Anlamı
“Muhammed’in ordusu” olan Sipah-e Mohammed Pakistan (SMP)
öncelikli olarak Pencap’ta mezhepsel terörist faaliyetlere katılan Şîî
grubu kapsamaktadır. SMP’nin
tam olarak oluşturulduğu tarih bilinmemektedir. Ancak genel olarak dönemin
güçlü Şîî organizasyonu olan Tehreek-e-Jaferia Pakistan (TJP)’ın genç kadrosunun, SSP
ve LEJ tarafından yürütülen
Sünnî mücadelenin karşına çıkartılmayacaklarına inandırılan
Maulana Mureed Abbas Yazdani’nin, 1993’te SMP’yi
kurduğuna inanılmaktadır. Şîî gençliği TJP
yönetimine Şîî’leri ve
Şîî inanışlarını hedef alan SSP’nin aşırılıkları konusunda baskı yapmaktaydı.
Ekim
1999’da Pakistan’da gerçekleştirilen askeri darbeden sonraki evrede
mezhepsel şiddette bir düşüş olmuştur. Şubat 2001’de Milli
Yekjehti Konseyi’nin bir toplantısında, SMP ve SSP birbirlerine karşı
yürütecekleri faaliyetleri gönüllü olarak geri çekeceklerini açıklamışlardır.
Bu arada birçok Şîî organizasyon, hükümet tarafından cevaplanmasa
bile SMP başkanı Ghulam Raza
Naqvi’nin görevden alınması için hükümete dilekçeler göndermekteydi.
Barış
için açık jestlerin yapıldığı bu dönemde SMP, SSP tarafından kontrol edilen bir camiye 12 Mart 2001’de düzenlenen
ve 9 ibadet eden şahsın ölümü 12’sinin yaralanmasıyla sonuçlanan
saldırıya katılmakla suçlanmıştır. Daha önce Şubat 2001’de SMP’nin, Pakistan’da demokrasinin onarılması amacıyla kurulmuş
olan Büyük Demokratik Birlik’e katılmanın yollarının aramakta olduğu
belirtilmektedir.
Yaklaşık
30 bin kişilik Şîî kadrosuyla SMP
Şîî rejime sahip İran’la da yakın bağlar kurmuştur. Bu ilişki
Lahor’daki İran Başkonsolosu Sadeq Ganji’nin Sünnî teröristlerce
Aralık 1990’da düzenlenen bir suikastte öldürülmesine neden olmuştur.
Bu suikast, aynı yılın Şubat’ında SSP kurucusu Maulana Haq Nawaz Jhangvi’nin öldürülmesinin görünen
bir intikamıdır. Basitçe, Ocak 1997’de Lahore’da bir mahkemede
patlayan bomba neticesinde dönemin SSP
lideri Zia-ur-Rehman Farukive beraberinde 29 kişinin ölümüyle sonuçlanan
olayın hemen ardından aynı ay içerisinde, İranlı diplomat Muhammad
Ali Rahimi Multan’da öldürülmüştür. Bahse konu ay içerisinde
Lahore’daki İran Kültür Merkezi’de saldırıya uğramış ve yakılmıştır.
Bunların yanısıra, aynı yıl Eylül ayında Pakistan’da eğitim için
bulunan İran Silahlı Kuvvetleri’nin 5 personeli öldürülmüştür.
1996’da
SMP kadrolarından bir grup, başkanları Maulana Yazdani’ye,
bahse konu gruba göre onların inanç ve fundemental inanışlarını küçük
düşüren Milli Yekjehti Konseyi’ne karşı yumuşak tutumları
nedeniyle karşı çıkmışlardır. Eylül 1996’da SMP’nin
halen komutanlığını yürüten Ghulam Raza Naqvi’nin, Maulana
Yazdani’ye suikast düzenlenmesi emrini vermesiyle Maulana Yazdani’nin
idam edildiği belirtilmektedir. Ayrıca 1996’da, SMP
bünyesindeki her iki grubun karşısında mücadele veren Ghulam
Naqvi’nin organizasyonuna karşı mücadele eden Albay Ashraf Ali Shah
liderliğinde bir başka grup oluşmuştur.
Ghulam
Naqvi 1996’da, tamamıyla kontrolleri altında tuttukları ve
hiçbir güvenlik örgütünce girilmesi mümkün olmayan
Lahore’daki Thokar Niaz Beg’i adlı köyü SMP’nin
merkez karargahı olarak belirlemiştir. Hizipsel çatışmaların ardından
Ghulam Naqvi kaçmaya zorlanmış ve daha sonra Aralık 1996’da polis
tarafından tutuklanmıştır. Aynı yıl ayrıca aralarında Sargodha hükümet
temsilcisi ve Khanewal milletvekilinin de bulunduğu çeşitli bürokratlara
saldırılarak öldürüldüğü, mezhepsel teröristlerin hedef genişlettikleri
bir yıl olarak ortaya çıkmaktadır.
Milli
Yekjehti Konseyi, mezhepsel uyumu teşvik etmek, mezhepler arasındaki her
türlü yanlış anlaşılma nedenine karşı dikkat çekmek ve bu farklılıklar
nedeniyle oluşabilecek anlaşmazlıkları çözmek amacıyla 11
dini-mezhebi örgüt tarafından Mart 1995’te kurulmuştur. Konsey Mayıs
1995’te 17 kuralın uygulanması hususunda anlaşmıştır. Sonuç
olarak bu durumun etkisiyle 1995-1996 yılları mezhepsel şiddetin önemli
bir şekilde iyiye gittiği yıllar olmuştur. Ancak, gerek Şîî ve
gerekse Sünnî aşırı uçlar kendi liderlerini inançlarını küçük
düşrdükleri gerekçesiyle suçlamış ve bu nedenle mutlu olmadıklarını
ifade etmişlerdir. Birçok yakınmanın ardından 1996’nın ortalarında
bu uçlar sabırlarını yitirerek daha vahşi bir şiddet
evresi uygulamaya başlamışlardır. Milli Yekjehti Konseyi’nin
görevinin başında olduğu ve uç örgütler arasındaki gerginliği
azalttığı yönündeki açıklamalarına rağmen şiddet sürmektedir.