Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

ALİ HAYDAR BAŞVEREN'İN ARAŞTIRMA YAZISI


ALEVİ-SÜNNİ SÜRTÜŞMESİNİN İÇYÜZÜ

BEŞİNCİ KISIM

OSMANLI DEVLETİ BEKTAŞİLİK ÜZERİNE KURULMUŞTUR

GİRİŞ

Sitemizin l. kısmında Arap aile kavgaları ve Peygamberimiz'den sonraki olaylar üzerinde durmuş, ve ilk 3 Halife dönemini anlatmıştık.

2. Kısım'da, 12 İmam dönemini, 4 Mezhep İmamı'nı ve bunların halifelerle olan ilişkilerini anlatmıştık. Zamanımıza yansıyan Alevi-Sünni sürtüşmesinin kaynağının ne 632-662 Hilafet döneminde, ne 632-941 İmamet döneminde, ne 699-955 Mezhep İmamları döneminde çıkmadığını belirtmiştik.

Bu dönemde birbirine düşman gibi gösterilmek istenen ilk üç halife ile Ali arasında önemli bir olay olmadığını; Hasan'ın halifelikten kendisinin vazgeçtiğini; Hüseyin'in yola çıkmasına rağmen gerçekte halifeliğe talib olmadığını; ondan sonra 9 imamdan hiç birinin halifelik peşinde koşmadığını ve mezhep imamlarıyla bir arada yaşadıklarını delilleriyle ortaya koymuştuk. Şia ile Şii'yi kavram olarak birbirinden ayırmıştık.

3. Kısım'da Şiîliğin aslında 7. İmam Cafer üs-Sadık Hazretleri'nin 765 yılında vefatıyla ve ondan sonra başlıyan imamlık mücadelesiyle çıktığını; İsmail'i tutanların siyasî emeller peşinde koştuklarını; İsmailî, Karmatî, Nizarî, Haşişî, Fatimî diye bilinen bu kişilerin hem halife, hem de Ali soyuyla uğraştıklarını; Kâbe'yi basıp Hacer-i Esved'i çaldıklarını; Haçlılar'la birleşip Müslümanlar'ı arkadan vurduklarını anlatmıştık. 765-1045 döneminin aslında tam bir Şiî Dönemi olduğunu belirtmiştik. Şiîler'in kendilerinin iktidar haklarının yendiğini öne sürmelerine rağmen, 945 yılında hemen bütün İslâm dünyasının Şiîler'in eline geçmiş olduğunu;, ancak bunun huzur değil, felâket getirdiği delilleriyle göstermiş; Türkler'in hâlâ Alevî-Sünnî ayırımını bilmediklerini ortaya koymuştuk.

4. Kısım'da Türkler'in İslâm'a katkılarından söz etmiştik. Şiî Dönemi çöküşünü önleme görevini, âyet ve hadislere uygun olarak Türkler adına Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey'in üstlendiğini; Türkler'in sadece İslam dünyasındaki bölünme ve kargaşa ile değil, haricî düşman Haçlılar'la da uğraşmak zorunda kaldığını; Şiî Araplar'ın ihanetine uğradığını; böylece Araplar'ın İslâm üzerindeki söz hakkının sona erdiğini anlatmıştık. 900-1402 arasındaki Horasan-Selçuklu-Osmanlı-Yıldırım Bayezid dönemi olan süre içinde Ahmet Yesevî, Hacı Bektaş, Yunus, Baba İlyas gibi muhterem zatlar gelip geçtiğini; bunların Türkiye'de Alevî-Sünnî farkı bilmeyen müslüman bir topluluğun oluşmasına çalıştıklarını inkâr götürmez biçimde göstermiştik. Böyle bir ayırımın bizim SEYYİTLİK DÖNEMİ dediğimiz 941-1166 arasında da olmadığını ortaya koymuştuk.

Böylece "Alevî-Sünnî farkı ne zaman başladı?" sorumuzun cevabı, bu 5. Kısma kalmış oldu.

Şimdiki bu 5. Kısım'da Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda Bektaşiliğin yerini göstermeye çalışacağız.

Bizce İMAM MEHDİ ile İMAMLIK DÖNEMİ sona ermiştir... Nasıl ki, Hz. HASAN'ın halifeliği bıraktığı 662 yılında gerçek HİLAFET DÖNEMİ sona erdiyse, o da bitmiştir... İMAMLIK'tan bir sonraki dönem, BABALIK DÖNEMİ'dir. Ve bizce ASLAN BAB(Ay)'la başlar... 1166-1402 arasında olan bu dönemde de sorun çıkmadığını göreceksiniz.

Gerçekten de Alevî-Sünnî sürtüşmesinin temeli, çok yeni olaylara dayanır. Sanıldığı gibi 1400 yıllık bir mesele değildir. Hele hilafetle, 4 Mezhep'le hiç alâkası yoktur. Yıldırım ile Timur'un Ankara Savaşı'ndan sonra bazı tohumlar atılmış, bu tohumlar Yavuz Selim ile Şah İsmail'i karşı karşıya getirmiş ise de, esas sürtüşme çok daha ilerde hissedilmiştir.

İşte kitabımızın bundan sonraki kısımlarında 750 yıllık olayları, başka hiç bir yerde rastlamıyacağınız derinlikte ele alacak; yeni görüşler ortaya koyacağız.

6. Kısım'da Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail sürtüşmesini, Alevilik ve Şiilik farkını, Yavuz'dan 2. Mahmud'a kadar olan gelişmeleri anlatacağız.

7. Kısım'da esas sorunun çok yakınlarda, 2. Mahmud'dan sonra belirdiğini, onun yeniçeri teşkilâtını yok etmesi ve Bektaşi dergahlarını kapatması ile başladığını delilleriyle açıklıyacağız. O zaman görülecek ki, yaratılmak istenen ALEVİ-SÜNNİ AYIRIMI SADECE 150 YILLIKTIR, ve basit girişimler ile ortadan kaldırılabilecek kadar da temelsizdir!... Birilerinin bu güçsüz kıvılcımı üfleye üfleye büyütüp ülkemizde bir yangın çıkartmasını ÖNLEMEK DE ÇOK KOLAYDIR!..

8. Kısım'da günümüzde Sünnilik, Alevilik, Bektaşilik konularını işleyeceğiz.
- İran'daki Şiiliği zaten daha önce anlattık. Belki bir-iki ek yaparız.
- El Kaide, Taliban, IŞİD, Boko Haram gibi aşırı, hatta terörist, sözde Sünni ve sözde Müslüman örgütleri,
- Almanya'daki Ali'siz (sözde) Alevi grupları,
- Avrupa'daki Aleviliği İslam'dan ayrı bin din olarak gösterme, yani Muhammed'den, Ali'den, Kur'an'dan uzaklaştırma çabalarını,
- Balkanlar'da ve ve Türkiye'deki Bektaşiliği,
- Yine Türkiye'deki Aleviliği anlatmaya çalışacağız.

Ve 9. Kısım'da Alevi ve Bektâşî inanç ve âdetlerini, törenlerini vereceğiz. Böylece Türkiye'de Sünniler ve Alevlier arasında öyle iddia edildiği gibi büyük bir fark olmadığını, "Arkasında namaz kılınmaz" , "Kestiği yenmez" , "Kız alıp, kız verilmez" gibi uydurmaların mesnedi olmadığını göstereceğiz.

Yeter ki, okuyalım, araştıralım. Yeter ki Muhammed'i, Ali'yi, 12 İmam'ı, Yesevi'yi, Bektaş'ı GERÇEKTEN sevelim. Yeter ki KUR'AN'ı ta GÖNÜLDEN bilelim!.. Ama ilk önce KENDİMİZİ TANIYALIM!.. TARİH İMİZİ BİLELİM!

  • ÖNEMLİ SAYFALAR: SELÇUKLU'NUN MİRASI OSMANLI'NIN ! , YAVUZ SULTAN SELİM VE SONRASI , 12 İMAM DÖNEMİ , İSLAM'A FESAT KATANLAR , ORTAASYA TÜRKLERİ'NİN MÜSLÜMAN OLUŞU , SAYFALAR