AZERBAYCAN’IN JEOPOLİTİK KONUMU, ENERJİ KAYNAKLARI VE DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER SİSTEMİ
massif01@mail.ru
2. Dış Ekonomik İlişkiler Sistemi
Avrupa ve Asya ülkeleri arasında ekonomik ve politik ilişkilerin gerçekleştirilmesinde Azerbaycan'ın elverişli coğrafi konumu tarihten bilinmektedir.
Ortaçağda dünya halkları arasında ekonomik ilişkiler, Akdeniz ve Karadeniz kıyılarındaki başlıca ticaret merkezleri aracılığıyla gerçekleştirilirdi. Asya'nın içinden, Çin ve Hindistan'dan Akdeniz ve Karadeniz kıyılarına gelen esas kervan yolları, özellikle "Büyük İpek Yolu" Azerbaycan topraklarından geçerdi. Doğu Avrupa'yı (Rusya dahil) ve Volga nehri boyunca alanları, Derbent geçidi aracılığıyla Güney Kafkasya, İran ve Merkezi Asya'ya bağlayan ünlü kervan yolu da yine Azerbaycan'dan geçmekteydi. Böylece ülke içinden geçen uluslararası kervan yolları dünya devletlerinin dikkatini eskilerden beri Azerbaycan'a yöneltmişti. Azerbaycan Batı ile Doğu arasında "altın köprü" rolünü oynamaktaydı. Bu önemi dolayısıyla XIX. yüzyılın başlangıcında Rusya ve İran tarafından işgal edilerek bunlar arasında paylaşıldı. Rusya içinde kalan kuzey Azerbaycan, Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla tekrar bağımsızlığına kavuştu.
Bugün BM üyesi olan ve dünya birliği ile bağımsız ilişkiler kuran Azerbaycan'ın jeopolitik konumuna yine büyük önem verilmektedir. Bu önemin esasında, ülkenin stratejik coğrafi konumuyla birlikte, sahip olduğu enerji kaynaklarından büyük güçlerin yararlanma isteği de yatmaktadır.
Avrupa ile Asya'nın kavşağında bulunan Azerbaycan, tedricen Avrupa-Kafkasya-Asya nakliye koridorunu oluşturabilme ve tarihte olduğu gibi güçlü iletişim merkezine dönüşebilme olanağına sahiptir. Her türlü ulaşım araçlarının hareketini sağlayacak böyle bir koridorun oluşmasına Avrupa ve Asya'nın güçlü devletleri son derece ilgi duymaktadır. Bu ilgi, öncelikle Hazar Denizinin ve Hazar kıyısındaki arazilerin petrol ve gaz rezervi ile zengin olmasından kaynaklanmaktadır.
Hazar havzasının 200 milyar varil düzeyinde petrol rezervine sahip olduğu tahmin edilmektedir. Bu miktar, dünya potansiyel petrol rezervinin %10'una denk gelmektedir.
Petrolün %77'sinin Hazar Denizinden sağlandığı ve diğer kıyı ülkeleriyle (Rusya, Kazakistan, Türkmenistan, İran) birlikte, bu denizin statüsünün orta hat yöntemiyle paylaşma prensibine göre çözüleceği (Azerbaycan, Rusya, Kazakistan ve Türkmenistan şu anda bunu kabul ediyorlar) dikkate alındığında, en zengin enerji rezervinin bulunduğu alanın Azerbaycan'ın su sahasına ait bulunması dolayısıyla ülkenin stratejik konumunun önemi artmaktadır.
Azerbaycan yer altı kaynakları bakımından çok zengindir. Başlıca kaynakları; petrol, doğal gaz, demir, alüminyum, kurşun, çinko, bakır, altın, gümüş, arsenik, mermer, kireç taşı, siyanit, maden tuzu ve kaya tuzudur. Ülkenin sahip olduğu esas enerji kaynakları içerisinde petrol, doğal gaz ve kömürle birlikte nehirlerin hidroenerji potansiyelini kullanmaya imkâ n veren gelişmiş hidroelektrik istasyonlarının da önemli payı vardır. Petrol ve doğal gaz üretimi diğer yer altı zenginliklerine göre birinci sırada gelmektedir. Bu nedenle petrol ve doğal gaz sektörleri Azerbaycan ekonomisinin lokomotif sektörleridir. Ekonomisi büyük ölçüde petrole dayalı olan ülkede, bu sektörün GSMH'daki payı her yıl ortalama olarak %22-24 civarındadır. Azerbaycan'da petrol XIX. yüzyıldan beri ekonomik hayata girmiştir. Bugüne kadar 67 petrol ve gaz platformu keşfedilmiş olup, karada 37, kıyıda 17 petrol yatağı işler durumdadır. Ayrıca 100 bin m2'lik bir alanda hidrokarbon yataklarının bulunduğu, 70 bin m2'lik alanın 20 bin m2'sinin gaz ve petrolü birlikte ihtiva ettiği, 379 bin m2'lik su alanında ise antiklin tabakalarının bulunduğu bilinmektedir. Hazar Denizi'nin Azerbaycan'a ait olan 78.800 km2'lik alanında 60 ilâ 200 metre derinliklerde toplam 8 milyar varil petrol ve 4-8 milyar tonluk hidrokarbon rezervi bulunmaktadır.
Enerji kaynakları açısından zengin olmakla birlikte, Azerbaycan için enerjinin uluslararası pazarlara nakli sorunu da önem arz etmektedir. S.S.C.B. döneminden kalan Novorossiysk boru hattının Rusya'dan (özellikle istikrarsız Kuzey Kafkasya'dan) geçmesi Azerbaycan'ı alternatif hat arayışına itmiştir. Bu seçimin ekonomik olduğu kadar, politik içeriğinin de bulunmasından dolayı özel zorlukları mevcuttur. Batısında Ermenistan, kuzeyinde Rusya, güneyinde İran'ın bulunduğu Azerbaycan, güvenli güzergah olarak kuzeybatısındaki Gürcistan ve güneybatısındaki Türkiye alanını tercih etmiş ve Batı'nın dev petrol şirketlerine bu seçimi benimsetmeye çalışmıştır. Ayrıca petrol üretimi ve naklinin hukuki zeminini oluşturmak amacıyla çok sayıda anlaşma yapmıştır. Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti dünyanın 14 ülkesinden 30 büyük petrol şirketi ile 19 adet petrol anlaşması imzalamıştır. Bu çerçevede yapılacak toplam yatırım tutarı yaklaşık 60.9 milyar ABD doları, toplam rezerv ise 1,6 milyar ton petrol, 1,3 trilyon m3 doğal gazdır. Her yıl ortalama 50-60 milyon ton petrol, 14-15 milyar m3 doğal gaz üretilecektir. Azerbaycan'ın uluslararası petrol şirketleri ile yapmış olduğu petrol anlaşmalarının birincisi 1994'de, ikincisi 1995'de, üçüncüsü 1996'da imzalanmış olup; 1997'de 6, 1998'de 7, 1999'un 30 Nisan tarihi itibariyle 3 petrol anlaşması yapılmıştır. Bunlardan en önemlisi olan birinci petrol anlaşması, Azerbaycan'ın Hazar Denizinde bulunan Azeri, Çırak ve Güneşli yataklarını kapsamakta olup, 20 Eylül 1994 tarihinde imzalanmıştır. "Asrın Kontratı" olarak adlandırılan proje 12 Aralık 1994 tarihinde Azerbaycan Milli Meclisi tarafından onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Projeyi yürütmek için 21.11.1994 tarihinde ortak bir Konsorsiyum ("AIOC-Azerbaijan International Operating Company") kurulmuştur. Projenin anlaşma süresi 30 yıl, üretilebilir toplam petrol rezervi 4,2 milyar varil, gaz rezervi ise 70 milyar m3 ve projenin toplam yatırım maliyeti 11,5 milyar $'dır. Projenin hisse dağılımı aşağıdaki gibidir:
ŞİRKET ÜLKE HİSSE (%)
BP Amoco RLC İngiltere 34.1360
Unocal ABD 10.0489
Lukoil Rusya 10.0000
SOCAR Azerbaycan 10.0000
Statoil Norveç 8.5633
Exxon ABD 8.0006
TPAO Türkiye 6.7500
Pennzoil ABD 4.8175
İtochu Japonya 3.9205
Ramco İngiltere 2.0825
Selta Nimir Khazar Ltd. Suudi Arabistan 1.6800
Bu sahadan, 12 Kasım 1997 tarihinde düzenlenen uluslararası bir törenle, petrol üretimi ve pompalaması başlamıştır. Başlangıçta Novorossiysk hattının (Rusya), sonradan ise Bakü-Supsa (Gürcistan) hattının aracılığıyla petrol transferi gerçekleştirilmiştir. Ana boru hattı tartışmaları ise 18 Kasım 1999 tarihinde İstanbul'da yapılan AGİT Zirvesi sırasında Azerbaycan, Türkiye, Gürcistan, Kazakistan ve ABD devlet başkanları tarafından imzalanan Bakü-Ceyhan petrol boru hattı anlaşmasıyla sona ermiştir. 1730 km. uzunluğunda olacak bu hattın 2004 yılına kadar yapılacağı, 2005 yılından itibaren ise bununla her yıl 50 milyon ton petrol nakli gerçekleştirileceği öngörülmüştür.
Diğer taraftan, 1998 yılında, Hazar Denizi'nin Azerbaycan'a ait Şahdeniz ve Apşeron bölgelerinde yapılan sondaj çalışmaları sonucunda, 1.2 trilyon m3'den fazla gaz rezervi bulunmuş ve Türkmenistan gazıyla birlikte bu gazın Batı'ya transferi amacıyla Trans-Hazar boru hattının yapımı konusunda çalışmalar yürütülmüştür. Söz konusu hattın 2002 yılına kadar tamamlanması beklenmektedir.
21. yüzyılın başında Azerbaycan sadece kendi petrolünü uluslararası piyasaya sunmakla kalmayacak, aynı zamanda Kazak ve Türkmen petrol ve doğal gazını Avrasya Ulaştırma Koridoru ile uluslararası pazara nakledecektir. Bu konuda ilk adım, 7-8 Eylül 1998 tarihinde 32 devlet ve 13 uluslararası örgütün katılımı ve Avrupa Birliği'nin yardımı ile Bakü'de yapılan "Tarihi İpek Yolunun Yeniden Oluşturulması" Konferansında Avrupa-Kafkasya-Asya koridorunun geliştirilmesine ilişkin kararın alınmasıyla atılmıştır.
Dış ekonomik ilişkiler, her devletin dünya ülkeleri arasında yerini ve nüfuzunu belirleyen faktörlerdendir. Bu ilişkilerin sağlam temeller üzerine kurulması ve genişlemesi bağımsızlığını yeni kazanan ülkeler açısından özellikle büyük önem arz etmektedir. Azerbaycan'da dış ekonomik ilişkiler, uzun süre "demir perdelerle" çevrilmiş Sovyetler Birliği döneminde ekonominin bağımsız bir alanı gibi mevcut olmamıştır. Merkezin izni olmadan dış dünyayla bağlantı kuramayan ülke, bağımsızlık sonrası yeni bir sistem oluşturma sürecine girmiştir. Coğrafi bakımdan Azerbaycan'ın elverişli olması, büyük enerji tesisleri, petrol ve petrol ekipmanları sanayii, kimya, elektronik ve şarapçılık sanayii, ulaştırma altyapısı, hammadde kaynaklarının zenginliğine rağmen teknoloji potansiyelinin zayıflığı, üretimin yeterli düzeyde olmaması, ucuz işgücü gibi faktörler dış ekonomik ilişkiler sistemini yönlendiren esas etkenler olmuştur. Başlangıçta sadece BDT ülkeleri ile yoğun olan ilişkiler, zamanla diğer yabancı ülkeleri de kapsamış ve günümüzde ticari anlaşmalar, yabancı yatırımlar ve uluslararası finans kuruluşlarından alınan kredilerle birlikte gelişmekte olan bir sistem haline dönüşmüştür. Bu sistemin yönetimi, ilgili devlet kurumları (Ticaret Bakanlığı'na dönüştürülen Dış Ekonomik İlişkiler Bakanlığı, Devlet Gümrük Komitesi, Ekonomi Bakanlığı'na bağlı Yabancı Yatırımlar Müdürlüğü, Bakanlar Kurulu bünyesindeki Dış Kredi ve Yardımlar Ajansı) tarafından gerçekleştirilmektedir.
Özellikle petrol anlaşmalarından sonra Azerbaycan'a yapılan yabancı sermaye yatırımlarında büyük artış kaydedilmiştir. 1995 yılında 375 mln.$ olan yatırımlar, 1998 yılında 1.420 mln.$'a yükselmiştir. En fazla yatırım yapan ülkeler arasında Türkiye, ABD, İngiltere, Almanya ve Rusya önde gelmektedir. Yatırımların %61'i petrol sektörüne, %31'i diğer sektörlere yapılmış, %8'i ise mali kredilerden oluşmaktadır. Yatırımlar konusunda 15 Ocak 1992 tarihli Yabancı Sermayenin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaktadır.
Azerbaycan'ın dış ekonomik ilişkiler sisteminde yeni olan hususlardan biri de bazı uluslararası ekonomik örgütlere üyelik ve bunlardan alınan kredilerdir. Azerbaycan'a kredi veren kuruluşların başında IMF, Dünya Bankası, Uluslararası Kalkınma Örgütü, EBRD, IBRD, Türk Eximbank'ı ve İslam Kalkınma Bankası gelmektedir. Söz konusu krediler, pazar ekonomisine geçişi kolaylaştırmak amacıyla açılan proje kredileridir. Dış kredileri kullanma sonucunda Azerbaycan'ın 21 Ocak 1998 itibariyle 1.123,24 mln.$ tutarında dış borcu oluşmuştur. Diğer taraftan uluslararası kuruluşlar tarafından yapılan yardımlar da önemli boyutlara ulaşmıştır. Bunların içinde, Avrupa Birliği tarafından yapılan yardımların özel bir yeri bulunmaktadır.
Azerbaycan aynı zamanda bazı bölgesel örgütlerin de üyesi bulunmakta ve ekonomik entegrasyon denemelerine girişmektedir. Bunların en önemlileri Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, Bağımsız Devletler Topluluğu, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO) ve GUÖAM (Gürcistan-Ukrayna-Özbekistan-Azerbaycan-Moldova) çerçevesinde yürütülmektedir.
Dış ekonomik ilişkiler sisteminin esasını ise, Azerbaycan'ın dış ticaret rejimi oluşturmaktadır. 1993 yılından itibaren Dünya Ticaret Örgütüne gözlemci statüsünde katılarak dış ticaretini liberalleştirme yolunda ciddi mevzuat değişikliği gerçekleştiren Azerbaycan'ın dış ticaret hacmi artış hızını sürdürmektedir. Bağımsızlığının ilk yıllarında dış ticaretinin büyük bir payı BDT ülkelerine ait olmakla birlikte, sonraları diğer ülkelerle yapılan ticaret ağırlık kazanmıştır. 1999 yılı itibariyle dünyanın 102 ülkesiyle ticari ilişkilerde bulunan ülkenin dış ticaret hacmi 1962088.7 bin $ olmuştur. Ülke grupları itibariyle ise 1998 yılı verilerine göre ithalatın %50'si KEİT, %37'si BDT, %21'i AB ülkelerinden yapılmıştır. İhracatın aynı gruplar içindeki payı ise şöyledir: KEİT-%58, BDT-%38, AB-%22. Azerbaycan'ın dış ticaretinde Türkiye ağırlıklı durumdadır (%21,9).
Dış ticaretin hukuki çerçevesini oluşturan düzenlemeler ise iki grup halinde incelenebilir: Tarife dışı düzenlemeler ve tarife düzenlemeleri. Tarife dışı düzenlemelerin esasını aşağıdaki Cumhurbaşkanı kararnameleri oluşturmaktadır:
a. 1 Ocak 1994 tarihli "Azerbaycan Cumhuriyeti'nde dış ticaretin verimliliğinin artırılması hakkında";
b. 5 Nisan 1994 tarihli "Azerbaycan Cumhuriyeti'nde dış ticaretin serbestleştirilmesi hakkında";
c. 17 Aralık 1996 tarihli "Azerbaycan Cumhuriyeti'nde dış ticaret düzenlemelerinin iyileştirilmesi hakkında".
Bu düzenlemelerle dış ticaret rejimini liberalleştirme yolunda önemli adımlar atılmıştır. Bazı mallar dışında Azerbaycan'da üretilen malların ihracatı için izin aranmamakta, bunların gümrük makamlarına beyan edilmesi yeterli bulunmaktadır. İhracatı özel kurallara tabi olan mallar grubuna ise petrol ve petrol ürünleri, elektrik enerjisi, kıymetli metaller ve pamuk dahil edilmiştir. İthalatta bazı kota ve lisansların kısmen iptali yoluna gidilmiş, fiyatların serbestleştirilmesi için önlemler alınmıştır. Özel sektöre daha fazla serbesti tanınmış, devlet kurumlarının yaptığı ticaret anlaşmaları ise Ticaret Bakanlığı'nda tutulan sicile tescil şartına bağlanmıştır. Bütün bunlarla birlikte, bazı malların (alkol, tütün gibi) ithalatı için lisans alınması, antidamping önlemlerinin öngörülmesi, trampa işlemlerinde tescil ve süre koşulunun aranması gibi tarife dışı sınırlamalar da varlığını sürdürmektedir.
Tarife düzenlemelerinin esasını 20 Haziran 1995 tarihli "Gümrük Tarifeleri Hakkında Kanun" ve 1997 tarihinde yürürlüğe giren Gümrük Mecellesi oluşturmaktadır. İthalat ve ihracat sırasında gümrük vergilerinin oranları ve elverişli ticaret rejimi uygulanan ülkelerin listesi Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir. Bu listede yer almayan ülke mallarına uygulanan oran 2 misli artırılır. Azerbaycan'da hem ad valorem (malların gümrük değerine göre % olarak hesaplanan), hem spesifik (mal birimine göre belirlenmiş değerle hesaplanan), hem de karma vergi türü uygulanmaktadır. Ayrıca yerli üretimi korumak amacıyla antidamping ve telafi edici önlemler de öngörülmüştür. Tarifeye ilişkin tavizlerin tanınması yetkisi Bakanlar Kurulu'na verilmiştir. Dış ticaretten alınan vergiler esas olarak aşağıdakilerdir:
a. Gümrük vergisi: Bu vergi sadece ithalatta uygulanmaktadır. Vergi oranı, malların türünü dikkate almadan gümrük değerinin %15'i olarak saptanmıştır.
b. İhracat vergisi: 28 Mart 1995 tarihli kanunla düzenlenmiştir. Bu vergi stratejik ürünlerin (petrol ve petrol ürünleri, pamuk, havyar gibi) ihracatından alınmaktadır. Vergi matrahı, ülke içindeki toptan fiyat ile sözleşme fiyatı arasındaki fark, vergi oranı ise %70'dir. Bu durumda ilave olarak KDV, gümrük resmi ve devlet yol fonu harcı alınmamaktadır.
c. KDV: Bu verginin oranı %16-%20 arasında değişmektedir. BDT ülkeleri dışına ihracatı yapılan mallardan KDV alınmamaktadır.
d. Tüketim ("excise") vergisi: Bu vergi, bazı tüketim mallarından, ziynet eşyalarından alınan dolaylı vergi türüdür. Vergi tutarı, malları üreterek satan firmalar ve yabancı yatırımın yapıldığı işletmeler tarafından ödenir. Vergi matrahı için üretim fiyatı ile satılan bu tür malların değeri esas alınır. Oran ise %2 ile %90 arasında değişmektedir. BDT ülkeleri dışına ihracatı yapılan mallardan tüketim vergisi alınmamaktadır.
Bütün bunlarla birlikte, dış ticaret ve vergi mevzuatı hususunda Azerbaycan'da reform çalışmalarına devam edilmekte ve bu konuda önemli tartışmalar da varlığını sürdürmektedir.
Detayli Bilgi Icin bakiniz :
Azerbaycan'in Istatiksel Bilgileri-Information Based on Statistical Data- 1999-2001