DOĞU ANADOLU'NUN TÜRKLÜĞÜ


CELALEDDİN HARZEMŞAH VE ZAZALAR

Kürtler ile ilgili temelsiz iddialara devam ediyoruz.

Cemşid Bender Kürtler'in bir kısmının HORASAN'dan (TÜRK diyarından) geldiğini kabul eder... Ama Kürtler'in HORASAN'da da ZAZACA konuştuklarını söyler!.. Hicri 700 yılını verir... (Teori, sayı 10)

Bu tarih tam olarak milâdî 1300 yılına denk gelir. Yani Osmanlı Devleti'nin kuruluş tarihi demektir.

Aslında yarım yamalak anlatmak istediği, 1220'lerde Cengiz Han'ın HARZEMŞAHLAR Devleti'ni yıkması sonucu, CELALEDDİN HARZEMŞAH'ın bölge Türkleri ile Anadolu'ya sığınmasıdır!..

Bender bu kişilere "Horasan Kürtleri" der ama, "Kardu Kürtleri"nin Zağros Dağlarında Milâd'dan önce kaybolup, 2000 yıl sonra Horasan yaylalarında nasıl ortaya çıktığı"nı bir türlü açıklamaz!...

Hemen ekliyelim: Harzemşahlar Devleti, BÜYÜK SELÇUKLU İMPARATORLUĞU'nun doğu parçası üzerine yöre valisi ADSIZ tarafından kurulmuş bir devlettir.

Ondan önce bölgede KARAHITAYLAR, SAMANLILAR, ALPTEKİNLER, SEVÜKTEKİNLER gibi hep Türk devletleri vardı.

Ahmed Yesevî, Hacı Bektaş, Mevlana da hep Harzem ülkesinde yaşıyorlardı...

Harzemşahlar ADSIZ, ANUŞTEKİN, TEKEŞ gibi adlar taşıyan hükümdarları ile, katıksız bir TÜRK devleti idi!..

1221'de Cengiz'in Harzem ülkesini istila etmesi sonucu, bu kişilerin torunu ve Terken Hatun'un oğlu olan CELÂLEDDİN HARZEMŞAH tahta geçemedi. Önce Hindistan'a kaçtı. CENGİZ'in ölümü üzerine de İran'a geçerek etrafına TÜRKLER'i ve İranlıları topladı.

Cengiz oğullarının takibine maruz kaldığı için önce Azerbeycan'a, sonra Anadolu'ya geldi. Binbir maceradan sonra Tunceli (Dersim) dağlarında bir Kürt köylüsü tarafından öldürüldü. (1231)

Ancak CELÂLEDDİN ile gelmiş olan HORASANLI TÜRKLER ve İranlılar bölgeye yerleştiler ve birbirleriyle karışarak bugünün ZAZA halkını oluşturdular.

Bu kişiler de kendilerini Kürt saymaz!..

Zaza kelimesi İslâm Ansiklopedisi'nde, Meydan Laorusse'da ayrı başlık olarak yer almaz!. Ancak bu konuda Rus ve Avrupalı yazarların ve TÜRK araştırmacıların tesbitleri vardır.

Rus araştırmacı V. MINORSKY, Holandalılar tarafından zamanın en ünlü otoritelerine hazırlatılmış, ve 30 yılda tamamlanmış olan İslâm Ansiklopedisi'nin İngilizce nüshasında, "Kürtler" bahsinde "20. yüzyılda Kürtler arasında KESİNLİKLE kürt olmayan bir unsurun tesbit edildiğini (Zazalar)" belirtir (sf. 1134) ve "bu grubun Kürtçe'den çok farklı kuzey-batı lehçesi konuştuğunu" (sf. 1152) yazar. Bununla da yetinmez!.. ZAZA kelimesinin geçtiği her yerde "gerçek Kürt olmayan" kaydını düşer!.. (sf. 1151)

Ayrıca konunun uzmanı sayılan O. MAN, DAVID McKENZIE, Prof. HADDANK hem Zazalar'ın, hem de Guran ve Hevramîler'in Kürtlüklerini KARARLILIK ve KESİNLİKLE reddederler!.. Hollandalı araştırmacı V.M. BRUINESSEN de "Ağa, Şeyh ve Devlet" isimli eserinde aynı görüşü paylaşır!.. Görüşlerini bir sayfada verdiğimiz Japon asıllı Prof. GOICIE KOJIMA, Zazaki'yi ayrı bir lehçe olaşarak sınıflandırır, ve "bir Kürt grubunun bulunmadığını, her bir lehçenin ayrı bir dil gibi olduğunu" belirtir!..

Ermeni tarihçi GARO SASUNİ, "Kürt Ulusal Hareketleri ve 15. Yüzyıldan Günümüze Ermeni-Kürt İlişkileri" adlı eserinde "Prof. THOMANSHEK, HEARTMAN ve NÖLDEKE'nin Dersim Zazaları'nı Kürt kabul etmediğini" yazar!

1937 yılında Tunceli-Dersim'de incelemelerden bulunan NAZMİ SEVGEN, bir çok yaşlının, "Biz HORASAN TÜRKMENLERİ'yiz" dediğini yazar!..

Kendisi de HORMAK aşiretine mensup bir ZAZA olan M. ŞERİF FIRAT, meşhur "Doğu İlleri ve Varto Tarihi" adlı eserinde, "Zazalar'ın bir kısmının İÇ ANADOLU'dan (muhtemelen Yavuz Selim zamanında), bir kısmının da daha eski tarihlerde HORASAN ve HARZEM'den geldiklerini" belirtmiştir!.. Aynı eserinde HORMAK aşiretinin kökeninin TÜRK olduğunu ortaya koyan ORHAN GAZİ ve SULTAN 1. MURAT tarafından onaylanmış 12 nesillik soy kütüğünü kanıt olarak yayınlamış ve Zaza bölgesindeki pek çok yer, aşiret, kişi, türbe isminin öz TÜRKÇE olduğunu da yazmıştır!.. (sf. 52-54) Bu muhterem zat, sırf "Kürtler'in ayrı bir ırktan olmadığını, TÜRK olduğunu" dile getirdiği için haince vurulup öldürülmüştür!.. İlk terör şehidimizdir!

1938 yılındaki TUNCELİ-DERSİM isyanının Alevî-Zaza lideri SEYYİT RIZA, Devlet'e yazdığı mektupta:

- "Şâyet Hükûmet hizmet ve sadakatimizden şüphe ederse, âbâ vu ecdâdımızın eskiden geldikleri YUKARI TÜRKİSTAN, HORASAN vilâyetine büün mensub-u aşiretimizle hicret etmeye himmet buyrulsun,"

diyerek ZAZALAR'ın anayurdunu açıkça ifade etmiştir!.

Ayrıca KOÇGİRİ aşiretinden olan ALİŞİR de bir şiirinde:

Ceddimiz Şeyh Hasan, Şâh-ı HORASAN

mısraı ile bu aşiretin de ORTA ASYA kökenli TÜRK olduğunu dile getirmiştir.

Saymakla bitmez!.. Ama devam edelim.

Kendisi de Zaza ve Pertekli olan, Tunceli-Dersim bölgesinde yıllarca Kaymakamlık yapmış bulunan M. ZÜLFÜ YOLGA (1880-1959) "Dersim Tarihi" adlı kitabında, "Zazalar'ın, Timur'un HORASAN'ı ele geçirmesinden sonra, büyük bir topluluğun oradan ANADOLU'ya geldiklerini" yazar... İki ihtimal vardır. Ya Cengiz istilâsı (1200'ler) ile Timur'un fetihlerini (1400'ler) karıştırmaktadır... Ya da her ikisi de Moğol olan hem Cengiz ve hem de Timur dönemlerinde iki büyük göç olmuştur!. Ama Zazalar'ın büyük kısmının HORASAN'dan geldiği kesindir.

Yine kendisi de bir Zaza Alevisi olan CEMAL ŞENER, "Aleviliğin Etnik Kimliği" adlı eserinde "Hem Alevî Zazalar'ın, hem de Alevî Kürtler'in köken olarak TÜRKMEN olduklarını" TARTIŞILMAZ bir biçimde ortaya koyar!..

CEMAL ŞENER bu gerçeği şöyle ifade ediyor:

- "Son on yıldır, Alevî olup ta Kürtçe ya da Zazaca konuştukları halde, kendilerini TÜRK olarak ifade eden Alevî yerleşmelerinin %75'ini gezmiş biriyim... Bu köylerde yaklaşık 1500 civarında insan ile görüştüm. Buna İstanbul'da Şahkulu ve Karacaahmet dergâhlarında rastladığım TUNCELİLİ, ANTEPLİ, MARAŞLI Alevî yaşlıları da ekleyince, 3000 kişiyi buldu... (sf. 36)"

- "Kendileri Zazaca veya Kürtçe'yi bildikleri halde, hatta TÜRKÇE'yi bozuk bir şive ile konuştukları halde, bugün yaşı 60'ın üstünde olan ve KENDİSİNİ KÜRT YA DA ZAZA DİYE İFADE EDEN (yani TÜRK olmadığını ifade eden) BİR TEK ALEVİ'YE RASTLAMADIM!.. Kendisini Kürt veya Zaza olarak ifade eden kesim ise, son yıllarda veya radikal sol rüzgârdan etkilenen azınlık bir gençlik kesimidir. Bu da tarihsel değil, siyâsî bir kimlik olarak kabul edilebilir." (sf. 37)

CEMAL ŞENER ayrıca:

- "Alevilikte DEDELİK, ocak geleneği ile yaşar...DEDE OCAKLARI'nın tümü, kendilerinin HORASAN'dan gelen TÜRKMEN aşireti olduğunu savunur!"

der... (sf. 25)

Araştırmacı MARTIN VAN BRUINESSEN de "Alevî Kürtleri Etkin Kimliği Üzerine Tartışma" başlıklı yazısında, "Ritüel (âyin, ibadet) dili olarak neredeyse tamamen yalnız TÜRKÇE kullanan ve hatta çoğu TÜRKÇE aşiret adlarına sahip olan Kürtçe ve Zazaca konuşan Aleviler'in varlığı bir çok yazarı meşgul etmiş bir vakıadır," der ve "Dersimliler'in Kürtleştirilmiş ya da Zazalaştırılmış KIZILBAŞ TÜRK AŞİRETİ olduğu... Bu varsayım o kadar mantıklı görünür ki, bazı Batılı akademisyenlerce de hiç sorgulanmadan kabul edilmiştir. Örneğin MELİKOF (1982)"

Türkolog IRENE MELINKOF da Kormançça ve Zazaca konuşan KOÇGIRI aşiretinin TÜRK olduğunu, şu sözlerle ifade eder:

- "Araştırmalarım beni KIRMANÇ denen ve Kürtler olarak tanınan insanlar arasında kalmaya götürdü. TÖRELERİ, ORTAASYA'YA KADAR UZANAN TÜRK TÖRELERİ İDİ!.. Ölümle ilgili âdetler, albastı inanışı, TÜRKLER'in 12 hayvanlı takvimleri, eski yeni yıl bayramları olan HIZIR bayramının kutlanması vb. sorduğumda, kaynaklarımdan birisi bana 'SOY OLARAK BİZ KÜRT DEĞİLİZ. fakat (Alevî) inançlarımız dolayısıyla çok ezâ gördük. Dağlara sığındık, Kürtler'e karıştık ve Kürtler olarak adlandırıldık,'demişti."

IRENE MELINKOF aynı eserinde bu tesbitine şunu da ekliyor: "Bunu söyleyen bir çok ayaklanmada etkinliği bulunan tanınmış 'kürt' aşireti KOÇGIRI'lardandı. ÖMER LÜTFİ BARKAN'a şüphelerimden söz ettiğim zaman, bana KOÇGIRI adının TÜRKÇE olduğunu ve AKKOYUNLU, KARAKOYUNLU ve benzeri adlandırmalarla karşılaştırılabileceğini işaret etti."

Gerçekten de KOÇGIR kelimesi ORTAASYA'da halen de kullanılmakta ve KOÇ anlamına gelmektedir... Böylece KOÇGIRÎ aslında KOÇGIRLI, yani KOÇLU demektir Kİ, tıpkı KARAKOYUNLU, KARAKEÇİLİ gibi KOÇGIRLI-KOÇLU aşireti de bir TÜRK aşireti olur.

Sultan 2. MAHMUD döneminde TÜRKİYE'de uzman olarak görev yapmış olan FELDMAREŞAL HELMUT VON MOLTKE de "Mektuplar" adlı eserinde MARAŞ ve yöresi için şöyle diyor:

- "PAZARCIK ovasını geçtik. Bu ovada üç TÜRKMEN kabilesi ATMALI, KILIÇLI, SİNEMİLİLER konaklamıştı."

MOLTKE'nin 200 yıl kadar öncesinden bahsettiği bu TÜRKMEN kabileler, RİŞVAN aşiretine bağlı olup bugün ADIYAMAN, MARAŞve GAZİANTEP'te yaşamaktadırlar. Küçük bir bölümü de ANKARA-HAYMANA ve BÂLÂ ilçelerindedir... Dr. MAHMUT RİŞVANOĞLU'nun araştırmasına göre RİŞVANLAR, OĞUZ boyundan ÇEPNİ ve ÇİĞİL TÜRKMENLERİ'dir!.. ATMALI aşiretinin MARAŞ ve ADIYAMAN köylerinin adları hiç değişmemiştir ve TÜRKÇE'dir: Tilkiler, Haydarlı, Sadakalar, Karahasanlar, Ağcalar, Kabalar, Kizirli, Kızkapanlı, Ketiler, Karalar, Turuçlu, Mahkanlı...

Kendisi de Zaza olan Eski DERSİM MEB'USU HASAN HAYRİ BEY, 1921 yılında T.B.M.Meclisi'nde yaptığı konuşmada, "HARZEM'den gelen ve TÜRKÇE konuşan atalarına Selçuklu Sultanı ALÂADDİN KEYKUBAT'ın yerleşme izni verdiğini, YAVUZ SULTAN SELİM zamanında Alevî TÜRKLER'in DERSİM dağlarına çekilmek zorunda kaldıklarını, kendilerini gizlemek için Kürtçe öğrendiklerini, süreç içinde TÜRKÇE'den uzaklaştıklarını" anlatmıştır.

Araştırmacı ALİ KAYA, "Dersim Tarihi" adlı eserinde bu ifadeyi doğruluyor:

- "İBN-İ BATUTA, 1333-1334 yıllarında Kuzey Dersim'e uğradığında, iki TÜRKMEN kabilesi KARAKOYUNLU ve AKKOYUNLU aşiretleri birlikte Moğollar ile sürekli savaştıklarını belirtir... (s1. 125) Bu aşiretlerden kalanları, Dersim yöresindeki mezar taşlarındaki KOÇ resimlerinde görmek mümkün."

- "ALÂADDİN KEYKUBAT, Bağın'ı ziyaretinde ŞEYH MANSUR'a bir şecere vermiştir. Bu şecere ŞÖBEK köyünde SEYYİT CAFER oğullarının evinde muhafaza edilmektedir. Bu şecerede 12 aşiretin TÜRK olduğu belirtilmektedir."

Bahsi geçen HARZEM kökenli 12 aşiretten 9'u şunlardır:

HAYDARAN, HORMEK, BALABAN, ÇARIK, BULAN, BAHTİYAR, İZOLU, HİRAN, KOÇGIRI

Alevî dedesi PİR AHMET DİKME, 1999 yılında yayınladığı "Haykırıp Duyuramadıklarım" adlı kitabında şu bilgileri vermektedir:

- "(CENGİZ HAN) Moğollarının baskılarına dayanamayarak yurdunu terketmek zorunda kalan MUHAMMED oğlu CELÂLEDDİN HARZEMŞAH yer yer çarpışarak batıya doğru ilerler, ve bir çarpışmada yaralanır. Yaralı olarak dostu olan ŞEYH HASAN'ın yanına gelir ve orada bir Kürt tarafından öldürülür... Beraberindeki oğlu MEHMET'i ŞEYH HASAN'a emanet eder. ŞEYH HASAN dostu CELÂLEDDİN'in nâşını götürüp DOJİK DAĞI'nın zirvesine defneder. Mehmet'i kendi himayesine alır, 3-4 yıl sonra kendi kızıyla evlendirir."

HARZEM Şahı CELÂLEDDİN HARZEMŞAH'ın sözü edilen mezarı, hem Dersim Alevileri hem de Zazalar arasında yatır muamelesi gören SULTAN BABA TÜRBESİ oldu! (Rıza Nur, Türk Tarihi, cilt 2)

Cemşid Bender'in ve tüm Kürt ayırımcıların gözlerden sakladığı gerçek şudur ki, Herat ile Gazne arasındaki diyara GUR ülkesi denir!.. Firdevsi'ye Şehnâme'yi yazdıracak kadar hoşgörülü TÜRK hakanı Gazneli Mahmud'un valisi Muhammed, burada GURLULAR devletini kurmuş; MUHAMMED GUR HAN adını almıştı. (1187)

1300'lere kadar varlığını sürdüren bu GUR halkının bir kısmı, CELÂLEDDİN HARZEMŞAH ile birlikte Anadolu'ya gelmişti.

İşte Cemşid Bender'in "Horasan Kürtleri" ile kastettiği bu HORASAN GURLARI'dır!... GURAN diye bilinen Kürt aşiretleri de aslında GUR TÜRKLERİ'dir!.. GUR-GURAN, TUR-TURAN gibi çoğul ifade eder!

V. MINORSKY, Zazalar'la ilişkilendirilen ve "kürt" addedilen GÜRANLAR aşiretlerinin de Kürtlüklerini KESİNLİKLE reddeder!.. GÜRANLAR bir TÜRK boyudur, ve GORANÎ LEHÇESİ, ZAZAKİ LEHÇESİNİN en yakın olduğu dildir. Birini konuşanlar TÜRK ise, diğeri de TÜRK'tür!

Prof. Y. HİKMET BAYUR, meşhur "Hint Tarihi" adlı eserinde, GUR TÜRKLERİ hakkında şu bilgiyi verir:

- "EL UTKİ'nin 'Kitab-ül Yemini'nde KALAÇLAR'ın Hindikuş (dağlarının) güneyinde yerleşmiş olduklarını, ve Orta Asya'dan gelen diğer TÜRKLER'in Hindistan'ı fethetmelerinde çok önemli rol oynadıklarını yazarken, GÜR Devleti hükümdarı ALÂÜDDİN CİHANSUZUN, SELÇUKLU SULTANI SANCAR tarafından esir edildiğini belirtir."

- "Orta Asya'da TÜRK urukları arasında bulunan GÜRLER oldukça önemli bir yer tutar. Nitekim OĞUZ Kağan Destanı'nda, OĞUZ HAN'ın Hindistan seferinde GÜRLER Ülkesine girip, buradan (sonra) Doğu Avrupa'ya, BULGAR ülkesine hareket ettiği, seferden sonra GÜRLER'in reisinin kendisini SEMERKANT'ta karşıladığı anlatılır. GÜRAN TÜRKMAN taifesinden bahsedilir."

- "İran'daki GÜRANLAR, menşe itibariyle GÜRLER, yani TÜRKLER'dir... ŞEYH SÂDİ, ünlü 'Bostan' adlı eserinde bir İranlı köylünün GÜR hükümdarına 'Ey, TÜRK' diye hitap etmesi de GÜRLER'in TÜRK olduğuna başka bir kanıttır."

Yine tekrarlıyoruz: UR-GUR-TUR-UZ-GUZ-OĞUZ farkı olmadığı gibi, bunların incelmişi ve çoğulu olan KÜR-T ile TÜR-K arasında da fark yoktur!..

Bu yüzdendir ki, Güneydoğu'daki Kürtler'e ek olarak Orta Asya'da bir Kürt oymağı, Macarlar arasında da yine bir Kürt oymağı vardır.

Bunların hepsi birbiri ile akrabadır. HORASAN GURLARI, halis OĞUZ TÜRKLERİ'ndendir!

PİR AHMET DİKME şöyle devam ediyor:

- "MUNZUR DAĞI'nın güney yakasında bir tek Kürt yoktur!.. Orada yaşayan ŞEYH HASAN aşireti tamamen HORASAN kökenli TÜRKMENLER'dir. PÜLÜMÜR'e doğru gelindiğinde ARELİ, LOLANLI, ŞAHVELANLI, KEMANLI, ÇEREKANLI ve daha bir çok aşiret oturmaktadır. BU AŞİRETLERDEN HİÇ BİRİ KÜRT DEĞİLDİR! Tamamı TÜRK kökenli aşiretlerdir. Ben bu konuyu her platformda tartışmaya hazırım!"

Doç. Dr. İBRAHİM YILMAZÇELİK "19. Yüzyılın İkinci Yarısında Dersim Sancağı" adlı eserine göre, Dersim Mutasarrıfı ARİF BEY'in 1903 yılı raporunda:

- "DERSİM öteden beri ŞÂYİ ve ZAN OLUNDUĞU GİBİ umumen KÜRT DEĞİLDİR!.. ÇEMİŞKEZEK ve ÇARSANCAK kazaları kâmilen TÜRK'tür!.. HOZAT kasabası ile, İNCEAĞA kariyesi ve TOROT aşireti halkı TÜRK'tür!.. FAKAT İHTİLAFLAR NETİCESİNDE KÜRTLEŞİYORLAR... MAZGİRT kasabası ile, OVACIK kazasının ova köyleri halkı neslen TÜRK'tür. Ve halen halkı lisan-ı Türkî üzerine mütekellimdirler. Yalnız OVACIK TÜRKLERİ hem Kürtleşmiş, hem de Şiileşmişlerdir... DERSİM Sancağı, TÜRKLER'in pek kadim mevasıdır. TÜRKLER'den gayrı hi ç bir neslin âsar ve hatıratına tesadüf olunmaz!"

diye yazdığını belirtir... Dersim Mutasarrıfı CELAL BEY de 1906 raporunda, "ERZİNCAN Sancağı merkezinin, KEMAH'ın, ERZURUM'un KIĞI, DİYARBAKIR'ın PULU, ELÂZIĞ'ın HARPUT ve EĞİN, DERSİM'in ÇEMİŞKEZEK ve ÇARSANCAK halkının TÜRK olduğunu" yazmıştır.

Yazdık, yazdık, bitmedi... Delil çok, karşı çıkan da yok!.. Devam edelim:

İBN-İ HALDUN, MUKADDİME adlı eserinde GURİLER'in TÜRK olduğunu KAT'İ-KESİN bir şekilde ifade eder... MÜNECCİMBAŞI da GURİLER'in HOTA(HİTA) TÜRKLERİ'nden olduğunu kabul eder.

Dr. MAHMUT RİŞVANOĞLU, "Doğu Aşiretleri ve Emperyalizm" adlı eserinde:

- "Orta Çağ'da AFGAN ve bugünkü TABERİSTAN ve YENİ DELHİ'ye kadar geniş bir imparatorluk kurmuş olan GAZNELİLER yıkılınca, yerlerine GUR-LUĞ adlı yeni bir TÜRK uruğu geçmiştir. GURİLER (GURLULAR) devletini kurmuşlardır. (1284-1304)"

- "Ayrıca, 1526-1830 arasında BABÜR ŞAH'tan sonraki Babüriğ hakanların devam ettirdiği GURKANİYE devleti de, bunun devamı idi."

- "KİKİLER ve KALAÇLAR birleşik uruğlar olarak GURİLER'dir... 'Tabakat-ı Nasiri'de Bengal fatihi Melik'ül GAZİ İHTİYARÜDDİN MUHAMMED'in GÜR ve KALAÇLAR'dan olduğu yazar ki, bundan GURLU ve KALAÇLAR'ın bir arada bulunduğunu (ve bir sayıldığını) anlamaktayız."

- "Bugün BİNGÖL, TUNCELİ ve SİVEREK'te bulunan ve ZAZA, ÇEREKLİ, DERSİMLİ diye adlandırılan oymaklar, işte bu GURLU (GURAN) ile gelenlerdir."

- "Bugün Doğu Anadolu'da hem Kürmanç, hem de Zaza lehçeleriyle konuşan bu TÜRKLER; GURÂNÎ TÜRKLERİ ile beraber AFGANİSTAN'da, ve kuzeyinde KARLUK TÜRK devletinin yıkılmasıyla HAZAR' ın kuzeyinden ve güneyinden Anadolu'ya gelmişlerdir."

Bu yüzdendir ki, Zazalar'ı iki grupta incelemek mümkündür:

1) TUNCELİ, ERZİNCAN ve yakın iller... Kuzey Zazaları... Bunların çoğu alevidir.

2) URFA-SİVEREK, DİYARBAKIR, ELÂZIĞ PALU... Güney Zazaları... Bunların çoğu sünnidir... Siverek Zazaları 5 kola ayrılır: KARANLI, BUCAK, KIRVAR, HASERAN ve BAPVİRAN.

Bunlardan KARANLILAR (aslı KARAHANLILAR) KARLUK TÜRKLERİ'nin iki kolu olan YAĞIZA ve ÇİĞİL oymaklarındandır. KARAHANLILAR bazı kaynaklarda ELİKHANLAR diye anılır... KARANLI köylerinin isimleri tümden TÜRKÇE'dir: KARAHAN, KEPİRKUYU, GÜVERCİN, DİNDAR, HAMAMVİRAN, ŞİRAN gibi... (Prof. Dr. Mehmet Eröz, Doğu Anadolu'nun Türklüğü, sf. 125)

HASERANLAR öz-be-öz TÜRKMEN'dir. Köy adlarının hepsi TÜRKÇE'dir. KARAKAYA, DOĞAN, KONAKLI, HOYA, KARAMUSALAR, DERDERE, HİNDİBABA, ŞEYHANDEDE, AHİRMAT, SARSAP, BUDARAN gibi...

BUCAKLAR boyu tamamen TÜRK'tür. PKK'ya karşı devletin yanında yer olmış, çarpışmıştır. Köy isimleri de TÜRKÇE'dir. GÜNGÖRMEZ, BAHÇE, MEZRA, BİTİK, KALEMLİ, DARALIK, ÇEFTALİ, KALE, SEPETVİRAN, ÇAMURLU gibi...

KIRVAR boyu da TÜRK'tür. ODABAŞILAR'dan gelmedir.

SİVEREK'te kalabalık ayşiretlerden biri de KARAKEÇİLİLER'dir. OĞUZ'un KAYI boyundan olduğu sanılmaktadır. Damgaları gene OĞUZ boyu olan AVŞAR damgasıdır. 60-70 kadar KARAKEÇİLİ köyü vardır. Adları hep TÜRKÇE'dir. AĞAÖREN, DELİKTAŞ, KARAYÜK (KARAHÖYÜK), KURT-İNİ, KARADİBEK, BOZKUYU, KAPAKLI, BÖĞDÜK, GÖLLÜ, PAYAMLI (BADEMLİ), TORU, SALUCA, ÇİPİNİ gibi... KARAKEÇİLİLER yakın zamana kadar Kürtçe konuşurlar, kendilerini Kürt sanırlardı. Ancak Anadolu'nun başka yörelerinde, BURSA, BİLECİK, ESKİŞEHİR,BALIKESİR, ADAPAZARI, KIRIKKALE, GAZİANTEP'te akrabaları olduğunu öğrendiler, TÜRK olduklarını farkettiler!

Darısı kendini TÜRKLER'den ayrı ve farklı gören bütün Kürt ve Zaza aşiretlerinin başına!.. İnşallah kısa zamanda onlar da ruhlarındaki ve damarlarındaki TÜRK özelliğini hisseder, örf ve âdetlerini koruyarak TÜRK gibi, TÜRKLER'le her bakımdan kaynaşmış bir halde yaşarlar.

*****
  • SONRAKİ SAYFALAR : YAVUZ SULTAN SELİM VE İDRİS BİTLİSİ , DERSİMLİ DİYAP AĞA DA TÜRK İDİ! , YAVUZ SULTAN SELİM VE ŞAH İSMAİL , OLAYLAR NEDEN BU BOYUTA ULAŞTI? , KÜRT AYIRIMCININ DİLİNİN ALTINDAKİ BAKLALAR , DİYARBAKIRLI ZİYA GÖKALP'İN TESBİTLERİ , GİRİŞ