Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!
 
TANGOWEB
 

Referanslar

http://come.to/tangoweb

Kaynaklar
 

K O N U L A R 

ANA MENÜ
ULUSLARARASI TERÖRİZM
OSAMA BİN LADEN BİN MUHAMMED
ULUSLARARASI TERÖR ÖRGÜTLERİ
ULUSLARARASI TERÖR ÖRGÜTLERİ - TÜRKÇE -
ÜLKE ETÜDLERİ
T Ü R K İ Y E
KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ
YUNANİSTAN
BATI TRAKYA
ERMENİSTAN
GÜNEY KIBRIS RUM KESİMİ
I R A K
KUZEY IRAK
İRAN İSLÂM CUMHURİYETİ
RADİKAL İSLÂMİ HAREKETLER
SURİYE
FİLİSTİN
ALEVİLİK
AZINLIKLAR
ASURİLER, KELDANİLER, YEZİDİLER
KAFKASYA, ORTA ASYA,   TÜRK DÜNYASI
ASYA, ORTA DOĞU, ATLAS, KÖRFEZ ÜLKELERİ
İSTİHBARAT VE GÜVENLİK KURULUŞLARI
TÜRKİYE'DEKİ  DİPLOMATİK MİSYONLAR
ULUSLARARASI  KURULUŞLAR
DİNLER, MEZHEPLER, TARİKATLAR
ANARŞİZM - ANARŞİSTLER
BİZANS, PONTUS, KIBRIS, ANTİ-TÜRK
ORGANİZE SUÇLAR
ÖNEMLİ GÜNLER
YAZILAR
FORUMLAR
ÇEŞİTLİ
INTERNET MEDYA

D O W N L O A D

 
GÜNCEL
ABD'NİN TERÖRLE
TANIŞTIĞI GÜN
EN ÇOK ARANAN
22 TERÖRİST
OSAMA BİN LADEN, AFGANİSTAN, TALİBAN
PROFİLLER
OSAMA BİN LADEN
  Video Bantın Çözümü
  Veda Mesajı
 
GÜNEY ASYA TERÖR ÖRGÜTLERİ
HİNDİSTAN VE PAKİSTAN'DA 
 FAALİYET GÖSTEREN
TERÖR  ÖRGÜTLERİ
 
GÖRÜŞ, ÖNERİ VE KATKILARINIZ İÇİN
tangoweb@hotmail.com
   
Kuruluş 30.08.1999
Güncelleme 24.07.2002
 
 
 
17 KASIM
 

YUNANİSTAN'DA DHKP-C ŞÜPHESİ

17 Kasım örgütüne yönelik oprasyonlar çerçevesinde bugün iki kişi daha yakalandı. Yunan basınına göre, polis operasyonları, Türk diplomatların katillerini bulmak amacıyla yoğunlaştırdı.

Yunan polisi, 17 Kasım örgütüyle ilişkisi olduğu şüphesiyle Atina dışında yakalanan iki kişinin helikopterle başkente getirildiğini açıkladı. İsimleri açıklanmayan 2 kişiyle birlikte operasyonların başlangıcından bu yana yakalananların sayısı 8’e yükseldi. Atina’da yayımlanan hükümet yanlısı Ta Nea gazetesi ise polisin 17 Kasım’ın yasadışı DHKP-C örgütüyle bağlantısını araştırdıklarını yazdı.

Gazete, polisin, Türkiye’nin Atina Büyükelçiliği Basın Ataşesi Çetin Görgü’nün 1991, Büyükelçilik Müsteşarı Haluk Sipahioğlu’nun da 1994’te şehit olmalarıyla sonuçlanan saldırıların, 17 Kasım’ın DHKP-C işbirliğiyle gerçekleştirildiğine inandığını kaydetti.

Ta Nea, halen Atina’da söz konusu örgütlerin üyesi 100 kadar şahsın yaşadığını da vurguladı.
       
AYDINLATILAMAYAN KONULAR VAR

Yunan basınındaki haberlerde, 17 Kasım’ın çökertilmesi yönünde önemli mesafe alınmış olmasına rağmen halen Türk diplomatların da aralarında bulunduğu bazı kişilere karşı suikastların aydınlatılamadığına dikkat çekiliyor.

Ayrıca, 17 Kasım’ın kurbanları hakkında nasıl bilgi edinebildiğinin öğrenilemediği, örgütün ilk kurucularının kimliklerinin ortaya çıkarılamadığı ve örgütün başka yerli ve yabancı terör grup ve örgütleriyle bağlantılarının olup olmadığının netleştirilemediği üzerinde duruluyor.
       
SIRA KADINLARA GELDİ

Yunan basını, polisin şimdi gözlerini ‘örgütün kadınlarına’ çevirdiğini de yazdı. Örgütte rol aldıkları sanılan kadınların yakalanmasının an meselesi olduğunu belirten gazeteler, polisin, 17 Kasım ile bağlantısı olan 35-40 kişinin peşinde olduğunu da öne sürdüler.
       
6 MİLYON EURO’LUK ‘HASILAT’

Bu arada, Yunan basın-yayın organları, 17 Kasım’ın 1980-2002 yılları arasında gerçekleştirdiği soygunlardan elde ettiği paranın 2 milyar drahmiyi (yaklaşık 6 milyon Euro) bulduğunun hesaplandığını duyurdular.

Basın-yayın organları, örgütün soygun, saldırı ve cinayetlerinin hasabını vermesi sürecinin, 2003 yılı içinde görülmeye başlayacak davalarla başlayacağını belirttiler.

________________________________________________________________________________________________________________________________________

Profesör Aleksandros Yiotopulos,
17 Kasım’ın Lideri

Yunanlı profesör’un, 17 Kasım örgütünün lideri olduğu yönünde ciddi bulgular bulunduğu açıklandı.

Yunan polisi önceki gece bir operasyonla yakalanan Profesör Aleksandros Yiotopulos’un, 17 Kasım örgütünün ideolojik lideri olduğu yönünde kanıtlar olduğunu ve profesörün tutuklandığını açıkladı. Profesör Yiotopulos ise iddiaları reddediyor. Yunan polisi ayrıca, yakalanan bir zanlının, 17 Kasım üyesi olduğunu ve 1991 yılında Türkiye’nin Atina Büyükelçiliği’ne düzenlenen saldırıda rol aldığını itiraf ettiğini duyurdu.

Yunan polisi, eldeki kanıtların, önceki gün yakalanan Aleksandros Yiotopulos’un 17 Kasım terör örgütünün ‘Lambros’ kod adlı lideri olduğunu gösterdiğini açıkladı. Yiotopulos, tutuklanarak savcılığa sevk edildi.

Yiotopulos’un tüm suçlamaları reddettiği belirtilmekle birlikte, kendisinin 17 Kasım Örgütü’nün lideri olduğuna dair polis tarfından ciddi bulgular bulunduğu açıklandı. Tutuklanan tüm üyelerin, Yiotopulos’un örgütün lideri olduğunu itiraf ettiği de belirtiliyor.

BİR MİLİTAN İTİRAF ETTİ

Dün yakalanan Vasilius Ceorcatos ile Teologolos Saradelis adlı iki kişinin 17 Kasım terör örgütlerinin üyesi olduğu belirtildi. Polisin açıklamasına göre Ceorcatos bir dizi cinayet ve bombalı saldırılarda yer aldığını itiraf etti. Ceorcatos’un itiraf ettiği saldırılar arasında 16 Haziran 1991 yılında Türkiye’nin Atina Büyükelçiliği’nin aracına yapılan roketli saldırı da yer alıyor.

TÜRK BÜYÜKELÇİ YARALANMIŞTI

Saldırıda dönemin Müsteşarı Deniz Bölükbaşı, idari ateşe Nilgün Keçeci ve şoför Adil Yıldırım yaralanmıştı. Türkiye Büyükelçisi Deniz Bölükbaşı, bu dönemde Ege anlaşmazlıklarıyla Türkiye’yle Yunanistan arasında yapılan görüşmelerde Türk heyetinde yer alıyordu.
       
GÖRGÜ VE SİPAHİOĞLU HALA ‘FAİLİ MEÇHUL’

Yakalanan 17 Kasım militanının itiraf ettiği cinayetler arasında, 1991 yılında öldürülen Çetin Görgü ve 1994 yılında öldürülen Ömer Haluk Sipahioğlu cinayetleri ise yer almıyor. İki Türk diplomatın katilleri hala meçhul. Şu ana kadar yakalanan teröristlerden hiçbiri, söz konusu iki cinayette yer aldığını itiraf etmedi.
       
6 TUTUKLU VAR

Vasilyus Sorsatos ve Teologolos Saradelis’in de tutuklanmalarıyla birlikte, 17 Kasım soruşturmasına ilişkin tutuklananların sayısı 6’ya çıktı. Yunan polisi, aralarında Yiotopulos’un Fransız eşinin de bulunduğu iki şüpheliyi ise halen sorguluyor. 

________________________________________________________________________________________________________________________________________

 
17 Kasım örgütünün kökleri, 1967-75 yılları arasında Yunanistan’ı yöneten askeri cuntaya direniş hareketlerinde yatıyor. 17 Kasım ismi ise, 1973’te ordu tarafından kanlı bir şekilde bastırılan bir öğrenci isyanının tarihi.

Grubun bilinen ilk eylemi, Aralık 1975’te CIA’ın Atina sorumlusu Richard Welch’in öldürülmesi. Suikastte kullanılan 45 kalibrelik tabanca daha sonra 17 Kasım örgütünün simgesi haline geldi. Welsh’in, ABD’nin Yunanistan’daki dikta rejimine verdiği desteği protesto amacıyla öldürüldüğü tahmin ediliyor.

Örgüt Haziran 2000’de ise İngiltere’nin Atina’daki askeri ataşesi Stephen Saunders’i Yunanistan’a silah satışıyla ilgili bir toplantıya katılmak üzereyken düzenlediği sukiastle öldürmüştü. Yunanistan’nın NATO ve Avrupa Birliği üyeliğine karşı olan 17 Kasım üyeleri, Yunan üst ve orta sınıflarını da kapitalizm karşıtı bir halk ayaklanmasına çağırıyor.
       
Terörle mücadele uzmanları örgütün çoğu muhtemelen akraba yaklaşık 25 üyesi bulunduğunu düşünüyor ve kimi yorumcular, 17 Kasım’ın Yunanistan’ın bugünkü siyasi yapısını oluşturan direniş hareketinden doğduğuna dikkat çekerek, devlet mekanizması içinde örgüt üyelerinin gizli kalmasını tercih edecek nüfuzlu kişiler olabileceğini belirtiyor.
______________________________________________________________________________
 
Son yıllarda Yunanistan'daki Temsilciliklerimize karşı saldırıda bulunan 17 Kasım Örgütü, adını 1975'te Atina'da CIA istasyon şefi Richard Welch'i öldürerek duyurmuştur.

Gönderdiği bildiride kendisini Devrimci Sol Kanat olarak niteleyen örgüt, eylemlerini Atina'da gerçekleştirmekte olup, buradaki ABD ve NATO temsilcilikleri ile tesisleri, Türk temsilciliklerine ve Yunanlılara saldırılar düzenlemiştir. Örgütün silahlı saldırıları halen devam etmektedir.

ABD Kongresi'nce, "2000 yılı Uluslararası Terörizm Raporu" nda terörizme karşı işbirliği yapmayan ülkeler listesine alınması ve yaptırım uygulanması önerilen Yunanistan'da, bir İngiliz Tuğgeneral 17 Kasım Terör Örgütü tarafından öldürülmüştür.

Örgütün ülkemize yönelik ilk saldırısı, 23.05.1988 günü, Dışişleri Bakanı Mesut YILMAZ'ın Siyasi Komite Toplantısı için gerçekleştirdiği Atina ziyareti öncesinde Atina Büyükelçiliğimiz mensuplarının arabalarına karşı bombalı saldırı ve telefonla tehdit ile gerçekleştirilmiştir.

Örgütün ülkemize yönelik diğer eylemleri ise şunlardır:

* 16.07.1991 günü Atina Büyükelçiliğimiz servis aracına bombalı saldırıda bulunulmuş, saldırıda 3 personelimiz yaralanmıştır. Olayı 17 Kasım örgütü üstlenmiştir.

* 07.10.1991 tarihinde Atina Büyükelçiliğimiz Basın Ateşe Yardımcısı Çetin GÖRGÜ evinin önünde arabasında silahlı saldırı sonucu öldürülmüştür. Olayı 17 Kasım örgütü üstlenmiştir.

* 04.07.1994 tarihinde saat 09.00 sıralarında, Atina Büyükelçiliğimizde görevli Ömer Haluk Sipahioğlu, kimliği belirlenemeyen 2 kişi tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu öldürülmüştür. Olayla ilgili olarak 06.07.1994 günü Atina'da yayın yapan Antenna adlı özel bir radyonun 15.30 haber bülteninde bir açıklama yapan Kamu Düzeni Bakanı Papathemelis, Müsteşar Haluk Sipahioğlu'nun katledildiğini, olay yerindeki kurşunlar üzerinde yapılan balistik incelemesi sonucunda, kurşunların 17 Kasım terör örgütüne ait olduğunu, silahın ise aynı örgüt tarafından 19 yıl önce ABD Büyükelçiliği görevlisi Welch'in de katlinde kullanıldığının tespit edildiğini belirtmiştir.

17 Kasım terör örgütünün ülkemize yönelik bu son eylemlerinden sonra Elefterotipia gazetesine gönderdiği bildiride, Kıbrıs'tan Türk askeri çekilinceye kadar saldırılarına devam edeceğini bildirmesi, örgütün Yunanistan'da bulunan vatandaşlarımız hakkında halen tehdit unsuru olduğu ve yeniden saldırabileceğini göstermektedir.

Bu örgütün Abu Nidal, Alman Kızıl Ordu Fraksiyonu (RAF), Fransa'da Doğrudan Eylem (AD) ve Belçika'daki Savaşan Komünist Hücreler (CCC) adlı örgütler ile ilişki içinde olduğu iddiaları iç ve dış basında zaman zaman gündeme gelmektedir. Örgütün, askeri depolardan çaldığı silahları kullandığı ve askeriyeden bazı şahıslarla diyalog kurduğu, Yunanistan'da yayınlanan bazı gazetelerde yer almıştır.

Bütün bu bilgiler dikkate alındığında, Yunanistan yönetiminin ülkemiz aleyhindeki faaliyetlere göz yumduğu ve desteklediği, bu itibarla terörizmle mücadelede ülkemiz ile işbirliği konusunda samimi olmadığı kanaati oluşmaktadır.

Örgütün, 1967 yılında iktidara gelen askeri cuntanın iktidarda bulunduğu 1973 yılı içerisinde, aşırı sol görüşü benimseyen Atina'daki Politeknik okulu öğrencilerinin, 17 Kasım'da yönetime karşı gerçekleştirdiği gösterilerin, şiddet kullanılarak bastırılması ve olaylarda 20 kişinin hayatını kaybetmesine atfen kurulduğu ileri sürülmektedir.

1975 yılının Aralık ayında Amerikalı diplomat Richart WELCH'in öldürülmesi eylemi ile adını duyuran örgüt, bu tarihten sonra yaklaşık (70) silahlı veya bombalı eylem gerçekleştirmiş, eylemlerde çoğunluğu Yunanlılar olmak üzere, Amerikalı ve Türk diplomatlar ile temsilcilikleri hedef alınmıştır.

Örgütün, iç dinamiği ve eylem olanakları hakkında çok az şey bilinmektedir.

Örgüt hakkındaki tek bilgi kaynağı, bazı gazetelerde yayınlanan bildirileri ve seçtiği hedeflerdir. Söz konusu bildiriler, 17 Kasım örgütünün Marksist-Leninist bir terör örgütü olduğunu, anti-emperyalist, anti-sömürgeci, anti-Amerikan ve anti-Nato gibi bir görüşü benimsediğini ve fanatik Türk düşmanı olduğunu göstermektedir.

Örgütün "Çekirdek kadrosunu" (20) kişiyi aşmayan disiplinli ve kapalı bir grubun oluşturduğu, içlerinde öğretmen, gazeteci, profesör, doktor gibi aydın kesime mensup kişilerin bulunduğu tahmin edilmektedir.

Kesin tesbit edilebilmiş bir lideri bulunmamakla birlikte, gerek Yunan gerekse dış kaynaklı basın, örgütün muhtemel liderinin; sol eğilimli TO Vima gazetesi yazarlarından “PABLOS” kod adlı, Michaelis RAPTIS olduğu üzerinde durmaktadır. Bugüne kadar hiçbir örgüt mensubunun yakalanamaması sebebiyle örgütün yapısı hakkında bir bilgi bulunmamakla birlikte, örgütün;
1.  1967-1974 dönemindeki Askeri Cunta’nın devrilmesine neden olan gösterilere katılan bir
 grup öğrenci tarafından oluşturulan,
2.  Suikast eylemlerini benimseyen,
3.  Sıkı bir yapılanma biçimi olan hücre sistemini uygulayan,
4.  Hem tetikçi hem de karar verici konumunda, çok az sayıda üyesi olan,
5.  Büyüme ve sempatizan kazandırma gibi bir maksadı bulunmayan,
6.  Devletin çeşitli kademelerindeki üst-düzey yöneticilerle muhtemelen hiyerarşik çok gizli
 ilişkileri olan,
7.  Üst-düzey elemanlarının avukatlık, gazetecilik, öğretmenlik gibi mesleklerle meşgul olan ve
 eylem  emirlerini yerine getiren bir alt-katmandan oluşan bir yapıya sahip olduğu
 bilinmektedir.

Örgütün amaçları arasında, Yunanistan’daki mevcut rejimin, kaba güç yardımıyla devrilmesi, yerine sosyalizme dayalı bir politik sistem ve hükümet kurulması, NATO içerisinde yer alan Yunanistan’ın bu teşkilattan çıkarılması, Yunanistan’da bulunan A.B.D.üslerinin kapatılması, Kıbrıs’taki sözde Türk işgaline son verilmesi, Yunanistan’ın, NATO ve Avrupa Birliği ile ilişkilerini koparması bulunmaktadır.

Örgütün hedefleri; Türk diplomatlar, Yunanistan’da ikamet eden Amerikan ordu mensupları, Yunan polis görevlileri, savcılar, işadamları, yabancı kuruluşlar ile mülkleri ve Yunanistan’daki NATO üsleri olarak belirginleşmektedir.

Örgüt eylemlerini genellikle, silahlı saldırı, otomobillere bomba yerleştirilmesi ve binalara bombalı veya roketli saldırı şeklinde yapmakta olup, bu eylemler sırasında çoğunlukla askeri malzemeler kullanılmaktadır.

Ayrıca örgütün, Avrupa iç güvenliğine yönelik organize suç kapsamında, silah ve patlayıcı maddeler kaçakçılığı yaptığı, eski Doğu Alman istihbarat birimi Stassi'nin dökümanlarında yer almaktadır.

 ________________________________________________________________________________________________________________________________________

Kaynak : NTV-MSNBC