Rus Kürdolog V. Minorsky, "Kürtler'in MARDOİ ve KİRTOYİ adındaki iki soydan geldiği"ni savunur!.. Ona göre bunlar batıya göç ederken aralarına yabancı unsurlar da karışmıştır. KIRMANÇ kelimesi de KİRTOY ve MARDOY kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir!.. Minorsky farkında olmadan KIRMANÇLAR'ın doğudan, yani Orta Asya'dan batıya göçettiklerini söylemiş olur!..
Tarihin her çağında ve dünyanın hemen her yerinde çok değişik TÜRK uruklarının adlarına rastlanmaktadır. Bunların başta gelenleri UR,TUR, GUR, OGUR, GUZ, OĞUZ, KOMAN, SU, İSKİT, ETRÜSK, SAKA, SOKO, UYGUR, ONGUR ve HUNGAR uruklarıdır.
HUNGAR kelimesinin aslının HUN-GUR olması büyük ihtimal... Yani HUN ve GUR Türkleri anlamına gelen kelime... Tıpkı ETRÜSK kelimesinin TUR-SAKA birleşiminden gelmesi gibi... (20)
GUR Türkçe'de ULU, BÜYÜK demektir. GURHAN, Büyük Hakan anlamına gelir. Moğol Hakanı Timoçin, CENGİZ lakabını alınca, önce dostu sonra da rakibi olan CAMUKA da GÜRHAN ünvanını almıştı.
GUR-KUR değişimi TÜRKÇE'ye uygundur. KÜR; büyük, iri vücutlu demektir. KER; sarsılmaz, kuvvetli anlamınadır. TÜRK kelimesi ise yine sarsılmaz, ulu ve kuvvetli demektir.
GUR'un çoğulu "T" eki ile yapılır. GURT'tur. Sonra incelerek GÜRT olmuştur. Türkiye'de KÜRT diye bilinen halka, Türkiye dışında pek çok yerde hâlâ GURT veya GÜRT denir. Zaten G-K değişimi TÜRKÇE özelliktir. (21) Süleyman Demirel bile "ganun hagimiyeti"nden söz ederdi!..
Gelelim daha önce sözünü ettiğimiz ve Kürt bölücülerin pek bel bağladıkları GURTU SANCAĞINA!.. GUR-TU, Asurlulardan bu yana Bohtan suyu civarına verilmiş çok eski bir addır. "TU" ülke anlamınadır... Yani GURTU, GUR ÜLKESİ demektir. İşte bazı kaynaklarda CYRTIE (KURTİ) şeklinde yer alan kelimenin aslı da, budur!.. Eğer o tarihteki GURLAR (GUR-T) bugünkü Kürtler'in ataları ise, bu ancak Kürtler'in TÜRK soyundan olmasıyla mümkündür!
Şu halde MOGAR ve GUR, yani MACARLAR ve OĞUZLAR nasıl birbirleriyle
akraba ve Güney Anadolu bölgesi halklarından ise; TUR ve GUR, yani
TÜRKLER ve GÜRTLER de OĞUZ boyundan ve akrabadır. Böylece
TÜRK, KÜRT ve MACAR akraba olduğu için, ve hepsinin anayurdu
Hz. NUH'tan beri GÜNEY ANADOLU olduğu için MACARLAR arasında bir KÜRT
OYMAĞI'na rastlanmıştır, bundan daha tabii bir şey olamaz. Aynı
şekilde ta Ortaasya'daki
ORHUN KİTÂBELERİ
'ndeki KÜRT OYMAĞI adı da, bu ilişki
ile anlam kazanır. (22)
Araştırmacıların yanlışı, bu kavimleri hep birbirinden kopuk ve
sonraki yurtlarında ele almalarıdır. Bunun tabii sonucu olarak
şaşkınlığa düşmektedirler. Halbuki esas kaynağa dönünce, hepsi
birbirine bağlanır.
İşte bu yüzden 23 Nisan şenliklerine gelen MACAR çocuklar bize
AKRABA diye hitap ederler, TÜRK-KÜRT ayırmadan!..
Öte yandan 1000'li yıllarda HORASAN'da GUR TÜRKLERİ vardır. Cemşid
Bender adlı uyduruk tarihçi, Kürtler'in bir kısmının HORASAN'dan
(TÜRK diyarından) geldiğini kabul eder... Ama Kürtler'in HORASAN'da
da ZAZACA konuştuklarını söyler!.. Yani Zazalar'ı "kürt" sayar!..
Hicrî 700 yılını verir... (Teori, sayı 10)
Bu tarih tam olarak milâdî 1300 yılına denk gelir. Bender bu
kişilere "Horasan Kürtleri" der ama, "Gurtu (Cyrti) Kürtleri"nin
Botan Çayı civarından Milâd'dan önce kaybolup, 2000 yıl sonra
Horasan yaylalarında nasıl ortaya çıktığı"nı bir türlü açıklamaz!..
Üstelik Rus kürdolog V. MINORSKY, Holandalılar tarafından
zamanın en ünlü otoritelerine hazırlatılmış, ve 30 yılda tamamlanmış
olan İslâm Ansiklopedisi'nin İngilizce nüshasında, "Kürtler" bahsinde
"20. yüzyılda Kürtler arasında KESİNLİKLE kürt olmayan bir unsurun
tesbit edildiğini (Zazalar)" belirtir (sf. 1134) ve "bu grubun Kürtçe'den çok
farklı kuzey-batı lehçesi konuştuğunu" (sf. 1152) yazar. Bununla da
yetinmez!.. ZAZA kelimesinin geçtiği her yerde "gerçek Kürt olmayan"
kaydını düşer!.. (sf. 1151)
Cemşid Bender'in ve tüm Kürt ayırımcıların gözlerden sakladığı
gerçek şudur ki, Herat ile Gazne arasındaki diyara GUR ülkesi denir!..
Firdevsi'ye Şehnâme'yi yazdıracak kadar hoşgörülü TÜRK hakanı Gazneli
Mahmud'un valisi Muhammed, burada GURLULAR devletini kurmuş; MUHAMMED
GUR HAN adını almıştı. (1187)
1300'lere kadar varlığını sürdüren bu GUR halkının bir kısmı,
CELÂLEDDİN HARZEMŞAH ile birlikte Anadolu'ya gelmişti.
İşte Cemşid Bender'in "Horasan Kürtleri" ile kastettiği bu HORASAN
GURLARI'dır!... GURAN diye bilinen Kürt aşiretleri de aslında GUR
TÜRKLERİ'dir!.. GUR-GURAN, TUR-TURAN gibi çoğul ifade eder!
V. MINORSKY, Zazalar'la ilişkilendirilen ve "kürt" addedilen
GÜRANLAR aşiretlerinin de Kürtlüklerini KESİNLİKLE reddeder!..
GÜRANLAR bir TÜRK boyudur, ve GORANÎ LEHÇESİ, ZAZAKİ LEHÇESİNİN
en yakın olduğu dildir. Birini konuşanlar TÜRK ise, diğeri de
TÜRK'tür!
Yine tekrarlıyoruz: UR-GUR-TUR-UZ-GUZ-OĞUZ farkı olmadığı gibi,
bunların incelmişi ve çoğulu olan KÜR-T ile TÜR-K arasında da fark
yoktur!..
Bu yüzdendir ki, Güneydoğu'daki Kürtler'e ek olarak Orta Asya'da
bir Kürt boyu, Macarlar arasında da bir Kürt oymağı vardır.
Bunların hepsi birbiri ile akrabadır. HORASAN GURLARI, halis OĞUZ
TÜRKLERİ'ndendir!.. Kürt diye bilinen GURAN boyu da HORASAN'dan bölgemize
gelmiştir!
Prof. Y. HİKMET BAYUR, meşhur "Hint Tarihi" adlı eserinde, GUR TÜRKLERİ
hakkında şu bilgiyi verir:
- "EL UTKİ'nin 'Kitab-ül Yemini'nde KALAÇLAR'ın Hindikuş
(dağlarının) güneyinde yerleşmiş olduklarını, ve Orta Asya'dan gelen
diğer TÜRKLER'in Hindistan'ı fethetmelerinde çok önemli rol
oynadıklarını yazarken, GÜR Devleti hükümdarı ALÂÜDDİN CİHANSUZUN,
SELÇUKLU SULTANI SANCAR tarafından esir edildiğini belirtir."
- "Orta Asya'da TÜRK urukları arasında bulunan GÜRLER oldukça
önemli bir yer tutar. Nitekim OĞUZ Kağan Destanı'nda, OĞUZ HAN'ın
Hindistan seferinde GÜRLER Ülkesine girip, buradan (sonra) Doğu
Avrupa'ya, BULGAR ülkesine hareket ettiği, seferden sonra GÜRLER'in
reisinin kendisini SEMERKANT'ta karşıladığı anlatılır. GÜRAN TÜRKMAN
taifesinden bahsedilir."
- "İran'daki GÜRANLAR, menşe itibariyle GÜRLER, yani TÜRKLER'dir...
ŞEYH SÂDİ, ünlü 'Bostan' adlı eserinde bir İranlı köylünün GÜR
hükümdarına 'Ey, TÜRK' diye hitap etmesi de GÜRLER'in TÜRK olduğuna
başka bir kanıttır."
İBN-İ HALDUN, MUKADDİME adlı eserinde GURİLER'in TÜRK olduğunu
KAT'İ-KESİN bir şekilde ifade eder... MÜNECCİMBAŞI da GURİLER'in
HOTA(HİTA) TÜRKLERİ'nden olduğunu kabul eder.
Dr. MAHMUT RİŞVANOĞLU, "Doğu Aşiretleri ve Emperyalizm" adlı
eserinde:
- "Orta Çağ'da AFGAN ve bugünkü TABERİSTAN ve YENİ DELHİ'ye kadar
geniş bir imparatorluk kurmuş olan GAZNELİLER yıkılınca, yerlerine
GUR-LUĞ adlı yeni bir TÜRK uruğu geçmiştir. GURİLER (GURLULAR)
devletini kurmuşlardır. (1284-1304)"
- "Ayrıca, 1526-1830 arasında BABÜR ŞAH'tan sonraki Babüriğ
hakanların devam ettirdiği GURKANİYE devleti de, bunun devamı idi."
- "KİKİLER ve KALAÇLAR birleşik uruğlar olarak GURİLER'dir...
'Tabakat-ı Nasiri'de Bengal fatihi Melik'ül GAZİ İHTİYARÜDDİN
MUHAMMED'in GÜR ve KALAÇLAR'dan olduğu yazar ki, bundan GURLU
ve KALAÇLAR'ın bir arada bulunduğunu (ve bir sayıldığını)
anlamaktayız."
- "Bugün BİNGÖL, TUNCELİ ve SİVEREK'te bulunan ve ZAZA, ÇEREKLİ,
DERSİMLİ diye adlandırılan oymaklar, işte bu GURLU (GURAN) ile
gelenlerdir."
- "Bugün Doğu Anadolu'da hem Kürmanç, hem de Zaza lehçeleriyle
konuşan bu TÜRKLER; GURÂNÎ TÜRKLERİ ile beraber AFGANİSTAN'da,
ve kuzeyinde KARLUK TÜRK devletinin yıkılmasıyla HAZAR' ın kuzeyinden
ve güneyinden Anadolu'ya gelmişlerdir."
Şu halde İSLAM Ansiklopedisi'deki KÜRT bahsini yazan MİNORSKY
ZAZA ve GURAN bahsinde haklıdır ama, KIRMANÇ-GURMANÇ konusunda
yanılmıştır!.. GURAN
ve GURMANÇ TÜRKLERİ birbirlerinden farklı görünebilirler. Bazı
aşiretler değişik zamanlarda İran etkisinde kalmış olabilirler. Ama
kendisinin de dediği gibi, bunlar İranlılar'a da benzemezler!..
Aslında her ikisi de GUR-GUZ-OĞUZ boyundandırlar, ANADOLU
TÜRKLERİ'ne benzerler!
Bunu sadece biz demiyoruz, Kürdoloji uzmanları diyor!.. Meselâ
Marr "Kürtler ile TÜRKLER çok karışmışlardır," demekten kendini alamaz!..
1987 yılında yayınlanmış olan "Etnoloji ve Sosyolojik Etütler"
dergisinde "Karadeniz Etrafında 50 Yıllık Etnik Gelişim" başlıklı
makaleyi yazan Dr. Alexandre Basmakof, "antropolojik bakımdan
Kürtler'in TÜRKLER'den fark edilemedikleri"ni yazar!..
Bizce GUR boyundan gelen GORAN KÜRTLERİ; UYGUR, HAZAR, SELÇUK, KARAMAN
gibi öz-be-öz TÜRK soyundandır!.
(20)- Ayda, Adile; Türklerin İlk Ataları, Ankara, 1987
(21)-"T" harfinin Türkçe'de çoğul eki olduğu Divan-ı Lugat-ı
Türk'te açıklanmıştır. (Cilt 1 sf.355) Tegin kelimesinin çoğulu Tegit
olarak oösterilmiştir. Koman-Komanit, (Eti) Heti-Hitit, Kiray-Kerayit,
Hunlar'ın ilk dayandığı Saka-Sakait gibi oymak ve uruk adlarının
çoğulu "T" harfi ile yapılmıştır. Zamanımızda bile kullanılmaktadır.
AS kelimesinden AST; ÜS kelimesinden ÜST türetilmiştir. (aslar ve üsler)
Öte yandan SAKA kelimesi "dağ yamacı" anlamına gelir. Çağatay
lehçesinde hâlâ SAK "yan" demektir.
Yavuz, Edip; aynı eser sf.104
(22)- Yavuz, Edip; aynı eser sf.169
Kaşgarlı Mahmud, Divan-ı Lugat-ıt Türk