ABD, Türk ve Japon bilimadamlarının ortak çalışması, önümüzdeki 30 yıl içinde İstanbul yakınlarında büyük bir deprem olması ihtimalinin, 17 Ağustos depreminden sonra yüzde 62 oranına yükseldiğini ortaya koydu.  ABD'nin öndegelen jeolojik araştırma kuruluşu U.S. Geological Survey'in üç yetkin uzmanı Tom Parsons ve Ross Stein ve James Dieterich ile İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Aykut Barka ve Tokyo Üniversitesi'nden Shinji Toda'nın ortak araştırması, ABD bilim dergisi Science'da yayınlandı. Araştırmanın sonuçlarını İTÜ Taşkışla Kampusu'nda düzenledikleri bir toplantıyla açıklayan, İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aykut Barka, Prof. Dr. Ross Stein ve Prof. Dr. Mehmet Çelebi, araştırma sonucunun yüzde 15 yanılma payı içerdiğini söylediler. Bu, İstanbul bölgesinde 2030 yılına kadar en az 7 büyüklüğünde bir deprem yaşanması ihtimalinin en yüksek yüzde 77, en düşük ise yüzde 47 oranında olduğu anlamına geliyor.

Bilimadamları, 1894 yılından bu yana büyük bir depremin meydana gelmediği İstanbul bölgesindeki yeni deprem riskini hesaplamak için son 1500 yılda meydana gelen 12 büyük depremin analizini yaptılar. Bilimadamları, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın 'domino etkisi' (depremle sarsılan bölgenin sismik stresi bir sonraki bölgeye aktarması) özelliği taşıdığı teorisinden yola çıktılar. İstanbul bölgesindeki deprem tarihi gözönüne alınarak, ortalama zaman aralığına göre yapılan hesaplarda 2030'a kadar yüzde 20-25 olarak beliren deprem riski, İzmit ve Düzce'de meydana gelen ve Marmara Denizi'ndeki fayların stresini yükselten depremlerin verileri de eklendiğinde aynı dönem için yüzde 15 yanılma payıyla yüzde 62'ye yükseliyor. Tom Parsons, İstanbul bölgesindeki deprem riski tahmininin panik yaratmasını istemediklerini belirterek, ‘‘Bunun paniğe neden olması gerektiği düşüncesinde değiliz’’ dedi. Yeni binaların daha güvenli inşa edilmesi ve mevcut binaların da sağlamlaştırılması gereğine işaret eden bilimadamları, halkın alabileceği basit güvenlik önlemlerinin de önemini vurguladılar.

Ağır eşyaların duvarlara sabitlenmesi ve temel ihtiyaç malzemelerinin depolanması gibi önlemlerin yanında depremde en kötü durumla karşılacaklara yanlarında düdük bulundurmalarını tavsiye ettiler. Tom Parsons, herkesin kendi güvenliğini artıracak ucuz yöntemler bulunduğunu belirterek, ‘‘Düdük çalmak, kurtarma ekiplerinin yıkılmış bir binadaki yerinizi tespit edebilmeleri için bağırmaktan daha etkili bir yöntem’’ dedi.

Prof. Dr. Aykut Barka, depremin ne zaman olacağının kestirilemeyeceğini vurgulayarak, İstanbul bölgesinde büyük bir deprem meydana gelmesi ihtimaline ilişkin verileri şöyle açıkladı:
 
 

Yıl	Ortalama %	En az %	En çok %
2010	32	20	44
2020	46	33	59
2030	62	47	77

Kaynak: Hürriyet Gazetesi, 29.04.2000