Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!


eczaneesra@hotmail.com
Son Güncelleme
Ekim 22, 2001

HAFTANIN KONUSU

Hazırlayan:Dr. Serdar HEPGÜL
OSTEOPOROZ = KEMİK ERİMESİ NEDİR?

Osteoporoz

Halk arasında -kemik erimesi- de denen bu hastalık, insan hayatının uzaması ile kendini hissetirmiştir. Günümüzde Amerika Birleşik Devletleri her yıl sadece bu hastalık nedeni ile ortaya çıkan kemik kırıklarının tedavisi için yaklaşık 12 milyar dolar harcamaktadır. Hastalıktan bahsetmeden önce bir az kemiklerimiz hakkında bilgi aktaralım. Kemiklerimiz vücudumuzu dış tehlikelerden koruyan (beyin,kalp), hareket etmemiz için eklemler oluşturan, bazı mineralleri depolayan, kemik iliği denilen ve kanımızın şekilli elemanlarının da yapildığı dokuları içinde barındıran çok özel yapılardır. Aslında kalsiyum, fosfor ve magnezyum gibi minerallerin oluşturduğu kristallerden yapılmışlardır. Kemiklerde kemik yapan ve kemik yıkan iki tip hücre bulunur. Hayatın başlarından 20-25 yaşlarına kadar kemik yapan hücrelerin üstünlüğü sürer. 40-45 yaşlarına kadar bir yapım yıkım dengesi görülürsede bu yaşlardan itibaren yıkım artar. İşte bu yıkımın artması kemiğin taşıdığı mineral miktarını azaltır bu azalma kırıklara sebep olacak kadar ciddi boyutlarda olabilir. Kemiklerin taşıdıkları mineral içeriğinin ciddi olarak azaldığı durumlarda OSTEOPOROZ’dan bahsedilir.

Osteoporoz Tipleri

Genelde 3 tip osteoporoz vardır.

Birinci tip osteoporoz daha çok kadınlarda görülen bir hastalıktır. Kemik yıkan hücrelerden daha önce bahsetmiştik. Bu hücrelerin aşırı kemik yıkmalarını engelleyen faktörlerden birisi de östrojendir. Östrojen, kadınlarda büyük miktarlarda yumurtalıklar tarafından üretilir. Yaklaşık 45 yaşlarına gelen kadınlarda yumurtalık fonksiyonları azalmaya ve bitmeye başlar, kadınlar adetten kesilir. Bu döneme menapoz denir. Yumurtalık faliyetlerinin bitmesi vücuttaki östrojen miktarını birden bire düşürür. Kemik yıkan hücreler kontrolsuzca kemikleri yıkmaya başlarlar.

Ikinci tip osteoporoz ise ilerki yaşlarda ortaya çıkar. 40 -45 yaşlarından itibaren kemiklerde yapımın azaldığı ve yıkımın arttığından söz etmiş idik. Kemiklerdeki bu yıkım fazlalığı yaş ilerledikçe belirgin bir hal alır ve özellikle 70 yaşından sonra kendini gösterir. Normal koşullarda insanlar bir oturma mesafesinden yere düşeler ise bir şey olmaz. Ancak bu hastaların çok daha kısa mesafelerden düşmeleri ile veya basit bir hapşırmaları ile kemiklerinde kırıklar meydana gelmektedir.

Üçünçü tip osteoporoz başka bir nedene bağlı olarak ortaya çıkar. Sıklıkla kortizon kullanan hastalarda görülür. Astım, allerji, romatizmal hastalıklar veya diğer nedenler ile kortizon kullanan hastaların kemiklerinde, ilacın uzun kullanımdan sonra ortaya çıkar.

Osteoporoz Belirtileri Nelerdir?

Osteoporoz çok sinsi bir hastalıktır. Genelde başka hastalıkların arkasına saklanarak belirtilerini gösterir. Erken dönemde Osteoporoz’un belirgin belirtileri yoktur. Menapoz sonrasi görülen tipte başlangıçta bir bulgu yoktur. Menapozu takip eden 3-5 yıl içerisinde kemiklerin %30 dan fazlası kaybedilebilir. Eğer Osteoporoz tam olarak oluşmuş ise sırt ve bel ağrıları, sırtta kamburlaşma, boyda kısalma görülür. Özellikle omur kemikleri bu tip osteoporoz dan çok etkilenirler , sıklıkla bu kemiklerde kırıklar olur. Bu yapısal bozulma, boyda kısalma olarak kendisini gösterir. Ayrıca el bilek kemikleri de bu hastalıktan etkilenir. Daha yaşlı insanlarda ortaya çıkan ikinci tip te ise bulgular ağrılar ile kendini gösterebilir. İlerlemiş durumlarda kalça kemiği kırıkları görülür. Yapılan çalışamalar bu kırıkların insan hayatını tehdit edici boyutlar ulaşabileceğini göstermiştir. Kalça kırıği operasyonu geçiren hastaların %25 kadarı 1 yıl içerisinde hayatlarını kaybettmektedirler. Diğer bir %25 i ise yürüme güçlüğü nedeni ile yatağa bağlanmaktadır. Bu rakkamalar bu hastalığın ortaya çıkmadan anlaşılması gerektiğini gösteriyorlar.

Kimler Daha Çok Risk Altında?

Osteoporoz konusunda çalışan bilim adamları bazı ırklarda bu hastalığın görülmediğini ve bazı özellikleri olan kişilerde de daha sık osteoporoz görüldüğünü tespit etmişlerdir. Osteoporozun daha sık görüldüğü kişilerin ortak yanları şunlardır:

Kadınlar
İnce ve Narin Yapılı Kadınlar
Cilt ve Saç Rengi Açık Olan Kadınlar
Erken Menapoza Girenler
Fiziksel Aktivitesi Az Olan Kadınlar
Sigara ve Alkol Kullananlar
Süt ve Süt Ürünlerini Az Alanlar
Böbrek Fonksiyon Bozukluğu Olanlar
Kortizon Kullananlar
Fazla Doğum Yapanlar
Ailesinde Osteoporoz Görülenler

Osteoporoz Nasıl Teşhis Edilir?

Osteoporozun ciddiyetini anlaşıldıktan sonra Dünya’da da ciddi çalışmalar yapılmaktadır. Osteporoz ortaya çıkmadan bunu gösterebilecek değişik aletler geliştirilmiştir. Bu aletlerin bir kısmı ses dalgalarını kullanırken bazıları da X ışınları gibi değişik kaynakları kullanmaktadır. Günümüzde en çok kullanılan yötem DEXA yöntemidir. Hastalar için bir zararı gösterilmemiştir. Hasta bir masaya yatar ve hareketli bir kamera ile ışın kaynağı vucut üzerinde gezinerek sonuçları sistemin bilgisayarına aktarır. Ölçüm süresi uygulanacak yöntem ve makine cinsine göre degişse de ortalama 30-45 dakika da tüm işlemler bitmektedir. Tabii ilerlemiş osteoporoz normal röntgen filimleri yardımı ile de anlaşılabilir. Bir klasik röntgen filminde osteoporozun görülmesi, kemik kütlesinin en az %30 unun kaybedilmiş olduğunu gösterir. Günümüzde geliştirilmiş bir çok yöntem olmasına karşın hekimlerin klinik değerlendirmeleri , hastalığın anlaşılmasında ki en önemli faktördür.

Osteoporoz'dan Nasıl Korunulur?

Düzenli hekime gitme alışkanlığı bu hastalıkta sizleri koruyacak en önemli adımdır. Basit bazı önlemlerde osteoporoza karşı yardımcı olabilir. Nedir bu önlemler? Öncelikle beslenmemizde bazı değişiklikler yapmalıyız.

En önemlisi kendinizi OSTEOPOROZ’a karşı sık sık kontrol ettiriniz.İlerki yaşantınızdaki rahat ve aktivite ancak erken teşhis ile mümkün olabilir. Sizde kemiklerinizi zaman zaman ölçtürebilirsiniz.

Süt ve süt ürünleri gibi kalsiyumdan zengin besinlerin alınması gerekir.Ancak bu tip ürünler yüksek oranlarda da yağ içerebilirler, yağsız veya yağı azaltılmış olan tiplerini kullanmalısınız.
Özellikle Magnezyum ve C vit takviyesi alınız.
Yüksek proteinli beslenmeden de kaçınmalısınız.
Tuz alımını azaltın.
Lifli besinlerle beslenin (sebzeler).
Alkol ve kahveden uzak durunuz.
Mutlaka Doktorunuzun uygun göreceği egzersizi yapın.

Evinizde de bazı değişiklikler yapmalısınız: Bunda amaç hayatı kolaylaştırmak ve sizi düşmekten korumaktır.

Çorap ve ayakkabı giyerken bir yere oturun.
Uygun ayakkabı seçin.
Ağır esyaları taşımayın.
Eğilmeniz gerekiyorsa, belinizi bükmeden, dizlerinizi bükerek eğilin.
Ani hareketlerden kaçının.
Buzlu ve kaygan zeminlerde dolaşmamaya özen gösteriniz.
Evinizin aydınlatmasını gözden geçirin ve daha iyi bir görüş sağlayacak şekilde aydınlatın.
Yatak odası ve banyo arasındaki yolu herzaman aydınlatın.
Sık kullandığınız eşyalarınızı yakınınıza yerleştirin. Evinizde kolay erişilebilecek yerlerde telefonlar bulundurun.
Banyo ve tuvaletlere sağlam tutunabileceğiniz tutma kolları yaptırın.
Banyo küveti ve zemininin kayganlığını önleyecek tedbirleri alınız.
Yanları destekli iskemleleri tercih ediniz.

YAZININ BAŞINA DÖN


Ana Sayfa HAFTANIN KONUSU