K
O N U L A R
|
ANA
MENÜ |
ULUSLARARASI
TERÖRİZM |
OSAMA
BİN LADEN BİN MUHAMMED |
ULUSLARARASI
TERÖR ÖRGÜTLERİ |
ULUSLARARASI
TERÖR ÖRGÜTLERİ - TÜRKÇE
- |
ÜLKE
ETÜDLERİ |
T
Ü R K İ Y E |
KUZEY
KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ |
YUNANİSTAN |
BATI
TRAKYA |
ERMENİSTAN |
GÜNEY
KIBRIS RUM KESİMİ |
I
R A K |
KUZEY
IRAK |
İRAN
İSLÂM CUMHURİYETİ |
RADİKAL
İSLÂMİ HAREKETLER |
SURİYE |
FİLİSTİN |
ALEVİLİK |
AZINLIKLAR |
ASURİLER,
KELDANİLER, YEZİDİLER |
KAFKASYA,
ORTA ASYA,
TÜRK DÜNYASI |
ASYA,
ORTA
DOĞU, ATLAS, KÖRFEZ ÜLKELERİ |
İSTİHBARAT
VE GÜVENLİK KURULUŞLARI |
TÜRKİYE'DEKİ
DİPLOMATİK MİSYONLAR |
ULUSLARARASI
KURULUŞLAR |
DİNLER,
MEZHEPLER, TARİKATLAR |
ANARŞİZM
- ANARŞİSTLER |
BİZANS,
PONTUS, KIBRIS, ANTİ-TÜRK |
ORGANİZE
SUÇLAR |
ÖNEMLİ
GÜNLER |
YAZILAR |
FORUMLAR |
ÇEŞİTLİ |
INTERNET
MEDYA |
D O W N
L O A D |
|
| |
G
İ R İ T |
|
|
GİRİT YENİDEN
KARIŞIYOR,
GİRİT HALKI
BAĞIMSIZLIK MEŞALESİNİN PEŞİNDE |
|
|
Girit’te bağımsızlık
yanlısı gruplar yeniden harekete geçti.
Yunan basını da Girit’te özgürlük
meşalesinin yeniden yakılmasını, “ bağımsızlık ateşi yine
alevlendi ” başlığı ile duyurdu.
Ekim 2001’in ilk haftasından bu yana
Adada şiddet eylemlerinde dikkate değer bir artış gözlemlenirken, son
olarak bir polis aracına ateş açıldığı ve 4 polis memurunun
yaralandığı bildirildi.
Son yıllarda Arnavutluk’tan çok sayıda
silah, cephane ve patlayıcının denetimsiz yollarla Girit’e gönderildiğine
dikkat çeken kaynaklar, Girit’teki son saldırının önemli bir iç
karışıklığın habercisi olduğunun altını çizdiler
GİRİT’TEKİ BAĞIMSIZLIK YANLISI
HAREKET
Yunanistan’ı yönetenlerin polis gücüyle yok etmeye çalıştıkları
bağımsızlık hareketlerinin en önemlisi, Girit Adası'ndaki Bağımsızlık
hareketleridir. Son zamanlarda Girit’te, Yunanistan’a karşı bir
yeraltı direnmesinin hazırlandığı yolunda özellikle Almanya ve
Kanada kaynaklı haberler dikkatleri çekmektedir.
Girit, Ege Denizi’nin güneyinde, Akdeniz’in çok stratejik bir
mevkiinde üzerinde yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı 8.258
kilometre karelik bir adadır. Yunan işgali altında bulunan bu adanın
insanları kendilerini hiçbir zaman Yunanlı olarak hissetmemiş,Yunanlılara
karşı daima mesafeli durmuş, onlara adeta düşman gözüyle bakmışlardır.
Yunanlı araştırmacılara göre Milattan binlerce yıl önce
Anadolu’dan göç eden esmer kısa boylu Dolikosefal kafa teşekküllü
insanlar, Giritliler'in kökenini oluşturuyorlar. Girit’e Kuzey
Afrika’dan gelip yerleşen Arap kavimler de olmuştur. Girit Adası’nın
Karadeniz’in, Ege Denizi kanalıyla Akdeniz’e bağlandığı bir
noktada bulunması tarih boyunca yabancıların hakimiyetleri altında
kalmasına sebep olmuştur. Adayı Araplar 135, Venedikliler 450, Türkler
250 yıl yönetmişlerdir. Halen yaklaşık 80 yıldan beri Yunanistan’ın
hakimiyeti altında bulunan Girit Adası'nın insanlarına, Yunan yönetimleri
her zaman diğer azınlıklara olduğu gibi ikinci sınıf insan muamelesi
yapmışlardır.
Yunanistan’ın Girit’i bir oldu bitti ile sınırları içine
almasından 30 yıl sonra 1938’de Adada kurulan “ Filiki Eteria
”
isimli bir örgüt Yunanistan’a karşı ilk kez başkaldırı
hareketinin başlangıcını teşkil etmektedir. II. Dünya savaşı yıllarında
12-14 Kasım 1944’de Almanya savaşı kaybettiği günlerde, Girit’te
Almanlar'a karşı savaş veren çeteler bağımsızlık ilan etmeye hazırlanırlarken,
İngiltere’nin askeri müdahalesi ile hareket bastırılmış, Ada gene
Yunanistan’a teslim edilmişti.
1970’li yıllarda Yunan Siyasi Polisi’nin “Kızıl Papaz” adını
taktığı Mihalis Damanakis, Girit’i köy köy dolaşarak halkı Özgürlük
mücadelesine hazırlamaya başlamıştı. Papaz Damanakis bir gün birden
bire ortadan kayboldu. Onu tanıyanlar, Damanakis’i Yunan İstihbarat Örgütü’nün
(EIP) kaçırıp öldürdüğüne inanıyor. 1973’de Yunan Deniz
Kuvvetleri’nin “Velos” muhribinin ülkeyi o dönemde yöneten Cunta
yönetimine karşı isyan ettiği ve bir İtalyan limanına demir attığına
dair haber dünya basınında yer almıştı. Muhribin komutanı Albay
Pappas’ın isyanının asıl nedeni, Cunta Yönetimini yıkmak değil,
Girit Adası'nda Bağımsızlık ilan etmekti.
Bir diğer olay, Yunanistan’ın “Enosis” amacıyla 1974’ün Temmuz
ayında Kıbrıs’ta yaptığı askeri müdahale günlerinde de, Girit
Adası'nda üslenmiş bulunan 5.Piyade Tümeni’nde patlak vermişti. Bağımsızlığın
ilanı an meselesiyken bir papaz Girit halkına ihanette bulunarak
hareketi Atina’ya ihbar etmişti. Sonuçta Tümenin Girit kökenli
subaylarının bir bölümü emekli edilmiş, diğer bölümü de
Trakya’da Türk sınırındaki askeri birliklere adeta sürgün edilmişlerdi.
Tümen komutanı General Shinas, emekli edilenler arasında bulunuyordu.
Girit’te yayınlanan gazeteler zaman zaman bağımsızlık inancını
ada halkına aşılamaya çalışırlar. 24 Ekim 1974 tarihli
“Kirikas” gazetesinde yer alan bir makale, “ Yunan işgali altında
yaşayıp onurumuzu, kültürümüzü ve varlığımızı ezdirmektense
yabancı bir ülkede sürünmeyi tercih ederiz ” diyen Giritlilerin
hislerinin kağıda dökülmüş şeklidir.
Söz konusu makalede;
“Genç Giritliler denize açılıp
talihlerini başka diyarlarda aramaya gitmeden önce Girit’i ve burada
yaşayan insanların varlığını yok etmeyi hedef alan, örgütlenmiş
bir düzenin varlığını öğrenmeleri gerekir. Biz Giritlilerin, Yunanlıların
sömürge uşakları durumuna gelmemesi için, özellikle çok dikkatli
olması gerekiyor.
Madem ki Elefterios Venizelos, ileri medeniyete sahip
Girit’in, Yunanistan’la “DEĞİŞİK İKİ DÜNYANIN İNSANLARINI BİRLEŞTİRME”
hatasını 1910’da işledikten sonra, üstün karakterimizle, Yunanlıları
tahrik etmememiz gerekiyor. Bu yazıyı kesip saklayın. Çünkü bir gün
siz de kendinizi “Basklar”, “Hırvatlar” gibi hissedeceksiniz. Bu
acıyı içinizde hissettiğiniz zaman, belki çok geç olacak. Ve siz
Girit halkına karşı kıskançlık ve anti-pati dolu insanlar tarafından
yönetilen akımlara kapılarak hayatınızı
yitireceksiniz." denilmektedir.
1976’da Girit’li dört Bağımsızlık Savaşçısı New-York’tan,
Dallas’a giden bir uçağı kaçırmış, içindeki yolcuları üç gün
rehin tutmuşlardı. Amerika’daki Yunan elçisi bu olayın önemini
silmek için "uçağı kaçıranların Giritli özgürlükçü değil,
polisin aradığı ruh hastası Yunanlılar" olduklarını iddia ederek
kendilerine teslim edilmelerini istemişti. Giritli hava korsanlarını
muayene eden Dallas Hastanesi Ruh Sağlığı Bölümünün şefi Prof.
Hubert, hazırladığı raporda onlar için “son derece normal, nazik ve
ne istediklerini bilen insanlar” teşhisinde bulunmuştu.
Kaçırılan uçakta
bulunan yolcular da, polise verdikleri ifadelerinde, “Bu insanlar hür
yaşama mücadelesi veriyorlar. Bize karşı son derece nazik davrandılar,
onlardan şikayetçi değiliz, af edilmelerini istiyoruz.” demişlerdi.
Girit Bağımsızlık hareketine karşı kullanılan kurumlardan biri de
Yunan kilisesidir. 1980’li yıllarda Girit Metropoliti İrineos,
kendisine bağlı Giritli olmayan 29 papazı otonomi hakkında bilgi
toplamaları ve aleyhine vaazlar vermeleri için adaya dağıtmıştı.
Bunların topladıkları bilgileri İrineos Yunan Siyasi polisine aktarıyordu.
Bu yüzden yüzlerce Giritli tutuklanmış, işkence görmüştü.
Tüm bunlara rağmen, Atina ve Girit sokaklarında, “Yunanlılar sizi
Girit’te istemiyoruz” şeklinde duvar yazılarına rastlanmakta,
Libya, Suriye, Yemen ve Lübnan’daki terör kamplarında Giritli gençlerin
terörist olarak eğitildiklerine dair duyumlar alınmaktaydı.
Girit insanı, yıllardan beri, Atina’nın onların adına aldığı her
karara direniyor, sokaklara dökülüp gösteriler yapıyor. Bu gösteriler
bazı zamanlar kanlı olaylarla son buluyor. 1989’da Yunanistan’ın
onlara danışmadan topraklarında ABD’ye üsler vermesini kabul etmeyen
Giritliler, Yunanistan aleyhine gösteriler yapmış, devlet dairelerini işgal
ve tahrip etmiş, bir mahalli radyo istasyonu “Silahlarını alıp
yollara çıkın..” şeklinde çağrılar yapmıştı. Bu harekette 30
bin kadar Giritli sokaklara dökülmüş, ada tam bir savaş alanına dönmüştü.
Silahlar patlamış yüzlerce kişi yaralanmıştı. Durum polisin kontrolünden
çıkınca Atina ve Selanik’ten Hazır Kuvvetler askeri uçaklarla
Girit’e götürülmüştü. Yunan gazeteleri bu olayı manşetlerinde
“Girit’te Ayaklanma” başlıklarıyla vermişlerdi.
Girit’in bağımsızlığı için Yunanistan’a karşı mücadele eden
örgütler yayınladıkları,“Girit halkının Yunan işgaline karşı
başlatacağı silahlı mücadeleyi destekleyin” şeklindeki
bildirilerle dünya kamuoyundan destek istiyorlar.
“Cretan Liberation
Committee-Girit Özgürlük Komitesi” geçen yıl yayınladığı
bildirisini büyük ülkelerin Dışişleri Bakanlarına ve basına yolladı.
Bu bildirinin metni şöyleydi:
“Bizler, dünyanın en eski ve soylu medeniyeti olan Girit
Medeniyeti’nin varisleriyiz.
Girit halkına ikinci sınıf muamelesi eden yayılmacı Yunanistan’a
karşı silahlı bir bağımsızlık savaşı açmaya karar vermiş
bulunuyoruz.
Bugüne kadar demokratik ölçüler çerçevesi içinde sürdürdüğümüz mücadelede bize arka çıkan ve güç veren dostlarımızın başlatma
hazırlığı yaptığımız mücadelede bize destek vermelerini rica
ediyoruz.
YAŞASIN HÜR VE BAĞIMSIZ GİRİT DEVLETİ
KAHROLSUN YUNAN EMPERYALİZMİ
GİRİT ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAZANINCAYA KADAR YUNANİSTAN'I KANA BOĞACAK…
Girit Özgürlük Komitesi”
|
Bu bildiri ne yazık ki pek ciddiye alınmadı, ancak gene Girit adı
etrafında kaydedilen bir dizi olay artık yabancı basının dikkatlerini
toplamaya başladı. Bu olaylar, Girit ordu ve polis depolarından çalınan
silahlar, adaya kaçak sokulan silah trafiğinin artması, Girit’teki
Yunan resmi kuruluşlarına yönelik bombalama ve yangın eylemleri şeklinde
gelişti.
Son günlerde bazı Giritliler'in, Arnavutlukta Ordu depolarından yağmalanan
silahları satan kişilerle temas sağlayıp çok sayıda silah ve cephane
satın aldıkları yolunda alınan bilgiler Yunan yönetimini ciddi bir şekilde
huzursuz etmeye başladı. Bu arada Atina’da yayınlanan
“Elefterotipia” gazetesinde yer alan bir haber bu konuda alının
bilgileri teyit ediyor. Haberde iki Giritlinin özel aracında 40 adet
“Kalaşnikof” tüfek, 17 adet süngü ve çok sayıda merminin ele geçirildiği
belirtiliyordu. Yakalanan Giritliler, polise verdikleri ifadelerinde
silahları bir Arnavut’tan Girit’te satmak amacıyla aldıklarını söylemişler.
Son zamanlarda Girit Adası'na yönelik silah kaçakçılığında önemli
bir artık gözleniyor. Örneğin birkaç yıl önce Girit açıklarında
yakalanan Güney Kıbrıs-Girit-İspanya arasında sefer yapan “Cedar”
adlı bir gemide, konserve kutuları içine yerleştirilmiş 220 kilo
plastik patlayıcı bulundu. Gemi mürettebatından üç Lübnanlının
“Hizbullah” örgütünün militanları oldukları Interpol’den alınan
bilgilerle tespit edildi. Gemide yolcu olarak dört de Iraklı
bulunuyordu. Bunlardan ikisi Yunan polisi tarafından serbest bırakıldıktan
sonra döndükleri İspanya’da terörist olarak tutuklanmışlardı.
Gene bu dönemde Girit’in Kandiye şehrindeki askeri depo soyulmuş, çelik
kasalar içinde muhafaza edilen tüfeklerin büyük bir bölümü çalınmıştır.
Silahları çalanlar depoların alarm sistemini etkisiz hale getirmiş,
deponun şifreli çelik kapısını açmışlardı.
Girit Bağımsızlık hareketleriyle ilgili olarak Yunan İstihbarat Örgütü’nün
(EIP) “Çok Gizli” bir raporunda, ayaklanmada bazı politikacıların,
subay, öğrenci ve gazetecilerin faal olarak görev aldıkları da
belirtiliyor. Girit Bağımsızlık hareketinin henüz herhangi bir kanlı
terör eylemine tespit edilmedi. Ancak örgütün dış ülkelerde yaşayan
üyeleri mücadeleleri için uluslararası alanda destek kazanmak için
faaliyetlerini sürdürüyorlar. Girit’in bağımsızlık savaşını
destekleyen ülkeler arasında İtalya, Japonya, İsrail, Brezilya ve
Libya en ön sırayı alıyorlar. Bu ülkeler Girit’e sık sık
temsilcilerini yollayarak hareket hakkında bilgi topluyorlar.
Girit’teki bağımsızlık hareketleriyle ilgili olarak dünya basınında
yer alan haberler Yunanlıları çok sinirlendiriyor. Bu haberleri
yalanlamalarına rağmen Yunan basınında da bu konuda sıkça çıkan
haberler teyit edici bir anlam taşıyorlar. Bir savaş durumunda çekilebileceği
en son savunma hattı olması itibariyle, Girit Adası’nın, Yunanistan
için stratejik değeri çok büyüktür. Bu nedenle, Girit üzerindeki
emellerinden hiç vazgeçmeyen Yunanistan ile, özgür yaşama mücadelesinden
ödün vermeyecek olan Girit halkı arasındaki gerilim uzun yıllar devam
edecek gibi gözüküyor.
|
____________________________________________________________________________ |
Kaynak : İNAF |
|