- "HANİ MELEKLER: 'YÂ MERYEM!.. GERÇEKTEN ALLAH
SENİ SÜZDÜ (ARITTI) VE SEÇTİ. SENİ ÇOK TEMİZ VE
PÂK KILDI. VE SENİ ÂLEMLERİN KADINLARI
ÜZERİNE TERCİH EYLEDİ,' DEMİŞLERDİ."
- "YÂ MERYEM!.. RABBİNE TAATE DEVÂM ET!.. SECDE EYLE!..
RÜKÛ EDENLERLE BİRLİKTE RÜKÛ ET!' (DEMİŞLERDİ.)"
- "BUNLAR GAYB HABERLERİNDENDİR Kİ, BİZ ONLARI SANA
VAHYEDİYORUZ... ONLAR MERYEM'İ HANGİSİ HİMÂYE EDECEK
DİYE KALEMLERİNİ ATTIKLARI ZAMAN, SEN YANLARINDA
DEĞİLDİN. ÇEKİŞİRKEN DE GENE YANLARINDA YOKTUN!"
(ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ, 42-44. ÂYETLER)
BU SON KISIMDA YÜCE ALLAH, KOCA BİR SÛRE TAHSİS ETTİĞİ İMRÂN
ÂİLESİNİN HİKÂYESİNİN BİLİNMEYEN TARAFLARINI PEYGAMBERİMİZE
VAHYETTİĞİNİ, BUNUN GÂİBDEN HABER VERMEK OLDUĞUNU, KİMSENİN
YAPAMAYACAĞINI BELİRTİYOR!.. GERÇEKTEN DE 4 İNCİL'DEN SÂDECE
LUKA İNCİLİ'NDE YUKARIDA ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ, 38-41. ÂYETLERDE
NAKLETTİĞİMİZ ZEKERİYYA KISSASI VARDIR, DİĞERLERİ YOKTUR. YALNIZ
İSLÂM KAYNAKLARINDA İYŞA DİYE GEÇEN KARISININ ADI, ELİSABET
OLMUŞTUR. ŞÖYLE Kİ:
- "YAHUDİYE KRALI HİRODES'İN GÜNLERİNDE ABİYA TAKIMINDAN
ZEKERİYA ADINDA BİR KÂHİN VARDI. ONUN KARISI DA HÂRUN
KIZLARINDAN VE ADI ELİSABET İDİ. HER İKİSİ DE ALLAH İNDİNDE
SÂLİH OLUP RABBİN BÜTÜN EMİRLERİ VE HÜKÜMLERİNDE KUSURSUZ
YÜRÜMEKTE İDİLER. ONLARIN ÇOCUĞU YOKTU, ÇÜNKÜ ELİSABET
KISIR İDİ, VE HER İKİSİ DE ÇOK YAŞLI İDİLER."
- "VE VÂKİ OLDU Kİ, ZEKERİYA KENDİ TAKIMININ ARASINDA
ALLAH'IN HUZURUNDA KÂHİNLİK HİZMETİNİ EDERKEN, KÂHİNLİK
ÂYİNİ ÜZRE BUHUR YAKMAK İÇİN, RABBİN MÂBEDİNE GİRMEK KUR'ASI
KENDİSİNE DÜŞTÜ. BÜTÜN HALK BUHUR SAATİNDE DIŞARDA DUA
EDİYORLARDI."
- "RABBİN BİR MELEĞİ ZEKERİYA'YA GÖRÜNDÜ, VE BUHUR
MEZBAHININ SAĞINDA DURDU. ZEKERİYA ONU GÖRÜNCE
ŞAŞIRDI, VE ÜZERİNE KORKU DÜŞTÜ. FAKAT MELEK ONA DEDİ:
'KORKMA, ZEKERİYA!.. ÇÜNKÜ DUAN İŞİTİLDİ, KARIN ELİSABET
SANA BİR OĞUL DOĞURACAK, ONUN ADINI YAHYA KOYACAKSIN.
SEVİNÇ VE SAFÂ BULACAKSIN. ONUN DOĞMASINDAN BİR ÇOKLARI
DA SEVİNECEKLER. ÇÜNKÜ RABBİN GÖZÜNDE BÜYÜK OLACAK.
ŞARAP VE İÇKİ İÇMEYECEK, VE DAHA ANASININ KARNINDA
RUHÜLKUDÜS'LE DOLU OLACAK. İSRÂİLOĞULLARI'NDAN BİR ÇOĞUNU
ONLARIN ALLAH'I RABBE DÖNDÜRECEK. BABALARIN YÜREKLERİNİ
OĞULLARA, ÂSİLERİ SÂLİHLERİN HİKMETİNE ÇEVİRMEK, VE RABBE
ÂMÂDE BİR KAVİM HAZIRLAMAK ÜZRE, İLYA'NIN RUHU VE KUDRETİYLE
ONUN ÖNÜNDE YÜRÜYECEKTİR.' ZEKERİYA DA MELEĞE DEDİ:
'BEN BUNU NASIL BİLEYİM? ÇÜNKÜ BEN YAŞLI BİR ADAMIM,
KARIM DA ÇOK YAŞLIDIR.' MELEK CEVAP VERİP ONA DEDİ:
'BEN ALLAH ÖNÜNDE DURAN CEBRÂİL'İM! SENİNLE KONUŞMAĞA,
VE BU ŞEYLERİ SANA MÜJDELEMEĞE GÖNDERİLDİM. İŞTE, DİLİN
TUTULACAK VE BU ŞEYLER OLUNCAYA KADAR, SÖZ
SÖYLEYEMİYECEKSİN. ÇÜNKÜ VAKTİNDE YERİNE GELECEK OLAN
SÖZLERİME İNANMADIN.'..."
- "HALK ZEKERİYA'YI BEKLEŞİP DURUYOR, VE MÂBEDDE
GEÇİKMESİNE ŞAŞIYORLARDI. ZEKERİYA İSE, ÇIKTIĞI
ZAMAN, ONLARLA KONUŞAMADI. ONLAR DA MÂBEDDE BİR RÛYET
GÖRDÜĞÜNÜ ANLADILAR;VE ZEKERİYA ONLARA İŞÂRETLER EDİP
DİLSİZ KALDI. VE VÂKİ OLDU Kİ, HİZMETİNİN GÜNLERİ BİTİNCE,
EVİNE GİTTİ." (LUKA , 1. BÂB, 5-24)
YERİ GELMİŞKEN, AHD-İ CEDİT (YENİ AHİT), YANİ "İNCİL"
OLARAK BİLİNEN KİTAPTAN HAZRET-İ MERYEM'İN KISSASINI DA
NAKLEDELİM... BAKIN, MATTA İNCİLİ HAZRET-İ İSÂ'NIN DOĞUMUNU
NE KADAR KISA ANLATIP, AĞIRLIĞI YUSUF'A VERMİŞ:
- "... YÂKUB, MERYEM'İN KOCASI YUSUF'UN BABASI
OLUP, MERYEM'DEN DE MESİH DENİLEN İSÂ DOĞDU."
(MATTA , 1. BÂB, 16)
- "İSÂ MESİH'İN DOĞMASI DA ŞÖYLE OLDU: ANASI MERYEM,
YUSUF'A NİŞANLANMIŞ OLDUĞU HALDE, BULUŞMALARINDAN ÖNCE
RUHULKUDÜS'TEN GEBE OLDUĞU ANLAŞILDI. NİŞANLISI YUSUF
SÂLİH BİR ADAM OLUP, ONU ÂLEME RÜSVAY ETMEK İSTEMİYEREK
GİZLİCE BOŞAMAK NİYETİNDE İDİ. FAKAT BUNLARI DÜŞÜNÜRKEN,
BİR GECE, İŞTE, RABBİN MELEĞİ ONA GÖRÜNÜP DEDİ: 'SEN,
DÂVUD OĞLU YUSUF, MERYEM'İ KENDİNE KARI OLARAK ALMAKTAN
KORKMA! ÇÜNKÜ KENDİSİNDE DOĞMUŞ OLAN RUHÜLKUDÜS'TENDİR.
VE BİR OĞUL DOĞURACAKTIR. VE ONUN ADINI İSÂ KOYACAKSIN.
ÇÜNKÜ KAVMİNİ GÜNAHLARDAN KURTARACAK OLAN ODUR.' "
- "İMDİ, PEYGAMBER VÂSITASI İLLE RAB TARAFINDAN SÖYLENEN:
'İŞTE, KIZ GEBE KALACAK, VE BİR OĞUL DOĞURACAK, VE ONUN
ADINI İMMANUEL KOYACAKLAR, BU DA >ALLAH BİZİMLEDİR<
DİYE TERCÜME OLUNUR' SÖZÜ YERİNE GELSİN DİYE, HEP BUNLAR
VÂKİ OLDU." (İŞÂYA 7/14'E ATIF)
- "YUSUF UYKUSUNDAN UYANDI. RABBİN MELEĞİNİN KENDİSİNE
BUYURDUĞU GİBİ YAPTI, VE KARISINI YANINA ALIP BİR OĞUL
DOĞURUNCAYA KADAR ONU BİLMEDİ VE ÇOCUĞUN ADINI İSÂ
KOYDU." (MATTA , 1. BÂB, 18-25)
KISSANIN DEVÂMINDA, MATTA İNCİLİNE GÖRE, MÜNECCİMLER GELİR,
"YAHUDİLERİN KRALI NEREDE? ÇÜNKÜ ONUN YILDIZINI ŞARKTAN GÖRDÜK,"
DERLER. KRAL HEROD (YUNANCASI HİRODES) TELÂŞLANIR, ÇOCUĞU ARAMAYA
BAŞLAR. YUSUF
GENE RÜYÂSINDA RABBİN MELEĞİNİ GÖRÜR. MELEK ONA, "KALK, ANASI İLE
ÇOCUĞU ALIP MISIR'A KAÇ,"DER... ÇÜNKÜ KRAL HEROD İKİ YAŞINDAN KÜÇÜK
ÇOCUKLARI ÖLDÜRMEYE HAZIRLANMAKTADIR. YUSUF ÂİLESİYLE MISIR'A
GİDER. SONRA HEROD ÖLÜNCE, RABBİN MELEĞİ YİNE YUSUF'A GÖRÜNÜP,
"KALK, ÇOCUĞU VE ANASINI AL, VE İSRÂİL DİYÂRINA GİT," DER.
YUSUF TA GELİP NÂSIRA'YA YERLEŞİR. (MATTA, 2. BÂB, 1-23)
DÖRT İNCİL'İN İKİNCİSİ MARKOS İNCİLİ'NDE, HAZRET-İ MERYEM'İN
GEBELİĞİ VE HAZRET-İ İSÂ'NIN DOĞUMU İLE İLGİLİ BİR BÖLÜM YOK.
DOĞRUDAN VAFTİZ OLMA SAHNESİNE GEÇİYOR... DÖRDÜNCÜ İNCİL YUHANNA
İNCİLİ'NDE DE YOK, O DA KISA BİR GİRİŞTEN SONRA HAZRET-İ YAHYA'NIN
PEYGAMBER OLARAK ORTAYA ÇIKIŞIYLA BAŞLIYOR.
LUKA İNCİLİ'NDE İSE, YUKARIDA NAKLETTİĞİMİZ KARISININ HÂMİLE
KALMASI, ZEKERİYYA ALEYHİSSELÂM'IN DİLİNİN TUTULMASI KISSASINDAN
HEMEN SONRA, ŞU BÖLÜMLER GELİYOR:
- "ALTINCI AYINDA, ALLAH TARAFINDAN CEBRÂİL MELEK GALİLE'DE
NÂSIRÂ DENİLEN ŞEHRE, DÂVUD EVİNDEN YUSUF ADINDAKİ ADAMA
NİŞANLI OLAN BİR KIZA GÖNDERİLMİŞTİ. KIZIN ADI MERYEM İDİ."
- "MELEK ONUN YANINA GİRİP DEDİ: 'SELÂM, EY NİMETE EREN KIZ!
RAB SENİNLEDİR.' VE MERYEM BU SÖZLERE ÇOK ŞAŞIRARAK, 'BU
NASIL SELÂMDIR?' DİYE DÜŞÜNÜYORDU. MELEK ONA DEDİ: 'KORKMA,
MERYEM! ÇÜNKÜ ALLAH ÖNÜNDE İNÂYET BULDUN. VE İŞTE, GEBE
KALIP BİR OĞLAN DOĞURACAKSIN, VE ADINI İSÂ KOYACAKSIN.
O BÜYÜK OLACAK. ONA YÜCE ALLAH'IN OĞLU DENECEK. RAB
ALLAH ONA BABASI DÂVUD'UN TAHTINI VERECEK. YÂKUB'UN EVİ
ÜZERİNDE EBEDİYYEN SALTANAT SÜRECEK, VE ONUN MELEKÛTUNA
HİÇ SON OLMAYACAKTIR.' MERYEM DE MELEĞE DEDİ: 'BU NASIL
OLACAK? ÇÜNKÜ BEN ER BİLMEM.' MELEK CEVAP VERİP ONA DEDİ:
'RUHÜLKUDÜS SENİN ÜZERİNE GELECEK. YÜCE OLAN'IN KUDRETİ
ÜSTÜNE GÖLGE SALACAK. BUNUN İÇİN DE DOĞACAK OLAN MUKADDESE
ALLAH'IN OĞLU DENECEK. VE İŞTE SENİN AKRABANDAN ELİSABET
TE İHTİYARLIĞINDA BİR OĞLANA GEBE KALDI. VE KENDİSİNE
KISIR DENİLMİŞ OLAN KADININ BU ALTINCI AYIDIR. ZİRÂ
ALLAH'TAN OLAN BİR SÖZ HÜKÜMSÜZ KALMAZ!' MERYEM DE DEDİ:
'İŞTE RABBİN KULU! DEDİĞİN GİBİ OLSUN!' VE MELEK ONDAN
AYRILDI."
- "O GÜNLERDE MERYEM DE KALKTI, VE DAĞLIĞA, BİR YAHUDA
ŞEHRİNE ACELE İLE GİTTİ. ZEKERİYA'NIN EVİNE GİRİP ELİSABET'E
SELÂM VERDİ. VE VÂKİ OLDU Kİ, ELİSABET MERYEM'İN SELÂMINI
İŞİTİNCE ÇOCUK KARNINDA SIÇRADI, VE ELİSABET RUHÜLKUDUS
İLE DOLDU. BÜYÜK BİR ÇIĞLIK KOPARIP DEDİ: 'SEN KADINLAR
ARASINDA MÜBÂREKSİN! KARNININ SEMERESİ DE MÜBÂREKTİR.
BU BANA NEREDEN OLDU DA, RABBİMİN ANASI YANIMA GELDİ?
ÇÜNKÜ İŞTE, SENİN SELÂMIN SESİ KULAĞIMA ERDİĞİ ANDA, ÇOCUK
KARNIMDA SEVİNÇTEN SIÇRADI. İMAN EDEN KADINA NE MUTLU!
ÇÜNKÜ RAB TARAFINDAN KENDİSİNE SÖYLENEN ŞEYLER TAMAM
OLACAKTIR.' (DEDİ.)" (LUKA, 1. BÂB, 26-45)
- "MERYEM ELİSABET'İN YANINDA ÜÇ AY KALDIKTAN SONRA EVİNE
DÖNDÜ. ELİSABET'İN DOĞURACAĞI VAKİT TAMAM OLDU, BİR OĞLAN
DOĞURDU. KOMŞULARI VE AKRABASI, RABBİN ONA BÜYÜK MERHAMET
ETTİĞİNİ İŞİTTİLER, VE ONUNLA BERÂBER SEVİNDİLER. VE VÂKİ
OLDU Kİ, SEKİZİNCİ GÜN, ÇOCUĞU SÜNNET ETMEK İÇİN GELDİLER, VE
ONUN ADINI, BABASININ ADINA GÖRE, ZEKERİYA KOYUYORLARDI.
ANASI CEVAP VERİP DEDİ: 'YOK, FAKAT ADI YAHYA OLACAK.'
ONA DEDİLER: 'AKRABANDAN BU ADDA KİMSE YOKTUR.' VE 'NE AD
KONULMASINI İSTERSİN?' DİYE BABASINDAN İŞÂRETLE SORDULAR.
O, BİR LEVHA İSTEDİ, 'ADI YAHYA'DIR,' DİYE YAZDI. HEPSİ
ŞAŞTILAR. ONUN AĞZI HEMEN AÇILDI, DİLİ ÇÖZÜLDÜ. ALLAH'A
HAMD EDEREK SÖZ SÖYLEDİ. ETRAFINA OTURANLARIN HEPSİNE KORKU
DÜŞTÜ, VE HEP BU SÖZLER BÜTÜN YAHUDİYE DAĞLIĞINDA YAYILDI.
İŞİTENLERİN HEPSİ: 'BU ÇOCUK ACABA NE OLACAK?' DİYE, BİR
ŞEYLERİ YÜREKLERİNDE SAKLADILAR. ÇÜNKÜ RABBİN ELİ ONUNLA
BERÂBERDİ."
- "BABASI ZEKERİYA RUHÜLKUDUS İLE DOLDU VE PEYGAMBERLİK
EDİP DEDİ: "İSRAİL'İN ALLAH'I RAB MÜBÂREK OLSUN! ... BABAMIZ
İBRÂHİM'E ETTİĞİ ANDI HATIRLAMAK İÇİN, ... KULU DÂVUD'UN
EVİNDE BİZE KURTULUŞ KUVVETİNİ YÜKSELTTİ. ... VE SEN DE, EY
ÇOCUK! YÜCE ALLAH'IN PEYGAMBERİ (OLARAK) ÇAĞRILACAKSIN!
(YÂNİ ADLANDIRILACAKSIN.)"
- "ÇOCUK BÜYÜYOR, RUHTA KUVVETLENİYORDU. VE İSRÂİL'E
GÖRÜNECEĞİ GÜNE KADAR ÇÖLLERDE KALDI." (LUKA, 1. BÂB, 67-80)
LUKA, İNCİL DERLEMESİNİN BAŞINDA DA SÖYLEDİĞİNE GÖRE, OLAYLARI
GÖZLERİ İLE GÖRENLERİ ARAYIP BULMUŞ, VE KELÂMI AĞIZDAN AĞIZA
NAKLEDENLERİ DİKKATLE DİNLEYİP YAZMIŞ... ELBETTE Kİ, "ALLAH'IN
OĞLU, RABBİN ANASI" GİBİ KUR'AN-I KERİM'E TERS DÜŞEN KISIMLARI
KABUL ETMEYİZ. ANCAK ZEKERİYYA KISSASINDA OLDUĞU GİBİ, MERYEM
KISSASINDA DA, NAKLETTİKLERİNİN ÇOĞU KUR'AN ÂYETLERİNE UYUYOR.
NASIL MI?.. ŞİMDİ BİR DE KUR'AN ÂYETLERİNİ OKUYALIM:
- "HANİ MELEKLER: 'YÂ MERYEM!.. ALLAH
SENİ
KENDİSİNDEN GELEN BİR KELİME İLE MÜJDELİYOR.
ADI MESİH, MERYEM OĞLU İSÂ'DIR. DÜNYÂDA VE
ÂHIRETTE ŞÂNI YÜCEDİR. VE ALLAH NEZDİNDE
O'NA
YAKIN OLANLARDANDIR.' DEMİŞLERDİ."
- "(MELEKLER) 'O BEŞİKTEYKEN DE, YETİŞKİN İKEN DE
İNSANLARLA KONUŞACAKTIR. O, SÂLİHLERDENDİR.'
(DEDİLER.)"
- "MERYEM (HAYRET İÇİNDE) : 'YÂ RAB!.. BENİM
NASIL ÇOCUĞUM OLABİLİR Kİ, BANA HİÇ BİR
ERKEK DOKUNMAMIŞTIR,' DEDİ. ALLAH, 'GERÇİ
ÖYLEDİR... FAKAT ALLAH DİLEDİĞİNİ HALK EDER. BİR
ŞEYİ İSTEYİNCE, ONA OL, DER, O DA OLUVERİR!'
BUYURDU."
- "(MELEKLER) 'ALLAH ONA HEM YAZIYI ÖĞRETECEK,
HEM HİKMETİ, TEVRAT VE İNCİL'İ,' (DEDİLER.)"
- "(MELEKLER) 'VE ONU İSRAİLOĞULLARI'NA PEYGAMBER
GÖNDERECEK!.. (VE O:) BEN SİZE RABBİNİZDEN BİR
ÂYET (OLARAK) GELDİM. SİZE ÇAMURDAN KUŞ GİBİ
BİR ŞEY YAPAR, ONA ÜFÜRÜRÜM. ALLAH TEÂLA'NIN
İZNİYLE DERHAL (UÇAN) BİR KUŞ OLUR. GENE ALLAH'IN
İZNİYLE ANADAN DOĞMA KÖRÜ, ABRAŞI İYİ EDER,
ÖLÜLERİ DİRİLTİRİM. EVLERİNİZDE YEDİĞİNİZ VE
BİRİKTİRDİĞİNİZ ŞEYLERİ SİZE HABER VERİRİM...
BUNLARDA SİZİN İÇİN, EĞER İMÂN EDİCİLERDENSENİZ,
ELBETTE BİR ÂYET VARDIR.' (DİYECEK, DEDİLER.)"
- " (İSÂ) 'VE BENDEN EVVEL NÂZİL OLAN TEVRAT'I TASDİK
EDİCİ OLARAK, HARAM EDİLEN BÂZI ŞEYLERİ SİZE HELÂL
KILMAK İÇİN GELDİM. RABBİNİZ CELLE ŞÂNEDEN SİZE
BAŞKA BİR MUCİZE GETİRDİM. ARTIK ALLAH'TAN
KORKUN, VE BANA İTAAT EDİN!' (DİYECEK.)"
- "(İSA,) 'ŞÜPHE YOK Kİ, ALLAH BENİM DE RABBİM,
SİZİN DE RABBİNİZDİR. ÖYLE İSE O'NA İBÂDET EDİN.
EN DOĞRU YOL BUDUR!' (DİYECEK.)"
(ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ, 45-51. ÂYETLER)
BU MUHTEŞEM ÂYETLER KARŞISINDA HUŞÛ DUYMAMAK, VECDE
GELMEMEK MÜMKÜN DEĞİL!.. YÜCE ALLAH BU YEDİ ÂYETTE HAZRET-İ
MERYEM İLE HAZRET-İ İSÂ'NIN MUCİZELERİNİN HEMEN TÜMÜNÜ
AÇIKLAMIŞ!.. "PÂK" DİYE VASIFLANDIRDIĞI, TEFSİRE GÖRE ÂDET
GÖRMEKTEN ÂRİ TUTULMUŞ OLAN, VE ERKEĞE DEĞMEMİŞ MERYEM
HÂMİLE KALACAK... ONDAN DOĞACAK ULU ÇOCUK BEŞİKTE İKEN KONUŞACAK...
BİR MARANGOZ OLARAK YETİŞMESİNE RAĞMEN OKUMA-YAZMA BİLECEK...
TEVRAT VE İNCİL'İ ÖĞRETECEK... SONRA İNSANLARI İMÂNA GETİRMEK
İÇİN ALLAH'IN İZNİYLE KÖRLERİN GÖZÜNÜ AÇACAK... DİLSİZLERİ
KONUŞTURACAK... ÖLÜLERİ DİRİLTECEK... ÇAMURDAN KUŞ YAPIP ONA
CAN VERECEK... İNSANLARIN KAPALI KAPILAR ARDINDAN YEDİĞİNİ
İÇTİĞİNİ, SAKLADIĞINI BİRİKTİRDİĞİNİ BİLECEK!..
PEYGAMBER OLARAK GELDİĞİ İSRAİLOĞULLARI'NA TEVRAT'IN
KATI HÜKÜMLERİNİ YUMUŞATACAK, BÂZI HARAMLARI HELÂL KILACAK...
BUNLARIN KARŞILIĞINDA, BİR PEYGAMBER OLARAK İSTEDİĞİ DE
İNSANLARIN KENDİSİNE İTAAT ETMESİ, YALNIZ ALLAH'TAN KORKUP,
YALNIZ ALLAH'A İBÂDET ETMESİ!.. YÂNİ LUKA İNCİLİ'NDE YER ALAN
"ONA YÜCE ALLAH'IN OĞLU DENECEK," GİBİ BİR İFÂDE KUR'AN'DA YOK,
TAM TERSİNE, O SÖZÜ ÇÜRÜTÜR MÂHİYETTE, "MERYEM OĞLU İSÂ" VE
İSÂ'NIN AĞZINDAN, "ŞÜPHE YOK Kİ, ALLAHU AZİMÜŞŞÂN BENİM DE RABBİM,
SİZİN DE RABBİNİZDİR. ÖYLE İSE O'NA İBÂDET EDİN. EN DOĞRU YOL
BUDUR!" İFÂDELERİ VAR!..
BİR DE "YAHUDİLER'İN KRALI OLMA, DÂVUD'UN TAHTINA OTURMA"
MESELESİ VAR Kİ, BU DA HİÇ BİR ŞEKİLDE KUR'AN'DA YER ALMIYOR...
BİZ BU ANLAYIŞI, YÜZYILLARDIR ESİR YAŞAYAN, ORADAN ORAYA SÜRÜLMÜŞ
OLAN YAHUDİLER'İN, HAZRET-İ DÂVUD DÖNEMİNE DUYDUKLARI ÖZLEM
OLARAK YORUMLUYORUZ. BU ÖZLEM, MERYEM'E MELEK TARAFINDAN
BİLDİRİLMEMİŞ OLMASINA RAĞMEN, İNCİL YAZICILARI TARAFINDAN
METİNLERE AKTARILMIŞ... ÇOK AÇIK OLARAK SÖYLEYELİM Kİ, BİZ
HAZRET-İ İSÂ'NIN HİÇ BİR YERDE, HİÇ BİR ZAMAN KENDİSİNİ
"YAHUDİLER'İN KRALI" İLÂN ETTİĞİNE, VE HİÇ BİR VAHİYDE KENDİSİNE
"SEN KRALSIN, DÂVUD'UN TAHTINA OTURACAKSIN," DENDİĞİNE İNANMIYORUZ!..
EĞER LUKA'DA GEÇTİĞİ GİBİ DENMİŞ OLSAYDI, HÂŞÂ, DİYEN YANILMIŞ,
VAADİNDE DURMAMIŞ OLURDU!
İKİNCİ ÖNEMLİ HUSUS; "PROPHET" İNGİLİZCE'DE PEYGAMBER DEMEKTİR,
ANCAK "PROPHECY" KELİMESİ "KEHÂNET"ANLAMINA DA GELİR.
BU YÜZDEN KİTÂB-I MUKADDES'İN BİR ÇOK YERİNDE PEYGAMBERLER "KÂHİN"
OLARAK NİTELENDİRİLİR. "KEHÂNETTE BULUNDU", "PEYGAMBERLİK YAPTI"
DER... BİR KAÇ GÜN ÖNCE UYDUDAKİ TÜRKÇE YAYIN YAPAN BİR MİSYONER
KANALINDA BOZUK TÜRKÇELİ BİR AMERİKALI MİSYONER, SÖZDE KUR'AN-I
KERİM'E DAYANARAK ŞÖYLE DİYORDU:
- "MUHAMMED BİR PEYGAMBER DEĞİLDİR. ÇÜNKÜ
KENDİSİ DİYOR, 'BEN GAYBI BİLMEM, BEN
ANCAK BANA BİLDİRİLENİ BİLİRİM,' DİYE...
HALBUKİ PEYGAMBER OLMAK İÇİN GELECEĞİ
BİLMEK, KEHÂNETTE BULUNMAK GEREKİR."
İŞTE KUTSAL KİTAPTAKİ TAHRİFATIN, HIRİSTİYAN MİSYONERLERİN DÜŞTÜĞÜ
YANILGILARIN EN BÜYÜKLERİNDEN BİRİ!.. PEYGAMBERLİK İLE KÂHİNLİĞİ
BİRBİRİNE KARIŞTIRMAK, VE PEYGAMBERLERİN ELÇİLİK, TEBLİĞ
GÖREVLERİNİ TAMÂMEN UNUTMAK!.. HALBUKİ BÜTÜN PEYGAMBERLER SÂDECE BİRER
İNSANDIR, VE ONLAR ANCAK ALLAH'IN KENDİLERİNE BİLDİRDİKLERİNİ
BİLEBİLİRLER!.. BİZİM KAYNAĞIMIZ MİSYONERLERİN İDDİALARI DEĞİL,
KUR'AN ÂYETLERİ :
- "DE Kİ: 'BEN BİLMEM, SİZE VAAD EDİLEN YAKIN MI,
YOKSA RABBİM ONUN İÇİN UZAK BİR MÜDDET Mİ YAPAR?..'
GAYBI BİLEN ANCAK O'DUR (ALLAH'TIR). FAKAT GAYBINI
HİÇ KİMSEYE AÇMAZ. SEÇTİĞİ BİR PEYGAMBERDEN BAŞKA...
ÇÜNKÜ ONUN ÖNÜNDEN VE ARDINDAN GÖZETLEYİCİLER
SALAR." (CİNN SÛRESİ, 26-27. ÂYETLER)
KUR'AN DA ŞÂİR SÖZÜ, KÂHİN SÖZÜ DEĞİL; VAHİY ALAN BİR
PEYGAMBERİN DİLİNDEN DÖKÜLENLERDİR:
- "GÖRDÜĞÜNÜZ, GÖRMEDİĞİNİZ ŞEYLERE AND OLSUN Kİ,
O KUR'AN, KERİM BİR PEYGAMBERİN SÖZÜDÜR, O BİR
ŞÂİR SÖZÜ DEĞİLDİR. ... O BİR KÂHİN SÖZÜ DE DEĞİLDİR.
... O, ÂLEMLERİN RABBİ TARAFINDAN İNDİRİLMİŞTİR.
ŞÂYET O, BÂZI SÖZLERİ UYDURUP TA, BİZE İSNÂD ETSEYDİ,
ONU SAĞ ELİMİZLE ALIVERİR, SONRA ŞAH DAMARINI
KOPARIRDIK. ..." (HAAKKA SÛRESİ, 38-46. ÂYETLER)
ASLINDA BU TÜR SIRLARI GAYRIMÜSLİMLERİN DE OKUYACAĞI YERLERDE
VERMEK DOĞRU OLMAZ AMA, "ALLAH'IN ELİ, KOLU MU OLUR?" DEMESİNLER
DİYE AÇIKLIYORUZ:
KUR'AN-I KERİM'DE "İNSANI İKİ ELİMLE YARATTIM," (SÂD SÛRESİ, 75. ÂYET)
MEÂLİNDE BİR ÂYET VARDIR. BURADA SAĞ EL YÜCE ALLAH'IN CELÂL, SOL
EL DE CEMÂL ÖZELLİĞİNE İŞÂRETTİR. YÂNİ ALLAH İNSANI, BUNA YETECEK
KUDRETİ VE BİLGİSİ İLE SEVGİSİ, RAHMETİ İLE YARATMIŞTIR. KUR'AN
HEP BÖYLE DERİN MÂNÂLARLA, SONSUZA DOĞRU DERİNLEŞEN MÂNÂLARLA
DOLUDUR Kİ, HER SEVİYEDEKİ İNSAN ANCAK KENDİ İDRÂKİNE UYGUN OLANI
ANLAR, KAVRAR. İDRÂKI KIT OLAN HİÇ BİR ŞEY ANLAMAZ!..
ÂYETTEKİ "SAĞ EL"E GELİNCE; YÜCE ALLAH DİYOR Kİ, "EĞER MUHAMMED
KENDİNDEN BİR ŞEY UYDURUP BENİM ÂYETLERİME EKLESEYDİ, ONU KUDRET
VE HİDDETİMLE KAVRAR, CANINI ALIRDIM!"
BU KADARLA DA KALMAZ... ALLAH, PEYGAMBERİNE VAHYİ NASIL ALACAĞINI
DA ÖĞRETİR:
- "KUR'AN NÂZİL OLURKEN (VAHYİ) ÇABUCAK ALMAK İÇİN,
DİLİNİ KIMILDATMA! KUR'AN'IN TOPLANMASI VE OKUNMASI
BİZE ÂİTTİR. BİZ ONA SANA OKUDUĞUMUZ VAKİT, OKUNUŞUNU
TÂKİP ET. SONRA AÇIKLAMASI YİNE BİZE DÜŞER."
(KIYÂMET SÛRESİ, 20-21. ÂYETLER)
KISACASI, PEYGAMBERLER ŞÂİR DE DEĞİLDİR, KÂHİN DE DEĞİLDİR.
ONLAR ANCAK KENDİLERİNE VAHYEDİLENİ BİLDİRİRLER. GAYBI ANCAK ALLAH
İZİN VERİRSE BİLİRLER... BU HUSUSU GÖZ ÖNÜNDE TUTARAK BAKINCA,
KİTÂB-I MUKADDES'TEKİ
"KEHÂNETTE BULUNDU", "PEYGAMBERLİK YAPTI" GİBİ İFÂDELERİN DE,
ASLINDA "VAHİY GELDİ" DEMEK OLDUĞUNU ORTAYA ÇIKIYOR... YUKARIDA
LUKA'DAKİ BÖLÜMLER BU ANLAYIŞLA OKUNURSA, DAHA KOLAY ANLAŞILIR.
LUKA İNCİLİ'NDE BELİRTİLEN HUSUSLAR DOĞRU İSE, HAZRET-İ YAHYA
İLE HAZRET-İ İSÂ'NIN DOĞUMU ARASINDA 6 AY FARK VARDIR, YAHYA
ALEYHİSSELÂM
DAHA BÜYÜKTÜR... ANCAK NİYE KUR'AN ÂL-İ İMRAN SÛRESİ'NDE MERYEM
KISSASINI DAHA ÖNCE ANLATMIŞ, ZEKERİYYA ALEYHİSSELÂM'IN BABA OLUŞ
KISSASINI DAHA SONRAYA BIRAKMIŞ, DİYE DÜŞÜNMEMEK ELDE DEĞİL... ÖTE
YANDAN MERYEM SÛRESİ'NDE İSE ZEKERİYYA KISSASINI ÖNE ALMIŞ. ACABA
BU ALTI AYLIK FARKA MI İŞÂRETTİR?.. DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR...
YİNE MERYEM'İN ZEKERİYYA ALEYHİSSELÂM'IN EVİNE GİDİŞİ, 3 AY
KALIP, TAM YAHYA BEBEK DOĞACAKKEN AYRILIŞI DA DİKKAT ÇEKİCİ...
İNSAN, "NİYE BEBEĞİ GÖRMEDEN AYRILDI?" DİYE SORMADAN EDEMİYOR...
PEKİ, SONRA NE OLDU?.. BÜTÜN BU ANLATILANLARA, VE BEKLEDİKLERİ
KURTARICI MESİH OLMASINA RAĞMEN, YAHUDİLER, HAZRET-İ İSÂ'YI
İNKÂR ETTİLER!.. HIRİSTİYANLARIN ÇOĞU DA,
RAHİPLERİN TESİRİ ALTINDA, BU MUCİZELERİ GÖSTEREN HAZRET-İ
İSÂ'YI, TANRI YAPIP ÇIKTILAR... MERYEM'İN İSÂ'YI BABASIZ
DOĞURMASINDAKİ HİKMETİ KAVRAYAMAYIP, İSÂ'YA "ALLAH'IN OĞLU"
DEDİLER!.. KUR'AN,BÜTÜN BUNLARA CEVAP OLARAK
HAZRET-İ İSÂ'YI HEM MESİH, HEM DE "MERYEM OĞLU İSÂ" DİYE
TANITMAKTA!.. MUCİZELERİ DE ANCAK "ALLAH'IN İZNİ" İLE
GERÇEKLEŞTİRDİĞİNİ TEKRARLAMAKTA!.. İSÂ SÂDECE İNSANDIR,
PEYGAMBERDİR, AMA ÇOĞU HIRİSTİYANIN VE MİSYONERLERİN
İDDİA ETTİĞİ GİBİ, HÂŞÂ, YERYÜZÜNE ACI ÇEKMEK İÇİN İNMİŞ
OLAN TANRI DEĞİLDİR!..
HAA, NE OLABİLİR?..
ETE KEMİĞE BÜRÜNDÜM
YUNUS DİYE GÖRÜNDÜM
DİYEN YUNUS EMRE GİBİ OLABİLİR... AMA O HÂL HERKES İÇİN, HER
ŞEY İÇİN VÂRİT!.. HALLÂC-I MANSUR'UN "ENEL HAK" DEMESİ...
BAYEZİD-İ BESTÂMÎ'NİN "KAVUĞUMUN ALTINDA ALLAH'TAN BAŞKA BİR ŞEY
YOK," DEMESİ GİBİ... O SÖZLER, "BEN YOKUM, SÂDECE O VAR," DEMEKTİR!..
HAZRET-İ MUHAMMED'İN "YÂ RAB!.. SEN'DEN SANA SIĞINIRIM," DİYE DUA
ETMESİ DE ONA İŞÂRETTİR. TASAVVUFTA, VAHDET-İ VÜCUD ANLAYIŞINDA
HER ŞEY O'DUR, O'NDANDIR, VE SONUNDA O'NA DÖNER!.. İNNÂ LİLLAH
VE İNNÂ İLEYHİ RÂCİÛN! (YÂSİN SÛRESİ, SON ÂYET) BU AÇIDAN, HAZRET-İ
İSÂ HERKES GİBİDİR, HERKES TE İSÂ GİBİDİR.
BU DEDİKLERİMİZ HERKESE UYMAZ, HELE MİSYONERLERİN İDRÂKİNE
SIĞMAZ. ONLARA KUR'AN DİLİYLE ONLARIN ANLAYACAĞI ŞEKİLDE HİTÂP
GEREKİR:
- "(ONLAR) 'ALLAH OĞUL EDİNDİ,' DEDİLER. O, BUNDAN
PÂK VE MÜNEZZEHTİR. BELKİ GÖKLERDE VE YERDE NE
VARSA HEPSİ O'NUNDUR. HEPSİ O'NA GÖNÜLDEN
BOYUN EĞMİŞLERDİR." (BAKARA SÛRESİ, 116. ÂYET)
YÜCE ALLAH İŞTE BÖYLE CEVAP VERİYOR!.. ASLINDA HER ŞEY ALLAH'INDIR,
AMA O OĞUL EDİNMEZ, DOĞMAMIŞTIR, DOĞURMAMIŞTIR! LEM YELİD VELEM YÛLED!
(İHLÂS SÛRESİ) HER ŞEY O'NA TÂBİDİR!.. VE YİNE ALLAH HAZRET-İ
İSÂ'NIN BU MUCİZEVÎ DOĞUMUNU, BİR BAŞKA OLAN MUCİZE OLAN ÂDEM'İ
HATIRLATARAK AÇIKLIYOR:
- " MUHAKKAK Kİ, ALLAH İNDİNDE İSÂNIN HÂLİ, ÂDEM'İN
HÂLİ GİBİDİR. ALLAH ONU TOPRAKTAN YARATTI, SONRA
ONA 'OL,' DEDİ, O DA OLUVERDİ!"
(ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ, 59. ÂYET)
YÜCE ALLAH DİYOR Kİ, "EĞER İSÂ'YI BABASIZ YARATMAK BİR MUCİZE
İSE; BU, ÂDEM'İN YARADILIŞINA BENZER. TOPRAKTAN YARATTIĞI ÂDEM'E
'OL!' DEDİ, O DA CANLANIVERDİ. ÜSTELİK ÂDEM'İ HEM ANASIZ, HEM
BABASIZ YARATTI. MAKSAT MUCİZE İSE, O DAHA BÜYÜK BİR MUCİZEDİR!"
VE HAZRET-İ İSÂ İLE ANNESİ MERYEM'İN HERHANGİ BİR ERKEK VEYÂ
KADINDAN FARKLI OLMADIKLARINI, "İNSAN" OLDUKLARINI HATIRLATIYOR:
BU MÜBÂREK İKİLİNİN TEK ÖZELLİKLERİ, BİRİNİN PEYGAMBER, ÖTEKİNİN
DE PEYGAMBER ANNESİ OLMASI!..
- "MERYEM'İN OĞLU MESİH, BİR PEYGAMBERDEN BAŞKA
BİRŞEY DEĞİLDİR! ONDAN ÖNCE DE PEYGAMBERLER GELİP
GEÇMİŞTİR. VE ANASI MERYEM, ALLAH'IN ÂYETLERİNİ
TASDİK EDEN BİR KADINDIR. İKİSİ DE YEMEK YERLERDİ...
BAK, BİZ ÂYETLERİMİZİ NASIL BEYÂN EDİYORUZ!..
SONRA DA ONLAR, BAK, NASIL ÇEVİRİYORLAR!"
(MÂİDE SÛRESİ, 74. ÂYET)
YUKARIDA MATTA İNCİLİ'NDE "YAHUDİ KRALI HEROD'UN GELECEĞİ
MÜJDELENEN İSÂ'YI YOKETMEK İÇİN ÇOCUKLARI ÖLDÜRDÜĞÜNÜ, YUSUF'UN
KARISI MERYEM'İ VE BEBEK İSÂ'YI ALIP MISIR'A KAÇTIĞINI" ANLATAN
KISMI NAKLETMİŞTİK.... BÖYLE BİR KISSA MARKOS İNCİLİ'NDE YOK, LUKAS
İNCİLİ'NDE DE, YUHANNA İNCİLİ'NDE DE YOK.. KALDI Kİ, YUSUF, İSÂ'YI
HEROD'UN ŞERRİNDEN KURTARMAK İÇİN MISIR'A KAÇIRMIŞ OLSA, YAKIN
AKRABALARININ ÇOCUĞU YAHYA'YI DA ALIRLARDI DİYE DÜŞÜNÜYORUZ...
BİZE ÖYLE GELİYOR Kİ,
BÂZI GÖNLÜ AÇIK YAHUDİ ÂLİMLER MESİH'İN GELECEĞİNİ SEZMİŞLER, VE
YAHUDİ İLERİ GELENLERİNE BİLDİRMİŞLERDİR. ANCAK "KRAL HEROD'UN
ERKEK ÇOCUKLARIN ÖLDÜRÜLMESİNİ EMRETTİĞİ" KISIM, HAZRET-İ MUSA'NIN
DOĞUMUNU MÜNECCİMLERDEN ÖĞRENEN FİRÂVUNUN YAHUDİ ÇOCUKLARINI
ÖLDÜRTMESİ KISSASINDAN ESİNLENMİŞ, GERÇEK OLMAYAN BİR RİVÂYET
GİBİ GÖRÜNÜYOR... ÜSTELİK, LUKA, KENDİ VERSİYONUNDA O DÖNEMİN
HÜKÛMET ADAMLARINI BİRBİR SAYMIŞ... ÖYLE KRAL HEROD/HİRODES DİYE
BİRİ YOK!.. PONTUSLU PİLATUS, ROMALILAR'IN YAHUDİYE VÂLİSİ...
HİRODES GALİLE REİSİRUBU; KARDEŞİ FİLİPUS, İTUREA VE TRAHONİTİS
HAVÂLİSİ
REİSİRUBU... VE BÖYLE BİR KAÇ KİŞİ DAHA!.. ANLADIĞIMIZ KADARIYLA
PİLATUS EYÂLET VÂLİSİ, HİRODES VE FİLİPUS GİBİLERİ DE BUGÜNÜN
KAYMAKAMINA DENK, BİRER KÜÇÜK ŞEHİR VÂLİLERİ... AMA YAHUDİLERCE
KRAL SAYILIYORLAR.
ÇELİŞKİ ORADA DA BİTMİYOR... MATTA "HİRODES ÖLÜNCE, RABBİN
MELEĞİ YİNE YUSUF'A GÖRÜNÜP, 'İSRÂİL DİYÂRINA GİT,' DER. YUSUF
TA GELİP NÂSIRA'YA YERLEŞİR," DİYE YAZIYOR YA; "RESULLERİN İŞLERİ"
BÖLÜMÜ BUNU DA TEKZİP EDİYOR!.. "HİRODES'İN ÖLMEDİĞİNİ, İSÂ'NIN
ÇARMIHA GERİLMESİNDEN SONRA, KİLİSEDEN BÂZILARINA CEFÂ ETTİĞİNİ,
VE YUHANNA'NIN KARDEŞİ YÂKUB'U ÖLDÜRDÜĞÜNÜ" YAZIYOR!.. (12.BÂB, 1)
BÖYLECE DÖRT İNCİL'DEN ÜÇÜNDE YER ALMAYAN "MISIR'A KAÇMA"
RİVÂYETİNİN DE DOĞRU OLMADIĞI SONUCUNU ÇIKARIYORUZ... TABİİ EN
DOĞRUYU YİNE ALLAH BİLİR.
"KELİME" İFÂDESİ, YUKARIDAKİ "ALLAH, SENİ KENDİSİNDEN GELEN
BİR KELİME İLE MÜJDELİYOR," (ÂL-İ İMRÂN, 45) ÂYETİNDE TEKRARLANIYOR...
AMA ARDINDAN "ALLAH DİLEDİĞİNİ HALK EDER. BİR ŞEYİ İSTEYİNCE, ONA
'OL,' DER, O DA OLUVERİR!" ÂYETİ GELİYOR!.. İŞTE BURADAN,
"KELİME"NİN NE OLDUĞU ANLAŞILIYOR. İSÂ, ALLAH'IN "OL" KELİMESİNİN
BİR TECELLİSİDİR!.. ASLINDA BU AÇIDAN BAKINCA, HER ŞEY O TEK
KELİMEDEN İBÂRETTİR. ALLAH "OL!" DEMİŞTİR, KOSKOCA KÂİNAT VAR
OLMUŞTUR.
"KELİME"NİN BİR BAŞKA ANLAMINI İLERDE VERECEĞİZ.
YÜCE ALLAH, HAZRET-İ MERYEM İLE HAZRET-İ ZEKERİYYA'NIN
KISSASINI BİR KERE DE MERYEM SÛRESİNDE ANLATMIŞ... YİNE
ZEKERİYYA KISSASI SÛREDE ÖN SIRAYI ALIYOR:
- "KAF, HÂ, YÂ, AYN, SÂD!"
- "BU, RABBİ'NİN KULU ZEKERİYYA HAKKINDAKİ
RAHMETİNİN ZİKRİDİR."
- "HANİ O, RABBİNE GİZLİ NİDÂ İLE SESLENMİŞTİ."
- "DEMİŞTİ Kİ: 'EY RABBİM! KEMİKLERİM ZAYIFLADI,
İNCELDİ. BAŞIMIN SAÇI TUTUŞTU (KÜL RENGİ OLDU).
NE ZAMAN SANA, RABBİM, DUA ETTİMSE, MAHRUM
KALMADIM. ÖLÜMÜMDEN SONRA YERİME GELECEK
AKRABAMDAN CİDDEN ENDİŞE EDİYORUM. ZEVCEM
DOĞURMAZ OLDU. BANA KENDİ KATINDAN BİR YARDIMCI
BAĞIŞLA Kİ, BANA DA, YÂKUB ÂİLESİNE DE VÂRİS OLSUN.
EY RABBİM! ONU RÂZI OLDUKLARINDAN KIL!' (DEMİŞTİ.)"
- " (MELEK) 'YÂ ZEKERİYYA! SANA YAHYA ADLI BİR OĞUL
MÜJDELERİZ Kİ, BUNDAN EVVEL KİMSEYİ ONA ADAŞ
KILMADIK,' (BUYURDU.)"
- "ZEKERİYYA : 'YÂ RAB! BENİM NASIL OĞLUM OLUR Kİ,
ZEVCEM DOĞURMAZ, VE BENSE İHTİYARLIKTA KEMÂLE
ERDİM,' DEDİ."
- "(MELEK:) 'ÖYLE. FAKAT RABBİN, >BU BENİM İÇİN
PEK KOLAY! NASIL Kİ, EVVELCE SEN BİR ŞEY DEĞİLKEN,
SENİ YARATTIM,< BUYURDU,' DEDİ."
- " ZEKERİYYA, 'YÂ RAB! BANA BİR ALÂMET KIL,' DEDİ.
(ALLAH,) 'SANA ALÂMET, DÜZGÜNKEN ÜÇ GÜN HALKA SÖZ
SÖYLEYEMEMENDİR,' BUYURDU."
- "DERKEN ZEKERİYYA, NAMAZGÂHINDAN ÇIKIP, KAVMİNE
SABAH AKŞAM TESBİH EYLEMELERİNİ İŞÂRET ETTİ."
(MERYEM SÛRESİ, 1-12. ÂYETLER)
BU ÂYETLERDEN ANLIYORUZ Kİ, YAŞLI ZEKERİYYA ALEYHİSSELÂM
ALLAH'TAN BİR ÇOCUK İSTEMEMİŞ, BİR YARDIMCI İSTEMİŞ, AMA
ALLAH ONA BİR EVLÂT VAAD ETMİŞ!.. ZEKERİYYA ALEYHİSSELÂM'IN
ŞAŞIRMASI BU YÜZDEN!
AYRICA BURADA LUKA İNCİLİ'NDEKİ KISSA İLE ÖNEMLİ BİR FARK VAR.
ZEKERİYYA ALEYHİSSELÂM'IN DİLİNİN TUTULMASI ÜÇ GÜN SÜRMÜŞ.
HALBUKİ LUKA, "YAHYA'NIN DOĞUMUNDAN SONRA DİLİ AÇILDI,"
DİYOR Kİ, EN AZ DOKUZ AY EDER...
ÖTE YANDAN BU ÂYETLER LUKA İNCİLİ'NDEKİ İKİ HUSUSU
TASDİK EDİYOR. BİRİNCİSİ, BEBEĞİN ANASI, "ADI YAHYA OLACAK."
DİYOR, ONA İTİRÂZ EDİYORLAR, "AKRABANDAN BU ADDA KİMSE YOKTUR,"
DİYE... BABASINA SORUYORLAR, O DA, 'ADI YAHYA'DIR," DİYOR
HEPSİ ŞAŞIRIYORLAR. NİYE??? ÇÜNKÜ "BUNDAN EVVEL KİMSEYİ ONA
ADAŞ KILMADIK," ÂYETİNDEKİ GİBİ, DAHA ÖNCE BU ADI TAŞIMIŞ
KİMSE YOK!.. İŞİN ENTERESANI, İSÂ ADI DA DAHA ÖNCE KİMSEYE
VERİLMEMİŞ... HAZRET-İ YAHYA İLE HAZRET-İ İSÂ BU KONUDA DA
AYNI MUAMELEYE TÂBİ TUTULUYORLAR... İKİNCİ TASDİK AŞAĞIDAKİ
ÂYETLER... HAZRET-İ YAHYA HAKKINDA:
- "(SONRA) 'EY YAHYA! KİTÂBI KUVVETLİ TUT!' (DEDİK.)
ONA DAHA ÇOCUKKEN HİKMET VERDİK."
- "TARAFIMIZDAN ONA RİKKAT, VE TEMİZLİK İHSAN
ETTİK. O ÇOK TAKVALI BİR KULDU. . ANA BABASINA DA
İTAAT VE İHSAN EDERDİ."
- "DOĞDUĞU GÜN, ÖLECEĞİ GÜN, VE DİRİ OLARAK
KALDIRILACAĞI GÜN ONA SELÂM OLSUN!"
(MERYEM SÛRESİ, 13-15 ÂYETLER)
BUNLAR DA, LUKA İNCİLİ'NDEKİ "VE SEN DE, EY ÇOCUK! YÜCE
ALLAH'IN PEYGAMBERİ OLARAK ADLANDIRILACAKSIN." VE "ÇOCUK
BÜYÜYOR, RUHTA KUVVETLENİYORDU," İFÂDELERİNİN AYNI... YAHYA'NIN
RUHUNUN KUVVETLENMESİ, TEVRAT'I, ZEBUR'U KUVVETLİ TUTMASIYLA
İLGİLİ!.. GERÇEKTEN YÜCE ALLAH ÂYETLERİNİ İŞTE BÖYLE AÇIKLIYOR!
GELELİM SÛREDEKİ MERYEM KISSASINA... O DA ŞÖYLE:
- "KUR'AN'DA MERYEM KISSASINI DA AN! HANİ O
ÂİLESİNDEN (AYRI) DOĞU TARAFINDA BİR YERE ÇEKİLMİŞTİ."
- "ONLARLA ARASINA BİR PERDE ÇEKMİŞTİ. (GÖRÜNMÜYOR,
GÖRÜŞMÜYORDU.) BİZ ONA RUHUMUZU GÖNDERMİŞTİK.
RUH ONA TAM BİR İNSAN SURETİNDE GÖRÜNMÜŞTÜ."
- "MERYEM, 'SENDEN RAHMAN'A SIĞINIRIM. EĞER
ALLAH'TAN SAKINIYORSAN, BANA YAKLAŞMA' DEDİ."
- " (RUH:) 'BEN SÂDECE SANA TEMİZ BİR OĞUL VERMEK
İÇİN GELEN RABBİNİN BİR ELÇİSİYİM, ' DEDİ."
- "MERYEM, 'BENİM NASIL ÇOCUĞUM OLUR Kİ, BANA HİÇ
BİR ERKEK DOKUNMAMIŞTIR. VE BEN İFFETSİZ DE
DEĞİLİM,' DEDİ."
- "RUH, 'HÂL, DEDİĞİN GİBİDİR. FAKAT RABBİN BUYURDU
Kİ, >BU BANA GÖRE PEK KOLAYDIR!< BİZ ONU İNSANLARA
BİR ALÂMET VE NEZDİMİZDEN BİR RAHMET KILACAĞIZ. BU,
EZELDE HÜKÜM VE KAZA OLUNMUŞ BİR EMİRDİR,' DEDİ."
- "BÖYLECE (MERYEM) ONA GEBE KALDI. ONUNLA UZAK BİR
YERE ÇEKİLDİ."
- "DOĞUM SANCISI, ONU KURU BİR HURMA AĞACINA
DAYANMAYA MECBUR KILDI. 'AH, KEŞKE BUNDAN ÖNCE
ÖLEYDİM DE, BÜSBÜTÜN UNUTULMUŞ OLAYDIM,' DEDİ.
(HALKIN KINAMASINDAN ÇEKİNİYORDU.)"
- "DERKEN, ONA BİR SES GELDİ: 'TASALANMA! RABBİN
SENİN ALTINDA BİR SU ARKI YARATTI. (TEMİZLEN) VE O
HURMA AĞACINI KENDİNE DOĞRU SALLA. ÜZERİNE TÂZE
HURMA DÜŞECEKTİR. ARTIK YE, İÇ. GÖZÜN AYDIN OLSUN!
ŞÂYET HERHANGİ BİRİNİ GÖRÜRSEN, (İŞÂRETLE) >BEN
RAHMANA SÜKÛT ORUCU ADADIM. BUGÜN KİMSE İLE
KONUŞMAYACAĞIM,< DE.' (BUYRULDU.)"
- "MERYEM ONU YÜKLENEREK KAVMİNE GETİRDİ.
'YÂ MERYEM, SEN ÇİRKİN BİR İŞ İŞLEMİŞSİN,'
DEDİLER."
- "(SONRA) 'EY HÂRUN'UN KIZ KARDEŞİ! NE BABAN (İMRÂN),
KÖTÜ BİR ADAM, VE NE ANAN (HANNE) İFFETSİZ BİR KADIN
DEĞİLDİ,' (DEDİLER.)"
- "MERYEM, İSÂ'YI İŞÂRET ETTİ, (ONA SORUN, DİYE.)
'BİZ BEŞİKTEKİ ÇOCUKLA NASIL KONUŞURUZ,' DEDİLER."
- "İSÂ, 'GERÇEK ŞU Kİ, BEN ALLAH'IN KULUYUM. BANA
KİTAP VERDİ. BENİ PEYGAMBER YAPTI. HER NEREDE OLURSAM
BENİ MÜBÂREK KILDI. VE BANA HAYATTA BULUNDUĞUM
MÜDDETÇE NAMAZI VE ZEKÂTI EMRETTİ. VE BENİ ANNEME
HÜRMETKÂR KILDI, BENİ BİR BEDBAHT VE ZORBA
OLARAK YARATMADI. DOĞDUĞUM GÜN DE, ÖLECEĞİM GÜN DE,
BAAS OLACAĞIM GÜN DE SELÂM BENİM ÜZERİMEDİR,' DEDİ."
- "İŞTE HAKKINDA ŞÜPHEYE DÜŞTÜKLERİ, VE İHTİLÂF ETTİKLERİ
MERYEM OĞLU İSÂ, HAK KAVLİNCE BUDUR, (BÖYLEDİR)."
- "ALLAH'IN OĞUL EDİNMESİ HİÇ BİR ZAMAN OLUR ŞEY
DEĞİLDİR. O YÜCEDİR. O BİR ŞEYİN YARATILMASINI
DİLEDİĞİ ZAMAN ANCAK 'OL!' DER, O DA OLUVERİR!"
(MERYEM SÛRESİ, 16-35 ÂYETLER)
BURADA YİNE BİR KAÇ SON DERECE ÖNEMLİ HUSUS VAR... BİRİNCİSİ,
YÜCE ALLAH, HEM İHTİYAR ZEKERİYYA İLE KISIR KARISINA BİR
ÇOCUK VERMESİ, HEM DE MERYEM'İN ERKEĞE DOKUNMADAN HÂMİLE
KALMASI GİBİ İKİ MUCİZEVÎ OLAY HAKKINDA "BENİM İÇİN PEK
KOLAY," DİYOR!.. DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR AMA, HER İKİ OLAYI
PEŞPEŞE VERMESİ VE AYNI KELİMELERLE NİTELENDİRMESİ, BİZE
ŞUNU DÜŞÜNDÜRÜYOR: YÜCE ALLAH, "GÖRMÜYOR MUSUNUZ? YAHYA
DA, İSÂ KADAR MUCİZEVÎ BİR BEBEKTİ. NİYE ONU DA İLÂH
EDİNMEDİNİZ?.. NE YAŞLI ZEKERİYYA'NIN DÖLÜ, NE İYŞA'NIN
KISIR RAHMİ BÖYLE BİR BEBEĞE YETER MİYDİ?..NİYE ONA DA
ALLAH'IN OĞLU DEMEDİNİZ?.. ONA DEMEDİNİZ DE, NİYE MERYEM
OĞLU İSÂ'YA DEDİNİZ?.. SİZ NE ŞAŞKIN, NE SAPKIN BİR
MİLLETSİNİZ," DİYE HIRİSTİYANLAR'I İKAZ EDİYOR!..
İKİNCİ ÖNEMLİ HUSUS, HAZRET-İ İSÂ'NIN DOĞUMU VE MERYEM'İN
KAVMİNİN ONLARI KARŞILAYIŞI... BUNU İNCİL VERSİYONLARINDAKİ
KISSALARLA BİRLİKTE DEĞERLENDİRECEĞİZ.
ÜÇÜNCÜSÜ, HEM HAZRET-İ YAHYA İÇİN, HEM DE HAZRET-İ İSÂ İÇİN
"DOĞDUĞU GÜNE DE, ÖLECEĞİ GÜNE DE, BAAS OLACAĞI GÜNE DE SELÂM"
İBÂRESİNİN KULLANILMIŞ OLMASI... HER İKİSİ DE AYNI
ŞEKİLDE SELÂMLANIYOR, YÜCELTİLİYOR... BİR KERE DAHA YUKARIDA
İŞÂRET ETTİĞİMİZ İKAZA RASTLIYORUZ...
DÖRDÜNCÜSÜ, HER İKİSİNİN DE ÖLÜMÜNDEN BAHSEDİLİYOR!..
HEMEN BELİRTELİM: HAZRET-İ İSÂ, KUR'AN'DA ÖLÜMÜNDEN EN ÇOK
BAHSEDİLEN PEYGAMBERDİR. VE UNUTMAYALIM, O DA HERKES GİBİ BİR
KULDUR... BUNU KİTÂB-I MUKADDES DE KABUL EDİYOR:
- "İBRÂHİM'İN, İSHAK'IN VE YÂKUB'UN ALLAH'I,
ATALARIMIZIN ALLAH'I, KENDİ KULU İSÂ'YI
TÂZİZ ETTİ. (AZİZ KILDI, YÜCELTTİ.)"
(RESULLERİN İŞLERİ 3 BÂB, 13)
BEŞİNCİSİ ENTERESAN... HAZRET-İ MERYEM İÇİN "HÂRUN'UN KARDEŞİ"
İFÂDESİ KULLANILMIŞ... EĞER KELİME ANLAMIYLA ALINIRSA, MERYEM'İN
HÂRUN ADINDA BİR ERKEK KARDEŞİ OLDUĞU, VE ÖNEMLİ BİR KİŞİ OLDUĞUNU
DÜŞÜNDÜRÜYOR... LUKA İNCİLİ'NDE İSE ZEKERİYYA'NIN KARISININ "PÂRUN
KIZLARI"NDAN OLDUĞU SÖYLENİYOR Kİ, ONUN KARDEŞİ HANNA DA HÂRUN
KIZIDIR. BÖYLECE MERYEM, HÂRUN'UN TORUNU OLUR... BU İFÂDEDEN DE
HÂRUN'UN ÖNEMLİ BİR KİŞİ OLDUĞUNU ANLIYORUZ... ANCAK MECÂZÎ ANLAMDA
ALINIRSA, BU SÜLÂLENİN TA HZ. MUSA'NIN KARDEŞİ HÂRUN'UN SOYUNDAN
GELDİĞİ, BU YÜZDEN ÖNEMLİ OLDUĞU SONUCUNA DA VARILABİLİR... DOĞRUSUNU
ALLAH BİLİR.
ŞİMDİ BİR KERE DAHA İNCİL VERSİYONLARINA BAKALIM, VE İSÂ'NIN DOĞUMUNU
BİR DE ORADAN OKUYALIM. ÖNCE MATTA İNCİLİ'NDEN:
- "İMDİ İSÂ, KRAL HİRODES'İN GÜNLERİNDE BEYTLEHEM'DE
DOĞDUĞU ZAMAN, (NASIL DOĞDUĞU ANLATILMIYOR), İŞTE,
ŞARKTAN YERUŞALEM'E (KUDÜS'E) MÜNECCİMLER GELİP,
DEDİLER: 'YAHUDİLERİN KRALI DOĞAN ZAT NEREDEDİR?'
ÇÜNKÜ ONUN YILDIZINI ŞARKTA GÖRDÜK, VE ONA SECDE
ETMEYE GELDİK.' KRAL HİRODES BUNU İŞİTİNCE, BÜTÜN
YERUŞALEM'LE BİRLİKTE YÜREĞİ OYNADI. HİRODES BÜTÜN
BAŞKÂHİNLERİNİ VE KAVMİN YAZICILARINI TOPLAYARAK,
ONLARDAN MESİH'İN NEREDE DOĞACAĞINI SORDU. ONLAR
DA KENDİSİNE "YAHUDİYE BEYTLEHEM'DE; ÇÜNKÜ
PEYGAMBER VÂSITASIYLA ŞÖYLE YAZILMIŞTIR:"
- "VE SEN EY BEYTLEHEM! YAHUDA DİYÂRI!
YAHUDA REİSLERİ ARASINDA HİÇ TE EN KÜÇÜĞÜ
DEĞİLSİN! ZİRÂ KAVMİN İSRÂİL'İ GÜDECEK
OLAN REİS, SENDEN ÇIKACAKTIR!"
(MİKA 5/2'YE ATIF)
- "O ZAMAN HİRODES MÜNECCİMLERİ GİZLİCE ÇAĞIRDI.
VE ONLARDAN YILDIZIN NE VAKİT GÖZÜKTÜĞÜNÜ
İYİCE ÖĞRENDİ. VE,'GİDİN, BU ÇOCUK HAKKINDA
İYİCE ARAŞTIRIN. ONU BULDUĞUNUZ ZAMAN BANA HABER
VERİN Kİ, BEN DE GELİP ONA SECDE KILAYIM!'
DİYEREK KENDİLERİNİ BEYTLEHEM'E GÖNDERDİ.
ONLAR DA KRALI DİNLEYİP YOLLARINA GİTTİLER.
VE İŞTE, ŞARKTA GÖRDÜKLERİ YILDIZ ÖNLERİNCE
GİDİYORDU. TA ÇOCUĞUN BULUNDUĞU YERE KADAR
GELEREK ÜZERİNDE DURDU. ONLAR DA YILDIZI GÖRDÜKLERİ
ZAMAN, TAŞKIN SEVİNÇLE SEVİNDİLER. EVE GİRİP
ANASI MERYEM İLE ÇOCUĞU GÖRDÜLER, VE YERE
KAPANIP ONA SECDE KILDILAR. HAZİNELERİ AÇARAK ONA
HEDİYELER, ALTIN, GÜMÜŞ VE VE MÜR TAKDİM
ETTİLER. HİRODES'İN YANINA DÖNMESİNLER DİYE,
RÜYÂDA KENDİLERİNE BİLDİRİLDİĞİNDEN,
MEMLEKETLERİNE BAŞKA BİR YOLDAN GİTTİLER."
(MATTA İNCİLİ 2. BÂB, 1-12)
GERİSİNİ HATIRLAYACAKSINIZ, MATTA'YA GÖRE, YUSUF GENE
RÜYÂSINDA RABBİN MELEĞİNİ GÖRÜR. MELEK ONA, "KALK, ANASI İLE
ÇOCUĞU ALIP MISIR'A KAÇ,"DER...ÇÜNKÜ KRAL HEROD İKİ YAŞINDAN KÜÇÜK
ÇOCUKLARI ÖLDÜRMEYE HAZIRLANMAKTADIR. YUSUF ÂİLESİYLE MISIR'A
GİDER. SONRA HEROD ÖLÜNCE, RABBİN MELEĞİ YİNE YUSUF'A GÖRÜNÜP,
"KALK, ÇOCUĞU VE ANASINI AL, VE İSRÂİL DİYÂRINA GİT," DER.
YUSUF TA GELİP NÂSIRA'YA YERLEŞİR. (MATTA, 2. BÂB, 13-23)
YALNIZ BU RİVÂYETİN İNCİL'İN DİĞER VERSİYONLARINDA OLMADIĞINI,
KUR'AN TARAFINDAN DA DESTEKLENMEDİĞİNİ, VE KENDİ İÇİNDE
ÇELİŞKİLER OLDUĞUNU BELİRTMİŞTİK.
MARKOS İNCİLİ'NE GELİNCE, DEDİĞİMİZ GİBİ, MESİH MERYEM OĞLU
İSÂ'NIN DOĞUMU İLE İLGİLİ HER HANGİ BİR BİLGİ YOK. YUHANNA İNCİLİ'NDE
DE YOK... LUKA İNCİLİ'NDE İSE ŞÖYLE YER ALIYOR:
- "VE VÂKİ OLDU Kİ, O GÜNLERDE BÜTÜN DÜNYÂNIN
(ROMA DİYÂRININ) TAHRİRİ (NÜFUS SAYIMI) YAPILSIN,
DİYE KAYSER AVGUSTUS'UN BUYRULTUSU ÇIKTI. ...
HERKES YAZILMAK İÇİN KENDİ ŞEHRİNE GİTTİ. YUSUF
TA DÂVUD EVİNDEN VE ONUN SOYUNDAN BULUNDUĞU İÇİN,
GALİLE'DEKİ NÂSIRA ŞEHRİNDEN YAHUDİYE'DE DÂVUD'UN
ŞEHRİ OLAN BEYTLEHEM'E, NİŞANLISI MERYEM İLE
BERÂBER YAZILMAK ÜZRE ÇIKTI. MERYEM DE GEBE İDİ.
VE VÂKİ OLDU Kİ, ORADA BULUNURLARKEN, DOĞURMASI
GÜNLERİ GELDİ. İLK OĞLUNU DOĞURDU, KUNDAĞA SARDI.
VE ONU (AHIRDAKİ) BİR YEMLİĞE YATIRDI. ÇÜNKÜ HANDA
ONLARA YER YOKTU."
- "AYNI CİVARDA ÇOBANLAR VARDI. GECELEYİN KIRLARDA
KALARAK SÜRÜLERİNİ NÖBETLE BEKLİYORLARDI. RABBİN
BİR MELEĞİ ONLARIN YANINDA DURDU VE RABBİN İZZETİ
ONLARIN ÇEVRESİNİ AYDINLATTI. ÇOK KORKTULAR. MELEK
TE ONLARA DEDİ: 'KORKMAYIN! ÇÜNKÜ, İŞTE, BEN SİZE
BÜTÜN KAVME OLACAK BÜYÜK SEVİNCİ MÜJDELİYORUM.
ÇÜNKÜ BUGÜN DÂVUD'UN ŞEHRİNDE SİZE KURTARICI DOĞDU.
O DA RAB MESİH'TİR. YEMLİKTE YATAN, KUNDAĞA SARILMIŞ
BİR ÇOCUK BULACAKSINIZ. SİZE ALÂMET OLSUN!' VE BİRDEN
MELEK İLE BERÂBER GÖK ORDUSUNDAN BİR CUMHUR ALLAH'A
HAMDEDEREK DEDİLER: 'EN YÜCELERDE ALLAH'A İZZET!
VE YERYÜZÜNDE RÂZI OLDUĞU ADAMLARA SELÂMET!'... "
- "VE VÂKİ OLDU Kİ, MELEKLER ÇOBANLARIN YANINDAN GÖĞE
ÇEKİLDİKLERİ ZAMAN ONLAR DEDİLER: 'HAYDİ, BEYTLEHEM'E
KADAR GİDELİM. VE RABBİN BİZE BİLDİRDİĞİ VÂKİ OLAN
BU ŞEYİ GÖRELİM' VE SEĞİRTEREK GELDİLER. MERYEM'İ,
YUSUF'U VE YEMLİKTE YATAN ÇOCUĞU BULDULAR. VE
GÖRDÜKLERİ ZAMAN, BU ÇOCUK HAKKINDA KENDİLERİNE
SÖYLENEN SÖZÜ BİLDİRDİLER. BÜTÜN İŞİTENLER ÇOBANLAR
TARAFINDAN KENDİLERİNE SÖYLENEN ŞEYLERE ŞAŞTILAR.
FAKAT MERYEM, BÜTÜN BU SÖZLERİ DERİN DÜŞÜNEREK
YÜREĞİNDE SAKLARDI. ÇOBANLAR, KENDİLERİNE SÖYLENDİĞİ
GİBİ, BÜTÜN GÖRDÜKLERİ VE İŞİTTİKLERİ ŞEYLERDEN
DOLAYI ALLAH'A HAMD VE SENÂ EDEREK DÖNDÜLER."
- "ÇOCUĞU SÜNNET İÇİN SEKİZ GÜN TAMAM OLUNCA, ANA
RAHMİNE DÜŞMEDEN EVVEL MELEK TARAFINDAN DENİLMİŞ
OLDUĞU ÜZRE, ADINI İSÂ KOYDULAR."
- "MUSA'NIN ŞERİATINA GÖRE ONLARIN TEHARET GÜNLERİ
TAMAM OLUNCA, (İLK DOĞAN HER ERKEK RABBE MUKADDES
DENİLECEKTİR. RABBİN ŞERİATİNDE YAZILMIŞ OLDUĞU
ÜZRE- LEVİLİLER, 12/2-6'A ATIF) ÇOCUĞU RABBE TAKDİM
ETMEK İÇİN, VE RABBİN ŞERİATİNDE BİR ÇİFT KUMRU,
YÂHUT İKİ GÜVERCİN YAVRUSU DENİLDİĞİ ÜZRE, BİR
KURBAN VERMEK İÇİN, ONU YERUŞALEM'E GÖTÜRDÜLER."
(LUKA İNcİLİ , 2. BÂB, 1-15)
HAZRET-İ İSÂ'NIN DOĞUMUNA KADAR YUSUF'UN MERYEM'E
YAKLAŞMADIĞINI KUR'AN'DAN BİLİYORUZ. LUKA İNCİLİ DE
BUNU BELİRTİYOR... ANCAK KUR'AN'DA MERYEM'İN DOĞUMUNU
YALNIZ YAPTIĞINI, O ANA KADAR YALNIZ OLDUĞUNU İMÂ EDİLİYOR.
MATTA İNCİLİ'NDE BU HUSUS AÇIK DEĞİL... SONRA MÜNECCİMLER
MERYEM'İ VE BEBEĞİ BİR EVDE ZİYÂRET EDİYORLAR. YÂNİ
MERYEM'İN DOĞUM YAPIP KAVMİNE DÖNMESİNDEN, EVİNE YERLEŞMESİNDEN
BİR MÜDDET SONRA... LUKA İNCİLİ'NDE İSE MERYEM, YUSUF'LA
BİRLİKTE YOLA ÇIKIYOR VE YOLDA, VEYA BİR AHIRDA DOĞURUYOR...
İLK ZİYÂRETÇİLERİ DE ÇOBANLAR...
BİZCE MERYEM NİŞANLISINDAN, ÂİLESİNDEN, KAVMİNDEN AYRI
BİR YERE KAPANMIŞ İDİ... TEK BAŞINA VE KURU BİR HURMA AĞACINA
DAYANARAK DOĞUM YAPTI... SONRA ALLAH'IN BAHŞETTİĞİ SUYLA
YIKANDI, TEMİZLENDİ, İÇTİ. KURU AĞAÇTAN DÖKÜLEN TÂZE HURMALARI
YEYİP BESLENDİ... SONRA ÇOCUĞUNU YÜKLENİP KAVMİNE, ÂİLESİNE
GİTTİ VE HOŞ KARŞILANMADI. BUNUN ÜZERİNE KUNDAKTAKİ İSÂ
BEBEK KONUŞUP PEYGAMBERLİĞİNİ ONLARA DUYURDU... YÂNİ AHIRDA
VE ÇEVREDE BİR TAKIM İNSANLAR VARKEN DOĞURMA KUR'AN ANLATIMINA
UYMUYOR. ÇOBANLARIN ZİYÂRETİ DE!.. BELKİ DAHA SONRA EVİNE GELİP
ZİYÂRET ETMİŞ OLABİLİRLER.
AYRICA BİZ NİŞANLISI YUSUF'UN MERYEM'İN YANINDA OLMADIĞINA,
HATTA MERYEM BEBEKLE GÖRÜNÜNCEYE KADAR HÂMİLELİĞİNDEN BİLE HABERİ
OLMADIĞINA İNANIYORUZ... ÇÜNKÜ MERYEM ÂİLESİ İLE ARASINA BİR PERDE
KOYMUŞTU. SÂDECE ZEKERİYYA ALEYHİSSELÂM ONU ZİYÂRETE GELİYORDU...
BUNA BİR DELİL DE, MERYEM'İN KONUŞMAYIP BEBEK İSÂ'YI ŞÂHİT
GÖSTERMESİDİR... EĞER YUSUF YANINDA OLSAYDI, EĞER BEBEKTEN HABERİ
OLSAYDI, HALK MERYEM'İ KINAYINCA, RÜYÂSINDA GÖRDÜĞÜ MELEĞİN
ANLATTIKLARINI TEKRARLAYIP ONU SAVUNURDU!.. MERYEM'İ SAVUNMA
GÖREVİ, BEBEK İSÂ'YA VERİLMİŞ, VE ÇOK ÖNCEDEN HÜKMÜ YAZILMIŞTIR.
İNANCIMIZ ODUR Kİ, YUSUF TA MERYEM'İN BEBEĞİNİ KABULLENMEKTE
ZORLANANLARDAN OLDUĞU İÇİN, GERÇEK KENDİSİNE RÜYÂSINDA
BİLDİRİLMİŞTİR...
KÜÇÜK BİR İHTİMÂL DE ŞUDUR: YUSUF RÜYÂYI İSÂ'NIN DOĞUMUNDAN ÖNCE
GÖRMÜŞTÜ, MERYEM'İN DURUMUNU BİLİYOR VE KABULLENMİŞTİ. ANCAK MERYEM
KAVMİNİN YANINA GELDİĞİNDE, O ORADA DEĞİLDİ... BÖYLECE MERYEM'İ
SAVUNMAK, EZELDEN YAZILDIĞI GİBİ BEBEK İSÂ'YA KALDI... ELBETTE
EN DOĞRUSUNU YİNE ALLAH BİLİR!
10.5.2008