undefined
undefined
bi şehrin sokaklarında yürürken kaldırımın kenarına yanaşıp duvarlara taşlara ellerini sürmek.
bu şehrin sokaklarında yürürken kaldırımın kenarına yanaşıp
duvarlara taşlara elimi sürüyorum, okşuyorum;
yağmur yağıyor, rüzgar yüzümde, gözlerimi açamıyorum,
ittiriyor beni; ben ona karşı, şehrin denizine koşuyorum,
yanına yaklaşıp elimi daldırıyorum içine,
tiksinmiyorum,
kokusunu çekiyorum ciğerlerime,
içinden çıkanları ekmeğin arasında mideme indiriyorum;
şarkı söylemekten çekinmiyorum,
kafamı kaldırıp gökyüzünü seyretmekten,
gülümsemekten,
gözünün içine bakmaktan;
korkmuyorum;
yürüyorum bu şehirde onunla birlikte;
yalnız kalamıyorum bir türlü,
kendi içime bakamıyorum, her sabah üzerinde parlayan güneşle
ya da sarıldığı sisle başka renklerde; duran,
sadece "öylesine" var olan denizine bakmaktan;
kendimi ona kurban etme isteğinden kurtulamıyorum;
sesimi kesiyor, unutturuyor bana herşeyi,
"o" güzel ve herşey iyi böylece, onunlayım, buradayım;
başka hiçbirşey önemli değil.
