SUNAY AKIN
DİĞER ŞİİRLERİ
MAKI 

Bir an önce görülsün 
diye Akdeniz 
Toroslar'da agaçlar 
hep çocuk 
kalir 

DAVET 

Dürüst olalim beyler 
ilk adim sizden 
sökün savas gemilerinden 
can simitlerini 

DAG YOLU 

Benden kisadir boyun 
bir köy otobüsünün 
daga tirmanmasi 
gibi uzanirsin 
dudaklarima 

Katilmaz oldu nicedir yolumun 
tozu dumanina 

TUTUKLU 

Tutsak olacagini bilerek 
yine bu sabah 
demirparmakliktan içeri 
usulca sizdi 
günes 

Yasaklaninca görüs gününde 
çiçek getirilmesi 
arka duvarin dibinde 
sarmasik tohumu 
dikmis annem 

Oysa el bile 
sallayamamistim ona 
kuyrukta saatlerce bekleyip 
doldurdugu içme suyunu 
dökerken ardima

PENCERE 

Kokusu mahalleye yayilsin 
diye yaptigi yemeklerin 
aksamüstleri 
açik tutar penceresini 
yeni gelin 
 

REKLAM 

Boyadilar koca duvari 
rengarenk yazilarla doldurdular 
elinde gazoz sisesiyle 
bir de gülen kiz resmi çizdiler 
agzi bir karis açik 

Oysa duvarin dibinde 
agliyordu sarmasik 

NÖBETÇI 
 

              Ramazan Üren'e 
 

Birakti mektubu Ayse kiz 
kovuguna agacin 
bir tas daha çaldi irmak 
ve çingiragini sallayarak 
yine kosustu buzagi 

Bagisla beni generalim 
bekleyemedim bu dagi 

SERÇE 

Ayak izleri 
ki görülmez 
kar kelimesinin 
geçtigi her siirde 
yiyecek arayan 
serçenin 

SERÇE VE KEDI 

Topragin altindan baglaniyor 
artik telefon telleri 
ve bir telas 
yüregini sariyor serçelerin 
gördükçe kedileri 

II 

Anlar mi serçelerin 
neden göç etmedigini 
sobanin kurulmasini 
bekleyen 
kedi 

III 

Yalnizca rüzgar gelir 
ölü bir serçenin 
cenaze törenine 
ve usulca 
kimildatir tüylerini 
kediden önce 

ROMATIZMA 

Islak çamasirlara 
konan serçe 
hemencecik kaç oradan 
sen de yoksa annem 
gibi hastalanip 
ölebilirsin 

HÜCUM EMRI 

Kum tanecigi 
kaçti diye gözüne 
emir veren generalin 
iki dakika daha 
çok yasadi insanlari 
o sansli kentin 

ÇAGDAS 

Afiyetle yiyor 
gökten düsen üç elmayi 
apartmandaki çocuklar 
annemin her geç anlattigi 
öykülerin sonunda 

Bana ise çöpleri kaliyor 
evimiz çünkü bodrum katinda 

GECEKONDU 

Umut dolu 
tarlakuslari 
kentin kiyisina 
hep gece 
kondu 

MIGFER 

Yagmur sinmis topraga 
usulca geceden 
su içiyor göçmen kus 
ölü bir askerin 
ters dönmüs migferinden 

Çok yasamayi diliyor 
siperlerin içinde 
birbirlerine askerler 
hapsirik sesi 
beklemeden 

Korkulacak bir sey 
olmazdi gözlerinde 
belki ölmek 
onca silah sesinden 
kaçmasaydi kus 
telasli ve ürkek 

 KIZ KURUSU 

Pulsuz zarf gibisin 
üstünde adresi 
evde kaldin 
n'aber kiz 
kulesi 

KUS TÜYÜ 

Antene konan kusun 
siirler yazili 
beyaz tüylerinde 
belli ki konaklamis 
demirparmaklikli 
bir pencere önünde 

BULUT 

Kestik artik umudu 
yagmurdan 
yürek biçimini 
alsa da gökyüzündeki 
küçük bulut 

 DISI KUS 

Kuru bir ot 
gibi yasiyorum 
gözlerden uzak 
patika bir yolun 
kiyisinda 

Tek suçum 
sap olmamak 
baltanin 
kanli oyunlarina 

Ama yine de 
umut dolu kalbim 
belki bir disi kus 
tasir beni diye 
daldaki yuvasina 

KIRMIZI 

Sevgilim kizma sakin 
ve lütfen yanlis anlama 
kirmizi rujunu sürünce 
paramin yetmedigi 
elma sekerleri 
geliyor aklima 

ELISI 

Savas haberleriyle dolu 
renkli gazete sayfasini 
katlayip bir çocuk üstüste 
kesiyor özene bezene 
elindeki makas ile 

Ve insanlar olusuyor kagittan 
tutusmuslar elele 

KÖMÜR 

Yine bir kömür 
kütürdedi sobada 
kayip bir madencinin 
kalbi rastgeldi 
ativerdi sicak odada 

 BARIS 

Ekmek kirintilari 
serpiyorum cephede 
kumtorbalari üstünde 
su verirken 
evinde generalim 
kuskonmaz çicegine 

NOKTALI VIRGÜL 

Virgül 
hiç susmayan 
bir davulun tokmagi 
çagirir kelimeleri 
kagitlardaki dügüne 

Nokta 
tepeden inme 
sonradan görme 
son verir 
yazinin özgürlügüne 

Biraraya geldiklerinde 
hemen çikar üste 
acimasiz nokta 
virgül ise gariban 
boynu bükük 
ezilir altta 

GÖRÜLMÜSTÜR 

Ne yak mektubun ucunu 
ne sevgini sayfalar 
dolusu dile gelir 
zarfi kapatirken yalniz 
kuytu dudaklarini 
çokça degdir 

ISKENCE 

Ne zaman elektrik verilse 
bedenimin tek bir hücresine 
aydinlaniyor yurdumun 
lambasiz bütün evleri 

TICARET 

Çocuk hastanesinin 
karsisindaki oyuncakçi 
gün geçtikçe artan 
kazanci için 
sükreder Tanri'ya 

Yem satan ihtiyarin 
yillar önce kanatlarina 
tas attigini bilmeden 
her sabah ayni meydanda 
toplanir güvercinler 

Ve kitapçi tezgahinin 
en önüne siralanir 
bir sairin 
öldükten sonra 
bütün kitaplari 

SEVMEK 

Saçak altina siginmis 
göçmen kusun 
kartanecikleri arasinda 
düsen beyaz tüyünü de 
görebilmek 

Iste 
sevmek 

NICEDIR 

Çarsaflarin arkasinda 
islak sütyenini 
asar gibi nicedir 
seviyorum 
seni 

ÇOCUK VE HÜZÜN 


Ne zaman bir çocuk ölse 
gözü evlerinde 
annesinin kavurdugu 
helvada 
kalir 

II 
Yoksul bir çocuk görsem 
yagmur altinda üsüyen 
köprü olmak geçer 
hiç degilse 
içimden 

III 
Her aksamüstü oyuncakçi 
camekanindan 
çocuk ellerinin 
izlerini 
siler 

BEYAZ 

O siyahti 
kursuna dizenler beyaz 
silah sesinden 
ürkerek gökyüzüne 
uçusan kuslar 
bembeyaz 

FAHISE 

Incitirim korkusuyla 
yikarken 
nasil da usulca 
gezdirirdi ellerini 
teninde annen 

ÇOBAN 

Oybirligiyle koyunlar 
keçiyi seçer 
kendilerine baskan 
oysa sürünün basina 
kurdun akrabasi 
köpegi koyar 
çoban 

TORNAVIDA 

Vidayla tutturuldukça 
onca nükleer bomba 
silahlanmaya karsi 
tek umuttur 
halkin elindeki 
tornavida 

YÜREGIM 


Yüregim islaktir benim 
kuytularda aglamaktan 
ve hafif uçuktur rengi 
kurusun diye kaç kez 
günese asilmaktan 

II 
Baris yüregimde 
çam kokulu bir orman 
varsin konsun dallarina 
savas denilen 
yasli agaçkakan 

III 
Yüregim 
ilk siirim 

CEPHEDE 

Aslinda ben daha güzel olurdum 
arka bahçede askercilik oynarken 
tahta tüfegimle topraga uzanir 
annemin sesiyle dogrulurdum hemen 
- Çabuk kalk üstün kirlenecek hinzir! 

Yerdeyim yine bak annecigim 
n'olur kizma adimi çagir 

AYRILIK 

Iki rayi gibiyiz 
bir tren yolunun 
yakin olmasi 
neyi degistirir 
son istasyonun 

OZAN 


Yasami savunmaya 
katilmamasi ozanin 
kendini mürekkep lekesi 
sanmasi gibi 
imzanin 

II 
Ne pipo 
ne topsakal 
yerde gördügüm 
ekmek parçalarini 
egil ve al 

III 
Varsin hançerlensin 
yurdumda 
nice ozanin kalbi 
bir çocugun dökülen 
süt disleri gibi 

KANARYA 
 

      Handan Ferhanoglu'na
 

Yüzümdeki hüznün nedeni 
dökülmesi degil saçlarimin 
gün geçtikçe sesini 
daha az dinledigimden 
mahalle berberindeki 
kanaryanin 

IHLAMUR 

Birakti zeytin dalini 
beyaz güvercin 
ansizin bastirinca yagmur 
umudu kesmisti ki askerler 
çamur içinde 
çikageldi bir serçe 
gagasinda ihlamur 

DUDAK PAYI 

Çay bardaginda 
birakilan dudak payi 
kadar bile 
uzak kalamam 
gözlerine 

Yakin olsun isterim 
ellerime ellerin 
yanindaki beton binaya 
yaslanmasi gibi 
köhne bir evin 

Seni bir çivi 
gibi çaktim 
çünkü beynime 
ve toplayip 
bütün kerpetenleri 
attim denize 

 HEYKEL 

Yalnizca ben bilirim 
diktatör heykellerine 
pislemek için 
göç ettigini 
dünyadaki bütün 
kuslarin  

GÖZYASI 

Ödünsüz bir sobanin 
yaninda titreyen 
çocugu görse yagmur 
gözyaslarini odaya 
tavanarasindaki delikten 
usulca birakir 
 
 
 

         g e r i 
 

MEZ ICQ UIN:32377645