|
HİZBULLAH'IN
KANLI YOLCULUĞU |
|
|
|
|
Millî Türk Talebe Birliği
ve Akıncılar Derneği içinde faaliyet gösteren kimi köktendinci gruplar,
1980 yılı ortalarında Diyarbakır'da Vahdet Kitabevi'nde bir araya geldiler.
Türkiye'nin terör olaylarından
henüz kurtulduğu 1980'li yıllar. Sol örgütlerin büyük darbe yediği dönem.
Derneklerin, partilerin kapatıldığı bu dönemin şaşkınlığını atan ve
genellikle Millî Türk Talebe Birliği (MTTB) ve 600 kadar şubesi bulunan Akıncılar
Derneği içinde faaliyet gösteren kimi köktendinci gruplar, 1980 yılı
ortalarında Diyarbakır'da Vahdet Kitabevi'nde bir araya geldiler. ''Fikrî
Toplantılar'' ın yapıldığı bu kitabevindeki tartışmalar, 12 Eylül ihtilâliyle
önemli sarsıntılar geçiren sağcı-dinci grupların yeniden toparlanması için
bir başlangıç oldu. Toplantıya Fidan Güngör, Hüseyin Velioğlu, Mansur Güzelsoy,
Abdullah Yiğit (Mehmet Ali Bilici), Ubeydullah Dalar katıldı.
Toplantıya katılanlardan bazıları
dikkat çekmektedir. Örneğin Fidan Güngör. İleriki tarihlerde Hizbullah
''Menzil Grubu"nun Siyasî Lideri olarak ortaya çıkacak olan Güngör,
Diyarbakır Hazro doğumlu. 1978'e kadar MTTB'de faaliyet gösterdi. 1974'te
memur olarak çalıştığı TRT'den 12 Eylül ihtilâliyle birlikte ayrıldı.
MTTB'den ayrılmasının ardından İslâmcı mücadeleye ağırlık verdi.
Diğer kişi ise Mansur Güzelsoy.
Daha sonraları Menzil'in Dinî Lideri olarak ortaya çıkacaktır. İleriki yıllarda
Hizbullah'ın vurucu gücü İlimciler'in lideri olan Hüseyin Velioğlu da MTTB
kökenli.
İkinci toplantı 1981'de
Batman'daki Cem Kitabevi'nde düzenlendi. Batmanlı Ekrem Baytap 'ın sahibi
olduğu kitabevindeki toplantıyla aynı yıllarda üçüncü toplantı ise İstanbul
Kasımpaşa'da gerçekleştirildi. Akıncılar Derneği'nden 8 kişilik bir grup
''kitap okumak ve fikir tartışması'' için bir araya geldiler. Batman,
Diyarbakır, İstanbul hattı, örgütün bu etkinliğini sürdürdüğü rota açısından
da ilginç ipuçları vermektedir.
Bu üç toplantıda da fikrî
tartışmalardan çıkan sonuç şöyle özetlenmektedir:
''Laik cumhuriyetin yıkılması
ve yerine İran'dakine benzer bir İslâmi devletin kurulması zorunluluğu...''
Hizbullah bu kitabevleri çevresinde,
Özellikle Güneydoğu'daki imam-hatip liselerindeki potansiyelini de değerlendirerek
bir yapılanma içerisine girdi. Giderek büyüyen grup, ileride kanlı örgüt
Hizbullah'ın ana kadrosunu oluşturacaktır.
Yıl 1983... Kasımpaşalı
Hizbullahçıların da aralarında bulunduğu bir grup, İstanbul'da Tekel büfelerinin
de aralarında olduğu küçük soygun olaylarıyla eylemlere başladı. Örgütün
ilk büyük eylemi bir yıl sonra Mecidiyeköy'de bir kuyumcu soygunu. Bir
Hizbullahçı olay sırasında polisin elinden kaçamadı. Sonraları ''İslâmi
Hareket'' olarak lanse edilecek bu yapılanmanın içinde örgütün lideri İrfan
Çağırıcı ile kardeşi Rıdvan Çağırıcı da bulunuyor. Çağırıcı,
bir cami avlusunda sakladıkları silâhları da polise gösteren kişi. O dönemde
güvenlik birimleri 01. 11.1984 tarihli basın açıklamalarında olayı şöyle
duyurdular:
''İstanbul ilinde bir kuyumcu
soygununa müdahale eden güvenlik kuvvetleri ile sanıklar arasında çıkan çatışma
neticesi, faillerinden biri olay yerinde yakalanmıştır. Şahsın yapılan
sorgusunda, illegal Hizbullah örgütü mensubu olduğu, kuyumcuyu örgüt adına
arkadaşlarıyla birlikte soymaya teşebbüs ettiği öğrenilmiştir. Genişletilen
tahkikat sonucunda örgüt mensubu olduğu anlaşılan 13 kişi, 1 adet Sten
makineli tabanca, 4 adet çeşitli çapta tabanca, bu tabancalara ait şarjörler,
bine yakın mermi ve bol miktarda örgütsel dokümanlarla birlikta yakalanmışlardır.
Sanıkların yapılan sorgusu ve ele geçen dokümanların değerlendirilmesiyle,
'mevcut anayasal düzenimizi yıkarak, yerine dinî esasları temel alan bir şeriat
devleti kurmayı amaç edindikleri, amaçlarını gerçekleştirmek için silâhlı
mücadeleyi örgütledikleri, 1983 yılında kurdukları Hizbullah Örgütü adına
çeşitli eylemlere karıştıkları' tespit edilmiştir. Soruşturma sonucunda,
1983-84 tarihleri arasında İstanbul'da bakkal, market ve oto gasplarından oluşan
toplam 19 faili meçhul olayın, bu örgüt mensuplarınca gerçekleştirildiği
tespit edilmiştir. Dar-ül Harp (Harp Hâli) şartlarının Türkiye'de var
olduğuna inanan örgüt mensupları, bu eylemlerini, Hz. Peygamberimizin döneminde
Mekke'de müşriklere yönelik yapılan kervan gasplarını örnek alarak gerçekleştirdiklerini
beyan etmişlerdir.''
Örgütün Teşkilât Genel
Emiri'nin İrfan Çağırıcı, Askerî Kol Başkanı'nın Selim Gülcan, İçtimai
Kol Başkanı'nın Nejat Atiker , İstihbarat Kol Başkanı'nın Mehmet Balmaz,
Tebliğ Kol Başkanı'nın da Metin Torun olduğu belirlendi. Haklarında İstanbul
Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı 27 Aralık 1984 tarih ve
1984/732 esas, 1984/732 kayıtla dava açılan ve 1984/479 karar sayılı
iddianamede adları geçen diğer militanlar da şöyle :
Rıdvan Çağırıcı, Ramazan
Koyuncu, Selim Ayhan, Erdoğan Torun, Adil Ateş, Metin Sarıkaya, Ramazan
Karakaya, Abdullah Bilen, Halit Tekin, Mehmet Kahveci, Mustafa Gülcan, Lütfü
Esen.
Sanıkların bir bölümü
gazeteci Çetin Emeç cinayetine de karıştıkları gerekçesiyle halen Bandırma
Cezaevi'nde. Örgüt o dönemde büyük darbe yedi.
PKK'nin etkin olduğu yıllar. Köylerin
basıldığı, kadın çocuk demeden yüzlerce insanın katledildiği dönem...
Özellikle siyasilerin ''Bir avuç eşkıya'' diye yorumladığı PKK'lilerle güvenlik
güçleri arasında amansız bir mücadelenin yaşandığı 1987 yılı.
Marksist örgüt PKK'nin bu
eylemleri bölgedeki bazı kitabevlerinde İran modelinden etkilenerek fikir düzeyinde
çalışmalar yapan bazı İslâmcı grupların fitilini ateşlemeye yetti.
Hareket, ''dinsiz kâfir'' olarak adlandırılan PKK'lilerin kadın çocuk
demeden yaptığı katliamlara bir tepki olarak büyüdü, bu fikir hareketi
ileriki yıllarda tarihin en kanlı örgütlerinden birinin de oluşmasına yol
açtı: Hizbullah...
''Allah'ın Partisi - Allah'ın
Askerleri'' anlamına gelen Hizbullahi yapılanmalara ilk kez Hüseyin Velioğlu'nun
Diyarbakır'dan ayrılarak Batman'a gittiği 1987 yılında rastlanmaktadır.
Velioğlu, Hizbullah'ın birlikte ilk tohumlarını attığı arkadaşı Fidan Güngör
ve Mansur Güzelsoy'dan ''Silâhlı mücadeleye karşı çıktıkları'' gerekçesiyle
ayrıldı. Silâhlı mücadeleye karşı çıkan Güngör, bunun gerekçelerini
şöyle açıklamıştır:
''İslâmi hareketin ilk
merhalesi az sayıda Müslümanın özel bir gayret sonucu eğitilmeleridir.
Bunlar ileri dönemlerde öncü görevi üstlenecek kadrolardır. Hareketin daha
ilk günlerinde işe okuyarak başlanmasını istiyor rabbimiz... Bu şu anlama
gelir: Çalışmalar, bilgilenmeyi, kültür edinmeyi ve buna dayalı olarak düşüncenin
gelişmesini sağlamayı amaçlamaktadır...''
Velioğlu, Batman'da İlim
Kitabevi'ni kurdu. İlimciler olarak adlandırılan Hizbullah'ın tehlikeli
kanadının yapılanması burada sürdü.
1988'de taban kazanma
faaliyetlerini yoğunlaştırdı. Özellikle PKK ile mücadelenin sürdüğü bu
dönemde Velioğlu ve grubu, dini düşünceleriyle ön plana çıkan kişileri
çevresine aldı, lise öğrencileri ve gençliğin diğer kesimlerine el attı.
Akrabalık ve aşiret bağları
örgütlenmeyi güçlendirdi. PKK terörü tırmanırken Hizbullah yapılanması
önce Batman, ardından da Diyarbakır ve ilçelerinde hızlandı.
''Etki-tepki'' diye tanımlanan bu süreçte kendilerine bu adı vermeseler de
Hizbullahçılar, PKK sempatizanlarıyla küçük sürtüşmelere girmekten kaçınmadı.
Güneydoğu'da 1991'den itibaren
faili meçhul cinayetlere rastlanmaya başlandı. Diyarbakır'da, Mardin'de,
Silvan'da, Gercüş'te, Nusaybin'de birileri günün herhangi bir saatinde sürekli
tetiğe bastı.. Enselerinden Takarov marka tabancalarla kurşunlananlar da bölgelerinde
solcu, yurtsever, Kürt aydını ya da laik kişilerdi.
PKK'nin yarattığı korku ve
gerginlik faili meçhul cinayetlerin yarattığı kaosa terk etti yerini. PKK'li
gruplar ve sempatizanları, yandaşlarını hedef alan bu saldırılarda hep aynı
adresi gösterdi: Hizbulkontra...
Batman ve Diyarbakır'daki İslâmcı
gruplar Hizbulkontra suçlamasına tepki gösterdi. Hizbullah deyimine ise tepki
vermediler.
Ancak Hizbullah, PKK'ye karşı
bir güç olarak örgütlenmede zaman kaybetmedi. Temelleri 1980'li yıllarda atılan
yapılanma kısa sürede bir
örgütlenmeye dönüştü. Camiler örgütün
toplantı alanları olarak kullanıldı.
PKK ile mücadele içinde olan güvenlik
güçleri ise uzun süre bu yapılanmayı
bir tehlike olarak görmedi.
Resmi kaynaklara yansıyan
bilgilere göre İlimciler ve Menzilciler olarak adlandırılan Hizbullah,
''Ulema'' (din adamları) önderliğinde örgütlendi. İki örgütün de birer
''Genel Emiri'' oldu. Örgütler Siyasî ve Dinî ağırlık olmak üzere ikiye
ayrıldı. Bu yapı Menzilciler'de daha belirginleşti. Menzilciler'de Fidan Güngör
''Siyasî'' , Molla Mansur Güzelsoy da ''Dinî'' lider olarak adlandırıldı.
Örgüt yapısı da şöyle oluştu
:
Şûra : Klâsik
partilerdeki merkez komite işlevini görür. Karar ve yürütme kurulunu
denetler. Örgütün siyasî, askerî ve lojistik, basın yayın ve halkla ilişkiler
gibi kol sorumluları Şûra içindedir.
Şûra'nın Görevleri :
Eylem kararı almak. Hayata geçirilmesi yolunda fetva vermek. Yeni katılımların
çalışma alanlarını belirlemek. Örgütlenme ve yapılanmayı gerçekleştirip
örgüte yön vermek. Örgütü yönetmek ve denetlemek.
Şûra'nın altında Siyasî ve
Askerî Kanatlar yer alır :
Siyasî Kanat : Ulema,
Hizbullah ve İslâm davasının propagandasını yapan elemanlardan oluşur.
Bunlara Tebliğci ya da Davetçi denir. Siyasî Kanat birim mensuplarına
genelde tebliğci, Cami Grupları'na ''Seyda'' ve Grup Sorumluları'na ''Mele''
(molla) denir.
Siyasî Kanat, belirlenen amaçlar
doğrultusunda din temasını işler, dindar ve muhafazakâr kesimin şeriat özlemini
körükler, dinsel âdetler ile yerel gelenek ve göreneklere sahip çıkar.
Kur'an kursları, dinî nikâh,
taziye, mevlüt gibi münasebetler, Hizbullah lehine başarıyla kullanılır.
Cami ve mescitlerdeki kadrolu imamlara ek olarak medrese çıkışlı mollalar
ile Siyasî Kanat elemanları işbirliği halinde çalışır.
Köylerde, ibadethanelerde,
cemiyet ve cemaat toplantılarının yapıldığı mekânlarda hızlı bir yapılanma
ve kadrolaşmaya gidilir.
Siyasî kanat
her biri üç ile beş kişiyi kapsayan üç alt birimden oluşur :
Halk
Birimi : Cami, mescit, Kur'an kursu, kahvehaneler, halkın toplandığı
yerlerde veya özel münasebetlerin yapıldığı mekânlarda çalışır.
Ortaöğretim
Birimi : Ortaokul ve liselerde, yurtlar öğrenci evlerinde faaliyet gösterir,
öğrenci sorunlarıyla ilgilenme, sınavlarda yardımcı olma, harçlık sağlama
vaatleriyle öğrencilerle ilişkiye geçilir. Dinsel sohbet ve ibadet gibi
yollarla eğitim verilir. Bu arada siyasî militanlarca da propaganda yapılır.
Yükseköğretim
Birimi : Üniversite ve yüksekokullardaki öğrenciler
arasında çalışır. Bu iş için kampuslar, kantinler, kütüphaneler, öğrenci
yurt ve evleri ve mescitler kullanılır.
İçtimai ve İstihbarat Kolu
: Fiilen siyasi kanat çatısı altında çalışır. Görev alanları çok
geçişli olmakla birlikte İçtimai Kol, örgütün cemiyet, cemaat, tarikat,
özetle halkla ilişkiler birimi gibi çalışır. Daha ziyade örgüte malî
destek sağlar.
Askerî Kanat : Bu kanada
''Cihat Grubu'' da denilmektedir. Çünkü nihaî amacı mevcut düzeni yıkmak
için İslâmda kutsal savaş anlamına gelen cihat ilân etmek, yani şiddet
yoluyla iktidarı devirip yerine şeriat esasına dayalı bir İslâm devleti
kurmaktır. Bu amaçla elemanları askerî eğitimden geçirip vurucu timler oluşturup
halkı düzene karşı ayaklandırır.
Hizbullah'ın Askerî Kanadı'na
bağlı olarak faaliyet gösteren ''İcra Birimi'' kanlı olaylara imza atan
grubu kapsamaktadır. Diğer bir adı ''Eylem Grubu'' olan bu yapılanma kendi
arasında ''Satırcılar'' , ''Tetikçiler'' olarak iki alt kümeye ayrılır.
Eylem kümesi
şöyle oluşur:
Tetikçi : Bizzat eylemi yapar.
Yakın
Koruma : Eyleme fiilen karışmayıp, tetikçiye müdahale olması halinde
duruma el koyarak onu yakından koruyup kollar.
Emniyet
Nöbetçisi : Eylem yerinden belli bir uzaklıkta bekleyip çevreyi gözetleyen
tetikçiyle yakın korumayı kollar.
Hedef Gösteren:
Vurulması gereken hedefi gösteren, kılavuzluk eden kişi.
Örgütün İcra Birimi
Sorumlusu, Şûra tarafından alınan eylem kararını alt birimdeki Hücre'lerden
birine aktarır. Eylemi yapacak hücrede en az iki kişi olması gerekmektedir.
İcra Birimi'nin bir başka kolu
olan Sorgu ve İnfaz Birimi ise örgüt aleyhinde faaliyette bulundukları
saptanan kişileri sorgulanmak üzere kaçırıp bir yere götürme görevini üstlenir.
Sorgu, bu birim üyeleriyle kaçırılan kişi hakkında istihbarat çalışması
yapan Siyasî Kanat mensubu bir üyenin de katıldığı üç kişilik bir tim
tarafından yapılır.
Sorgulanan kişi tövbe ederse
serbest bırakılır. Tövbe etmediği takdirde kurtulma şansı çok azdır. Tövbe
etsin ya da etmesin sorgulanan kişinin sesi banda kaydedilip bir üst birime
aktarılır.
Şûra'nın alacağı karara
uygun olarak sorgusu yapılana çeşitli cezalar verilir. Bu cezalar; para,
evini yakma ve öldürme olabilir. Uygulamayı yine bu birim yapar.
Hizbullah örgütü bu yapı içinde
kısa sürede başta Batman ve Diyarbakır olmak üzere Mardin, Bingöl, Siirt,
Şanlıurfa ile ilçelerinin büyük bölümünde örgütlendi.
Örgütlenmeyi Menzilciler de İlimciler
de aynı hızla sürdürdü. Bu süreçten sonra bu kentlerde iki gruba bağlı
olarak yüzlerce tim oluştu. Gruplar daha sonra batıya kaydı.
Oluşumlarına ''Menzil
Cemaati'', ''Fecir Cemaati'' ve ''Tevhidci Grup'' adını veren Menzilciler,
1993 yılında Diyarbakır kent merkezinde yayımladıkları bir bildiride ''İslâmi
Halk Hareketi'' adını kullandı.
Menzilciler Batman'da ''Fecir
Grubu'' adı altında örgütlendi. Polis, örgütün Dinî Lideri'ni İhsan Yeşilırmak
, Siyasî Lideri'ni ise Giyasettun Uğur olarak belirledi. Bu iki kişi de daha
sonra İlimciler tarafından öldürüldü. Hizbullah'ın en yoğun örgütlenmesi
Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde gerçekleştirildi. Silvan, örgütün saldırıları
nedeniyle korku kenti oldu.
Örgüt ilçe merkezi ile Yolaç
Köyü'nü uzun süre karargâh olarak kullandı. Kuruluşunda iki kanattan
militanların da bulunduğu Silvan Hizbullahı 1992'de İlimciler'in denetimine
girdi. ''Mele Mehmet'' adlı bir kişinin önderliğinde yayıldı.
|