Doğu Tamam! Sıra...
İnsanın dili, "Şimdi sıra Batı'da!" demeye varmıyor. Niye varmadığını
biliyorsunuz. Çünkü batıda Marmara, yani İstanbul
var! İzmit depremi iki kanatlı, iki yönlü bir hareketti. Bu hareket
100 km'lik bir doğrultu üzerinde gerçekleşti. Bütün sorun,
17 Ağustos depremini gerçekleştiren fayın, bağımsız bir fay olmamasından
kaynaklanıyor. Başka bir deyişle: Ta Kuzey
Anadolu'dan başlayarak Saros'a kadar uzanan 1000 km .uzunluğunda büyük
bir fay sisteminin bir parçası olmasından
kaynaklanıyor. Bu sistem üzerindeki belki de yüzlerce fay kolu veya
parçası, ne yazık ki birbirini etkiliyor! Eğer İzmit fayı
tamamen bağımsız olsaydı, ne İstanbul için bir deprem beklentisi ve
tehlikesi olurdu ne de önceki gün Düzce kırılırdı!
İşte, İstanbul için deprem tehlikesini görmek istemeyenler, Düzce'ye baksınlar!
Artık hepimiz biraz yerbilimci olduk ya, alt düzeyde bir yerbilimsel
kavrayışla bile, bir çizgi üzerinde seyreden olayların
gidişatını görmek mümkün.
Düzce'nin, keyfinden kırılmadığını görüyoruz. İzmit depremi ve artçı
şoklarının, Düzce'de belki de 20-30 yıl sonra
gündeme gelebilecek depremi zamanından önce tetiklediği de belli..
Düzce, İstanbul için İKİNCİ ALARMDIR!
Düzce, İstanbul için, İzmit depreminden şimdi ÇOK DAHA CİDDİ bir alarmdır!
Her ne kadar teorik tartışmalarda, bazı bilimcilerimiz, "Düzce'de enerji
boşalması İstanbul depremini biraz daha uzağa attı"
dese de ve bunda doğruluk payı olduğunu varsaysak da, bilimcilerimizin
büyük çoğunluğu, Marmara'da deprem
beklentisinin şimdi daha acil olduğunu söylüyor.
İzmit'in doğu kanadı gittiyse, batı kanadının İstanbul'a kıyak geçeceğini mi sanacağız!
Veya İstanbul'u etkileyecek Marmara'dan geçen fayın ne biçim bir şey
olduğu konusunda tartışmalarla mı hayatımızı
geçireceğiz!
Bilim, Marmara'daki fayları tartışabilir! Bunu tartışması ve özelliklerini
belirlemesi zorunludur da. Bu bize tehlikenin enini
boyunu daha net olarak gösterecektir...
Fayların parçalı mı, bir bütün mü, yerlerinin yukarısı mı yoksa aşağısı mı olduğu tartışmaları yapılsın! Bilimcilerin işi bu!
Ama İstanbulluların gereksinimleri, artık bu tartışmalar ve bu tartışmalardan çıkacak sonuçların çok ötesine taştı!
SORMAK GEREK: Siyasal hükümet ve yerel belediye(ler) , İzmit depreminden İstanbul için ne ders çıkardılar!
Acaba Düzce depreminden İstanbul için ne ders çıkaracaklar?
Ne yazık ki İstanbul'un önünde artık ders çıkaracağı HİÇBİR OLAY kalmamıştır.
Artık, İstanbul, kendisinden ders çıkarılacak bir olay, konu objesi konumundadır.
İstanbul, bu konumuyla, bu salak, bu aptal, bu paralize olmuş, bu eli
ayağı titreyen, bu deprem duymak istemeyen, bu
akılsız, bu eyyamcı, bu korkak, bu ne yapacağını bilmeyen, bu her şeyin
müthiş büyük paralarla halledilebileceğini sanan
insanları, basını, yöneticileri, idarecileri, belediyeleri, devletleri,
hükümetleri ve bütün bunların temsilcileriyle, BÜTÜN
DÜNYAYA ÇOK İYİ, ZENGİN, BİTMEZ TÜKENMEZ BİR DERS KONUSU olmaya hazırlanmaktadır.
Hiç olmazsa bu açıdan dünyaya bir yararımız olacak diye övünebilir ve teselli bile bulabiliriz!