bir gün dağa tırmanırken eteklerimde okyanus vardı,
eteklerimizde okyanus vardı.
şarkı söyledik üçümüz önceleri
ve sonra katıldılar gülümseyerek ağaçlar, çiçek , böcek ve
hayvanlar
o gün dağa dayanırken, ona dayanırken; elimi uzatıp bir avuç karından aldım...
alnıma sürdüm...
güneş yakıyordu,
güneş,
terletiyordu,
altında,
beni.
günlerden birgün, dağla konuşup sırtında dolaşırken
çiçeklerini gösterdi bana,
yüzümü sürdüm çiçeklerine, taşlarına
okşadım, toprağıyla yıkandım.
dağla konuşurken ne çok olduğumu öğrendim, vay be ne çoktum.
o gün oradayken düştüm, kaydım düştüm,
yuvarlanıp okyanusa uçtum,
vay be ne hiçtim, inanmazsınız.
okyanus,
senin dibinde de nasıl çok oldum birdenbire, dağ gördü, inanmadı,
somurtup bulutlandı,
hıh dedim,
ellerim kanıyordu kırmızı kırmızı dalgalandı okyanus,
gördün işte ben ne çokum;
yalnızken kocamanım, büsbüyük, uyurken, susarken,
yolda yürürken, kocaman dev gibi ama koşmaya kalksam ya da şarkı söylemeye,
taranmaya, doğru olmaya kalksam göremezsin beni,
hele onların arasındayken hele ipin üstünde bak bak dikkatli bak
bi küçük harf kadarım, i kadar yok be ı kadar,
bil sevgi kadarım dünyadaki içindeki dilindeki minicik......
