Her kitle iletişim
aracının beraberinde getirdiği gibi internet de etik ve hukuki
birçok sorunu beraberinde getirdi. İnternetin sağlıklı biçimde
işlevini yerine getirmesi için internet üzerindeki kullanıcıların
servis ve sistemleri kullanmayla ilgili sorumluluklarının
bilincinde olması gerekir. İnternetin kullanılmasında taşınmasaı
gereken sorumluluk bilinci görmezden gelinirse etiğe aykırı
sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk kurallarını ihlale de yol
açabilir.
İnternet kullanıcılarının
bir sistemdeki bilgilerin hileli yollarla alınması, ahlaka aykırı
mesajlarla başkalarının rahatsız edilmesi, dengesiz kullanımla
sistemin yavaşlatılması, e-posta hesaplarına tecavüz,
pornografi, şiddete yönelik içerik, hakaret, telif haklarına
aykırılık, haksız rekabet gibi konularda sorumluluklarının
nasıl saptanacağı sorunu internette işlenen suçlar olarak
internet hukukunun önemli konularından birini oluşturur.
Ulaştırma
Bakanlığı, internet olgusunu yakından izleyebilmek için
kendisine danışmanlık yapmak üzere İnetrnet Üst Kurulu kurmuştur.
Kurulun kararı uyarınca T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın
koordinasyonunda oluşturulan Elektronik Ticaret Koordinasyon
Kurulu'nun hazırladığı Mayıs 1998 tarihli raporda
internetle bağlantılı hukuki sorunlara kapsamlı bir şekilde
değinilmiştir.
Yasalarımız yönünden
internette işlenen suçlarla ilgili ceza sorumluluğunun genel
esasları hakkında bir fikir vermesi açısından uygulamadan
bir örneğin yararlı olacağını düşünüyorum:
1998 yılında İstanbul Basın Savcılığına intikal eden bir olayda pornografik nitelikte olduğu iddia edilen dış kaynaklı web sitesinde bir vatandaşımızın isminin haksız şekilde kullanıldığı saptanmış ve Cumhuriyet Savcılığı bununla ilgili olarak ODTÜ Bilgi İşlem Daire Balkanlığından bilgi istemiştir. Gelen cevap yazısında kuruluşlarının sadece "tr" son ekine sahip internet alan adları konusunda yetki ve sorumluluğa sahip bulunduğunu, soruşturma konusu örnekte olduğu gibi "...com" şeklindeki internet alan adları tahsisinin, internet alan adları konusunda en yetkili kuruluş olan "InterNIC" tarafından doğrudan doğruya yapıldığı ifade edilmiş, bu nedenle mağdurun durumunun "InterNIC"e intikal ettirildiği ve bu kuruluşun yaptığı araştırma sonunda "...com" adresine ait temas kişileri arasından mağdur vatandaşımızın adını çıkarttığını bildirmiştir. Verilen bilgiye göre, soruşturma konusu web adresinin Kanada çıkışlı olduğu görülerek soruşturma bu yöne çevrilmiştir.
Örnekte
de görüldüğü gibi internetteki suç unsurlarının bulunduğu
görüldüğünde ilk yapılması gereken bunların çıkış ülkelerinin
belirlenmesi gerekmektedir. Sadece son iki harfi "tr"
olan internet adreslerinin tahsisleri ülkemizden yapılmaktadır.
Burada önemli olan nokta adresin yurtdışından tahsis
edilmesinin içerik sağlayıcı kişi ve kuruluşların da yurtdışında
bulunmalarını beraberinde getirmemektedir. Bu yüzden çıkış
ülkesinin saptanması için konunun uzmanı kişi veya kuruluşların
bilgisini almak gerekmektedir.
İnternette
işlenen suçların özelliği süreklilik gösteren suçlar
olmalarıdır. Yani suç, suçun sonucunun devam ettiği her ülkede
işlenmiş sayılacağından internet suçlarının bu yönden de
sonucun devam ettiği her ülkede işlenmiş olduklarının kabul
edilmesi gerekmektedir.
Basın
Kanununun 19. maddesinde yer alan dönemsel yayınlarda çıkan
yazı ve resimlere karşı ilgililerin cevap ve düzeltme haklarının
olduğu yargısı internette yayınlanan dönemsel yayınlara karşı
da cevap ve düzeltme hakkının kullanılabilmesinin gerekliliğini
beraberinde getirir. Ancak bu konuda hukuki düzenlemeler henüz
yapılmadığından gerçek anlamda basılı yayınlar (gazete,
dergi..) dışında dönemsel internet yayınlarına karşı Basın
Kanununa dayanılarak cevap ve düzeltme hakkının kullanılması
olanaklı değildir.
İnternette
işlenen suçlarla ilgili sorularınız varsa bana e-mail yoluyla
ulaşabilirsiniz. Elimden geldiğince sorularınızı yanıtlamaya
çalışacağım. Bu sayfa sorularınız doğrultusunda gelişecek...