''Kanal
E sağolsun, hayatımızı bir sürü dizi ile şenlendirdi. Hangisini izleyeceğimizi
şaşırır hale geldik. Biz sizin için son dönemde öne çıkan üç diziyi, hazır
yeni bölümleri de gösterime girmişken ele alalım dedik. Fantastik gençlik
dizisi Buffy the Vampire Slayer, en çok seyredilen Dawson's Creek ve alternatif
dizi As If hakkında kafa patlatıp bilinmeyen yönlerine dikkat çektik.''
diye başlıyor Blue Jean'de yayınlanan 'TV'de Gençlik Üçlemesi' isimli yazı..
BUFFY
THE VAMPIRE SLAYER
'Her
jenerasyonda bir avcı vardır. Dünyada bir kişi, seçilmiş kişi...' Tanıtacağım
diziler arasında en sevdiğim Buffy, işte bu sözlerle başlıyor. Dizinin
yaratıcısı Joss Whedon. Whedon, hit olmuş birçok filmin senaristi. Toy
Story - Oyuncak Hikayesi ile senaryo oskarı alan Whedon'un senaryografisinde
Twister, Speed, Alien 4 gibi filmler var. Buffy macerası ilk olarak 92'de
gösterime giren uzun metrajlı Buffy the Vampire Slayer ile başlıyor. Film
hem gişede, hem eleştirmenlerce, hem de seyirciler tarafından topa tutulunca,
Whedon bu çok güvendiği ''sarışın bir genç kızın dünyayı vampirlerden kurtarma'
fikrini bir süre rafa kaldırıyor. 97'de ise bu fikrin daha iyi işlenerek
televizyona aktarılabileceğini akıl ediyor. Güvendiği dağlara kar yağmıyor
ve bu defa Buffy kısa sürede televizyon tarihinin en çok izlenen dizilerinden
biri oluyor.
Buffy'de olaylar Sunnydale kasabasında geçiyor. Sunnydale'in görünüşte
tipik Amerikan kasabalarından bir farkı yok. Ancak Buffy'nin (Beğendiğim
nadir sarışınlardan biri olan Sarah Michelle Gellar canlandırıyor) dünyasında
her şey göründüğü gibi değil. Sunnydale aslında cehennemin ağzı. Yani her
tür tuhaf yaratığın her an görünebileceği, doğaüstü olayların her an cereyan
edebileceği enteresan bir yer. Bunun farkında olan kütüphaneci Giles, seçilmiş
kişi Buffy'nin gözetmeni. Sonra Buffy'nin arkadaşları Willow ve Xander
var. Buffy'nin vampir sevgilisi Angel ise Angel isimli diziye sebep olacak
kadar güçlü bir karakter. Angel'ı oynayan David Boreanaz dizinin fanları
tarafından en çok sevilen tiplerden biri. Buffy'nin belli başlı düşmanları
ise Batı Yakası Hikayesi'nden kopmuş gibi görünen Spike, akli dengesi bozuk
Drusilla ve dersten başka bir şey düşünmeyen öğretmenler. :). Buffy diğer
fantastik karakterler gibi sadece yaratıklarla başa çıkmıyor. Okulunu idare
etmesi, derslerinden pek iyi alması falan da gerekiyor. Diğer yandan geceleri
vampir avına çıkmak için annesinden izin almak zorunda. (Ama o genelde
pencereden kaçmayı tercih ediyor)
Buffy
bazı izleyicilere soft vampir filmi gibi geliyor. Oysa Buffy'ye bir vampir
filmi olarak değil, fantastik sinemaya ait bir parodi gözüyle bakmak gerekiyor.
Buffy her şeyden önce insanda eski Alacakaranlık Kuşağı ve İnanılmaz Öyküler
tadını bırakıyor. Bazı bölümleri insanı üzse de, genelde çok sağlam hikayeler
barındırıyor. Birçok bölümü ile Emmy ödülüne aday olan dizi, 'Hush' isimli
bölümü ile Bram Stoker ödülünü aldı. Söz konusu olan bölüm (bizde henüz
gösterilmedi) televizyon tarihinin en uzun sessizliğini (22 dakikası tamamen
sessiz) taşıyan TV dizisi olarak bir rekora imza attı.
(Yazıdaki
birkaç isim yanlışlığını düzelttim.)
Bu sayfa
en iyi 1280x1024 çözünürlükte görüntülenir.
|