanmış kitabı bulunan Coşan
Hocaefendi, 1987'de kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Coşan Hocaefendi, 28
Şubat sürecinin getirdiği baskılar neticesinde yurtdışında yaşamak
zorunda kalmıştı. Coşan, Uzay–İslam Okulu adı altında internet e-mail
ve sohbet grupları oluşturulması, sanal ortamda hadis, tefsir dersleri
verilmesi gibi çağdaş ve yeni hizmetlere de vesile oldu.
Avustralya'da kalabilir
Coşan'ın naaşının, babasının ve hanımının Türkiye'ye getirilmesi
arzusuna rağmen Avustralya'da defnedilmesi ihtimalinin güçlü olduğu
belirtildi.
Avustralya'da yürürlükte olan kanuna göre yurtdışına çıkarılması
gereken cenazelerin bozulmaması için iç organlarının çıkarılması
gerekiyor. Yakınlarının bu sebepten naaşın Avustralya'da defnedilmesine razı
olabilecekleri belirtiliyor. Coşan'a yakın isimlerden İsmail Sait Bakkal,
olayın Sydney'e 5 saatlik mesafede Griffith ve Dubbo arasındaki otobanda
meydana geldiğini belirterek, kazaya karşı yönden gelen ve yetkililer tarafından
uyuduğu açıklanan bir tIr şöförünün sebebiyet verdiğini söyledi. İsmail
Sait Bakkal cenazenin nereye defnedileceğinin henüz netlik kazanmadığını
belirtti. Coşan'ın vefatı üzerine dün Avustralya'ya gitmesi beklenen oğlu
Nurettin Coşan, eşinin rahatsızlanarak hastaneye kaldırılması sebebiyle
Avustralya'ya gidişini tehir etti.
Öte yandan Coşan'ın yakınları vefatı ile ilgili son bilgileri internetten
duyuruluyor. Coşan ile ilgili bazı site adresleri ise şöyle: www.iskenderpasa.com,
www.kotku.org.au,
www.kotku.net,
www.aitco.com/guldeste/
www.hacegan.com.
Kasıt olabilir
ANAP eski milletvekili İlhan Kesici, Mahmud Esad Coşan Hocaefendi'nin ölümünden
üzüntü duyduğunu belirterek, kazada kasıt ihtimalinin olduğunu söyledi.
Kesici, "Avustralya'nın altyapısını biliyoruz. Altyapısı çok düzenli.
Kazada arabası bir TIR tarafından sıkıştırılmış. Böyle bir şeyin
olması çok güç, bu nedenle böyle bir kazada kasıt ihtimali üzerinde
dururum. Zaten akla gelen ilk şey de o. Duyduğumuz kadarıyla karşı yönden
gelmekte olan bir tırın diğer yöne geçmesi sonucu trafik kazası olmuş.
Oysa gidenler bilirler. Sdney'deki yollar çok geniş ve gelişmiştir. Altı şeritli
gidiş, 6 şerit geliş şeklindedir yollar. Bu gibi yerlerde tarafik kazası
olması demek yarı kıyamet kopmuş gibi birşeydir. Belki gerçekten de böyle
bir kaza oldu. Ancak neden oldu, niye oldu diye düşünmemiz lazım."
dedi.
Nuri İMRE / İSTANBUL(cha)
Coşan ile 50 yıllık hukukumuz vardı
Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, gazetecilerin Prof. Dr. M. Esat Coşan'ın
Avustralya'da geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybettiği yolundaki
haberler bulunduğunu belirtmeleri üzerine, başsağlığı dileğinde bulundu.
Coşan ile yaklaşık 50 yıllık hukuku bulunduğunu anlatan Kutan, "Bir
alim, bir fazıl, bir kamil zat idi. Kaybından dolayı fevkalede üzüntü içindeyim."
dedi. Ölüm haberini alır almaz Coşan'ın kardeşi ile telefon görüşmesi
yaptığını bildiren Kutan, cenazenin Türkiye'ye getirilip getirilmeyeceğinin
henüz belli olmadığını söyledi.
Baba evinde hüzün
Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocaefendi'nin vefat haberi üzerine yakınları ve
sevenleri Küçükçamlıca'daki baba evine akın etti.
Baba Hafız Halil Necati Coşan'ın evi ile Aziz Mahmud Hüdai Çilehane
Camii'nin bulunduğu Küçükçamlıca semti toplumun her kesiminden vatandaşlarla
dolup taştı. Vatandaşlar merhumun babası Hafız Halil Necati Efendi, amcaları
ve oğlu Nurettin Coşan'a taziyede bulundular.
Çilehane Camii içinde ve önünde toplanan sevenlerinin sık sık birbirlerine
sarılarak ağlamaları ve birbirlerini teselli etmeleri dikkat çekti. Vatandaşların
büyük bir şok yaşadıkları ve habere inanmakta güçlük çektikleri gözlendi.
Ayrıca Coşan'ın sekreterya işlerini yürüten Necmi Sarıyer'i arayan parti
liderleri, siyasiler, akademisyenler ve işadamları taziyelerini bildirdiler.
'Babası vefat etti' zannettim
Coşan'ı gençliğinden itibaren tanıyan baba dostu Halit Açıyor (85) haberi
aldığı andaki duygularını şöyle anlattı: "Babası Necati Efendi
Hoca komşumdur. Her gün görüşüyoruz. Yaşı büyük olan bir o ve ben kaldık.
Sabah sokaktaki arabaları görünce 'Necati Efendi vefat etti herhalde' diye düşündüm.
Haber geldi. Babası değil oğlu Esad Efendi vefat etmiş. Duyunca yıkıldım."
'Diasporamız öldü'
Gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, Çilehane önünde yaptığı açıklamada,
"Bizim diasporamız da öldü. İlim, hikmet, kardeşlik anlamında büyük
hizmetleri olan biriydi. Ülke geleceği için büyük hayalleri vardı. Bu
hayaller onu sevenler için manevi bir miras olacaktır zannediyorum."
dedi.
Coşan'ın sevenleri, Hocaefendi ile ilgili duygu ve düşüncelerini şöyle
anlattı:
Ahmet Akın Çığmen—(55): Avustralya'ya gitmeden önce görüştük. Çok çalışkandı,
İslam'a hizmet için her an gecesini gündüzüne katıyordu. Bir caminin açılışına
giderken vefat ettiği için gidişi de Allah yolunda olmuştur. Bir şeyhin
damadı idi. Babası da büyük alimlere hizmet etmiş büyük bir zattır. Şehit
sayılması için çok sebepler var. Abdestle gezmesi, Allah yolunda cami açılışına
giderken vefat etmesi gibi. Onun vesilesi ile birçok insan hidayete erdi.
Selahattin Semiz— (38): Çok büyük üzüntü ve şaşkınlık içerisindeyiz.
Vefatının kardeşlerimizi üzüntüye sevk ettiği kadar rahmetlinin işaret
ettiği hedeflere ulaşmak için azimlerini artıracağını, yeni bir gayret
vereceğini düşünüyorum.
Kamil Erenel—(36): Herkesin kolu kanadı kırık durumda. Perişan bir
haldeyiz. Yeri doldurulamaz. Bundan sonra bize bıraktığı eserler ile yaşamaya
çalışacağız. (Onur Kaya - Mükremin Albayrak / İSTANBUL (cha)
© Ziya Information 2000-2001