Mezuniyetinden sonra, bilahare anahtar bir rol alarak ortaya çıkacağı Sovyetler Birliği'ne karşı savaşta, Afganistan'daki mücahitlere maddi destek sağlamak için kullandığı da belirtilen İslami Kurtuluş Vakfı'nı kurmuştur.

Afganistan'da bulunduğu dönemde dünyadaki çeşitli teröristleri saflarına katmak üzere Maktab-al Khidimat (MAK)'ı kurdu ve Sovyet Ordusu'na karşı yürütülen Afgan direnişi için malzeme getirtti.

bin Laden, Sovyetler Birliği'nin 1979'da Afganistan'ı işgal etmesiyle birlikte ABD destekli cihadda Afgan gerillalarıyla birlikte savaştı. Afgan savaşı sırasindan bin Laden'in bir çok terörist kampı oluşturduğu belirtilmektedir.

bin Laden, Afgan savaşını "müslüman inananlara karşı inanmayanlar" bağlamında algılamıştır. Onun görüşüne göre, inançlara karşı gelenler terimi pragmatikliği de içermekte ve ABD'nin müslümanlığın kutsal şehirleri Mekke ve Medine'yi esir tuttuğu ayrıca yahudi toplumunun Filistin'deki fetih hareketine destek olduğuna inanmaktadır.

Bu dünya görüşüne paralel olarak bin Laden, terörist şiddetin suç işlemesini yüreklendirmekle kalmamakta ayrıca çeşitli dini grupların terör hareketlerini de doğru bulmaktadır.

İslam dünyasını, inanmayanların dünyasının üzerine çıkartmak için Cihad'ın gerekliliğini ileri sürerken kendisine düşman olanların, hristiyan ve yahudilerin moral standartlarını küçük düşürmek için terörizmin haklılığını savunmaktadır.

bin Laden'e göre ABD; Hiroşima, Nagasaki, Irak'ın bombalanmasıyla dünyadaki en büyük terör faaliyetlerinin sorumlusudur.

Sovyetler'in geri çekilmesinden sonra Arap kökenli Afganlar, dikkatlerini ABD ve Ortadoğu'daki müttefiklerine karşı yönlendirmişlerdir.

1991'deki Körfez Savaşı'na kadar bin Ladin, gerçekleştirdiği vaazlarda islam toplumunun malının elinden alınmasının engellemek üzere dini mücadele  verecek bir lider görüntüsü yaratmak yönünde temkinli açıklamalar yapmıştır.

Belirtildiğine göre bin Ladin'in ABD düşmanlığı, 1991'de Körfez Savaşı ve ABD'nin Suudi Arabistan'da karakol birlikleri kurma kararından sonra arttı. 1996'da uzun bir açıklamayla felsefesini yansıtır şekilde bin Ladin, Hz.Muhammed'in ölümünden sonra islam dünyasına yapılan en büyük saldırı olarak nitelendirdiği Amerikan Haçlı Kuvvetleri'nın, kutsal Arap topraklarına yerleşimini kınadı.

bin Ladin, ABD'yi islam  dünyasınına yozlaşma ve hükümranlık altına alma getiren şeytanın gücü olarak tasvir etti.

Usame bin Ladin, ailesinin inşaat işlerinde çalışmak üzere 1989'da Sovyetler'in Afganistan'dan çekilmesinin ardından Suudi Arabistan'a gitti ancak oradaki hükümet karşıtı çalışmaları nedeniyle 1991'de tekrar kovuldu.

bin Ladin 1990'ların başında, Suudi rejimi aleyhine bildiriler hazırlayıp dağıtan Tavsiye ve Reform Komitesi'ni kurdu.

bin Ladin'in karşı olduğu Al Suud Ailesi ise 1994'te Ladin'i Suudi vatandaşlığından çıkarttı, ailesi de reddetti. Ancak bazı kardeşleri irtibatlarının sürdürdüler.

Suudi Arabistan-ABD işbirliğine karşı çıkması nedeniyle bir süre Cidde'de ev hapsinde tutulan bin Ladin, Nisan 1991'de ülkeden ayrıldı ve önce Afganistan'a, daha sonra da Sudan'ın başkenti Hartum'a gitti

O dönemde Sudan'da fundamentalist bir islami rejimin iktidara gelmesi ve bütün müslümanları vizesiz ülkeye kabul etmeye başlamasıyla bin Ladin fırsatı değerlendirdi. Sudan'a yerleşmesi ve Ulusal İslami Cephe lideri Hasan el Turabi'nin onayı ve çeşitl islami cephe liderleriyle anlaşması sonucu bin Ladin kendisine bir islami banka, ithalat-ihracat şirketi, tarımsal ürünler ihraç eden şirketlerin de aralarında bulunduğu bir iş ağı kurdu.

ABD'nin Sudan hükümetine ülkeden çıkartılması konusundaki baskısı sonucu bin Ladin üç yıl kaldığı Sudan'dan Afganistan'a döndü.

bin Laden, Sudan'da bulunduğu dönemde Ulusal İslami Cephe lideri Hasan el Turabi ile birlikte en az üç terörist eğitim kampını finanse etti ve destekledi, ayrıca inşaat şirketi bazı Sudan askeri yetkilileriyle doğrudan çalışmak suretiyle bu kamplara terörist sağladı. Halen bazıları faal durumda bulunan Sudan'daki yatırımları, bin Laden'e El-Kaide kadroları için güvenli barınaklar sağlama imkanı verdi ve böylece radikal islami hareketlere, ABD karşıtı terör faaliyetlerine katılımları arttırdı.

bin Ladin Sudan'da bir çok yatırım yapmıştır. bin Ladin'in köprüler, uluslararası bir havaalanı ve bir otoyol inşa ettiği belirtilmektedir. Ayrıca; fıstık, meyva sanayi, ay çiçeği ve un yatırımları da yapmıştır. Bunların yanı sıra bin Ladin'in Avrupa ve Asya şirketlerinde de yatırımları olduğuna inanılmaktadır. Ayrıca, nükleer madde ve kimyasal silah temin etmeye ilgisi olduğu da belirtilmektedir.

bin Ladin, Afganistan'da birbirinden çok uzak olan Orta Asya, Keşmir, Batı Asya, Güneydoğu Asya, artan bir şekilde Batı (özellikle ABD) hedeflerine yönelik cihad hazırlığı içinde olan teröristlerin eğitildiği bir çok kampı yönetmektedir.

Taliban rejimi tarafindan bin Ladin'e yıllardır sığınma sağlanmakta ve Taliban, Ladin'in iadesiyle ilgili ABD isteklerini reddetmektedir.

Kesin rakamlar bilinmemekle birlikte bin Ladin, Taliban yönetimine büyük meblağlarda paralar vermektedir. Taliban'ın Ladin'e evsahipliği yapmasındaki ana neden Taliban'ın para isteği olmakla birlikte bin Ladin daha sonra Taliban lideri Molla Ömer'le evlilik birliği de kurmuştur.

Ağustos 1998'de ABD'nin Afgan kamplarına ve Sudan'daki uyuşturucu arazilerine düzenlediği misilleme saldırıları sonucunda Taliban rejimi bin Ladin'le arasına mesafe koymaya çalışmıştır. Yine de Taliban rejimi bin Ladin'in ABD'ye karşı terörist faaliyetler yürüttüğüne dair kanıt göstermediği gerekçesiyle, ABD'nin bin Ladin'in sınırdışı edilmesi isteklerini reddetmiştir.

bin Ladin, 28 Mayıs 1998'de, "Yahudi ve Haçlılara Cihad İçin Uluslararası İslami Cephe" yi kurmuştur.

Bu yapı ayrıca, islam topraklarını işgal eden inanmayanlara karşı cihadın inanan bir müslümanın görevi olduğu yönünde bir fetva yayınlamıştır.

bin Ladin'in El-Kaide ağı, kapsamlı ve geniş ölçekli terörist faaliyetler yapabilecek bir yapıya sahiptir.

Bu grubun öncelikli üç hedefi vardır :

Birçok fundamentalist islami grup gibi El-Kaide de, batı medeniyetinin islam toplumunu yozlaştırdığına inanmaktadır. ABD, islam nüfusunu ve müslüman ulusları yok etmeye çalışmakla suçlanmaktadır.

Bu nedenle El-Kaide, dünyayı yönetecek yeni bir islam ülkesi kurmayı istemektedir.

Usame bin Ladin'in 60 ülkeye yayılmış olan çeşitli uluslararası terör gruplarıyla geniş bağlantıları olduğu belirtilmektedir. Bu gruplar bin Ladin'in sermayesinden ve eğitim kamplarından yararlanmaktadırlar.

Usame bin Ladin ile Bağlantılı Olduğuna İnanılan Terörist Eylemler

bin Ladin'in El-Kaide ağının Londra'dan Viyana'ya, Dubai'ye kadar uzanan b ir çok banka hesabının olduğu belirtilmekte, El-Kaide hücreleri tarafından dünyada el altından fon yükselstme aktiviteleri yapılmaktadır.

Bu yatırım ve kaynaklara ilaveten bin Ladin'e, Suudi Arabistan'ın en büyük inşaatçılarından biri olan babasından da yüklü bir miras kalmıştır.

1998'deki Elçiliklerin bombalanması duruşmasının sanıkları, bin Ladin'in t icari yatırımları sonucu ürettiği malları Sudan'a uygulanan yaptırımdan kaçırmak için aralarında Kıbrıs'ın da bulunduğu başka ülkelere taşıdığını ve Avrupa ile ABD'deki satışlardan büyük karlar elde ettiğini belirtmişlerdir.

bin Ladin, bu terör ağını kurarken, birbirinden ayrı çeşitli milletlerden oluşan islami gruplardan, müslüman olmayanların kovulması ve islami bölgelerde etkili olunması ortak hedefi doğrultusunda bir koalisyon birliği sağlamıştır.

Bu şiddetli ideolojik islam şekli, çeşitli şekillerde bin Ladin ve El-Kaide tarafından ifade edilerek, bin Ladin'e Bosna'da Sırplar'a; Çeçenistan'da Ruslar'a; Keşmir'de Hintliler'e; Sincan-Uygur'da Çinliler'e; Mısır, Cezayir, Suudi Arabistan ve Özbekistan'da batı yanlısı hükümetlere; Körfez Ülkeleri, Somali, Yemen, Ürdün ve ABD'de ABD birliklerine karşı terörist hareketlerin desteklenmesi imkanı sağlamıştır.

Pakistan İç İstihbarat (ISI) ve Dış İstihbarat Servisleri ile bin Ladin yıllar boyunca çok yakın bir birlik içinde olmuşlardır. ISI, aktif olarak bin Ladin'in Güney Asya'nın çeşitli bölgelerinde ve kısmen Hindistan'da islami terörizmin altyapısının gelişmesine yardımcı olmuştur. ISI, bin Ladin'e istihbari ve lojistik destek sunmaktadır.

bin Ladin ayrıca, aralarında Harkat-ul-Mujahideen'in de bulunduğu Pakistan kökenli bazı terör örgütleriyle de yakın bağ içindedir.

Harkat-ul-Jihad-e-İslami, Bengaldeşli ve Hintli müslümanları Keşmir'de HUM kontrolünde savaştırmak için toplama görevini yürütmektedir.

Harkat-ul-Jihad-e-İslami'nin kadroları, bin Ladin tarafından Afganistan-Khost yakınlarındaki kamplarda eğitilmektedirler.

bin Ladin ayrıca, ISI tarafından eğitilen Lashkar-e-Toiba ve Jaish-e-Mohammed gibi Pakistan'daki bazı terör gruplarını da desteklemektedir.