ATATÜRK-MC ARTHUR GÖRÜŞMESİ - AÇIKLAMALAR
(1)- Biz General Mc Arthur 'u çok değerli bir komutan
olarak kabul ederiz... İyi komutanlar kolay yetişmez. Bir kaç asırda bir tane
ancak görülür. Tiryaki Hasan Paşa, Amiral Nelson ve Mc Arthur, ATATÜRK'ten başka
değer verdiğimiz ileri görüşlü komutanlardandır.
ABD Genel Kurmay Başkanı General Mc Arthur 25 Eylül 1932'de İstanbul'a gelmiş,
27 Eylül'de ATATÜRK'le bir ön görüşme yapmış, sonra 29 Eylül'de de naklettiğimiz
görüşme cereyan etmiştir.
Yazar Ayşe Hür 2Öteki Tarih III" kitabında görüşmenin böyle cereyan etmediğini,
ATATÜRK'ün savaş hakkındaki öngörüleri şöyle dursun, "savaş imkânsız" dediğini
iddia etmektedir. Bu "uydurma" görüşmenin Almanya'da Ağustos 1937'de yayınlanan
"Der Kaukasus" dergisinde çıkan yazı, 8 Kasım 1937'de Cumhuriyet gazetesine alınmış,
êfsâne" böylece doğmuştur, yazara göre. Gerçeği tespit için hatıralarını yayınladığı
"Reminiscences" adlı kitabı incelemek gerekir. Biz yine de bilinen
şekliyle görüşmeyi verdik.
(2)- İşte bu tehlikeyi farkeden ATATÜRK, "TÜRK MİLLETİ'nin en büyük düşmanı KOMUNİZM'dir!.. Görüldüğü
yerde ezilmelidir!" vecizesini söylemiştir. 1960'ların hızlı sosyalisti Çetin Altan da, bir yandan
viskisini yudumlarken, bir yandan da Akşam gazetesinde bu sözün yazılı olduğu
belgenin sahte, altındaki imzanın ise taklit olduğunu ispat için günlerce
uğraşmıştı. Farzedelim ki, belge sahte!.. Bu ifadeler de mi sahte?..
Üstelik ATATÜRK daha 1920'de Bolşevikliğin bize uygun olmadığını ifade etmemiş
miydi?.. Ama hakkını yememek lazım. Çetin Altan KomÜnizm'in pilinin
bittiğini ülkemizde ilk farkedenlerdendir. Bu yüzden Nokta dergisi 1986'da onu
"Meşhur Dönekler" diye kapak yaptı. Bizce doğruya dönmek HİDAYET, yanlışa dönmek
İRTİDA'dır. Ancak Çetin Altan ve mahdumları oldukça fazla dönmüş olacaklar ki,
hızlı birer Amerikancı ve AB'ci kesildiler. ATATÜRK'ün kurduğu TÜRKİYE
CUMHURİYETİ'ni bir sömürge haline döndürme faaliyetine aynı hızla
katıldılar.
ATATÜRK, mahzurlarını gördüğü BOLŞEVİKLİK ve KOMÜNİZM'in yerine
TÜRKİYE'ye ve TÜRK İNSANI'na uygun DEVLETÇİLİK ve HALKÇILIK
prensiplerini getirmiştir. (3)- Eğer ATATÜRK'ün 1933'deki kehanetine uyulup
çalışmaların arkası kesilmeseydi, ve eğer Doğu Bloğu ATATÜRK'ün burada
belirttiği gibi dikkatle takip edilseydi, çözülmenin 1980 yılında Polonya'daki
Dayanışma Hareketi ile başladığı görülür ve 1990'daki gibi hazırlıksız
yakalanmazdık... Bu konularda ATATÜRK tek başına bir HÜKÜMET, bir DIŞİŞLERİ
TEŞKİLATI gibi çalışmıştır. (4)- Buradan Mc Arthur'un da çok ileri görüşlü olduğu
anlaşılıyor. Her ne kadar bunlar kendi ifadesi ve olayların gelişmesinden sonra
kaleme alınmış ise de, biz bu teşhisi önceden koyduğuna inanıyoruz. (5)- Bütün bu ifadeler, bizim daha önce çok önemli olduğunu
belirttiğimiz STRATEJİ-TAKTİK-TOPOĞRAFYA ile ilgilidir. İyi bir askerin mutlaka
bilmesi gereken bu hususlar, aynı zamanda iyi bir siyaset adamına ve tabii ki
bütün devlet adamlarına gereklidir. Onun içindir ki, DEVLET'i yönetenlerin ASKER
nitelikli olmasını ve aralarında mutlaka iyi askerlerin bulunmasını vazgeçilmez
prensip olarak belirtmiştik. Burada bir hususu daha eklemek isteriz. Mustafa
Kemal Atatürk, 1933 yılında General Mac Arthur ile görüşmesi sırasında
- " "Allah nasip eder, ömrüm vefa ederse MUSUL, KERKÜK ve ADALAR'ı
geri alacağım!.. SELÂNİK de dahil, BATI TRAKYA'yı TÜRKİYE hudutları
içine katacağım!"
demiş, böylece geleceğin süper devletini bu şekildeki bir sınır
değişikliğine hazırlamak istemişti.
Şimdinin KIBRIS'tan, GÜNEYDOĞU ANADOLU'dan vazgeçen, Batılılar'ın
İSTANBUL'da bir Vatikan tarzı "Fener Rum Ortodoks Devleti" kurma
yönündeki faaliyetine ses çıkarmayan satılmış politikacılarımıza,
sözde aydınlarımıza, ve medyaya ithaf olunur! YARARLANILAN KİTAPLAR: -İlhan Atilla, Hangi ATATÜRK? -ATATÜRK ve TÜRKLÜK, TÜRK Standardları Enstitüsü, 1994,
Ankara -Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri 1-4, Türk Tarih
Kurumu -ATATÜRK İlkeleri ve İnkilap Tarihi 2, YÖK
Yayınları
> İÇİNDEKİLER< >
İSMET PAŞA
MUAMMASI
<