Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!
 

Evet, ortaokul siralarinda yazmaya basladim.Ice kapanik, yapayalniz cocuklugumu düslerimle süslemege calisiyordum.Bos derslerde ya da ders aralarinda diger cocuklar kosup oynarken ben, bir köseye cekilip acikli romanlar yaziyordum.O sıralar okudugum Kemalettin Tugcu'nun kitaplarina öykünüyor, onun gibi yazmaya calisiyordum.

Cocukluktan genc kizliga, ortadan liseye gectigimde, düz yazidan da siire geciverdim.Bir siirimi Akbaba dergisinde yazilarini ilgi ile okudugum Yusuf Ziya Ortac'a gönderdim (1963).Hiç ummadigim halde hemen yanit geldi.Büyük usta beni övüyor, yüreklendiriyordu.Daha sonra "Gözgü" adli bir dergiye gönderdigim siirim yayinlandi.Üstelik beni yazar kadrosuna bile almislardi! Ancak dergi kisa sürede kapaninca benim de düslerim suya düstü. Yine de yilmadim ve yazmayi sürdürdüm.

Bir kitabim olsun istiyordum; ama bunu nasil basarabilecegimi bilemiyordum.Yazin dünyasina giden yolun yarismalardan gecebilecegini umarak yarismalara katildim.En büyük derdim yazi makinamin olmayisiydi.Ona sahip olmak icin neler vermezdim... Pek cok genc kizin düslerini delikanlilar, güzel elbiseler ve arabalar süslerken,benimkini yazi makinasi süslüyordu. O siralar tip fakültesindeydim.Geceleri hastanenin kütüpanesine gidip oradaki yazi makinasini kullaniyordum.Daha seri yazabilmek icin kagit üzerine cizdigim klavye ile on parmak yazi yazma calismalari yapiyordum.Yarismalarda ödül alamiyordum ;ama ben asla umudumu ve yazma istegimi yitirmiyordum.

                                                               Devam Ediyor