-13-

DEMOKRASİ ÜZERİNE SÖZLERİ

- Bizim İdare şeklimize bir ad koymamış bulunmamızı, içimizden eleştirenler var!..Bunlar "Bu idare, demokrat bir idare midir, sosyalist bir idare midir, yani şimdiye kadar okuduğumuz kitaplarda adı konmuş, tanımı yapılmış idare şekillerinden hangisine girer?" buyurdular...

DOĞRU!.. Kitaplarda adı konmuş, tanımı verilmiş yönetimlerden hiç birine benzemez bir idaredir!.

Gelgelelim, MİLLİ HAKİMİYET'i, MİLLİ İRADE'yi gerçekleştiren biricik İDARE de budur!.. Bu nitelikte bir yönetimdir!.

İDARE şeklimizi adlandırmamız gerekirse, HALK İDARESİ diyebiliriz!.. HALK HAKİMİYETİ deriz!..

Söyleyin efendiler, çekinmeden!.. HALKÇILIK deyin!..

DEMOKRASİ'ye benzemiyormuş!... SOSYALİZM'e benzemiyormuş!..

Efendiler!.. Biz, BENZEMEMEK'le, BENZETMEMEK'le gurur duyarız!.. Çünkü BİZ BİZE BENZERİZ, efendiler!.. (1.12.1921)

- (İDARE SİSTEMİMİZ) HAKİMİYET'İ KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLET'İN ELİNE VEREN BİR İDAREDİR, dedim.. Gerçekten bugün DÜNYA yüzünde MİLLET HAKİMİYETİ'ni bu kadar kesin sağlayıp, böyle açık belirten başka bir idare yoktur!.. (27.1.23)

Başka idareler ne kadar ilerlemiş, gelişmiş olursa olsun eksikleri ve boşlukları o kadar çoktur ki!...Günün birinde bizimkine benzer bir idareye ulaşabilmek için yeni ve önemli değişiklik yapmak zorunda kalacaklardır!.. (27.1.23)

- DEMOKRASİ prensibinin en asri ve mantıki tatbikini temin eden hükümet şekli, CUMHURİYET'tir!..

HÜKÜMET'in nasıl olması mevzuubahs olabilir. DİN'İN ESASLARI'nda İDARE'nin ne gibi noktaları intiva etmesi lazım geleceği musarrahtır: ADALET, MEŞVERET, ULÜLEMRE İTAAT!.. Bizim HÜKÜMETİMİZ tamamen BU ESASLARI İHTİVA EDİYOR!..(16.1.23) (1)

İdare usulümüz KAYITSIZ ŞARTSIZ HAKİMİYET'ine sahip olan halkın, mukadderatına bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir... TÜRKİYE DEVLETİ bir HALK DEVLETİ'dir, HALKIN DEVLETİ'dir!..

İDARE ve HAKİMİYET MİLLET'in tümüne aittir ve ait olmalıdır!. DEMOKRASİ prensibi MİLLİ HAKİMİYET şekline dönüşmüştür!.. DEMOKRASİ esasına müstenit hükümetlerde HAKİMİYET halka, halkın çoğunluğuna aittir... DEMOKRASİ fikri daima yükselen bir denizi andırmaktadır. DEMOKRASİ fikri mukavemet edilemez bir kuvvet ve cereyan halini almıştır... (2)

DEMOKRASİ esas itibariyle SİYASİ MAHİYETTE'dir!.. DEMOKRASİ bir SOSYAL YARDIM, veya İKTİSADİ TEŞKİLAT sistemi DEĞİLDİR!.. DEMOKRASİ MADDİ REFAH meselesi de DEĞİLDİR!.. Böyle bir nazariye, vatandaşların SİYASİ HÜRRİYET ihtiyacını uyutmayı amaçlar!.. BİZİM BİLDİĞİMİZ DEMOKRASİ, BİLHASSA SİYASİDİR!.. HEDEFİ, MİLLETİN İDARE EDENLER ÜZERİNDEKİ MURAKABESİ SAYESİNDE, SİYASİ HÜRRİYETİ TEMİN ETMEKTİR!.. (3)

- BOLŞEVİZM'e gelince, yurdumuzda bu doktrin için her halde bir zemin mevcut değildir... Çünkü gerek DİNİMİZ ve ADETLERİMİZ, gerekse SOSYAL TEŞKİLATIMIZ onun bize mal edilmesine tamamen ELVERİŞSİZDİR... TÜRKİYE'DE NE büyük KAPİTALİSTLER VARDIR, NE DE milyonlarca SANATKAR VE İŞÇİ!.. Diğer taraftan bir TOPRAK davası ile karşı karşıya değiliz... Nihayet sosyal bakımdan DİNİ PRENSİPLERİMİZ bizi BOLŞEVİZM'in kabulüne mecbur bırakacak şekilde değildir... TÜRK MİLLETİ eğer icab ederse onunla mücadeleye hazırdır. (4) (1919)

Bütün RUS milleti içinden işçi, deniz ve kara kuvvetlerinden ibaret bir azınlık, ekonomik esaslara dayanan KOMÜNİST PARTİSİ adı altında birleşerek bir diktatörlük vücuda getirmişlerdir... Gayelerinde MİLLİ değildirler... Kişisel HÜRRİYET ve EŞİTLİK tanımazlar. HALK EGEMENLİĞİ'ne saygı göstermezler... İçte çoğunluğu zor ve baskı ile görüşlerine itaate mecbur ederler... Dışta kendi prensiplerini yaymaya çalışırlar.

Halbuki HÜKÜMET kurmaktan amaç, evvela FERDİ HÜRRİYET'in teminidir!.. BOLŞEVİK hükümet şeklinde İSTİBDAT mahiyeti görülmektedir... Bir cemiyeti, bir kısım insanların görüşlerinin zorla esiri ve zebunu yaşatmak şekline TABİİ ve MAKUL bir hükümet sistemi nazarıyla bakılamaz.

- İHTİLALCİ SİYASİ SENDİKALİZM teorisyenleri her türlü siyasal kuruluşları yalnız kendi menfaatleri lehine çalıştırmak ve nihayet siyasi kuvvet ve hakimiyeti ellerine geçirmek isteyen İŞÇİ gruplarıdır... Bunlar amaçlarını zorla elde etme fırsatını beklerken, zaman zaman GENEL GREVLER yaparak, hükümet adamları üzerinde etkili oluyorlar. (5)

Bu takdirde seçim MİLLET fertleri tarafından DEĞİL, GRUPLAR tarafından ve bu grupların sahip oldukları MENFAAT oranında vuku bulacaktır... MECLİS'te bu gruplardan bir kaçı birleşip İKTİDAR mevkiine geçince, yalnız kendi menfatlerini temine çalışacaklardır... Buna kim mani olacaktır?..

- Bizim HALKIMIZ MENFAATLERİ BİRBİRİNDEN AYRILIR SINIFLAR halinde DEĞİL, aksine VARLIKLARI ve çalışmalarının sonucu BİRBİRİNE LAZIM OLAN SINIFLARDAN İBARETTİR!.. Bu dakikada dinleyicilerim ÇİFTÇİLER'dir, SANATKARLAR'dır, TÜCCARLAR'dır ve İŞÇİLER'dir... Bunların hangisi bir diğerine karşı olabilir?.. Çiftçinin sanatkara, sanatkarın çiftçiye, çiftçinin tüccar ve bunların hepsine, birbirine ve işçiye muntaç olduğunu kim inkar edebilir?.. Bugün mevcut fabrikalarımızda ve daha çok olmasını temenni ettiğimiz fabrikalarımızda kendi işçimiz çalışmaktadır. Refah içinde ve memnun olarak çalışmaktadır... Ve BÜTÜN BU saydığımız SINIFLAR aynı zamanda zengin olmalıdır... Ve HAYATIN GERÇEK TADINI TADABİLMELİDİR Kİ, ÇALIŞMAK İÇİN bir KUDRET VE KUVVET BULABİLSİN! (6)

- Bir MİLLET'te güzel şeyler düşünen insanlar, fevkalade işler yapmaya kaabiliyetli kahramanlar bulunabilir... Ne var ki, öyle insanlar yalnız başına hiç bir şey olamazlar!.. Bunların bir DEĞER ifade edebilmeleri için HALKIN bir DUYGUSUNUN, halkın bir İRADESİNİN YAPICISI, SÖZCÜSÜ, TEMSİLCİSİ olmaları gerekir!.. (7)

***

> İÇİNDEKİLER< > DEMOKRASİ ÜZERİNE SÖZLERİ - AÇIKLAMALAR < > ERDOĞAN DÖNEMİ <