DİN NEDİR ? Birçok şeyden vazgeçen ,vazgeçebilen insanoğlu hak veya batıl doğru veya yanlış olan din olgusundan vazgeçememiştir. Tabiki bunun nedeni, sözkonusu yönelişin fıtri bir yöneliş olması veya din olgusuna karşı duyulan fitri bir ihtiyaçtır. Din kelimesi lugat manası itibariyle yol,şeriat, millet, hesap,ceza,adet,hal ve siyaset gibi anlamlara gelir. Pratikteki anlamı ise bir dünya görüşü, bir yaşam tarzını belirleyen görüşler, emirler, nehyler(sakındırma) manzumesidir.Dolayısıyle "Her din bir hayat şeklidir ve her hayat şekli bir dindir" görüşü, genel itibariyle doğru bir görüştür. Yaşadığımız toplumda İslam gerçeğinin çok yanlış anlaşılması, bütün bir kainatı dikkate alan İslam dinine "sadece insan ile Allah arasındaki bazı münasebetlere açıklık getiren çok kısır tanımlar getirilmesidir. İslam gerçeği şayet namaz hac oruç gibi bazı ibadetlerden ibaret olsaydı, Kur'an-ı Kerim deki ; "...Bugün dininiz i kemale erdirdim, üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip beğendim...(Maide-3) buyruğu, namaz hac ve oruç hükümlerinin arkasından hemen indirilir ve Kur'an-ı Kerim beş, on sayfalık bir kitap olurdu. Oysa biliyoruz ki; "...Bugün dininiz i kemale erdirdim, üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip beğendim...(Maide-3) buyruğu, İslam'ın bütün bir yaşantıya intizam veren siyasi, ekonomik,iktisadi,sosyal ve diğer konulardaki hükümleri inzal olduktan sonra indirilmiştir. Nitekim şanı yüce Rabbimiz, bu ilahi vahyin noksansız bir ifadesi olan Kur'an-ı Kerim'de.. İnsanın Allah ile münasebetlerinden, kendi nefsi ve şeytan ile, kainat ve dünya ile , aile ve akrabası ile, insan ve toplum ile, islami ve gayriislami devlet ile, yöneticiler ve liderler ile, kanun ve hükümler ile adet ve ananeler ile münasebetlerine kadar, bütün bu konlara ferdi ve toplumsal düzlemde açıklık getirmektedir. ...Biz Kitab'ı sana, her şeyin açıklayıcısı, müslümanlara da bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik. (Nahl-89) Ayeti kerime' de geçen "Her şey" ifadesi, özellikle inanan insanların ahenkli bir nizam içinde yaşamaları için gereken her şeyi kapsamaktadır. "Şimdi Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar ?. Halbuki göklerde ve yerde ne varsa hepsi ister istemez O'na boyun eğmiştir. Nihayette O'na döndürülüp götürüleceklerdir.(A'li İmran-83) "O halde sen yüzünü bir müvahhid olarak dine , Allah'ın o fıtratına çevir ki, O insanları bunun üzerinde yaratmıştır. Allah'ın yaratışında bir hiçbir değişiklik olmaz . Bu dimdik ayakta duran bir dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler."(Rum-30) İster bir kanuna, isterse de bir düzene olsun, eğer kişi bunlara ilahi otoriteye dayalı olduklarından dolayı uymakta ise; hiç şüphesiz Allah'ın dini üzerindedir. Şayet bu otorite meliklerden birinin otoritesi ise, kişi, melikin dini üzerindedir. Eğer bu otorite şeyhler ve ruhban sınıfın otoritesi ise, kişi onların dini üzerinde demektir. Yine aynı şekilde bu otorite, ailenin yahut aşiretin ve yahut toplumun çoğunluğunun otoritesi ise , kişi şüphesiz bunların dini üzerindedir. Sözün özü; eğer bir kimse herhangi bir şahsı en üstün dayanak, hükmünü de nihai hüküm kabul eder ve onun çizdiği yola ayniyle tabi olarak istekleri doğrultusunda hareket ederse şüphesiz ki bunu yapan kişi onun dinine, yoluna girmiş demektir. "... İşte biz Yusuf için böyle bir tedbir kullandık. Yoksa O, kralın dinine göre kendisini(rehin olarak) tutabilecek değildi. (Yusuf-76) "Bunun gibi ortakları, müşriklerden çoğuna
çocuklarını (kızlarını) öldürmeyi hoş gösterdi ki, hem kendilerini mahvetsinler
hem de dinlerini karıştırıp bozsunlar! Allah dileseydi bunu yapamazlardı. Öyle ise
onları uydurdukları ile başbaşa bırak!" (En'am-137) "De ki: "Ey insanlar! Benim dinimden
şüphede iseniz, (bilin ki) ben Allah'ı bırakıp da sizin taptıklarınıza tapmam,
fakat ancak sizi öldürecek olan Allah'a kulluk ederim. Bana müminlerden olmam
emrolundu." (Yunus-104) |