|
çoğu kaynaklarda; cebir denildiğinde, Eski Roma çağı Yunan matematikçisi Diofantos'un (225-400) adından
bahsedilir. Diofantos'un Aritmetika adlı bir eseri mevcut olup, bu eserde sistematik
olmamak üzere, münferit bazı cebir konuları ile birlikte, ikinci derece
denklemlerin çözümü görülmektedir. Ancak, Diofantos devri Yunan
matematiği, bazı harf ve semboller ile ifade edilmekte olduğundan, Diofatos'un Jukarda adını belirttiğimiz eseri, Harezmi'deki cebir işaretleri ve
sistemlerinin oynadığı rolden mahrum olması bakımından gerçek
anlamda düzenli ve disiplinli bir cebir kitabı olmaktan uzaktır. Kaldı ki; Harezmi'nin
Cebri ve'l Mukabele adlı eserinde görülen çözüm
yolları, tamamen geometrik düşüncelerle temellendirilmiş olup, bu tür
sistematik çözümü de, cebire ilk ithal edenin, Harezmi olduğu son yüzyıl içinde yapılan araştırmalarla ortaya
konulmuştur.
Diofantos'ta görülen ikinci derece
denklemlerin çözüm metotları, Mezopotamyalılarınkine benzemektedir.
Aydın Sayılı adı geçen eserinde : "Mezopotamyalılarda görülen denklem çözme geleneklerinin,
Diofantos'ta devam ettiği görülmektedir. Demek ki Diofantos'taki şekliyle Yunan cebri Mezopotamya
cebirirıin hemen hemen, doğrudan doğruya bir devamını, Abdülhamit ibn-i vasi
Türk (? - 847) ile Harezmi cebri ise tadil edilmiş bir şekildeki devamını teşkil
etmektedir." Gene adı geçen eserde: Öklid'in Elementler adlı
kitabında görülen: (a+b)2 + (a-b)2 = 2
(a2+b2) veya 2(a2+b2)
- (a+b)2 = (a-b)2 şeklindeki özdeşliğin, cebirsel ifadelerin basitleştirilmesi ve çözümlerin kolay tiplere irca edilmesi için, Mezopotamya
matematikçileri tarafından kullanılmış olduğu belirtilir.
|
|
|
|