Eczacıbaşı ve Bağlar

 

Yusuf Rıza, açtığı özel ve erkek ve kız okullarıya İzmir’in eğitim hayatına yıllarca hizmet etmiş, ders kitapları yayınlamış, böylece birçok önemli fikir, sanat ve devlet adamının yetişmesinde rol oynamış değerli bir eğitimcidir. Demokrat İzmir gazetesinin sahibi Adnan Düvenci’nin de babasıdır.(…) Okullarında Avram Galanti, Mehmet Şeref ve Selim Sırrı gibi tanınmış kişileri öğrtemen olarak çalıştıran Yusuf Rıza, bir taraftan da İzmir İdadisinde uzu yıllar öğretmen ve idareci olarak hizmet etmiştir. (…) Kurduğu özel okullarda Nail ve Rıfat Moralı, Benal Nevzat, Turgut Türkoğlu, Süha Tükel, Necat Eczacıbaşı gibi bir çok tanınmış kişiyi yetiştiren…"
(Ö. Faruk Huyugüzel, İzmir Fikir ve Sanat Adamları (1850-1890), s.590)

İzmirliler, Kemeraltı’ndaki "Özel Yusuf Rıza Ana ve İlkokulu"nu hatırlayacaklardır, 80’li yıllarda okul tabelasını indirdi. Yazar belirtmemiş, bu okuldan meşhur olan bir diğer ünlü uzun yıllar belediye başkanlığı yapmış olan İhsan Alyanak’tır. İsmi spor salonuna verilen
Selim Sırrı Tarcan bir Kapancı olarak Feriköy’de yatıyor. Osman Cengiz Çandar’ın eşinin kızlık soyadı da Tarcan.

Adnan Düvenci milltevekiliği de yapmış, Demokrat İzmir’in ilk Yazı İşleri Müdürü Osman Kapani, o da DP’den milletvekilliği yapmış bir zat. Bir diğer ünlü Sabetaycı Ali Gevgili, gazeteciliğe bu gazetede başlamış. Mithat Perin, Burhan Belge gibi isimler de bu gazetede çalışmış.

Gelelim Nejat F. Eczacıbaşı’na, kendisi hakkında ayrıntılı bilgi şu adreste var:
http://
www.eczacibasi.com.tr/scn_topluluk/kurucu.html

Nejat F. Eczacıbaşı (1913-1993) Eczacıbaşı topluluğunun kurucusu, babası da İzmir’in ilk "Müslüman" eczacıymış (Bkz. Melih Gürsoy, İzmir Mozaiğinde Belirgin Taşlar) Yalıları da daha önce bahsettiğim Mısri Dergahı’nın çok yakınında. Nejat Bey’in oğlu Bülent Eczacıbaşı TÜSİAD’ın başkanlığını yaptı.

Ali Çimen ve Hakan Yılmaz da İpler Kimin Elinde isimli kitaplarında Eczacıbaşı’ların Bilderberg ile bağlantılarına ve toplantılara katıldıklarını yıl da vererek değiniyorlar. Ben de daha önce Bülent Eczacıbaşı için bunu belirtmiştim. Babası da Bilderberliymiş.

Sabetaycı
Leyla Umar, güya yabancı gazetecilerin özlemleri olarak, Türkiye’yi düze çıkaracak kadronun, Cumhurbaşkanı Bülent Eczacıbaşı ve Başbakan Uğur Bayar olacağını yazdığını söylüyor; daha doğrusu enjekte etmeye çalışıyor besbelli. (Gazete alıntısı için bkz, Yalçın Küçük, Tekelistan)
Çevik Bir’in Cumhurbaşkanlığı için adı geçtiği zaman Sabah ve ATV’nin nasıl bir gayretkeşlik içine girdiği hatıralanacaktır. Peki kim bu Uğur Bayar ? Şu andaki görevi Özelleştime İdaresi Başkanı olması.
Bir "meziyeti" daha var: 1998 Bilderberg’e katılmış.
Peki ya ailesi ? geçtiğimiz yıl ölen Bige Özgener, Altay eski Başkanı ve halen yönetici Mahmut Özgener’in annesi ve yine Altay eski Başkan Esen Özgener’in eşi olan hanımefendi Osman Kibar’ın kızıymış. Bige Hanım vefat edince ölüm ilanından, Osman Kibar’ın karısının adının Ulya olduğunu görüyoruz ve Uğur Bayar için de şöyle denmiş: Ulya-Osman Kibar’ın yeğeni. Bige, İbranice Fazilet demek

Aksiyon’da Çoşkun Kırca için ne deniyordu ?
"Coşkun Ali Kırca, ikinci evliliğini de Bige (Ergüder) Hanım'la gerçekleştirir. Çiftin, bu evlilikten de Selcan (bir Amerikalı ile evlenir) ve Gülcan (o da Ankaralı bir işadamı Ferit Bey'le birleştirir hayatını) adında iki kızı daha olur. Bige Hanım, İzmir eski Belediye Başkanı Osman Kibar'ın yeğeni Sevil (Dilber) Hanım'la evlenen Özcan Ergüder'in kardeşidir."

Çevik Bir’le ilgili bir parantez açalım.
Bir kitap var :
"Armagedon/Türkiye-İsrail Gizli Savaşı" Yazarı : Aydoğan Vatandaş
Bu kitap, Silahlı Kuvvetlerin başvurusu üzerine önce toplatılıyor, sonra mahkemeye veriliyor, sonunda kitap serbest bırakılıyor. Kitabın 13. Baskısının 127. Sayfasında, Impact International isimli derginin Mart 1997 sayısında yayınlanmış bir yazının çevirisi var. Yazı uzun bir kaç cümle alacağım.
"27 Şubat 1997’de Karadayı İsrail ziyaretinden döndü ve ertesi gün, Türk ve Batı basınına göre Ordu, Erbakan’ı uyarmıştı; ya kökten dincilikten vazgeçerdi ya da…"
"Karadayı’nın yardımcısı Çevik Bir, İrticanın PKK’dan daha tehlikeli olduğunu iddia etmiştir.(…) Türkiye’de bazıları Çevik Bir’in ‘dönme’ olduğuna inanmaktadır. (…)"
"Bu Generaller müdahale ederlerse Çevik Bir’in Başbakan adayı Emre Gönensay olacaktır. Emre Gönensay’ın da ‘dönme’ olduğu iddia edilmektedir."

İttihatçı Rahmi diye tanınan, İttihat ve Terakki’nin beyni ve kimilerine göre geride kalan gölge lideri dedikleri Izmir Valisi Rahmi Bey, hani 33. Dereceden mason Celal Bayar’ın manevi babası, bir diğer ünlü Sabetaycı Eczacıbaşı’nın da kayınpederi olan ünlü ve 33. Dereceden mason, Altay Spor Kulubünü kuranlardan. Rahmi Bey'in eşi Nimet Hanım, Karl Detrois'in torunu. Karl Detrois, M. A. Aybar’ın da büyük dedesi, Bektaşi olunca Mehmet Ali Paşa (Müşir)denmiş. Nazım Hikmet’in anneannesiyle, Aybar’ın babaannesi kardeş. Yani Konstantin Borzencki’nin oğlu ile Karl Detrois’in kızı evlenmişler. Kulüp Rakısı’nın etiketinde içki içer görünür şekilde resmedilen Nono Bey Mehmet Ali Aybar’ın özbeöz amcası. Rahmi Bey’in de karısının ağabeyi.

3 Mart 1909’da İstanbul’da, Tokatlıyan Otel’de Mason Yüksek Şurası için bir toplantı yapılıyor.
Toplantıya o anda 33. Dereceye ulaşmış 12 mason katılıyor. Bu 12 kişi kıdem sırasına göre 1’den 12’ye kadar sıralanıyor. (İlhami Soysal, Masonlar ve Masonluk)
1 Numara’daki kişinin adı Mehmet Talat Sai, o esnada İttihat ve Terakki Merkezi Umumisi Reisi ve milletvekili. Ondan önce de Alyans İsrael’de Türkçe öğretmenliği yapıyor. O zaman bu isimle tanınıyor ve daha sonra tarihe Talat Paşa olarak geçecektir. Bu toplantılardan sonra 33. Dereceye yükseltilen ilk mason yani 13.isim Rahmi Bey oluyor.

Turgut Sunalp, Kore’de kendisiyle aynı çadırda kalan Refik Erduran’ın, Kore’ye gönüllü olarak geldiğini söylüyor (Bkz. Emin Çölaşan, Kırk Kişiyiz Birbirimizi Biliriz).
Refik Erduran, Nazım Hikmet’ motorla kaçıran kişidir ve o esnada da Nazım’ın baba bir anne ayrı kızkardeşiyle (Turgut Sunalp’in de teyzesinin kızı) evlidir. Leyla Umar’ın da eski kocası olan R. Erduran, Nazım’ı motorla kaçırırken, tesadüf bu ya, olur ya, dayısının oğlu Amiral Münci İlhan da Boğaz Komutanıdır.
Refik Erduran, anılarında, bu kaçırma işinin aslında önce Tarık Demirağ’ın motoruyla yapılmasının planlandığını yazar. Tarık Demirağ, Yakubilere ait Özel Boğaziçi Lisesi mezunu Turgut Demirağ’ın kardeşi, Melike’nin de amcasıdır.

Muallim Naci (1850-1893) Şair yazar, Ahmet Mithat Efendi’nin damadı. Ahmet Mithat Efendi de Refik Erduran’ın dedesinin dayısı. Muallim Naci "özel" yer olan Divanyolu 1. Ada’da gömülü.

Reşat Altını'nın Yaratıcısı ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Reşat Altın'ın yaratıcısı kimyager İbrahim Etem Ulagay'ın kendi ismini taşıyan ilaç şirketi, 100 yaşına girdi. Cumhuriyet aşığı Ulagay, hastalanan Atatürk'ün tahlillerini bizzat yapıyordu
Türkiye'nin eczacılık tarihinde önemli rol oynayan İbrahim Etem Ulagay İlaç Sanayii Türk A.Ş., kuruluşunun 100'üncü yıldönümünü kutluyor.
Köklü firmanın kurucusu İbrahim Etem Ulagay, kutlamalar kapsamında çeşitli etkinliklerle anılacak. Ulagay'ın Türkiye eczacılık ve tıp tarihiyle paralel gelişimini anlatan bir de sergi açılacak.

İlaç sanayiinin temeli
Atatürk siroza yakalandığında kan ve idrar tahlillerini kendisi yapan İbrahim Etem'in kurduğu şirket, tam 100 yıl öncesine dayanıyor. 1880 yılında Kafkasya'da doğan İbrahim Etem Ulagay, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'den yüzbaşı olarak mezun oldu, ardından da İstanbul Gedikpa-şa'da ulusal ilaç sanayiinin temelini oluşturacak küçük laboratuvarını açtı.
İlaç sektörüne devrim niteliğinde yenilikler getiren Ulagay, laboratuvarında afyon ekstresi, ipeka ekstresi, dower tuzu ve bunun gibi basit ilaçlar üretmeye başladı.
Ulagay, Bahriye Hastanesi'nin, Tıbbiye Mektebi'nin, Haseki Hastanesi'nin, bugün Hıfzıssıhha Enstitüsü'ne dönüşen Müessese-i Hayriye'nin laboratuvarlarını kurarak, tıbbi analize önemli katkılarda bulundu. Ünlü kimyager, Birinci Dünya Savaşı'nda Avrupa'dan 'enjektabl ampul' ithalatı olanaksız hale gelince kendi olanaklarıyla ilk yerli cam ampulleri üretti.

19 ilaç ruhsatı bıraktı
Ulagay, İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya'dan ilaç ithalatı kesildiğinde de yüzde yüz yerli karaciğer ekstresi ampul ve şurubunu, bazı vitamin ve hormon preparatlarını seri olarak üretip piyasaya sundu. İbrahim Etem 1943'te öldüğünde, geride 19 adet ilaç ruhsatı bıraktı.

Hurda gümüşten altını yarattı
İbrahim Etem Ulagay'ın Reşat Altını'nı buluşu, ilginç bir öyküye dayanıyor. Darphane kimyageri, 1909 yılında İngiltere'den getirilen saf bakırla ayarlanan altın liraların geliştirilmesi gerektiğine karar verdi. Ulagay, daha dayanıklı ve değerli altın alaşımı elde etmek üzere çalışmalara başladı. Ünlü kimyager dolapların birinde terk edilmiş halde bulduğu hurda gümüşlerle çalışmalarını ilerletti. Sonuçta altın ayarlamada gümüş kullanarak, istediği sonucu elde

edip Reşat Altını'nı ortaya çıkardı.                                                              

Akşam Gazetesi 01.06.2003
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Osman Ulagay - Orhan Taylan Akrabalığı

Bugün (29.5.2003) Hürriyet'te yayınlanan vefat ilanından, Osman Ulagay'ın annesi, Orhan

 Ibrahim Ethem. Ulagay

 İ.Ethem. Ulagay

Osman Ulagay

Osman Ulagay

Taylan'ın kayınvalidesi Şermin Ulagay'ın ölümünü, Bebek Cami -Zincirlikuyu Mezarlığı, öğreniyoruz. Merhumenin yakınlarına, sevenlerine başsağlığı dilerim. 1972-1973 Şişli Terakki Mezunu İbrahim Ethem Ulagay. Dedesinin ismini taşıyan bu kişi aynı isimdeki ilaç fabrikasının sahibinin torunu. Gazeteci, Osman Ulagay’ın amcasının oğlu.
Ressam Orhan Taylan, Selanik'ten Samsun'a gelen ailenin oğlu. Kendi ifedesine göre Samsun doğumlu, ama Selanikli. Annesi de ressam. Annesinin Cezzar ve İpekçi Ailesi ile bağı var.
Orhan Taylan TKP'liydi ve Barış Derneği Davası'ndan yattı. Sabetaycıların, Arap- İsrail Savaşı sonrası soldan çekildikleri yolundaki teze karşı, ben de Barış Derneği Davası'nı söylüyorum hep. Barış Derneği mensuplarının hemen hepsi Sabetaycı.
Osman Ulagay Cumhuriyet'teyken Özal'ı desteklediği için gazetenin karışmasına yol açan kişi. Bu olaydan sonra Cumhuriyet ikiye bölünmüştü. Osman Ulagay, çok zengin bir ailenin çocuğu. Geçmişte Maocu. İsminden de anlaşılacağı üzere Karakaş. Orhan Taylan da Karakaş.

Gokyuzu  [SANDAL]                                                                                                      
<<< GERİYE