ANA SAYFA
GENÇLİĞE
ŞİİRLERİ
RESİMLERİ
ESERLERİ
VASİYETİ
| |
KARACAAHMET
Deryada sonsuzlugu zikretmeye ne zahmet!
Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!
Gobeginde yalanci sehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan $ey neymis elde?
Mezar, mezar, zitlarin kenetlendigi nokta;
Mezar, mezar, varliga yol veren gecit, yokta...
Onda sirlarin sirri: Bulmak icin kaybetmek.
Parmaklarin saydigi ne varsa hep tuketmek.
Varmak o iklime ki, ugramaz ihtiyarlik;
Ebedi gencligin taht kurdugu yer, mezarlik.
Ebedi genclik olum, desem kimse inanmaz;
Ta$ ihtiyarlar, servi curur, olum yipranmaz.
Karacaahmet bana neler soyluyor, neler!
Diyor ki, viran olmaz tek bucak, viraneler,
Zaman deli gomlegi, onu yirtan da olum;
Olumde yekpare an, ne kesiklik, ne bolum...
Hep olmadan hic olmaz, hicin otesinde hep;
Bu mu dersin, taslarda donmus sukuta sebep?
Kavuklu, basortulu, fesli, basacik taslar;
Taslara yaslanmis da kuflu kemikten baslar,
Kum dolu gozleriyle suzuyor insanlari;
Suzuyor, sahi diye topraga basanlari.
Onlar ki, her nefeste habersiz oldugunden,
Gulup oynamaktalar, gelir gibi dugunden.
Onlar ki, sifirlarda rakamlari bulmuslar,
Fikirden kurtularak, olumden kurtulmuslar.
Soyle Karacaahmet, bu ne acikli talih!
Taslarina kapanmis, agliyor koca tarih!
Necip Fazil, Cile
1969
|