|
1812 yılında zafer gününün yaklaştığını bekleyen Napolyon,
Rusya üzerine yürümüş, Rusya'yı hemen hemen eline geçirmiş ve
Moskova kapılarına kadar dayanmıştı. Kremlin'den kayıtsız
ve koşulsuz teslim olmalarını istiyordu. Şehir karşı koydu.
Binlerce insan öldü ve teslim olmadı. Napolyon'un
zaten Moskova'ya kadar soğuktan, başka bir düşmanı yoktu.
Askerleri, şarkılar söyleyerek, bozulan koca Rus ordusunu
arkadan izliyordu. Kılıçla öldüren kılıçla ölür ilkesine
kulak asmayan Napolyon ve askerleri sürekli olarak soğukla
savaşıyordu. Sonunda olanlar oldu ve Napolyon bu büyük
ordusunu kendi haline perişan bir halde soğukla karşı karşıya
bırakarak geri dönüyordu.
Kaçan Fransız ordusunda genç bir istihkam subayı vardı. Bu genç
subay, Jean-Victor Poncelet'ti. Poncelet, 1 Temmuz 1788 günü
Paris'te doğdu. Genç yaşında Paris'te Ecole Polytechnique'e girdi
ve daha sonra Metz'teki Harp okulunda istihkam teğmeni olarak
görev yaptı. Monge'un tasarı geometrisi ve Büyük Carnot'un
durum geometrilerinden etkilendi.
Poncelet'in ilk eseri 1822 yılında basıldı. Aynı eserin
ikinci baskısı da 1862 Yılında yapıldı. Poncelet'in bu
kitabında Moskova seferi de uzun uzun anlatılır. Çünkü,
bu eser bu seferin ürünüdür.
18 Kasım 1812 günü Mareşal Ney'in yönetimindeki
Fransız ordusunun kalan kısmı, Krasnoe'de ezildi.
Savaş alanında ölü bırakılanlar arasında genç Poncelet
de vardı. üzerindeki istihkam subayı elbisesi onun
hayatını kurtardı. Daha nefes aldığını anlayan bir
keşif kolu onu sorguya çekmek üzere genel kurmaya
götürdü. Savaş esiri olan genç subay, paçavralara
bürünerek ve biraz da siyah ekmekle beslenerek,
donmuş ovalarda beş ay yürütüldü ve yürüdü. Civayı
bile donduran soğuklarda sefer arkadaşları sefalet,
açlık ve soğuktan, kitleler halinde öldüler. Fakat,
onun kuvvetli vücudu kendisini kurtardı. 1813 yılı
martında, Volga Nehri üzerindeki Saratov kentinin
hapishanesine girdi. Başlangıçta çok yorgun ve bitkindi.
Savaş alanı, yaralanma, ölümle burun buruna gelme,
uzun yürütülme ve hapishane. Nisan ayına doğru biraz
kendine geldi. Daha önce Fransa'da aldığı matematik
kültürünü bir kere daha kafasından geçirdi,
canlandırdı ve bir kalemle bir not defteri elde etti.
Başka hiç bir şeyi yoktu. Kendini ve acılarını dindirmek
için bu sürgün hayatındaki günlerini matematiğe
vermekle geçirdi. Matematik onun acılarını biraz
olsun unutturuyordu. Kalemler ve not defterleri bitti.
Yenileri bulundu. Poncelet'in sürgünlük ve hapishane
hayatı, ünlü projektif geometriyi kurdu.
Kitapsız ve oldukça kötü koşullarda olmasına karşın,
tüm öğrendiklerini yazdı. Amacı, Fransa'ya yeniden
dönebilirse, arkadaşlarını girecekleri sınava hazırlayacaktı.
İşe bu yönde başladı. Duvara, ocaktan çıkardığı kömür
parçalarıyla yazılanı yazdığı söylenir. Karışık ve
derinliğine olan matematikler hariç, Fransa' da öğrendiği
bilgilerin tümü kafasındaydı. Aynı şeyler fizik ve
mekanik içinde doğruydu.
1814 yılının eylül ayında Fransa'ya dönen
Poncelet, eski ve yeni yazılar olmak üzere, tam
yedi not defteri ile gelmişti. Bu notları 1813
ile 1814 yıllarında Saratov hapishanesinde
yazılmıştı. 1822 yılında yayınlanan eserinin
ilk basımı, hayatının savunmasını içeriyordu.
Kısaca, Krasnoe savaş alanında ölü sanılan, bu
genç mühendis subay, geometriye yepyeni silahlar
eklemiş bulunuyordu.
1815 ile 1825 yılları arasında yine önemli askeri
görevler aldı. Bu nedenle, geometri ile ilgilenecek
çok az zaman bulabiliyordu. Bu görevlerden başka,
Metz'te bir pratik mekanik okulu kurulması,
Polytechnique'teki matematik öğretiminin düzeltilmesi,
istihkamlara ait raporlar, komitedeki çalışmaları,
Londra ve Paris'teki sergilerin başkanlıkları gibi
görevler zamanını alıyordu. Akademi onu, 1831 yılında
Laplace'ın yerine seçmişti. Poncelet, bu şerefli görevi,
bazı siyasi nedenlerden dolayı ancak üç yıl
kadar sonra kabul etmiştir.
Poncelet'in hayatının olgunluk devresinin yarısı,
sürekli eser vermekle geçmiştir. Diğer yarısı da
kısa ve dar görüşlü politikacı ve askerlerin verdiği
görevlerle geçmiştir. O, işten kaçmazdı. Fakat,
Napolyon'un ordularının kemiklerine işlemiş olan
yanlış bir görev duygusu onu bu felaketlere sürüklüyordu.
Tüm bunlara karşın, sinirlerini bozmamış ve kuvvetli
vücudu onu zafere ulaştırmıştır. Yetmiş dokuz yaşına
kadar da yaratıcı dehası sarsılmamıştır. Eğer Napolyon'un
ordularının bitmek tükenmek bilmeyen istekleri olmasaydı,
Poncelet daha çok eser verirdi. Bu değerli dahiyi
kullanacakları yer bulamadıkları zaman, Fransa'daki
pamuk, ipek ve keten ipliği fabrikalarına denetlemeye
gönderiyorlardı. Kısaca, onu rahat bırakmıyorlar, her işi
ona gördürüyorlar ve onunla yürütüyorlardı. Bunun yanı
sıra, Poncelet'in teoremleri de yürüyordu. Kesenlerin
harmonik ve harmoniksiz olanları yine Poncelet'e aittir.
23 Aralık 1867 günü öldüğünde arkasından gelecek olan
geometricilere büyük bir geometriyi
miras olarak bırakmıştır.
|
|
|
|