ANADOLU VE TRAKYA'DA YUNAN ZULMÜ VE TÜRK SOYKIRIMI - 3

MUSTAFA KEMÂL ATATÜRK diyor ki:

- "Millî hayatımızda yediden yetmişe hepimizin bilmesi gereken zafer günlerimiz olmakla beraber, ACISINI DÜNYA DURDUKÇA İÇİMİZDEN ATAMIYACAĞIMIZ MİLLÎ FELAKET GÜNLERİMİZ DE VARDIR... 1877 Rus Harbi sonu büyük muhaceretleri!.. TÜRK'ÜN AVRUPA'DAN ÂDETA KÖKÜNÜN KAZINMASI İSTEĞİYLE HORTLAYAN HAÇLI ZİHNİYETİNİN GİRİŞTİĞİ TOPLU KATLİAMLAR!.. 1912 Balkan Savaşı ve TÜRKLER'e reva görülen zulüm ve İŞKENCELER!.. Tarihin bu acı mirasları her TÜRK'ün kalbinde unutulmamak üzere dünya durdukça muhafaza edilmelidir. Milletimizin kalbinde HİSS-İ İNTİKAM olmalı!.. Bu alelâde bir intikam değil; hayatına, ikbaline, refahına düşman olanların mazarratlarını izaleye matuf bir intikamdır" (16.3.1923)

Ve tabii Yunan ordusu ile yerli Rumlar'ın EGE BÖLGESİ'nde, MARMARA BÖLGESİ'nde, TRAKYA'da, KARADENİZ BÖLGESİ'nde yaptıkları zulüm, işkence, ırza tecavüz ve soykırım!..

Bunları asla unutmamak için, 1921 yılında iki yabancı heyetin tesbitlerinin yer aldığı resmî raporları yayınlamaya devam ediyoruz.

1. Heyet GEMLİK, ORHANGAZİ, YALOVA ve çevresine gitmişti, ve heyette İngiliz Generali FRANKS, İtalyan Albayı ROLETTO, ve Fransız Albayı VICK ve KIZILHAÇ'tan temsilci vardı. M. GHERI adlı bir Fransız da karşılaşılan dehşet dolu manzaraların fotoğrafını çekiyordu. Yanlarına MUSTAFA SÜREYYA adında bir jandarma teğmenini, ORHANGAZİLİ REFİK, ÇINARCIKLI HAFIZ AHMET, GEMLİKLİ TEVFİK, SULTANİYELİ İMAM EMİN adlı kimseleri de almışlardı.

2. Heyet, BEYKOZ, PAŞABAHÇE, ŞİLE, KANDIRA, İZMİT ve çevresini tetkike memur idi. Heyet; İngiliz Albay PARMER, Fransız Albay MITOFISKI ve İtalyan Albay ITELLİ'den ibaretti.

BEYKOZ KAZASI FACİALARI :

8 Mayıs 1921 , rapor: 365

- "15 Temmuz 1920 tarihinde bir Yunan taburu, BOĞAZİÇİ'nde BEYKOZ kazasına bağlı HÜSEYİNLİ köyünü kuşatarak, mitralyöz ve yaylım ateşi ile ahaliyi katlettikten sonra, her şeyi yağmalamışlar, bilâhare 35 haneli köyü ev, ahır, samanlık, cami, mektep, hatta harmanlardaki ekinleriyle TAMAMEN yakmışlardır!.. Hayvanlarını sürüp götürmüşlerdir. Köy halkında sağ kalan 5-10 kişiyi de hicrete mecbur etmişlerdir."

14 Mayıs 1921 , rapor : 375

- "Ekim 1920'de BEYKOZ'a bağlı ÇAVUŞLU ÇİFTLİĞİ'ni muhasara eden bir Yunan müfrezesi, çiftlik kâhyası CEVAT EFENDİ ile 6 arkadaşını döve döve öldürmüşlerdir!"

- "Yunan askerleri ekinler dahil olmak üzere bütün evleri yaktılar. Fakat daha önce bütün eşyayı arabalara yükleyerek ÇUBUKLU'ya naklettiler. Ahaliden en küçük bir mukavemette bulunanları kasaturalarla doğradılar. SARINAR, HÜSEYİNLİ, köylerinde, ÖMERLİ nahiyesinde aynı soygun ve cinayetleri irtikap ettikten sonra, buraları baştan başa yaktılar!"

1 Mayıs 1920 tarihli (Köy İhtiyar Heyeti'nce hazırlanan) Mazbatadan:

- "20 Ekim 1920'de bir mülâzım komutasında 40 neferden mürekkep bir Yunan müfrezesi, ikinci defa ÖMERLİ'ye bağlı BUZHANE köyüne geldi. Köy sâkinlerini köy kahvesine toplayarak ADİL OĞLU RECEP, SALİM OĞLU İBRAHİM, EMİN OĞLU RIFAT, HASAN ÇAVUŞ OĞLU YUSUF, MUSTAFA OĞLU İBRAHİM ve Kahveci RIZA'yı alarak, köye yarım saat mesafede bir mıntıkaya, tüfek dipçiği, kasatura ve süngü ile döverek ve yaralayarak götürdüler."

- "BUZHANE ve ÖRÜMCE köylerinde 20 Türk'ün boyunlarına ip geçirerek sürüklediler, ve vücutlarını muhtelif yerlerinden kasatura ile yaraladılar."

- "MURATLI köyünde ahaliyi döverek ve yaralayarak soydular!"

- "ÖMERLİ ve havalisinde, Yunan müfrezesi her girdiği köyde yağma, talan, yangın dövme ve yaralamadan maada, genç kızlara hemen her köyde, erkeklerin gözleri önünde tecavüzlerde bulundular!"

- "HEYET, muhtelif raporlarla bu hadiseleri tesbit etti."

- 1920 Aralık ayında bir subay kumandasında tekrar BEYKOZ'dan ÖMERLİ'ye gelen bir Yunan müfrezesi, halkın sonradan tedarik edebildiği eşyasını, tekrar gasbettiler!.. Kadınları da döverek tecavüzlerde bulundular!.. Durum Köy İhtiyar Heyeti tarafından tanzim edilmiş 2 Mayıs 1921 tarihli mazbatadan anlaşılmıştır."

ŞİLE'DEKİ VAHŞET :

12 Mayıs 1921 , Rapor : 365

- "9 Yunan askeri (ikisi makineli tüfekli) KARAMANDRA'ya girmişler, 2000 altın istemişlerdir. Eşraftan HACI MUSTAFA, 'Paramız yoktur,' demesi üzerine evvelâ onun sakallarını tutuşturmuşlardır!. HACI MUSTAFA'yı kurşunla öldürdükten sonra, hanımına ve kızına olmayacak hareketlerde bulunmuşlardır. Kızcağızın namusunu telef ettikten sonra, boynundan bir iple ahırdaki atın kuyruğuna bağlamış ve atı süngüyle kovalamaya başlamışlardır. Kız parça parça olmuştur!"

- "Köy erkeklerini ayaklarından birbirine bağlayarak kırbaç ve odunla döğmek suretiyle köyü dolaştırmışlar, birçoğunu kurşuna dizerek öldürmüşlerdir."

- "ŞİLE'de, Çiftçi EMRULLAH büyük işkence ile öldürülmüştür!.. Evvelâ sokakta kırbaçla dövülmüş, sonra kaba etlerine kasatura sokulmuş, bütün parmakları kesilmiş, gözünün biri oyulduktan sonra başı kesilerek bir ağacın çatalına konulmuştur! EMRULLAH'ın parça parça edilmiş vucüduna (Heyet tarafından) ağacın altında rastlanmıştır."

KURUCAKÖY:

- "Bir Yunan askerî doktoru, 30 Yunan askeriyle birlikte KURUCAKÖY'e girmiş, ÇULOĞLU MEHMET, EĞRİBOYUN AHMET, YAKUP OĞLU RECEP, PEHLİVAN AHMET ve ABDULLAH OĞLU MUSTAFA'yı rehin alarak köyden 3000 altın istemişlerdir."

- "Heyetimizi saat iki buçukta bu köye yaklaşmış, devamlı silah sesleri ile karşılaşmıştır... Köye girildiğinde iki Yunan askerinin bir genç kızın elbiselerini yırtmaya çalıştığı görülmüş, ismi AYŞE olan 13 yaşındaki bu kız bize doğru kaçarken ARKADAN vurulmuştur!"

- "İleride, kümelenmiş erkeklere yaylım ateşi açılmakta idi. Yunanlılar, Heyetimize silah çevirerek, bizim köye girmemize mâni olmuşlardır! Kumandan APOSTALİDES askerlerine engel olmak için bir harekette bulunmamıştır!"

- "Heyet, ancak Yunanlar köyü ateşe verip kaçtıktan sonra köye girmiş, ve alevler arasındaki evlerden yükselen bağrışmaları duymuştur."

- "Sokaklada çıplak veya elbiseli 8 kadın ölüsü sayılmış, sağ kalan 3 Türk bizi Yunan zannederek kaçmışlardır!"

14 Mayıs 1921, Rapor : 367

- "TEKE DİVANI köyüne giren 300 Yunan askeri 6000 altın istemişler, fakat köylü bunu temin edemeyince İHTİYAR KADINLARI toplayıp ayaklarından asarak, altlarında saman tutuşturmak suretiyle yakmağa başlamışlar, galeyana gelen erkeklerin üzerine makineli tüfek ateşi açılmış, sonra genç kızlar toplanmıştır."

- "Bunlardan ASİYE isimli bir genç kızın iki göğsü bıçakla kesilerek saman ateşlerine atılmış kız öldürülmüştür!.. Diğerlerini 20 kadar Yunan askeri köyden çıkarken beraberinde sürüklemişlerdir. Bu kızların cesetlerine rastlanmamıştır. Yakılan yaşlı kadınlardan birinin ismi GÜLSÜME'dir."

- "ŞUAYIP köyüne Teğmen KAÇAROS kumandasında giren 150 Yunan askeri evvelâ halkı camiye toplamaya ç alışmış; köylülerden KAPTANOĞLU CEMAL, ASKEROĞLU İBRAHİM, KOÇOĞLU BEKİR, KOKOZOĞLU MEHMET, DEMİRCİOĞLU AZİZ ÇAVUŞ ve ÇALIOĞLU EŞREF kendilerine kamçı ile vuran KAÇAROS'ın üzerine atılarak hırpalarken, Yunan askerleri ÇALIOĞLU EŞREF'i hemen öldürmüşler, diğerlerini ayırmışlardır."

- "Teğmen KAÇAROS, getirttiği büyük saman çuvallarına köylüleri koyarak askerlerine döğdürtmüş, sonra ayaklarından ağaçlara asarak hepsini iki saat içinde PARÇA PARÇA etmiştir!"

- "Bu arada nereden atıldığı belli olmayan bir kurşunla Teğmen KAÇAROS vurulmuş, oraya yığılmıştır."

- "Bunun üzerine Yunanlar, derhal camii ateşe vermişler, ve korkudan kaçmışlardır!"

- "Camiden çıkan köylüler Yunanlar'ın peşine düşmüş, fakat birçoğu kurulan pusulara düşerek öldürülmüşlerdir!"

- "Ertesi gün tekrar 300 kişilik bir kuvvetle köye giren Yunanlar, bir TEK CANLI bırakmadan, kadınlara türlü azap ve işkence yapmak (tecavüz dahil) suretiyle hepsini öldürmüşlerdir!"

6 Mayıs 1921 , Rapor : 368

- "HİCİS (SALVATİYE) köyüne giren 19 Yunan askeri evlere girmişler, herkesi dışarı çıkararak para ve mallarını yağmalamışlar, buldukları KUR'AN-I KERİMLER'in yapraklarını kendi necâsetlerine bulayarak Türkler'e yalatmışlardır!"

- "Bu arada nereden çıktığı belli olmayan 6 Türk genci yaylım ateşine başlamış, şaşıran Yunanlar kaçarken hepsi öldürülmüşlerdir!"

Söyleyin Allah aşkına!.. Hiç bir Türk'ün aklına, tahrif edildiğini bildiği halde, TEVRAT ve İNCİL nüshalarına hakaret etmek, zarar vermek gelir mi?.. Ne var ki, zalim, emperyalist, Hıristiyan Batılılar bunu hep yaparlar!.. Zalim Amerikan askerleri 2000'li yıllarda, GUANTANAMO hapishanesinde, tek sığınağı okuduğu KUR'AN-I KERİM olan mahkûmların elinden o mukaddes kitabı almış, sayfalarını yırtıp helâ deliğine atmışlardır!.

EY TÜRK EVLÂDI!.. Sen yerde gördüğü yazılı kâğıdı, "Belki üzerinde ALLAH kelimesi geçiyordur" diye kaldıran bir milletin soyundan geliyorsun!.. Sakın sen MUKADDES'e dokunma!.. AMA MUKADDESE DOKUNANLARI DA UNUTMA!..

29 Mayıs 1921 , serbest rapordur

- Heyetimize müracaat eden (işgalcilerden) İngiliz subayı MISTER COCKHILL, Teğmen KAÇAROS'un yaptıkları hakkında şunları söylemiştir:"

- "ŞİLE'ye bağlı KABAKOZ köyünde vazifeli olarak bulunuyordum. Birden piyade tüfeği ateşi ile karşılaştım. Yunanlar köye giren yol üzerinde diz çökmüşler kurşun yağdırıyorlardı. Türkler evlerine girip kapıları kapayınca, Yunanlar köye girdiler. Başlarındaki teğmen, bana selâm vermek lüzumunu (bile) duymadı!"

- "Evlerden çıkarılan kadın, kız, çocuk ve erkekler süngülerle dürtülerek meydanlığa toplandı. Hepsi durmadan döğülüyordu!" Genç kızlara fecî sarkıntılıklar yapılıyor, elbiseleri süngü ile yırtılıyor ve göğüsleri kesiliyordu!"

- "Yunan teğmenin yanına gittim, bu dehşete neden lüzum gördüğünü sordum. Bana Rumca bir şeyler söyledi ve beni azarladı!"

- "Bir Rum askeri 80 yaşlarında ihtiyar bir köylünün sırtına binmiş, kendisini taşıtıyordu ve mütemadiyen ihtiyarı kırbaçlıyordu!"

- "Teğmen, yakasına yapışıp çektiği Türkler'in ağzını açtırıyor, ve kurşun sıkıp öldürüyordu! Ağızlarını açmayanların alınlarının ortasına nişan alıyordu!"

- "Evlerin pencerelerinden alevler çıkmaya başlamıştı."

- "Büyük ağacın altında gebe bir kadın koyun gibi boğazlandı! Sonra karnı deşilerek çocuğu süngüye takılıp bir Türk erkeğine uzatıldı. Yerde inleyen Türkler can çekişiyordu!"

- "Benim tabancam alınmıştı. Arkamda süngü takmış bir Yunan neferi bekliyordu."

- "Hava kararıncaya kadar vahşet devam etti. Sonra Yunanlar'ın isminin KAÇAROS olduğunu söyledikleri teğmenin etrafına toplanarak cenuba gittiler."

- "İfademi tasdik ederim." ..... İMZA : MAJOR (BİNBAŞI) COCKHILL

7 Mayıs 1921 , Rapor

- "1 Mayıs 1921 günü Yunan zulmünden kurtulmak ve İstanbul'a gitmek için binlerce halk KAPAKLI'ya birikmiş. Yunanlar haber alarak oraya 1000 asker göndermiş. KAPAKLI'ya girer girmez müthiş bir ateşle binlerce Türk'ü öldürmeğe başlamışlar. Denize atlayanlar, veya motora binmiş olanlar da ölüm rüzgârlarından kurtulamamışlar. 6 saat içinde bütün Türkler öldürülmüş!"

- "Bir ara köyün imamı AHMET ve Muhtar HASAN, Yunan kumandanına ricaya gitmişler. Kumandan bunları dinlemek istemeyince, HASAN sert konuşmuş. Kumandan birer kurşunla ikisini de öldürmüş, sonra Muhtar'ın hamile karısını çağırtarak bir Yunan askerine süngü ile karnındaki çocuğu çıkartırmıştır!."

- "Annesinin ızdırabına dayanamayarak üzerine atılan Muhtar'ın kızı ZEHRA'nın sırtından saplanan bir süngü, kızın ölümüne sebep olmuştur!"

- "11 yaşında PEMBE isimli kızın vücudu ise İKİYE BÖLÜNMÜŞ idi!"

KARACAALİ :

Rapor : 234

- "KAPAKLI'da TEK CANLI kalmayınca, Yunanlar KARACAALİ köyüne gitmişler, 10-15 arasındaki kızları seçip bir manga marifetiyle civardaki ağaçlığa götürmüşlerdir. "

- "Bu kızlardan ALİYE, ZÖHRE, ESMA, HATİCE, HURŞİT KIZI ŞERİFE, TARIK KIZI EMİNE (11 yaşında), MURAT KIZI ALİYE
(18 yaşında), HÜSEYİN KIZI ŞAHENDE (10 yaşında) isimleri Heyetimizce tesbit edilmiştir."

- "Yunanlar evlere girip para, ziynet eşyalarını almışlar, köyün erkeklerini meydana toplamışlar, bir manga asker (ateş ederek) bütün erkekleri öldürmüştür!"

- "Meydanda, Komisyonumuzun Türk rehberi İSMAİL, 130 ceset saymıştır."

- "Dağa kaldırılan genç kızlar, ırzlarına geçildikten sonra tamamen öldürülmüşlerdir!"

KÜÇÜK KUMLA :

15 Mayıs 1921 , Rapor : 208

- "BULGURCU VASSE, MİMİ APOSTEL, GEMLİKLİ HARALAMBO, GEMLİKLİ YORGO gibi yerli Rumlar, KÜÇÜK KUMLA köyü Yunan kumandanı ile anlaşarak köylüleri her ay 500 altın vermeye mecbur etmişlerdir! Ayrıca her gün jandarma karakoluna bir koyun verilecekti."

- "GEMLİK'e giriş-geliş yasaktı. Kumandan izin kâğıdı veriyormuş. İzin isteyen her Türk yolda soyuluyor, sonra öldürülüyordu."

- "Bu hal şikâyet edilince, Yunan başçavuşu köylüyü bir saat içinde makineli tüfekle öldürtmüş ve köyü ateşe vermiştir!"

- "Kumandana CANBAZ FOTİ'nin kardeşi SİMON ile Kasap ALEKSİ'nin oğlu YORGİ'nin yardım ettiği öğrenilmiştir."

KIZILCAKÖY

7 Mayıs 1921 , Rapor

- "ŞİLE'ye 3 saat uzaklıkta bulunan bu köye Yunanlar her sabah haraç almaya gelirlermiş. 5-10 kişilik kafilelerle gelen Yunan askerleri her gün 10 altın, bir koyun, tavuk, yumurta gibi şeyleri aldıktan sonra Türkler'e dayak atıp gider, ertesi gün yine gelirlermiş."

- "Bir gün KONYALIOĞLU ETHEM REİS, Muhtar HALİL AĞA, ASAF OĞLU RIFAT REİS, SELİM OĞLU AHMET, ÇAKIROĞLU AHMET REİS, kardeşi MUSTAFA ve İBRAHİM, ÇAKIR EYÜP OĞLU EMİN ve Bekçi MUSTAFA nereden bulduklarını bilemediğimiz Yunan askeri elbiselerini giyerek, haraç almaya gelen 7 Yunan'ı öldürüp elbiselerini alarak cesetlerini bir çukura yuvarlamışlar!"

- "Bir Yunan müfrezesi vaziyeti anlayınca köyü basmış, kaçanlardan arta kalan erkekleri meydana toplayıp evvelâ çırılçıplak soymuşlar, sonra TEK KİŞİ kalmamak şartıyla öldürmüşlerdir! (Sonra da kadınlara zulmetmişlerdir.)"

- "Köye girdiğimiz zaman, SAÇLARINDAN ağaçlara asıldıktan sonra altlarında saman yakılarak öldürülmüş kadın cesetleri görüldü!.. Birçoklarının göğüsleri kesilmişti!"

- "KABAKOZ köyünde de aynı vahşet tekrar edilmiştir!"

- "Bu köyde, çevrenin hürmet ve sevgisini kazanmış AZİZ EFENDİ ile karısı AYŞE HANIM, seccade üzerinde (namaz kılarken) bir süngü ile şehid edilmiştir! AZİZ EFENDİ'nin evinde parçalanmış KUR'AN sayfalarına rastlanmıştır!"

14 Mayıs 1921 , Rapor : 365

- "AĞVA Kazasının ÇANAKLI köyüne 20 Yunan askeri girmiş, köyün bır çok erkeklerini öldürmüş, kadınları bir araya toplayarak çırılçıplak bırakmışlardır!"

- "Bu vaziyete dayanamayan YAHYAOĞLU MUSTAFA evinin penceresinden köylüleri öldüren Yunanlar üzerine ateş açmış, Yunanlar Türkler tarafından baskına uğradıklarını sanarak, katliamı bırakıp kaçmaya başlamışlardır!

- "Fakat tehlike olmadığını görünce, MUSTAFA'nın evini sarıp onu dışarı çıkarmışlar, yere yatırarak evvelâ tenasül uzvunu kesmişler, sonra başını gövdesinden ayırmışlardır!"

KARTALLI KÖYÜ

14 Mayıs 1921 , Rapor: 365

- "Bu köy de Teğmen KAÇAROS'un zulmünden kurtulamamış. Köyde kalan erkekler meydanda toplattırılmış, yağma yapılmış, kız ve kadınlara akla gelmeyecek tecavüzlerde bulunulmuş, kulakları küpeleriyle birlikte kesilmiş, bilezikli bilekler ve yüzüklü parmaklar koparılmıştır!"

- "Erkekler ıslak çuvallara konulup odunlarla döğülmüş, ayak tabanları kasatura ile çizildikten sonra tuz basılarak yürümeğe mecbur edilmişlerdir!"

- "KARTALLI'da çuval içinde döğülerek öldürülenlerden isimleri öğrenilenler:

- SİVRİ SÜLEYMAN OĞLU ÖMER, SİVRİ HASAN OĞLU MEHMET, HACI MUSTAFA OĞLU MEHMET EMİN, KOCA İBRAHİM OĞLU EYÜP, HALİL AĞA OĞLU AHMET, Muhtar HASAN OĞLU HÜSEYİN, HACI HASAN OĞLU HALİL AĞA, HACI OSMAN OĞLU ABDULLAH."

- "Saçlarından sürüklenen ve kafa derisi yırtılan kadınlar:

- EYUP KIZI GÜLPERİ (17 yaşında), EMİN KIZI SALİHA (14 yaşında), HALİL AĞA'nın zevcesi EMİNE ve kızı ŞÂKİRE."

YAYLA KÖYÜ :

12 Mayıs 1921

- "25 Yunan askeri bu köye akşam üzeri giriyorlar. Evlere saldırıyorlar. Halkın para ve kıymetli eşyası alındıktan sonra genç kızlar civardaki ormana götürülerek, alçak tecavüzlerden sonra öldürülüyorlar! Kadınlar da köy ortasında kurşuna diziliyor!"

- "TİMURCİKLİ, HASANLI, ÇENGELLİ, DEĞİRMENÇAYIRI, KUMCA köylerinde aynı vahşet yapılmıştır. KUMCA köyünden TOPAL NESİBE adlı bir kadının PARÇALANMIŞ cesedi civardaki bir tepede bulunmuştur!"

RODOSTO KÖYÜ :

21 Nisan 1921 , Rapor : 155

- "RODOSTO köyünde HACI İBRAHİM'in torununu defneden kalabalık üzerine yaylım ateşi açılmış, Yunanlar toprağı eşeleyerek
10 yaşındaki çocuk cesedini çıkarıp süngüye takmışlar, Türkler'i topladıktan sonra imamın başını taşla ezmişlerdir!"

Beynelmilel KIZILHAÇ temsilcisi Mr. MAURICE GEHRI'nin hazırladığı rapordan:

- "12 Mayıs akşamı GEMLİK'e gelen Komisyon, ertesi sabah yanık köyleri ziyarete başladı. Bunlar PAZARKÖY, ÇENGİLER (Ermeni köyü), ÇELTİKÇİ ve GELDELEK köyleridir."

- "ÇELTİKÇİ'de bir ay önce yangından kurtulmuş olan bir kaç ev de tutuşturulmuştur! Bunlara kundak sokan 4 Yunan askeri talanla meşgûlken suçüstü yakalanmıştır!"

- "GEMLİK normal ahvalde 7000 nüfuslu iken, o sırada 16.000 kişiyi barındırıyordu. Mültecilerin 3.500'ü Rum, 2.000'i Ermeni, kalanı Türk'tü. Rumlar KARAMÜRSEL'in KIZDERBENT köyünden geliyorlardı. Köyleri yakılmıştı. Ermeniler ÇENGİLER, YENİKÖY, ORTAKÖY, YALAKDERE'den geliyordu."

- "Türk mültecilerin hemen hepsi PAZARKÖY'den geliyordu. Bu köy emirle tahliye edilip sonra yakılmıştı. Çoğunluğu yollarda Ermeniler ve Yunan askerleri tarafından ağır hakaretlere mâruz kalıp soyulduklarından şikâyet ediyorlardı!"

- "Benim görmüş olduğum bazı vak'alar:

- GEDELEK'ten iltica etmiş olan HATİCE HANIM... Ermeni şakîler tarafından omuzundan bir kurşun ve üç süngü darbesi ile yaralanmış...

- GEDELEK'ten bir erkek çocuğun, kadın ve kızları bir araya zorla tıktıkları eve atılan bir el bombası ile, cenesi ve dili uçmuş...

- PAZARKÖY'den NURİYE HANIM (yaşı 60) üzeri soyulmuş, para ve mücevherleri gasbedilmiş, yaralanmış ve 5-6 Yunan askeri tarafından tecavüze uğramış... Bu esnada gözleri önünde kocasının kafası kesilmiş!"

- "KONAK civarında 30 metrekarelik bir yerde 60'dan fazla kadın ve çocuk saydım! Erkekler angaryalara gönderilmiş veya yok edilmişlerdi! Bir aydan beri Türk mültecilerine Yunan idaresinden bir lokma ekmek verilmemişti! Civar köylerdeki dindaşlarının getirdikleri ile yaşıyorlardı."

- "Benim toplayabildiğim bilgilerden, 300 Rum ve Ermeni gönüllüsüne, bölgedeki Türk ahaliye 'ellerinde hiç bir silah bulundurmamaları' ihtar edilmişti!"

- "Öğleden sonra GEMLİK Ortodoks kilisesini ziyaret ettim... Güya Türkler'in İznik'te Rumlar'a saldırdıklarını iddia eden Başpapaz, 'Yunan ordusu çok mutedil davrandı. İsterdim ki bir teki kalmamacasına, BÜTÜN TÜRKLER İMHA EDİLSİN!' dedi... Bu papazın ismi VASİLYOS idi. İZNİK BAŞPİSKOPOSU'ydu!"

- "15 Mayıs Pazar günü sahilde 3 Türk'ün yanışını gördük!"

- "Zalim bir Yunan Yüzbaşısı PAPA GRIGORIU geldikten sonra zulüm ve vahşet alabildiğine artmıştı. 16 köy insan ve hayvan kalmamacasına tahrip edilmişti! PAPA GRIGORIU'nun öldürdüğü insan adedi 6000-6500 arasında idi!"

- "Öğleden sonra ÇINARCIK'a gittik. Vaktiyle tamamen TÜRK olan bu köyde, bir TEK TÜRK bulunamadı! Yerli Rumlar hemen (sadece) duvarları (kalmış olan) evleri tamir etmişler, oralara yerleşmişlerdi!"

- "Akşam AŞAĞI KOCADERE ve YUKARI KOCADERE köylerine gidildi. Bu iki köy tamamen tahrip edilmiş. İnsan ve hayvan kemiklerinden başka bir şey yok!"

- "22 Mayıs'ta İstanbul'a geldik. İki gün sonra bir ikinci tahkik heyeti seçilerek tekrar Yalova'ya gidildi. Bu heyette ben de vardım. MANCHESTER GUARDIAN gazetesinin muhabiri (meşhur tarihçi) MR. TOYNBEE de karısı ile beraber bulunuyordu. 5 aydanberi Türkiye'de idiler. Vapurda, gördükleri facialardan dehşetle bahsettiler. Bizi götüren GÜLNİHAL gemisinde şu heyet (üyeleri) vardı:

- "Yuzbaşı LUCAS (Fransız), Teğmen HOLLANDO (İngiliz), Teğmen BONACCORDI (İtalyan), tercümanlar ve bir Türk polisi."

Resimde yabancı Heyet mensupları

- "Ufak cinayetleri ve vahşetleri, KANIKSADIĞIM için raporuma ithal etmiyorum!"

- "Heyet, ayakta kalabilen iki köyden biri olan AKKÖY'ün bir mahallesinin tamamen harap olduğunu gördü. Evlerin içi bomboştu."

- "Bir evde darmadağın edilmiş yatak ve yorganların altından bir çocuk ağlaması duyuunca, eşyaları kaldırdık. Bu, 6 aylık bir Türk çocuğu idi. Gemiye gönderdik."

- "Köyün çukurlarında 60 ceset saydık! Bunlardan 49'un isimleri Heyet'çe tesbit edildi."

- "Tahkik Heyeti'ne AKKÖYLÜ iki çocuk yol gösteriyordu. AKKÖY'den çıktıktan sonra tepeden tırnağa silahlı yerli Rumlar'a rastladık. Bu çocuklardan birini lâfa tuttular. Biz 15-20 adım ayrıldıktan sonra çocuğun gelmediğini gördük! Geri döndüm. Fakat ne Rumlar, ne de çocuk vardı! Sonra bu çocuktan haber alamadık."

- "O gece Heyet Yuzbaşı PAPA GRIGORIU'dan izahat almak istedi. Bu yüzbaşı büyük bir Türk düşmanı idi. 'Hiç bir şeyden haberi olmadığını, Türkler'in rahat olduklarını' gözümüzün içine baka baka iddia etti. Fakat kendisine deliller gösterilince, 'Evet,' demeğe mecbur oldu!"

- "(Zulümden kaçan köylüler İstanbul'a veya Yalova'ya gitmek için) köylerinden toplu halde yola çıktıktan sonra yol boyunca baskın ve işkencelere uğruyorlar, 100 kişiden ancak 5-10 tanesi YALOVA'yı bulabiliyordu. Parası olan Türkler, her Rum çetesine biraz para verip kurtuluyor, ancak biraz sonra diğer bir çete karşılarına çıkıyordu! Rumlar bir an içinde yaylım ateşi açarak toplu halde bulunan Türkler'den bir kaçını öldürüyorlardı!"

- "Türkler'i âdeta birer birer bunların elinden kurtararak gemiye alabildik. Fakat yollarda olup ta YALOVA'ya yetişemeyenleri, içimiz sızlayarak Yunanlar'a bırakmak mecburiyetinde kaldık!"

İZMİT FACİALARI :

M. GEHRI'NİN 5. NO.LU RAPORU :

10 Temmuz 1921 - İzmit

- "GÜLNİHAL vapuru, HİLÂL-İ AHMER'den (alınıp) TÜRK Silahlı Kuvvetleri'ne aktarıldı. Yunanlar'ın İZMİT'te muazzam bir katliama hazırlandıkları haberi üzerine, Heyet vazifelendirilerek GÜLNİHAL ile dün İZMİT'e geldik."

- "GÜLNİHAL, SICAKLIK ve ALEV DALGALARINDAN rıhtıma yanaşmakta tereddüt ediyordu! Korkunç bir ATEŞ DÜNYASI içinde kalmıştık! Yunanlar, İZMİT'i tamamiyle ateşe vermişlerdi! Bütün mahalleler, bütün sokaklar ALEVLER İÇİNDE idi! "

- "Kadınların çığlıkları gemiye kadar geliyordu! Şehir içinden hiç kesilmemecesine silah sesleri geliyor, zaman zaman bir binanın büyük bir gürültü ile havaya saçıldığını görüyorduk!"

- "Koşarak gelen 3-4 kişi kendilerini denize attılar. Arkadan 3 Yunan askeri koşup, adamcağızları tüfek ateşine tutarak öldürdüler!"

- "!28 Haziran'da başka bir müttefik heyeti İZMİT'te imiş... Yunan komutanına 'katliam yapılmaması için' ikazda bulunduğu halde, biz gelmeden bir gün evvel müthiş bir insan öldürme faaliyeti başlamış. Yerli Rumlar bütün evleri talan etmişler. Kimsenin evden çıkmamasını, çıkarlarsa öldürüleceklerini söylemişler."

- "3000 Türk Fransız Mektebi'ne sığınmış. Yerli Rumlar ve Yunanlar okulu havaya uçurmak istemişler. Fakat orada bulunan Fransız Yüzbaşısı NICOL JAYERS, Amerikan kumandanı ile birleşerek mektebin etrafını 4 kordon halinde müttefik askerleriyle çevirmiş. Yunanlar yaklaşmaya cesaret edememişler!"

- "Bu (evvelki) heyet, bir gün içinde öldürülen 7400 İZMİTLİ'den ancak 360'ının isimlerini tesbit edebilmiş."

- "Karaya inince bu cesetleri biz de gördük... Hiç birinde KULAK, GÖZ, BURUN ve PARMAK kalmamıştı!.. Bir çocuğun çamurla oynaması gibi Yunanlar bu cesetler üzerinde oynamışlardı!"

- "Bacakları kesilmiş genç kadınlar, kolları koparılmış kızlar, beşik bebekleri, karmakarışık bir halde idi! Kan ve et yığını insanın ruhuna ürperti veriyordu!"

- "Saat 19'da bir Fransız askeri yerli Rumlar'dan bir çeteciyi yakalamış, bize getirdi. Köşebaşında bir genç kızı kirletmeye çalışırken arkadan kafasına bir yumruk vurarak bayıltmış... Rum'un sırt çantası içinde 120 kadın bileziği, 700 altın, ve külliyetli miktarda banknot bulduk. Çantayı müttefik kumandanı Yüzbaşı M. JOSEPH GERALD'a teslim ettik."

- "Kadınlar hamamının önünden geçmekte olduğumuz sırada, kapı birden açıldı. İçinden yüzlerce genç kız dışarı fırladı. Saçları başları darmadağınık, elbiseleri yırtık ve kan içinde idi!.. Bir çoğu elbisesini yırtıp külot yerine örtmüştü. Deliler gibi sağa sola kaçışmaya başladılar!.. Kadın gözlerinin bu kadar yuvalarından fırladığını, ağızların bu kadar çirkinleştiğini, yüzdeki çizgilerin böylesine derinleştiğini, o dakikaya kadar görmemiştim!.. Korkunç bir AĞLAMA sesi, gökleri sarsıyordu! Ayaklarımıza kapananların, yalvaranların hesabı yoktu. Kocalarının, erkeklerinin nerede olduğunu soruyorlardı!.."

- "Güzelliği karşısında bir anda hayran olduğum genç bir esmer kız, iri yeşil gözlerini gözlerime dikmiş, akıl hastalarının bakışlarına benzeyen delici nazarlarla beni süzüyordu. Kendisine bozuk bir Türkçe ile 'Nasılsınız?' dedim. Birden ağız dolusu bir tükürük savurdu. Sonra şu satırları yazdığım anda (dahi) kulaklarımda çınlayan berrak, temiz bir kahkaha attı!.. ÇILDIRMIŞTI ZAVALLI!"

- "Sonra öğrendiğimize göre, Yunanlar ve yerli Rumlar bir mahallenin ne kadar genç kızı varsa, geceden toplamaya başlamış, ve bu hamama tıkmışlar. Bir çoğunun namusu payimâl edilmiş!.. Sabaha karşı kadınlardan en güzel ve tazelerini ayırarak çirkin ve cılız olanları serbest bırakmışlar. Maksatları bu kızları götürüp, Yunan askerlerine kadın temin etmekmiş!"

- "20 yıldır TÜRKİYE'de yaşayan Fransız papazı PIERRE BANALT kızlarından evlerinden nasıl zorla alındıklarına şahit olmuş. Yaşlı din adamı titreye titreye şöyle diyordu:

- "Kapıların kırılmasına uyandım... Yunan askerleri dipçiklerle kapılara vuruyor, deviriyorlar, bir kaç el silah attıktan sonra içeriye giriyorlardı. Bir an içinde evde kıyamet kopuyordu. Sonra evin genç kızı merdivenlerden tekmelerle ve sürüklenerek dışarı atılıyordu. MUHTARZÂDE EMİN'i, kızının götürülmesine mâni olmak istediği için, evinin önünde astılar!"

- "İZMİT sokaklarında gezen silahlı Fransız bahriyelileri gördük... Şehirde işlenen cinayetleri sahildeki BOMBARA gemisinden seyretmişler. Dayanamamışlar. DELORS adlı bir teğmen kumandanından izin alarak 35 bahriyeli ile sahile çıkıp gördükleri Türkler'i bir araya toplamış, zırhlıya götürmüşler. Teğmen DELORS, büyük bir asabiyet içinde idi. 'Sauvagerie!... Sauvagerie" (Vahşet!.. Vahşet!)' diye haykırıyordu!"

- "(KARADENİZ) EREĞLİ'deyiz... Yunan zırhlısı KILKIŞ'ın topları buradaki halkı dağlara ve ormanlara kaçırtmış! Yunanlar burada öldürecek insan pek bulamamışlar ama, kasabayı mahvetmişler. 13 cesetten başka ceset görmedik. Bunlar da ihtiyar idiler. Mal olarak taşıyabileceklerini alıp götürmüşler. Dağdakiler GÜLNİHAL'i görünce aşağı inmeye razı oldular. Günlerce gözlerine uyku, midelerine yemek girmemişti!

- "YUNANLAR SON DERECE KORKAK!.. KORKAK OLANLAR, ELLERİNE GEÇEN FIRSATLARDA ÇOK ZALİM OLURLAR! YUNANLAR, BİZE OKUTULAN 'ELEN MEDENİYETİ'NIN VÂRİSİ DEĞİLLERDİR!"

- "Türkler'in bu zulüm ve işkencelerin acısını alacaklarını tahmin ediyorum! Nitekim Eskişehir'de (Sakarya Savaşı ile ) başlayan çözülmenin pek fecî bir ricat olduğu haberleri geliyor. Yunanlar artık kaçmağa başladılar."

- "Yapılan bu vahşetin hesabı çok uzun sürecektir. Türkler'in can, (ırz), mal, para olarak büyük kayıpları vardır. EĞER TÜRKLER HAFIZASI ZAYIF BİR MİLLET DEĞİLSE, KOMŞULARINA GÜLERYÜZLÜ OLMAYACAKLARDIR!"

İMZA : M. GEHRI , Tahkik Heyeti KIZILHAÇ Temsilcisi

Maalesef öyle olmadı!.. Zalim, emperyalist. Hıristiyan Batılı ülkelere yaranmak için, hafızamızı dumura uğrattılar!.. Yunanlar'ın ve yerli Rumlar'ın zulüm ve işkenceleri bize okutmadılar!.. Tam tersine, TÜRKLER'i "zalim" ve "barbar" gösteren, filmler yapıldı, kitaplar yazıldı. 6-7 EYLÜL olayları büyütülerek Rumlar'a mersiyeler düzüldü!.. O hadiseler sırasında sadece Rum dükkânları yağmalanmış ve bir kaç Rum dövülmüş ve bir rivayete göre bir papaz sünnet edilmişti!.. Bunu; bütün evleri yağmalayan, sonra yakan, ele geçirdiği kızlara, kadınlara, çocuklara, hatta erkeklere tecavüz eden, kadınların ve erkeklerin tenasül uzuvlarını kesen, vücutlarını parçalayan, gözlerini oyan, kulaklarını, burunlarını, kollarını, bacaklarını kesen, kadınların karınlarını deşen, bebeklerini süngüye takıp ateşe fırlatan Rum vahşeti ile kıyaslamak mümkün mü?.. ASLA!

Kim ki, TÜRKLER'e yapılan ZULÜM ve SOYKIRIMI unutturup, TÜRKLER'i "zalim" göstermeye çalışırsa, o BİZDEN değildir!. Aramızda yeri yoktur!

TÜRK EVLÂDI!.. Sen onların işkence ettiği, öldürdüğü mazlumların neslindensin!. Sen onlara ASLA böyle davranmadın!.. Gene davranma!.. Ama UNUTMA!.. Yunan'la sirtaki çeken DIŞİŞLERİ BAKANI İSMAİL CEM İPEKÇİ, TEODORAKİS ile ortak "dostluk" konserleri veren SANATÇI BOZUNTUSU ZÜLFÜ LİVANELİ gibi dönmelere, yavşaklara inanma!.. DOMUZDAN POST, GAVURDAN DOST OLMAZ!.. PİŞTOV, DAİMA YASTIK ALTINDA OLSUN!.. SENİN SİLÂHIN DAİMA HAİNİNKİNDEN, DÜŞMANINKİNDEN ÖNCE PATLASIN!.

___________________

DÜNYADA TÜRK SOYKIRIMINI BELGELEYEN KİTAPLARDAN BAZILARI :

- Anadolu'da Yunan Zulüm ve Vahşeti (I, II ve III. Kısımlar) , Ankara Matbuat ve İstihbarat Matbaası, 1338 (1922)

- Bulgar Mezalimi , İstanbul, 1325 (1909)

- Bulgar Vahşetleri , İstanbul 1328 (1912)

- Bursa Vilâyetinde Yunan Fecaii , Bursa Vilayet Matbaası, 1342 (1925)

- Pierre Loti , Can Çekişen Türkiye, İstanbul , 1329 (1913)

- Dimetoka'da Kanlı Bir Levha , 1325 (1909)

- İzmir ve Mülhakatı ile Civarında Yunan İşgâlinden Mütehaddis Fecaii Hakkında Vürûd Eden Raporlar ile Bazı Muharrerat , Hilâl Matbaası, İstanbul, 1335 (1919)

- İzmir Fecai

- Şeyh Müşir Hüseyin Kaydavi , İslâma Çekilen Kılıç, yahut Alemdârân-ı İslâmı Müdafaa , İstanbul , 1919

- Ahmed Cevad , Kırmızı Siyah Kitap , İstanbul, 1329 (1913)

- Lozan Zabıtları (4 cilt ve ekleri) , Ahmet İhsan ve Şürekâsı Matbaacılık Osmanlı Şirketi, İstanbul, 1341 (1925)

- Makedonya'da Yunan Mezalimi , İstanbul, 1914

- Müslümanlara Mahsus, İstanbul , 1329 (1913)

- Orta Anadolu'da Yunan Mezalimi (I,II,III ve IV. cüzler) , Orhaniye Matbaası, İstanbul, 1337 (1921)

- Pontus Mes'elesi , Ankara Matbuat ve İstihbarat Matbaası , 1338 (1922)

- Türkiye'de Yunan Fecaii Cilt I-II , Matbua-i Ahmet İhsan ve Şürekâsı, İstanbul , 1338 (1922)

- Türk Kaatilleri ve Yunanlılar , Matbaa-i Amedi, İstanbul, 1322 (1906)

- Şeyh Müşir Hüseyin Kaydavi , Türkiye İslâm İmparatorlunun İstikbâli , İstanbul, 1919

- Pol Hevri , Türkiye Nasıl Paylaşıldı? İstanbul , 1329 (1913)

- Yürekler Acısı , Matbuat ve İstihbarat Matbaası , Ankara, 1337 (1921)

- Zavallı Pomaklar , İstanbul, 1330 (1914)

- Teoman Ergene, Türk Ortodoksları , İstanbul, 1951

- Dimitri Kitsikis , Yunan Propogandası , İstanbul , 1965

- Kadir Mısırlıoğlu, Yunan Mezalimi , Sebil Yayınevi, İstanbul, 1977

- Kadir Mısırlıoğlu, Lozan - Zafer mi, Hezimet mi ? , Sebil Yayınevi, İstanbul, 1971

- Mehmet Arif , Başımıza gelenler , 3 Cilt , Tercüman, 1001 Eser

- Hasan İzzettin Dinamo , Kutsal İsyan - Kutsal Barış 15 cilt

- Ömer Seyfettin , Bomba

- Ömer Seyfettin , Beyaz Lâle

- Halide Edib Adıvar , Vurun Kahpeye

- Halide Edib Adıvar , Türk'ün Ateşle İmtihanı

- Mehmet Perinçek , Ermeni Devlet Adamı B.A. Boryan'ın Gözüyle Türk-Ermeni Çatışması , Kaynak Yayınları, 2007

- Ermeni Komitelerinin Emelleri ve İhtilal Hareketleri , Kaynak Yayınları, 2007

- Ovanes Kaçaznuni , Taşnak Partisi'nin Yapacağı Bir şey Yok , Kaynak Yayınları, 2005

- A.A. Lalayan , Taşnak Partisi'nin Karşıdevrimci Rolü , Kaynak Yayınları, 2007

- Kızıl Kitap, Taşnak Mezalimi , Kaynak Yayınları, 2007

- A.B. Karinyan , Ermeni Milliyetçi Akımları , Kaynak Yayınları, 2007

- Selami Kılıç , Ermeni Sorunu ve Almanya , Kaynak Yayınları, 2007

TÜRK VE MÜSLÜMAN SOYKIRIMI İLE İLGİLİ SİTELER :

YUNAN MEZALİMİ

Yunan Mezalimleri “Batı Anadolu”

KURTULUŞ SAVAŞI DÖNEMİNDE KOCAELİ - YALOVA – İZNİK ÇEVRESİNDE RUM VE ERMENİ TERÖRÜ

YUNAN MEZÂLİMİ

İZMİR'İN İŞGALİ

Sürgün yurdu Anadolu

ŞARKÖY, İPSALA VE KEŞAN’DA BULGAR ASKERLERİYLE RUM VE YUNAN ÇETELERİ

***

> İÇİNDEKİLER < > ANADOLU VE TRAKYA'DA YUNAN ZULMÜ VE TÜRK SOYKIRIMI - 4 < > PONTUS HAYÂLİ VE TÜRK VE MÜSLÜMAN SOYKIRIMI < > İSLAMİ ESASLARA BAĞLILIK İLKESİ <