Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

ALİ HAYDAR BAŞVEREN'İN ARAŞTIRMA YAZISI


ALEVİ-SÜNNİ SÜRTÜŞMESİNİN İÇYÜZÜ

EK - BATI HAYRANLARINA İTHAF

E. F. SCHUMACHER'İN GÖRÜŞLERİ

Aşağıdaki ifadeler gene bir Batılı düşünür odlan E.F. Schumacher'in "AKLİ KARIŞIKLIKLAR İÇİN KLAVUZ" adlı kitaptan (İz Yayıncılık, İstanbul, 1990) alınmıştır:

- "İMAL EDİYORUM, SATIYORUM, ÖYLEYSE VARIM.!" DESCARTES önerdiği düşünme yönteminin bu ilkeyi haklı çıkartan bir dünyaya temel olduğu inkar edilemez.

- Amansız mantığı ile DEKARTÇI İNSAN, SEMAVATIN KAPILARINI KENDİNE KAPATTI! Muazzam enerjisi ile kendini dünyaya hapsetmeye çalıştı.

- "Andolsun Asr'a, muhakkak ki insan kesin bir ziyandadır. Ancak iman edenlerle salih amel işliyenler, bir de birbirlerine hakkı, birbirlerine sabrı öğütleyenler böyle değil!" 'Asr Suresi (Mustafa Özel'in Önsöz'ünden)

- Modern akılcılığın babası Descartes , "Aklımızın tanıklığı dışında ikna olmamalıyız," görüşünde ısrarlıydı.

- Jacques Maritain,"KARTEZYEN KANITLAMA, mekanikliğe gider. Tabiatı makineleşir, evren dilsizleşir. YARATICI'NIN DEHASINDAN NASİPLENMEYE SEBEP OLAN HER ŞEYİ İMHA EDER!" Francis Bacon(1561-1626) benzer bir yolu savunmuştu. insan aklı kapasitesinin sınırlı olduğunu savunan skeptisizm Avrupa felsefesinin temeli oldu.

- Descartes matematikte belki fazla ileri gitmişti. Immanuel Kant(1724-1804) matematikten felsefeye değil, fiziğe kaydı. Metafiziğin yöntemi Newton'un tabiat bilimlerine getirdiği yöntemin aynıydı. Salt aklın eleştirisi..Fizikçiliğin felsefi bir yöntem olarak temel zaafını başka hiç ir şey daha açık gösteremez.

- Ne matematik, ne de fizik; yüksek ve aşağı nitel tasarımı barındırmaz. Böylece dikey boyut (Tanrı'ya ulaşan boyut) felsefeden silindi.

- Kadim görüş TANRI'dan yola çıkar. Aşağı doğru iniş, niteliklerin müterakki kaybıdır. Modern görüş ise evrim teorisinden hareketle cansız maddeden başlıyarak ve insanı zincirin son halkası görmek eğilimindedir.

- Canlı bir bitki ile ölü, dolayısiyle madde seviyesine inmiş bitki arasındaki hayret verici gizemli farkı kolaylıkla görürüz. Hayat deriz ona!..

- Ancak BİLİM ADAMLARI, "HAYAT'TAN BAHSETMEMELİYİZ. Çünkü bugüne kadar böyle bir güce rastlanmamıştır," DİYORLAR. Fark ortada, onlar böyle diyorlar.

-Fizik ve kimya en alt düzey olan maden ile uğraşırlar. Bu seviyede hayat, şuur ve idrak mevcut değildir.

- Hayatın, atomların özel bir kombinezonundan başka bir şey olmadığını söylemek, Shakespear'in eserlerinin harflerin kombinezonu olduğunu söylemekten farksızdır.

-Bioloji dahi hayat faktörü ile uğraşmaz. Modern bilimin hayatı kavrıyacak bir yöntemi yoktur.

-Thomas Aquinas (1225-1274) "Bilinen nesne, bilenin içinde olduğu sürece bilgi ortaya çıkar," der.

- Maurice Nicoll, şöyle diyor: "Hepimiz bir diğerinin gövdesini görebiliriz. Ancak kişiliğini göremeyiz. Bütün düşüncelerimiz, heyecanlarımız, duygularımız, hayallerimiz, rüyalarımız, kuruntularımız, plalarımız, sırlarımız, ümitlerimiz, tutkularımız, kuşkularımız, şaşkınlıklarımız, muhabbetimiz, spekülasyonlarımız, düşüncelerimiz, aptallıklarımız, özlemlerimiz, şehvetimiz, arzularımız, sezgilerimiz, hazlarımız, nefretimiz, aşkımız görünmezler. Ancak bunlar bir insanın "ben" dediği şeyi oluşturur. HAYAT'ın bütün diğer tanımlardan önce, bir GÖRÜNÜRLER VE GÖRÜNMEZLER TİYATROSU olduğunu anlamıyoruz.

- "Bakarlar, görmezler. Duyarlar, işitmezler... ve onlar anlamazlar...Zira kalpleri mühürlüdür."

- Kalp ile anlama budur. Başa yerleştirilmiş beyin dört varlık düzeyinin en altındaki madde ile uğraşmaya yeterlidir.

- İNANÇ, akıl ile çelişki içinde değildir. AKLIN YERİNE İKAME de EDİLEMEZ! St. Augustine için iman, meselenin kalbidir. İman kalbi temizler ve aklın, TANRI'nın vahyini kavramasını mümkün kılar. Yüce bilginin tümüne bir anda ulaşılamaz, sadece tedrici bir eğitim kemale ulaştırır._

- Batılı insan daha ne kadar, dış kainatın incelemesiyle meşgul olup kendini ihmal edecek?..

- EVRİMCİLİK bilim değildir. Bilim kurgu hatta bir nevi muzipliktir. Çok başarılı bir hiledir. MODERN İNSANI "BİLİM" VE "DİN" ARASINDA UZLAŞMAZ BİR KONUMA HAPSETMİŞTİR! İnsanlığı yücelten bütün inançları yok etmiş ve onları yerine insanlığı aşağı çeken bir inanç ikame etmiştir. BU TÜR KURAMLAR BİLİM DEĞİL, İNANÇTIR!

- Martin Lings, "MODERN DÜNYADA DİNİ İNANCIN KAYBEDİLİŞİ, EVRİM TEORİSİ'NE DAYANIR," diyor.

-TESADUF'ÜN tam KARŞITI NİZAM'DIR. MAKSADA DELALET EDER! Hayat alanları, insanın bir rastlantı eseri olmadığının elektronik delilini sunarlar. Aksine, İNSAN KOZMAZ'UN BÜTÜNLEYİCİ BİR PARÇASIDIR!

- Prof. Harold S. Burr,"kimya çok önemlidir. Çünkü arabayı yürüten benzindir. Ancak benzini değiştirmek, Ford'u Mercedes yapmaz. Canlı bir bünyenin kimyası da onun "canlı" sistemin fonksiyonel özelliklerini benimsemez.

- Bütün büyük sanat eserleri TANRI hakkındadır. Dante'nin İlahi Komedi' gibi...

-Kilisesiz yaşamak mümkün olabilir belki, ama DİNSİZ yani yüksek düzeylerle temas kurma ve onlara doğru yükselme olmadan YAŞAMAK İMKANSIZDIR!

-İKTİSADI PROBLEM DİYE BİR ŞEY YOKTUR.(Herkese yetecek kadar gıda üretilmekte, sonra "satılmadı" diye denize dökülmektedir.) Hiç bir zaman da olmamıştır. Yeterli miktarı nasıl temin edeceğimizi biliyoruz. Bunun için şiddete, saldırganlığa, gayrıinsanı davranışa gerek yok. Ama ortada MANEVİ BİR PROBLEM VAR! Gelecek nesiller çaba göstermeden de çözülemez. MODERN DÜNYAYI KURTARACAK BİR GERÇEĞE DÖNÜŞ ŞARTTIR!

-Bu konuda iygi çekeceğine inandığımız diğer bazı kitaplar da şunlardır: M. Nicoll, Psychological Commentaries, London, 1952

E. Gilson, The Unity of Philosophical Experience, London,1938

The Christian Philosophy of St. Augustine, 1961,London

***
  • ÖNEMLİ SAYFALAR: SELÇUKLU'NUN MİRASI OSMANLI'NIN , NOTLAR , MEKTUPLAR , TABLOLAR , KAYNAKLAR , SİTEMİZDEKİ SAYFALAR