TAHİR TÜRKKAN'IN TARİH NOTLARI

BÜYÜK ARAŞTIRMACI KÂZIM MİRŞAN'IN TESBİTLERİ

ESKİ TÜRKLER'DE İLİM


ALTI YARIK TİGİN’DE RUHÎ TEKÂMÜL

ŞİİR:

ALTI KAÇIK ÜZE OZMIŞLARKA

OĞMAK-İNMEK ACUNLARIK KORKİTTİNİZ

AVIŞ-TAMU EMGEKİN BİLTÜRTÜNÜZ

ALKATMIŞ BİŞ-KAT TENRİ YİRİNTE TOĞURTUNUZ

TERCÜMESİ:

ALTI YARIK superbusunda ozmuş olanlara, göğe yükseliş ve ondan iniş dünyalarını gösterdiniz.
Dönüşmenin Cehennem azabını bildirdiniz. Onları assimilasyonun beş kat TANRI katında doğurdunuz.

ALTI YOLLARDA TEGŞİNÜ TURUR

ARANIZ OMUGSUZ TINLIĞLAR

UŞUN SARSARLIG OTLUĞ EV İÇİNDE

UTRU-TETRÜ BAR-KEL KILDAÇI UĞUSUZ, SERGÜSÜZ, UNÇSUZ, KÖDRÜNÇSÜZ,

ULINÇIĞ EMGEKKE SOKILMIŞLAR

TERCÜMESİ:

ALTI YOLLAR’da değişinip, halden hale geçip durur aranızdaki ümitsiz canlılar...
Sansar presidyumunun yakılma karargahı hükmünde, müsbet-menfi (positif-negatif)
gidiş-gelişlere (doğum-ölüm) tabi olarak...
Anlayışsız, yoklamasız, gayrımakul, çekilmez şekilde daima eziyete sokulmuş olarak.

ON BAŞLAP, ADKANĞULARKA BİLİGLER KAÇAR

ÜKÜŞ KARA AYAĞ YOLLUĞ URUGUĞ SAÇAR

ÖGLÜĞ KİŞİ İYİSTİN-TUTÇI YAŞMAKSIZ BAÇAR

ÖŞELİKSİZ YİĞ NİRVANNIN KAPIĞIN AÇAR

BURKAN KENTÜ KÖNÜL ERÜR, KÖNÜL ÖK BURKAN

BULARNI-MAT BÖLSER, BOLUR SANSARTA TURĞAN

BODULMASAR İKİGÜKE BOLUR OL NİRVAN

BU BİR SÖZNİ SETİREK BOLDI BAKŞITA SORĞAN

TERCÜMESİ:

Renklerden başlıyarak, hasselere bilgi kaçar. Maddi kara istikametinde tohumlar saçar.
Feylesof kişi varlığını koruyarak , yanılmadan dikkat eder.
Böylece en üstün Nirvan’ın kapısını açar. Burkan gönüldür, gönül ise Burkan...
Bunlara böyle bilen Sansar’da yaşar Her ikisine de bulaşmıyan ise Nirvan’ı bulur.
Bu BİR sözünü artık hocaya soran nadir oldu, azaldı.

ÜÇLİ-TORTLİ BELGÜKE TAYAKLIKLIĞ

ÖD ATLIĞ SANTA TÜŞÜNÜLMEDÜK

ÜRÜG, AMRILMIŞ, VIMALA, KİRSİZ,

ÖZ-TÖZİ ARIĞKA YÜKÜNÜRMEN

TERCÜMESİ:

Üçlü-dörtlü belgeye dayalı, era sayılarına düşürülmemiş olarak, sakin sevimli hale gelmiş,
lekesiz, kirsiz, kendi kuruluşu saf olana yükünürüm.

BİRKERU ÜOL ALKULARNI BİR-KE SIGURUR

BİRNİ ALKUKA KİGÜRMEKİ ANTAĞ OK ERÜR

TERCÜMESİ:

BİR haline gelmek üzere, KÂİNAT’ı BİR’e sığdırır.
BİR’in KÂİNAT’a giydirilmesi de öylece tahakkuk eder.

Budist inancın önemli bir unsuru olan SANSAR (SAMSARA) için BAŞAĞSIZTIN AMTIKI BU ÖDKE DEGİ (başlangıcı olmayandan şimdiye kadar) devam ettiği, ve bu zaman içinde ÜÇÖD (üç devre) geçirdiği belirtilmektedir. Bunlar EM-BUĞ, ET-AT, ve İT-AT ‘dır.

Şimdiye kadar söylediklerimizi, eski Türk felsefesinin Budizm ile birleşmiş haliyle ve bizim şimdiki İSLÂM inancımızla bağdaştırarak anlatmaya çalışalım.

KİŞİ-OĞLI (ÂDEMOĞLU, insan) dünyaya indiği günden beri MADDE ve KARANLIK içindedir, CEHENNEM yolundadır... SANSAR (SAMSARA) tekerleğinin, yani TEKÂMÜL ÇARKI’nın dönüşlerinden kendini kurtarmalı, sürekli içinde bulunduğu DOĞUM-ÖLÜM gidiş-gelişlerinden sıyrılıp NİRVAN’a(NİRVANA) ulaşmalıdır. Yani KUL’luktan kurtulup KÜL’de (BÜTÜN, BİR, ALLAH) yok olmalıdır... Aksi takdirde sürekli bir mücadele, eziyet, ızdırap içinde olacaktır.

Orta Asya Şamanist Türkleri gibi, Budist Türkler de yeniden doğmaya (reenkarnasyon) inanırlar. Bizim Anadolu Alevilerinde de bu inanç vardır. Hatta Ali Ekber Çiçek’in en meşhur türküsü HAYDAR HAYDAR’ın bir mısraı şöyledir:

ÂDEM SURETİNDE ÇOK GELDİM, GİTTİM!

Aynı inanç MESNEVİ’de de yer alır:

"Bitki idim öldüm, hayvan oldum. Öldüm insan oldum. Neden şimdi de ölüp melek olmayayım?"

KUR’AN’da ÖLÜMDEN SONRA DİRİLMEK hep mezardan aynı beden ile çıkmak şeklinde değil de, ÖLEN BİTKİLERİN YENİDEN YEŞERMESİ misali ile verilir.

"ALLAH sizi yerden bir bitki olarak bitirdi. Sonra sizi yine oraya çevirecek ve tekrar çıkaracaktır."
(Nun Suresi, 17)

"Aranızda ÖLÜM’ü takdir eden Biziz! Ki, yerinize benzerlerinizi getirelim de,
sizi bilmediğiniz bir biçimde yeniden inşa edelim." (Vakıa Suresi, 60-61)

"Gökten bereketli bir su indirdik. Onunla bahçeler ve içinde biçilecek taneler bitirdik.
Birbirine girmiş kat kat tomurcukları olan yüksek hurma ağaçları yetiştirdik.
Ve o su ile ölü bir beldeye CAN verdik. İşte kabirlerden çıkış ta böyledir."
(Kaf Suresi, 9-11)

Hiç bir bahçede yağmur yağınca eski ölmüş bitkiler yeniden dirilmez! Onların çürüyen bedenlerinden yararlanarak yepyeni bitkiler doğar!.. Hurma ağacının çekirdeğinden aynı ağaç değil, başka bir ağaç dünyaya gelir. Ama özü eski ağaçtandır. İşte bu yüzden ne olduğunu asla bilemediğimiz KIYAMET ve MAHŞER GÜNÜ’ndeki dirilip toplanma hariç, dünya hayatı gidip gelmelerden oluşan bir zincirdir. TEKÂMÜL, OLGUNLAŞMA, türküde belirtildiği gibi ÂDEM SURETİNDE doğum ve ölümler ile sağlanır.

***