MAKI
Bir an önce görülsün
diye Akdeniz
Toroslar'da agaçlar
hep çocuk
kalir
DAVET
Dürüst olalim beyler
ilk adim sizden
sökün savas gemilerinden
can simitlerini
DAG YOLU
Benden kisadir boyun
bir köy otobüsünün
daga tirmanmasi
gibi uzanirsin
dudaklarima
Katilmaz oldu nicedir yolumun
tozu dumanina
TUTUKLU
Tutsak olacagini bilerek
yine bu sabah
demirparmakliktan içeri
usulca sizdi
günes
Yasaklaninca görüs gününde
çiçek getirilmesi
arka duvarin dibinde
sarmasik tohumu
dikmis annem
Oysa el bile
sallayamamistim ona
kuyrukta saatlerce bekleyip
doldurdugu içme suyunu
dökerken ardima
PENCERE
Kokusu mahalleye yayilsin
diye yaptigi yemeklerin
aksamüstleri
açik tutar penceresini
yeni gelin
REKLAM
Boyadilar koca duvari
rengarenk yazilarla doldurdular
elinde gazoz sisesiyle
bir de gülen kiz resmi çizdiler
agzi bir karis açik
Oysa duvarin dibinde
agliyordu sarmasik
NÖBETÇI
Ramazan Üren'e
Birakti mektubu Ayse kiz
kovuguna agacin
bir tas daha çaldi irmak
ve çingiragini sallayarak
yine kosustu buzagi
Bagisla beni generalim
bekleyemedim bu dagi
SERÇE
Ayak izleri
ki görülmez
kar kelimesinin
geçtigi her siirde
yiyecek arayan
serçenin
SERÇE VE KEDI
I
Topragin altindan baglaniyor
artik telefon telleri
ve bir telas
yüregini sariyor serçelerin
gördükçe kedileri
II
Anlar mi serçelerin
neden göç etmedigini
sobanin kurulmasini
bekleyen
kedi
III
Yalnizca rüzgar gelir
ölü bir serçenin
cenaze törenine
ve usulca
kimildatir tüylerini
kediden önce
ROMATIZMA
Islak çamasirlara
konan serçe
hemencecik kaç oradan
sen de yoksa annem
gibi hastalanip
ölebilirsin
HÜCUM EMRI
Kum tanecigi
kaçti diye gözüne
emir veren generalin
iki dakika daha
çok yasadi insanlari
o sansli kentin
ÇAGDAS
Afiyetle yiyor
gökten düsen üç elmayi
apartmandaki çocuklar
annemin her geç anlattigi
öykülerin sonunda
Bana ise çöpleri kaliyor
evimiz çünkü bodrum katinda
GECEKONDU
Umut dolu
tarlakuslari
kentin kiyisina
hep gece
kondu
MIGFER
Yagmur sinmis topraga
usulca geceden
su içiyor göçmen kus
ölü bir askerin
ters dönmüs migferinden
Çok yasamayi diliyor
siperlerin içinde
birbirlerine askerler
hapsirik sesi
beklemeden
Korkulacak bir sey
olmazdi gözlerinde
belki ölmek
onca silah sesinden
kaçmasaydi kus
telasli ve ürkek
KIZ KURUSU
Pulsuz zarf gibisin
üstünde adresi
evde kaldin
n'aber kiz
kulesi
KUS TÜYÜ
Antene konan kusun
siirler yazili
beyaz tüylerinde
belli ki konaklamis
demirparmaklikli
bir pencere önünde
BULUT
Kestik artik umudu
yagmurdan
yürek biçimini
alsa da gökyüzündeki
küçük bulut
DISI KUS
Kuru bir ot
gibi yasiyorum
gözlerden uzak
patika bir yolun
kiyisinda
Tek suçum
sap olmamak
baltanin
kanli oyunlarina
Ama yine de
umut dolu kalbim
belki bir disi kus
tasir beni diye
daldaki yuvasina
KIRMIZI
Sevgilim kizma sakin
ve lütfen yanlis anlama
kirmizi rujunu sürünce
paramin yetmedigi
elma sekerleri
geliyor aklima
ELISI
Savas haberleriyle dolu
renkli gazete sayfasini
katlayip bir çocuk üstüste
kesiyor özene bezene
elindeki makas ile
Ve insanlar olusuyor kagittan
tutusmuslar elele
KÖMÜR
Yine bir kömür
kütürdedi sobada
kayip bir madencinin
kalbi rastgeldi
ativerdi sicak odada
BARIS
Ekmek kirintilari
serpiyorum cephede
kumtorbalari üstünde
su verirken
evinde generalim
kuskonmaz çicegine
NOKTALI VIRGÜL
Virgül
hiç susmayan
bir davulun tokmagi
çagirir kelimeleri
kagitlardaki dügüne
Nokta
tepeden inme
sonradan görme
son verir
yazinin özgürlügüne
Biraraya geldiklerinde
hemen çikar üste
acimasiz nokta
virgül ise gariban
boynu bükük
ezilir altta
GÖRÜLMÜSTÜR
Ne yak mektubun ucunu
ne sevgini sayfalar
dolusu dile gelir
zarfi kapatirken yalniz
kuytu dudaklarini
çokça degdir
ISKENCE
Ne zaman elektrik verilse
bedenimin tek bir hücresine
aydinlaniyor yurdumun
lambasiz bütün evleri
TICARET
Çocuk hastanesinin
karsisindaki oyuncakçi
gün geçtikçe artan
kazanci için
sükreder Tanri'ya
Yem satan ihtiyarin
yillar önce kanatlarina
tas attigini bilmeden
her sabah ayni meydanda
toplanir güvercinler
Ve kitapçi tezgahinin
en önüne siralanir
bir sairin
öldükten sonra
bütün kitaplari
SEVMEK
Saçak altina siginmis
göçmen kusun
kartanecikleri arasinda
düsen beyaz tüyünü de
görebilmek
Iste
sevmek
NICEDIR
Çarsaflarin arkasinda
islak sütyenini
asar gibi nicedir
seviyorum
seni
ÇOCUK VE HÜZÜN
I
Ne zaman bir çocuk ölse
gözü evlerinde
annesinin kavurdugu
helvada
kalir
II
Yoksul bir çocuk görsem
yagmur altinda üsüyen
köprü olmak geçer
hiç degilse
içimden
III
Her aksamüstü oyuncakçi
camekanindan
çocuk ellerinin
izlerini
siler
BEYAZ
O siyahti
kursuna dizenler beyaz
silah sesinden
ürkerek gökyüzüne
uçusan kuslar
bembeyaz
FAHISE
Incitirim korkusuyla
yikarken
nasil da usulca
gezdirirdi ellerini
teninde annen
ÇOBAN
Oybirligiyle koyunlar
keçiyi seçer
kendilerine baskan
oysa sürünün basina
kurdun akrabasi
köpegi koyar
çoban
TORNAVIDA
Vidayla tutturuldukça
onca nükleer bomba
silahlanmaya karsi
tek umuttur
halkin elindeki
tornavida
YÜREGIM
I
Yüregim islaktir benim
kuytularda aglamaktan
ve hafif uçuktur rengi
kurusun diye kaç kez
günese asilmaktan
II
Baris yüregimde
çam kokulu bir orman
varsin konsun dallarina
savas denilen
yasli agaçkakan
III
Yüregim
ilk siirim
CEPHEDE
Aslinda ben daha güzel olurdum
arka bahçede askercilik oynarken
tahta tüfegimle topraga uzanir
annemin sesiyle dogrulurdum hemen
- Çabuk kalk üstün kirlenecek hinzir!
Yerdeyim yine bak annecigim
n'olur kizma adimi çagir
AYRILIK
Iki rayi gibiyiz
bir tren yolunun
yakin olmasi
neyi degistirir
son istasyonun
OZAN
I
Yasami savunmaya
katilmamasi ozanin
kendini mürekkep lekesi
sanmasi gibi
imzanin
II
Ne pipo
ne topsakal
yerde gördügüm
ekmek parçalarini
egil ve al
III
Varsin hançerlensin
yurdumda
nice ozanin kalbi
bir çocugun dökülen
süt disleri gibi
KANARYA
Handan Ferhanoglu'na
Yüzümdeki hüznün nedeni
dökülmesi degil saçlarimin
gün geçtikçe sesini
daha az dinledigimden
mahalle berberindeki
kanaryanin
IHLAMUR
Birakti zeytin dalini
beyaz güvercin
ansizin bastirinca yagmur
umudu kesmisti ki askerler
çamur içinde
çikageldi bir serçe
gagasinda ihlamur
DUDAK PAYI
Çay bardaginda
birakilan dudak payi
kadar bile
uzak kalamam
gözlerine
Yakin olsun isterim
ellerime ellerin
yanindaki beton binaya
yaslanmasi gibi
köhne bir evin
Seni bir çivi
gibi çaktim
çünkü beynime
ve toplayip
bütün kerpetenleri
attim denize
HEYKEL
Yalnizca ben bilirim
diktatör heykellerine
pislemek için
göç ettigini
dünyadaki bütün
kuslarin
GÖZYASI
Ödünsüz bir sobanin
yaninda titreyen
çocugu görse yagmur
gözyaslarini odaya
tavanarasindaki delikten
usulca birakir
g
e r i
|