TEVRAT VE İNCİL'DE İLYAS ALEYHİSSELÂM
HIDIRELLEZ (HIZIR-İLYAS) geleneğine temel olan İLYAS ALEYHİSSELÂM, TEVRAT'ın 1. Krallar kitabında şöyle geçer.
Biz "Tevrat" diyoruz ama, aslında o KİTÂB-I MUKADDES'in AHD-I ATİK'in ilk kısmı.... TEVRAT, Hz. MUSA'ya inen kitaptır. En fazla ölümüne kadar gider... Kendisi hayattayken yazıya geçmemiş, çok sonraları hafızada kalanlardan derlenmiştir. O yüzden VAHİYLER'in yanısıra, KISAS-I ENBİYA dediğimiz "Peygamberler'in Hayatı" kısımlarınıı da ihtiva eder. ZEBUR, Hz. DÂVUD'a inen kitaptır, KİTÂB-I MUKADDES'te MEZMURLAR diye geçer... En fazla onun ölümüyle son bulur. Hz. DÂVFUD'a kadar olan kısım yine VAHİYLER'in yanısıra KISAS-I ENBİYA'dır, ondan sonra da MATTA'YA GÖRE İNCİL kısmına kadar devam eder, ve AHD-İ ATİK, yâni ESKİ AHİT, ESKİ SÖZLEŞME diye bilinir. MATTA, MARKOS, LUKA ve YUHANNA İNCİLLERİ diye bilinen kısım, Hz: İSA'ya inen İNCİL diye kabul edilir ama, yine kendisi hayattayken yazıya geçmediği için, en erkeni kendisinden 100 yıl sonra yazıldığı için, VAHİYLER'le birlikte Hz. İSA'NIN HAYATI'nı da ihtiva eder, AHD-İ CEDİD, YENİ AHİT, YENİ SÖZLEŞME diye bilinir... Öte yandan, yazılmış İNCİL versiyonları bu dörtten ibaret değildir. 360 kadar olduğu, Hıristiyanlığı resmî din olarak kabul eden Roma İmparatoru Konstantin tarafından dördünün seçilip diğerlerinin yakıldığı söylenir. Bunlardan 33 tanesi bilinmekte ve elde bulunmaktadır.
Şimdi bu bilgiler ışığında KİTÂB-I MUKADDES'in 1. KRALLAR KİTABI'ndan İLYA diye geçen İLYAS ALEYHİSSELÂM'ın kıssalarını okuyalım... Eğer derseniz ki, "Sen Müslüman'sın, biz Müslüman'ız. Bizim ne işimizi olur İLYA ile, KİTÂB-I MUKADDES'le?" ... Biz de deriz ki, "Müslüman olarak ALLAH'ın indirdiği Peygamberler'e, Kitaplar'a inanmıyor muyuz?.. Tahrif edilmiiş olsalar dahi, inanmamız gereken kısımlar var içinde... Onları tesbit etmek gerekmez mi?... Kaldı ki, KUR'AN-I KERİM, İLYAS ALEYHİSSELÂM hakkında En'am Sûresi (85-90) ve Saffat Sûresi'nde (123-132) çok az bilgi vardır. Şöyle ki:
- "Zekeriya’yı, Yahya’yı, İsa’yı, İlyas’ı doğru
yola erdirmiştik.
Bunların hepsi sâlih kimselerden idi.
İsmail’i, Elyasa’ı, Yûnus’u ve Lût’u da doğru yola erdirmiştik.
Her birini âlemlere üstün kılmıştık.
Babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bir kısmını da.
Bütün bunları seçtik ve bunları dosdoğru bir yola ilettik.
İşte bu, Allah’ın hidâyetidir ki, kullarından dilediğini buna iletip yöneltir.
Eğer onlar da Allah’a ortak koşsalardı, bütün yaptıkları boşa gitmişti.
Onlar kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir.
Eğer şunlar (inanmayanlar) bunları tanımayıp inkâr ederlerse,
biz onları inkâr etmeyecek olan bir kavmi, onlara vekil kılmışızdır.
İşte, o peygamberler, Allah’ın doğru yola ilettiği kimselerdir.
(Ey Muhammed!) Sen de onların tuttuğu yola uy!
De ki: “Bu tebliğe karşı sizden bir ücret istemiyorum.
O (Kur’an), bütün âlemler için ancak bir uyarıdır.”
(En'am Sûresi, 85-90. Âyetler)
Buradan ne anlıyoruz?... İLYAS ALEYHİSSELÂM, diğer adı geçen Peygamberler gibi doğru yolda olan, kendisine kitap ve hikmet, yâni derin bilgi verilmiş bir zat... Ama kitabı nerede?... 4 Kitap arasında yok, sayılmıyor. İslâm âlimleri arasında "Suhuf- Sayfalar" denir onlara ama, kimse o İNMİŞ, VAHİY taşıyan SAHİFELER'i aramaz. İşte onlar KİTÂB-I MUKADDES içinde inandığımız SAYFALAR olarak yer alır, tesbiti gerekir.
Saffat Sûresi'nde İLYAS ALEYHİSSELÂM şöyle geçer:
- Şüphesiz İlyas da, gönderilen
Peygamberler'dendi.
Hani kavmine demişti ki: Çekinmez misiniz siz? (Korkup sakınmaz mısınız?)
Baal'i çağırırsınız da, Yaratıcıların En Güzeli'ni mi bırakırsınız?
O Allah ki Rabbinizdir sizin ve Rabbidir gelip geçmiş atalarınızın.
Derken yalanladılar onu. Şüphe yok ki tapımıza (Allah'ın huzuruna) getirilecektir onlar.
Ancak iyi niyetli, samimi, gösterişten uzak olarak inanan kulları hâriç!
Sonraki kuşaklar arasında, onUn için güzel bir ün ve hâtıra bıraktık.
İlyas'a ve onun soyundakilere selâm olsun!
Şüphe yok ki biz, böyle mükâfatlandırırız iyilik edenleri.
Şüphe yok ki o, inanan kullarımızdandı."
Neymiş?.... İLYAS ALEYHİSSELÂM'ın kavmi Baal adında bir puta tapıyormuş. Onu yalanlamışlar, ama o yolundan dönmeyen inançlı bir kulmuş. Hayatı da, yaşadığı olaylar da, şânı da sonraki nesillere yayılmış... Bakalım KİTÂB-I MUKADDES' te bunları bulabilecek miyiz?
1. KRALLAR KİTABI - 17. BÖLÜM
1. Ve Gileadda olan gariplerden Tişbeli İlya Ahab'a dedi: Önünde durmakta
olduğum İsrail'in Allah'ı hay olan RABB'in hakkı için, benim sözüm olmadıkça bu
yıllarda çiğ ve yağmur düşmiyecektir.
2 Ve ona RABB'in şu sözü geldi:
3 Buradan git, ve şarka yönel, ve Erden karşısında olan Kerit vâdisinde gizlen.
4 Ve vâki olacak ki, vâdiden su içeceksin, ve orada seni beslemek için kargalara
emrettim.
5 Ve gidip RABB'in sözüne göre yaptı; ve gidip Erden karşısında olan Kerit
vâdisi yanında oturdu.
6 Ve kargalar kendisine sabahlayın ekmek ve et, ve akşamlayın ekmek ve et
getiriyorlardı, ve vâdiden su içiyordu.
7 Ve günlerin sonunda vâki oldu ki, vâdi kurudu, çünkü memlekette yağmur
yoktu.
8 Ve ona RABB'in şu sözü geldi:
9 Kalk, Sayda'nın Tsarefat şehrine git, ve orada otur; işte, seni beslemek için orada
bir dul kadına emrettim.
10 Ve kalkıp Tsarefat'a gitti; ve şehrin kapısına varınca, işte, orada bir dul kadın
odun devşiriyordu; ve kadına çağırıp dedi: Rica ederim, benim için bir kapta biraz
su al da içeyim.
11 Ve kadın almağa giderken ona çağırıp dedi: Rica ederim, benim için eline bir
lokma ekmek al.
12 Ve dedi: Senin Allah'ın, hay olan Yehova'nın hakkı için, pidem yok, ancak küpte
bir avuç un, ve tulumda biraz yağ var; ve işte, ben iki parça odun devşiriyorum,
ve içeri gireceğim, ve kendim için ve oğlum için onu yapacağım, ve yiyeceğiz,
ve sonra ölürüz.
13 Ve İlya ona dedi: Korkma; git ve dediğin gibi yap; ancak önce benim için ondan
küçük bir pide yap da bana getir, ve kendin için ve oğlun için sonra yaparsın.
14 Çünkü İsrail'in Allah'ı Yehova böyle diyor: RAB toprak üzerine yağmur vereceği
güne kadar küpte un tükenmiyecek, ve tulumda yağ eksilmiyecek.
15 Ve kadın gidip İlya'nın sözüne göre yaptı; ve İlya ile kadın ve onun ev halkı çok
günler yemek yediler.
16 İlya vasıtası ile RABB'in söylediği söze göre, küpte un tükenmedi, ve tulumda
yağ eksilmedi.
17 Ve bu şeylerden sonra vâki oldu ki, ev sahibi kadının oğlu hasta düştü; ve
hastalığı çok ağır oldu, öyle ki, kendisinde nefes kalmadı.
18 Ve kadın İlya'ya dedi: Benden sana ne, ey Allah adamı? günahımı bana
hatırlatmak, ve oğlumu öldürmek için yanıma gelmişsin!
19 Ve ona dedi: Ver bana oğlunu. Ve onu kadının kucağından aldı, ve kendisinin
oturmakta olduğu yukarı odaya çıkardı, ve onu kendi yatağı üzerine yatırdı.
20 Ve RABB'e çağırıp dedi: Ya Allahım RAB, yanında misafir olduğum dul kadının
oğlunu öldürerek onun başına da mı belâ getirdin?
21 Ve çocuğun üzerine üç kere uzandı, ve RABB'e çağırıp dedi: Ya Allahım RAB,
sana yalvarırım, bu çocuğun canı içine dönsün.
22 Ve RAB İlya'nın sesini işitti; ve çocuğun canı kendi içine döndü, ve çocuk
dirildi.
23 Ve İlya çocuğu aldı, ve onu yukarıki odadan eve indirdi, ve onu anasına
verdi; ve İlya dedi: Bak, oğlun sağ!
24 Ve kadın İlya'ya dedi: Şimdi bildim ki, sen bir Allah adamısın, ve senin
ağzında RABB'in sözü haktır.
18. BÖLÜM
1.Ve çok günler sonra vâki oldu ki, üçüncü yılda İlya'ya RABB'in şu sözü geldi:
Git, Ahab'a görün; ve toprak üzerine yağmur vereceğim.
2 Ve İlya Ahab'a görünmek için gitti. Ve Samiriye'de kıtlık şiddetli idi.
3 Ve Ahab kendi evi üzerinde olan Obadya'yı çağırdı. Ve Obadya RAB'den çok
korkardı;
4 ve vâki oldu ki, İzebel RABB'en peygamberlerini öldürdüğü zaman, Obadya yüz
peygamber aldı, ve onları ellişer ellişer mağarada sakladı, ve onları ekmek ve su ile
besledi.
5 Ve Ahab Obadya'ya dedi: Memlekette bütün su kaynaklarına ve bütün vâdilere
git; belki ot buluruz, ve atları ve katırları yaşatırız da hayvanlardan helâk etmeyiz.
6 Ve dolaşmak için diyarı aralarında bölüştüler; Ahab bir yoldan yalnız başına gitti,
ve Obadya başka bir yoldan yalnız başına gitti.
7 Ve Obadya yolda idi, ve işte, İlya onu karşıladı; ve onu tanıdı, ve yüz üstü
düşüp dedi: Efendim İlya, sen misin?
8 Ve ona dedi: Benim. Git, kendi efendine: İşte İlya burada, de.
9 Ve dedi: Ne suç ettim de beni öldürsün diye bu kulunu Ahab'ın eline veriyorsun?
10 Senin Allah'ın, Hay olan RABB'in hakkı için, efendimin seni aramağa adam
göndermediği bir millet ve bir ülke kalmadı; ve: Yoktur, dedikleri zaman, o ülkeye
ve o millete seni bulmadıklarına and ettirdi.
11 Ve şimdi sen diyorsun: Git, kendi efendine: İşte, İlya burada, de.
12 Ve vâki olacak ki, senin yanından gittiğim zaman RABB'in Ruhu bilmediğim bir
yere seni götürecek; ve gelip Ahab'a bildirdiğim zaman o da seni bulamayınca beni
öldürecek; fakat bu kulun çocukluğundan beri RAB'den korkar.
13 İzebel RABB'in peygamberlerini öldürdüğü zaman yaptığım şey, RABB'in
peygamberlerinden yüz kişiyi ellişer ellişer nasıl mağarada sakladığım, ve onları
ekmek ve su ile beslediğim efendime bildirilmedi mi?
14 Ve şimdi sen diyorsun: Git, efendine: İşte, İlya burada, de; ve o beni
öldürecektir.
15 Ve İlya dedi: Önünde durmakta olduğum Hay olan ordular RABB'inin hakkı için,
mutlaka bugün ona görüneceğim.
16 Ve Obadya Ahab'ı karşılamağa gitti, ve ona bildirdi; ve Ahab İlya'yı karşılamak
için gitti.
17 Ve vâki oldu ki, Ahab İlya'yı görünce Ahab ona dedi: Ey İsrail'i derde sokan adam,
sen misin?
18 Ve dedi: İsrail'i derde ben sokmadım; ancak sen ve babanın evi RABB'in emirlerini
bırakarak siz soktunuz, ve Baallar'ın ardınca gittin.
19 Ve şimdi gönder, ve bütün İsrail'i, ve İzebel'in sofrasında yemek yiyen Baal'ın
dört yüz elli peygamberini ve dört yüz Aşera peygamberini Karmel dağına yanıma
topla.
20 Ve Ahab bütün İsrail Oğulları'na gönderdi, ve peygamberleri Karmel
dağına topladı.
21 Ve İlya bütün kavma yaklaşıp dedi: Ne vakte kadar iki tarafa topallıyacaksınız?
Eğer Yehova Allah ise onun ardınca yürüyün; ve eğer Baal ise onun ardınca yürüyün.
Ve kavm ona hiç bir cevap vermedi.
22 Ve İlya kavma dedi: RABB'İN peygamberi olarak ben, yalnız ben kaldım; fakat
Baal'ın peygamberleri dört yüz elli kişidirler.
23 Ve bize iki boğa verilsin; ve kendileri için bir boğa seçsinler, ve onu parçalara
ayırsınlar; ve odunların üzerine koysunlar; ve ateş koymasınlar; ben de öbür boğayı
hazırlıyacağım, ve odunları üzerine koyacağım, ve ateş koymıyacağım.
24 Ve siz ilâhınızın ismini çağırın, ben de Yehova'nın ismini çağıracağım; ve hangi
Allah ateşle cevap verirse, Allah odur. Ve bütün kavm cevap verdi: Bu söz iyidir,
dedi.
25 Ve İlya Baal'ın peygamberlerine dedi: Bir boğayı kendiniz için seçin, ve önce onu
hazırlayın; çünkü siz çokluksunuz; ve ilâhınızın ismini çağırın, fakat ateş koymayın.
26 Ve kendilerine verilen boğayı alıp hazırladılar, ve sabahtan öğleye kadar: Ey Baal,
bize cevap ver, diye Baal'ın ismini çağırdılar. Fakat ses yoktu, ve cevap veren yoktu.
Ve yaptıkları mezbahın etrafında sıçraştılar.
27 Ve vâki oldu ki, öğleyin İlya onlarla eğlenip dedi: Yüksek sesle çağırın; çünkü o
bir ilâhtır; ya dalgındır, yahut helâdadır, ya yolculuk ediyor, belki de uykudadır da
uyandırmak gerek.
28 Ve yüksek sesle bağırdılar, ve usûllerine göre üzerlerinden kan akıncıya kadar
kılıçlarla ve kargılarla kendilerini yaraladılar.
29 Ve vâki oldu ki, öğle vakti geçince, akşam takdimesi arzolunduğu vakte kadar
peygamberlik ettiler; fakat ses yok, ve cevap veren yok, kulak asan da yoktu.
30 Ve İlya bütün kavma dedi: Yanıma yaklaşın; ve bütün kavm onun yanına
yaklaştılar. Ve RABB'in yıkık mezbahını onardı.
31 Ve: Senin adın İsrail olacak, diye kendisine RABB'in sözü gelmiş olan Yakub'un
oğulları sıptlarının sayısına göre, İlya on iki taş aldı.
32 Ve o taşlarla RABB'in ismine mezbah yaptı; ve mezbahın çevresine iki ölçek
tohum alacak kadar bir hendek yaptı.
33 Ve odunları dizdi, ve boğayı parçalara kesti, ve odunların üzerine koydu. Ve
dedi: Su ile dört küp doldurun, ve yakılan takdimenin üzerine, ve odunların üzerine
dökün.
34 Ve dedi: İkileyin, ve ikilediler. Ve dedi: Üçleyin; ve üçlediler.
35 Ve su mezbahın çevresine aktı; ve hendeği de su ile doldurdu.
36 Ve akşam takdimesi arzolunacağı zaman vâki oldu ki, peygamber İlya yaklaştı,
ve dedi: Ey İbrahim'in, İshak'ın, ve İsrail'in Allah'ı RAB, bugün bilinsin ki, İsrail'de sen
Allah'sın, ve ben senin kulunum, ve bütün bu şeyleri senin sözünle yaptım.
37 Bana cevap ver. Yâ RAB, bana cevap ver! Ve bu kavm bilsinler ki, ya RAB, sen
Allah'sın, ve onların yüreğini sen geri çevirdin.
38 Ve RABB'in ateşi düştü, ve yakılan takdimeyi, ve odunları, ve taşları, ve toprağı
yiyip bitirdi, ve hendekte olan suyu yaladı.
39 Ve bütün kavm gördü, ve yüz üstü düştüler; ve dediler: Yehova Allah'tır, Yehova
Allahtır.
40 Ve İlya onlara dedi: Baal'ın peygamberlerini tutun; onlardan kimse kaçıp
kurtulmasın. Ve onları tuttular; ve İlya onları Kişon vâdisine indirdi, ve onları orada
boğazladı.
41 Ve İlya Ahab'a dedi: Çık, ye ve iç; çünkü yağmur bolluğu sesi var.
42 Ve Ahab yemek ve içmek için çıktı. Ve İlya Karmel tepesine çıktı; ve yere
çömeldi, ve yüzünü dizleri arasına koydu.
43 Ve uşağına dedi: Haydi, çık, deniz yoluna bak. Ve çıkıp baktı, ve: Bir şey yok,
dedi. Ve yedi kere ona: Yine git, dedi.
44 Ve vâki oldu ki, yedinci kerede uşak dedi: İşte, denizden küçük bir bulut
çıkıyor, insan avucu kadar. Ve dedi: Çık, Ahab'a de: Arabanı koş, ve in de yağmur
seni alıkoymasın.
45 Ve o arada vâki oldu ki, gökler bulutlarla ve yelle karardı, ve büyük bir yağmur
oldu. Ve Ahab bindi, ve Yizreel'e gitti;
46 ve RABB'in eli İlya'nın üzerinde idi; ve o belini kuşattı, ve Yizreel'e girilecek yere
kadar Ahab'ın önünde koştu.
19. BÖLÜM
1 VE Ahab İlya'nın yaptığı her şeyi, ve bütün peygamberleri nasıl kılıçla
öldürdüğünü İzebel'e bildirdi.
2 Ve İzebel İlya'ya ulak gönderip dedi: Yarın bu vakitlerde senin canını bunlardan
birinin canı gibi etmezsem, ilâhlar bana böylesini ve daha ziyadesini yapsınlar.
3 Ve bunu görünce kalktı, ve canından ötürü Yahuda'nın Beer-şeba şehrine gitti,
ve uşağını orada bıraktı.
4 Fakat kendisi çölde bir günlük yol yürüdü, ve gelip bir ardıç ağacı altında oturdu;
ve canı için ölümü diledi, ve dedi: Yeter, ya RAB, şimdi canımı al, çünkü ben
atalarımdan iyi değilim.
5 Ve bir ardıç ağacı altında yatıp uyudu; ve işte, bir melek ona dokundu, ve ona
dedi: Kalk, yemek ye.
6 Ve baktı, ve işte, başı ucunda sıcak taş üzerinde pişmiş bir pide, ve bir testi su.
Ve yedi ve içti, ve yine yattı.
7 Ve RABB'in meleği ikinci kere yine geldi, ve ona dokunup dedi: Kalk, yemek ye;
çünkü gideceğin yol senin için çok uzundur.
8 Ve kalktı, ve yiyip içti, ve o yemeğin kuvvetile kırk gün kırk gece Allah'ın dağı
Horeb'e kadar yürüdü.
9 Ve orada bir mağaraya girdi, ve orada geceledi; ve işte, ona RABB'in sözü geldi,
ve ona dedi: İlya, burada ne işin var?
10 Ve dedi: Orduların Allah'ı RAB için çok kıskanç oldum; çünkü İsrail Oğulları senin
ahdini bıraktılar, senin mezbahlarını yıktılar, ve senin peygamberlerini kılıçla
öldürdüler; ve ben, yalnız ben kaldım, ve almak için canımı arıyorlar.
11 Ve dedi: Çık, ve dağda RABB'in önünde dur. Ve işte, RAB geçiyordu, ve büyük
kuvvetli yel dağları yarıyordu; ve RABB'in önünde kayaları parçalıyordu; fakat RAB
yelde değildi; ve yelden sonra zelzele; fakat RAB zelzelede değildi;
12 ve zelzeleden sonra ateş; fakat RAB ateşte değildi; ve ateşten sonra sâkin ince
bir ses.
13 Ve vâki oldu ki, İlya bunu işitince yüzünü cübbesile örttü, ve çıkıp mağaranın
ağzında durdu. Ve işte, ona bir ses gelip dedi: İlya, burada ne işin var?
14 Ve dedi: Orduların Allahı RAB için çok kıskanç oldum; çünkü İsrail Oğulları senin
ahdini bıraktılar, senin mezbahlarını yıktılar, ve senin peygamberlerini kılıçla
öldürdüler; ve ben, yalnız ben kaldım; ve almak için canımı arıyorlar.
15 Ve RAB ona dedi: Git, çöl yolundan Şam'a dön; oraya varınca Hazael'i Suriye
üzerine kıral olarak meshedeceksin;
16 ve Nimşinin oğlu Yehu'yu İsrail üzerine kıral olarak meshedeceksin; ve
Abel-mehola'dan Şafat'ın oğlu Elişa'yı kendi yerine peygamber olarak
meshedeceksin.
17 Ve vâki olacak ki, Hazael'in kılıcından kurtulanı Yehu öldürecek; ve Yehu'nun
kılıcından kurtulanı Elişa öldürecek.
18 Fakat ben İsrail'de Baal'a çökmemiş bütün
dizleri, ve onu öpmemiş her ağzı, yedi bin kişiyi alıkoydum.
19 Ve oradan gitti, ve Şafat'ın oğlu Elişa'yı buldu, ve o önünde on iki çift öküz
olarak çift sürüyordu; ve kendisi on ikinci çiftle beraberdi; ve İlya onun yanına
geçti, ve cübbesini onun üzerine attı.
20 Ve öküzleri bırakıp İlya'nın ardınca koştu, ve dedi: Rica ederim, babamı ve
anamı öpeyim, ve o zaman senin ardınca gelirim. Ve ona dedi: Git, dön, çünkü
sana ne yaptım?
21 Onun ardından döndü, ve çift öküzü aldı, ve onları boğazladı, ve öküzleri
takımile pişirip etlerini kavma verdi, ve yediler. Ve kalkıp İlya'nın ardınca gitti, ve
ona hizmet etti.
21. BÖLÜM
1 Ve bu şeylerden sonra vâki oldu ki, Yizreel'de, Samiriye kıralı Ahab'ın sarayı
yanında, Yizreelli Nabot'un bir bağı vardı.
2 Ve Ahab Nabot'a söyleyip dedi: Bağını bana ver, bana sebze bostanı olsun, çünkü
o benim evime yakındır; ve onun yerine sana ondan daha iyi bir bağ vereyim;
yahut istersen, değerini gümüş olarak sana ödiyeyim.
3 Ve Nabot Ahab'a dedi: Sana atalarımın mirasını vermekten RAB beni esirgesin.
4 Ve Yizreelli Nabot'un ona söylediği sözden ötürü Ahab evine küskün ve öfkeli
girdi; çünkü: atalarımın mirasını sana vermem, demişti. Ve yatağı üzerine yattı, ve
yüzünü döndürdü, ve ekmek yemedi.
5 Ve karısı İzebel yanına gelip ona dedi: Niçin ruhun küskün, ve ekmek yemiyorsun?
6 Ve ona dedi: Çünkü Yizreelli Nabot'a söyledim, ve ona dedim: Bağını gümüşle
bana ver; yahut arzu ediyorsan onun yerine sana başka bağ vereyim; ve: Bağımı
sana vermem, dedi.
7 Ve karısı İzebel ona dedi: Sen şimdi İsrail üzerinde kırallık ediyor musun? Kalk,
ekmek ye, ve yüreğin hoş olsun; Yizreelli Nabot'un bağını ben sana vereceğim.
8 Ve Ahab'ın adı ile mektuplar yazdı, ve onları onun mühürü ile mühürledi, ve
mektupları Nabot'un şehrinde olan ve onunla beraber oturan ihtiyarlara ve ileri
gelenlere gönderdi.
9 Ve: Bir oruç ilân edin, ve Nabot'u kavmın baş yerine oturtun;
10 ve onun karşısına, iki adam, yaramaz adamlar oturtun, ve: Sen Allah'a ve kırala
sövdün, diyerek ona karşı şehâdet etsinler; ve onu dışarı çıkarın, ve onu taşlayın da
ölsün, diye mektuplarda yazdı.
11 Ve Nabot'un şehrinin adamları, onun şehrinde oturan ihtiyarlar ve ileri gelenler,
İzebel'in onlara göndermiş olduğu gibi, onlara göndermiş olduğu mektuplarda
yazılmış olduğu gibi yaptılar.
12 Oruç ilân ettiler, ve Nabot'u kavmın baş yerine oturttular.
13 Ve iki adam, yaramaz adamlar geldiler, ve onun karşısında oturdular, ve bu
yaramaz adamlar kavmın önünde ona karşı, Nabot'a karşı: Nabot Allah'a ve kırala
sövdü, diyerek şehâdet ettiler. Ve onu şehrin dışarısına çıkardılar, ve onu taşlarla
taşladılar, ve öldü.
14 Ve İzebel'e gönderip dediler: Nabot taşlandı, ve öldü.
15 Ve vâki oldu ki, İzebel Nabot'un taşlanıp öldüğünü işittiği zaman, İzebel Ahab'a
dedi: Kalk, Yizreelli Nabot'un sana gümüşle vermek istemediği bağını kendine
mülk edin; çünkü Nabot sağ değil ancak ölüdür.
16 Ve vâki oldu ki, Ahab Nabot'un ölmüş olduğunu işitince Yizreelli Nabot'un
bağını mülk edinmek üzre oraya inmek için Ahab kalktı.
17 Ve Tişbeli İlya'ya RABB'in şu sözü geldi:
18 Kalk, Samiriye'de oturan İsrail kıralı Ahab'ı karşılamağa in; işte, o Nabot'un
bağındadır; onu mülk edinmek için oraya indi.
19 Ve ona söyleyip diyeceksin: RAB şöyle diyor: Öldürdün de kendine mülk de mi
edindin? Ve ona söyliyip diyeceksin: RAB şöyle diyor: Nabot'un kanını köpeklerin
yaladıkları yerde senin, senin de kanını köpekler yalayacaklar.
20 Ve Ahab İlya'ya dedi: Ey düşmanım, beni buldun mu? Ve dedi: Seni buldum,
çünkü RABB'in gözünde kötü olanı yapmak için kendini sattın.
21 İşte, senin üzerine belâ getireceğim, ve seni süpürüp atacağım, ve İsrail'de
gerek kul olsun, gerek hür olsun, Ahab'dan her erkeği kesip atacağım;
22 ve beni öfkelendirdiğin ve İsrail'e suç işlettirdiğin için senin evini Nebat'ın oğlu
Yeroboam'ın evi gibi, ve Ahiya'nın oğlu Baaşa'nın evi gibi edeceğim.
23 Ve RAB İzebel için de söyleyip dedi: Yizreel duvarının yanında İzebel'i köpekler
yiyecekler.
24 Ahab'dan şehirde öleni köpekler yiyecekler; ve kırda öleni gök kuşları
yiyecekler.
25 (RABB'in gözünde kötü olanı işlemek için, gerçek, Ahab gibi kendini satan
olmadı; karısı İzebel onu kışkırtıyordu.
26 Ve İsrail Oğulları'nın önünden RABB'in kovmuş olduğu Amorîler'in yaptığı her
şeye göre putlar ardınca giderek, çok mekruh işler yaptı.)
27 Ve vâki oldu ki, Ahab bu sözleri işitince esvabını yırttı, ve bedeni üzerine çul
sardı, ve oruç tuttu, ve çulda yattı, ve yavaş yürüdü.
28 Ve Tişbeli İlya'ya RABB'in şu sözü geldi:
29 Ahab benim önümde nasıl alçaldı, gördün mü? mâdemki benim önümde alçaldı,
belâyı onun günlerinde getirmiyeceğim; oğlunun günlerinde belâyı onun evi
üzerine getireceğim.
2. KRALLAR KİTABI - !. BÖLÜM
1 Ve Ahab'ın ölümünden sonra Moab İsrail'e karşı ayaklandı.
2 Ve Ahazya Samiriye'de yukarı odasındaki kafesli pencereden düştü, ve hastalandı;
ve ulaklara: Gidin, Ekron ilâhı Baal-zebub'dan sorun, bu hastalığımdan iyi olacak
mıyım? diyerek onları gönderdi.
3 Ve RABB'in meleği Tişbeli İlya'ya dedi: Kalk, Samiriye kıralının ulaklarını karşılamak
için çık, ve onlara de: İsrail'de Allah olmadığı için mi siz Ekron ilâhı Baal-zebub'dan
sormağa gidiyorsunuz?
4 Ve bundan dolayı RAB şöyle diyor: Üzerine çıktığın yataktan inmiyeceksin, çünkü
mutlaka öleceksin. Ve İlya gitti.
5 Ve ulaklar kıralın yanına döndüler, ve o kendilerine dedi: Niçin geri geldiniz?
6 Ve ona dediler: Bir adam bizi karşılamağa çıktı, ve bize dedi: Gidin, sizi gönderen
kırala dönün, ve ona diyin: RAB şöyle diyor: İsrail'de Allah olmadığı için mi sen
Ekron ilâhı Baal-zebub'dan sormağa gönderdin? bundan dolayı üzerine çıktığın
yataktan inmiyeceksin, çünkü mutlaka öleceksin.
7 Ve onlara dedi: Sizi karşılamağa çıkan, ve size bu sözleri söyliyen ne biçim
adamdı?
8 Ve ona dediler: Kıllı bir adamdı, ve belinde deri kuşak bağlı idi. Ve dedi: O
Tişbeli İlya'dır.
9 Ve ona bir ellibaşı ile elli adamını gönderdi. Ve onun yanına çıktı; ve işte, dağın
tepesinde oturuyordu. Ve ona dedi: Ey Allah adamı, kıral: İn, dedi.
10 Ve İlya cevap verip ellibaşıya dedi: Eğer ben Allah adamı isem, göklerden ateş
insin, ve seni ve senin elli adamını yiyip bitirsin. Ve göklerden ateş indi, ve onu ve
elli adamını yiyip bitirdi.
11 Ve ona yine başka bir ellibaşı ile elli adamını gönderdi. Ve cevap verip ona dedi:
Ey Allah adamı, kıral şöyle dedi: Çabuk in.
12 Ve İlya cevap verip onlara dedi: Eğer ben Allah adamı isem, göklerden ateş insin,
ve seni ve senin elli adamını yiyip bitirsin. Ve Allah'ın ateşi göklerden indi, ve onu
ve onun elli adamını yiyip bitirdi.
13 Ve yine üçüncü bir ellibaşı ile elli adamını gönderdi. Ve üçüncü ellibaşı çıktı, ve
gelip İlya'nın önünde dizleri üzerine çöktü, ve ona yalvarıp kendisine dedi: Ey Allah
adamı, rica ederim, benim canım, ve bu elli kulunun canı senin gözünde değerli
olsun.
14 İşte, göklerden ateş indi, ve önce gelen iki ellibaşıyı, ve onların ellişer adamını
yiyip bitirdi; ve şimdi benim canım senin gözünde değerli olsun.
15 Ve RABB'in meleği İlya'ya dedi: Onunla beraber in; ondan korkma. Ve kalktı, ve
onunla beraber kıralın yanına indi.
16 Ve ona dedi: RAB şöyle diyor: İsrail'de sözünü soracak Allah olmadığı için mi
Ekron ilâhı Baal-zebub'dan sormağa ulaklar gönderdin? bundan dolayı üzerine
çıktığın yataktan inmiyeceksin, çünkü mutlaka öleceksin.
17 Ve İlya'nın söylediği RABB'in sözüne göre kıral öldü. Ve onun oğlu olmadığı için
yerine Yehoram kıral oldu; bu da Yahuda kıralı Yehoşafat'ın oğlu Yehoram'ın ikinci
yılında idi.
18 Ve Ahazya'nın işlerinin geri kalanı, İsrail kırallarının Tarihler kitabı'nda yazılı
değil midir?
2. BÖLÜM
1 Ve vâki oldu ki, RAB İlya'yı kasırga ile göklere çıkaracağı zaman, İlya ile Elişa
Gilgal'dan giderlerken,
2 İlya Elişa'ya dedi: Rica ederim, burada kal; çünkü RAB beni
Beyt-el'e kadar gönderdi. Ve Elişa dedi: Hay olan RABB'in hakkı için, ve senin
canının hayatı hakkı için, seni bırakmam. Ve Beyt-el'e indiler.
3 Ve Beyt-el'de olan
peygamber oğulları Elişa'ya çıkıp ona dediler: Biliyor musun ki, bugün RAB efendini
senin başından kaldıracaktır? Ve dedi: Ben de biliyorum; susun.
4 Ve İlya ona dedi: Ey Elişa, rica ederim, burada kal; çünkü Rab beni Eriha'ya
gönderdi. Ve dedi: Hay olan RABB'in hakkı için, ve senin canının hayatı hakkı için,
seni bırakmam. Ve Eriha'ya geldiler.
5 Ve Eriha'da olan peygamber oğulları Elişa'ya yaklaşıp ona dediler: Biliyor musun
ki, bugün RAB efendini senin başından kaldıracaktır? Ve dedi: Ben de biliyorum;
susun.
6 Ve İlya ona dedi: Rica ederim burada kal; çünkü RAB beni Erden'e gönderdi. Ve
dedi: Hay olan RABB'in Hakkı için, ve senin canının hayatı hakkı için, seni bırakmam.
Ve ikisi de gittiler.
7 Ve peygamber oğullarından elli kişi gittiler, ve uzakta onların karşılarında
durdular; ve ikisi de Erden'in yanında durdular.
8 Ve İlya cübbesini aldı, ve onu
dürüp sulara vurdu, ve sular bu yana ve o yana ikiye bölündü, ve ikisi de kuru
yerden geçtiler.
9 Ve vâki oldu ki, geçtikleri zaman İlya, Elişa'ya dedi: Ben senin yanından alınmadan
evvel sana ne yapayım, iste. Ve Elişa dedi: Rica ederim, senin ruhundan benim iki
payım olsun.
10 Ve dedi: Çetin şey istedin; eğer senin yanından alındığım zaman beni görürsen,
sana böyle olacaktır; ve yoksa olmıyacaktır.
11 Ve vâki oldu ki, onlar yürüyüp konuşurlarken, işte, ateşten araba ve ateşten atlar,
ve ikisini birbirinden ayırdılar; ve İlya kasırgada göklere çıktı.
12 Ve Elişa görüp bağırdı: Baba, ey Baba, İsrai'lin arabası ve onun atlıları! Ve artık
onu görmedi; ve kendi esvabını tuttu, ve onları yırtıp iki parça etti.
13 Ve İlya'nın üzerinden düşmüş olan cübbesini kaldırdı, ve geri döndü, ve Erden
kenarında durdu.
14 Ve İlya'nın üzerinden düşmüş olan cübbesini aldı, ve sulara vurup dedi: İlya'nın
Allah'ı RAB nerede? Ve o da sulara vurunca, sular bu yana ve o yana ikiye bölündü;
ve Elişa geçti.
15 (Ve Eriha'da olan peygamber oğulları onu karşıdan görüp dediler: İlya'nın ruhu
Elişa'nın üzerine kondu. Ve onu, karşılamağa geldiler, ve yere kadar kendisine
eğildiler.
16 Ve ona dediler: İşte, bu kullarının yanında elli zorlu adam var; rica ederiz,
gitsinler, ve efendini arasınlar, belki RABB'in Ruhu onu kaldırmış, ve onu dağların
birine yahut derelerin birine atmıştır. Ve dedi: Göndermeyin.
17 Ve onu o kadar zorladılar ki, utanıp dedi: Gönderin. Ve elli adamı gönderdiler;
ve üç gün aradılar, fakat onu bulmadılar.
18 Ve onun yanına döndüler, ve kendisi de Eriha'da oturuyordu, ve onlara dedi:
Ben size: Gitmeyin, demedim mi?
19 Ve şehrin adamları Elişa'ya dediler: İşte, rica ederiz, şehrin yeri efendimin
gördüğü gibi iyidir; fakat sular kötü, ve toprak mahsulünü atıyor.
20 Ve dedi: Bana yeni bir kap getirin, ve içine tuz koyun. Ve ona getirdiler.
21 Ve suların kaynağına çıktı, ve tuzu oraya atıp dedi: RAB şöyle diyor: Bu suları
iyi ettim; artık oradan ölüm ve mahsûlünü atma olmıyacaktır.
22 Ve Elişanın söylediği söze göre sular bugüne kadar iyidir.
23 Ve oradan Beyt-el'e çıktı; ve o yolda çıkarken, şehirden küçük çocuklar çıktılar,
ve onunla eğlendiler, ve kendisine dediler: Çık, tas başlı; çık, tas başlı!
24 Ve arkasına dönüp onları gördü, ve RABB'in İsmile onlara lânet etti. Ve
ormandan iki dişi ayı çıktı, ve onlardan kırk iki çocuğu yırttılar.
25 Ve oradan Karmel dağına gitti, oradan da Samiriye'ye döndü.
Buraya kadar olan bölümlerde İlyas Aleyhisselâm'ın Hz. İbrahim'den, Hz. İsmail Hz. İshak Hz. Yâkub ve Hz. Yusuf''tan sonra olduğunu anladık. Nasıl göğe çekildiğini gördük Şimdi diğer kısımlarda nasıl geçtiğine bakalım. 9. Bölüm'de İlyas Aleyhisselâm'ın bedduasının gerçekleştiğini görüyoruz:
9, BÖLÜM
1 Ve peygamber Elişa peygamber oğullarından birini çağırdı, ve ona dedi:
Belini kuşat, ve bu yağ şişesini eline al, ve Ramot-gileada git.
2 Ve oraya varınca, Nimşinin oğlu Yehoşafat'ın oğlu Yehu'yu bul, ve girip onu
ardeşleri arasından kaldır, ve onu bir iç odaya götür.
3 Ve yağ şişesini al, ve onun başı üzerine döküp de: RAB şöyle diyor: Seni İsrail
üzerine kıral olarak meshettim. Ve kapıyı aç, ve kaç, ve durma.
4 Ve uşak, peygamber uşağı, Ramot-gileada gitti.
5 Ve vardı, ve işte, asker başbuğları oturuyorlardı; ve dedi: Ey başbuğ, sana bir
sözüm var. Ve Yehu: İçimizden hangisine? dedi. Ve uşak: Ey başbuğ, sana, dedi.
6 Ve Yehu kalkıp eve girdi; ve uşak yağı onun başına döküp kendisine dedi: İsrailin
Allah'ı RAB söyle diyor: Seni RABB'in kavmı üzerine, İsrail üzerine, kıral olarak
meshettim.
7 Ve efendin Ahab'ın evini vuracaksın, ve kullarım peygamberlerin kanı için, ve
RABB'İN bütün kullarının kanı için İzebel'den benim öcümü alacağım.
8 Ve bütün Ahab evi yok olacak; ve İsrail'de köle olsun, hür olsun, Ahab'dan her
erkeği kesip atacağım.
9 Ve Ahab evini Nebat'ın oğlu Yeroboam evi gibi, ve Ahiya'nın oğlu Baaşan'ın evi
gibi edeceğim,
10 Ve Yizreel tarlasında İzebeli köpekler yiyecekler, ve onu gömen olmıyacak. Ve
kapıyı açıp kaçtı.
11 Ve Yehu dışarıya efendisinin kullarına çıktı; ve biri ona dedi: Hayrola? bu deli
sana niçin geldi? Ve onlara dedi: Adamı ve ne dediğini bilirsiniz.
12 Ve dediler: Yalan; şimdi bize bildir. Ve dedi: Bana şöyle söyliyip dedi: RAB şöyle
diyor: Seni İsrail üzerine kıral olarak meshettim.
13 Ve herkes çabuk davranıp esvabını aldı, ve merdivenin başına onun altına
koydular, ve boru çaldılar, ve: Yehu kıral oldu, dediler.
.......
29 Ve Ahab'ın oğlu Yoram'ın on birinci yılında Ahazya Yahuda üzerine kıral olmuştu.
30 Ve Yehu Yizreel'e geldi, ve İzebel işitti; ve gözlerine sürme çekti, ve başını
süsledi, ve pencereden baktı.
31 Ve Yehu kapıdan girince, İzebel dedi: Efendisini öldüren Zimri! Hayrola?
32 Ve yüzünü pencereye doğru kaldırdı, ve dedi: Kim? kim benimle beraberdir?
Ve iki üç hadım ağası ona baktılar.
33 Ve dedi: Onu aşağı atın. Ve onu aşağı attılar; ve duvarın üzerine ve atların
üzerine onun kanından sıçradı; ve onu çiğnedi.
34 Ve içeri girip yedi ve içti; ve dedi: Şimdi bu lânetli kadına bakın, ve onu gömün;
çünkü kıral kızıdır.
35 Ve onu gömmek için gittiler; fakat kafasından, ayaklarından, ve el ayalarından
başka kendisinden bir şey bulmadılar.
36 Ve geri gelip ona bildirdiler, ve dedi: Bu RABB'İN sözüdür; onu kulu Tişbeli İlya
vasıtası ile söyliyip dedi: Yizreel tarlasında İzebel'in etini köpekler yiyecekler;
37 ve İzebel'in leşi Yizreel tarlasında yerin yüzünde gübre gibi olacak, şöyle ki: Bu
İzebel'dir, demiyecekler.
10. BÖLÜM
1 VE Ahab'ın Samiriye'de yetmiş oğlu vardı. Ve Yehu Samiriye'ye, Yizreel
reisleri olan ihtiyarlara, ve Ahab'ın çocuklarını büyütenlere mektuplar yazıp
gönderdi, ve şöyle yazdı:
2 Ve bu mektup şimdi size varınca, mademki efendinizin oğulları yanınızdadır, ve
cenk arabaları ile atlar yanınızdadır, ve duvarlı şehriniz ve silâhlarınız var;
3 efendinizin oğullarından en iyisine ve en uygununa bakın, ve onu babasının tahtı
üzerine koyun, ve efendinizin evi için cenk edin.
......
7 Ve vâki oldu ki, mektup onlara gelince, kıralın oğullarını aldılar, ve yetmiş kişi
olarak onları boğazladılar, ve başlarını küfelere koyup Yizreel'e, ona gönderdiler.
8 Ve ulak geldi, ve ona bildirip dedi: Kıral oğullarının başlarını getirdiler. Ve dedi:
Kapının girilecek yerine iki yığın olarak onları sabaha kadar bırakın.
9 Ve sabahlayın vâki oldu ki, dışarı çıktı, ve durup bütün kavma dedi: Siz salih
adamlarsınız; işte, ben efendime düzen kurdum, ve onu öldürdüm; fakat bütün
bunları kim vurdu?
10 Şimdilik bilin ki, RABB'İN Ahab evi için söylediği sözünden hiç bir şey yere
düşmiyecektir; çünkü RAB kulu İlya vasıtası ile söylemiş olduğu şeyi yaptı.
11 Ve Yehu, Ahab'ın sağ bir adamını bırakmayıncıya kadar Yizreel'de Ahab evinden
sağ kalanların hepsini, ve bütün büyüklerini, ve yakın dostlarını, ve kâhinlerini vurdu.
.......
17 Ve Samiriye'ye geldi, ve RABB'İN İlya'ya söylemiş olduğu sözüne göre Samiriye'de
Ahab'ın geri kalanlarını helâk edinciye kadar hepsini vurdu.
18 Ve Yehu bütün kavmı toplıyıp onlara dedi: Ahab Baal'a az kulluk etti; fakat Yehu
ona çok kulluk edecek.
19 Ve şimdi Baal'ın bütün peygamberlerini, bütün ona tapınanları, ve bütün
kâhinlerini bana çağırın; kimse eksilmesin; çünkü Baal'a büyük kurbanım var; kim
eksilirse sağ kalmıyacaktır. Fakat Yehu Baal'a tapınanları yok etmek için bunu hile
ile yaptı.
20 Ve Yehu dedi: Baal için bir toplanma takdis edin. Ve ilân ettiler.
21 Ve Yehu İsrail'in her tarafına gönderdi; ve bütün Baal'a tapınanlar geldiler, ve
gelmiyen kimse kalmadı, Ve Baal evine geldiler; ve Baal evi ağız ağıza doldu.
22 Ve esvaplar üzerine olan adama dedi: Baal'a tapınanların hepsine esvap çıkar.
Ve onlar için esvap çıkardı.
23 Ve Yehu Rekab oğlu Yehonadab ile beraber Baal evine girdi; ve Baal'a tapınanlara
dedi: Araştırın ve bakın, burada Yehova'nın kullarından kimse sizinle beraber
olmasın, fakat yalnız Baal'a tapınanlar olsun.
24 Ve kurbanlar ve yakılan takdimeler arzetmek için içeri girdiler. Ve Yehu dışarda
kendisi için seksen adam koymuştu, ve dedi: Elinize getirdiğim bu adamlardan
birini kim kaçırıp kurtarırsa, kendi canı onun canı yerine olacaktır.
25 Ve vâki oldu ki, yakılan takdimeyi arzetmeği bitirince, Yehu koşucu askere ve
araba cenkçilerine dedi: İçeri girin, ve onları vurun; kimse çıkmasın. Ve onları
kılıçtan geçirdiler; ve koşucu asker ve araba cenkçileri onları dışarı attılar, ve Baal
evi şehrine kadar gittiler.
26 Ve Baal evinin putlarını çıkardılar, ve onları yaktılar.
27 Ve Baal putunu yıktılar, ve Baal evini yıktılar, ve onu ayak yolu yaptılar, bugüne
kadar öyledir.
28 Yehu böylece Baal'ı İsrail'den yok etti.
2. TARİHLER KİTABI - 21. BÖLÜM
4 Ve Yehoram babasının kırallıgı üzerine çıkıp kuvvet bulunca, bütün kardeşlerini,
ve İsrail reislerinden bazılarını da kılıçla öldürdü.
5 Yehoram kıral olduğu zaman otuz iki yaşında idi; ve Yeruşalim'de sekiz yıl kırallık
etti.
6 Ve Ahab evinin ettiği gibi o da İsrail kırallarının yolunda yürüdü; çünkü onun
karısı Ahab'ın kızı idi; ve RABB'in gözünde kötü olanı yaptı.
7 Fakat RAB Davud'la ettiği ahitten ötürü, ve bütün günler ona ve oğullarına bir
çerağ vereceğini vadettiğine göre, Davud evini helâk etmek istemedi.
8 Onun günlerinde Edom ayaklanıp Yahuda'nın eli altından çıktı, ve birini üzerlerine
kıral ettiler.
9 Ve Yehoram reisleri ile beraber, bütün cenk arabaları yanında olarak geçti;
ve geceleyin kalktı, ve kendisini kuşatan Edomîler'i, ve arabaların başbuğlarını vurdu.
10 Böylece Edom ayaklandı, bugüne kadar Yahuda'nın eli altından çıkmıştır; o vakit
Libna da ayni zamanda ayaklandı, ve onun eli altından çıktı, çünkü atalarının Allah'ı
RABB'i bırakmıştı.
11 Yahuda dağlarında da yüksek yerler yaptı, ve Yeruşalim'de oturanlara zinâ ettirdi,
ve Yahuda'yı da sürükledi.
12 Ve ona Peygamber İlya'dan şu yazı geldi: Atan Davud'un Allah'ı RAB şöyle diyor:
Mâdemki baban Yehoşafat'ın yollarında, ve Yahuda kıralı Asan'ın yollarında
yürümedin,
13 fakat İsrail kırallarının yolunda yürüdün, ve Yahuda'ya ve Yeruşalim'de oturanlara,
Ahab evinin yaptığı gibi zinâ ettirdin, ve baban evinden senden daha iyi olan
kardeşlerini öldürdün;
14 işte, RAB senin kavmını, ve oğullarını, ve karılarını, ve bütün malını büyük vuruşla
vuracak,
15 ve hastalık yüzünden günden güne barsakların çıkıncıya kadar barsak hastalığı ile
ağır hastalanacaksın.
16 Ve RAB Yehoram'a karşı Filistîler'in, ve Habeşler'in yan tarafında olan Araplar'ın
ruhunu uyandırdı;
17 ve Yahuda'ya karşı çıktılar, ve yarıp içine girdiler, ve kıralın evinde bulunan bütün
malı, hem de oğullarını ve karılarını götürdüler; ve oğullarının en küçüğü
Yehoahaz'dan başka oğlu kalmadı.
18 Ve bunun hepsi olduktan sonra RAB onu barsaklarından iyi olmaz hastalıkla vurdu.
19 Ve vâki oldu ki, vakit geçtikçe iki yılın sonunda hastalığından ötürü barsakları
çıktı, ve kötü hastalıklarla öldü. Ve kavmı ataları için tütsü yaktıkları gibi onun için
yakmadılar.
20 Kıral olduğu zaman otuz iki yaşında idi, ve Yeruşalim'de sekiz yıl kırallık etti; ve
göçmesine yazık oldu denilmedi; ve onu Davud şehrinde gömdüler, fakat kıralların
kabirlerine gömmediler.
Burada dikkatinizi çekeriz, İlyas Aleyhisselâm Hızır gibi olaya müdahale ediyor, olacakları bildiriyor, tabii ALLAH'ın izniyle.... Ne diyordu o muhterem zat Hz. Musa'ya: - "BEN BUNLARI KENDİ REYİMLE (kendig tercihimle, kendi kararımla) YAPMADIM. (Allah'ın emrine uyarak, onun gerçek bir kulu olarak yaptım.)"
MALAKİ KİTABI - 4. BÖLÜM
1 ÇÜNKÜ, işte o gün geliyor, fırın gibi yanıyor; ve bütün kibirliler, ve kötülük
işliyenlerin hepsi, saman olacaklar; ve gelmekte olan gün onları yakacak, orduların
RABB'İ diyor, öyle ki, onlarda kök ve dal bırakmıyacak.
2 Fakat size, ismimden korkanlara, salâh güneşi kanatlarında şifa olarak doğacak:
ve çıkacaksınız, ve ahırın buzağıları gibi sıçraşacaksınız.
3 Ve kötüleri ayak altına alacaksınız; çünkü yapmakta olduğum o günde sizin
ayaklarınızın tabanları altında onlar kül olacaklar, orduların RABB'İ diyor.
4 Kulum Musa'nın Şeriati'ni, Kanunlar'ı ve Hükümler'i anın, o şeriati ki, Horeb'de bütün
İsrail için Ben ona emrettim.
5 İşte, RABB'İN büyük ve korkunç günü gelmeden önce,
ben size Peygamber İlya'yı göndereceğim.
6 O da babaların yüreğini oğullara, ve oğulların yüreğini babalarına döndürecektir;
ta ki, gelip dünyayı lânetle vurmıyayım.
İşte bu yüzden Yahudiler hep bir MESİH beklemişlerdir. O Mesih gelmiş,Hz. İsâ'dır, ona "sen İlya mısın?" diye sormuşlar, ama onu tanımamış, kabul etmemişlerdir.
MATTA'YA GÖRE İNCİL - 11. BÖLÜM
1 Ve vâki oldu ki, (İsâ) on iki şakirdine emir vermeği bitirince, onların
şehirlerinde öğretip vâzeylemek için oradan gitti.
2 İmdi, Yahya zindanda Mesih'in işlerini işiterek şakirtlerini gönderip onlar vasıtası
ile ona dedi:
3 Gelecek olan sen misin, yoksa başkasını mı bekliyelim?
4 İsa da cevap verip onlara dedi: Gidin, işittiğiniz ve gördüğünüz şeyleri Yahya'ya
bildirin.
5 Körlerin gözleri açılıyor, topallar yürüyor, cüzzamlılar temizleniyor, sağırlar işitiyor,
ölüler kıyam ediyor, ve fakirlere İncil vaaz olunuyor.
6 Ve kim bende sürçmezse, ona ne mutlu!
7 Ve onlar giderlerken, İsa halka Yahya için söylemeğe başladı: Çöle ne görmeğe
çıktınız? Yelin salladığı kamışı mı?
8 Fakat ne görmeğe çıktınız? Yumuşak esvap giymiş bir adam mı? İşte, yumuşak
esvap giyenler kıral saraylarında bulunur.
9 Fakat niçin çıktınız? Bir peygamber görmeğe mi? Evet, size derim, ve
peygamberden daha ziyadesiniz.
10 "İşte, senin yüzünün önünde habercimi gönderiyorum, Senin önünde senin
yolunu hazırlıyacaktır," diye kendisi için yazılmış olan budur.
11 Doğrusu size derim: Kadınlardan doğanlar arasında Vaftizci Yahya'dan daha
büyüğü çıkmamıştır; fakat göklerin melekûtunda daha küçük olan ondan daha
büyüktür.
12 Vaftizci Yahya'nın günlerinden şimdiye kadar göklerin melekûtu zorlanıyor, ve
zorbalar onu ele geçiriyorlar.
13 Çünkü bütün peygamberler ve şeriat Yahya'ya kadar peygamberlik ettiler.
14 Ve eğer onu kabul etmek isterseniz, gelecek olan İlya odur.
15 Kulakları olan işitsin.
Yahya Aleyhisselâm ALLAH'ın Peygamberi değil mi?.... İlya gelse, ondan başka bir şey mi söyliyecekti?....
16. BÖLÜM
13 Ve İsa, Filipus Kayseriye'si taraflarına geldiği zaman, kendi şakirtlerinden sordu:
Halkın dediğine göre İnsanoğlu kimdir?
14 Ve onlar dediler: Bazıları Vaftizci Yahya, başkaları İlya, başkaları da Yeremya,
yahut peygamberlerden biridir, diyorlar.
15 İsa onlara dedi: Ya siz, ben kimim dersiniz?
16 Simun Petrus cevap verip dedi: Sen hay olan Allahın Oğlu, Mesih'sin.
17 Ve İsa cevap vererek ona dedi: Ne mutlusun, ey Yunus oğlu Simun, çünkü bunu
sana açan et ve kan değil, göklerde olan Baba'mdır.
18 Ben de sana derim ki: Sen Petrus'sun, ve ben kilisemi bu kayanın üzerine
kuracağım; ve ölüler diyarının kapıları onu yenmiyecektir.
19 Göklerin melekûtu anahtarlarını sana vereceğim; yeryüzünde bağlıyacağın her
şey göklerde bağlanmış olur, ve yeryüzünde çözeceğin her şey göklerde çözülmüş
olur.
20 O zaman kendisinin Mesih olduğunu kimseye söylemesinler diye şakirtlerine
emretti.
Meryem Oğlu İsâ Mesih elbette ki ALLAH'ın oğlu değil. Kendisinin de ifade ettiği gibi o sadece Mesih...
17. BÖLÜM
1 İsâ, altı gün sonra, Petrus, Yakub, ve kardeşi Yuhanna'yı yanına aldı, ve
onları ayrıca yüksek bir dağa çıkardı.
2 Ve onların önünde heyeti değişildi; yüzü güneş gibi parladı, ve esvabı ışık gibi
ak oldu.
3 Ve işte, onlara Musa ile İlya göründüler; İsâ ile konuşuyorlardı.
4 Ve Petrus İsa'ya cevap verip dedi: Ya Rab, bizim için burada bulunmak iyidir.
Eğer istersen, burada biri sana, biri Musa'ya ve biri İlya'ya üç çardak kurayım.
5 O henüz söylemekte iken, nurlu bir bulut onlara gölge saldı, ve işte, buluttan
bir ses: Sevgili Oğlum budur, ondan razıyım; onu dinleyin, dedi.
6 Şakirtler bunu işitince, yüzüstü düştüler, ve pek çok korktular.
7 İsâ gelip onlara dokunarak: Kalkın, korkmayın, dedi.
8 Onlar da gözlerini kaldırarak yalnız İsâ'dan başka kimseyi görmediler.
Hz. Musa'ya o muhterem zâtın görünmesi gibi Hz. İsâ'ya da İlyas Aleyhisselâm görünmüş olabilir.
27. BÖLÜM
1 SABAH olunca, bütün başkâhinler ile kavmın ihtiyarları İsâ'yı öldürmek için
ona karşı birbirlerile öğütleştiler.
2 Ve İsa'yı bağladılar, ve götürüp vâliye, Pilatus'a, verdiler.
.......
38 O zaman onunla beraber iki haydut, biri sağında ve biri solunda olarak, haça
gerildi.
39 Ve geçenler: Sen ki, mâbedi yıkar ve üç günde yaparsın, kendini kurtar;
40 eğer Allahın Oğlu isen, haçtan in, diye başlarını sallıyıp ona sövüyorlardı.
41 Başkâhinler de, yazıcılar ve ihtiyarlarla beraber, onunla öylece eğlenerek dediler:
42 Başkalarını kurtardı, kendisini kurtaramıyor. İsrail'in Kıralı'dır; şimdi haçtan insin,
ona iman ederiz.
43 Allaha güveniyor; eğer Allah onu istiyorsa, şimdi kurtarsın; çünkü o: Ben Allah'ın
Oğlu'yum, dedi.
44 Ve onunla beraber haça gerilmiş olan haydutlar da ona ayni sitemi ettiler.
45 Ve altıncı saatten dokuzuncu saate kadar, bütün yeryüzüne karanlık çöktü.
46 Ve dokuzuncu saate doğru, İsa: Eli, Eli, lama sabaktani? yani: "Allahım, Allahım,
beni niçin bıraktın?" diye, yüksek sesle bağırdı.
47 Orada duranlardan bazıları bunu işitince: Bu adam İlya'yı çağırıyor, dediler.
48 Ve hemen onlardan biri koşup bir sünger aldı, onu sirke ile doldurup bir kamış
üzerine taktı, ve ona içirdi.
49 Başkaları da dediler: Bırak, görelim, İlya onu kurtarmağa gelecek mi?
50 Ve İsa, yüksek sesle yine bağırdı, ve ruhu verdi.
Şehitler ölmez. "Allah yolunda öldürülenler için "ölüler" demeyin. Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz." (Bakara Sûresi, 154. Âyet) ve "Sakın Allah yolunda katledilenleri ölmüşler sanma, hayır, hep hayattadırlar, Rablarının ındinde yaşarlar." (Âl-i İmran Sûresi, 169. Âyet) dediği gibi.... Hz. İsâ da ALLAH yolunda öldürülmedi mi?... "Yerine başkası asıldı" falan ifâdeleri ile kulp bulmaya çalışmayalım. O da, İlyas Aleyhisselâm da, şehitler de bedenen yaşamıyorlar ama, hayattalar. İstedikleri zaman görünürler. Hızır gibi....
MARKOS'A GÖRE İNCİL - 6. BÖLÜM
1 Oradan çıkıp kendi memleketine geldi, şakirtleri de ardınca gittiler.
2 Sebt günü olunca, havrada öğretmeğe başladı; çoğu onu işiterek şaşıp dediler:
Bu adama bu şeyler neredendir? Buna verilen hikmet nedir? Enun ellerile yapılan
böyle kudretli işler ne demektir?
3 Meryem'in oğlu, ve Yakub'un, Yoses'in, Yahuda'nın ve Simun'un kardeşi, dülger,
bu değil mi? Kızkardeşleri burada bizimle değil mi? Ve onda sürçtüler.
4 İsa da onlara dedi: Bir peygamber kendi memleketinden, akrabaları arasından
ve evinden başka yerde itibarsız değildir.
5 Orada kudretli iş yapamadı, ancak bir kaç hasta üzerine ellerini koyup onları iyi
etti.
6 Onların imansızlıklarına şaştı. Çevrede olan köyleri, talim ederek dolaşıyordu.
7 Onikiler'i yanına çağırıp onları ikişer ikişer göndermeğe başladı; onlara murdar
ruhlar üzerine hâkimiyet verdi.
8 Onlara yol için bir değnekten başka hiç bir şey, ne torba, ne ekmek ve ne de
kesede para almayıp,
9 fakat çarık giymelerini tenbih etti. Ve: İki gömlek giymeyin, dedi.
10 Ve onlara diyordu: Her nerede bir eve girerseniz, o yerden çıkıncıya kadar
orada kalın.
11 Neresi sizi kabul etmezse, ve sizi dinlemezlerse, oradan çıkarken ayaklarınızın
altındaki tozu onlara şehâdet olsun diye silkin.
12 Onlar da çıkıp tövbe etsinler diye vâzettiler.
13 Çok cinleri çıkarıyorlar, ve çok hastaları yağ ile yağlıyıp iyi ediyorlardı.
14 Kıral Hirodes dahi işitti, çünkü onun ismi belli olmuştu. Ve diyordu: Vaftizci
Yahya ölülerden kıyam etmiştir, bundan dolayı kendisinde kudretler işlemektedir.
15 Fakat başkaları: İlya'dır, diyorlardı. Başkaları da: Peygamberler'den biri gibi bir
Peygamber'dir, diyorlardı.
8. BÖLÜM
27 Ve İsâ kendi şakirtleri ile Filipus Kayseriyesi'nin köylerine çıktı; yolda şakirtlerine
sorup onlara dedi: Halkın dediğine göre ben kimim?
28 Onlar da cevap verip dediler: Vaftizci Yahya; başkaları: İlya; başkaları da:
Peygamberler'den biridir, diyorlar.
29 O da onlara sordu: Ya siz, ben kimim dersiniz? Petrus ona cevap verip: Sen
Mesih'sin, dedi.
30 O da kendi hakkında kimseye söylemesinler diye onlara sıkıca tenbih etti.
9. BÖLÜM
1 Onlara dedi: Doğrusu size derim: Burada duranlardan bazıları var ki,
Allah'ın melekûtunun kudretle geldiğini görmeden, ölümü hiç tatmıyacaklardır.
2 İsa altı gün sonra, Petrus, Yakub ve Yuhanna'yı yanına aldı, ve onları ayrıca yalnız
başlarına yüksek bir dağa çıkardı; ve önlerinde heyeti değişildi.
3 Onun esvabı parlak, gayetle ak oldu, ki, yeryüzünde hiç bir çırpıcı onları böyle
ağartamaz.
4 İlya ve Musa kendilerine göründüler, ve onlar İsa ile konuşuyorlardı.
5 Ve Petrus İsa'ya cevap verip dedi: RABB'İ, bizim için burada bulunmak iyidir;
biri sana, biri Musa'ya, ve biri İlya'ya üç çardak kuralım.
6 Çünkü ne cevap vereceğini bilmiyordu; çünkü çok korkmuşlardı.
7 Bir bulut gelip onlara gölge saldı; ve buluttan: Sevgili Oğlum budur; onu dinleyin,
diye bir ses geldi.
8 Birdenbire çevrelerine bakıp yalnız İsa'dan başka artık yanlarında kimseyi
görmediler.
9 Dağdan inerlerken, İnsanoğlu ölülerden kıyam etmeden evel gördüklerini
kimseye söylemesinler diye, onlara tenbih etti.
10 Onlar da bu sözü aralarında saklayıp ölülerden kıyam etmek ne olduğunu
birbirlerinden sorarlardı.
11 Ve ondan sorup dediler: Yazıcılar niçin: Önce İlya gelmelidir, diyorlar?
12 O da onlara dedi: Gerçi İlya önce gelip her şeyi yerine kor; ve çok şeyler çekip
tahkir olunacak, diye İnsanoğlu hakkında nasıl yazılmıştır?
13 Fakat ben size derim: Hem İlya geldi, hem de kendi hakkında yazılmış olduğu
gibi, her istediklerini ona yaptılar.
14 Şakirtlerin yanına geldikleri zaman, çevrelerinde bir büyük kalabalık, ve onlarla
mubahase eden yazıcılar gördüler.
15 Hemen bütün kalabalık onu görünce, çok şaştılar, ve ona seğirdip kendisini
selâmladılar.
15. BÖLÜM
1 İhtiyarlar ve yazıcılar ile başkâhinler ve bütün Millet Meclisi hemen
sabahlayın müşavere ettiler, İsa'yı bağladılar, ve onu götürüp Pilatus'a verdiler.
.......
27 Biri sağında, biri solunda, iki haydudu onunla beraber haça gerdiler.
28 Geçenler: Vay! sen ki, mabedi yıkar ve üç günde yaparsın,
29 haçtan inerek kendini kurtar, diye başlarını sallıyıp ona söverlerdi.
30 Ayni suretle başkâhinler yazıcılarla aralarında eğlenerek dediler: O, başkalarını
kurtardı, kendisini kurtaramıyor.
31 Şimdi İsrail'in Kıralı, Mesih, haçtan insin de görelim, ve iman edelim. Onunla
beraber haça gerilmiş olanlar da ona sitem ettiler.
32 Altıncı saat olunca, bütün yer üzerine dokuzuncu saate kadar karanlık çöktü.
33 Dokuzuncu saatte İsa yüksek sesle bağırdı: "Eloi, Eloi, lama sabaktani?" ki
tercüme olundukta, Allah'ım, Allah'ım, niçin beni bıraktın? demektir.
34 Orada duranlardan bazıları bunu işitince: İşte, İlya'yı çağırıyor, dediler.
35 Biri koşup bir süngeri sirke ile doldurdu, ve bir kamışa takıp ona içirdi,
ve dedi: Bırakın, görelim, İlya onu indirmeğe gelir mi?
36 İsa yüksek ses çıkarıp ruhu verdi.
LUKA'YA GÖRE İNCİL
9. BÖLÜM
1 İsâ Onikiler'i toplıyıp bütün cinler üzerine, ve hastalıkları iyi etmek üzre,
onlara kuvvet ve hâkimiyet verdi.
2 ALLAH'ın melekûtunu ilân etmek ve hastalara şifa vermek için onları gönderdi.
3 Kendilerine dedi: Yol için bir şey almayın; ne değnek, ne torba, ne ekmek,
ne para; ne de iki gömleğiniz olsun.
4 Hangi eve girerseniz, orada kalın, ve oradan çıkın.
5 Kimler sizi kabul etmezlerse, o şehirden çıktığınız vakit, onlara karşı şehâdet
olsun diye ayaklarınızdan tozu silkin.
6 Onlar da çıkıp İncil'i vâzederek ve her yerde şifa vererek, köyden köye
geçiyorlardı.
7 Reisirubu Hirodes, vâki olan şeylerin hepsini işitti, ve çok şaşırıyordu; çünkü
bazıları: Yahya ölülerden kıyam etmiş;
8 bazıları: İlya zuhur etmiş; başkaları ise: Eski peygamberler'den biri kıyam etmiş,
diyorlardı.
......
18 Ve vâki oldu ki, İsa yalnız başına dua ederken, şakirtleri yanında idi; onlara
sorup dedi: Halkın dediğine göre ben kimim?
19 Onlar da cevap verip dediler: Vaftizci Yahya'dır; başkaları: İlya'dır; ve başkaları
da: Eski peygamberler'den biri kıyam etti, diyorlar.
20 Onlara dedi: Ya siz ben kimim dersiniz? Petrus cevap verip dedi: ALLAH'ın
Mesih'isin.
21 İsa da bunu kimseye söylemesinler diye onlara tenbih ederek emretti;
......
28 Ve vâki oldu ki, bu sözlerden sekiz gün kadar sonra, Petrus, Yuhanna ve
Yakub'u beraberinde alıp dua etmek için dağa çıktı.
29 Dua ederken yüzünün görünüşü başka oldu, ve esvabı ak ve çok parlak oldu.
30 Ve işte, iki kişi onunla konuşuyorlardı;
31 bunlar Musa ve İlya idiler ki, izzetle görünüp yakında Yeruşalim'de vâki olacak
intikâlini söyliyorlardı.
32 Fakat Petrus ve onunla beraber olanlara uyku basmıştı. İyice uyandıkları vakit
ise, İsa'nın celâlini ve kendisile beraber duran iki kişiyi gördüler.
33 Ve vâki oldu ki, onlar İsa'nın yanından ayrılırlarken, Petrus ne söylediğini
bilmiyerek İsa'ya dedi: Üstat, bizim için burada bulunmak iyidir; biri sana, biri
Musa'ya ve biri İlya'ya üç çardak kuralım.
34 Petrus bunları söylerken, bir bulut geldi, onlara gölge saldı; ve buluta girerken
şakirtler korktular.
35 Buluttan: Seçtiğim oğlum budur, onu dinleyin, diye bir ses geldi.
36 Ve ses geldiği vakit, İsa yalnız bulundu. Ve onlar sustular, ve o günlerde
kimseye gördüklerinden bir şey söylemediler.
YUHANNA'YA GÖRE İNCİL - 1. BÖLÜM
1 KELÂM başlangıçta var idi, ve Kelâm ALLAH nezdinde idi, ve Kelâm ALLAH
idi.
2 O, başlangıçta ALLAH nezdinde idi.
3 Her şey onun ile oldu, ve olmuş olanlardan hiç bir şey onsuz olmadı.
4 Hayat onda idi, ve hayat insanların nuru idi.
5 Nur karanlıkta parlar, ve karanlık onu anlamadı.
6 ALLAH tarafından gönderilmiş bir adam çıktı, onun adı Yahya idi.
......
15 Yahya onun hakkında şehâdet etti, ve çağırıp dedi: Benden sonra gelen
benden ileri oldu, zirâ benden önce idi, diye söylediğim budur.
16 Çünkü hepimiz onun doluluğundan aldık, ve inayet üzerine inayet.
17 Zira Musa ile şeriat verildi; İsa Mesih ile inayet ve hakikat oldu.
18 Hiç bir zaman ALLAH'ı kimse görmemiştir; Baba'nın kucağında olan biricik
Oğul, kendisi onu bildirdi.
19 Yahudiler Yahya'ya: Sen kimsin? diye kendisinden sormak için Yeruşalim'den
kâhinlerle Levililer gönderdikleri zaman, Yahya'nın şehâdeti şudur;
20 ve Yahya ikrar etti, ve inkâr etmedi, ve: Ben Mesih değilim, diye ikrar etti.
21 Onlar da kendisinden sordular: Öyle ise, ne? Sen İlya mısın? Ve Yahya: Değilim,
dedi. Sen o peygamber misin? Yahya: Hayır, diye cevap verdi.
22 İmdi onlar kendisine dediler: Sen kimsin? bizi gönderenlere cevap verelim
diye, kendin hakkında ne diyorsun?
23 Ben, İşaya peygamberin dediği gibi: "RABB'in yolunu düzeltin, diye çölde
çağıranın sesiyim," dedi.
24 Gönderilenler Ferisiler'den idiler.
25 Ve Yahya'dan sorup kendisine dediler: Öyle ise, sen Mesih, İlya, ve o peygamber
değilsin de, niçin vaftiz ediyorsun?
26 Yahya onlara cevap verip dedi: Ben su ile vaftiz ediyorum; aranızda biri
duruyor da, siz onu bilmiyorsunuz;
27 benden sonra gelen odur, ben onun çarığının bağını çözmeğe lâyık değilim.
28 Bunlar Erden ötesinde, Beytanya'da, Yahya'nın vaftiz ettiği yerde oldu.
ROMALILAR KİTABI - 11. BÖLÜM
1 İmdi diyorum: Allah kendi kavmını reddetti mi? Hâşâ. Çünkü ben de İbrahim neslinden,
Benyamin sıptından bir İsrailîyim.
2 Allah evelden bildiği kendi kavmını reddetmedi. Yahut İlya fıkrasında kitap ne diyor,
İsraile karşı Allaha nasıl şikâyet ediyor, bilmez misiniz?
3 "Ya Rab, senin peygamberlerini öldürdüler, senin mezbahlarını yıktılar; ve ben yalnız
bırakıldım, ve benim canımı arıyorlar."
4 Fakat Allahın ona cevabı ne diyor? "Baal'a diz çökmemiş yedi bin adamı kendime
alıkoydum."
YAKUB KİTABI - 5. BÖLÜM
1 Gelin şimdi, ey zenginler, gelecek olan sefaletlerinizin üzerine feryat ederek ağlayın.
2 Malınız çürümüş, ve esvabınızı güve yemiştir.
3 Altınınız ve gümüşünüz pas tutmuştur; ve onların pası aleyhinize şehadet olacak
ve sizin etinizi ateş gibi yiyecektir. Son günlerde hazine topladınız.
4 Tarlalarınızı biçen işçilerin tarafınızdan hile ile alıkonulan ücreti, işte, bağırıyor;
ve orakçıların feryadı Ordular RABB'inin kulaklarına ermiştir.
5 Dünyada zevkle yaşadınız ve eğlendiniz; kıtal gününde yüreklerinizi beslediniz.
6 Sâlihi mahkûm ettiniz, öldürdünüz; o size karşı komaz.
7 İmdi, ey kardeşler, RABB'in zuhuruna kadar sabredin. İşte, çiftçi ilk ve son yağmuru
alıncaya kadar, yerin kıymetli mahsulü için sabrederek bekler.
8 Siz de sabredin; yüreklerinizi pekiştirin; çünkü RABB'in zuhuru yakındır.
9 Ey kardeşler, hükmolunmıyasınız diye, birbirinize karşı söylenmeyin; işte, hâkim
kapıların önünde duruyor.
10 Ey kardeşler, RABB'in ismile söylemiş olan peygamberleri meşakkat ve sabır örneği
olarak alın.
11 İşte, sabredenlere mutlu deriz; Eyüb'ün sabrını işittiniz, ve RABB'in takdir ettiği
âkıbeti gördünüz; çünkü RAB çok acır ve merhamet eder.
12 Fakat her şeyden evvel, ey kardeşlerim, hüküm altına düşmiyesiniz diye, ne gök
ne yer hakkı için, ne de başka bir yeminle yemin etmeyin; ancak evetiniz evet, ve hayırınız
hayır olsun.
13 İçinizden biri meşakkat çekiyor mu? dua etsin. Biri neşeli midir? terennüm etsin.
14 İçinizden biri hasta mıdır? kilisenin ihtiyarlarını çağırtsın, ve onu Rabbin ismile
yağla meshederek üzerine dua etsinler;
15 ve iman duası hastayı kurtaracak, ve Rab onu kaldıracaktır; ve eğer günahlar
işlemişse, kendisine bağışlanacaktır.
16 İmdi şifa bulasınız diye, birbirinize günahlarınızı ikrar edin, ve birbiriniz için dua edin.
Sâlihin yalvarışı işlemesinde çok tesirlidir.
17 İlya bizim gibi ihtirasları olan bir insandı, ve yağmur yağmasın diye, hararetle dua etti,
ve yeryüzüne üç yıl altı ay yağmur yağmadı.
18 Ve yine dua etti, ve gök yağmur verdi, ve yer semeresini hasıl etti.
19 Ey kardeşlerim, eğer içinizden biri hakikatten saparsa, ve biri onu döndürürse,
20 bilsin ki günahkârı yolunun sapıklığından döndüren, ölümden bir can kurtaracak,
ve bir çok günahlar örtecektir.
İşte böyle.... İlyas Aleyhisselâm Ahd-i Atik'te ve Ahd-i Cedid'de böyle geçmiş. Yorumu size âit.