ÖNSÖZ |
|
Gerek gelişmekte olan gerekse gelişmiş tüm ülkelerde nüfus hızla
artmaktadır. Köyler kasabalara dönüşmekte, kasabalar şehir olmakta, şehirler ise
mega şehirler haline gelmektedir. Bu yüzyılın sonlarında her beş kişiden üçünün
şehirlerde yaşayacağı tahmin edilmektedir. Şehirlerin konumları ve yayılımları,
bir çok durumda yüzyıllardır bir dizi politik, sosyal ve ekonomik karar süreçleri
tarafından sık sık dikte edilmiş, veya hemen hemen tesadüfen belirlenmiştir.
İklim, gıdanın varlığı ve kalitesi, su, barınma ve yaşam tarzı için hayati önem taşıyan doğal bir kaynaktır. İklim aynı zamanda klimatolojik ekstremler ile kendini gösteren potansiyel bir tehlikedir. Toplumlar ve bu toplumların hükümetleri, doğal kaynakların verimliliğini artırmak ve bu kaynakların sürdürülebilirliğinden emin olmak istiyorlarsa, iklim faktörlerinin değişim aralıklarının tam olarak farkında olmak zorundadırlar. İklim üzerine geleneksel bilgiler ve gelecek iklim olaylarının tahmin edilmesinde ortaya çıkan beceriler bütün sosyo-ekonomik aktivitelerin planlanıp düzenlenmesine ve sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesine yardım edecek kuvvetli araçlar olarak gelişmektedir. Atmosferik bileşenler, çevrenin en önemli bölümüdür ve bundan dolayı, binaların sadece kendi duvarları arasında ısı izolasyonlarını hazırlayıp geliştirerek değil, aynı zamanda çevresindeki sokaklar, avlular parklar ve çevredeki diğer alanlar arasında ve üzerindeki ortama yaptığı modifikasyonları kavramak, farketmek de önemlidir. İklim bilgisi, iklim felaketlerinin kuraklık, taşkın ve mevsimsiz don gibi sonuçlarını azaltmak içinde gereklidir. Şehirlerimiz için uygun olan; yerleşim alanları çevresini iyileştirmek ve bir dizi yapısal ve fonksiyonel düzenleme hatalarından kaçınılacak şekilde çok amaçlı olarak planlanmasını sağlamaktır. Bu bilgiler ışığında hazırlanan “Ankara İklimi ” çalışmasının, konuyla ilgilenenlere yararlı olmasını dilerim. |
|
|
Prof. Dr. Selahattin SARI |
Genel Müdür |