Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

ZirZop.com

Hiciv ve Düzen

Zam ve zulüm...Padişahın başka bildiği yokmuş , zam yapar , başını kaldıranı da ezermiş...
Zaptiyeler padişaha çıkmışlar:
"Efendim halk homurdanmaya başladı!"
"Ezin kafalarını vergilerine zam yapın!"
Halk küfretmeye başlamış , sövüp sayıyormuş , sokakalara çıkmışlar , padişahın taktiği hiç değişmemiş:
"Zam yapın , kafalarını ezin!"
Zatiyeler bir gün telaşla koşup gelmişler:
"Padişahım , bunlara bir hal oldu , sokakalarda meydanlarda zil çalıp , göbek atıyorlar!"
Padişah yerinden fırlamış:
"İşte bu fena , hayra alamet değil , ne yapacakları belli olmaz!"
***************
Böyle dönemlerde halk gücünü mizahtan alır , her gün bir hikaye uydurulur , fıkra üretilir ya da eski hicivler yaşanan güne uyarlanır:
Kazak Abdal'ın "Eşeği saldım çayıra" diye başlayıp , "anasını" yada "avradını" diye biten taşlaması eğer bugüne uygulanırsa , burada durun!...
***************
Bakın nasıl uyarlamışlar:
"Doları saldın çayıra/Halkı da mevla kayıra/Bu krizi hayıra/Yoranın da avradını.
"Hem hırsızın hem yüzsüzün / Babası zengin dürzünün / Bunların meyit namazın / Kılanın da avradını.
Biçare mazlum söz söyledi / Cümle halkı dahleyledi / Sorarlarsa kim söyledi / Soranın da avradını."
**************
16. yüzyılda yaşamış Kazak Abdal'dan medet umup , onunla rahatlayanlar , acaba Namdar Rahmi Karatay'ı bilirler mi?Namdar Rahmi , hakkı yenen bir hiciv şairi , heccavdır , 1930 ve 1950 arasında yazdıkları pek bilinmez , duyulup yayılmamıştır.Bir örnek: "Pehpehlere , pohpohlarla çok itleri at yaptık / Uçurduk ta göklere , alkıştan kanat yaptık / Hiç yoktan başımıza koca saltanat yaptık /Üstüne çul vursanız , it onu kanat sanır / Eşeğe gem vurmayın , kendisini at sanır."
**************
Şimdi idyeceksiniz ki: "Neye varacak bu işin sonu!"
**************
Politikacı kasaba meydanında nutuk atıyor; her cümlesini "Bu düzen değişecektir!" diye bitiriyormuş.Öndeki ihtiyar da politikacı "Bu düzen değişecektir!" dedikçe başını sallıyor , sağ elini yumruk yapıp , baş parmağını , işaret ve orta parmağının arasına sokuyormuş. Politikacı kürsüden inince , doğru yaşlı adama gitmiş: "Sen bu düzenin değişeceğine inanmıyor musun?" "inanırım , inanırım , hiç inanmaz olurmuyum!" "O halde ne demeye başını sallıyorsun?" Yaşlı adam içini çekmiş: "Değişir oğlum , değişir , bu düzen de değişir; lakin düzülenler hiç değişmez!"
*************
BU fıkra , 1992 yılının haziran ayının yirmi dördüncü günü bu köşede yayımlanmıştı.
Ne dersiniz , yaşlı adamın tespitinde bir değişiklik ya da bir yanlışlık var mı?

HASAN PULUR
12.04.2001 tarihli Milliyet Gazetesinden alınmıştır.