|
Hermes'in bir çok çocuğu vardı. Bunalrın arasınad
en tanınanı Daphnis adındaki genç çobandı. Bir dağ perisinin oğlu olan
bu çocuğu doğar doğmaz bir vadiye bırakmışlardı. Sicilyalı çobanlar Daphnis'I
kırda bularak aldılar ve büyüttüler. Genç bir delikanlı olduğunda onu bir
sürünün başına geçirdiler. Kırların tanrısı Pan ona müziği öğretti. Daphnis
çok yakışıklı bir gençti üstelik çokda güzel flüt çalardı tüm kır perileri
onu çok severlerdi. Kır perilerinden biri olan Lyke'nin ona duyduğu sevgi
hepsinden fazlaydı. Aynı zamanda çok da kıskanç bir periydi. Daphnis'e
kendisinden başka kimseyi sevmiyeceğine dair yemin ettirdi. Eğer severse
Lyke onun gözlerini kör edecekti.
Bir gün Daphnis avdan dönerken karşısına çok güzel bir saray çıktı.
Onu misafir ettiler. Kralın güzel kızı daha görür görmez Daphnis'e aşık
olmuştu, bunu Daphnis'e de söyledi ve onun kendisi ile kalmasını istedi
ancak Daphnis asıl sevdiği olan Lyke'den vaz geçmek istemedi..kendini güzel
peri kızna adamıştı. Buna çok kızan kralın kızı Daphnis'in içkisine gizlice
aşk iksiri koyarak onu kendisine bağladı. Lyke sevdiğinin ihanet haberini
alınca hemen sözünü yerine getirip Daphnis'in gözlerini kör etti. O günden
sonra Daphnis bir başına dağlarda flüt çalarak kendini avutmaya çalıştı
ama kör olduktan sonra fazla yaşayamadı. Bir gün elinde sopası yeri yoklayarak
yürürken kendini yalçın bir kayanın üzerinde buldu ve dengesini kaybederek
aşağıya uçtu. Hermes sevgili oğlunun öldüğünü duyunca çok üzüldü ve onun
hatırasına kayalardan düştüğü yerden bir kaynak fışkırttı.
|
. |
|