-10-

İNKILÂBÇILIK İLKESİ

- TÜRK İNKILÂBI nedir?.. Bu İNKILÂB geniş bir değişimi ifade etmektedir... 6 sene içinde büyük milletimizin hayatının akışında meydana getirdiği değişimler, herhangi bir ihtilalden çok fazla, çok yüksek olan en muazzam inkılâblardır. (5.11.1925)

Bugünkü devletimizin şekli, asırlardan beri gelen, eski şekilleri bertaraf eden en gelişmiş tarz olmuştur!... MİLLET'in, varlığını devam ettirmek için fertleri arasında düşündüğü MÜŞTEREK BAĞ, asırlardan beri gelen şekli ve mahiyeti değiştirmiş, yani MİLLET dinî ve mezhebî bağlılık yerine TÜRK MİLLİYETİ BAĞIYLA FERTLERİNİ TOPLAMIŞTIR!.. (1)

- MEDENİYET YARATAMIYAN MİLLETLER YOK OLURLAR!.. (2)

Yüzyıllardır ulusumuzu yöneten HÜKÜMETLER DOĞU'yu ve BATI'YI TAKLİT'ten kurtulamadıklarından sonuç ulusun cahillikten kurtulamaması olmuştur!.. (1.3.1922)

- Az zamanda çok ve büyük işler başardık... Fakat yaptıklarımızı yeterli göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz!.. YURDUMUZU DÜNYANIN EN MAMUR VE MEDENİ ÜLKELERİ SEVİYESİNE ÇIKARACAĞIZ!.. MİLLİ KÜLTÜRÜMÜZÜ ÇAĞDAŞ MEDENİYET SEVİYESİNİN ÜSTÜNE ÇIKARACAĞIZ!.. Bunda da muvaffak olacağımıza asla şüphem yoktur!.. Çünkü TÜRK MİLLETİ'nin KARAKTERİ YÜKSEK'tir!... TÜRK MİLLETİ ÇALIŞKAN'dır!.. TÜRK MİLLETİ ZEKİ'dir!.. (29.10.1933)

TÜRK, tarihin çok eski devirlerinde insanlığa yaptığı kültürel vazifelerini yeniden, fakat bu sefer çok daha iyi şekilde yapmaya hazırlanan yüksek bir varlıktır!..

- Yapmakta olduğumuz inkilâbların gayesi TÜRKİYE CUMHURİYETİ halkını tamamen ASRİ ve bütün mânâ ve eşkâliyle MEDENİ bir toplum haline getirmektir!.. (30.8.1925)

Milletçe hedefimiz EN MEDENİ MİLLETLERİN GELİŞME SEVİYESİNE ULAŞMAK, HATTA BU SEVİYEYİ AŞMAKTIR!.. Bu asla imkânsız değildir... TÜRK'ün zekâsı, TÜRK'ün doğuştan vasıfları buna elverişlidir. Yeter ki, TÜRK MİLLETİ hedefini iyi seçsin ve bu hedefe varmaya azmetsin!..

Milletimizin hedefi, MEFKURE'si bütün cihanda TAM MÂNÂSİYLE MEDENİ BİR HEYET-İ İÇTİMAİYE olmaktır!.. Dünyada her MİLLETİN VARLIĞI, HÜR ve BAĞIMSIZ YAŞAMA HAKKI, SAHİP OLDUĞU ve yapacağı MEDENİ ESERLERLE ORANTILIDIR!.. (30.8.1924)

Büyük davamız, EN MEDENİ ve EN MÜREFFEH MİLLET olarak varlığımızı yükseltmektir!.. Bu, yalnız kurumlarında değil, düşüncelerinde temelli bir inkılab yapmış olan büyük TÜRK MİLLETİ'nin dinamik idealidir!.. Bu teşebbüste başarı, PLAN'la ve en RASYONEL tarzda ÇALIŞMAK'la mümkün olur!..

- Asıl uğraşmaya muhtaç olduğumuz şey yüksek KÜLTÜR'de ve YÜKSEK FAZİLET'te DÜNYA BİRİNCİLİĞİ'ni tutmaktır!.. (3)

- Bir toplumun mutlaka MAŞERİ bir FİKRİ vardır... Eğer bu her zaman ifade edilmiyor ve açıklanmıyorsa, onun yokluğuna hükmolunmamalıdır!.. O, fiiliyatta mutlaka mevcuttur. (22.9.1924)

HAKİKİ İNKILÂBÇILAR onlardır ki, İLERLEME ve YENİLEŞME inkılabına sevketmek istedikleri insanların ruh ve vicdanlarındaki TEMAYÜL-Ü HAKİKİ'ye nüfuz etmesini bilirler!..(4)

- MİLLETİ HAZIRLAMADAN İNKILÂP YAPILMAZ!..

- MEDENİYET yolunda başarı, yenilikleri kavrayıp uygulamaya, yenileşmeye bağlıdır... HAYATA HÂKİM OLAN HÜKÜMLERİN ZAMANLA DEĞİŞMESİ VE YENİLEŞMESİ ZORUNLUDUR!.. (5)

Bugünün İHTİYAÇLARINA UYGUN KANUN yapmak ve onu en İYİ TATBİK eylemek, REFAH ve İLERLEME VASITALARININ EN MÜHİMLERİNDENDİR!..

(MECLİS'in ve HÜKÜMET'in görevi) her türlü faaliyet alanında EN DOĞRU YOLLARI aramak, bulmak, bunun en doğru olduğunu millete anlatmakla beraber; üzerinde seri ve geniş adımlarla yürümeyi ve bütün milleti yürütmeyi temin etmektir!..

MEDENİYET yolunda başarı, yenilikleri kavrayıp uygulamaya, yenileşmeye bağlıdır!.. Hayata hâkim olan hükümlerin zamanla değişmesi, gelişmesi ve yenileşmesi zorunludur... MEDENİYET'in yeni buluşları, teknolojinin harikaları, dünyayı değişmeden değişmeye sürükleyip durduğu bir dönemde, yüzyılların eskittiği köhne zihniyetlerle geçmişe saplanmalar VARLIĞIMIZI KORUMAK mümkün değildir!..

- TÜRKİYE'yi derece derece mi ilerletmeli, âni olarak mı?.. Biri malum Fransız İhtilali'ndeki tarz... Rejimler değişecek, ihtilallere mukabil ihtilaller yapılacak. Sağ solu tepeler, sol sağı süpürürken, bir de bakılacak ki 1.5 asırlık zaman geçmiş!.. Bu milletin damarlarında o kadar bol kan, önünde o kadar geniş zaman var mı?..

Fransız İnkılâbı ancak 100 senede muvaffak olmuştur... Kimse iddia edemez ki, bizim inkılâbımız da bir tepkiye, bir gericilik hareketine maruz kalmasın... Akıttığımız kanların kafi görülmesi için, çıkacak İRTİCAİ HAREKETLERİ, DOĞDUĞU YERLERDE BOĞMAYA ÇALIŞMALIYIZ! (6)

Biz büyük bir İNKILÂB yaptık... MEMLEKETİ BİR ÇAĞDAN ALIP YENİ BİR ÇAĞA GÖTÜRDÜK!.. Bir çok eski müesseseleri yıktık... Bunların binlerce taraftarı vardır. Fırsat beklediklerini unutmamak lâzım... EN İLERİ DEMOKRASİLERDE BİLE REJİMİ KORUMAK İÇİN, SERT TEDBİRLERE MÜRACAAT EDİLMİŞTİR!.. Bize gelince, inkılâbı koruyacak tedbirlere daha çok muhtacız.

Her inkilabın kendisine mahsus MÜEYYİDE'si bulunması zaruridir. (5.11.1925)

Bu kadar yüksek ve mühim bir neticeye vusul için lâzım gelirse, bazı kurbanlar verelim... Bunun ehemmiyeti yoktur!.. (26.8.1925)

- Bugün eriştiğimiz nokta, gerçek KURTULUŞ NOKTASI değildir!.. KURTULUŞ, CEMİYETTEKİ HASTALIĞI ORTAYA ÇIKARTMAKLA VE İYİLEŞTİRMEKLE ELDE EDİLİR!.. Fikirler mânâsız ve mantıksız safsatalarla dolu olursa, o fikirler hastadır. Aynı şekilde içtimaî hayat akıl ve mantıktan uzak zararlı bir takım inanış ve geleneklerle dolu ise, cemiyet felce uğrar.

"Hocaları memnun edelim, İSLAM Âlemi'ni memnun edelim, herkesi memnun edelim," dersek; maksadı temin etmiş olmayız... İDARE-İ MASLAHATÇILAR ESASLI İNKILÂP YAPAMAZ!.. (7) (1923, iZMİR)

- Şüphe yok, her işin başlangıcında AŞAĞIDAN YUKARIYA doğru olmaktan ziyade YUKARIDAN AŞAĞI olması zarureti vardır... Birincinin gerçekleşmesi halinde bütün beşeriyet gayesine varmış olurdu... Bunun için AŞAĞIDAN YUKARIYA tekrar bir teşkilatlanmanın gerçekleşmesi gayesine bilhassa çalışmamız MİLLİ ve VATANİ bir VAZİFE sayılmalıdır. (8)

- TEŞKİLATIN DİĞER TEFERRUATINA BAKACAK OLURSAK, İŞE KÖYDEN VE MAHALLEDEN VE MAHALLE HALKINDAN, YANİ FERTTEN BAŞLIYORUZ... Kendini kurtarabilmek için her ferdin mukadderatıyla bizzat alâkadar olması lâzımdır... AŞAĞIDAN YUKARIYA temelden çatıya doğru yükselen böyle bir MÜESSESE elbete sağlam olur.

Bütün MİLLET BİR VÜCUT gibi bir hale getirilmelidir!.. Her millette olduğu gibi bizde de bir işe MÜTEŞEBBİSLER başlar, en son ferde ve yukarıya doğru sirayet ettirilir.

- Gözlerimizi kapayıp tek başımıza yaşadığımızı düşünemeyiz... Dünya ile alâkasız yaşayamayız. Aksine MEDENİYET DÜZEYİNİN ÜZERİNDE YAŞIYACAĞIZ!.. Bu hayat ancak İLİM ve FEN'le olur.,, İLİM VE FEN NEREDE İSE, ORADAN ALACAĞIZ, ve her ferdin kafasına sokacağız!...

- MEDENİYET yolunda yürümek ve başarılı olmak, YAŞAMAK için şarttır!.. Bu yol üzerinde duranlar, veya bu yol üzerinde ileride değil, geriye bakmak bilgisizliğinde ve gafletinde bulunanlar, MEDENİYETİN COŞKUN SELİ altında boğulmaya mahkumdurlar. (9)

- Bir yolcunun yalnız ufku görmesi kâfi değildir... Muhakkak ufkun ötesini de görmesi ve bilmesi lazımdır!.. (1930)

***

> İÇİNDEKİLER< > İNKILABÇILIK İLKESİ - AÇIKLAMALAR <