|
"Doğanın tüm olayları birkaç değişmeyen
kanunun matematik sonuçlandır" diyen
Marquis Pierre-Simon de Laplace, 23 Mart
1749 günü bir köylü çocuğu olarak dünyaya
geldi. Ailesi, Fransa'nın Calvados ilinin
Beaumont-en-Auge Kasabasında yaşıyordu. Laplace'ın
ilk çocukluk yılları hakkında çok az şeyler biliniyor.
Onun çocukluğunu ve gençliğini saran karanlık yılları,
kendini Beğenen davranışlarından ileri geliyordu.
Kökeninin fakir bir köylüden gelişi onun yüzünü
kızartır ve sürekli onu gizlemek için elinden
geleni yapardı. Kısaca, bir köylü çocuğu olarak
doğmadı ve kendini beğenen birisi olarak ölmedi
cümlesi ile yaşam öyküsü özetlenebilir. Her ne
duyguysa, Laplace köylü olması ve ailesinin fakir
olmasından bir aşağılık duyardı. Tüm yaşamı boyunca
bu duygu ve düşünceden kendisini kurtaramadı. Bu da
onun zayıf bir yanıydı.
Laplace, ilk yeteneğini köy okulunda gösterdi. Bu başarısı
zengin komşularının sıcak dikkatini çekti. Zengin
komşularını görmesi belki yukarıda sözünü ettiğimiz
duyguları daha küçük çocukken şuur altına alıp baskı
kurmuş olabilir düşüncesi akla gelmektedir. İlk
başarılarını, teolojik tartışmalarda elde ettiği söylenir.
Laplace, kendisini çok erken matematiğe verdi. O zaman
Beaumont'ta askeri bir okul vardı. Laplace bu okula devam
ediyordu. Söylendiğine göre, Laplace sonraları bu okulda
bir süre matematik dersleri okutmuştur. Yine bir
söylentiye göre, onun matematik yeteneğinden çok
daha fazla hafıza yeteneğinin olduğu kanaati vardır.
Bundan dolayı, Laplace on sekiz yaşına gelince zengin
koruyucularının tavsiye mektuplarıyla Paris'in yolunu
tuttu. Kendisinin yüksek yeteneğini biliyor, fakat bunda
hiç şişme ve bir abartma göstermiyordu. Genç Laplace,
kendine tam bir güven içinde Paris'e matematik dünyasını
fethetmek için geldi.
Paris'te doğru d'Alembert'in evine gitti. Tavsiye
mektuplarını gönderdi. Fakat kabul edilmedi.
D'Alembert, büyük ve kuvvetli kimselerin
önerilerinden başka bir varlıkları olmayan
kimselerle uğraşmıyordu. Laplace, övmeye değer bir
anlayışla her şeyi hissetti. Eve döndü ve
d'Alembert'e mekaniğin temel kuralları üzerine
bir mektup yazdı. Böylece, oynadığı oyunda
başarılı olmuştu. D'Alembert'in onu görmek için
gönderdiği çağrı yazısında şöyle yazıyordu.
"Bayım, görüyorsunuz ki öneri mektuplarına hiç
değer vermiyorum. Sizin bu tür övgü mektuplarına
hiç gereksinmeniz yok. Siz kendi kendinizi daha
iyi tanıttınız. Bu bana yeter. Size yardım
etmek bana bir borç olsun." Birkaç gün sonra
Laplace, d'Alembert'in sayesinde Paris'teki
askeri okula matematik öğretmeni olarak atandı.
İşte bu sırada Laplace, Newton'un genel çekim
kanununun güneş sistemine uygulaması adlı
büyük eserini verdi.
Astronom matematikçi olduğu için, kendisine
Fransız Newton'u denmiştir. Olasılıklar kuramının
kurucusu gözüyle bakılabilir. "Bildiklerimiz çok
değil, bilmediklerimiz çoktur" sözüyle alçak
gönüllülüğünü göstermiştir. Matematiğe önem
vermediğini, şöhret ve ün için değil de kendi
arzularını yenmek için matematikle uğraştığını
söyler. Dahi kimselerin buluşlarını veya yaşayışlarını
incelemek ve kendisini onların yerine koyarak
engelleri aşmak düşüncesindedir.
Yaptığı çalışmaların tümünün kendisine ait
olduğunu ileri sürer. Bu söz doğru değildir.
Örneğin, yazdığı "Gök Mekaniği" adlı
şaheserinde, gelecek kuşaklara bunu, ben
yarattım gibi bir izlenimi vermeyi ustalıkla
kullanmıştır. Diğer matematikçilerden
aldıklarına kaynak vermez, kendine yarayan
ve dışarıdan aldığı şeyleri kendine mal etmeyi
çok kurnazca becerirdi. Gök Mekaniği için gereken
analiz bilgilerini Legendre'den almış ve adını
bile vermemiştir. Yalnız Newton'un adı geçer.
Laplace, Lagrange'da değinilen
üç cisim problemini güneş sistemi
için düşündü. Newton'un çekim kanununu
Güneş sistemine uyguladı. Gezegenlerin
hareketlerinin Güneş tarafından belirlendiğini,
devirli küçük değişiklikler hariç, gezegenlerin
Güneşe olan uzaklıklarının değişmediğini ispatladı.
O zaman yirmi dört yaşında olan Laplace için tarih
1773 yıllarını gösteriyordu. Bu başarısından dolayı
Paris İlimler Akademisine üye seçildi. Yaşamının ve
meslek hayatının ilk şerefini ve ödülünü almış oluyordu.
Bulduğu matematik sonuçlarının büyük birçoğunu astronomide
kullanmak için elde etti. Sayılar kuramı üzerinde bir süre
çalıştı ve onu kısa bir zaman sonra bıraktı. Olasılıklar
kuramı üzerinde çalışması yine onu astronomide kullanmasından
kaynaklandı. Gök Mekaniği adlı yapıtı, yirmi altı yıllık,
bir zaman sürecinde parça parça olarak yayınlanmıştır.
Gezegenlerin hareketleri, şekilleri, gel-git olaylarını
inceleyen ilk iki cilt, 1799 yılında çıktı. 1802 ve
1805 yıllarında iki cilt ve 1823 ile 1825 yılları
arasında da beşinci cildi yayınlandı. Yalnız, bu
eserlerde matematik kısımları pek açıklanmıyor ve
yorumlardan da kaçınılıyordu. Hatta, matematik hesaplar
için, "Kolayca görülür" deyimi kullanılıyordu.
Aslında, bu kolayca görülür deyimi ters bir anlam
da taşıyordu. Kendisi bile bu kolayca görülür dediği
kısımları günlerce uğraşarak çözüyordu. Okuyucuları ve
öğrencileri daha sonra bu deyim üzerinde haftalarca
uğraşacaklarını bildiklerinden,
homurdanmayı adet edinmişlerdi.
|
|
|
|