Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

سورة النبأ: مكية 40 آية

30.c.

Nebe': 78/ 1 - 30 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

عَمَّ يَتَسَاءَلُونَ

1.

Birbirilerine ne soruyorlar?

عَنِ النَّبَإِ الْعَظِيمِ// اَلَّذِي هُمْ فِيهِ مُخْتَلِفُونَ

2-3.

İçinden çıkamadıkları // büyük olayı tabiki.

كَلاَّ سَيَعْلَمُونَ

4.

Hiç sormasınlar. Çünkü yakında görecekler.

ثُمَّ كَلاَّ سَيَعْلَمُونَ

5.

Evet evet yakında öğrenecekler:

أَلَمْ نَجْعَلِ اْلأَرْضَ مِهَادًا // وَالْجِبَالَ أَوْتَادًا

6-7.

yeryüzünü beşik, // dağları kazık yaptığımızı?

وَخَلَقْنَاكُمْ أَزْوَاجًا // وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًا

8-9.

sizi çift yarattığımızı? // uykunuzu dinlence,

وَجَعَلْنَا اللَّيْلَ لِبَاسًا // وَجَعَلْنَا النَّهَارَ مَعَاشًا

10-1.

geceyi örtü, // gündüzü geçimlik yaptığımızı?

وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًا شِدَادًا

12.

Dahası üstünüze sapasağlam yedi gök çattık.

وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا

13.

Güneşi, hem ışık hem güç kaynağı yaptık.

وَأَنْزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاءً ثَجَّاجًا

14.

Sırılsıklam bulutlardan şarıl şarıl sular indirdik.

لِنُخْرِجَ بِهِ حَبًّا وَنَبَاتًا // وَجَنَّاتٍ أَلْفَافًا

15-6.

Su ile bitkiler tahıllar,// yemyeşil bağlar ürettik.

إِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ كَانَ مِيقَاتًا

17.

Kıyamet günü, zaman ayarlıdır.

يَوْمَ يُنْفَخُ فِي الصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا

18.

Sûra üflenecek ve dalga dalga geleceksiniz.

وَفُتِحَتِ السَّمَاءُ فَكَانَتْ أَبْوَابًا

19.

O gün gökler açılıp, kapılar oluşacak.

وَسُيِّرَتِ الْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا

20.

Dağlar yürütülüp, serap olacak.

إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا // لِلْطَّاغِينَ مَآبًا

21-2.

Cehennem ise, tarayıp // azgınları çekecek.

لاَبِثِينَ فِيهَا أَحْقَابًا

23.

Orada asırlarca tıkılıp kalacaklar.

لاَ يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلاَ شَرَابًا//إِلاَّ حَمِيمًا وَغَسَّاقًا

24-25.

Orada ne bir serinlik ne içecek tadamayacak-lar. // yiyip içecekleri sıcak su ve irin olacak.

جَزَاءً وِفَاقًا

26.

Tam suça göre bir ceza.

إِنَّهُمْ كَانُوا لاَ يَرْجُونَ حِسَابًا

27.

Hiç sorgulama olmayacak sanıyorlardı.

وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كِذَّابًا

 

Habire ayetlerimizi inkar ediyorlardı.

وَكُلَّ شَيْءٍ أَحْصَيْنَاهُ كِتَابًا

29.

Biz ise her şeyi bir bir sayıp dökmüştük.

فَذُوقُوا فَلَنْ نَزِيدَكُمْ إِلاَّ عَذَابًا

30.

Artık tadın. Daha ne acılar tattıracağız…

 

سورة النبأ: مكية 40 آية

30.c.

Nebe': 78/ 31 - 40 Ayetler

 

إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا//حَدَائِقَ وَأَعْنَابًا

31-2.

Artık zafer sağlamcılarındır.// Bağlar bahçeler

وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًا//وَكَأْسًا دِهَاقًا

33-4.

yaşına uygun eşler // dolu dolu kadehler,

لاَ يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلاَ كِذَّابًا

35.

Ne anlamsız bir söz ne de yalan duymazlar.

جَزَاءً مِنْ رَبِّكَ عَطَاءً حِسَابًا

36.

Tam Rabb'inin sorgulamasına uygun ikramlar,

رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَاْلأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الرَّحْمَانِ لاَ يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًا

37.

yani, kimsenin konuşmaya cesaret edemediği göklere yere ve bu ikisi arasında her şeye sevgi ile hakim olan Tanrı'nın ikramları...

يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلاَئِكَةُ صَفًّا لاَ يَتَكَلَّمُونَ إِلاَّ مَنْ أَذِنَ لَهُ الرَّحْمَانُ وَقَالَ صَوَابًا

38.

O gün, Cebrail dahil tüm melekler saf tutacaklar. Sadece Sevgi'nin izin verdiği konuşacak ve sadece doğruyu söyleyecek.

ذَلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ فَمَنْ شَاءَ اتَّخَذَ إِلَى رَبِّهِ مَآبًا

39.

Bir gün bütün bunlar olacak. Artık herkes ayağını denk atıp Tanrı'nın yolunu tutsun.

إِنَّا أَنْذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا

40.

Biz sizi, bu kaçınılmaz felakete karşı uyarıyoruz:

يَوْمَ يَنْظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ

 

O gün insan, yaptıklarını gözüyle görecek,

وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَالَيْتَنِي كُنْتُ تُرَابًا

 

inkarcı ise: " keşke toprak olaydım " diyecek.

 

سورة النازعات: مكية 46 آية

 

 

Naziât: 79/ 1 - 14 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَالنَّازِعَاتِ غَرْقًا

1.

Söke söke alanlara!

وَالنَّاشِطَاتِ نَشْطًا//وَالسَّابِحَاتِ سَبْحًا

2-3.

Güle oynaya çalışanlara! // yüzer gibi koşanlara!

فَالسَّابِقَاتِ سَبْقًا//فَالْمُدَبِّرَاتِ أَمْرًا

4-5.

Hışım gibi geçenlere! // önlem alanlara yemin ederim ki

يَوْمَ تَرْجُفُ الرَّاجِفَةُ//تَتْبَعُهَا الرَّادِفَةُ

6-7.

O gün çarpan çarpacak // bunu artçı şoklar izleyecek.

قُلُوبٌ يَوْمَئِذٍ وَاجِفَةٌ//أَبْصَارُهَا خَاشِعَةٌ

8-9.

O gün yürekler hoplayacak // gözler yuvasından fırlayacak,

يَقُولُونَ أَئِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِي الْحَافِرَةِ // أَئِذَا كُنَّا عِظَامًا نَخِرَةً

10-1.

" Aaâ diye şaşıracaklar, hayata geri mi dönüyoruz ne! // hem de kemiklerimiz un ufak olmuş iken !! "

قَالُوا تِلْكَ إِذًا كَرَّةٌ خَاسِرَةٌ

12.

Zaten eskiden de: " eğer yeniden diriliş doğru ise, yandık " derlerdi.

فَإِنَّمَا هِيَ زَجْرَةٌ وَاحِدَةٌ

13.

Derken bir patlama daha,

فَإِذَا هُمْ بِالسَّاهِرَةِ

14.

sonunda herkes meydanda…

سورة النازعات: مكية 46 آية

30.c.

Naziât: 79/ 15 - 46 Ayetler

 

هَلْ أتَاكَ حَدِيثُ مُوسَى

15.

Resulüm! Sen, Musa olayını biliyor musun?

إِذْ نَادَاهُ رَبُّهُ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًى// اِذْهَبْ إِلَى فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَى

16-7.

Bir gün Allah, Tuvâ'nın, kutsal / güzel bir vadisinde Musa'ya seslendi: " Fıravun'a git, çünkü o azdı " dedi.

فَقُلْ هَلْ لَكَ إِلَى أَنْ تَزَكَّى // وَأَهْدِيَكَ إِلَى رَبِّكَ فَتَخْشَى

18-9.

Musa Firavun'a vardı: " kendini temizlemeye ne dersin? // gel seni Rabb'ine götüreyim de, kendine biraz çeki düzen ver! " dedi,

فَأَرَاهُ اْلآيَةَ الْكُبْرَى // فَكَذَّبَ وَعَصَى

20-1.

ona büyük mucizesini gösterdi ise de // Firavun kabul etmedi, karşı geldi.

ثُمَّ أَدْبَرَ يَسْعَى // فَحَشَرَ فَنَادَى

22-3.

Harekete geçmek üzere gidip // halkını topladı şöyle hitap etti:

فَقَالَ أَنَا رَبُّكُمُ اْلأَعْلَى

24.

" Sizin en büyük tanrınız benim " dedi.

فَأَخَذَهُ اللهُ نَكَالَ اْلآخِرَةِ وَاْلأُولَى

25.

Allah da ona dünya ahiret ibretlik acıyı tattırdı.

إِنَّ فِي ذَلِكَ لَعِبْرَةً لِمَنْ يَخْشَى

26.

Firavun olayında, içinde Allah korkusu olanlar için gerçekten alınacak dersler vardır…

أَأَنْتُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَمِ السَّمَاءُ بَنَاهَا

27.

Be adamlar! sizi yaratmak mı daha zor, yoksa Allah'ın yaptığı semayı mı?

رَفَعَ سَمْكَهَا فَسَوَّاهَاوَأَغْطَشَ لَيْلَهَا وَأَخْرَجَ ضُحَاهَا

28-9.

Allah göğün tavanını yükseltip dengelemiş, gecesini karartırken gündüzünü ağartmıştır.

وَاْلأَرْضَ بَعْدَ ذَلِكَ دَحَاهَا

30.

Daha sonra yeryüzünü ayarlamış,

أَخْرَجَ مِنْهَا مَاءَهَا وَمَرْعَاهَا

31.

yerden sular çıkarmış, otlaklar yerleştirmiş,

وَالْجِبَالَ أَرْسَاهَا// مَتَاعًا لَكُمْ وَِلأَنْعَامِكُمْ

32-3.

yeri, dağlarla sağlamlaştırmış, // sizin ve hayvanlarınızın istifadesine sunmuştur…

فَإِذَا جَاءَتِ الطَّامَّةُ الْكُبْرَى

34.

Büyük bir felakete uğradığı zaman,

يَوْمَ يَتَذَكَّرُ اْلإِنْسَانُ مَا سَعَى

35.

insanoğlu hemen yaptıklarını hatırlar.

وَبُرِّزَتِ الْجَحِيمُ لِمَنْ يَرَى

36.

Cehennem, gözünün önüne gelir.

فَأَمَّا مَنْ طَغَى // وَآثَرَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا

37-8.

Azıp // dünyaya sımsıkı sarılan mı var?

فَإِنَّ الْجَحِيمَ هِيَ الْمَأْوَى

39.

İşte cehennem, tam onlara göre bir yer.

وَأَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوَى

40.

Allah huzurunda mahcup olmaktan korkup şeytanî dürtülerine hakim olanlar mı var?

فَإِنَّ الْجَنَّةَ هِيَ الْمَأْوَى

41.

İşte cennet, tam onlara lâyık bir yer…

يَسْأَلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَاهَا

42.

Resulüm! Sana kıyamet ne zaman diyorlar.

فِيمَ أَنْتَ مِنْ ذِكْرَاهَا// إِلَى رَبِّكَ مُنْتَهَاهَا

43-4.

Sen onu nereden bileceksin? // bu sorunun muhatabı Allah'tır.

إِنَّمَا أَنْتَ مُنْذِرُ مَنْ يَخْشَاهَا

45.

Senin görevin, kıyametten korkanı uyarmaktır.

كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوا إِلاَّ عَشِيَّةً أَوْ ضُحَاهَا

46.

İnsan, o büyük felaketi gördüğünde dünyada, ikindi ya da kuşluk kadar kaldığını sanacak.

سورة عبس: مكية 42 آية

30.c.

Abese: 80/ 1 - 33 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

عَبَسَ وَتَوَلَّى// أَنْ جَاءَهُ اْلأَعْمَى

1-2.

A'mâ geldi diye // surat asıp sırtını döndü.

وَمَا يُدْرِيكَ لَعَلَّهُ يَزَّكَّى

3.

Ne biliyorsun belki de adam arınacak.

أَوْ يَذَّكَّرُ فَتَنْفَعَهُ الذِّكْرَى

4.

Belki de ders alıp istifade edecek.

أَمَّا مَنِ اسْتَغْنَى// فَأَنْتَ لَهُ تَصَدَّى

5-6.

Öteki nasihate karnım tok diyor, // sen ise, hâlâ ona iltifat ediyorsun.

وَمَا عَلَيْكَ أَلاَّيَزَّكَّى

7.

Adam aklanmak istemiyorsa sana n'oluyor!

وَأَمَّا مَنْ جَاءَكَ يَسْعَى// وَهُوَ يَخْشَى

8-9.

A'ma olan koşarak - heyecanla- sana geliyor

فَأَنْتَ عَنْهُ تَلَهَّى

10.

ve sen onunla ilgilenmiyorsun.

كَلاَّ إِنَّهَا تَذْكِرَةٌ

11.

Böyle yapma, çünkü ayetler eğitmek içindir.

فَمَنْ شَاءَ ذَكَرَهُ/فِي صُحُفٍ مُكَرَّمَةٍ/مَرْفُوعَةٍ مُطَهَّرَةٍ

12-4.

Onu arzu eden alır // Çünkü Kuran, kıymetli kağıtlara // yüksek ve tertemiz bir ortamda

بِأَيْدِي سَفَرَةٍ// كِرَامٍ بَرَرَةٍ

15-6.

yazıcılar eliyle yazılıyor // değerli ve saygın…

قُتِلَ اْلإِنْسَانُ مَا أَكْفَرَهُ

17.

Ah şu insan! Ne kadar da nankör!

مِنْ أَيِّ شَيْءٍ خَلَقَهُ

18.

Allah insanı, neden mi yarattı?

مِنْ نُطْفَةٍ خَلَقَهُ فَقَدَّرَهُ// ثُمَّ السَّبِيلَ يَسَّرَهُ

19-0.

İçinde her şeyi önceden ayarlı bir damladan yarattı, // sonra doğum kanallarını kolayladı. 

ثُمَّ أَمَاتَهُ فَأَقْبَرَهُ// ثُمَّ إِذَا شَاءَ أَنْشَرَهُ

21-2.

Sonra öldürüp kabirledi. // artık canı ne zaman isterse tekrar diriltir…

كَلاَّ لَمَّا يَقْضِ مَا أَمَرَهُ

23.

Ne yazık ki insan, hiçbir zaman kendisine verilen görevi yerine getirmemiştir.

فَلْيَنْظُرِ اْلإِنْسَانُ إِلَى طَعَامِهِ

24.

İnsan önce yediğine bir baksın.

أَنَّا صَبَبْنَا الْمَاءَ صَبًّا

25.

Suyu nasıl akıttığımıza baksın.

ثُمَّ شَقَقْنَا اْلأَرْضَ شَقًّا

26.

Yeryüzünü nasıl dilimlediğimize baksın.

فَأَنْبَتْنَا فِيهَا حَبًّا

27.

Tohumları nasıl çimlendirdiğimize baksın.

وَعِنَبًا وَقَضْبًا // وَزَيْتُونًا وَنَخْلاً

28-9.

Üzümlere yoncalara, // zeytinlere hurmalara,

وَحَدَائِقَ غُلْبًا// وَفَاكِهَةً وَأَبًّا

30-1.

yemyeşil bahçelere, // meyvelere sebzelere,

مَتَاعًا لَكُمْ وَِلأَنْعَامِكُمْ

32.

hepsi de sizin için, hayvanlarınız için…

 

سورة عبس: مكية 42 آية

30.c.

Abese: 80/ 34 - 42 Ayetler

 

فَإِذَا جَاءَتِ الصَّاخَّةُ

33.

O müthiş patlama olduğu zaman,

يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ أَخِيهِ

34.

insan kardeşinden kaçacak,

وَأُمِّهِ وَأَبِيهِ // وَصَاحِبَتِهِ وَبَنِيهِ

35-6.

anadan babadan,// yârdan yavrudan geçecek.

لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْنِيهِ

37.

O gün herkes, kendi derdine düşecek.

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُسْفِرَةٌ // ضَاحِكَةٌ مُسْتَبْشِرَةٌ

38.

O gün kimi yüzler vardır aydın // güler, mutlu,

وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌ // تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌ

40.

kimi yüzler toprak gibi // solgun ve perişan.

أُولاَئِكَ هُمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ

42.

Hepsi de inançsız ve pislik saçan.

 

سورة التكوير: مكية 29 آية

 

 

Tekvîr: 81/ 1 - 20 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

إِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ // وَإِذَا النُّجُومُ انْكَدَرَتْ

1-2.

Güneş sönecek // yıldızlar dökülecek,

وَإِذَا الْجِبَالُ سُيِّرَتْ // وَإِذَا الْعِشَارُ عُطِّلَتْ

3-4.

dağlar yürütülecek // değerler boş verilecek,

وَإِذَا الْوُحُوشُ حُشِرَتْ // وَإِذَا الْبِحَارُ سُجِّرَتْ

5-6.

Hayvanlar toplanacak // denizler kabaracak,

وَإِذَا النُّفُوسُ زُوِّجَتْ

7.

ruhlar kaynaşacak.

وَإِذَا الْمَوْءُودَةُ سُئِلَتْ بِأَيِّ ذَنْبٍ قُتِلَتْ

8-9.

Sabıya, niçin öldürüldüğü sorulacak.

وَإِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ // وَإِذَا السَّمَاءُ كُشِطَتْ

10-1.

Kitaplar açılacak, // gökler sökülüp atılacak,

وَإِذَا الْجَحِيمُ سُعِّرَتْ // وَإِذَا الْجَنَّةُ أُزْلِفَتْ

12-3.

ateş körüklenecek // cennet yaklaştırılacak,

عَلِمَتْ نَفْسٌ مَا أَحْضَرَتْ

14.

İşte o gün, herkes ne yaptığını bilecek…

فَلاَ أُقْسِمُ بِالْخُنَّسِ

15.

Görünmeyen yıldızlara,

الْجَوَارِ الْكُنَّسِ

16.

kayıp gezegenlere,

وَاللَّيْلِ إِذَا عَسْعَسَ

17.

çöken karanlıklara,

وَالصُّبْحِ إِذَا تَنَفَّسَ

18.

söken şafaklara yemin ederim ki

إِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ

19

bu Kuran, çok saygın bir meleğin getirdiği sözlerdir.

ذِي قُوَّةٍ عِنْدَ ذِي الْعَرْشِ مَكِينٍ

20.

Bu meleğin, Allah katında çok saygın ve sağlam bir yeri vardır.

 

سورة التكوير: مكية 29 آية

30.c.

Tekvîr: 81/ 21 - 29 Ayetler

 

مُطَاعٍ ثَمَّ أَمِينٍ

21.

İtaatli ve de güvenilir bir melektir.

وَمَا صَاحِبُكُمْ بِمَجْنُونٍ // وَلَقَدْ رَآهُ بِاْلأُفُقِ الْمُبِينِ

22-3.

Hepinizin bildiği Muhammed, deli değildir. // O, bu meleği parlayan ufukta gördü.

وَمَا هُوَ عَلَى الْغَيْبِ بِضَنِينٍ

24.

Resul, gaip bilgilerini sizden esirgemiyor.

وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَيْطَانٍ رَجِيمٍ

25-6.

Naklettikleri, lanetlik şeytan sözü de değildir.

فَأَيْنَ تَذْهَبُونَ // إِنْ هُوَ إِلاَّ ذِكْرٌ لِلْعَالَمِينَ

27.

Yahu siz, ne diyorsunuz!!? // Artık Kuran, herkesin dilindedir.

لِمَنْ شَاءَ مِنْكُمْ أَنْ يَسْتَقِيمَ

28.

istikamet isteyen herkesin gönlündedir.

وَمَا تَشَاءُونَ إِلاَّ أَنْ يَشَاءَ اللهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ

29.

Sizin değil, Allah'ın dediği olacaktır!!

 

سورة الانفطار: مكية 19 آية

 

 

İnfitar: 82/ 1 - 19 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

 

إِذَا السَّمَاءُ انْفَطَرَتْ//وَإِذَا الْكَوَاكِبُ انْتَثَرَتْ

1-2.

Gökler yarılacak // yıldızlar dökülecek,

وَإِذَا الْبِحَارُ فُجِّرَتْ//وَإِذَا الْقُبُورُ بُعْثِرَتْ

3-4.

denizler kabaracak // kabirler saçılacak,

عَلِمَتْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ وَأَخَّرَتْ

5.

İşte o gün herkes ne yapmış neyi yapamamış bilecek…

يَاأَيُّهَا اْلإِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ // اَلَّذِي خَلَقَكَ فَسَوَّاكَ فَعَدَلَكَ

6-7.

Ey insan! Seni özene bezene yaratan // yüce Rabb'inin adını ağzına alarak, seni yanıltan kim ve nedir!?

فِي أَيِّ صُورَةٍ مَا شَاءَ رَكَّبَكَ

8.

Be adam!, sen önce seni tasarlayana bir bak.

كَلاَّ بَلْ تُكَذِّبُونَ بِالدِّينِ

9.

Aslında siz, ahiret hayatına inanmıyorsunuz.

وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَافِظِينَ

10.

Ama üzerinizde gözcü melekler var.

كِرَامًا كَاتِبِينَ // يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُونَ

11-2.

Bu değerli yazıcılar // tüm yaptıklarınızı bilir.

إِنَّ اْلأَبْرَارَ لَفِي نَعِيمٍ // وَإِنَّ الْفُجَّارَ لَفِي جَحِيمٍ

13-4.

iyiler nimete kavuşurken // kötüler ateşi

يَصْلَوْنَهَا يَوْمَ الدِّينِ//وَمَا هُمْ عَنْهَا بِغَائِبِينَ

15-6.

boylayacak // bir daha oradan çıkamayacak.

وَمَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ/ثُمَّ مَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ

17-8.

Kıyamet nedir biliyor musun? // Peki nedir kıyamet?

يَوْمَ لاَ تَمْلِكُ نَفْسٌ لِنَفْسٍ شَيْئًا

19.

Kıyamet: hiç kimsenin başkası için bir şey yapamayacağı bir gündür.

وَاْلأَمْرُ يَوْمَئِذٍ  ِللهِ

 

O gün sadece Allah'ın dediği olacak.

سورة المطففين: مكية 36 آية

30.c.

Mütaffifîn: 83/ 1 - 26 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَيْلٌ لِلْمُطَفِّفِينَ

1.

Eksik çekenlerin çekeceği var!

اَلَّذِينَ إِذَا اكْتَالُوا عَلَى النَّاسِ يَسْتَوْفُونَ

2.

Yani başkalarından alırken tastamam alıp

وَإِذَا كَالُوهُمْ أَوْ وَزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَ

3.

başkalarına verirken eksik tartanların.

أَلاَ يَظُنُّ أُولاَئِكَ أَنَّهُمْ مَبْعُوثُونَ // لِيَوْمٍ عَظِيمٍ

4-5.

Ne yazık ki onlar, dirileceklerine inanmıyorlar? // Halbuki o müthiş günde

يَوْمَ يَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ

6.

tüm insanlık, Allah huzurunda divan duracak.

كَلاَّ إِنَّ كِتَابَ الفُجَّارِ لَفِي سِجِّينٍ

7.

Sakın yanlış yapmayın. Çünkü tüm kötülerin amelleri karanlık işler dosyasındadır.

وَمَا أَدْرَاكَ مَا سِجِّينٌ //كِتَابٌ مَرْقُومٌ

8-9.

Peki dosya nedir? // özel şifreli bir kütük.

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبِينَ // اَلَّذِينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوْمِ الدِّينِ

10-1.

Ahiret hesabını inkar edenlerin çekeceği var.

وَمَا يُكَذِّبُ بِهِ إِلاَّ كُلُّ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ

12.

Ahiret hayatını etse etse suç delileri inkar eder.

إِذَا تُتْلَى عَلَيْهِ آيَاتُنَا قَالَ أَسَاطِيرُ اْلأَوَّلِينَ

13.

Bu gibilere ayetlerimiz okundu mu: " eskilerin palavrası " deyip geçerler.

كَلاَّ بَلْ. رَانَ عَلَى قُلُوبِهِمْ مَا كَانُوا يَكْسِبُونَ

14.

Ne yazık ki geçim aracı yaptıkları suçlar, bunların içini karartmıştır.

كَلاَّ إِنَّهُمْ عَنْ رَبِّهِمْ يَوْمَئِذٍ لَمَحْجُوبُونَ

15.

Kıyamet günü utançtan Sahip'lerinin yüzüne bakamayacaklar.

ثُمَّ إِنَّهُمْ لَصَالُوا الْجَحِيمِ

16.

Ardından ateşe atılacaklar, atılırken de:

ثُمَّ يُقَالُ هَذَا الَّذِي كُنْتُمْ بِهِ تُكَذِّبُونَ

17.

" inkar ettikleriniz " diye belgeler kendilerine gösterilecek…

كَلاَّ إِنَّ كِتَابَ اْلأَبْرَارِ لَفِي عِلِّيِّينَ

18.

İyilerin amelleri ise özel bir dosyadadır.

وَمَا أَدْرَاكَ مَا عِلِّيُّونَ

19.

Peki özel dosya nedir?

كِتَابٌ مَرْقُومٌ//يَشْهَدُهُ الْمُقَرَّبُونَ

20-1.

Özel dosya, sadece gözde meleklerin ulaşabildiği // özel şifreli bir kütüktür.

إِنَّ اْلأَبْرَارَ لَفِي نَعِيمٍ

22.

İyiler, nimetler içinde yüzecekler,

عَلَى اْلأَرَائِكِ يَنْظُرُونَ

23.

divanlara kurulup yaslanacaklar,

تَعْرِفُ فِي وُجُوهِهِمْ نَضْرَةَ النَّعِيمِ

24.

onları, yüzlerine yansıyan mutluluk ifadesinden tanıyabilirsin.

يُسْقَوْنَ مِنْ رَحِيقٍ مَخْتُومٍ

25.

Kendilerine, ağzı mühürlü özel içecekler ikram edilecek,

خِتَامُهُ مِسْكٌ وَفِي ذَلِكَ فَلْيَتَنَافَسِ الْمُتَنَافِسُونَ

26.

ağızlarda nefis bir tat bırakan. Artık yarış isteyen bunun için yarışsın.

سورة المطففين: مكية 36 آية

30.c.

Mütaffifîn: 83/ 27 - 36 Ayetler

 

وَمِزَاجُهُ مِنْ تَسْنِيمٍ // عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا الْمُقَرَّبُونَ

27-8.

Çünkü bu içecekler, -gözdelerin içtiği- doruk suyu katkılı özel bir karışımdır...

إِنَّ الَّذِينَ أَجْرَمُوا كَانُوا مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا يَضْحَكُونَ

29.

Vaktiyle inkarcılar, inananlarla alay ederlerdi.

وَإِذَا مَرُّوا بِهِمْ يَتَغَامَزُونَ

30.

İnananlar yanlarından geçerken birbirilerine göz edip gülerlerdi.

وَإِذَا انْقَلَبُوا إِلَى أَهْلِهِمُ انْقَلَبُوا فَكِهِينَ

31.

eve vardıklarında zevkten dört köşe olurlardı.

وَإِذَا رَأَوْهُمْ قَالُوا إِنَّ هَؤُلاَءِ لَضَالُّون

32.

Onları topluca gördüklerinde: " yahu bunların hepsi şaşkın " derlerdi.

وَمَا أُرْسِلُوا عَلَيْهِمْ حَافِظِينَ

33.

Onların üzerine ne vazife ise!

فَالْيَوْمَ الَّذِينَ آمَنُوا مِنَ الْكُفَّارِ يَضْحَكُونَ

34.

Bugün alay etme sırası inananlarda.

عَلَى اْلأَرَائِكِ يَنْظُرُونَ

35.

İnananlar, koltuklarına kurulup süzülürken:

هَلْ ثُوِّبَ الْكُفَّارُ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ

36.

acaba inkarcılar, yaptıklarının cezasını çekiyorlar mı ki diye düşünürler.

 

سورة الانشقاق: مكية 25 آية

 

 

İnşikâk: 84/ 1 - 13 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

إِذَا السَّمَاءُ انْشَقَّتْ // وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ

1-2.

Gök yarılacak // Tanrı'nın verdiği yıkım emri harfiyyen uygulanacak.

وَإِذَا اْلأَرْضُ مُدَّتْ

3.

Yeryüzü de uzunlamasına gerilecek,

وَأَلْقَتْ مَا فِيهَا وَتَخَلَّتْ // وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ

4-5.

Yine Sahib'inin verdiği emirler doğrultusunda // içindekileri fırlatıp atacak…

يَاأَيُّهَا اْلإِنْسَانُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَى رَبِّكَ كَدْحًا فَمُلاَقِيهِ

6.

Ey insan! Nihayet sen, sahibine vardım varacağım derken sonunda ona kavuşursun.

فَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِيَمِينِهِ

7.

Artık kitabı sağından verilenin

فَسَوْفَ يُحَاسَبُ حِسَابًا يَسِيرًا

8.

sorgulaması çabucak biter

وَيَنْقَلِبُ إِلَى أَهْلِهِ مَسْرُورًا

9.

ve eşine dostuna mutlu döner.

وَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ وَرَاءَ ظَهْرِهِ

10.

Kitabı arka tarafından verilen ise,

فَسَوْفَ يَدْعُو ثُبُورً

11.

kendi felaketini bizzat çağıracak ve

وَيَصْلَى سَعِيرًا

12.

kendisini aleve bizzat atacaktır.

إِنَّهُ كَانَ فِي أَهْلِهِ مَسْرُورًا

13.

Zavallı, ailesi yanında ne kadar da mutlu idi.

 

 

سورة الانشقاق: مكية 25 آية

30.c.

İnşikâk: 84/ 14 - 25 Ayetler

 

إِنَّهُ ظَنَّ أَنْ لَنْ يَحُورَ

14.

Asla düşmeyeceğini sanıyordu.

بَلَى إِنَّ رَبَّهُ كَانَ بِهِ بَصِيرًا

15.

Ama Sahibi onu görüp izlemekte idi…

فَلاَ أُقْسِمُ بِالشَّفَقِ

16.

Kızıllanan mağribî ufuklara yemin ederim ki,

وَاللَّيْلِ وَمَا وَسَقَ // وَالْقَمَرِ إِذَا اتَّسَقَ

17-18.

geceye ve getirdiklerine // tombullaşan aya yemin ederim ki

لَتَرْكَبُنَّ طَبَقًا عَنْ طَبَقٍ

19.

siz bakalım daha ne hallere gireceksiniz.

فَمَا لَهُمْ لاَ يُؤْمِنُونَ

20.

Acaba onlar neden hâlâ inanmıyorlar ki!

وَإِذَا قُرِئَ عَلَيْهِمُ الْقُرْآنُ لاَ يَسْجُدُونَ

21. scd

Kendilerine Kuran okunduğu zaman saygı göstermek şöyle dursun

بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا يُكَذِّبُونَ

22.

inkar edip yalanlıyorlar.

وَاللهُ أَعْلَمُ بِمَا يُوعُونَ

23.

Onların kafalarında dönenleri en iyi Allah bilir.

فَبَشِّرْهُمْ بِعَذَابٍ أَلِيمٍ

24.

Resulüm! Onlara, inleten acıları hatırlat.

إِلاَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ

25.

İnanıp yararlı faaliyetlerde bulunanlara da,

لَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ

 

kesintisiz nimetlere konacaklarını haber ver.

 

سورة البروج: مكية 22 آية

 

 

Bürûc: 85/ 1 - 11 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الْبُرُوجِ // وَالْيَوْمِ الْمَوْعُودِ

1-2.

Burçlu göklere, // söz verilen güne,

وَشَاهِدٍ وَمَشْهُودٍ// قُتِلَ أَصْحَابُ اْلأُخْدُودِ

3-4.

Tanığa, sanığa yemin ederim ki, // müminlerin kuyusunu kazanların canı cehenneme!

النَّارِ ذَاتِ الْوَقُودِ // إِذْ هُمْ عَلَيْهَا قُعُودٌ

5-6.

Bol yakıtlı ateş yakıp // etrafına oturmuşlar,

وَهُمْ عَلَى مَا يَفْعَلُونَ بِالْمُؤْمِنِينَ شُهُودٌ

7.

müminlere yapılan işkenceleri seyrediyorlardı.

وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلاَّ أَنْ يُؤْمِنُوا بِاللهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ

8.

Sırf şükre lâyık yüce Tanrı'ya inandıkları için onlardan intikam alıyorlardı.

اَلَّذِي لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَاْلأَرْضِ

9.

Yerin ve göklerin sahibi olan

وَاللهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ

 

Allah ise, her şeyi görüp izliyordu...

إِنَّ الَّذِينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَرِيقِ

10.

Bay ve bayan müminler aleyhine işler çevirip de tövbe etmeyenler, hem bu dünyada hem öbür dünyada yanacaklardır.

إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا اْلأَنْهَارُ ذَلِكَ الْفَوْزُ الْكَبِيرُ

11.

İnanıp yararlı faaliyetlerde bulunanlar ise, çağlayanlı bahçelere ağırlanacaklardır. Artık, zaferse, zafer dediğin böyle olur…

 

 

سورة البروج: مكية 22 آية

30.c.

Bürûc: 85/ 12 - 22 Ayetler

 

إِنَّ بَطْشَ رَبِّكَ لَشَدِيدٌ // إِنَّهُ هُوَ يُبْدِئُ وَيُعِيدُ

12.

Rabb'inin sillesi pek yamandır. // yoktan var eden de, tekrar diriltecek olan da odur.

وَهُوَ الْغَفُورُ الْوَدُودُ // ذُو الْعَرْشِ الْمَجِيدُ

14-5.

Allah, hoşgörülü, sevecen olup // evrenin saygın sahibidir.

فَعَّالٌ لِمَا يُرِيدُ

16.

Dilediğini yapar…

هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ الْجُنُودِ

17.

Resulüm sen ordular olayını duydun mu?

فِرْعَوْنَ وَثَمُودَ

18.

Yani Firavun ve Semûd olayını.

بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي تَكْذِيبٍ

19.

Hani bizim inkarcıların inkar edip durduğu.

وَاللهُ مِنْ وَرَائِهِمْ مُحِيطٌ

20.

Aslında kendileri de Allah’ın kuşatmasındadır.

بَلْ هُوَ قُرْآنٌ مَجِيدٌ

21.

İddiaların aksine Kuran, saygın bir kitap olup

فِي لَوْحٍ مَحْفُوظٍ

22.

korumalı bir düzlem üzerindedir.

 

سورة الطارق: مكية 17 آية

 

 

Târık: 86/ 1 - 17 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَالسَّمَاءِ وَالطَّارِقِ

1.

Göğe ve sabah yıldızına yemin ederim!

وَمَا أَدْرَاكَ مَا الطَّارِقُ // النَّجْمُ الثَّاقِبُ

3.

Sabah yıldızı nedir biliyor musun? // Karanlığı yırtan bir yıldızdır.

إِنْ كُلُّ نَفْسٍ لَمَّا عَلَيْهَا حَافِظٌ

4.

Herkesin bir koruyucu meleği vardır…

فَلْيَنْظُرِ اْلإِنْسَانُ مِمَّ خُلِقَ

5.

İnsan neden yaratıldığını bir düşünsün.

خُلِقَ مِنْ مَاءٍ دَافِقٍ//يَخْرُجُ مِنْ بَيْنِ الصُّلْبِ وَالتَّرَائِبِ

6-7.

İnsan, fışkıran bir sıvıdan yaratılmıştır.// kadın erkek çiftinin bel nahiyesinden.

إِنَّهُ عَلَى رَجْعِهِ لَقَادِرٌ

8.

Allah, insanı tekrar diriltmeye elbet kadirdir.

يَوْمَ تُبْلَى السَّرَائِرُ // فَمَا لَهُ مِنْ قُوَّةٍ وَلاَ نَاصِرٍ

9-10.

Tüm sırların ortaya döküleceği kıyamet gününde // insan, çaresiz ve desteksizdir...

وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الرَّجْعِ // وَاْلأَرْضِ ذَاتِ الصَّدْعِ

11-2.

Dönüşümlü mevsimlere ve // susuzluktan çatlayan topraklar aşkına derim ki

إِنَّهُ لَقَوْلٌ فَصْلٌ

13.

Kuran, kılı kırk yaran bir sözdür.

وَمَا هُوَ بِالْهَزْلِ

14.

Şaka falan değildir.

إِنَّهُمْ يَكِيدُونَ كَيْدًا // وَأَكِيدُ كَيْدًا

15-6.

İnkarcılar var güçleriyle pusu kuradursunlar // ben de pusularına pusu kuruyorum.

فَمَهِّلِ الْكَافِرِينَ أَمْهِلْهُمْ رُوَيْدًا

17.

Resulüm! Artık inkarcılara süre tanı. Biraz daha ağırdan al.

سورة الأعلى: مكية 19 آية

30.c.

A'lâ: 87/ 1 - 19 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ اْلأَعْلَى // اَلَّذِي خَلَقَ فَسَوَّى

1-2.

Ulu Tanrı'nın adı hep dilinde olsun, // çünkü seni özene bezene yaratan,

وَالَّذِي قَدَّرَ فَهَدَى

3.

Yapı taşlarını ayarlayıp ivme veren,

وَالَّذِي أَخْرَجَ الْمَرْعَى // فَجَعَلَهُ غُثَاءً أَحْوَى

4-5.

otlakları yeşerten // sonra onları çörçöp haline getiren odur…

سَنُقْرِئُكَ فَلاَ تَنْسَى // إِلاَّ مَا شَاءَ اللهُ

6-7.

Resulüm! sana öyle bir belleteceğiz ki -Allah aksini istemedikçe- asla unutmayacaksın.

إِنَّهُ يَعْلَمُ الْجَهْرَ وَمَا يَخْفَى

-7.

Çünkü her şeyin içini dışını en iyi Allah bilir.

وَنُيَسِّرُكَ لِلْيُسْرَى

8.

Senin işlerini olabildiğince kolaylaştıracağız.

فَذَكِّرْ إِنْ نَفَعَتِ الذِّكْرَى

9.

Sen öğütlerine devam et. Çünkü öğüt, mutlaka fayda verecektir.

سَيَذَّكَّرُ مَنْ يَخْشَى

10.

İçinde ilahî bir korku hisseden herkes, dersini alacaktır.

وَيَتَجَنَّبُهَا اْلأَشْقَى // اَلَّذِي يَصْلَى النَّارَ الْكُبْرَى

11-2.

Sadece eşkıya tabiatlılar öğüde yanaşmazlar. // Zaten bunlar en büyük ateşe atılacaklardır.

ثُمَّ لاَ يَمُوتُ فِيهَا وَلاَ يَحْيَى

13.

Artık ne ölümleri ölüm, ne de yaşamları yaşamdır…

قَدْ أَفْلَحَ مَنْ تَزَكَّى // وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّهِ فَصَلَّى

14-5.

Allah diye diye namaz kılıp // içini temizleyen ise kurtulmuş demektir.

بَلْ تُؤْثِرُونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا // وَاْلآخِرَةُ خَيْرٌ وَأَبْقَى

16-7.

Sizler, dünya hayatını tercih ediyorsunuz, // halbuki ahiret hayatı daha hayırlı ve kalıcıdır.

إِنَّ هَذَا لَفِي الصُّحُفِ اْلأُولَى // صُحُفِ إِبْرَاهِيمَ وَمُوسَى

18-9.

Bütün bu bilgiler, ilk kitaplarda // yani İbrahim ve Musa'nın kitaplarında dahi aynen mevcuttur.

 

سورة الغاشية: مكية 26 آية

 

 

Gâşiye: 88/ 1 - 11 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ الْغَاشِيَةِ

1.

Resulüm! sen sıkıntı olayını biliyor musun?

وُ جُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَاشِعَةٌ // عَامِلَةٌ نَاصِبَةٌ // تَصْلَى نَارًا حَامِيَةً // تُسْقَى مِنْ عَيْنٍ آنِيَةٍ

2-5.

O gün bazı yüzler gergindir: // çünkü tüm emekleri iptal edilmiştir, // üstelik kızgın ateşe atılacak // kaynar sular içecektir?

لَيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ إِلاَّ مِنْ ضَرِيعٍ // لاَ يُسْمِنُ وَلاَ يُغْنِي مِنْ جُوعٍ

6-7.

Yiyip yiyecekleri, - besin değeri olmadığı gibi açlığı da bastırmayan - sadece pis kokulu ot yemekleridir…

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَاعِمَةٌ // لِسَعْيِهَا رَاضِيَةٌ

8-9.

O gün bazı yüzler vardır sakin ve yumuşak. // yaptıklarından memnun.

فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٍ // لاَ تَسْمَعُ فِيهَا لاَغِيَةً

10-1.

Yüksek bahçelerde // boş laflardan uzak,

سورة الغاشية: مكية 26 آية

30.c.

Gâşiye: 88/ 12 - 26 Ayetler

 

فِيهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌ

12.

büngül büngül kaynayan su başlarında,

فِيهَا سُرُرٌ مَرْفُوعَةٌ // وَأَكْوَابٌ مَوْضُوعَةٌ

13-4.

yüksek yüksek sedirler // dizi dizi kupalar,

وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌ // وَزَرَابِيُّ مَبْثُوثَةٌ

15-6.

sıra sıra yastıklar // sere serpe kilimler…

أَفَلاَ يَنْظُرُونَ إِلَى اْلإِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ

17.

Acaba bu insanlar bir devenin nasıl yaratıldığına bakmazlar mı,

وَإِلَى السَّمَاءِ كَيْفَ رُفِعَتْ

18.

göklerin nasıl yükseltildiğine,

وَإِلَى الْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ

19.

dağların nasıl dikildiğine,

وَإِلَى اْلأَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ

20.

yeryüzünün nasıl düzlendiğine…

فَذَكِّرْ إِنَّمَا أَنْتَ مُذَكِّرٌ // لَسْتَ عَلَيْهِمْ بِمُسَيْطِرٍ

21-2.

Resulüm! sen sadece hatırlat, senin görevin bu. // Sen onların başında bir zorba değilsin.

إِلاَّ مَنْ تَوَلَّى وَكَفَرَ // فَيُعَذِّبُهُ اللهُ الْعَذَابَ اْلأَكْبَرَ

23-4.

Eğer hiç aldırmayıp inkar eden olursa // Allah onları, en büyük cezaya çarptıracaktır.

إِنَّ إِلَيْنَا إِيَابَهُمْ // ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُمْ

25-6.

Çünkü nasıl olsa bize dönecekler // ve biz de onların hesabını göreceğiz.

 

سورة الفجر: مكية 30 آية

 

 

Fecr: 89/ 1 - 14 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَالْفَجْرِ//وَلَيَالٍ عَشْرٍ// وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِ// وَاللَّيْلِ إِذَا يَسْرِ// هَلْ فِي ذَلِكَ قَسَمٌ لِذِي حِجْرٍ

1-5.

Fecre, // on geceye // teke - çifte // ve akıp giden gece aşkına! // aklı başında olan biri için acaba bu yeminlerin değeri nedir…?

أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِعَادٍ

6.

Rabb’in Âd kavmine ne yaptı biliyor musun?

إِرَمَ ذَاتِ الْعِمَادِ

7-8.

Sütûn sütûn İrem şehrine!

اَلَّتِي لَمْ يُخْلَقْ مِثْلُهَا فِي الْبِلاَدِ

 

Yani eşi benzeri olmayan bu şehre ne yaptı?

وَثَمُودَ الَّذِينَ جَابُوا الصَّخْرَ بِالْوَادِ

9.

Ya vadideki kayaları yontup ev yapan Semûd'a,

وَفِرْعَوْنَ ذِي اْلأَوْتَادِ

10.

ya dünyaya kazık çaktığını sanan,

اَلَّذِينَ طَغَوْا فِي الْبِلاَدِ

11.

baskıyla payidar olabileceğine inanan,

فَأَكْثَرُوا فِيهَا الْفَسَادَ

12.

azdıkça azan Firavun'lara ne yaptı biliyor musun?

فَصَبَّ عَلَيْهِمْ رَبُّكَ سَوْطَ عَذَابٍ

13.

Rabb’in ne kadar acı varsa, onlar üzerine boşaltıverdi.

إِنَّ رَبَّكَ لَبِالْمِرْصَادِ

14.

Çünkü Rabb'in, her şeyi görüp duruyordu…

 

سورة الفجر: مكية 30 آية

30.c.

Fecr: 89/ 15 - 30 Ayetler

 

فَأَمَّا اْلإِنْسَانُ إِذَا مَا ابْتَلاَهُ رَبُّهُ فَأَكْرَمَهُ وَنَعَّمَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَكْرَمَنِ

15.

İnsanoğlu hep böyledir. Eğer Allah, deneme sadedinde kendisine biraz değer vermiş ise, " Rabb'im yüzüme baktı " der.

وَأَمَّا إِذَا مَا ابْتَلاَهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ فَيَقُولُ رَبِّي أَهَانَنِ

16.

Tam aksine eğer Allah, yine deneme sadedinde nimetini biraz kısmışsa: " Rabb’im beni horladı " der.

كَلاَّ بَل لاَ تُكْرِمُونَ الْيَتِيمَ

17.

Hiç olur mu? Yetimin hakkını vermeyen siz,

وَلاَ تَحَاضُّونَ عَلَى طَعَامِ الْمِسْكِينِ

18.

yoksulu doyurmaya yanaşmayan siz,

وَتَأْكُلُونَ التُّرَاثَ أَكْلاً لَمًّا

19.

mirası hapur hupur yutan siz,

وَتُحِبُّونَ الْمَالَ حُبًّا جَمًّا

20.

malı abur cubur toplayan da siz.

كَلاَّ إِذَا دُكَّتِ اْلأَرْضُ دَكًّا دَكًّا

21.

Ama olmaz ki. Yer paldır küldür sallanınca,

وَجَاءَ رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفًّا صَفًّا

22.

melekler Rabb'in huzurunda saf tutunca,

وَجِيءَ يَوْمَئِذٍ بِجَهَنَّمَ

23.

cehennem, önünüze serilince,

يَوْمَئِذٍ يَتَذَكَّرُ اْلإِنْسَانُ وَأَنَّى لَهُ الذِّكْرَى

 

insanın aklı başına gelir ama, neye yarar ki:

يَقُولُ يَالَيْتَنِي قَدَّمْتُ لِحَيَاتِي

24.

" keşke bir daha hayata dönebilsem " der.

فَيَوْمَئِذٍ لاَ يُعَذِّبُ عَذَابَهُ أَحَدٌ

25.

Artık o gün, kimse onun kadar acı veremez.

وَلاَ يُوثِقُ وَثَاقَهُ أَحَدٌ

26.

Kimse onun gibi güven de veremez…

يَاأَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ

27.

Ey huzurlu nefis der bir ses!

اِرْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّةً

28.

Rabb'ine dön, artık seven de memnun sevilen de.

فَادْخُلِي فِي عِبَادِي // وَادْخُلِي جَنَّتِي

29-0.

katıl kullarıma // atıl cennetime!

 

سورة البلد: مكية 20 آية

 

 

Beled: 90/ 1 - 7 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

لاَ أُقْسِمُ بِهَذَا الْبَلَدِ // وَأَنْتَ حِلٌّ بِهَذَا الْبَلَدِ

1-2.

Mekke şehrine yemin edip derim ki // " bir gün sen, bu şehre özgürce gireceksin. "

وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَ

3.

Bu şehre emeği geçen baba evlat hakkı için

لَقَدْ خَلَقْنَا اْلإِنْسَانَ فِي كَبَدٍ

4.

biz insanı, hep zora koştuk.

أَيَحْسَبُ أَنْ لَنْ يَقْدِرَ عَلَيْهِ أَحَدٌ

5.

Acaba bu yüzden mi, kimsenin kendisini alt edemeyeceğini sanıyor?

يَقُولُ أَهْلَكْتُ مَالاً لُبَدًا // أَيَحْسَبُ أَنْ لَمْ يَرَهُ أَحَدٌ

6-7.

" çok mal sarfettim " derken acaba // kimsenin kendisini görmediğini mi sanıyor?

سورة البلد: مكية 20 آية

30.c.

Beled: 90/ 8 - 20 Ayetler

 

أَلَمْ نَجْعَلْ لَهُ عَيْنَيْنِ // وَلِسَانًا وَشَفَتَيْنِ // وَهَدَيْنَاهُ النَّجْدَيْنِ

8-10.

Acaba biz, kendisine bir çift göz, // bir dil ve iki dudak vermedik mi? // kendisine iki seçenek önermedik mi?

فَلاَ اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَ

11.

Fakat insan, zoru göze alamadı.

وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْعَقَبَةُ // فَكُّ رَقَبَةٍ

12-3.

Zor nedir biliyor musun? // Köle azat etmek,

أَوْ إِطْعَامٌ فِي يَوْمٍ ذِي مَسْغَبَةٍ // يَتِيمًا ذَا مَقْرَبَةٍ // أَوْ مِسْكِينًا ذَا مَتْرَبَةٍ

14-6.

Zor: özellikle sıkıntılı dönemlerde // en başta yetim akrabalar olmak üzere // açlıktan kıvranan yoksulları doyurmak,

ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِ

17.

Zor: inananlar arasına karışarak kendilerine sabır tavsiye etmek, sevgi ve şefkat göstermektir.

أُولاَئِكَ أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ

18.

İşte yüzlerinde huzur ifadesi olanlar.

وَالَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِنَا هُمْ أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ

19.

Ayetlerimizi inkar eden mutsuzlar ise

عَلَيْهِمْ نَارٌ مُؤْصَدَةٌ

20.

tam bir ateş çemberindedirler.

 

سورة الشمس: مكية 15 آية

 

 

Şems: 91/ 1 - 15 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَالشَّمْسِ وَضُحَاهَا // وَالْقَمَرِ إِذَا تَلاَهَا

1-2.

Güneşe ve aydınlığına! // onu izleyen aya,

وَالنَّهَارِ إِذَا جَلاَّهَا // وَاللَّيْلِ إِذَا يَغْشَاهَا

3-4.

güneşi gösteren gündüze // onu örten geceye

وَالسَّمَاءِ وَمَا بَنَاهَا // وَاْلأَرْضِ وَمَا طَحاهَا

5-6.

göğe ve onu yapana // yere ve onu döşeyene,

وَنَفْسٍ وَمَا سَوَّاهَا // فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا

7-8.

kişiye denge verene, // ona iyiliği ve kötülüğü yükleyene yemin ederim ki

قَدْ أَفْلَحَ مَنْ زَكَّاهَا // وَقَدْ خَابَ مَنْ دَسَّاهَا

9-10.

içini arıtan kurtulmuş // kirleten kaybetmiştir…

كَذَّبَتْ ثَمُودُ بِطَغْوَاهَا

11.

Semûd’lar azıp inkar ettiler.

إِذِ انْبَعَثَ أَشْقَاهَا

12.

Halkın belâlısı ortaya atılınca,

فَقَالَ لَهُمْ رَسُولُ اللهِ نَاقَةَ اللهِ وَسُقْيَاهَا

13.

Allah resulü: “ Sakın Allah devesine ilişmeyin! suyuna dikkat edin “ diye diller döktüyse de

فَكَذَّبُوهُ فَعَقَرُوهَا فَدَمْدَمَ عَلَيْهِمْ رَبُّهُمْ بِذَنْبِهِمْ فَسَوَّاهَا

14.

onu dinlemediler, ve deveyi kestiler. Allah da yaptıklarını yanlarına koymadı, üzerlerine gidip hepsini yerle bir etti.

وَلاَ يَخَافُ عُقْبَاهَا

15.

Hem de sonucundan hiç korkmadan.

 

سورة الليل: مكية 21 آية

30.c.

Leyl: 92/ 1 - 21 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَاللَّيْلِ إِذَا يَغْشَى // وَالنَّهَارِ إِذَا تَجَلَّى

1.

Bürünen gece, // ağaran gündüz aşkına

وَمَا خَلَقَ الذَّكَرَ وَاْلأُنْثَى

3.

erkeği ve dişiyi yaratan aşkına derim ki:

إِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتَّى

4.

sizin emekleriniz farklı farklı değerlendirilecek.

فَأَمَّا مَنْ أَعْطَى وَاتَّقَى

5.

Vericilere, sağlamcılara ve

وَصَدَّقَ بِالْحُسْنَى

6.

en güzel Sözü kabul edenlere,

فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرَى

7.

kolayı, daha da kolay ederiz.

وَأَمَّا مَنْ بَخِلَ وَاسْتَغْنَى

8.

Avucunda tutana, kasım kasım kasılana,

وَكَذَّبَ بِالْحُسْنَى

9.

en güzel Söze hayır diyene ise

فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرَى

10.

zoru, daha da zorlaştırırız.

وَمَا يُغْنِي عَنْهُ مَالُهُ إِذَا تَرَدَّى

11.

Bu gibiler, düştü mü artık malı işine yaramaz.

إِنَّ عَلَيْنَا لَلْهُدَى // وَإِنَّ لَنَا لَلْآخِرَةَ وَاْلأُولَى

12-3.

Önderlik bizim işimiz, // dünya da bizim ahıret de.

فَأَنْذَرْتُكُمْ نَارًا تَلَظَّى

14.

Sizi, harlı ateşe karşı uyardım:

لاَ يَصْلاَهَا إِلاَّ اْلأَشْقَى // اَلَّذِي كَذَّبَ وَتَوَلَّى

15-6.

Ateşe en belâlılar atılacak. // yani burun kıvırıp inanmayanlar…

وَسَيُجَنَّبُهَا اْلأَتْقَى // اَلَّذِي يُؤْتِي مَالَهُ يَتَزَكَّى

17-8.

Sadece malını aklansın diye veren // sağlamcılar ise, ateşten uzak tutulacaktır.

وَمَا ِلأَحَدٍ عِنْدَهُ مِنْ نِعْمَةٍ تُجْزَى

19.

Nitekim Ebûbekir verdiğini başkalarından takdir toplamak için değil, sırf

إِلاَّ ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِ اْلأَعْلَى

20.

yüce Rabb'inin rızasını kazanmak için verirdi.

وَلَسَوْفَ يَرْضَى

21.

Allah ondan, tabi ki razı olacaktır.

 

سورة الضحى: مكية 11 آية

 

 

Duhâ: 93/ 1 – 3 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَالضُّحَى

1.

Kuşluk vaktine,

وَاللَّيْلِ إِذَا سَجَى

2.

çöken karanlığa yemin ederim ki

مَا وَدَّعَكَ رَبُّكَ وَمَا قَلَى

3.

Rabb’in seni bırakmadı, darılmadı da.

 

سورة الضحى: مكية 11 آية

30.c.

Duhâ: 93/ 4 - 11 Ayetler

 

وَلَلْآخِرَةُ خَيْرٌ لَكَ مِنَ اْلأُولَى

4-5.

Resulüm! senin için sonuç, başlangıçtan elbet daha hayırlı olacaktır.

وَلَسَوْفَ يُعْطِيكَ رَبُّكَ فَتَرْضَى

 

Rabb’in sana daha neler neler verecek, sen de pek memnun olacaksın

أَلَمْ يَجِدْكَ يَتِيمًا فَآوَى

6.

Nitekim seni yetim bulup kucak açmadı mı?

وَوَجَدَكَ ضَالاًّ فَهَدَى

7.

Seni şaşkın bulup kolundan tutmadı mı?

وَوَجَدَكَ عَائِلاً فَأَغْنَى

8.

Yoksul iken seni zengin etmedi mi?

فَأَمَّا الْيَتِيمَ فَلاَ تَقْهَرْ

9.

Bundan böyle yetimi horlama!

وَأَمَّا السَّائِلَ فَلاَ تَنْهَرْ

10.

İsteyeni azarlama!

وَأَمَّا بِنِعْمَةِ رَبِّكَ فَحَدِّثْ

11.

Her fırsatta Rabb'inin bu iyiliklerini yad et.

 

سورة الانشراح: مكية 8 آية

 

 

İnşirah: 94/ 1 - 8. Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

أَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَ

1.

Resulüm! senin yüreğine su serpmedik mi?

وَوَضَعْنَا عَنْكَ وِزْرَكَ // اَلَّذِي أَنْقَضَ ظَهْرَكَ

2-3.

Üstünden ambargoyu kaldırmadık mı // belini büken?

وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَ

4.

Adını dillere destan etmedik mi senin?

فَإِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا

5.

Her yokuşun bir inişi olduğu gibi,

إِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا

6.

her sıkıntının bir sonu vardır.

فَإِذَا فَرَغْتَ فَانْصَبْ

7.

Bir işi bitirir bitirmez diğerine başla.

وَإِلَى رَبِّكَ فَارْغَبْ

8.

Allah'a sığın boşluktan.

 

سورة التين: مكية 8 آية

 

 

Tîn: 95/ 1 - 5 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَالتِّينِ وَالزَّيْتُونِ//وَطُورِ سِينِينَ//وَهَذَا الْبَلَدِ اْلأَمِينِ

1-3.

İncire, zeytine, // Tûr dağına ve // bu güvenli Mekke şehrine yemin ederim ki

لَقَدْ خَلَقْنَا اْلإِنْسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ

4.

biz insanı, her bakımdan mükemmel yarattık.

ثُمَّ رَدَدْنَاهُ أَسْفَلَ سَافِلِينَ

5.

Sonra da onu aşağıların en aşağısına ittik.

 

سورة التين: مكية 8 آية

30.c.

Tîn: 95/ 6 - 8. Ayetler

 

إِلاَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ

6.

İnanıp yararlı işler yapanların

فَلَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ

 

sevab geliri, asla kesilmeyecektir.

فَمَا يُكَذِّبُكَ بَعْدُ بِالدِّينِ

7.

Resulüm! ahretteki yargılamadan dolayı kim sana laf edebilir ki.

أَلَيْسَ اللهُ بِأَحْكَمِ الْحَاكِمِينَ

8.

Hakimlerin hakimi Allah değil mi?

 

سورة العلق: مكية 19 آية

 

 

Alak: 96/ 1 - 19 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

اِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ

1.

Yaratan Allah adıyla oku!

خَلَقَ اْلإنْسَانَ مِنْ عَلَقٍ

2.

O, insanı bir damla karışımdan yarattı.

اِقْرَأْ وَرَبُّكَ اْلأَكْرَمُ

3.

Oku da Rabb'inin iyiliklerini düşün:

اَلَّذِي عَلَّمَ بِالْقَلَمِ

4.

Nitekim insana kalemle yazmayı öğretti.

عَلَّمَ اْلإِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ

5.

Bu sayede bilmediğini belletti.

كَلاَّ إِنَّ اْلإِنْسَانَ لَيَطْغَى // أَنْ رَآهُ اسْتَغْنَى

6-7.

Yoo. İnsan kendini yeterli gördü mü azar.

إِنَّ إِلَى رَبِّكَ الرُّجْعَى

8.

Hem de Rabb'ine döneceğini bile bile.

أَرَأَيْتَ الَّذِي يَنْهَى // عَبْدًا إِذَا صَلَّى

9-10.

Namaz kılan kula yasak getirene bak!

أَرَأَيْتَ إِنْ كَانَ عَلَى الْهُدَى

11.

A mübarek sen önce adam doğru yolda mı

أَوْ أَمَرَ بِالتَّقْوَى

12.

ya da sağlamcılığı mı öneriyor baksana bir!

أَرَأَيْتَ إِنْ كَذَّبَ وَتَوَلَّى

13.

İnkar mı ediyor, yüz mü vermiyor düşünsene!

أَلَمْ يَعْلَمْ بِأَنَّ اللهَ يَرَى

14.

Acaba bu adam, Allah'ın her şeyi görüp ettiğini bilmiyor mu?

كَلاَّ لَئِنْ لَمْ يَنْتَهِ لَنَسْفَعاً بِالنَّاصِيَةِ

15.

Artık fazla oluyor. Eğer eziyetlerine bir son vermez ise onun saçını yolarız.

نَاصِيَةٍ كَاذِبَةٍ خَاطِئَةٍ

16.

Hem de aksi perçeminden tutup rezil ederiz.

فَلْيَدْعُ نَادِيَهُ

17.

Hadi o zaman kulüp arkadaşlarını çağırsın,

سَنَدْعُ الزَّبَانِيَةَ

18.

biz de zebanîleri çağırırız.

كَلاَّ لاَ تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ

19. scd

Resulüm! sakın o adama yüz verme! Secdeye varıp Tanrı'ya yaklaş.

سورة القدْر: مكية 5 آية

30.c.

Kadr: 97/ 1 - 5 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

إِنَّا أَنْزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ

1.

Biz Kuran’ı Kadir gecesinde indirdik.

وَمَا أَدْرَاكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ

2.

Kadir gecesi, nedir biliyor musun?

لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ أَلْفِ شَهْرٍ

3.

Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır.

تَنَزَّلُ الْمَلاَئِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِمْ مِنْ كُلِّ أَمْرٍ

4.

O gece, Cibril ve her işin görevli melekleri, Rab'lerinin fermanı ile habire inerler.

سَلاَمٌ هِيَ حَتَّى مَطْلَعِ الْفَجْرِ

5.

O gece, taa fecre kadar bir esenliktir gider.

 

سورة البينة: مدنية 8 آية

 

 

Beyyine: 98/ 1 - 8 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

لَمْ يَكُنِ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَالْمُشْرِكِينَ مُنْفَكِّينَ حَتَّى تَأْتِيَهُمُ الْبَيِّنَةُ

1.

İnkarcı ehlikitap ile çok tanrıcı müşrikler arasında, Kuran nazil olana kadar hiçbir sorun yoktu.

رَسُولٌ مِنَ اللهِ يَتْلُوا صُحُفًا مُطَهَّرَةً // فِيهَا كُتُبٌ قَيِّمَةٌ

2-3.

Yani Allah resulü, içinde çok değerli bilgiler bulunan pırıl pırıl Kuran ayetlerini okuyana kadar.

وَمَا تَفَرَّقَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ إِلاَّ مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَتْهُمُ الْبَيِّنَةُ

4.

Ancak Kuran, tüm çıplaklığı ile gerçekleri dile getirdikten sonradır ki, ehli kitabın kafaları karıştı.

وَمَا أُمِرُوا إِلاَّ لِيَعْبُدُوا اللهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ حُنَفَاءَ وَيُقِيمُوا الصَّلاَةَ وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ

5.

Halbuki, Allah'a tertemiz bir kalp ile ibadet etmeleri, namaz kılıp zekat vermeleri onlara da emredilmiş ve:

وَذَلِكَ دِينُ الْقَيِّمَةِ

 

" bütün ilahî kitapların dini budur " denmişti.

إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَالْمُشْرِكِينَ

6.

İnkarcı ehlikitap ile çok tanrıcı müşrikler,

فِي نَارِ جَهَنَّمَ خَالِدِينَ فِيهَا أُولاَئِكَ هُمْ شَرُّ الْبَرِيَّةِ

 

sonsuza kadar yanacaklardır. Bunlar, bütün yaratıkların yüz karasıdırlar.

إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ

7.

İnanıp yararlı faaliyetlerde bulunanlar ise

أُولاَئِكَ هُمْ خَيْرُ الْبَرِيَّةِ

 

tüm yaratıkların yüz akıdırlar.

جَزَاؤُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا اْلأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا

8.

Bunların Rab’leri katındaki ödülü, çağlayanlı Adin bahçeleridir. Orada sonsuza kadar kalacaklardır.

رَضِيَ اللهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ

 

Allah onlardan, onlar da Allah'tan razıdır.

ذَلِكَ لِمَنْ خَشِيَ رَبَّهُ

 

Cennet, içinde Allah korkusu olanlar içindir.

 

سورة الزلزال: مدنية 8 آية

30.c.

Zilzâl: 99/ 1 - 8 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

إِذَا زُلْزِلَتِ اْلأَرْضُ زِلْزَالَهَا

1.

Yer zangır zangır sallanacak,

وَأَخْرَجَتِ اْلأَرْضُ أَثْقَالَهَا

2.

tüm ağırlıklarını atacak,

وَقَالَ اْلإِنْسَانُ مَا لَهَا

3.

insan: " n'oluyor buna ? " diyecek.

يَوْمَئِذٍ تُحَدِّثُ أَخْبَارَهَا

4.

O gün yer, içini döküp tüm bildiklerini ve

بِأَنَّ رَبَّكَ أَوْحَى لَهَا

5.

Allah'ın kendisine neler söylediğini anlatacak,

يَوْمَئِذٍ يَصْدُرُ النَّاسُ أَشْتَاتًا لِيُرَوْا أَعْمَالَهُمْ

6.

O gün insanlar, amellerini görmek için her yandan sökün edecekler.

فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ

7.

Zerre miktarı iyilik yapan iyiliğini görecek.

وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ

8.

Zerre miktarı kötülük yapan da kötülüğünü görecek.

 

سورة العاديات: مكية 11 آية

 

 

Adiyât: 100/ 1 - 11 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَالْعَادِيَاتِ ضَبْحًا

1.

Soluk soluğa koşanlara!

فَالْمُورِيَاتِ قَدْحًا

2.

Nallarından kıvılcım saçanlara!

فَالْمُغِيرَاتِ صُبْحًا

3.

Alaca karanlıkta akın edenlere!

فَأَثَرْنَ بِهِ نَقْعًا

4.

Tozu dumana katanlara!

فَوَسَطْنَ بِهِ جَمْعًا

5.

Kalabalığı yarıp geçenlere yemin ederim ki

إِنَّ اْلإِنْسَانَ لِرَبِّهِ لَكَنُودٌ

6.

İnsanoğlu Sahib'ine karşı çok nankördür.

وَإِنَّهُ عَلَى ذَلِكَ لَشَهِيدٌ

7.

Zaten kendisi de buna bizzat tanıktır.

وَإِنَّهُ لِحُبِّ الْخَيْرِ لَشَدِيدٌ

8.

İnsanoğlu aşırı mal canlısıdır.

أَفَلاَ يَعْلَمُ

9.

Ama insan, şunu iyi bilmelidir ki,

إِذَا بُعْثِرَ مَا فِي الْقُبُورِ

 

bir gün gelecek, kabirdekiler dışarı atılacak,

وَحُصِّلَ مَا فِي الصُّدُورِ

10.

içerdeki tüm sırlar, ortaya dökülecek,

إِنَّ رَبَّهُمْ بِهِمْ يَوْمَئِذٍ لَخَبِيرٌ

11.

işte o gün Allah, her şeyi kendilerine bir bir sayıp dökecektir.

سورة القارعة: مكية 11 آية

30.c.

Kâria': 101/ 1 - 11 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

 

اَلْقَارِعَةُ

1.

Gümleten.

مَا الْقَارِعَةُ

2.

Gümleten nedir?

وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْقَارِعَةُ

3.

Gümleten nedir bilmiyor musun?

يَوْمَ يَكُونُ النَّاسُ كَالْفَرَاشِ الْمَبْثُوثِ

4.

O gün insanlar kelebekler gibi savrulacak.

وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِ الْمَنْفُوشِ

5.

Dağlar atılmış yün gibi uçuşacak.

فَأَمَّا مَنْ ثَقُلَتْ مَوَازِينُهُ

6.

Tartısı ağır olanlar,

فَهُوَ فِي عِيشَةٍ رَاضِيَةٍ

7.

mutlu bir yaşama dalarken,

وَأَمَّا مَنْ خَفَّتْ مَوَازِينُهُ

8.

tartısı eksi olanların

فَأُمُّهُ هَاوِيَةٌ

9.

Anası dipsize atlayacak.

وَمَا أَدْرَاكَ مَا هِيَهْ

10.

Dipsiz nedir biliyor musun?

نَارٌ حَامِيَةٌ

11.

Kızgın kor yatağı.

 

سورة التكاثر: مكية 8 آية

 

 

Tekâsür: 102/ 1 - 8 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

 

أَلْهَاكُمُ التَّكَاثُرُ

1.

Büyüme olayı, sizi öylesine sardı ki

حَتَّى زُرْتُمُ الْمَقَابِرَ

2.

sonunda mezarı boyladınız.

كَلاَّ سَوْفَ تَعْلَمُونَ

3.

Yoo. İşin iç yüzünü yakında öğreneceksiniz.

ثُمَّ كَلاَّ سَوْفَ تَعْلَمُونَ

4.

Hem de çok yakında öğreneceksiniz.

كَلاَّ لَوْ تَعْلَمُونَ عِلْمَ الْيَقِينِ

5.

Zaten işin iç yüzünü yakînen bilebilseydiniz,

لَتَرَوُنَّ الْجَحِيمَ

6.

cehennemi de görecektiniz.

ثُمَّ لَتَرَوُنَّـهَا عَيْنَ الْيَقِينِ

7.

Ama daha sonra, nasıl olsa onu göreceksiniz.

ثُمَّ لَتُسْأَلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّعِيمِ

8.

O gün, tüm nimetlerin hesabını vereceksiniz.

 

سورة العصر: مكية 3 آية

30.c.

Asr: 103/ 1 - 3 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَالْعَصْرِ

1.

Asra yemin ederim ki,

إِنَّ اْلإِنْسَانَ لَفِي خُسْرٍ

2.

insanoğlu, gerçekten çok perişan durumdadır.

إِلاَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ

3.

inanıp yararlı faaliyette bulunanlar ile

وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ

 

gerçeği ve sabrı önerenler ise, esenliktedir.

 

سورة الهمزة: مكية 9 آية

 

 

Hümeze: 104/ 1 - 9 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَيْلٌ لِكُلِّ هُمَزَةٍ لُمَزَةٍ

1.

Ah şu kaş göz ederek dedikodu üretenler,

اَلَّذِي جَمَعَ مَالاً وَعَدَّدَهُ

2.

Malı biriktirip tekrar tekrar sayanlar!

يَحْسَبُ أَنَّ مَالَهُ أَخْلَدَهُ

3.

Sanki malı, kendisini ölümsüz kılacakmış gibi.

كَلاَّ لَيُنْبَذَنَّ فِي الْحُطَمَةِ

4.

Ama o, kesinlikle kırana atılacak.

وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْحُطَمَةُ

5.

Peki kıran nedir biliyor musun?

نَارُ اللهِ الْمُوقَدَةُ

6.

Kıran, Allah'ın yaktırdığı bir ateş olup

اَلَّتِي تَطَّلِعُ عَلَى اْلأَفْئِدَةِ

7.

öncelikle yürekleri dağlayacak,

إِنَّهَا عَلَيْهِمْ مُوصَدَةٌ

8.

ardından kapıları üzerilerine kapanacak ve,

فِي عَمَدٍ مُمَدَّدَةٍ

9.

upuzun sütunlar arasında kalakalacaklar.

 

سورة الفيل: مكية 5 آية

 

 

Fîl: 105/ 1 - 5 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِأَصْحَابِ الْفِيلِ

1.

Resulüm! Rabb'in Fil ordusuna ne mi yaptı?

أَلَمْ يَجْعَلْ كَيْدَهُمْ فِي تَضْلِيلٍ

2.

Tüm hesaplarını boşa çıkardı.

وَأَرْسَلَ عَلَيْهِمْ طَيْرًا أَبَابِيلَ

3.

Üzerine kuş sürüleri salıp

تَرْمِيهِمْ بِحِجَارَةٍ مِنْ سِجِّيلٍ

4.

damgalı taşlar attırarak,

فَجَعَلَهُمْ كَعَصْفٍ مَأْكُولٍ

5.

hepsini güve yemiş ekine çevirdi.

سورة قريش: مكية 4 آية

30.c.

Kureyş: 106/ 1 - 4 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

 

ِلإِيلاَفِ قُرَيْشٍ

1.

Kureyş’i uzlaştıran,

إِيلاَفِهِمْ رِحْلَةَ الشِّتَاءِ وَالصَّيْفِ

2.

kendilerini yaz ve kış turlarıyla kaynaştıran

فَلْيَعْبُدُوا رَبَّ هَذَا الْبَيْتِ

3.

Kabe’nin Sahib'ine kulluk etsinler.

اَلَّذِي أَطْعَمَهُمْ مِنْ جُوعٍ

4.

yani karınlarını doyurup

وَآمَنَهُمْ مِنْ خَوْفٍ

 

korkuyu güvene dönüştürene şükretsinler.

 

سورة الماعون: مكية 7 آية

 

 

Mâûn: 107/ 1 - 7 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

 

أَرَأَيْتَ الَّذِي يُكَذِّبُ بِالدِّينِ

1.

Ahiret hayatını inkar edene bak hele!

فَذَلِكَ الَّذِي يَدُعُّ الْيَتِيمَ

2.

Yetimi itip kakana,

وَلاَ يَحُضُّ عَلَى طَعَامِ الْمِسْكِينِ

3.

yoksulu doyurmaya yanaşmayana bak!

فَوَيْلٌ لِلْمُصَلِّينَ

4.

Ah şu namazcılar!

اَلَّذِينَ هُمْ عَنْ صَلاَتِهِمْ سَاهُونَ

5.

yani namazlarında ikide bir yanılıp duranlar!

اَلَّذِينَ هُمْ يُرَاءُونَ

6.

gösteriş yapanlar!

وَيَمْنَعُونَ الْمَاعُونَ

7.

birbirilerine kap kacağı bile esirgeyenler!

 

سورة الكوثر: مكية 3 آية

 

 

Kevser: 108/ 1 - 3 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

 

إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ

1.

Resulüm! biz cennette en güzel köşeyi sana ayırdık.

فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ

2.

Bu nedenle Rabb'in için namaz kıl ve kurban kesmelisin.

إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ اْلأَبْتَرُ

3.

Şunu bil ki, asıl ocağı sönecek olan, seni çekiştirip durandır.

 

 

سورة الكافرون: مكية 6 آية

30.c.

Kâfirûn: 109/ 1 - 6 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

 

قُلْ يَاأَيُّهَا الْكَافِرُونَ

1.

Resulüm de ki: " Ey inkarcılar!

لاَ أَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَ

2.

ben, sizin taptıklarınıza tapmıyorum.

وَلاَ أَنْتُمْ عَابِدُونَ مَا أَعْبُدُ

3.

siz de benim taptığıma tapmıyorsunuz.

وَلاَ أَنَا عَابِدٌ مَا عَبَدتُّمْ

4.

ben, sizin taptıklarınıza tapacak değilim,

وَلاَ أَنْتُمْ عَابِدُونَ مَا أَعْبُدُ

5.

siz de, benim taptığıma tapacak değilsiniz.

لَكُمْ دِينُكُمْ وَلِيَ دِينِ

6.

o halde sizin dininiz size, benim dinim bana. "

 

سورة النصر: مدنية 3 آية

 

 

Nasr: 110/ 1 - 3 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

 

إِذَا جَاءَ نَصْرُ اللهِ وَالْفَتْحُ

1.

Resulüm! Bir gün Allah’ın da yardımıyla Fetih nasip olur da,

وَرَأَيْتَ النَّاسَ يَدْخُلُونَ فِي دِينِ اللهِ أَفْوَاجًا

2.

insanların, bölük bölük İslâm’a girdiğini görürsen,

فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُ

3.

Rabb'inin erişilmez yüceliğini yadet. Teşekkür edip af dile.

إِنَّهُ كَانَ تَوَّابًا

 

Çünkü Allah, affetmeye bayılır.

 

سورة تبتْ: مكية 5 آية

 

 

Tebbet: 111/ 1 - 5 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

 

تَبَّتْ يَدَا أَبِي لَهَبٍ وَتَبَّ

1.

Ocağı sönesice Ebûleheb! Zaten söndü sönecek.

مَا أَغْنَى عَنْهُ مَالُهُ وَمَا كَسَبَ

2.

Ne malı işine yarayacak ne de kazandıkları.

سَيَصْلَى نَارًا ذَاتَ لَهَبٍ

3.

Yakında harlı ateşe girecek.

وَامْرَأَتُهُ حَمَّالَةَ الْحَطَبِ

4.

Odun hamalı karısı da,

فِي جِيدِهَا حَبْلٌ مِنْ مَسَدٍ

5.

hem de boynundaki hurma lifinden ipiyle.

 

 

سورة الإخلاص: مكية 4 آية

30.c.

İhlâs: 112/ 1 - 4 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

 

قُلْ هُوَ اللهُ أَحَدٌ

1.

De ki: " Allah, birdir.

اَللهُ الصَّمَدُ

2.

Allah, çok saygındır.

لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ

3.

Doğmamış ve doğurmamıştır.

وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا أَحَدٌ

4.

Hiç kimse ona denk olamaz. "

 

سورة الفلق: مدنية 5 آية

 

 

Felak: 113/ 1 - 5 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

 

قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ

1.

De ki: " Aydınlığın Sahib’ine sığınırım,

مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ

2.

tüm yaratıkların şerrinden,

وَمِنْ شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ

3.

çöken karanlığın şerrinden

وَمِنْ شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ

4.

düğümlere üfleyen üfürükçülerin şerrinden,

وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ

5.

kıskanıp çekemeyenlerin şerrinden.

 

سورة الناس: مكية 6 آية

 

 

Nâs: 114/ 1 - 6 Ayetler

 

بسم الله الرحمن الرحيم

0.

Bismillâhirrahmânirrahîm

 

قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ

1.

De ki: " insanı çekip çevirene sığınıyorum, "

مَلِكِ النَّاسِ

2.

" yani insana egemen olan, "

إِلَهِ النَّاسِ

3.

" Tanrı'ya. "

مِنْ شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ

4.

" sinsi şeytanların, "

اَلَّذِي يُوَسْوِسُ فِي صُدُورِ النَّاسِ

5.

" insanı ikileme sevk eden, "

مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ

6.

" cin ve insan kılıklı şeytanların şerrinden. "