HURRİ veya KHURİ diye bilinen bu kavmin asıl adı HURİ'dir. Prof. Dr. H.T. BOSSERT ise en doğru şekli HUR diye verir. MISIR panteonunda HİTİT tanrılarından söz ederken,
- "Hitit ülkesinde oturan muhtelif akvamdan her biri yalnız kendi panteonunda bulunan HİTİT, LUV, PALAİ, HİYEROGLİF HİTİTLERİ, PROTO-HATTİ ve HUR tanrılarını tanımakla iktifa etmemişler; MEZOPOTAMYA'dan SAMÎ tanrıları da kendi panteonlarına almışlardır,"
der. (Edip Yavuz, Tarih Boyunca Türk Kavimleri, sf. 62)
Dr. A. WON GABAIN 2. TÜRK Tarih Kongresi'nde yaptığı açıklamalarda, HİALAR'dan bahsederken,
- "KURT neslinden geldiği iddia olunan TU-U-KİULER'in hükümdâr âilesi AŞİNALAR'a (AÇİNA-ASENA) HİA adı veriliyordu. HİA; HUN, HUHİ Türkçe'de BÖRÜ (KURT) demek idi,"
der... HUN, HUHİ, HURİ ve BÖRİ-BÖRÜ kelimelerinin yakınlığı ortadadır. ANADOLU'da "aryan" sayılan HİTİTLER'in HATTİ ve HURRİLER'e gidildiğinde karşımıza gene yörenin asıl sahibi TÜRKLER çıkmaktadır.
HİTİTLER'in bir kabilesi olan HURRİ veya daha doğrusu HURİ, HURLAR'ın URARLAR'ın akrabası olduğunu A.M. MANSEL "Eski Doğu ve Ege Tarihinin Ana Hatları" adlı eserinin 13. sayfasında DİL yönüyle şöyle açıklamaktadır:
- "Bu dilin (URARCA) iltisakî bir dil olduğu, HURRİCE'de kullanılan bir takım çoğul edatları, son ekler, hattâ muayyen kelimeleri aynen ihtiva etmesinden dolayı, en çok HURRİCE ile benzerlik gösterdiği söylenebilir."
- "ÖNASYA'ya yayılmış olan ve menşe'leri bakımından ORTA ASYA'yı (TÜRKİSTAN) imâ eden ASYATİK diller grubuna girdiğini ve URARTU dilinin bu diller arasında en çok HURRİ ve MİTANNİ dili ile akraba olduğunu göstermiştir."
Bu ifadedeki tek hatâ HURRİ kelimesindeki şeddelemedir. (harf tekrarlama) Bu daha çok SAMÎ dillerinde görülür, URAR ve HURİLER'in önce ÂRÎ, sonra SÂMÎ sayılmasından kaynaklanmaktadır. TÜRKÇE isimlerde tekrarlanan harflere pek rastlanmaz.
Z.V. Togan HURİ'yi KHURİ diye yazmıştır. HURİ ise, URİ'den gelmektedir. Sesli harfle başlıyan bazı kelimelerin önüne H ve K geldiği görülür. HOTANLILAR ve KENÇEKLİLER böyle yapar. TÜRKLER babaya ATA, HOTANLILAR ise HATA der. ANA'ya da HANA derler. Bu da URİ kelimesinin HURİ oluşunu açıklar.
ANADOLU'da bu tür harf eklemesini görürüz. ACAR, HACAR, GACAR... ADIR, HADIR GADIR, KADIR.... EBİL, HEBİL, GEBİL... Bunlar hep köy adlarıdır.
Ama esas önemli olan KARS'taki UR köyünün, MUTKİ, LİCE ve URFA'da HUR; NAZIMİYE'de KUR adıyla karşımıza çıkmasıdır. GUR ise OĞUZ'a izafeten boy adıdır. POTÜRGE'deki URAN köyü, ERUH'ta HURAN; MUTKİ ve HIZAN'da KURAN olarak görülür. Ayrıca GURAN; TURAN gibi, bir boy adıdır. AHLAT ve EĞİL'de URİ adında birer köy varken, HINIS'ta HURİ olarak görülür. Ayrıca HURİ ve GURİ birer boy adıdır.
ŞEMSETTİN GÜNALTAY, "ANADOLU" adlı eserinde, geniş açıklamalarda bulunduktan sonra:
- "HİTİTLER'in bile kendi köylerine ve şehirlere verdikleri adlarla, kendilerine has isimlerin HURRİ ve SUBARU dilinde kullanılan adlar olması, bütün bunların tek bir kökten inmiş olduklarına şehadet etmektedir, "
der. (sf. 56-61)
Dr. Ş. AKKAYA da, "SÜMER Dilinin Bâbil Diline Tesiri" adlı makalesinde,
- "Yapısı tamamiyle SÜMER-TÜRK dillerinin yapısının aynı., yani kompleksif olan ve genel olarak İsa'dan önce 2500-1500 yılları arasında SURİYE ve ERBİL'e yayılmak suretiyle AANADOLU'nun doğusunda konuşulup ETİLER'in hükûmet merkezi olan HATTUŞAŞ'a da saray dilini, yani resmî dili teşkil edip SUBAR, URARTU veya MİTANİ adları verilen dillerle doğrudan doğruya karabeti bulunan HURRİ dili de, ASUR dilini önemli bir şekilde etkilemiştir,"
derken, aslında HURİ ve URARTU dilinin SÜMERCE ve TÜRKÇE ile akrabalığını ortaya koymaktadır.
UR, GUR, HUR nasıl aynı ise URİ, HURİ ve GURİ öyledir. Nitekim, N. ADONZ ve Dr. CONTENAU, HURİ ile GÜRCÜ dilini aynı yapıda gösterirler. (2. T.T.K. sf . 282; G. Contenau, La civilisation de Hitit et oe Mitani, Paris 1943, sf. 49)
HURİ dilinin TÜRKÇE ile akrabalığını belirten özellikler bilhassa E. FORRER (Statification des langues et de Peoples dans le Prochent Orient Prehistorique in ja CCXVII, 1930, sf. 227/-252) ve MUSTAFA SELÇUK AR (Belleten VIII, 1944, sf. 515-566) tarafından ortaya konmuştur. Her iki dilde de erkeklik-dişilik yoktur. Tekil ve çoğul hallerinden başka ikileme yoktur. Bu dillerin en yakın olduğu dil grubu ne ÂRÎ'dir, ne de SÂMÎ!.. Hattâ benzetilmek istenen ERMENİCE'den çok TÜRKÇE'ye yakındır.
SUBAR, HURİ ve MİTANLAR ASUR çağında VAN ve URUMİYE gölleri civarına yerleşmişler, NAİRİLER ile kaynaşmış, sonra da URARTU devletini kurmuşlardır. Daha sonra NAİRİ adi tamamen unutulmuş ve URARLAR ön plâna çıkmıştır.
Zamanımızda KARAKOÇAN'ın ÇAM bucağında NAVRİ adında bir mezra, KARLIOVA'da da NAVRO adında bir köy vardır. KEMÂLİYE, PALO, MUTKİ'de NAVRİL, NAVRİS, NAVRAN köyleri bulunur. NAYİR (NAİR) kelimesi TÜRKÇE'de "DOST" anlamına gelir.
MUSTAFA SELÇUK AR, "URARTU KILAVUZU" adlı eserinde:
- "URARTU sanat eserleri üzerinde bulunan süslemelerle sütun başlıkları, maden işlemelerinin YUNANİSTAN ve İTALYA'nın ETRÜSKLERİ arasında tamamen benzerliklere rastlanmaktadır. "
- "GİRİT'te KNOSSOS saraylarında bulunmuş olan ve aynı şekilde TOPRAKKALE'de elde edilen bir tablet, henüz okunmamış olmasına rağmen, tamamen birbirinin aynı olması, URARTU kültürünün GİRİT'e de girdiğini göstermektedir. Bu kültürün kökünü, daha eski çağlardan aldığı da, bir gerçektir,"
diyor. (sf. 49-56) ( Edip Yavuz, aynı eser, sf. 67)
Aslında GİRİT'e ulaşan URARTU medeniyeti değil, hem URAR hem de ETRÜSKLER'in ortak atası TUR-SAKALAR'dır. Daha önce de belirttiğimiz gibi, M.Ö. 2288 yılının TOURKİLER'i, M.Ö. 1750 yılının TURUKKULAR'ı hep birbirine bağlıdır.