undefined
undefined
şu güzelim soğuk buz gibi yeşil yeşil
yok
şu güzelim soğuk buz gibi mavi yeşil
beyaz köpüklü ince dalgalı denize atlasam
derine ve derine daha derine yarı aydınlık sulara yüzsem
yüzsem unutsam kendimi zamanı (seni)
ve hatırlasam kendimi zamanı (seni)
yeniden o küçük sızı minik tınlama ile atsa nabzım ağırdan
ağırdan küçük baloncuklar çıksa burnumdan
gözlerim acısa biraz ve parmaklarım morarsa hafiften
öyle kollarımı açıp iki yana asılı kalsam suyun içinde
unutsam kendimi zamanı (seni)
ve hatırlasam kendimi zamanı (seni) yeniden
şu sis dağılıp gitse boşalsa beynim temizlense ışıldasa yine
bilse yine eskisi gibi
berrak duru yapsa kafamın içini denizin yarı aydınlık suları
unutsam kendimi zamanı (seni)
ve hatırlasam hatırlasam...
yukarı baksam orda bir minik kızıl ışık uzakta
çok ama çok uzakta sanki denizin yüzünden de uzakta
yol alsam ona doğru sakin yavaştan
yaklaştıkça değişmese büyüklüğü öyle minik kızıl bir ateş parçası
ve denizin üstü kıyamet fırtına, ortasında bi küçük tekne
bi yelkenli
sessiz denizde kendi içinde dolanırken
ne işi var bu dalgalanan sularda ve yağmur iliklerinde
ama parmaklarının arasında hala bi minik kızıl ateş
(içmeme gerek yok hm?)
komik alaylı bi ıslıkla
ve peşi sıra şarkı söyler gibi şöyle diyorsun:
"elimi tutmaya kalkışsan
sigaram yakacak seni
oysa ben
ne seni
ne de sigarayı
bırakamam ki"
ve çıkıp suyun içinden
buz kesmiş bembeyaz ıslak deli ben tutuverdim elinden
sigaran söndü gitti her yer kapkaranlık
görünmüyor ne ötesi ne berisi sadece rüzgarın sesi
fırtınanın uğultusu ve vahşi dalgalar bize çarpan sallayan
sevdiğimiz deniz bizi öldürmeye çalışan
ama yoksa bu deli denizin çabası bizi diriltmek doğurmak mı
yeni baştan
ki hala karanlık
sen bir yandasın ben öte yanda
sigaran da söndü gözümdeki ışık da
tükeniyorum fırtına dinerken
tükeniyoruz yalan ve kahkahayla ...yanaşırken
