Yunanistan, 1916-1923 yılları arasında, Anadolu'nun Doğu
Karadeniz bölgesinde yaşayan Rum Ortodoks nüfusun, Türk makamlarının
sistematik imha politikasının kurbanı olduğunu ve bundan kurtulanların,
ancak Yunanistan’a sığınmakla canlarını kurtardıklarını iddia
etmektedir.
24 Şubat
1994 tarihinde, Yunan parlamentosu "19 Mayısı", "Pontus
Yunanlılarının Türklerce Katlini Anımsama Günü" olarak kabul
etmiştir. Ama tarih ve olgular, Yunan iddialarıyla çatışmakta ve çok
farklı bir yönü işaret etmektedir.
Yunanlı
politikacıların konuşmalarında sık sık; "Türkiye'nin kan kaybından
ölmesi için, yaralarını kaşıyacağız..." yönündeki söylem
ve politikalarının bir ürünü olan PONTUS konusu, Atina'yı bağlayan
bir mesele değildir.
1922'den önce
Doğu Karadeniz sahillerinde yaşayanlar, azınlıklardan biri olan,
Bizans kökenli Rumlardı. Bunlar, Osmanlı İmparatorluğunun sınırları
içinde 450 yıl huzur içinde yaşamış, imparatorluğun
zenginliklerinden fazlasıyla payını almış olan Hristiyanlardı.
Yunanistan’la uzak yakın hiçbir kan bağları yoktu.
Yunan Yayılmacılığı,
Anadolu Rumları'nın felaketi olmuştur. Venizelos'la başlayan
"Megali İdea" politikası,Türkiye'deki Rumları ayaklandırarak
toprak talepleriyle devlete isyan ettirmiştir. Tıpkı 1820'lerde Rus, İngiliz
ve Fransızların kışkırtmalarıyla Osmanlı İmparatorluğunun sınırları
içinde bulunan değişik kökenli (Sırp, Arnavut, Makedonyalı, Bulgar,
Anadolulu vs) insanların uydurma bir Yunan Devleti kurmak için Türklere
karşı ayaklandırıldıkları gibi. Bu hareketin asıl amacı bir Yunan
Devleti kurmak değil, yabancı büyük devletlerin Osmanlı İmparatorluğunu
parçalayarak petrol zenginliklerini yağmalamak olduğunu Yunanlı tarihçiler
yazıyor.
1918'lerde
yaratılan "Pontus" ve "Ermeni" meselelerinin Osmanlı
İmparatorluğunun aleyhine malzeme olarak kullanılması da nedeni
Anadolu'yu parçalamayı amaçlıyordu.
Ve göz ardı
edilemeyecek bir gerçek te aradan 80 yıl geçtiği halde, Türkiye
Cumhuriyeti’ni; "Pontus Rum Devleti", "Ermenistan
Devleti", "Kürt Devleti" şeklinde parçalama çabası içinde
bulunanların hala daha var olduğu gözleniyor.
Yunanistan’ı
yöneten Sosyalist iktidar; Rusya ve eski Komünist doğu bloku ülkelerinde
yaşayan yaklaşık 90 bin kadar sözde Pontusluyu bin bir vaatle kandırarak
Yunanistan’a göç ettirdi. Oysa bunların en az yüzde ellisi
Karadeniz’den Rusya'ya göç etmiş Rumların soyundan gelenler değil;
Yunanistan'da 1946-1949
Yılları
arasında Kralcılarla, Komünist çeteler arasında patlak veren iç savaşta,
mağlup olduktan sonra öldürülmemek için Yunanistan'dan kaçarak eski
Komünist blok ülkelerine sığınan ailelerin çocuklarıdır. Bunlar
Pontuslu olduklarını iddia ederek daha iyi bir hayat için Yunanistan'a
ve Güney Kıbrıs'a yerleşiyorlar. Oysa Yunan
yönetimleri yıllarca bu insanları tehlikeli oldukları gerekçesiyle
kabul etmek istememişti. Yunanistan'ı yönetenler şimdi işlerine geldiği
için bu eski komünist ailelerin çocuklarını Pontuslu olarak tanıtarak
malzeme olarak kullanıyorlar.
Önceleri,
basit bir folklorik öğe olan "Pontus" terimine, 1974 Kıbrıs
olaylarından sonra, Türkiye aleyhine hasmane duyguları körüklemek
amacıyla ideolojik bir içerik yüklendi. Yunanlı siyasiler,
"Pontus" fikrinin sömürülmesinin, Türk devletinin temelini
oluşturan politik ve kültürel ilkeleri berhava etme çabalarına hizmet
edeceğini ve Batı Trakya’daki Türk azınlığı mensuplarını kovmak
için bir gerekçe teşkil edeceğini düşündüler.
Yunan tarafının
öncelikli hedefi, muhtemelen mikro milliyetçi duyguları kışkırtmak
suretiyle, Türkiye’nin çok kültürlü etnik yapısında istikrarsızlık
yaratmaktır. Amaç, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü bozmaktır.
Dolayısıyla, bu bağlamda, Yunanistan’ın aşağıda sıralanan
hedeflere ulaşma çabasında olduğu söylenebilir:
Yunanistan’ın
Türkiye’yi işgaline engel olan Mustafa Kemal’in görüntüsünü
karalamak;
Dünya
kamuoyunu, Türkiye tarihinin soykırımlarla dolu olduğu yolunda kandırmak;
PKK terörizmini,
"bir özgürlük savaşı" olarak takdim etmek ve "Pontus
Yunanlıları" ile "Kürtler" arasında bir bağ kurmak
suretiyle, PKK ile Türkiye karşıtı bir cephe oluşturmak;
Onlara
hayali bir "Pontus kimliği" atfederek, sözde Pontus Yunanlıları
arasında Türk aleyhtarı duyguları teşvik etmek;
Sonuncusu
ve en önemlisi de, Pontus öğesini, Batı Trakya’nın Türklerden arındırılması
sürecinde kullanmak.
Gerçekten
de, Yunan Hükümeti, Türklerin yoğun olarak yaşadığı Batı
Trakya’nın demografik yapısını değiştirme çabası içerisinde,
eski Sovyetler Birliği topraklarından göç eden 120 bin "Pontuslu
Yunan’ı" Batı Trakya’ya yerleştirmiştir. Yunanca’yı bile
bilmeyen bu göçmenlere, Yunanlıların Türkleri bölgeden uzaklaştırma
planı doğrultusunda, Batı Trakya’ya yerleştirilmelerini
kabullensinler diye, zoraki bir "Pontus bilinci" enjekte edilip
pompalanmaktadır.
Bu göçün
beslenmesinin arkasında yatan gerçeklerden biri; Yunanistan’a
getirilen Pontuslu Rumları Batı Trakya bölgesine yerleştirerek bölgede
toplu halde yaşayan Türkleri etkisizleştirmek, diğeri de beyinleri
"Megali İdea" ile yıkanmış Yunanlı politikacıların Türkiye’ye
sorun yaratmak amacıyla Kuzey Anadolu’nun Karadeniz
sahillerinde bir "Rum Cumhuriyeti" kurma çabalarıdır.
Ancak,
Yunanlı politikacıların bütün parlak vaatlerine rağmen
Yunanistan’a göç eden Pontuslu Rumların; bu ülkede "ikinci sınıf
insan" muamelesi gördükleri, horlandıkları ve Yunan insanıyla
uyum sağlayamadıkları gözleniyor. Pontuslu Rumlar, Yunanistan’da bir
yaşam savaşı veriyorlar. Kimse onlara ev kiralamak istemediği
için, aileleriyle çadırlarda, mezarlıklarda geceledikleri, çocuklarını
doyurmak için kadınların fahişelik ettikleri şeklinde haber ve
resimler Yunan basınında sıkça yer alıyor.
Yunanlı işadamlarının
Pontusluları çok düşük yevmiyelerle çok saat çalıştırmaları da
Yunanlı işçilerin tepkilerine yol açıyor. Sendikalar Pontuslulara karşı
acımasızca davranıyorlar. Resmi istatistiklere göre Pontusluların
%80’ı işsizdir. Göçmen olarak yaşamın asıl sıkıntısını çeken
kadınlardır. Geldikleri ülkede profesör, ekonomist, doktor öğretmen
iken, Yunanistan’da hizmetçi, işçi ve işportacı gibi işlerde çalışıyorlar.
Bunlar Yunanistan’a geldikten sonra, bütün emeklilik ve sosyal haklarının
yanı sıra insan sayılma haklarını da kaybetmişlerdir.
Bu arada
Yunan polisi de, Pontuslulara karşı çok acımasızca davranıyor.
Polisin, çeşitli bahanelerle yakaladığı Pontuslulara işkence ettiğine
dair haberler sık sık Yunan basınında yer alıyor.
PONTUS NEDİR?
"Pontus"
kelimesi, eski Yunan dilinde, "Pont-Euxin" yani
"Karadeniz" sözcüğünü ifade etmektedir. Yunan propagandası
Pontus’tan bahsederken Trabzon ve civarının 4000 yıldan beri Yunan
toprakları olduğunu iddia eder ve sahiplenir. Yunanlı Tarihçi Yorgos
Kordatos ise, "Büyük Yunan Tarihi" adlı kitabının birinci
cildinde,
"Atinalı tüccarların gemileriyle Trabzon yaşayan insanlardan çaldıkları
inekleri Atina'ya ve Mısır'a götürüp sattıklarını" yazar.
Oysa İngiliz
yazar Nil Asserson, "Black Sea_Karadeniz" adlı kitabında,
"Bu topraklarda, 4000 yıldan beri Tatar, Kırım Türkü, Çerkez,
Bizanslı Rum, Laz, Abaza gibi çeşitli soylardan ve dinden insanların
problemsiz olarak bir arada yaşadıklarını" belirtiyor.
Asserson,
kitabının bir bölümünde şöyle diyor;
"Yunan
Megali İdea'sı ile Elenizm Milliyetçiliği bu topraklara ayak bastığı
an vahşeti de beraberinde getirdi"
Gerçekten
Atinalılar bu bölgeye ilk ayak bastıkları andan itibaren hayvan hırsızlığı
yapmakla yetinmemiş, orada yaşayan insanları, gemilerine yükleyerek
esir pazarlarında sattıklarını gene Yunanlı tarihçi Kordatos'un
kitabından okuyup öğreniyoruz.
Bazı Tarihçiler
Pontusluların Yunan kökenli olduklarını iddia ederler. Oysa
Karadeniz’in bu bölgesinde yaşayan topluluklar yukarıda da belirttiğimiz
gibi farklı kökenden gelen insanlardır ve bunların arasında yaşayanlar,
Yunanlı değil Romeoslar yani Bizanslı Rumlardır.
Karadeniz bölgesinde
Elen etkisinin kökleri, Sinop ve Trabzon’da, MÖ VI. YY.’da şehir-devletler
kuran, İyonyalılara kadar dayanmaktadır. Makedon Kralı Philippe ile oğlu
Büyük İskender, Persleri Güneydoğu Karadeniz kıyılarından sürüp,
bölgede kendi nüfusunu pekiştirdi.
Haçlılar
İstanbul’u ele geçirmek için saldırılara başlayınca İstanbul’da
yaşayan Bizanslıların bir bölümü Doğu Karadeniz bölgesine göç
ederek Pontus Krallığını kurdular. Pontus Krallığı, 250 yıl ayakta
kalmayı başardı ve daha sonraları; yani, İstanbul’un Fatih Sultan
Mehmet tarafından fethedilmesinden sonra, Osmanlı
İmparatorluğu’nun egemenliği altına girdi.
GÜLÜNÇ
SOYKIRIM YALANLARI
Yunanistan,
Doğu Türk Karadeniz bölgesinde "700,000" Rum'un yaşadığını
ve bunların 350,000’in boğazlandığını iddia ederek dünyayı kandırıyor.
Karadeniz bölgesinde
yaşayan Rum nüfusuna ilişkin yabancı ve yerel kaynakların gelişigüzel
incelenmesi bile, Yunanlıların telaffuz ettiği "700,000"
iddiasının ne kadar uydurma olduğunu hemen açığa çıkarmaktadır.
Amerikan Hükümetince görevlendirilen King Krane Komisyonu, 28 Ağustos
1919’da hazırladığı bir raporda,
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yaşayan Rumlar'ın sayısını 200,000
olarak belirtmektedir.
Fransa Dışişleri
Bakanlığı’nca yayımlanan, "Documents Diplomatiques", 1893
ve 1897 tarihleri arasında Osmanlı tarafından yapılan nüfus sayımlarına
atfen, Rum nüfusun Trabzon’da 193,000 olduğunu kaydetmektedir. Nüfus
değişimi sırasında, Karadeniz bölgesinden, 100,000 kadar Rum
Yunanistan’a göç etmiştir.
Yabancı
kaynaklara göre; Trabzon, Samsun ve civarında yaşayanlardan, 100 bin
kadar Rum'un Türk-Rus savaşından sonra Rusya'ya göç ederek,
Sivastopol ve Odessa'ya yerleşmişler. Bolşevik yönetim, Çarı tekrar
iktidara getirmek isteyen İngilizler ile olan ilişkileri yüzünden
onları devamlı gözaltında bulunduruyor ve baskı
uyguluyordu. 1928'e gelindiğinde İngilizler hesabına çalışan Yunanlı
ajanlar, Kilise kanalıyla, Rusya'daki Pontus Rumlarının arasına sızarak
Bolşeviklerin aleyhine faaliyetlerde bulunmaya başlayınca, yüz
binlerce Rum tutuklanmış, okulları ve kiliseleri kapatılmıştı.
1936'da ise 170 bin Rum toplu halde Sibirya'ya sürgün edilmişlerdi.
İkinci Dünya
savaşı sırasında Sibirya’dan dönen Rumlar, Kırım'a yerleşmişlerdi.
Rumları yönlendiren
Kilise tekrar gücünü kazanmak için harekete geçince, bu konularda acımasız
olan Stalin, Rumlara karşı bir temizlik hareketi başlattı. 14-15
Haziran 1945'de Rus gizli polisi NKVD seri bir operasyonla 100 bin Rum'u
hayvan vagonlarına doldurup kapılarını mühürledikten sonra, aç ve
susuz Sibirya'ya yolladı.
Günlerce süren bu yolculuk sırasında çok sayıda ölen oldu.
Bu sürgünün
en kayda değer yanı, Rumların Sibirya köylerinde yaşayan Müslüman
ailelerin yanına yerleştirilmeleridir. Halbuki 1915'de Samsunda yaşayan
Rumlar, Balkan Harbi göçmenleri olan Arnavut Müslümanları, Müslüman
oldukları için değil evlerine köylerine bile sokmak istememiş, Türk
jandarmasına silah çekmişlerdi.
Stalin'in,
Sibirya'ya sürgün ettiği 100 bin Rumdan geriye ancak 40 bin kişi dönebildi.
Kısacası 1928'den 1955'lere kadar Rus Yönetiminin Rum kurbanlarının
sayısı 150 bin olarak hesaplanıyor.
SOYKIRIM
YAPAN KİM; TÜRKLER Mİ, YUNANLI ÇETELER Mİ?
Osmanlı İmparatorluğu’nun
hızla çökmekte olduğu, 20. yüzyılın ilk bölümünde, Yunanistan'ın
yolladığı subaylarına kurdurttuğu 40 kadar çete; Türk köylülerini
soydu, yaşlı, kadın ve çocuk ayırımı yapmaksızın en az 2000 Türkü
katletti.
1918 Ateşkes
Anlaşması’ndan sonra, Yunanistan ile Anadolu’da yaşayan Rum azınlık
Osmanlı Padişahının bölgede kontrolü sağlamakta içine düştüğü
zaaftan faydalanan Yunanlıların emrindeki çeteler, Karadeniz kıyısında,
antik Pontus Devleti’ni model alan etnik bir Yunan Devleti kurma girişiminde
bulundular.
Bölgeyi, o
tarihlerde ziyaret eden pek çok yabancı gözlemci Rum çetelerinin Türklere
karşı nasıl vahşice davrandıklarına tanık olmuş, gördüklerini
yazmışlardır. Amerikan Yüksek Komiseri Mark Bristol, Karadeniz kıyısında
yaptığı bir geziden sonra yazdığı bir raporda, Yunanlılar'ın körüklediği
anarşiye dikkat çekmişti.
Şubat
1920’de, Zile’ye yaptığı ziyaret sırasında, bir Yunanlı teğmen
ise Piskopos Efthimios’un Türk devlet makamlarına karşı takındığı
tehditkar tavırlar karşısında şaşakalmıştı. Yunanlı Teğmen
Karasiaskos, Efthimios’un, Samsun Valisi’nin hapisteki bir çete
reisini serbest bırakmaması halinde, şehre 5000 silahlı çeteci
göndereceği tehdidinde bulunduğunu anlatır.
Doğu
Karadeniz’de, Rum ve Ermeniler'in ayaklanmaları devam ederken, Türkiye’deki
Müttefik işgal kuvvetleri; bilinçli bir şekilde, Türk güvenlik güçlerinin
asilere karşı mücadelesini "soykırım" olarak çarpıtıyorlardı.
Onların asıl amacı, bölgedeki kargaşadan yararlanarak, kendilerine,
Ateşkes Anlaşmasına rağmen, bölgeyi işgal etmek için fırsat
yaratmaktı.
PONTUS KONUSU TÜRKİYE'Yİ PARÇALAMA OYUNUNUN BİR PARÇASIDIR
Yunanistan'ın,
şu günlerde (Mayıs-1999) Pontus Soykırım I masalını Amerika,
Fransa, İngiltere ve İtalya'da gündeme getirerek Türkiye aleyhine
propaganda malzemesi olarak kullanmaya başladığı görülüyor.
Bugün,
NATO Müttefiklerimiz olan yukarıda isimlerini saydığımız ülkelerin;
1917'de Yunanistan ile Türk Devletini parçalayarak, üzerinde bir Rum
Cumhuriyeti kurmak için nasıl bir ortaklık kurmuş olduklarını aşağıdaki
mektuptan okuyup öğrenmek mümkündür.
Trabzon
Mitropolitine hitaben yazılmış olan bu mektubu gönderen Chardini adında
bir Fransız Albayı'dır. Bu mektup bugün benzeri daha yüzlerce
mektupla birlikte Türk Devletinin arşivlerinde yerini almış bulunuyor.
Mektubun tam tercümesi şöyledir:
Bu ve
benzeri belgeler arşivlerin karanlığından gün ışığına çıkınca,
kimlerin soykırım kurbanı oldukları anlaşılacak,
böylece Türk Devletinin ve insanının var olmak için kimlerle ne savaşlar
verdiği açıklık kazanacak. Türk Devleti
ve insanının o yıllarda yarattığı mucize bir YAYILMACI savaşı değil,
bir ÖLÜM KALIM mücadelesiydi.
YUNANLI TARİHÇİNİN
KALEMİNDEN PONTUS GERÇEĞİ
Hristos
Samuelidis, 1900'ların başında Samsun'da doğmuş bir araştırmacı-yazardır.
1970'de Atina'da yayınlanan "Mavri Thalasa-Karadeniz" adlı
kitabının da yazarıdır. Bu kitapta yazarın yaşadıklarına dayanarak
yazdıkları; Sadece Yunanlıların Pontus konusundaki yalanlarını
ortaya çıkarmakla kalmıyor, Türk tarafının haklılığını bir kez
daha gözler önüne seriyor.
Samuelidis’in,
306 sayfalık "Karadeniz" adlı kitabından alınmış aşağıdaki
bölümler, Türkiye'yi parçalamak için Pontus adı altında, oynanan
kirli oyunların yalnızca birkaçını anlatıyor.
"Yunanistan'dan
gelen Amasya Mitropoliti Karavangelis, Samsun'a ayağını basar basmaz,
yaptığı ilk iş Rum halkını Türklere karşı ayaklandırmak için
propaganda yapmak olmuştu. Rum gençlerine tüfek dağıtarak onları
Yunanistan'dan gelen subaylara eğittirdi. Anavatanla (Yunanistan) irtibatı
sağlayan Teğmen Karavangelis, Atina'dan Samsun'a tüfek ve cephane gönderilmesini
istedi. Bir hafta sonra silah ve cephaneler bira fıçıları içinde
gizlenmiş olarak Samsun'a getirilmişti. Silahları bize
teslim eden bir Yunan Yüzbaşısıydı. Silahları Kadıköy'de,
Mercanis'in kahvehanesinde gizlemiştik. Bu silahları birkaç gün sonra
Türklere karşı mücadeleye katılacak gençlere dağıttık."
"Balkan
Savaşı başladığında Türkler, Rum gençlerini Osmanlı vatandaşı
oldukları için askere alarak cepheye yollamaya başlamıştı.
Metropolit Karavangelis; Rum gençlerinin, Yunan Ordusuna karşı, Türk
Ordusu saflarında savaştırılacakları için çılgına dönmüştü.
Bu arada 20 Rum genci Türklere karşı savaşmak için gizlice
Yunanistan'a kaçmışlardı. Zorla Türk ordusuna alınan Rum gençleri,
savaşın
başlamasından beş ay sonra firar ederek Samsun'a gelmişlerdi. Altıncı
aya gelindiğinde, Türk ordusundaki tüm Rum ve Ermeni gençleri firar
etmişlerdi. Pontuslu Rum firari gençler Türk ordusunun Makedonya'da
Yunanlılara karşı uğradığı hezimeti öğrendikçe firar edip Türk
gücünü zayıflattıkları için kendileriyle övünüyorlardı."
"Çanakkale
savaşında, topçu olarak askerliklerini yapan Rum gençleri, Yunan
gemilerini vurmamak için denize karavana atış yapıyorlardı. "
"Samsun'un
en zengin tütün tüccarı olan isim yapmış bir Rum Türklere karşı
savaşacak Rum çetelerinin silah satın almaları için Kiliseye büyük
miktarda para vermişti. Hatta depoları Pontuslu Rum çetecilerin bir
ikmal üssü durumundaydı."
"Ermeniler,
Ruslarla birlikte Türklere karşı savaştıkları ve Van'da ve Adana'da
Türkleri katlettikleri için Samsun'da korku içinde yaşıyorlardı. Türklerden
kaçan Ermenilerden bir bölümünü Metropolit Karavangelis kilisede
saklamıştı."
"Rus
savaş gemileri Trabzon’a yanaşıp karaya asker çıkarmaya başlamalarıyla
Rumları bir sevinç havası sarmıştı. Kiliselerin kampanaları çalarken,
papazlar limana inmiş karaya ayak basan Rus general ve amiralini çiçeklerle
karşılıyorlardı. Türkler ise ortadan kaybolmuşlardı."
"Osmanlı
Devleti, Balkan Savaşlarının sona ermesiyle Türkiye'ye gelen Arnavut göçmenlerin
bir bölümünü yerleşmeleri için Samsun'a yollamıştı. Bunlar Rumların
yaşadıkları köylere yerleştirilmeleri için ferman çıkmıştı.
Samsunlu Rum Tüccar, Cemaatin lideri olan Despota giderek, Müslüman göçmenlerle
bir arada yaşayamayacaklarını söyleyerek tepki göstermesini
istediler. Despot Mutasarrıf
Halil Hamdi Efendiye giderek bu durumu bildirdi. Halil Paşa, Despota
" Despot Efendi bunlar topraklarından sökülüp atılmış zavallı
insanlardır. Huzur bulmak için bir ümitle bize gelmişlerdir.
Bunların
acılarını dindirmek bize düşer" deyince, Despot tepki göstererek,
"Bu bizim değil sizin probleminizdir. Biz onlarla yan yana yaşayamayız.
Onlar da sizin gibi Müslümanlardır, onları siz barındırın, bizim sırtımıza
yüklemeyin."cevabını vermişti. Mutasarrıf "Ferman
var.." deyip göçmenleri Rum köylerine yerleştirme konusunda ısrar
edince, Rumlar silaha sarılarak Jandarmaya direnmişlerdi."
"Rum
çeteci Kaptan Vasilusta, Türk ordusundan firar eden geçlerden oluşturduğu
bir çete ile Sivas'ta bir askeri hapishaneyi basarak oradaki bütün Türk
muhafızları öldürmüş, esir bulunan bir Rus generalini kaçırmışlardı.
Bu olay Rusları çok etkilemişti. Bu olaydan on gün sonra Vasilusta,
Rusların işgali altında bulunan Trabzon’a gitmişti. Orada görüştüğü
Rus İstihbarat subayı Yarbay Artatof,
ona Samsun’da, Türklere karşı bir direnme hareketi başlatmasını
istemişti."
"Rum
çeteleri Türklere karşı mücadele için mantar gibi çoğalıyordu.
Eylül ayı ortalarında Rum çetecilerin başı Vasilusta ile Kosmidi
Rusların kendilerine verdiği 2.000, tüfeği gizlice Samsun'a getiren
bir Rus savaş gemisinden bir koyda boşaltmışlardı."
"1917
Ocak ayında Rusya'da Çarlık Yönetiminin devrilmesiyle birlikte, Rus
askerleri Trabzon’dan ayrılmaya başlamışlardı. Askeri ve sivil Rus
yönetimi İhtilal Komitesinin emrindeydiler. Rum Metropoliti Hrisanthos
da Komitenin kontrolünde bulunuyordu. Ruslar artık bizimle değil kendi
sorunlarıyla ilgileniyorlardı."
"1917
Kasım ayında Marsilya'da bulunan Pontuslu zengin bir Rum işadamı,
Fransa'nın Nis şehrinde Elefterios Venizelos ile buluşarak onunla
Pontus'un bağımsızlık mücadelesini görüştü. Rus askerleri
Trabzon'dan çekildikten sonra Metropolit harekete geçerek toplantılar düzenledi
Rum, Ermeni ve Gürcülerden oluşan bir gönüllü birliği Türklere karşı
savaşmaları için Kafkas Cephesine gönderildi. Ruslar Kafkas cephesinden çekilmeye başladıklarında Pontuslu Rumlardan
oluşan bir tümen Türklere karşı savaşı sürdürdü. Trabzon'daki
Rum liderler, Rusların onları terk ettiklerini görünce Rum, Ermeni ve
Gürcü Birlikleri takviye edecek yeni güçler oluşturmak amacıyla
Trabzon ve Samsun havalisinde yaşayan Rum erkekleri toplayarak ellerine
silah verdiler. Böylece Türklere karşı direnebileceklerdi."
"Venizelos,
1919 Haziran ayında Ukrayna'ya güvenilir adamlarını yollamıştı.
Bunlar, beraberlerinde bol para ile Bolşeviklere karşı savaşan General
Denikin'i desteklemeye gitmişlerdi. Venizelos, Clemenseau ve Lloyd
George'nin isteği ile Türk Devleti'ni parçalamak için Pontus devletini
kurmak amacıyla Samsun'a Giritli ve Anadolulu Rum çeteciler yollamıştı.
Bunlara verilen talimat, Ermenilerle
işbirliği yapmalarıydı. Londra, Kuzey Anadolu sahillerinde bağımsız
bir Rum-Ermeni devletinin kurulmasını kararlaştırmıştı. Ermeni
ihtilalcilerin başında bulunan Nubar Paşa, Paris'te yaşıyordu."
Nubar Paşa,
Venizelos ile yaptığı görüşmeler sonucunda, çok sayıda ajanını,
Yunan ajanlarına yardımcı olmaları için Samsun'a yollamıştı.
"
"1919'un
Nisan ayı başlarında Rum kilisesinin piskopos'u Zilon ile Rum eşkiyalarının
başı Pandelis, görüşmek için kendilerini davet eden İngiliz
Kuvvetlerinin komutanına gittiler. İngiliz komutan Solder, "Bildiğiniz
gibi Türkiye ve Almanya savaşı kaybetti. Galipler bizleriz. Sizi biz
koruyacağız artık silaha ihtiyacınız yok sizi biz koruyacağız.
Bunun için silahlarınızı bölgenizdeki polis karakoluna teslim
edin."
dedi. Kendisine silahlarımızı teslim etmeyeceğimizi bildirdik."
"İngilizler
Samsun'da bulundukları sürece hiç açık vermeden bölgenin Bağımsız
bir Pontus olması yolunda çalışmalarını çok gizli bir şekilde sürdürüyorlardı.
Tesbit ettikleri alan Samsun, Trabzon ve Sivas'ı içine alıyordu. "
"1919
Ağustos ayında Yunan ordusunun içinde 2 Pontuslular taburu kuruldu.
Bunlardan biri Selanik'te, diğeri Atina'da üslenmişti. Bu taburlar
kurulacak Pontus Devletinin ordusunun ilk birlikleri olacaktı. Gece gündüz
tatbikat yapıyor ve heyecanla Trabzon'a ayak basacakları günü
bekliyorlardı. Aralık ayında Atina'taki Pontus taburu Selanik'e aktarıldı
ve diğer taburla birleştirildi.
1920'lerin
başında her an yola çıkma emri beklenirken emir gelmişti ama
Trabzon'a değil İzmir'e."
"Bu
arada Pontus Komitesi bir toplantı yaparak bazı kararlar aldı. 1919'da
Türk Ordusu güçsüzdü ve dağılmıştı. Pontus cephesinde Rum gençlerinin
oluşturacakları 18.000 kişilik bir güç Türklere Kuzey ve Orta
Anadolu'da problem yaratabilecek ve Yunan Kuvvetleri Anadolu'yu fazla güçlük
çekmeden işgal edebileceklerdi."
"Pontus
Komitesi, Rus ordusunda General Rütbesiyle görev yapan Pontuslu Rum
Ananias ile gene onun emrinde Çarlık ordusunda görev yapan 500 subay ve
erden ek bir kuvvet düzenledi. Anadolu Rumlarından oluşacak 10.000 kişilik
bir ordu hazır sayılıyordu. Böylece Yunan Askerleri Anadolu’yu işgale
başladıklarında hiçbir güçlükle karşılaşmadan Mustafa Kemal'in
üssü olan Sivas'a kolayca ulaşacak, onu yok edebileceklerdi."
"Mustafa
Kemal Anadolu'da örgütlenmeye başlayınca; Pontuslu gençlerin Türklere
karşı savaşmak için Yunanistan'ın onlara irtibat subayı olarak
yolladığı Pontus kökenli Üsteğmen Karaiskos, Yunanistan'dan acele
olarak silah ve cephane gönderilmesini istedi. Atina'dan kısa süre
sonra gelen gizli bir mesajda bol miktarda silah ve cephanenin bir gemiye
yüklendiği ve geminin Samsun'a doğru yola çıktığı bildiriliyordu.
Yunanlı İstihbarat subayı Karaiskos, Samsun'da Kızılhaç temsilcisi
örtüsü altında faaliyetlerini gizliyordu."
Yunanistan'ın
yolladığı silahlarla donatılmış Rum çeteciler omuzlarına astıkları
fişekliklerle at üzerinde Samsun sokaklarında dolaşıyor, Türk halk
üzerinde korku yaratıyorlardı. Tepki gösteren Türkleri ise yolun
ortasında kırbaçlıyorlardı.
|
YUNANİSTAN'IN,
YUNANİSTAN İÇİNDE VE DÜNYADA KURDUĞU
PONTUS DERNEKLERİ
|
|
1. Kanada Pontus Federasyonu |
2. Philadelphia "Akrite" Pontuslular Birliği (ABD) |
3. Avustralya-Melbourne-Victoria PanPontus Komitesi |
4. Atina Geriye Gelen Yunan Soydaşlarını Karşılama ve Yerleştirme
Kurumu
(EIYAADE) |
5. Atina Pontuslu Sanatçılar Kurumu |
6. Yunan Pontus Kurtuluş Birliği |
7. Arğonafte Komnini Pontus Derneği |
8. Hür Pontus için Vatan Pontus Kurtuluş Birliği |
9. Pontus-Tirebolulular Kardeşlik Derneği |
10.
Yunan-Pontus Kurtuluş Birliği |
11.
Kalithea "I Argo" Pontus Derneği |
12.
Pontuslular Derneği |
13.
Pontuslu Öğrenciler Derneği |
14.
Kalamaria Kromneanlılar Kardeşlik Derneği |
15.
PanHelenik Pontuslular Dernekleri Birliği |
16.
Tüm Yunanistan Pontus Dernekleri Federasyonu (PEPİS) |
17.
Pontuslu Göçmenler için Milli Vakıf |
18.
Pontus Birliği |
19.
İyon-Yunan Cemiyeti |
20.
Attiki-Melissia Pontuslular Birliği |
21.
Attiki "Ta Surmena" Pontus Yunan Birliği |
22.
Attiki-Menidion "O Evklidis" Pontuslular Derneği |
23.
Ardessa-"I Ardessa" Kültür Derneği |
24.
Arama-Sitogralılar Kültür Derneği |
25.
"Aetorahi Elassona" Pontus Kültür Derneği |
26.
Ayios Theorodus Gavras Pontuslular Derneği |
27.
Amindeos-Lakkia Pontuslular Derneği |
28.
Almopia Karadeniz Klübü |
29.
Almanya-Batı Berlin Pontus Dernekleri Federasyonu |
30.
Almanya-Yunanlı Pontussular Dernekleri Federasyonu |
31.
Berlin-Pontus Yunanlılar Derneği |
32.
Batum-Pontus Yunanlılar Derneği |
33.
Bremen-Pontus Yunanlılar Derneği |
34.Bitigheim-"Panaiya
Sumela" Pontuslular Derneği |
35.
Boston-"Panayia Sumela" Pontus Kolonisi |
36.
Boston "Pontiaki Estia" Derneği |
37.
Boston "I Matsuka" Kültür Derneği |
38.
Dünya Pontuslular Derneği |
39.
Drama-N. Sevastia Pontus Kültür Derneği |
40.
Drama-"I Komnini" Pontuslular Derneği |
41.
Drama-Lefkogio "Evksinos Pontus" Pontus Kültür Derneği |
42.
Diavati "O Aleksandros İpsilantis" Pontuslular Derneği |
43.
"Dimitrios İpsilantis" Nea Philadelphia ve Çevresi
Pontus Derneği |
44.
Dachau-Pontus Yunanlılar Derneği |
45.
Düsseldorf-Pontus Yunanlılar Derneği |
46.
Dortmund-Pontus Yunanlılar Derneği |
47.
Epir-Küçük Asyalılar Kardeşlik Derneği |
48.
Esessa "O Theorodos Gavras" Pontuslular Derneği |
49.
Eski SSCB Pontuslular Federasyonu |
50.
Etoloakarnania-Ayios Kanstandinos "D. Psathas" Pontuslular
Derneği |
51.
Eteloakarnania "Hamanes Patrides" Pontus Kültür Derneği |
52.
Evros "Aleksios Komninos" Pontuslular Kültür Derneği |
53.
F. Almanya Pontus Yunan Dernekleri Federasyonu |
54.
Frankfurt Pontus Yunanlılar Derneği |
55.
Florina Karadeniz Klübü - Gümülcine Özgür Pontus Vatanperver
Teşkilatı |
56.
Grevena Pontuslular ve Küçük Asyalılar Derneği |
57.
Güney Yunanistan Pontus Dernekleri Federasyonu |
58.
Grevena-Kivoto Pontus Kültür Derneği |
59.
Hanya "Panaia Sumela" Pontus Derneği |
60.
Haydari "Pontiaki Lira" Pontuslular Derneği |
61.
Haydari Pontuslular Derneği |
62.
Hamburg Pontus Yunanlılar Derneği |
63.
Igumenitsa "Diyoyenis O Sinopepus" Pontuslular Derneği |
64.
İskenderiye ve Çevresi Pontuslular Derneği |
65.
Iliupolis "O Aleksandros İpsilantis" Pontuslular Derneği |
66.
"İ Panayia Gumera" Pontuslular Kardeşlik Derneği |
67.
İsviçre-Zürih Pontuslular Birliği |
68.
İsveç-Lud Pontus Yunanlılar Derneği |
69.
İpsilantis Pontus Derneği |
70.
Kalamaria "Kromnean" Kardeşlik Derneği, |
71.
Kromneon Kalamarias Pontus Derneği |
72.
Kalamaria Kırımlılar Kardeşliği |
73.
Kavala-Pontuslu Öğrenciler Birliği |
74.
Kavala-Pontuslular Klübü |
75.
Kozanı-Ayios Dimitrios "Ayios Yanis Vazelon" Derneği |
76.
Kozanı Karadeniz Klübü |
77.
Korinos "Karadeniz" Pontuslular Derneği |
78.
Koridallos "Karadeniz" Pontuslular Derneği |
79.
Kastania "Amaranton" Pontus Kültür Derneği |
80.
Katerini "Akritas" Pontus Kültür Derneği |
81.
Kalithea "i Proodos" Pontuslular Derneği |
82.
Kilkis "i Argonafte" Pontuslular Birliği |
83.
Kastoria "Karadeniz" Klubü |
84.
Köln Pontus Yunanlılar Derneği |
85.
Florina-Karadeniz Klübü |
86.
Lamia-Fithiotida Pontuslular Birliği |
87.
Lutviegshaven Pontus Yunanlılar Derneği |
88.
Makroporion Pontuslular Derneği |
89.
Menemen Pontus Derneği |
90.
Münih Pontus Yunanlıları Derneği |
91.
Melbourne Pontus Ocağı |
92.
Montreal "Karadeniz" Derneği |
93.
Nea Hili "Karadeniz" Şileliler Derneği |
94.
Nikea-Koridallos Pontuslular Birliği |
95.
Nea İonia "i Zoodohos Piyi" Pontuslular Birliği |
96.
Nestos-Hrisupolis Pontuslular Derneği |
97.
Nausa Pontuslular "Karadeniz" Klübü |
98.
Norfolk "Pontus" Birliği |
99.
N. Philadelphia "İpsilantis" Pontuslular Derneği |
100.
Nürnberg Pontus Yunanlılar Derneği |
101.
New York "Komnini" Pontus Sendikası |
102.
New York "Panaia Sumela" Derneği |
103.
"O Pontos" Kesarialılar Kültür Derneği |
104.
Orecastro Kültür-Spor Derneği |
105.
Ohio-"Komnini" Pontus Klübü |
106.
PanHelenik Pontus Dernekleri Birliği |
107.
PanHelenik "Panaia Sumela" Kutsal Kurumu |
108.
Ptolemadia Karadeniz Klübü |
109.
Ptolemadia-Pontuslular Birliği |
110.
Pieria Pontuslular Birliği |
111.
Pieria-Trabzon "O İpsilantis" Pontus Kültür Derneği |
112.
Patra "Faros" Pontuslular Derneği |
113.
Pire Yunan Kültür Pontus Klübü |
114.
Pire-Perama Pontuslular Derneği |
115.
Pontian Brotherhood "Bontoxehiteas" of N.S.W. Limited |
116.
Pontus ve Kıbrıs Rumları Dayanışma Derneği |
117.
Prosotsani "O Pontos" Pontuslular Derneği |
118.
Policastro "i Akrites" Pontuslular Derneği |
119.
Pelli "İpsilante" Pontus Kültür Derneği |
120.
Preveza-N. Sampsunta "i amisos" Kültür Derneği |
121.
Pontus Etüdler Merkezi |
122.
Russelsheim Pontus Yunanlılar Derneği |
123.
Rodos "O Digenis" Pontuslular Derneği |
124.
Selanik-PanHelenik Pontus Dernekleri Birliği |
125.
Selanik "Panaia Sumela" Sendikası |
126.
Selanik "Karadeniz" Klübü |
127.
Selanik "i Anayanisi" PanHelenik Pontus Yaşlılar Evi |
128.
Selanik İoniki Ocağı |
129.
Selanik Pontuslular Feneri |
130.
Selanik "Ayios Theorodos-Gavra" Pontus Derneği |
131.
Selanik Pontus İncelemeleri Enstitüsü |
132.
Selanik-Meseos "O Pontos" Kültür Derneği |
133.
Selanik Bafralılar Derneği |
134.
Selanik-"İ Eptakokomas Santa" Santalılar Derneği |
135.
Selanik-Yorgios K, Fotiadis" Tiyatro Derneği |
136.
Selanik-Eleftherio Kordelyo Karadenizliler Derneği |
137.
Selanik Serbest Felsefe ve Sosyal Bilimler Merkezi |
138.
Avgi Kültür Merkezi |
139.
Selanik-Peristereota "Ayios Yorgios" Derneği |
140.
Selanik- "Akrite Tu Pontu" Stavrupolis Pontuslular Derneği |
141.
Selanik-Kirio Pontuslular Yardımlaşma Derneği |
142.
Selanik-Evosmos "Panaia Kremasti" Pontuslular Derneği |
143.
Selanik- Aristotelion Üniversitesi Pontuslu Öğrenciler Derneği |
144.
Selanik Pontuslu Öğrenciler Birliği |
145.
Selanik Batı Kesimi Pontus Derneği |
146.
Selanik Pontus Araştırma Merkezi |
147.
Selanik-O Neos Kafkasos Kültür Derneği |
148.
Selanik-Stavrupolis Pontuslular Birliği |
149.
Selanik Thermi "Panaia Sumela" Derneği |
150.
Selanik Kuzey Yunanistan Sanatçılar Derneği |
151.
Selanik Matsoukas Pontuslular Birliği |
152.
Selanik Kalithea Pontus Kültür Derneği |
153.
Selanik Panaroma Pontuslular Derneği |
154.
Selanik Pontuslu Kadınlar Birliği |
155.
Selanik Sikea Karadeniz Ocağı, |
156.
Selanik Triandria Pontuslular Derneği |
157.
Selanik Küçük Asyalılar Klübü |
158.
Selanik Yunanistan Pontus Gençler Birliği |
159.
Selanik Kalamaryas Derneği |
160.
Selanik Panaia Sumela Derneği |
161.
Serez Karadenizliler Klübü |
162.
Stocholm Karadeniz Pontus Derneği |
163.
Sydney "Panaia Sumela" Panpontus Derneği |
164.
Svebs-Gmud Pontus Yunanlılar Derneği |
165.
Stuggart Pontus Yunanlıları Derneği |
166.
Thiva "O Pontus" Karadeniz Klübü |
167.
Tiflis Pontuslu Helenler Derneği |
168.
Toronto "panaia Sumela" Derneği |
169.
Thrilorion Pontuslular Kültür Birliği |
170.
Veria Karadeniz Klübü |
171.
Whittlesld "Panaia Sumela" Kardeşlik Derneği |
172.
Wuppertal ve Çevresi Pantos Kardeşlik Derneği |
173.
Wiesbaden Pontus Yunanlılar Derneği |
174.
Yannitsa Pontuslular Derneği |
175.
Yannitsa Kria Vrisi "Aleksandros İpsilantis" Pontus Kültür
Derneği |
176.
İskeçe Pontuslular Derneği |