SEVR ANTLAŞMASI (10 ağustos 1920) - METİN
AÇIKLAMA:
Sevr Andlaşması metni "Sevr - Devlet-i Aliye ile Sulh
Muahedesi - 10 Ağustos 1920" başlığı altında ilk defa Konya'da Öğüt
Matbaası'nda 1336 - 1920 de basılmıştır.
(Türkiye Büyük Millet Meclisi Kütüphanesi; Es. No. 1339-153 ;
Remi S. M. 130).
Daha sonra eski başbakanlardan terör kurbanı rahmetli Prof.. Dr. Nihat Erim
tarafından hazırlanan nüsha basılmıştır.
Ancak, bu vesika tasdik edilip Takvim-i
Vekayi veya Düstur'da yayınlanmadığı için, eldeki Türkçe
basılı metin asıl olan Fransızca metinle karşılaştırılmıştır.
Büyük Millet Meclisi kitaplığındaki nüsha "Traite de Paix
entre les Puissances Alliees et Associees et la Turquie
signe le 10 août 1920 â Sevres (Texte Français, Anşjlais
et İtalien)" başlığını taşımakta ve Esas No, 1932-1308,
Remiz: S. M. 543'de kavıtlı bulunmaktadır.
Antlaşma'da enteresan olan husus; 1. Bâb'taki 25 maddenin
TÜRKİYE ve SULH ile değil; C EMİYET-İ AKVAM, yani ilk BİRLEŞMİŞ
MİLLETLER TEŞKİLÂTI'nın kuruluşu ile ilgili olmasıdır.
"Ne alâkası var?" diye sormadan edemedik! "kel alâka", 5. Fasıl, 369. Madde'den itibâren
anlaşılmakta!.. Emperyalist zalim hıristiyan Batılılar önce Cemiyet-i Akvam'ı kurduruyor, sonra da anlaşmazlıkları sözümona bu
milletlerarası kuruluşa çözdürüyor!.. Nitekim biz Musul'u üyesi bile olmadığımız Cemiyet-i Akvam kararı
ile kaybettik. Cemiyet-i Aakvam kuralları 413. Madde'ye kadar sürüyor!
Sevr Antlaşması Yunanistan dışında hiç bir ülke tarafından tasdik edilmemiş, bu açıdan kadük olmuştur.
Sultan Vahdeddin de antlaşmayı imzalamamıştır. O açıdan "Sevr'i yırttık, Lozan'a yarattık" gibi ifadeler,
palavradan ibarettir, ve Sevr'i baştan kabullenmek demektir. Ancak Sevr metni Paris'te Londra'da ve
nihayet Lozan'daki görüşmelerde temel teşkil etmiş, emperyalist Batılılar hükümleri biraz yumuşatarak
kabul ettirmeye çalışmaktan asla vazgeçmemişlerdir. Lozan Antlaşmasının bazı maddeleri de Sevr'den aynen
alınmıştır. (Misal Lozan 38'den 44. Madde'ye kadar olan olan kısım Sevr'in 140. Maddesi'dir.)Bu
bakımdan Sevr Antlaşması ibretle okunması gereken bir metindir.
Bir taraftan işbu muahedede
başlıca düvel-i müttefika olarak zikredilen Britanya
imperatorluğu, Fransa ve italya ve Japonya ve işbu başlıca
devletlerle birlikte düvel-i müttefikayı teşkil eden
Ermenistan, Belçika, Yunanistan, Hicaz, Lehistan, Portekiz,
Romanya, Sırp-Hırvat-Sloven ve Çekoslovakya :
Diğer taraftan Türkiye;
Bir sulh muahedenamesi akdedebilmek üzere hükûmet-i
seniyenin talebine binaen, bastıca düvel-i müttefika
tarafından 30 teşrinievvel 1918 tarihinde Türkiye'ye bir
mütareke bahsedildiğine düvel-i müttefika içlerinden
bazılarının Türkiye'ye karşı doğrudan doğruya veya
dolayısiyle sürüklendikleri ve menşe-i sabık
Avusturya-Macaristan hükûmet-i imperatoriye ve kıraliyesinin
28 temmuz 1914 tarihinde Sırbistan'a vukubulan ilân-ı harbi
ile Türkiye tarafından 29 teşrinievvel 1914 tarihinde
düvel-i müttefikaya karşı açılan ve Türkiye'nin müttefiki
Almanya tarafından idare olunan muhasamatı teşkil eden
harbin muhkem ve müstahkem bir sulhe münkalip olmasını arzu
ettiklerine binaen bu hususta düvel-i müteakide kendi
murahhasları olmak üzere :
Haşmetlû Büyük Britanya ve İrlanda müttehit KıraLlığı ve
mave-ra-yı ebharda Britanya arazisi kIralı ve Hindistan
imparatoru :
Ve Kanada Dominyonu için:
Ve Avusturalya için:
Ve Yeni Zelanda Dominyonu için:
Ve Müttehit Afrika-yı Cenubi için:
Ve Hindistan için:
Fransa Reisicumhuru:
Haşmetlû İtalya Kıralı:
Haşmetlû Japonya İmparatoru:
Ermenistan Reisicumhuru:
Haşmetlû Belçika kıralı: M. Jules van den Heuvel,
fevkalâde temsilci ve murahhas elçi, Devlet Bakanı.
M. Rolin Jaequemyns, Devlet Hususî Hukuku Enstitüsü
üyesi, Belçika Delegasyonu Umumî Kâtibi.
Haşmetlû Yunan Kiralı:
Haşmetlû Hicaz Kıralı:
Lehistan Reisicumhuru:
Portekiz Reisicumhuru :
Haşmetlû Romanya Kıralı:
Haşmetlû Sırp-Hırvat-Sloven Kıralı:
Çekoslovak Reisicumhuru:
Türkiye:
Tayin etmişlerdir.
Murahhasin-i müşarünileyhim usulüne muvafık olan
ruhsatnamelerini teati ettikten sonra ahkâm-ı âtiyeyi
kararlaştırmışlardır.
İşbu muahedenin mevki-i icraya vaz'ı tarihinden itibaren
hal-i harp hitam bulacaktır.
Bu andan itibaren işbu muahedede münderiç kuyut tahtında
düvel-i müttefika ile Türkiye arasında münasebat-ı resmiye
başlıyacaktır.
Cemiyet-i Akvam Ahidnamesi
Düvel-i müteakide, beynelmilel iştirak-i mesainin
inkişafı ve milletlere sulh ve meniyetin temini için harbe
tevessül etmemek üzere bazı taahhüdatın kabulü adil ve
namus üzerine müesses münasebat-ı beynelmilelin alenen
icrası badema hükûmatça bilfiil rehber-i hareket ittihaz
olunacak kavaid-i hukuk-ı düvelin tamamile meriyeti, akvam-ı
müteazzıvenin münasebat-ı müte-kabilelerinde adlin hükümranı
ve muahedattan münbeis kâffe-i tahhüdatın harfiyen meriyeti
muktazi olduğuna binaen Cemiyet-i Akvamı tesis eden işbu
ahidnameyi kabul eylemişlerdir.
Madde 1 — Cemiyetin âza-yı asliyesi, işbu ahidnameye
vazı-ül imza olanlardan muahedeye merbut cevtelde esamisi
muharrer olanlar ile kezalik melfufta esamisi mezkûr olup
da ahidnamenin mevki-i meriyete vaz'ından itibaren iki mah
zarfında kitabete tevdi ve cemiyetin diğer azasına tebliğ
edilecek olan bir beyanname ile hiç bir kayd-ı ihtirazı
tahtında olmayarak işbu ahidnameye iştiraki kabul eden
hükümetlerdir. Kendini serbestçe idare eden ve melfuf
cetvelde zikir edilmeyen her hangi bir devlet, dominyon
yahut müstemleke, heyetin sülüsanı tarafından Cemiyete
kabulüne karar verildiği takdirde taahhüdat-ı
beynelmileliyeye samimî bir surette riayat edeceğine dair
teminat-ı hakikiye vermek ve kuva-yı harbiye, bahriye ve
havaiyesi hakkında cemiyetin nizamatını kabul eylemek
şartile Cemiyete dahil olabilir. Cemiyetin her bir âzası iki
sene evvel malûmat vererek Cemiyetten çekilebilir. Ancak
hin-i müfarekatında işbu ahidnamenin tahmileylediği
taahhüdat da dahil olmak üzere bilcümle taahhüdat-ı
beynelmileliyeyi ifa eylemiş olmak şarttır.
Madde 2 — Cemiyet, maiyetinde daimî bir Daire-i Kitabet
bulunan bir heyet ve bir Meclis vasıtasile işbu ahidnamede
tayin edildiği veçhile icra-yı vazife eder.
Madde 3 — Heyet, âza-yı Cemiyetin mümessillerinden
müteşekkildir. Evkat-ı muayyenede ahvalin icabettirdiği
diğer her zaman Cemiyetin merkezinde yahut tayin olunabilecek
diğer bir mahalde içtima eder. Heyet Cemiyet-i Akvam'm
saha-i faaliyetine dahil olan veyahut sulh-ı âleme tesir
eden kâffe-i me-sail hakkında ita-yı hükme salâhiyettardır.
Cemiyet-i Akvam'ın her âzası heyette üçten fazla mümessil
bulunduramaz. Ve ancak bir reye maliktir.
Madde 4 — Meclis, başlıca düvel-i müttefika ve müşarikenin
ve Cemiyetin diğer dört azasının mümessillerinden
mürekkeptir. Cemiyetin işbu dört âzası heyet tarafmdan
serbestçe ve her istediği zamanlarda tayin olunur. Meclis
tarafından ilk tayin vaki oluncaya kadar Belçika, Brezilya,
ispanya ve Yunanistan murahhasları meclis âzasından
bulunurlar. Ekseriyet-i heyetin tasvibile Meclis Cemiyetin
diğer azasını tayin edebilecek ve bu âza Mecliste suret-i
daimede hazır bulunacaktır. Meclis yine ekseriyet-i heyetin
tasvibile Mecliste temsil edilmek için Heyet tarafından
intihap olunacak Cemiyet azasının adedini tezyit edebilir.
Meclis, icabettikçe ve laekal senede bir defa Cemiyetin
merkezinde veya irade olunacak sair bir mahalde içtima eder.
Meclis, Cemiyetin saha-i faaliyetine dahil olan ve sulh-ı
âleme icra-yı tesir eden kâffe-i mesail hakkında ita-yı
hükme salâhiyettardır. Mecliste temsil edilmeyen âza-yı
Cemiyetten herhangisi hassatan kendisini alâkadar eden bir
mesele Meclise arzo-lunduğu zaman Meclise bir mümessil
izamına davet olunur. Mecliste temsil edilen Cemiyetin her
bir azasının bir reyi ve bir mümessili bulunur.
Madde 5 — îşbu ahidname veyahut işbu muahedename ahkâmına
sarahaten muhalif ahkâm bulunmadığı takdirde Heyetin veya
Meclisin kararları içtimada temsil edilen Cemiyet azasının
ittifak-ı ârâsı ile ittihaz olunur. Nokta-ı hususiye hakkında
icra-yı tahkikata memur komisyonların tayini hususu da dahil
olduğu halde Heyet veya Meclisin içtimalarında mevzuu-bahis
olan usule ait mesail Heyet veya Meclis tarafından hal ve
faslolunur ve içtimada hazır bulunan Cemiyet azasının
ekseriyeti tarafından karara rabtolunur. Gerek Heyetin ve
gerek Meclisin birinci içtimai Amerika Hükûmat-ı Müttefikası
Reisinin daveti üzrine vaki olacaktır.
Madde 6 — Daimî Kitabet Dairesi cemiyetin merkezinde bulunur.
Bu Kitabet Dairesi, bir Kâtib-i Umumî ve lüzumu kadar
kâtipler ve heyet-i müstahdiminden mürekkeptir. îlk Kâtib-i
Umumî muahedeye merbut varakada gösterilmiştir. Bunu
istihlâf edecek Kâtib-i Umumî, heyetin ekseriyetinin tasvibi
ile Meclis tarafından tayin olunacaktır. Daire-i Kitabet
ketebesile heyet-i müstahdimin Meclisin tasvibi ile Kâtib-i
Umumî tarafından tayin olunur. Cemiyetin Kâtib-i Umumisi
aynı zamanda Heyetin ve Meclisin de Kâtibi Umumisidir.
Heyet-i tahririyenin masarifi Umumî Posta ittihadı
Beynelmilel Kalemi için muayyen nisbet dahilinde âza-yi
Cemiyet tarafından tesviye olunur.
Madde 7 — Cemiyetin merkezi Cenevre'de tesis olunmuştur.
Meclis her zaman merkezini diğer herhangi mahalde tesis için
bir karar verebilir. Kitabet dairesi de dahil olduğu halde
Cemiyetin bilcümle vazaifine veyahut hidematına erkek ve
kadın alesseviye kabul olunur. Cemiyet azasının mümessilleri
ve memurları ifa-yı vazife halinde diplomasi imtiyazat ve
muafiyattan müstefit olurlar. Cemiyet tarafından ve Cemiyete
ait hidemat ve içtimaattan dolayı işgal olunan mebani ve
arazi tecavüzden masundur.
Madde 8 — Teslihat-ı milelin asayiş-i millî ve bir
hareket-i müşterekenin icap ettireceği taahhüdat-ı düveliye
icrası ile kabili telif olacak bir hadd-i asgariye tenzili
sulh ve müsalemetin muhafazası için muktazi olduğu Cemiyet
âzası tarafından tasdik edilir.
Meclis her devletin mevki-i
coğrafisini ve ahval-i hususiyesini nazarı itibare alarak
hükûmat-i muhtelife tarafından tetkik ve ittihaz-ı karar
olunmak üzere bu tenzile ait plânları ihzar eyler. Mezkûr
plânların yeniden tetkiki ve indelhace lâekal on senede bir
defa tekrar tetkiki icap eder.
Plânların hükûmat-ı muhtelife tarafından kabulünden sonra
bu suretle haddi tayin edilen teslihat mikdarı Meclisin
rizası olmaksızın tecavüz edilmeyecektir. Cemiyetin âzası
mühimmat ve levazım-ı harbiyenin hususî surette imalinin
itirazat-ı vahimeye bâis olduğunu nazar-ı dikkate alarak bu
husustaki netayic-i müessifeden tevekkiye hadim tedabire
tevessül vazifesini, emniyetleri için muktazi mühimmat ve
levazımatı imal edemeyen âza-yı Cemiyetin ihtiyacatı nazar-ı
itibare alınmak şartile Meclise tevdi ederler. Cemiyetin
âzası teslihatlarının mikyasına, berrî ve bahrî ve havaî
programlarına ve harpte istimale salih sanayilerinin
mikdarına müteallik kâffe-i malûmatı begayet samimî ve tam
bir surette teati etmeği taahhüt ederler.
Madde 9 — 1 ve 8 inci maddelerin ahkâmının icrası ve
suret-i umumiyede askerî ve bahrî ve havaî mesail hakkında
mütalâasını Meclise beyan etmek üzere daimî bir komisyon
teşkil olunacaktır.
Madde 10 — Cemiyetin âzası bilumum âza-yı Cemiyetin
Cemiyete tamamiyet-i mülkiyelerile hal-i hazırdaki
istiklâl-i siyasilerine riayet ve bunları her türlü
tecavüzat-ı hariciyeye karşı muhafaza eylemeği taahhüt
ederler. Bir tecavüz vukuu veya tecavüz tehdidi veyahut
tehlikesi mevcut olduğu takdirde Meclis işbu taahhüdün
icrasını temin vasaitine tevessül eder.
Madde 11 — Cemiyet âzasından birine gerek doğrudan
doğruya taalûk etsin gerek etmesin her bir harp veya
tehlike-i harp bütün Cemiyeti alâkadar edeceği ve Cemiyetin
sulh-ı mileli suret-i müessirede muhafazaya hadim tedabiri
ittihaz eylemesi lâzım geleceği sarahaten beyan olunur. Bu
gibi ahvalde Kâtib-i Umumî cemiyet âzasından herhangi birinin
talebi üzerine Meclisi derhal içtimaa davet eder. Bundan
maada münasebat-ı düveliyeye icra-yı tesir etmek mahiyetini
haiz olan ve binnetice sulh ve müsalemeti veyahut bu sulh ve
müsalemetin mevkuf-ı aleyhi olup beynelakvam hüsn-i amizişi
ihlâl edecek olan kâffe-i vekayi hakkında Heyetin veyahut
Meclisin nazar-ı dikkatini bir suret-i dostanede celbetmeğe
Cemiyet âzasından her birinin hakkı olduğu dahi beyan olunur.
Madde 12 — Bütün âza-yı Cemiyet, aralarında inkita-ı
münasebatı tevlit edecek mahiyette bir ihtilâfın tahaddüsü
halinde ıhtilâf-ı mezkûru ya hakeme veyahut Meclisin
tetkikine tevdi etmeği müttefikan kararlaştırırlar. Kezalik
hiç bir veçhile hakemlerin kararının veyahut Meclisin
raporunun itasından itibaren üç ay mühletin inkizasından
evvel harbe müracaat eylememek hususunu dahi kararlaştırırlar.
Bu maddede mezkûr bilcümle ahvalde hakemlerin kararının
münasip bir müddet zarfında itası ve Meclis raporunun
ihtilâfın Meclise tevdi-i gününden itibaren altı mah zarfında
tanzimi iktiza eder.
Madde 13 — Âzâ-yı Cemiyet, beyinlerinde kendi itikatlarına
göre hakem marifetile kabil-i tesviye olan bir ihtilâf zuhur
eder ve bu ihtilâf, diplomasi tarikile mucib-i memnuniyet
bir surette hal ve tesviye edilemezse bu meselenin tamamile
hakeme havalesini kararlaştırırlar. Bir muahedenin hukuk-ı
düvelin her nokta-i nazarından tefsirine ve subutu takdirinde
bir taahhüd-ı düvelinin inkitaını mucip olacak her nevi
hâdisatın tahakkukuna veyahut böyle bir inkıtaın istilzam
eyleyeceği tamirin vüsat veya mahiyetine taallûk eden bu gibi
ihtilâfatın suret-i umumiyede hakem vasıtasile kabil-i hal
ihtilâfat meyanında bulunduğu beyan olunur. Davanın tevdi
olunduğu hakem mahkemesi tarafeynce tayin edilen veya
mukavelât-ı mütekaddimede musarrah bulunan bir mahkemedir.
Cemiyet âzâsı ita olunan hükümleri hüsn-i niyetle icra
eylemeği ve bu hükümlere tevfik-i hareket eden Cemiyet
âzâsından herhangi birine karşı harbe müracaat etmemeği
taahhüt ederler. Hükmün adem-i icrası halinde Meclis hükmün
temin-i icrasına sâlih tedabiri teklif eder.
Madde 14 — Meclis, beynelmilel daimî bir Mahkeme-i Adliye
lâyihasını ihzar ve âza-yı Cemiyete tevdie memurdur. Bu
mahkeme bir mahiyet-i beynelmileliyeye haiz olup tarafinin
kendisine tevdi edeceği kâffe-i ihtilâfatı rüyet edecektir.
Meclis veya Heyet tarafından kendisine havale olunacak her
nevi ihtilâfat ve nokat hakkında da istişarî mütalâatı beyan
eyleyecektir.
Madde 15 — Âzâ-yı Cemiyet arasında inkita-ı münasebatı
tevlit edecek bir ihtilâf tahaddüs eder ve işbu ihtilâf
13üncü maddede musarrah hake'me havale edilmezse ihtilâf-ı
mezkûrun Meclise tevdii âzâ-yı Cemiyetçe mukarrerdir. Bu
hususta âzâdan birinin bu ihtilâftan tahkikat ve tetkikat-ı
mükemmele icrası zımnında kâffe-i tedabire tevessül edecek
olan Kâtib-i Umumiyi haberdar etmesi kâfidir. Tarafin
müddet-i kalile-i mümküne zarfında davalarının bilcümle
vaka-yi müteferriası ve evrak-ı müsbitesini cami bir
fezlekeyi Kâtib-i Umumiye tevdi eylemelidirer. Meclis bu
fezlekenin hemen neşrini emir edebilir. Meclis ihtilâfın
hal ve tesviyesini temine sarf-ı mesai eder ve husul-i
muvaffakiyet halinde vekayi-i ve bunlara ait izahat-ı
muktaziyeyi ve suver-i tesviyeyi mübeyyin bir fezlekeyi
münasib gördüğü veçhile neşreder. İhtilâf hal edilemediği
takdirde ihtilâfın esbabını ve bu işte en münasib ve en
mukarin-i adalet gördüğü suret-i tesviyeyi bildirmek üzere
ister ittifak-ı ârâ veya ekseriyet-i ârâ ile kararlaştırdığı
raporu tanzim ve neşreder.
Mecliste bulunan Cemiyet âzasından her biri esbab-ı
ihtilâf ve mukarrerat-ı zatiyesini mübeyyin bir rapor
neşredebilir. Meclisin raporu, tarafin mümessillerinin reyi
hariç olduğu halde müttefikan kabul olunduğu takdirde
Cemiyet âzâsı mezkûr rapor ahkâmına tevfik-i hareket eden
taraf aleyhine harbe girişmemeği taahhüt ederler. Meclis
tarafin-i münaziünfihadan her birinin mümessillerinden maada
diğer umum âzâsına raporunu kabul ettiremediği takdirde
Cemiyet âzası hak ve adaletin muhafazası emrinde münasib
görecekleri veçhile hareket etmek hakkını muhafaza ederler.
Tarafinden biri ihtilâfın, hukuk-ı düvelin tamamile kendi
salâhiyetine terk ettiği bir meseleye taallûk ettiğini iddia
eder ve bu iddia Meclis tarafından kabul edilecek olursa
meclis bu keyfiyeti bir raporda bast ve temhit eylemekle
beraber bir gûna suret-i tesviyeyi tavsiye eylemez.
Meclis işbu maddede tasrih olunan ahvalin kâffesinde
ihtilâfı Heyete havale edebilir. Kezalik Heyet tarafînden
birinin istidası üzerine ihtilâfı tetkik edebilecektir.
îşbu istida ihtilâfın Meclise tevdi olunduğu günden itibaren
14 gün zarfında takdim olunmalıdır. Heyete tevdi olunan her
meselede Meclisin fiil-i hareket ve salâhiyetine taallûk
eden bu madde ile 12 inci maddenin ahkâmı Heyetin fiil ve
hareket ve salâhiyetin de tatbik olunur. Her meselede
tarafın mümessilleri hariç olmak üzere Mecliste bulunan
âzâ-yı cemiyet mümessillerinin tasvibi ve diğer âzâ-yı
cemiyetin ekseriyet-i ârâsı ile heyet tarafından tanzim
olunan rapor tarafın mümessillerinden gayri diğer âzâsının
itti-fak-ı ârâsı ile Meclis tarafından tanzim olunan raporun
hüküm ve kuvveti gibi bir hüküm ve kuvveti haizdir.
Madde 16 — Âzâ-yı Cemiyetten biri 12inci, 13üncü veyahut
15inci maddelerdeki taahhüdat hilâfına olarak muharebeye
müracaat ettiği takdirde Cemiyetin diğer bütün âzâsı aleyhine
bilfiil harp ika eylemiş addolunur. Bunlar derhal kendisile
bütün münasebat-ı ticariye ve maliyelerini kat ve kendi
tebealeriyle ahidnameyi nakzeden hükümet tebeası arasındaki
kâffe-i müna-sebatı men etmeği ve bu hükümet tebeası ile
Cemiyet-i Akvam'a dahil bulunan ve bulunmayan diğer
devletlerin her birinin beyninde bilcümle münasebat-ı maliye,
ticariye veyahut şahsiyeyi men etmeği taahhüt ederler.
Bu takdirde Meclis taahhüdat-ı Cemiyetin infazına tahsis
olunan kuva-yı müsellehaya cemiyet azasının hangi bahrî ve
havaî askerî kuvvetler ile iştirak edeceğini alâkadar olan
muhtelif hükümetlere tavsiye etmek vazifesile mükelleftir.
Bundan maada âzâ-yı Cemiyet işbu madde mucibince ittihaz
olunacak tedabir-i iktisadiye ve maliyenin tatbikatından
tahaddüs edecek zayiat ve mehaziri hadd-i asgariye tenzil
için yekdiğerine karşı müzaherat-ı mütekabilede bulunmağı
kararlaştırır. Âzâ-yı Cemiyet, ahidnameyi nakzeden devlet
tarafından kendilerinden biri aleyhine ittihaz olunan bir
tedbir-i mahsusa mukavemet için kezalik yekdiğerine
mütekabildi zahir olacaktır. Âzâ-yı Cemiyet taahhüdat-ı
Cemiyeti tenfiz için icra olunan bir hareketi müşterekeye
iştirak eyleyen âzâ-yı cemiyetten her hangi birine ait
kuvvetlerin kendi arazilerinden mürurlarını teshil etmek
üzere tedabir-i muktaziyeye tevessül ederler.
Ahidnameden münbais taahhüdatın nakzından dolayı mesul olan
her bir âza Cemiyetten ihraç olunabilir. îhraç keyfiyeti
Mecliste bulunan diğer bütün âza-yı Cemiyetin ârâsı ile
ittihaz olunur.
Madde 17 — Yalnız biri Cemiyete dahil bulunan veyahut her
ikisi de Cemiyetin âzâsından olmayan iki devlet arasında
ihtilâf tekevvün ettiği takdirde Cemiyete dahil olmayan
devlet veya devletler ihtilâfın tesviyesi için Meclis
tarafından tensib olunan şeraite tevfikan kendi âzâsına
tahmil olunan taahhüdata tabi olmağa davet olunurlar.
Dâvet-i vakıa kabul olunduğu halde 12 ilâ 16ıncı maddeler
ahkâmı Meclisçe lüzum görülecek tadilât ile tatbik olunur.
Davetname irsal olunur olunmaz Meclis esbab-ı ihtilâf
hakkında icra-yı tahkikata mübaderet eder ve hadise-i
mahsusada kendisince ahsen ve en müessir görünen tedbiri
ittihaz eyler. Davet edilen devlet ihtilâfın halli için
Cemiyet âzâsının taah-hüdatını kabulden istinkâf ederek
âzâ-yı Cemiyetten biri aleyhine harbe tevessül ederse
16ıncı madde ahkâmı kendi hakkında mabihüttatbik olunur.
Davet edilen tarafeyn ihtilâfın halli için Cemiyet azasının
taahhüdatını kabulden istinkâf eyledikleri surette Meclis
muhasamata mani olacak ve ihtilâfın hallini intaç edecek her
gûna teklifat-ı dermeyen her gûna tedabiri ittihaz ve
dermeyan edebilir.
Madde 18 — Cemiyet âzâsından biri tarafından atiyen
akdolunacak herhangi bir muahedename veya taahhüdame-i
düveli Kitabet dairesince derhal kayıt ve tescil ve sür'at-i
mümküne ile neşredilmelidir. Bu muahedename veya
taahhütname-i düveliden hiç biri kayıt ve tescil olununcaya
kadar vacibülicra olmayacaktır.
Madde 19 — Heyet, âzâ-yı Cemiyeti gayr-i kabil-i tatbik
bir hal kesbeden ve idameleri sulh ve müsalemet-i âlemi bir
muhataraya ilka edebilecek olan muahedenamelerle vaziyat-ı
düveli-yeyi arasıra yeniden tetkike davet edebilir.
Madde 20 — Âzâ-yı Cemiyet kendilerine münferiden taallûk
eden hususatta işbu ahidnamenin miyanelerinde mevcut olup
ahkâmile gayr-i kabil-i telif olan bilumum taahhüdat ve
itilâfatı fesh ve ilga ettiğini tasdik eder. Ve üzeride
taahhüdat ve iltilâfat-ı mümasile akdetmemeği resmen taahhüt
eylerler. Azadan biri Cemiyette duhulundan mukaddem ahidname
ahkâmile gayr-i kabil-i telif bir takım taahhüdat deruhde
etmiş ise işbu taahhüdatından kurtulmak için derhal
tedabir-i lâzıma ittihaz eylemek mecburiyetindedir.
Madde 21 — Hakem ahidnameleri ve Monroe kaidesi gibi bir
memlekete mahsus itilâfat misillû sulh ve müsalemetin
muhafazasını kâfil bulunan taahhüdat-ı düveliye işbu
ahidname ahkâmından hiç birile gayr-i kabil-i telif
addedilmeyecektir.
Madde 22 — Usul ve kavaid-i atiye mukaddema kendilerini
idare etmiş olan hükûmatın kalemrev-i hükümdarisinden harbi
müteakip huruç etmiş olan ve medeniyet-i haziranın bilhassa
müşkül bulunan şeraiti dahilinde kendilerini idareye henüz
muktedir olamayan milel ve akvamın sakin oldukları
müstemlikât ve arazi hakkında tatbik olunur. Bu milel ve
akvamın saadet-i hal ve inkişaf ve terakkisi medeniyet için
bir vazife-i mukaddese olduğundan bu vazifenin ifası için
ahidname-i hazıraya bazı teminat derç ve ithali münasiptir.
Bu usul ve kaidenin hayyiz-i fiile isali için ahsen-i tedbir
milel ve akvam-ı mezkûrenin vasayetini menabi-i servet ve
tercarüb yahut vaziyet-i coğrafiyeleri itibarile işbu
mesuliyeti deruhdeye en muktedir olan ve bunu kabul
hususunda izhar-ı muvafakat eylemiş olan milel-i
müterekkiyeye tevdi edilmekten ibarrettir. Milel-i
müterekkiye işbu vasayeti mandater sıfatile ve cemiyet
namına ifa edeceklerdir.
Mahiyet-i vesayet milletin derece-i terakkisi ve
arazisinin mevki-i coğrafisi ile şerait-i iktisadiyesine ve
buna müşabih sair bilcümle ahvale göre tahallüf etmelidir.
Mukaddema Devlet-i Aliye'ye tabi bulunmuş olan bazı cemaat
bir derece-i terakkiye mazhar olmuşlardır ki milel-i
müstakbele halinde mevcudiyetleri muvakkaten tasdik
olunabilir. Şu şartla ki bir mandaterin nasayih ve muaveneti
kendilerini başlıbaşma harekete muktedir olacakları zamana
kadar bunları idareye rehber olsun. Mandater intihabı
hususunda cemaatların evvelce arzuları nazarı itibare
alınmalıdır. Milel-i saire bulundukları derece-i terakki ile
bilhassa vasatı Afrika akvamının derece-i terakkileri esir,
esliha ve küul ticareti gibi sui istimalâtın men'i suretile
intizam-ı umuminin ve hüsn-i ahlâkın muhafazasını kâfil
olabilecek tahdidattan maada sair bir gûna tahdidat icra
edilmeksizin serbesti-i vicdan ve mezhebin ve umur-ı
inzibatiye yahut müdafaa-i arazi müstesna olduğu halde kılâğ
ve istihkâmat veya üssülhareke-i askeriye ve bahriye
tesisinin ve yerlilere askerlik taliminin men'ini mutazanımın
ve Cemiyetin kezâlik âzâ-yı sairesine mübadelât ve ticaret
için şerait-i mütesaviye temin eyleyecek olan şerait
tahtında mandaterin orada arazinin idaresini deruhte
eylemesini müstelzimdir. Elhasıl Afrika'nın cenub-i garbisi
ve cenub-î Okyanosya'da kâin bazı Cezayir gibi yerler vardır
ki ahalisinin seyrekliği, mesaha-i sathiyesinin mahdudiyeti,
merakiz-i medeniyetten bu'du mandaterin arazisine mülasık
olması veyahut ahvali saire dolayısile bâlâda beyan olunduğu
veçhile yerli ahalinin nef'ine bir takım teminat itası
kayd-ı ihtirazisi tahtında olarak mandaterin ecza-yı
mütemmime-i arazisinden bulunuyormuş gibi ancak mandaterin
kavanini mucibince idare olunabilir. Her halde mandaterin
idaresini deruhde etmiş olduğu arazi hakkında Meclise her
sene bir rapor ita etmesi lâzımgelir. Mandaterin derece-i
hükm ve nüfuzu ile tarafından icra edilecek murakaba veya
idare hakkında âzâ-yı Cemiyet arasında evvelce bir
mukavelename mevcut değilse Meclis tarafından bu nokta
hakkında bilhassa ita-yı hüküm ve karar edilecektir.
Mandaterin her sene vereceği raporları ahız ve tetkik
eylemek ve vasayetlerin ifasına mütedair bilcümle mesail
hakkında Meclise rey beyan etmek vazifesile mükellef daimî
bir komisyon teşkil olunacaktır.
Madde 23 — Kayd-ı ihtirazı tahtında ve elhaletühazihi
mevcut olan veyahut bilâhara akdedilecek olan mukavelât-ı
düveliye ahkâmına tevfikan Cemiyetin âzâsı :
a) Kendi arazileri ile münasebatı ticariye ve
sınaiyelerinin şamil olduğu bilcümle memâlikte erkek, kadın
ve çocuklar için hakkaniyet ve insaniyetperverane şerait-i
say ve amelin temin ve muhafazasına ve bu maksadla iktiza
eden beynelmilel teşkilâtın icra ve idamesine sarf-ı mesai
edeceklerdir.
b) Kendi idarelerine mevdu arazisi dahilindeki yerli
ahali hakkında âdilâne bir surette muamele icrasının
teminini deruhde ederler.
c) Nisvan ve etfal ile afyon ve sair ecza-yı tıbbiye-i
muzırra ticaretine müteallik itilâfatın murakabesine
Cemiyeti memur ederler.
d) Esliha ve mühimmat ticareti murakabesinin menafi-i
umumiye için muktazi bulunduğu memalik ile olacak bu
ticareti murakabe-i umumiye tahtında bulundurmağa Cemiyeti
memur ederler.
e) Münakalât ve transitin muhafaza-i serbestisini ve
bilumum âzâ-yı Cemiyete ait ticaret hakkında muhikkane bir
muamele icrasını temin için tedabir-i lâzımeyi ittihaz
eyleyeceklerdir. Şu kadar ki 1914 senesinden 1918 senesine
kadar esna-yı harbda tahrip edilen memalikin havayic-i
mahsusası nazar-ı itibare alınmalıdır.
f) Emrazın önünü almak ve emraza karşı mücadelede
bulunmak üzere bir mahiyet-i beynelmileliyeyi haiz bir
takım tedavir ittihazına sarf-ı mesai edeceklerdir.
Madde 24 — Müşterek muahedenamelerle mukaddema tesis
edilen bilumum beynelmilel kalemler, tarafinin inzimam-ı
muvafakati kayd-ı ihtirazisi tahtında Cemiyetin daire-i
salâhiyeti altına vazolunacaktır. Menafi-i düveliyeye ait
umur ve mesalihin tesviyesi için buhara tesis olunacak olan
diğer bilcümle aklam ve heyet Cemiyetin taht-ı idaresine
vazedilecektir. Mukavelat-ı umumiye ile bir suret-i
tesviyeye rabtedilen ve fakat beynelmilel komisvon veya
kalemlerin murakabesine tevdi edilmeyen menafi-i
beynelmileliyeye müteallik bilumum mesail Cemiyetin Kitabet
Dairesi âkidlerce talep vukubulduğu ve Meclisçe de buna
muvafakat edildiği takdirde bilcümle malûmat-ı müfideyi cem
ve tevzi eyleyecek ve her gûna muzaheret-i muk-taziye veya
matlubeyi ifa edecektir.
Meclis, Kitabet Dairesinin masarifi meyanına Cemiyetin
zir-i idaresine vazedilen herhangi kalemin veya komisyonun
masarifini ithale karar verebilir.
Madde 25 — Aza-yı Cemiyet sıhhat-ı umumiyenin ıslahı,
emraza karşı tedabir-i mania ittihazı ve dünyada âlâm ve
iztirabatın tahfifi hususlarını istihdaf eden ve usul ve
nizamı dairesinde haiz-i salâhiyet bulunan Salib-i Ahmer
gönüllü teşki-lât-ı milliyesinin tesis ve teşrik-i mesaisini
teşvik ve sahabet eylemeği taahhüt eylerler.
Madde 26 — îşbu ahidnamece icra edilecek tadilât,
mümessilleri Meclisi teşkil eden âza-yı Cemiyet ile
mümessilleri Heyet-i Umumiyeyi teşkil eden azanın ekseriyeti
tarafından tasdik edilir edilmez meriyülicra olacaktır.
Cemiyetin her âzası ahidnamece yapılacak tadilâtı kabul
etmemekte serbest olup bu takdirde Cemiyetin âzâlığından
çıkmış olur.
Melfuf 1 — Cemiyet-i Akvamın âzâ-yı asliyesi:
Cemahir-i Müttehide-i Amerika Hayti,
Küba, Romanya, Ekvator, Sırp-Hırvat-Sloven hükümeti,
Fransa,
Ahidnameye iştirake davet edilen hükümetler :
Arjantin, îran, Şili, Salvador, Kolombiya, İsveç,
Felemenk, Paraguey
2 — Cemiyet-i Akvamın ilk Kâtib-i Umumîsi Sir Ceymis
Erik Drumond. K. S. M. G., C.B.
Birinci kısmın (Cemiyet-i Akvam
Ahidnamesi) dördüncü maddesinde beyan olunan başlıca
düvel-i müttefika ve müşareke Almanya ile akdolunan
28 haziran 1919 tarihli muahedenameden münfahim olan
başlıca düvel-i müttefika ve müşarekedir.
Türkiye'nin Hudutları
Madde 27— Evvelâ Avrupa'da Türkiye hudutları berveçh-i
âti tayin edilecektir (Bir numaralı melfuf haritaya
müracaat).
1 — Karadeniz: Boğaziçi methalinden itibaren âtide
musarrah noktaya kadar;
2 — Yunanistan ile: Podima'nın takriben 7 kilometre
şimal-i garbisinde kâin Büyükdere mansabında Karadeniz
sahilinde tayin olunacak bir noktadan itibaren cenub-i
garbiye doğru ve Istıranca dere havzası hudutlarının
münteha-yı şimal-i garbi noktasına kadar (Istranca'nın
takriben 8 kilometre şimal-i garbisinde vaki nokta):
3 — Marmara Denizi:
Bâlâda tayin olunan noktadan Boğaziçi methaline kadar
saniyen Asya'da Türkiye hudutları berveçh-i âti tayin
olunacaktır. (Melfuf iki numaralı haritaya müracaat):
1 — Garpta ve cenupta, Marmara denizi üzerinde Boğaziçi
methalinden itibaren şarki Bahr-i Sefitte İskenderun körfezi
civarında Karataşburnu kurbinde berveçh-i âti tayin olunan
bir noktaya kadar :
2 — Suriye ile :
3 — Elcezire ile :
Oradan garptan şarka doğru bir istikamet-i umumiyede
Musul vilâyetinin hudud-ı şarkîsi üzerinde intihap edilecek
bir noktaya kadar: Arazi üzerinde tayin edilecek bir hat;
4 — Şark ve şimal-i şarkî :
Balâda tayin ve tahdit olunan noktadan Karadeniz'e kadar
Türkiye ile Iran arasında hudud-ı hâzıra ve Türkiye ile Rusya
arasındaki eski hudut 89 uncu maddenin tayin ettiği kuyut
tahtında muhafaza olunacaktır.
5 — Bahr-i Siyah :
Madde 28 — işbu muahede ile tarif edilen hudutlar
muahedeye merbut 1.000.000 mukabili haritalarda çizilmiştir.
Metin ile harita arasında ihtilâf vukuunda metin muteber
olacaktır.
Madde 29 — Teşkilâtı işbu muahede ile tesbit edilen
veyahut muahedat-ı mütemmime ile tesbit edilecek olan
tahdid-i hudut komisyonları bu hudutları arazi üzerinde
işaret eyleyeceklerdir. Bu komisyonlar yalnız "arazi üzerinde
tayin edilecek hat" tabir olunan kısmın tayini değil, fakat
lüzum görürlerse taksimat-ı mülkiye hudutları ile
diğerlerinin tashihi hususunda dahi salâhiyet-i kâmileyi
haiz olacaklardır. Her iki halde de, muahede de beyan olunan
tarifatı taksimat-ı mülkiye hudutları ile menafi-i
iktisadiyeyi mümkün olduğu kadar nazar-ı dikkate almak
şartiyle tamamile tatbik ve takibe bezl-i mesai edeceklerdir.
Komisyonların mukarreratı ekseriyet-i ârâ ile ittihaz
olunacak ve alâkadaran için mecburiyülkabul olacaktır.
Tahdid-i hudut komisyonlarının masarifi bu bapta alâkadar
olan iki taraftan deruhde edilecektir.
Madde 30 — Bir su mecrası ile tarif edilen hudutlara
gelince işbu muahedenamenin tarifatında istimal olunan
"mecra" veya "kanal" tabirleri bir taraftan seyr-i sefaine
gayr-i salih nehirler için suyun veyahut bunun başlıca
kolunun mecrasının hat-tı vasatisini diğer taraftan da
seyr-i sefaine salih nehirler için ve seyre müsait olan
kanalın hatt- ı vasatisini ifade eder. Her halde hatt-ı
hududun, muhtemel olan tebeddülatına nazaran mecra yahut
kanalı mı takip edeceği ve yahut mecra veya kanalın
muahedenin mevki'i meriyete vaz'ı tarihindeki vaziyete
nazaran kat'î olan kısım mı tayin edileceğini tasrih etmek
bu muahede de nazarı dikkate alınan tahdid-i hudut
komisyonlarına ait olacaktır. İşbu muahedenamede münderiç
ahkâm ve şeraite muhalif olmadıkça bahrî hudutlar sahilden
itibaren üç milden daha aşağı mesafedeki adacıkları ihtiva
ederler.
Madde 31 — Alâkadar bulunan hükûmat-ı muhtelife
komisyonlara kendi işleri için lâzım olacak bilcümle vesaiki
ve alel-husus hal-i hazırdaki hudutların veya eski
hudutların tahdidi hakkında mevcut zabıtnamelerin suret-i
musaddakaları ile mevcut büyük mikyastaki tekmil haritaları,
taksim-i araziye müteallik malûmatı, icra edilmiş fakat
tab edilmemiş mesaha haritalarını, su mecrası olan
hudutların tebeddülatı hakkındaki malûmatı ita etmeği
taahhüt eder. Memurin-i Osmaniye yedinde bulunan haritalar
ile taksim-i araziye müteallik malûmat ve hatta tab ve
neşredilmemiş mesaha haritaları istanbul'da muahedenin
mevki-i meriyete vaz'ını takip edecek otuz gün zarfında,
başlıca düvel-i müttefikanın irae edeceği her hangi bir
alâkadar komisyon mümessiline verilecektir. Alâkadar hükümet
bundan başka komisyonlara memurin-i mahalliyece bilcümle
vesaikin, alelhusus plânlarla kadastro haritalarının ve
temellü-kât defterlerinin ita ve tebliğ ettirilmesini ve
vaki olacak talepleri üzerine emlâk ve cereyan-ı iktisadî
hakkındaki malûmat ile malûmat-ı saire-i lâzimanın itası
esbabını temin etmeği taahhüt ederler.
Madde 32 — Alâkadar olan hükûmat-i muhtelife tahdid-i
hudut komisyonlarına gerek doğrudan doğruya ve gerek
memurin-i mahalliye vasatatile, nakliyat, ikamet, say ve
amel, malzeme (kazık, sınır taşı) gibi vazifelerinin ifa ve
ikmaline hadim olan bilumum hususatta muavenet etmeği
taahhüt ederler. Be-tahsis hükûmet-i Osmaniye tahdid-i hudut
komisyonlarının ikmal-i vazife edebilmeleri için muktazi
olan başlıca düvel-i müttefikaca lüzum görülen heyet-i
fenniyeyi tedarik etmeği taahhüt eder.
Madde 33 — Alâkadar olan hükûmat-ı muhtelife komisyonlar
tarafından vazedilen şimdiki noktaları ile işaretlere kazık
ve hudut alâmetlerine riayet etmeği taahhüt ederler.
Madde 34 — Hudut işaret taşları biribirinden diğeri
görülecek bir mesafede vazedilecek ve üzerine numaralar
konacak ve numaraları tarif üzerinden işaret edilecektir.
Madde 35 — Tahdid-i hududa müteallik kat'î zabıtnameler
ile bunlara merbut harita ve vesaik üç nüsha olarak tanzim
kılınacak ve bunlardan iki nüshası hükûmat-ı mütecavireye
üçüncüsü dahi Fransa Hükûmet-i Cumhuriyesine tevdi olunacak
ve bu hükümetler işbu muahedenameye vaz'ı imza eden
devletlere bunların nüsha-i musaddakalarını teslim
eyleyeceklerdir.
Mevad-dı Siyasiye
Maamafih Hükûmet-i Osmaniye bu muahede ile muahedat ve
mukavelât-ı mütemmime ahkâmına —bilhassa ırkî ve dinî ve
lisanî ekaliyetlerin hukukuna sadıkane bir surette riayet
etmekte tecviz-i kusur ettiği takdirde düvel-i müttefika
anifüz-zikir taahhüdü tadil etmek hakkını sarahatan muhafaza
ederler ve Hükûmet-i Osmaniye de bu bapta ittihaz edilecek
olan kâffe-i mukarrerata şimdiden mümaşat etmeği taahhüt
eyler.
Madde 37 — Çanakkale, Marmara deniz ve boğazını ihtiva
eden boğazlarda seyr-i sefain atiyen gerek vakt-ı hazarda
ve gerek vakt-ı harpte her hangi sancağı hamil bulunursa
bulunsun bilcümle sefain-i ticariye ve harbiyeye ve askerî
ve ticarî tayyarelere küşade bulunacaktır. Cemiyet-i Akvam
Meclisi tarafından verilen kararın icrası müstesna olmak
üzere bu sular ablukaya tabi değildir. Oralarda hukuk-ı
harpten hiç biri icra edilemeyecek ve hiç bir hareket-i
hasmane ika olunamayacaktır.
Madde 38 — Hükûmet-i Osmaniye 37nci maddede musarrah
serbesti-i seyr-i sefaini temin için tedabir-i cedide
ittihazı lüzumunu tasdik eder ve binaenaleyh kendine taallûk
eden hususda Boğazlar Komisyonu unvanını alacak olan ve
zirde "komisyon" kelimelerile zikredilen bir komisyona
39uncu maddede tasrih edilen suların murakabesini havale
eyler.
Yunan Hükümeti kendine ait olan hususta aynı salâhiyeti
komisyona havale eder. Ve bu komisyona her hususta aynı
teşkilâtı irae etmeği taahhüt eyler. Murakabe mütekabilen
Osmanlı ve Yunan Hükümetleri namına ve işbu fasılda taahhüt
edildiği veçhile icra olunacaktır.
Madde 39 — Komisyonun daire-i salâhiyet-i Bahr-i Sefit
cihetinden Çanakkale Boğazının methali Karadeniz cihetinden,
Karadeniz Boğazının methali arasındaki suları bu methallerin
her birinden üç mil açıklara kadar ihtiva eyler.
İşbu fasıl ahkâmının ifası icap ettikçe bu salâhiyet sahil
üzerinde dahi istimal edilebilecektir.
Madde 40 — Komisyon, Amerika Hükûmet-i Müttehidesi buna
iştirak etmek isterse ve iştirak ettiği günden itibaren,
hükûmet-i mezkûre tarafından ve İngiltere, Fransa, İtalya,
Japonya ve Cemiyet-i Akvam âzasından olur ise ve olduğu
günden itibaren Rusya, Yunanistan ve Romanya ve Cemiyet-i
Akvam âzasından olur ise ve olduğu günden itibaren
Bulgaristan taraflarından tayin edilecek delegelerden
mürekkep olacaktır, her devlet bir mümessil tayin edecektir,
Cemahir-i Müttehide-i Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya,
Japonya ve Rusya mümessillerinin her biri iki reye
Yunanistan, Romanya ve Bulgaristan mümessillerinin her biri
de bir reye sahip olacaktır. Komiserlerden hiç biri kendisini
tayin eden hükümetten başkası tarafından memuriyetinden
azledilemez.
Madde 41 — Komiserler otuzdokuzuncu maddede tayin edilen
hudut dahilinde imtiyazat-ı diplomatikiyelerinden müstefit
olacaklardır.
Madde 42 — Komisyon işbu muahedenamenin kendisine
bahşettiği salâhiyeti hükûmet-i mahalliyeden tamamile
müstakil olarak istimal edecek ve kendine mahsus bir sancağı
ve bir bütçesi ve teşkilâtı olacaktır.
Madde 43 — Komisyon otuzdokuzuncu maddede tayin edilen
daire-i kazasının hududu dahilinde vazaif-i âtiyenin ifası
ile mükellef olacaktır.
a) Geçidlerin ve liman methallerinin İslahı için lüzum
görülecek kâffe-i ameliyatın icrası,
Madde 44 — Komisyon Boğazlardan serbesti-i mürura ika-ı
mevani edildiği itikadında bulunduğu takdirde 178 inci maddede
zikrolunan kuva-yı işgaliye-yi bulunduran düvel-i müttefikanın
Dersaâdet mümessillerine ihbar-ı keyfiyet edecektir. O
vakit bu mümessiller Boğazların muhafaza-i serbestisi için lüzum
görülecek tedabir hakkında kuva-yı mezkûrenin bahrî ve berrî
kumandanları ile itilâf hasıl edeceklerdir. Haricî bir hareket
boğazların serbesti-i mürurunu tehdit edecek olursa bu mümessiller
aynı suretle hareket edeceklerdir.
Madde 45 — Komisyon ihtiyaç hissedildikte emlâkin iştirası
ve ameliyat-ı daimenin icrası için lüzum göreceği istikrazları
akdetmek hakkını haiz olacaktır. Bu istikrazlara, mümkün olduğu
kadar 53 üncü maddede tasrih edildiği veçhile boğazlardan
geçecek olan sefainden istifa olunacak rüzum karşılık gösterilecektir.
Madde 46 — İstanbul Sıhiye Meclis-i Âlisi ve bu meclisin
taht-ı idaresinde bulunan Osmanlı Sıhhiye İdaresi tarafından
akdemce ifa olunan vazaifle Karadeniz Boğazındaki sefain-i tahlisiye
idare-i milliyesi tarafından ifa kılınan vazaif otuz dokuzuncu
maddede tayin edilen hudut dahilinde komisyonun taht-ı
murakabasında ve kendisi tarafından tayin edilecek tarzda ifa
olunacaktır.
Komisyon emrazın önünü almak ve emraza karşı mücadele
etmek üzere Cemiyet-i Akvam Meclisi tarafından kabul edilen
herhangi bir siyaset-i müşterekenin hayyiz-i fiile îsali emrinde
teşrik-i mesai eyleyecektir.
Madde 47 — Elyevm fenerlere, havuzlara, rıhtımlara ve
bunlara mümasil teşebbüsata müteallik imtiyazatı haiz bulunan
eşhası ve şirketlerin hukuku, komisyona bahşedilen murakabeye
ait salâhiyet-i umumiyesi mahfuz kalmak şartile muhafaza edilecektir.
Maamafih komisyon menafi-i umumiyece lüzumlu adettiği
takdirde» muahedenin 311 inci maddesinde dokuzuncu kısım
(ahkâm-ı iktisadiye) işbu tasrih edilen şeraite tevfikan mezkûr
hukuku iştira veya tadil eylemekte veyahut yeni bir imtiyaz
deruhte etmekte muhtardır.
Madde 48 — Komisyon işbu faslın kendisine tevdi ettiği
vazaifin ifasını teshil zımnında lüzum görülecek heyet-i zabıta-i
mahsusa teşkil etmek salâhiyetini haiz olcaktır. Bu heyet-i
zabıta Limni, İmroz, Semendirek, Bozcaada ve Midilli adaları
müstesna olmak üzere mümkün mertebe, 178 inci maddede beşinci
kısım (ahkâm-ı askeriye, bahriye ve havaiye) tasrih edilen
boğazlar ve adalar mıntakası ahali-i mahalliyesinden teşkil olunacak
ve komisyon tarafından tayin edilecek ecnebi polisi zabitanının
kumandası tahtına verilecektir.
Madde 49 — Marmara denizindeki adalar da dahil olduğu
halde boğazlar mıntakasımn Osmanlı kalan kısmından 136 ıncı
maddede zikredilen Osmanlı Adliye teşkilâtı hakkındaki ıslahatın
mevki-i meriyete vaz'ına intizaren kapitülâsyonlardan müstefit
olan devletler tebeasından komisyonun vaz'ettiği ahkâm ve nizamat
hilâfında hareket edenler düvel-i mezkûre konsoloshaneleri
mahakimine sevkolunacaklardır. Düvel-i müttefika kendi konsoloshaneleri
mahakimi ile memurinine bu bapta salâhiyet itası
emrinde itilâf hasıl eylemişlerdir. Ahkâm ve nizamat-ı mezkûre
hilâfında hareket eden tebea-i Osmaniye veyahut kapitülâsyonlardan
müstefit olmayan devletler tebeası salâhiyettar Osmanlı
devair-i adliyesine sevkedileceklerdir. Mıntaka-i mezkûrenin Yunan
hâkimiyetine vaz'olunan kısmında salifüzzikir nizamata muhalif
harekât mürtekipleri salâhiyettar Yunan devair-i adliyesine
sevkedileceklerdir.
Madde 50 — Komisyonun hudud-ı salâhiyeti dahilinde denizde
veya karada ika edilmiş cinayet, cünha veya kabahattan
naşi hudud-ı mezkûre dahilinde bulunan her hangi bir sefine-i
ticariyenin süvari ve taifeleri karada tevkif edilecek olurlarsa
komisyonun zabıtası marifetiyle salâhiyettar devair-i adliyeye
sevk olunacaklar ve maznununaleyh komisyon zabıtasından
gayri bir kimse tarafından tevkif edilmiş ise bilateahhür bu komisyon
zabıtasına teslim olunacaktır.
Madde 51 —• Komisyon deruhte ettiği vazaifi ifa için hidmetine
elzem addedeceği zabitan ve madun memurin tayin edecektir.
Madde 52 — Komisyon kendi kazası dahilinde seyr-i sefaine
müteallik bilcümle mevadda 37 inci maddede tasrih edilen bilcümle
sefain hakkında tamamen müsavi surette muamele edilecektir.
Madde 53 — 47 inci madde ahkâmı mahfuz kalmak üzere
komisyonun daire-i kazası dahilinde sefainden veya bu sefain
hamulelerinden gerek Hükûmet-i Osmaniye tarafından doğrudan
doğruya ve gerek beynelmilel müessesat veya hususî şirketler
taraflarından istifa edilmekte bulunan rüsum veya tekâlif-i saire
müstenidünileyhi olan ve elyevm mevcut bulunan hukuk, komisyonuna
devrolunacaktır. Komisyon bu rüsum ve sefain-i
saireyi inşaat masarifine ve seyr-i sefaine edilen hizmete tekabül
etmek ve komisyonun masarif-i umumiye-i idarisile bu fasla
mülhak zeylin üçüncü fıkrasında musarrah maaşata kifayet eylemek
için mutedil bir tarife tayin edecektir.
Komisyon münhasıran berveçh-i bâlâ makasıdı temin etmek
üzere evvel beevvel Cemiyet-i Akvamın inzimam-ı muvafakatiyle
elyevm mevcut olan rüsum ve tekâliften başka rüsum ve tekâlif
vaz ve bunların mikdarını tayin edebilecektir.
Madde 54 — Bilcümle sefainden komisyon tarafından tarhedilen
kâffe-i rüsum ve tekâlif hiç bir fark gözetilmeksizin ve
bir müsavat-ı tamme esası üzerine menşe, mevrid ve hareket
limanları, sancakları veya sahiplerinin tabiiyet ve san'atı ne olur
ise olsun istifa edilecektir.
îşbu ahkâm komisyonun bu fasılda tasrih edilen rüsumu
tayin etmek hakkına halel iras etmez.
Madde 55 — Osmanlı Hükümetiyle Yunan hükümeti, her
biri kendine müteallik hususatta komisyonun kendisine tevdi
olunan vazaifi müfit bir surette ifa edebilmesi için lüzum göreceği
bilcümle arazi ve mebaniyi iştira eylemesini teshil etmeği
taahhüt eder.
Madde 56 — 39 uncu maddede tasrih edilen sulardan transit
suretile mürur edecek olan sefain-i harbiye bilcümle hususatta
seyr-i sefain kavaidile icabat-ı sıhiyeye riayeti teminen komisyon
tarafından isdar olunan nizamata tevfiki hareket eyleyeceklerdir.
Madde 57 —
I. Muhariplerin süfün-i harbiyesi boğazlardan mürur etmek
ve yanaşabilecekleri en yakın bir limana vasıl olmak için ancak
elzem ve zarurî olan mikdarda erzak tedarik edebilirler. Sefain-i
mezkûre komisyonun murakabesine tabi sularda erzakını veya
malzeme-i harbiyesini, teslihatını ikmal ve tezyit ve mürettebatlarını
ikmal edemezler. Bu sefaince yalnız seyr ve sefere salih
bir hale getirilebilecek elzem ve zarurî olan tamirat icra edilebilir
ve sefain hiç bir veçhile kıymet-i harbiyelerini arttıramazlar.
İcap eden tamiratın neden ibaret olduğu komisyon tarafından
tayin edilecek ve bu tamirat müddet-i kalile-i mümkine zarfında
icra olunacaktır.
II. Muhariplere ait sefain-i harbiyenin komisyonun murakabesine
tabi bulunan sulardan transit suretile müruru en kısa
bir müddet zarfında icra edilecek ve icabat-ı hizmetten tevellüt
edebilecek tevekkuftan maada teahhür vukubulmayacaktır.
III. Sefain-i harbiyenin tevakkufu kaza vukuu müstesna
olmak üzere komisyonun murakabesine tabi bulunan limanlarda
yirmi dört saati tecavüz etmeyecektir. Sefain-i mezkûre bu gibi
ahvalde en kısa bir zamanda hareket mecbur bulunacaklardır.
Muharip bir sefine-i harbiyenin komisyonun murakabesine tabi
sulardan hurucile diğer muhasım tarafa ait bir geminin hareketi
sırasında asgarî olarak daima yirmi dört saatlik bir müddet mürur
edecektir.
IV. Vakt-ı harpte komisyonun murakabesine tabi bulunan
sulara müteallik ve bilhassa hükûmet-i Osmaniye düşmanlarına
mahsus mühimmat-ı harbiye ve kaçak eşyanın müruruna veya
mezkûr sularda arzak tedarikine veya tamirata mütedair bilcümle
nizamat Cemiyet-i Akvam tarafından tayin edilecektir.
Madde 58 — Muhariplere ait ganaim her veçhile muhariplerin
sefain-i harbiyeleri hakkında tatbik edilen şeraite tabi bulunacaktır.
Madde 59 — hiç bir muharip komisyonun murakabesine tabi
bulunan sularda kuva-yı askeriye, mühimmat ve malzeme-i harbiye
irkâp veya ihraç edemez. Şu kadar ki mürura mâni bir kaza
vukuu müstesna olup bu takdirde transit muamelesinin ikmaline
sürat-i mümküne ile devam olunacaktır.
Madde 60 — 57, 58, 59 uncu maddeler ahkâmından hiçbiri
Cemiyet-i Akvam tarafından müttahaz bir karara tevfikan hareket
eden bir veya bir kaç muhasımın harekâtını tahdit edecek
mahiyette tefsir olunamayacaktır.
Madde 61 — Bu faslın ahkâmiyle İstanbul ve Haydarpaşa'ya
dair olan 335 ilâ 344 üncü maddelerde onbirinci kısım (limanlar
turuk-i nehriye ve hadidiye) münderiç ahkâmın tefsir ve tatbiki
hakkında devletler arasında zuhur edecek bilcümle ihtilâfat komisyona
havale olunacaktır. Komisyonun kararı bir devlet tarafından
kabul edilmediği takdirde mesele alâkadar olan herhangi
bir devletin talebi üzerine Cemiyet-i Akvam tarafından tayin
edilen şekilde hal olunacak ve o zamana kadar komisyonun kararı
mevki-i tatbik ve icraya vaz olunacaktır.
Zeyil
-- 1 -- Boğazlar komisyonunun riyaseti iki reye sahip komisyon
âzası tarafından iki sene müddetle ve sıra ile ifa edilecektir. Komisyon
mukarreratını ekseriyet-i ârâ ile ittihaz edecek ve reisin
reyi haiz-i tefevvuk olacaktır.
Her gûna istinkâf, münakaşa edilen teklife muhalif rey gibi
telâkki olunacaktır. Komiserlerden her biri isbat-ı vücut edemeyeceği
zaman kendisini bir murahhasla temsil ettirmek hakkına
maliktir.
— 2 —
Komisyon azasının maaşı kendilerini tayin eden hükümet
tarafından tesviye edilecek ve bu maaş, komisyonda temsil edilen
hükümetler tarafından müttefikan kabul olunup vakit vakit tekrar
gözden geçirilecek olan erkam nazar-ı itibare abnmak suretiyle
bir tarz-ı adlilânade tayin edilecektir.
— 3 —
48 inci maddede musarrah polis zabitanı maaşı ile 51 inci
madde mucibince tayin edilecek olan sair zabitan veya memurinin
ve yine mezkûr 48 inci maddede zikir edilen mahallî polis
efradının maaşatı seyr-i sefaine mevzu rüsum ve tekâliften
tahassül edecek mebaliğden tesviye olunacaktır.
Komisyon kendisinin tayin edeceği zabitan ve memurininin
şerait-i istihdamına müteallik nizamnameleri ihzar edecektir:
— 4 —
Komisyon işbu fasıl ve zeyl ahkâmına tevfikan vazaifini ifa
edebilmek için ihtiyaç görülecek sefinelere malik olacaktır.
— 5 —
Komisyon işbu fasıl ve zeyl ahkâmının kendisine tahmil
ettiği bilcümle vazaifi tayin edilen hudut dahilinde ifa edebilmek
için lâzım gelen nizamnameleri ihzar ve neşir ve tatbik
etmek salâhiyetini haiz olacaktır. Bu salâhiyet elyevm mevcut
olan nizamnameleri icabı takdirinde tadil veya ilga etmek hakkını
şamil bulunacaktır.
— 6 —
Komisyon taht-ı murakabesine vaz edilen bilcümle hasılat
ve bilcümle masarifin hesabatı ne suretle tutulacağına ve bu
hesabatın suret-i tetkikine ve bu bapta malûmat-ı mükemmele
ve sahihayı havi senelik bir rapor neşrine dair nizamat ihzar
edecektir.
Madde 62 — Fırat'ın şarkında, müstakbelde tayin edilecek
olan Ermenistan hudud-ı cenubiyesinin cenubunda ve 27 inci
maddenin ikinci kısmının ikinci ve üçüncü fıkralarının tasvirine
tevfikan taayyün ve Türkiye'yi Suriye ve Elcezire'den tefrik
eden hat-tı hududun şimalinde kâin kürt unsurunun adeden faik
bulunduğu havalinin muhtariyet-i mahalliyesi işbu muahedenamenin
mevki-i meriyete vaz'ından itibaren altı ay zarfında istanbul'da
inikat edip İngiltere, Fransa ve İtalya devletlerinden
her birinin bir murahhasından teşekkül edecek olan bir komisyon
tarafından ihzar edilecektir. Bazı mesail hakkında ittihad-ı tam
hasıl olmadığı takdirde bu mesail komisyon âzası taraflarmdan
mensup oldukları hükümetlere havale olunacaktır. Bu plân
Süryani-Gildaniler ile havali-i mezkûre içerilerinde bulunan sair
ırkî veya dinî ekaliyetlerin himayesine dair taahhüdat-ı katiyeyi
şamil bulunacak ve bu maksadla İngiltere, Fransız, İtalyan, İran
ve Kürt mümessillerinden müteşekkil bir komisyon mahallerinde
icra-yı tetkikat ederek işbu muahede mucibince Türkiye'yi İran'dan
ayıran hudut hattında icap ederse ne gibi tashihat icrası
lâzım geldiğini taht-ı karara alacaktır.
Madde 63 — Hükûmet-i Osmaniye 62 inci maddede mevzu-i
bahis komisyonlardan birinin veya diğerinin kararlarını ve
kendisine iblâğ edildiği günden itibaren üç ay zarfında icra edeceğini
şimdiden taahhüt eyler.
Madde 64 — İşbu muahedenin mevki-i meriyete vazından
bir sene sonra 62 inci maddede zikredilen havalideki kürtler,
bu havali kürtlerinin ekseriyeti Türkiye'den ayrılarak müstakil
olmak arzu ettiğini ispat ederek Cemiyet-i Akvam Meclisine
müracaat ederler ve Meclis de ahali-i mezkûreyi bu istiklâle lâyık
görür ve onlara istiklâl bahşetmesini Türkiye'ye tavsiye eyler
ise Türkiye işbu tavsiyeye muvafakat ve bu havali üzerindeki
bilcümle hukukundan feragat etmeği şimdiden taahhüt eder.
Bu feragatin teferruatı başlıca müttefik hükümetlerle Türkiye
arasında akdedilecek bir mukavelename-i mahsus ile tesbit
edilecektir.
Bu feragat vukua gelmiş veya vukua gelecek olursa Kürdistan'ın
şimdiye kadar Musul vilâyetinde kalmış olan kısmında
mütemekkin kürtlerin bu müstakil Kürt devletine ihtiyarî iltihaklarına
karşı müttefik
KESİM IV
İZMİR
Madde 65 — İzmir şehri ile 56 ncı maddede mezkûr olup
şehr-i mezkûre muttasıl bulunan arazi 83 üncü maddeye tevfikan
vaziyet-i katiyeleri taayyün edinceye kadar bu fasılda mezkûr
ahkâma tabi bulunacaklardır.
Madde 66 — İzmir şehrine muttasıl arazinin hudud-ı coğrafisi
berveçh-i âtidir:
(Merbut harita numara 1 : Iskalanova (Kuşadası)nın beş
kilometre şimalinde Adalar Denizi'ne munsab olan nehrin munsab
noktasından itibaren şarka, nehrin menbaına doğru nehir mecrasını
takip ederek badehu cenub-i şarkiye doğru,
Madde 67 — Atmış altıncı maddede tasrih edilen arazinin
hududunu tayin etmek üzere işbu muahedenin mevki-i icraya
vaz'ını müteakip on beş gün zarfında bir komisyon teşkil edicecektir.
İşbu komisyon İngiltere, Fransa ve İtalya hükümetleri
tarafından tayin edilecek üç ve Yunanistan hükümeti ile hükûmet-
i Osmaniye taraflarından tayin edilecek birer azadan mürekkep
olacaktır.
Madde 68 — İşbu kısımda münderiç ahkâm ile mukayyet
olmak üzere İzmir şehri ve atmış altıncı maddede musarrah
arazi işbu muahedenin tatbikile Türkiye'den fek edilen araziden
madut olacaktır.
Madde 69 — İzmir şehri ile altmış altıncı maddede musarrah
arazi hakimiyet-i Osmaniye altında kalacaktır. Maamafih
Türkiye İzmir şehri ile arazi-i mezkûre üzerindeki hukuk-ı hâkimiyetinin
icrasını Yunan hükümetine devredecektir. Bu hâkimiyete
alâmet olmak üzere Osmanlı sancağı daimî surette şehrin
haricî bir istihkâmı üzerine keşide edilecektir. Bu istihkâm
başlıca düvel-i müttefika tarafından tayin edilecektir.
Madde 70 — Yunanistan hükümeti izmir şehrile altmış altıncı
maddede musarrah arazinin idaresinden mes'ul olacak ve
bu idareyi suret-i mahsusada bir heyet-i memurin marifetile icra
edecektir.
Madde 71 — Yunanistan hükûmet-i İzmir şehrile altmış altıncı
maddede musarrah arazi dahilinde asayiş ve emniyet-i umumiyenin
muhafazası için lâzım gelen kuva-yı askeriyeyi bulundurmak
hakkını haiz olacaktır.
Madde 72 — Irk, lisan veyahut din itibariyle ekaliyetler
dahi dahil olmak üzere bilcümle aksam-ı ahalinin temsil-i nisbî
esası dairesinde temsilini temine salih bir usul-i intihap ile mahallî
bir parlemento tesis edilecektir. Yunanistan hükümeti işbu
muahedenin mevki-i icraya vaz'ından itibaren altı ay zarfında
bâlâda zikredilen şeraite muvafık olmak üzere Cemiyet-i Akvam
Meclisine bir usul-i intihap projesi takdimine mecbur olacak ve
işbu proje ancak mezkûr Meclis tarafından ekseriyet-i ârâ ile
tasvip edildikten sonra mevki-i icraya vaz edilebilecektir.
Yunanistan hükümeti memurin-i Osmaniye tarafından tard
ve tebid edilmiş olan sekenenin avdeti için lâzımgelen müddet
zarfında intihabatı tehir edebilecek ve maamafih bu müddet
işbu muahedenin mevki-i icraya vazından itibaren bir seneyi
tecavüz edemeyecektir.
Madde 73 — Yunanistan idaresi ile mahalli parlamento
arasındaki münasebat mezkûr idare tarafından vazolunan kanun-
ı esasî usul ve kavaidine tevfikan tanzim edilecektir.
Madde 74 — 83 üncü maddede musarrah kanunun suret-i
katiyede takarrürüne kadar İzmir şehrinde ve altmış altıncı
maddede musarrah arazi dahilinde mecburî bir gûna hizmet-i
askeriye tatbik ve icra edilmeyecektir.
Madde 75 — Irk ve lisan ve din itibarile ekaliyetlerin himayesine
ve ticaret ve transitin serbestisine müteallik olup seksen
altıncı maddede musarrah olan hususî muahedede münderiç
ahkâm İzmir şehrile atmış altıncı maddede musarrah araziye
dahi tatbik edilecektir.
Madde 76 — Yunanistan hükümeti altmış altıncı maddede
musarrah hudut üzerinde bir gümrük hattı tesis edebilecek ve
izmir şehrile mezkûr maddede zikredilen araziyi Yunanistan'ın
gümrük usulüna tabi tutabilecektir.
Madde 77 — Yunanistan hükümeti mevcut Türk akçesinin
kıymetini tenzil edebilecek hiç bir gûna tedabir ittihaz etmemeği
taahhüt eder. işbu akçe seksen üçüncü maddede münderiç kanunun
suret-i katiyede (statut définitif) takarrürüne kadar mahiyet-
i kanuniyesini muhafaza edecektir.
Madde 78 — Menfaat-ı beynelmileliyeyi haiz limanlar ile
serbest limanlar usulüne ve transite müteallik olan on birinci
kısmın (limanlar, turuk-ı miyahiye ve hadidiye) ahkâmı İzmir
şehrile altmış altıncı maddede musarrah araziye tatbik edilecektir.
Madde 79 — Tâbiiyet nokta-i nazarından tebea-i Osmaniyeden
bulunan ve işbu muahedenamenin ahkâmı mucibince başka
hiç bir tâbiiyet iddiasında bulunamayacak olan İzmir şehri ve
altmış altıncı maddede musarrah arazi sekenesi hakkında her
hususta Yunan tebeası misillû muamele olunacak ve bunların
hariçte himayeleri Yunan sefaret ve şehbenderleri tarafından
temin edilecektir.
Madde 80 — Sekizinci kısmın 241 inci maddesi ahkâmı
(umur-ı maliyeye müteallik) İzmir şehrile altmış altıncı maddede
musarrah araziye tatbik edilecektir.
Dokuzuncu kısmın (iktisadî maddeler) 293 üncü maddesi
hükümleri adı geçen İzmir şehrine ve adı geçen araziye tatbik
edilmiyecektir ].
Madde 81 — 80 üçüncü maddede münderiç kanunun suret-i
katiyede tekarrürüne kadar Osmanlı Düyun-ı Umumiye İdaresine
ait olup Foça'da bulunan memlehaların işletilmesi hukuku
bilcümle âlât ve edevat, makina ve berrî ve bahrî vasait-i nakliye
dahil olduğu halde hiç bir suretle tadil veya müdahaleye maruz
kalmayacaktır. Bu müddet zarfında mezkûr memlehalardan istihsal
edilen tuzun imali, harice şevki veyahut nakli için bir gûna
rüsum ve tekâlif vazedilmeyecektir. Yunanistan idaresi İzmir
ile altmış altıncı maddede musarrah arazide tuz istihlâkini tanzim
etmek ve resme tabi tutmak hakkını haiz olacaktır.
Fıkra-i anifede tayin edilen müddetin hitamında Yunanistan
hükümeti bâlâdaki ahkâmın adili iktiza ettiği mütalâasında bulunursa
Foça memlehaları imtiyazattan madut olarak bunlar
hakkında dokuzuncu kısmın (mevad-dı iktisadiye) 312 inci maddesinde
musarrah teminat, işbu muahedenin 8 nci kısmının
1 Bu sonuncu fıkra tiirkçe metinlerde unutulmuştur. Fransızca metinden
tercüme edilerek alınmıştır.
(mevad-dı maliye) 246 mcı maddesinde musarrah ahkâm ihlâl
edilmemek şartiyle tatbik edilecektir.
Madde 82 — İşbu muahedename ile hal ve tesviye edilmeyen
ve bu faslın mevki-i icraya vaz'ından tevellüt edebilecek olan
bilcümle mesail bilâhara akdedilecek mukavelât ile hal ve tesviye
edilecektir.
Madde 83 — İşbu muahedenin mevki-i icraya vaz'ından
itibaren beş sene müddet mürurunda yetmiş ikinci maddede
musarrah mahallî parlemento ekseriyet-i ârâya müstenit bir
karar ile İzmir şehrile atmış altıncı maddede musarrah arazinin
suret-i kat'iyede Yunanistan kırallığına ilhakını Cemiyet-i Akvam
Meclisinden talep edebilecektir. Meclis tayin edeceği şerait
dairesinde evvel emirde ârâ-yı ahaliye müracaat edilmesini talep
edebilecektir. Keyfiyet-i ilhak fıkra-i ânifenin tatbik ve icrası
dolayısile Türkiye'nin altmış dokuzuncu maddede musarrah
hak-kı hâkimiyetine hitam verecektir. Türkiye bu takdirde İzmir
şehrile ve altmış altıncı maddede musarrah arazi üzerindeki
bilcümle hukuk ve tasarrufatından Yunanistan lehine olarak
feragat ettiğini şimdiden beyan eyler.
Madde 84 — 27 teşrinisani 1919 tarihinde Nöyi-sür-Sen
(Neuilly-sur-Seine) de mumzi muahede mucibince Bulgaristan'a
tahsis edilmiş olan hudut mahfuz kalmak üzere Türkiye eski
Osmanlı İmparatorluğunun Avrupa kıtasında ve işbu muahedename
ile muayyen hudud-ı Osmaniyenin ötesinde vaki arazisi
üzerindeki bilcümle hukuk ve tasarrufatından Yunanistan lehine
olarak feragat eder.
Marmara adaları fıkra-i ânifede musarrah Osmanlı hâkimiyetinin
feragati keyfiyetine dahil değildir. Bundan maada Türkiye
İmroz ve Bozca ada (Tenedos) cezireleri üzerindeki bilcümle
hukuk ve tasarrufatından Yunanistan lehine olarak feragat eyler.
Yunanistan'ın Bahr-i Sefid-i şarki adaları ve ezcümle Limni,
Samotras, Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya adaları üzerindeki
hâkimiyetine dair Londra Süfera Konferansı tarafından 17-30
mayıs 1913 tarihli Londra Muahedenamesinin beşinci maddesinin
ve 1-14 teşrinisani 1913 tarihli Atina Muahedenamesinin
on beşinci maddesinin icrası zımnında ittihaz ve 13 şubat 1914
tarihinde Yunanistan hükümetine tebliğ edilmiş olan karar işbu
muhadenin İtalya hâkimiyeti altına vazedilmiş olan 122 inci
maddede musarrah adalar ile Asya sahilinden üç mil mesafeden
beride bulunan adalar hakkındaki ahkâmını ihlâl etmemek şartiyle
teyit edilmiştir.
(1 numaralı haritaya müracaat :
Sevr Anlaşması Tam Metni - TTK ).
Mamafih işbu muahedename mucibince Yunanistan hâkimiyeti
altına vazedilmiş olan 178 inci maddede münderiç boğazlar
ve adalar mıntakası kısmında Yunanistan işbu muahedename
hilâfına ahkâm mevcut olmadıkça Boğazların serbestisini temin
zımnında Marmara adaları da dahil olmak üzere mezkûr mıntakanın
Osmanlı hâkimiyetinde kalan kısmında işbu muahedename
mucibince Türkiye'ye tahmil edilen bilcümle taahhüdatı
kabul ve bunları riayet etmeği taahhüt eyler.
Madde 85 — 27 inci maddenin birinci kısmında iki rakkamh
fıkrasında musarrah hat-tı hududu arazi üzerinde tayin etmek
üzere işbu muahedenamenin mevki-i icraya vazından itibaren
onbeş gün zarfında bir komisyon teşkil edilecektir. Bu komisyon
Düvel-i Müttefika-i Muazzama tarafından tayin edilecek dört
âza ile Yunanistan ve Türkiye taraflarından tayin edilecek birer
azadan mürekkep olacaktır.
Madde 86 — Yunanistan başlıca Edirne hakkında Yunanistan'ın
ırk, lisan ve din itibarile ahalinin ekseriyeti haricinde
kalan sekenenin himaye-i menafi-i zımnında lüzum görülecek
ahkâmı bunların hususî bir muahedeye dercine muvafakat etmek
suretile kabul eder.
Yunanistan kezalik hususî bir muahedenameye transitin
serbesti-i icrasını temine ve milel-i sairenin ticareti için muhik
bir usul tesisine müteallik ahkâm dercine muvafakat eder.
Madde 87 — Yunanistan hükümetinin taht-ı hâkimiyetine
vazedilen arazi itibarile deruhte edeceği Türkiye'ye ait taahhüdat-
ı maliyenin nisbet ve nevi sekizinci kısmın (ahkâm-ı maliye)
241 ve 244 üncü maddelerine tevfikan tayin edilecektir. İşbu
muhadename ile hal ve tesviye edilmeyen mevzu-ı bahis arazinin
intikalinden tevellüt edebilecek olan bilcümle mesail bilâhara
diğer mukavelât ile hal ve tesviye edilecektir.
Madde 88 — Türkiye Ermenistan'ı düvel-i müttefika misillû
hür ve müstakil bir devlet olarak tanıdığını beyan eder.
Madde 89 — Devlet-i Osamniye ile Ermenistan ve diğer
düvel-i müteakide Erzurum, Trabzon, Van ve Bitlis vilâyetlerrinde
Türkiye ile Ermenistan arasındaki hududun tayini Cemahir-
i Müttehide-i Amerika Reisicumhurunun hakemliğine havale
ve bunun vereceği kararı ve Ermenistan'ın mahreci bahrisine
ve mezkûr hududa mücavir Osmanlı arazisi üzerinde tertibat-
ı askeriyenin ilgasına (demilitarizasyon) müteallik olmak
üzere tayin edeceği bilcümle ahkâmını kabul etmeği kararlaştırmışlardır.
Madde 90 — 89 uncu madde mucibince tayin edilecek hudud
mezkûr vilâyetlerin kısmen veya tamamen Ermenistan'a
terkini müstelzim bulunduğu takdirde Devlet-i Osmaniye mezkûr
karar tarihinden itibaren terk edilen arazi üzerindeki bilcümle
hukuk ve tasarrufatından feragat ettiğini şimdiden beyan
eder. işbu muahedenin Türkiye'den fek edilen araziye tatbik
edilecek olan ahkâmı o andan itibaren mazkûr araziye dahi tatbik
edilecektir. Ermenistan'ın, taht-ı hâkimiyetine vazedilen
arazi itibarile deruhde edeceği Devlet-i Osmaniye'ye ait taahhüdat-
ı maliyenin veyahut iddia edebileceği hukukun nisbet ve
nevi işbu muahedenin sekizinci kısmının (mevad-dı maliye) 241
ve 244 üncü maddelerine tevfikan tayin edilecektir.
işbu muahede ile hal ve tesviye edilmemiş bulunan ve mezkûr
arazinin intikalinden tevellüt edebilecek olan bilcümle mesail
bilâhara diğer mukavelât ile hal ve tesviye edilecektir.
Madde 91 — 89 uncu maddede musarrah arazinin bir kısmı
Ermenistan'a intikal ettiği takdirde Devlet-i Osmaniye ile Ermenistan
arasında mezkûr maddede münderiç karara müsteniden
tayin edilecek olan hudud-ı arazi üzerinde tatbik etmek üzere
mezkûr kararın ittihazından onbeş gün sonra suret-i teşekkülü
bilâhara tayin edilecek olan bir tahdid-i hudut komisyonu teşkil
edilecektir.
Madde 92 — Ermenistan'ın Azerbaycan ve Gürcistan ile
olan hududu alâkadar devletler tarafından bilitilâf tayin edileçektir.
89 uncu maddede musarrah karar ittihaz edildikten sonra
alâkadar devletler bilitilâf hudutlarını tayine muvaffak olamadıkları
herhangi bir halde işbu hudut düvel-i muazzama-i müttefika
tarafından tayin edilecek ve bunun arazi üzerinde tatbikinin
icrası kendilerine ait bulunacaktır.
Madde 93 — Ermenistan hükümeti Ermenistan'da ırk, lisan
ve din itibarile ahalisinin ekseriyeti haricinde bulunan sekenenin
menafiini himaye için başlıca düvel-i müttefikanın lüzum görecekleri
ahkâmı ve düvel-i mezkûre ile akdedilecek bir muahedeye
işbu ahkâmın dercine muvafakat etmek suretile kabul eder.
Ermenistan başlıca düvel-i müttefika ile akdedilecek bir
muahedenameye transitin serbesti-i icrasını temine ve milel-i
sairenin ticareti için muhik bir usul tesisine müteallik olmak
üzere düvel-i mezkûrenin lüzum görecekleri ahkâmın dercine
dahi muvafakat eder.
Madde 94 — Düvel-i müteakide kendilerini yalnız başına
idareye muktedir oluncaya kadar bir mandaterin vesaya ve
muzahereti emr-i idarelerince rehber ittihaz edilmek şartile birinci
kısmın 22 maddesinin ve dördüncü fıkrasına tevfikan (Cemiyet-
i Akvam Ahidnamesi) Suriye ve Elcezire'nin muvakkaten
müstakil devlet olarak tanınmaları hususunda müttehittirler.
İşbu muahedenin mevki-i icraya vazından itibaren onbeş
gün zarında 27 inci maddenin ikinci kısmının iki, üç rakkamlı
fıkralarında musarrah hat-tı hududun arazi üzerinde tayini zımnında
bir komisyon teşkil edilecektir. İşbu komisyon Fransa,
ingiltere, italya tarafından tayin edilecek üç âza ile Devlet-i
Osmaniye tarafından tayin olunacak bir azadan mürekkep olacaktır.
Bu komisyona icabına göre Suriye hududu için bir Suriye
mümessili ve Elcezire hududu için bir Elcezire mümessili iştirak
edecektir.
Mezkûr devletlerin diğer hudutları mandaterin intihabı gibi
başlıca düvel-i müttefika tarafından tayin edilecektir.
Madde 95 — Düvel-i müteakide 22 inci madde ahkâmını
Filistin idaresinin başlıca düvel-i müttefika tarafından tayin
edilecek hudut dahilinde yine başlıca devletler tarafından intihap
edilecek bir mandatere tevdii hususunda müttehittirler. Mandater
kavm-i yahud için Filistin'de millî bir yurt tesisi hakkında ingiltere
hükümeti tarafından evvelce 2 teşrinisani 1917 tarihinde
vukubulup diğer düvel-i müttefika tarafından kabul edilmiş olan
beyannamenin mevki-i icraya vaz'ından mes'ul olacaktır. Şurası
mukarrerdir ki Filistin'de museviyetin gayri cemaatların hukuk-ı
medeniye ve diniyelerini ve ne de memâlik-i sairedeki musevilerin
müstefit oldukları hukuk ve vaziyet-i siyasiyelerini ihlâl
edebilecek hiç bir şey yapılmayacaktır.
Mandater olacak devlet edyan-ı muhtelifeye mensup cemaata
müteallik herhangi meseleyi tetkik etmek ve bu bapta bir
nizamname kaleme almak için müddet-i kalile-i mümküne zarfında
hususî bir komisyon teşkil etmeği taahhüt eyler, işbu komisyonun
suret-i teşekkülünde mevzu-ı bahsolan menafi-i diniye
nazarı dikkate alınacaktır. Komisyon reisi Cemiyet-i Akvam
Meclisi tarafından tayin edilecektir.
Madde 96 — Bâlâda zikrolunan araziye müteallik mandalar
başlıca düvel-i muazzama tarafından kararlaştırılacak ve bera-yı
tasdik Cemiyet-i Akvam Meclisine tevdi kılınacaktır.
Madde 97 — Türkiye bu fasılda musarrah mesail hakkında
ittihaz edilecek bilcümle kararları 132 inci madde ahkâmına tevfikan
kabul etmeği şimdiden taahhüt evler.
Madde 98 — Türkiye düvel-i müttefika misillû Hicaz'ı hür
ve müstakil bir devlet olmak üzere tanıdığını beyan eder. Ve
işbu muahedename ile tesbit edildiği veçhile Türkiye'nin hududu
haricinde bulunan ve muahharan tayin olunacak hudut dahilinde
bulunacak olan sabık Osmanlı imparatorluğu arazisi üzerindeki
bilcümle hukuk ve tasarrufatından hükûmet-i mezkûre lehine
olarak feragat ettiğini beyan eder.
Madde 99 — Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere
şehirlerile makamat-ı mübareke kâffe-i memâlikte sakin bilcümle
müslümanların tasdik ettikleri mahiyet-i mukaddesesi hasebile
Hicaz sultanı hazretleri ifa-yı fariza-i haç arzusile veya diğer
herhangi bir maksad-ı dinî ile Hicaz'a gitmek isteyen kâffe-i memalikte
müslümanların serbestçe azimet ve avdet etmelerini teshil
eylemeği ahkâm-ı Kuraniyeye tevfikan bilcümle memâlikin
müslümanları tarafından buralarda tesis edilmiş veya edilecek
olan nıüessesat-ı mevkufeye riayet etmeği ve ettirmeği taahhüt
eyler.
Madde 100 — Hicaz sultanı hazretleri düvel-i müttefika veya
eski Osmanlı imparatorluğu arazisi üzerinde teşekkül eden devletlerden
birinin ve Cemiyet-i Akvam âzasından bulunan devletlerin
sefainini, emtia-i ticariyesini ve tebeasından bulunan
eşhas hakkında ticaret nokta-i nazarından Hicaz arazisi üzerinde
müsavat-ı tammeye müsteniden muamele edilmesini temin etmeği
taahhüt eyler.
1 — Mısır
Madde 101 — Türkiye Mısır'da ve Mısır üzerindeki bütün
hukuk ve tasarrufatından feragat eder. Bu feragat 5 teşrinisani
1914 tarihinden itibaren muteber olacaktır. Türkiye düvel-i müttefika
tarafından müttahaz esasa tevfikan İngiltere'nin 18 kânunuevvel
1914'de Mısır üzerinde ilân ettiği himayeyi tasdik
eylediğini beyan eder.
Madde 102 — 18 kânunuevvel 1914 tarihinde Mısır'da mütemekkin
bulunan ve mezkûr tarihte muvakkat bir müddet için
Mısır'a terk etmiş ve o tarihtenberi oraya avdet etmemiş olan
Osmanlı tebaası Mısır tabiyetini bihakkın iktisap ve Osmanlı
tabiyetini kaybedeceklerdir. Avdet etmemiş olanlar müstesna
olmak üzere Mısır hükümetinin müsaade-i mahsusasını istihsal
etmeden Mısır tabiyetini iktisap edemezler.
Madde 103 — 18 kânunuevvel 1914 tarihinden sonra Mısır'da
yerleşmiş olup işbu muahedenamenin mevki-i meriyete
vaz'ı tarihinde orada mütemekkin bulunan Osmanlı tebeası hak-kı
hiyara dair 105 inci maddede mezkûr şerait dairesinde Mısır
tabiyetine iddia-yı istihkak edebileceklerdir. Maamafih işbu iddia-
yı istihkak şahsa ait hususatta memurin-i müteallikası tarafından
reddedilebilecektir.
Madde 104 — işbu muahedenameye müteallik bilcümle mesailde
Mısır ile Mısır tebaası ve emval ve sefaini 1 ağustos 1914
tarihinden itibaren tamamile düvel-i müttefika ile tebaası ve
emval ve sefain-i misillû aynı muameleye mazhar olacaktır.
işbu muahedename mucibince Osmanlı hâkimiyetinde kalan
veya Türkiye'den fek edilen arazi hakkındaki ahkâm Mısır'a
kabil-i tatbik değildir.
Madde 105 — On sekiz yaşını mütecaviz olup 102 nci madde
mucibince Mısır tabiyetini iktisap etmiş olan eşhas, işbu muahedenin
mevki-i meriyete vaz'ından itibaren bir sene zarfında
Osmanlı tabiiyetini ihtiyar etmek hakkına malik olacaklardır.
Eşhas-ı mezkûre ile 103 üncü madde mucibince Mısır tabiiyetini
talebe hakkı caiz olan eşhas Mısır ahalisinin ekseriyetini teşkil
eden ırktan başkasına mensup oldukları takdirde Türkiye'den
nefilerine arazi terk edilen hükûmattan birinin tabiiyetini aynı
müddet zarfında ihtiyar etmek hakkına malik olacaklar ise de
hak-kı hiyarını istimal eden şahıs ile o devletin ekseriyet-i ahalisinin
aynı ırka mensup olması şarttır.
Zevcin ihtiyarı, zevcenin ihtiyarını ve ebeveynin ihtiyarı
onsekiz yaşından dûn olan çocukların ihtiyarını istilzam eder.
Bâlâda zikredilen hak-kı hiyarı istimal etmiş olan eşhas Mısır'da
ikamette devama mezun bulunmadıkça ilk on iki ay zarfında,
tabiiyetini ihtiyar ettiği hükümetin memaliki dahiline nakl-i
mekân etmeğe mecburdurlar. Eşhas-ı mezkûre Mısır'daki emval-i
gayr-i menkulelerini muhafaza etmek ve emval-i menkulelerini
her ne olursa olsun beraber götürmek hakkına malik olacaklar
ve bundan dolayı bunlara huruç ve duhul için hiç bir resim tarh
olunmayacaktır.
Madde 106 — Mısır hükümeti Mısır'da Osmanlı tebeasmın
vaziyet-i hukukiyesini ve hangi şerait dahilinde Mısır'da yerleşebileceklerini
tanzim etmekte tam bir serbesti-i harekete malik
olacaktır.
Madde 107 — Mısır tebeası memâlik-i ecnebiyede İngiltere
sefaret ve şehbenderhanelerinin himayesine mazhar olacaklardır.
Madde 108 — Türkiye'ye ithal olunan Mısır emtiası İngiliz
emtiasına bahşedilen aynı muameleye mazhar olacaktır.
Madde 109 — Türkiye Süveyş kanalından serbesti-i mürura
dair 29 teşrinievvel 1888 tarihinde Dersaadet'te imza edilen mukavelenamenin
zat-ı hazret-i padişahiye bahşettiği salâhiyattan
İngiltere lehine olarak feragat eder.
Madde 110 — Mısır'da Hükûmet-i Osmaniyeye ait olan bilcümle
emval ve emlâk bilâbedel Mısır hükümetine intikal edecektir.
Madde 111 — Mısır'da Mısır tabiiyetini iktisap etmeyen
Osmanlı tebaasına ait bilcümle emval-i menkule veya emval-i
gayr-i menkule işbu muahedenamenin dokuzuncu kısmının
(mevad-dı iktisadiye) ahkâmına tevfikan muameleye tabi tutulacaktır.
Madde 112 — Türkiye evvelce Mısır tarafından ita olunan
vergi üzerindeki kâffe-i hukukundan feragat eder.
İngiltere Türkiye'yi Mısır vergisi karşılık gösterilerek akd
etmiş olduğu istikrazlar hakkındaki her gûna taahhüdatından
azade kılmağı taahhüt eder.
Bu istikrazlar şunlardır :
Teminatlı 1855 istikrazı;
Muvakkat 1
1855 istikrazı faizinin tesviyesi İngiltere ve Fransa hükümetleri tarafından
tekeffül edilmiş olmağla tarafeyn-i akideyn-i âliye İngiltere hükümetinin
bu faizlere müteallik bilcümle mebaliğ hakkında Fransa hükümetine tazminat
ita etmeği kabul ettiğini ve binaberin Fransa hükümetini taht-ı tekeffülündeki
her taahhütten âzâde kıldığını kaydederler.
Madde 112 (muvakkat) — İngiltere hükümeti, Mısır hükümeti tarafından
mevki-i tedavüle ihraç edilmiş olan istikrazata ait tahvilât hamillerinin menafimi
muhafaza için teminatlı düyunun taksit-i senevisi veyahut imtiyazlı düyunun
veya düyun-ı muvahhidenin faizleri Mısır hükümeti tarafından tesviye
olunmadığı takdirde Mısır'da tevazün-i maliyi iade eylemek ve Mısır düyun-ı
umumiyesi tahvilâtı hamillerinin menafiini tediye etmek üzere tedabir-i lâzımaya
tevessül edeceğini beyan eyler.
Madde 113 (muvakkat) — Yüz on ikinci maddede İngiltere hükümeti
tarafından vııkubulan beyanat üzerine Mısır düyun-ı umumiyesi hamillerinin
muhafaza-i menafii için Mısır düyun-ı umumiyesi komisyonuna ihtiyaç kalmadığı
cihetle tarafeyn-i akideyn-i âliye Hidiv hazretlerinin 28 teşrinisani 1904
tarihli emirnamelerinin Mısır hükümetince lüzum görüleceği veçhile lağıv veya
tadilini kabul ederler.
Madde 114 (muvakkat)—İngiltere hükümeti Mısır idare-i siyasiyesinin
tebeddülü üzerine 18 mart 1885 tarihinde Londra'da imza ve senc-i merkume
temmuzunun yirmi beşi tarihinde tadil edilen mukavelename mucibince Mısır
hükümeti tarafından 1885 senesinde akdedilmiş olan dokuz milyon İngiliz
liralık istikrazın faizlerile amortismanı hakkında Almanya, Avusturya, Fransa,
İtalya, Rusya ve Osmanlı hükümetlerinin deruhte etmiş oldukları her gûna
taahhüdattan hükûmat-ı mezkûreyi âzâde kılmağı kabul eder. İngiltere hükümeti
mezkûr istikrazlara tahsis edilen 315.000 İngiliz lirasına baliğ olan taksit-i
senevinin muntazaman tediyesini tekeffül eylemek mecburiyetinde olduğunu
tasdik eder.
2 — Sudan
Madde 113 — Tarafin-i akidin-i âliye Sudan'ın vaz'iyet-i
hukukiye ve şekl-i idaresini muayyen olarak ingiltere ve Mısır
hükümetleri arasında 19 kânunusani 1889 tarihinde akd ve imza
olunup Sevakin şehrine müteallik olarak 10 temmuz 1899 tarihinde
imza edilen bir mukavele-i müzeyyele ile tadil edilmiş
olan mukavelenameye kesb-i ittilâ ettiklerini ve onu resmen
tasdik eylediklerini beyan ederler.
( Türkçe metinde "Muvvakkat" kaydı altında gösterilen bu hükümler
fransızca, ingilizce ve italyanca olan asıl metinlerde yoktur. 110 uncu maddeden
itibaren 120 inci maddeye kadar, madde numaraları da asıl metine uymamaktadır.
Buraya "Muvakkat" hükümler aynen alınmış fakat madde numaraları
fransızca metine göre düzeltilmiştir.)
Madde 114 — Sudan tebeası memâlik-i ecnebiyede İngiltere
sefaret ve şehbenderhanelerinin himayesine mazhar olacaktır.
3 — Kıbrıs
Madde 115 — Tarafin-i akidin-i âliye İngiltere hükümeti
tarafından 5 teşrinisani 1914 te ilân edilmiş olan Kıbrıs'ın ilhakını
tasdik eylediklerini beyan ederler.
Madde 116 — Cezire-i mezkûre tarafından mukaddema zat-ı
şahaneye tediye olunan vergi hakkı da dahil olmak üzere Türkiye
Kıbrıs üzerindeki veya Kıbrıs'a müteallik bilcümle hukuk ve
tasarrufatından feragat eder.
Madde 117 — Kıbrıs ceziresinde doğan veyahut mukim bulunan
Osmanlı tebaası kavanin-i mahalliye ahkâm ve şeraitine
tevfikan İngiliz tabiiyetini iktisap edecekler ve tabiiyet-i Osmaniyeyi
terk eyleyeceklerdir.
Madde 118 — Türkiye Fransa'nın Fas üzerindeki himayesini
tasdik ve bunun bilcümle netayicini kabul eder. İşbu tasdik
keyfiyeti 30 mart 1912 tarihinden itibaren muteber olacaktır.
Madde 119 — Fas emtia-i ticariyesi Türkiye'ye hin-i ithalinde
Fransız emtia-i ticariyesine yapılan aynı muameleye tabi
tutulacaktır.
Madde 120 — Türkiye Fransa'nın Tunus üzerindeki himayesini
tasdik ve bunun bilcümle netayicini kabul eder. Bu tasdik
keyfiyeti 12 mayıs 1881 tarihinden itibaren muteber olacaktır.
Tunus emtia-i ticariyesi Türkiye'ye hin-i ithalinde Fransız
emtia-i ticariyesine yapılan aynı muameleye tabi tutulacaktır.
Madde 121 — Türkiye 12 teşninievvel 1912 tarihli Lozan
muahedenamesi mucibince zat-ı şahanenin Bingazi'de muhafaza
buyurdukları bilcümle hukuk ve imtiyazattan suret-i katiyede
feragat eder.
Madde 122 — Türkiye elyevm İtalya'nın taht-ı işgalinde
bulunan Cezayir-i Bahr-i Sefid adaları yani: Stampalya, Rodos,
Herkit, Kerpe, Kaşot, Piskopis, İncirli, Kalimnos, Loryos, Patnos, kâffe-i hukuk ve tasarrufatından İtalya lehine olarak feragat
eyler1 (1 numaralı haritaya müracaat :
Sevr Anlaşması Tam Metni - TTK ).
Madde 123 — işbu muhade mucibince Türkiye'den tefrik
olunan arazide mütemekkin tebaa-i Osmaniye kavanin-i mahalliye
şeraitine tevfikan ve bihakkın o arazinin kendisine intikal
ettiği hükümet tabiiyetini ihtaz edecektir.
Madde 124 — Onsekiz yaşını mütecaviz olup ta 123 üncü
madde mucibince tabüyet-i Osmaniyeden çıkacak bihakkın bir
tabiiyet-i cedideyi iktisap eden eşhas işbu muahedenin mevki-i
meriyete vaz'ından itibaren bir sene müddet zarfında tabiiyet-i
Osmaniyeyi ihtiyar edebileceklerdir.
Madde 125 — On sekiz yaşını mütecaviz olup da işbu muahedeye
tevfikan Türkiye'den tefrik edilen araziden birinde ve
ırkan o arazinin ekseriyetinden farklı bulunan eşhas işbu muahedenin
mevki-i meriyete vaz'ından itibaren bir sene müddet
zarfında Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan Yunanistan, Hicaz,
Elcezire, Suriye, Bulgaristan veya Türkiye tabiiyetlerini ^ihtiyar
edebileceklerdir. Şu kadar ki tercih ve ihtiyar olunan hükümetteki
ekseriyet-i nüfus hak-kı hiyarını istimal eden şahsın
ırkına mensup olması meşruttur.
Madde 126 — 124 ve 125 inci maddeler ahkâmı mucibince
hak-kı hiyarını istimal eden eşhas ilk on iki ay zarfında ikametgâhlarını
hak-kı hiyarlarını lehine istimal etmiş oldukları devletin
memalikine nakletmeğe mecbur olacaklardır. Bunlar hak-kı
hiyarlarının istimalinden evvel ikametgâhlarının bulunduğu diğer
devletin arazisinde mutasarrıf oldukları emval-i gayr-i menkuleyi
muhafazada serbest olacaklar ve her nevi emval-i menkulelerini
beraberlerinde götürebileceklerdir. Bundan dolayı kendilerine
bir gûna ihracat ve ithalât resmi tahmil olunmayacaktır.
>Fransızca metinde adaların adları şu şekilde sıralanmıştır: Stampalia
(Astropali), Rhodes (Rhodos), Calki (Kharki), Scarpanto, Casos (Casso), Pisco
pis (Tilos), Misiros (Nisyros), Calimnos (Kalymnus), Leros, Patmos, Lipsos
(Lihso), Simi (Symi), Cos (Kos), Costellorizzo.<
Madde 127 — Tarafin-i akidin-i âliye işbu muahedede
veya Almanya, Avusturya, Bulgaristan veya Macaristan ile münakid
muahedat-ı sulhiyede veya düvel-i müttefika veya anlardan
birile Rusya arasında veya bizzat müttefik devletlerin yekdiğeri
arasında akdolunup alakadarlara kendileri için kaabil-i
iktisap olan bir tabiiyetin ihrazına müsaade bahşeden bir muahedede
musarrah hak-kı hiyarın istimali hususunda bir gûna
mevani ika etmemeği düvel-i müteakide taahhüt eylerler.
Hususile Türkiye, 125 inci maddede musarrah hak-kı hiyarı
istimal arzusunda bulunan eşhasın ihtiyarî muhacer terini yed-i
iktidarında bulunan kâffe-i vasait ile teshil eylemeği ve bu hususta
Cemiyet-i Akvam tarafından emir olunabiliecek kâffe-i
tedabiri icra eylemeği taahhüt eder.
Madde 128 — Türkiye, düvel-i müttefika veya düvel-i cedide
kavanini mucibince ve düvel-i mezkûre salâhiyettar devairinin
mukarreratına tevfikan gerek diğer bir tabiiyet ihraz etmek
suretile ve gerek bir muahede hükmüne binaen tebaa-i Osmaniye
tarafından iktisap olunan tabiiyet-i cedideyi tanımağı ve tebaa-i
mezkûreyi tabiiyet-i cedideyi iktisabından dolayı hükûmet-i asliyesine
karşı olan merbutiyetinden her nokta-i nazardan tecrit
etmeği taahhüt eyler.
Alelhusus işbu muahedenin mevki-i meriyete vaz'ından evvel
müttefik devletlerden birinin kanununa tevfikan o devletin tabiiyetini
ihraz etmiş olan eşhas, kanun-i Osmaninin buna mugayir
olan kâffe-i ahkâmı nazarı itibare alınmayarak hükûmet-i Osmaniye
tarafından o devletin tebaası sıfatiyle tanınacaklar ve
tabiiyet-i Osmaniyeyi zayi etmiş addolunacaklardır.
Tabiiyet-i mezkûrenin iktisabından dolayı kanun-ı Osmanide
musarrah musadere-i emlâk veya diğer hiç bir ceza tertip olunmayacaktır.
Madde 129 — Osmanlı tabiiyetinden gayri bir tabiiyeti haiz
olup işbu muahedenin mevki-i meriyete vaz'ı tarihinde Filistin'in
94 üncü madde mucibince tayin olunan hudutları dahilinde
ikamet olan museviler bihakkın Filistin tebaası addolunacaklar
ve herhangi bir tabiiyetten çıkmış olacaklardır.
Madde 130 — İşbu fasıl ahkâmının tatbikatınca zatüzzevç
kadınlar zevçlerine ve on sekiz yaşından dûn olan çocuklar ebeveynlerine
tabi olacaklardır.
Madde 131 — işbu fasıl ahkâmı, 83 üncü maddede musarrah
usul-i idare suret-i kat'iyede tesis olunur olunmaz İzmir şehrile
66 ncı maddede tayin olunan arazi hakkında dahi tatbik olunacaktır.
Madde 132 — Türkiye bu muahedename ile tayin olunan hudutları
haricinde olup mezkûr muahedename ahkâmınca hiç bir
daire-i nüfuza dahil bulunmayan ve Avrupa haricinde bulunan
kâffe-i arazi üzerinde veya işbu araziye müteallik iddia edebileceği
bilcümle hukuk ve tasarrufatından düvel-i müttefika lehine
olarak feragat eylediğini beyan eyler.
Türkiye işbu hükmün netayicini tanzim etmek üzere başlıca
düvel-i müttefikanın ledelicap düvel-i saire ile müttefikan ittihaz
ettiği veya edeceği ahkâmı kabul ve tasdik eylemeği taahhüt
eyler.
Madde 133 — Türkiye kendisile birlikte harp ettiği devletler
ile düvel-i müttefika beyninde münakit muahedat-ı sulhiye ile
mukavelât-ı müzeyyelenin tamami-i meriyetini tanımağı ve eski
Almanya, Avusturya ve Macaristan ve Bulgaristan arazisi hakkında
ittihaz edilmiş veya edilecek olan mukarreratı ve kendilerine
bu suretle tayin edilen hudut dahilindeki yeni devletleri
tasdik etmeği taahhüt eyler.
Madde 134 — Türkiye, Almanya, Avusturya, Bulgaristan^
Yunanistan, Macaristan, Lehistan, Romanya ve Sırp-Hırvat-
Sloven ve Çekoslovakya devletlerinin 133 üncü maddede musarrah
muahedat veya mukavelât-ı mütemmime ile tayin edilen
hudutlarını olduğu gibi kabul ve tasdik ettiğini şimdiden beyan
eder.
Madde 135 — Türkiye düvel-i müttefikanın 1 ağustos 1914
tarihindeki eski Rusya İmparatorluğuna ait kâffe-i arazinin
tamamı veya bir kısmı üzerinde teessüs etmiş veya edecek olan
hükümetler ile akdedeceği kâffe-i muahedat ve itilâf atı tamamiyle
tanımağı ve bu devletlerin hudutlarını tayın olunacağı
veçhile habul etmeği taahhüt eder.
Türkiye mezkûr devletlerin istiklâlini daimî ve gayr-i kaabil-
i terk olmak üzere tanır ve anlara riayet etmeği taahhüt eder.
8 inci kısmın (ahkâm-ı maliye) 259 uncu maddesi ve 9 uncu
kısmın (ahkâm-ı iktisadiye) 277 nci maddesi ahkâm-ı mündericesine
tevfikan Türkiye Rusya'daki maksimalist hükûmetile
akdettiği Brest-Litovsk muahedesile diğer kâffe-i muahedat,
itilâfat ve mukavelâtın kat'î surette mefsuh olduğunu kabul eyler.
Madde 136 — İşbu muahedenamenin mevki-i icraya vaz'ını
takip eden altı ay zarfında sair bitaraf devletlerin tayinine davet
edecekleri mütahassısın-i fenniyesinin inzimam-ı muavenetile
Türkiye'de el-hâletü hazihi mevcut olan adlî kapitülasyonlara
kaim olacak olan ıslahat-ı adliye projesini ihzar için Britanya
İmperatorluğu, Fransa, İtalya ve Japonya hükümetleri tarafından
mansup dört azadan mürekkep bir komisyon teşkil olunacaktır.
Bu komisyon hükûmet-i Osmaniyenin reyini aldıktan sonra
gerek muhtelit ve gerek müttehit bir usul-i adlinin tesisisini
tavsiye edebilecektir.
Komisyon tarafından ihzar edilen proje alâkadar olan müttefik
ve bitaraf devletler hükûmatına tevdi olunacaktır. Başlıca
düvel-i müttefika bu projeyi tasvip eder etmez usul-i cedideyi
şimdiden kabul etmeği taahhüt etmekte olan hükûmet-i Osmaniyeye
keyfiyeti işa'r edeceklerdir. Usul-i cedidenin mevki-i meriyete
vaz'ı müddeti hakkında başlıca düvel-i müttefika kendi
aralarında ve ledeliktiza alâkadar olan diğer müttefik ve bitaraf
devletler ile itilâf hasıl etmek hakkını muhafaza ederler.
Madde 137 — Yedinci kısmın (mücazat) ahkâmı muhafaza
edilmek kayd-ı itirazisi tahtında olarak Türkiye sekenesinden
hiçbiri 1 ağustos 1914 tarihinden muahedenin mevki-i meriyete
vaz'ına kadar efal-i askeriye veya siyasiyesinden yahut müttefik
devletler veya bu devletlerin tebeasına herhangi bir muavenetten
dolayı hiçbir surette tazip ve izaç edilmeyecektir.
Türkiye ahalisinden biri aleyhine bu bapta ita olunan herhangi
bir hüküm ve ve karar tamamen feshedilecek ve hakkında
israsına iptidar edilmiş olan takibata nihayet verilecektir.
Madde 138 — İşbu muahedename mucibince Türkiye'den
iftirak etmiş olan arazi ahalisinden hiçbiri 1 ağustos 1914 senesindenberi
vukubulan tavır ve hareket-i siyasiyesinden veya bu
muahede mucibince sıfat-ı tabiiyetinin tanziminden dolayı iz'aç
veya tazip edilmeyecektir.
Madde 139 — Türkiye diğer bir devletin hâkimiyet veya
himayesine tabi müslümanlar üzerinde her ne mahiyette olursa
olsun icra-yı hâkimiyet ve salâhiyet-i kazaiye hususundaki bilcümle
hukukundan kat'iyyen feragat eyler.
îşbu muahedename mucibince Türkiye'den iftirak eden ve
Türkiye tarafından tanılan bir şekl-i idareye malik arazi üzerine
hiç bir Osmanlı memuru tarafından ne doğrudan doğruya ne de
dolayısiyle hiçbir nüfuz icra edilmeyecektir.
Ekalliyetlerin himayesi
Madde 140 — Türkiye 141, 145 ve 147 nci maddeler ahkâmının
kavanin-i esasiye gibi tanınılmasını ve ne mülki ve ne
askerî hiçbir kanun ve nizamın ve ne bir irade-i seniyenin veya
resmî bir muamelenin ahkâm-ı mezkûre ile mütenakız veya hiçbir
kanun ve nizamın bir irade-i seniyenin veya resmî bir muamelenin
ahkâm-ı mezkûreye takaddüm ve tefevvuk etmemesini
taahhüt eyler.
Madde 141 — Türkiye kendi bilcümle ahalisine, tevellüt,
milliyet, lisan, ırk veya din nazar-ı itibare almaksızın hayat ve
hürriyetlerince himaye-i tamme ve kâmile bahşedeceğini taahhüt
eyler. Türkiye ahalisinden kâffesinin umumî ve hususî her nevi
edyan mezahip ve itikat hususlarında serbestçe icra-yı ayine
hakları olacaktır. Fıkra-i anifede beyan olunan hakkın serbesti-i
istimaline iras olunacak tecavüzat alâkadar olan mezhep hangisi
olursa olsun aynı mücazat ile cezalandırılacaktır.
Madde 142 — 1 teşrinisani 1914 tarihindenberi Türkiye'de
bir usul-i idare-i tedhiş mevcut bulunmuş olmasından dolayı
ihtida hususat-ı hal-i tabiide cereyan etmemiş ve tarih-i mezkûdan
sonra vaki olan ihtidaların hiçbiri tanınmamış olduğundan
1 teşrinisani 1914 tarihinden evvel gayr-i müslim bulunmuş olan
her şahıs gayr-i müslim kalmış addolunacaktır. Meğerki iade-i
hürriyet ettikten sonra birriza ihtida için muktazi muamelâtı
ifa etmiş ola.
Hükûmet-i Osmaniye harbin devamı müddetince Türkiye'de
irtikâp olunan kıtaller esnasında efrada karşı ika olunan zararların
vasi bir surette tazmini için 1 teşrinisani 1914 tarihindenberi
herhangi bir ırk veya dine mensup olursa olsun kaybolmuş
veya cebren kaldırılmış veya hilâf-ı usul hapis (kapatılmış) veyahut
esir edilmiş olan bicümle eşhasın zahire ihracile teslimleri
için ifa-yı muavenet etmeği ve memurlarının muavenetini temin
eylemeği taahhüt eyler.
Hükûmet-i Osmaniye bizzat mutazarrır olan eşhasın ve
ailelerile akrabalarının şikâyetlerini istima, tahkikat-ı muktaziyeyi
ifa ve eşhas-ı mezkûrenin tahliye-i sebillerine kemal-i istikrar
ile karar ita etmek üzere Cemiyet-i Akvam Meclisi tarafından
nasbolunacak muhtelit komisyonların icraatını teshil etmeğe
taahhüt eder.
Hükûmet-i Osmaniye mezkûr komisyonların mukarreratına
riayet ettirmeği ve hukuku bitamamiha iade olunmuş olan eşhas-
ı mezkûrenin emniyet ve hürriyetlerini temin eylemeği taahhüt
eyler.
Madde 143 — Türkiye ırkî ekaliyetlere mensup eşhasın birriza
vaki olacak muhaceret-i mütekabilelerine müteferri olarak
düvel-i müttefikanın münasip görecekleri ahkâmı tanımağı taahhüt
eyler.
Türkiye mühaceret-i mütekabileye dair Yunanistan ile Bulgaristan
arasında Nöyi'de akddolunan 27 teşrinisani 1919 tarihli
muahedenamenin 16 ncı maddesinden istifade etmemeği taahhüt
eyler, işbu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz'ından itibaren
altı ay zarfında Yunanistan ile Türkiye, Yunanistan'a terk olunan
veyahut Osmanlı kalan arazide bulunan Türk ve Rum ırklarına
mensup ahalinin bilihtiyar ve mütekabilen muhaceretleri
hakkında bir itilâf-ı mahsus akdedeceklerdir.
İşbu itilâf takarrür edemediği takdirde Yunanistan ve Devlet-
i Aliyenin Cemiyet-i Akvam Meclisine müracaata hakları olacak
ve Meclis-i mezkûr itilâf-ı mezburun şeraitini tayin edecektir.
Madde 144 — Hükûmet-i Osmaniye emval-i metruke hakkındaki
1915 tarihli kanun ile ahkâm-ı mütemmimenin haksız
olduğunu tasdik ve keenlemyekûn hükmünde olduğunu ve gerek
makabline ve gerek mabadine hüküm ve tesiri olamayacağını
beyan eyler.
Hükûmet-i Osmaniye 1 ağustos 1914 tarihindenberi Türk
olmayan tebaa-i Osmaniyeden gerek taktil havfile ve gerek diğer
herhangi bir vasıta-i zecriye ile yurtlarından cebren tardedilen
eşhasın yurtlarına avdetlerini ve iş güclerile tekrar iştigallerini
teshil için tedabir-i mümküneyi ittihaz etmeği resmen taahhüt
eyler. Ve tebaa-i merkumenin veya bunların mensup oldukları
cemaatların uhde-i tasarruflarında bulunan emval-i menkule ve
gayr-i menkuleden tekrar ele geçebilecek olanların —-kimin elinde
bulunur ise bulunsun— sürat-i mümküne ile iadeleri iktiza ettiğini
tasdik eyler.
Emval her gûna rüsum ve tekâliften vareste olarak ve mutasarrıf
ve zilyetleri için bir gûna tazminat ita olunmaksızın iade
olunacak ve fakat bu mutasarrıf ve zilyetlerin failleri aleyhine
ikame-i dâva etmek hakları mahfuz kalacaktır.
Hükûmet-i Osmaniye münasip görülecek her mahalde Cemıyet-i
Akvam Meclisi tarafından hakem komisyonları teşkilini
kabul eyler. Bu komisyonlardan her biri Hükûmet-i Osmaniyenin
bir mümessili ile zarar görmüş olmak iddiasında bulunan
veyahut efraddan biri tarafından bu iddia dermeyan olunan
cemaatın bir mümessilinden ve Cemiyet-i Akvam Meclisi tarafından
mansup bir reisten mürekkep olacaktır.
Hakem komisyonları işbu maddede beyan olunan kâffe-i
metalibi tetkik ve bu metalip hakkında mücmel bir usul-i muhakeme
tatbikile icra-yı hükm edecektir.
Mezkûr komisyonlar hususat-ı âtiyeyi emir edebilmek salâhiyetini
haiz olacaklardır :
Evvelen: Tekrar inşa ve tamir için lüzum görecekleri kâffe-i
ameliyata mahsus amelenin hükûmet-i Osmaniye tarafından
tedariki, bu amele hakem komisyonu tarafından ameliyat mezkûrenin
hangi arazide icrasını lüzum görecekleri mezkûr arazide
sakin ırklara mensup eşhas arasından alınacaktır.
Saniyen: Taktil ve tehcire filen iştirak etmiş veyahut bu
taktil, tehcir fiillerinin ikaına sebep olmuş olduğu badettahkik
sabit olan her şahsın tebidi, şahs-ı mezburun emvali hakkında
ittihaz olunacak tedabir komisyon tarafından tayin olunacaktır.
Sâlisen: 1 ağustos 1914 tarihindenberi bilâvaris vefat etmiş
veya kaybolmuş olan bir cemaat efradına ait kâffe-i emval ve
emlâkin intikali; emval ve emlâk-i mezkûre hükümet1 yerine
bir cemaata intikal ettirilebilir.
Râbian: 1 ağustos 1914 tarihinden sonra emval-i gayr-i
menkule hakkında vâki olan bilcümle bey'î muamelât ile emval-i
mezkûre üzerindeki hukuk-ı muhdeseye mütedair kâffe-i muamelâtın
iptialini; zilyetlerin tazmini hükûmet-i Osmaniyeye terettüp
edecek ve bu tazmin iadenin tehirine behane ittihaz olunamıyacaktır.
Maamafih mevzuubahis olan mülkün zilyed-i hazırı tarafından
bazı mebaliğ tesviye olunmuş ise hakem komisyonu alâkadarlara
âdilâne bazı suver-i tesviye tahmil etmek salâhiyetini
haiz olacaktır.
Hükûmet-i Osmaniye komisyonların vazifelerini teshil etmeği
ve kaabil-i istinaf olmayan kararlarının temin-i icrasını
mümkün mertebe teshil eylemeği taahhüt eyler.
Devair-i adliye veya idare-i Osmaniyenin hiç bir kararı
bunları karşı dermeyan olunamayacaktır.
Madde 145 — Tebaa-i Osmaniyenin kâffesi nazar-ı kanunda
müsavi olacak ve ırk ve lisan veya din farkı gözedilmeksizin aynı
hukuk-ı medeniye ve siyasiyeden istifade edeceklerdir.
Din, itikat ve mezhep farkı tebaa-i Osmaniyeden hiç birinin
hukuk-ı medeniye ve siyasiyeden istifadesi ve hususile hidemat-
ı ammeye kabulü ve memuriyetlere ve ihtiramata nailiyeti
ve muhtelif mesalik ve sanayiin icrası hususlarına sekte iras
etmeyecektir.
Hükûmet-i Osmaniye işbu muahedenin mevki-i meriyete
vaz'ından iki sene sonra ırkî ekaliyetlerin temsil-i nisbisi esasına
müsteniden usul-i intihabın tertip ve tanzimi hakkında düvel-i
müttefikaya bir proje ita edecektir.
Tebaa-i Osmaniyeden birinin gerek münasebat-ı hususiye
veya ticariyede gerek umur-ı mezhebiye ve matbuat ve her türlü
Fransızca metinde "gouvernement" değil "Etat" kelimesi vardır.
neşriyatta ve gerek ictimaat-ı umumiyede herhangi bir lisanın
serbesti-i istimaline karşı bir gûna tahdidat vaz olunmayacaktır.
Türkçeden başka bir lisanla mütekellim tebea-i Osmaniyeye
lisanlarını mahakim huzurunda gerek şifahen ve gerek tahriren
istimal etmeleri zımnında teshilât-ı münasibe irae olunacaktır,
Madde 146 — Hükûmet-i Osmaniye musaddak ecnebi darülfununlarile
mekâtibinden verilen ruus şehadetnamelerinin meriyyetini
tasdik eylemeği taahüt eyler. Bu şehadetnameler ile
ihraz-ı ehliyet ve iktidar edenlerin serbestçe icra-yı sanat etmelerine
muvafakat eyler.
îşbu hüküm Türkiye'de sakin düvel-i müttefika tebaası hakkında
da tatbik olunacaktır.
Madde 147 — Irk, din veya lisan itibarile millî ekaliyetlere
mensup bulunan tebaa-i Osmaniye hakkında hukukan ve fiilen
diğer tebaa-i Osmaniye misillû muamele olunacak ve bunlar aynı
teminattan müstefit olacaklardır.
Hususile bunlar müstakillen ve memurin-i Osmaniyenin bir
gûna müdahlesi olmaksızın masarifi kendilerine ait olmak üzere
her nevi müessesatı hayriye, diniye veya içtimaiye, ve her türlü
mekâtib-i iptidaiye, taliye ve âliye ve diğer müessesat-ı tedrisiyeyi
ihdas, idare ve murakabe etmek ve mekâtib-i mezkûrede
kendi lisanlarını serbestçe istimal eylemek hususunda müsavi bir
hakka malik olacaklardır.
Madde 148 — Irk, lisan ve din itibarile millî ekalliyetlere
mensup tebea-i Osmaniyenin büyük bir nisbette bulunduğu şehir
ve mıntakalarda bu ekaliyetlere devlet, belediye bütçelerile ve
sair bütçelerden maarif ve umur-ı hayriyeye hadim olmak maksadiye
tahsis olunabilecek mebaliğden âdilâne bir hisse temin
olunacaktır.
Bahis konusu ödenek ilgili toplulukların yetkili temsilcilerine
verilecektir.
Madde 149 — Hükûmet-i Seniye Türkiye'de mevcut ırkî
bilcümle ekaliyetlerin her birinin ruhanî tedrisi, muhtariyet-i
idaresini tasdik ve ana riayet etmeği taahhüt eyler. Hükûmet-i
Osmaniye bu maksatla ve işbu muahedenin ahkâm-ı muhalifesi
mahfuz kalmak kayd-ı ihtirazisi tahtında selâtin tarafından sadır
(1 Maddenin bu sonuncu fırkası türkce metinde yoktur.)
olan fermanlar, hat-tı hümayunlar, beratlar ve tezakir-i nuzzar
ve tezkere-i samiyeler ile milel-i gayr-i müslimeye umur-ı mezhebiye,
tedrisiye ve adliyece bahşolunan imtiyazat ve muafiyatı
bütün derece-i şümul ve ittisal ile halen teyit eylediği gibi imtiyazat
ve muafiyat-ı mezkûreyi atiyen de muhafaza eyler.
Hükûmet-i Osmaniye tarafından imtiyazat ve muafiyat-ı
mezkûrenin ilgasını, tahdit veya tadilini mutazammın sadır olan
bütün kararnameler, kanunlar, nizamnameler ve tamimler keenlemyekûn
addolunacaktır. İşbu muahedename ahkâmınca Osmanlı
usul-ı idare-i adliyesince icra olunan her gûna tadilât,
ırkî ekaliyetlere şamil olmak haysiyetile,
işbu muahede ahkâmına faik addedilecektir.
Madde 150 — Hükûmet-i Osmaniye tebaa-i Osmaniyeden bulunan
hıristiyan ve musevilerin mühim nisbette sakin oldukları
şehir ve mahallerde mezkûr Osmanlı tebaasının din ve mezhep
ve ayin-i ibadetlerine bir tecavüz teşkil edecek herhangi bir fiil
ve harekette bulunmağa icbar edilmeyeceklerini ve anların
hafta tatillerinde mahakimde isbat-ı vücuttan veyahut bir muamele-
i kanuniye ifasından imtina eyledikleri takdirde hukuk-ı
kanuniyelerinirı izaasına mahkûm edilmeyeceklerini Hükûmet-i
Osmaniye taahhüt eyler.
Maahaza bu madde asayiş-i umuminin muhafazası zımnında
diğer bütün tebea-i Osmaniyeye tahmil olunan taahhüdat-ı kanuniyeden
bu hıristiyan ve musevî Osmanlı tabaasını muaf kılmiyacaktır.
Madde 151 — Başlıca düvel-i müttefika bu kısımda münderiç
mevaddın temin-i icra ve tatbiki için ne gibi tedabire tevessül
edilmek iktiza ettiğini Cemiyet-i Akvam Meclisile müttefikan
tetkik ettikten sonra tayin edeceklerdir.
Mevad-dı askeriye, bahriye ve havaiye
Türkiye bütün milletler teslihatının suret-i umumiyede
tahdidi istihzaratını mümkün kılmak için âtide mezkûr mevad-dı
askeriye, bahriye ve havaiyeye tamamile riayet etmeği taahhüt
eyler.
Akhâm-ı umumiye
Madde 152 — Türkiye'nin bulunduracağı kuvve-i müselleha
ancak berveçh-i âti kıtaattan ibaret olacaktır.
1. Zat-ı şahaneye mahsus hassa kıtaatı;
Madde 153 — işbu muahedenin mevki-i meriyete vaz'ını
takip edecek altı2 ay zarfında 152 nci maddede musarrah kuvve-i
müsellahadan gayri kıtaat terhis ve lağıv edilecektir.
ikinci Fasd
Kuvve-i müsellaha-i Osmaniyenin mevcudu, teşkilâtı ve kadrosu
Madde 154 — Zat-ı şahaneye mahsus maiyet-i seniye kıtaatı
bir erkân-ı harp ile piyade ve süvari cüzütamlardan mürekkep
olacak ve mevcudu zabit ve efrat dahil olmak üzere yediyüz
kişiyi tecavüz etmeyecektir. Bu mevcut 155 inci maddede muayyen
umumî mevcuda dahil değildir.
Maiyet-i seniye kıtaatının suret-i teşekkülü işbu faslın 1
numaralı melfufunda tafsil edilmiştir.
Madde 155 — 152 nci maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında
tadat olunan kuvanm umum yekûnu erkân-ı harplar, zabitan,
mekâtib-i askeriye heyet-i talimiyesi ve idariyeleri ve
depo kıtaatı dahil olduğu halde 50.000 neferi tecavüz etmiyecektir.
Madde — 156 Jandarma neferatı Türkiye'nin taksim edileceği
mentatıktaki arazide bulunacaktır. Bu manatık-ı arziyenin
hududu 200 üncü maddede musarrah olduğu veçhile tayin olunacaktır.
(1 Türkçe metinde bu kelime atlanmıştır. Fransızca aslındaki "eventuellement"
karşılığı olarak ilâve edilmiştir.
Her mıntaka-i arziyede piyade ve süvari kıtaatından
mürekkep ve mitralyözlerle mücehhez ve hidemat-ı idariye ve
sıhhiyeye malik bir jandarma kıt'ası teşkil olunacak ve bu kıt'a
vilâyet, sancak ve kazalarda ve sair yerlerde sabit emn ve asayiş
hizmetini ifa için muktazi müfrezeleri tedarik edecek ve kıt'anın
mıntaka-i arziyenin bir veya müteaddit noktalarda seyyar ihtiyatları
bulunacaktır.
Vazife-i mahsusalarından dolayı jandarma kıtaatı ne topa
ne de eslihaya malik olmayacaktır.
Kıtaatın mevcud-ı umumisi 155 inci maddede mezkûr kuvve-
i umumiyenin mevcud-ı umumisinden 35.000 neferi tecavüz
edemeyecektir.
Bir kıt'anın azamî mevcudu bütün kıtaatın umumî mevcudunun
rub'unu tecavüz etmeyecektir.
Bir cüzütamın aksamı 200 üncü maddede musarrah müttefikin
komisyonunun müsaadesi olmaksızın kendileri için muayyen
mıntaka-i arazinin haricinde istimal edilemeyeceklerdir.
Madde 157 — Takviye kıtaat-ı mahsusası piyade, süvari,
cebel topçusu, istihkâm cüzü tamları ile kıtaat-ı fenniye ve umumiyeyi
ihtiva edecek ve bunların mevcud-ı umumisi 155 inci
maddede muayyen mecvut da dahil olduğu halde 15.000 neferi
tecavüz etmeyecektir.
Bir cüzütamın takviye kıt'ası 200 üncü maddede musarrah
müetlifin komisyonunun müsaade-i mahsusası olmadıkça bu kıtaat-
ı mahsusa mevcud-ı umumisinin sülüsünü tevacüz etmeyecektir.
Takviye kıtaat-ı mahsusasının teşkilâtına dahil bulunan
esliha ve hidemat-ı mahsusanın nisbeti merbut 2 numaralı tabloda
tayin olunmuştur.
Bunların tahaşşut mahalleri 200 üncü maddede musarrah
olduğu veçhile tayin olunacaktır.
Madde 158 — 156 ve 157 nci maddelerde mevzuubahis teşkilâtta
erkân-ı harp ve hidemat-ı saire heyeti de dahil olduğu
halde zabıtanın nisbeti hizmette bulunan umumî mevcudun yirmide
birini ve küçük zabitanın nisbeti on ikide birini tecavüz
etmeyecektir.
Madde 159 — Muhtelif düvel-i müttefika veya bitaraf devletler
tarafından gönderilecek zabitan Osmanlı hükümetinin
idaresi altında jandarmanın teşkil ve talimi emrinde kumandanlığa
muavenette bulunacaklardır.
Bu zabitanın miktarı 158 inci maddede muayyen zabitan
miktarına dahil değildir. Fakat bunların mevcudu jandarma
zabitan mevcudunun yüzde on beşini tecavüz etmeyecektir.
200 üncü maddede musarrah müttefikin komisyonunca vukubulacak
itilâfat-ı mahsusa ile bu zabitanın nisbeti adediyesi
ve tabiiyetleri tesbit ve bu madde ile taayyün eden muhtelif
hidemata bu zabitanın iştirakleri şeraiti tanzim edilecektir.
Madde 160 — Aynı mıntaka-i arziyede 159 uncu madde
mucibince Hükûmet-i Osmaniyenin emrine verilen ecnebi zabitanı
kaideten aynı tabiiyete mensup olacaklardır.
Madde 161 — 178 inci maddede muayyen boğazlar mıntakasında
ve Adalarda (Limni, İmroz, Somatras, Bozcaada ve
Midilli adaları müstesna olduğu halde) Osmanlı ve Yunan jandarma
neferatı bu mıntakadaki beynelmüttefikin umum kuva-yı
işgaliye kumandanlığının emrine tabi olacaklardır.
Madde 162 — Her gûna seferberlik tedabiri veya seferberliğe
müteallik veya efrad-ı mevcudenin ve işbu bapta musarrah her
nevi kuvanın vasait-i nakliyesinin takviyesine mütedair her nevi
tedabir memnudur.
Erkân-ı harbiye ve hidemat-ı müteferrika gibi teşkilât-ı
muhtelife hiç bir suretle mütemmim kadrolara malik olamamabdırlar.
Madde 163 — 153 üncü maddede muayyen müddet zarfında
elyevm mevcut bilumum jandarma kuvası 156 nci maddede
bahsedilen jandarma kıtaatına kalbedileceklerdir.
Madde 164 — İşbu bapta bahsedilmeyen her türlü teşkilât-ı
askeriye memnudur.
Müsaade edilen hassa kıtaatı müstesna olmak üzere elli bin
kişinin haricinde kalan fazla teşkilâtın ilgası tedricen muahedenin
imzasından itibaren icra olunacak ve bu ilga keyfiyeti 153
üncü maddede mevzu şerait veçhile muahedenin mevki-i meriyete
vaz'ından azamî üç ay sonra tamamen hitama ermiş
bulunacaktır.
Osmanlı harbiye nezaretinde müstahdem zabitan ve memurin
ile erkân-ı harbiye-i umumiyenin ve bunlara merbut idarî teşkkilâtın
mevcutları 200 üncü maddede tarif edilen müttefikin
komisyonunun Osmanlı kuvve-i müsellahasını idareye ancak
lâzım addedeceği bir miktara tenzil edilecek ve işbu mevcutlar
158 inci maddenin tahdit ettiği azamî kuvvet meyanında dahil
kalacaklardır.
Ahz-ı asker
Madde 165 — Osmanlı kuvve-i müsellahası istikbalde ancak
gönüllü efrattan terekküp edecektir.
Silk-i askerî ırk ve mezhep farkı gözedilmeksizin Devlet-i
Osmaniyenin bilumum tebaasına seyyanen küşade bulunacaktır.
156 nci maddede tarif edilen jandarma kıtaatına gelince
bu kıtaat esasen mıntakavî bir tarzda terkip edilecek ve her
mıntakanın kıt'ası müslüman ve hıristiyan nüfuslarına imkânen
muadil bir nisbette tanzim edilecektir.
Ahkâm-ı ânife efrat hakkında olduğu gibi zabitana da kaabil-
i tatbik olacaktır.
Madde 166 — Küçük zabitler ile efrat için müddet-i hizmet
mütevaliyen 12 sene olacaktır.
Müddet-i hizmetlerinin inkızasından evvel herhangi bir sebeple
hizmetten affedilen adamların yerlerine alınacakların adedi
senede 155 inci maddede tayin olunan umumî mevcudun yüzde
beşini tecavüz etmeyecektir.
Madde 167 — Bilumum zabitan meslekten yetişmiş olacaklardır.
Elyevm Osmanlı askerî ve jandarma zabitliğinde bulunup
da yeni kuvve-i müsellahada ipka edilecek olanlar lâakal kırk
beş yaşına kadar ifa-yı hizmet edeceklerini taahhüt etmelidirler.
Elyevm Osmanlı askeri ve jandarma zabitliğinde bulunup
da yeni kuvve-i müsallahaya ithal edilmeyecek olanlar her gûna
mükellefiyet-i askeriyeden kat'iyen terhis edilecekler ve hiçbir
nazarî veya amelî talim-i askeriye iştirak etmeyeceklerdir.
Yeniden nasbolunacak zabitan lâakal mütevaliyen 25 sene
hizmet-i fiiliyede bulunlunmağı taahhüt etmelidirler.
Herhangi bir sebeple müddet-i taahhütlerinin inkızasından
evvel terk-i hizmet eden zabıtanın yerine alınacak zabıtanın mevcudu
158 inci maddede muayyen umum zabitanı yekûnunun yüzde
beşini tecavüz etmeyecektir.
EKLER ve TABLOLAR için bakınız:
Sevr Anlaşması Tam Metni - TTK
Madde 168 - Muahedenin imzasından itibaren üç ay mürurunda
Türkiye'de ancak müsaade olunan cüzütamlara muktazi
zabitan ve küçük zabitanın yetiştirilmesi için lâzım-ı gayr-ı mufarik
olan berveçh-i âti mekâtip ipka edilecektir :
Zabitan mektebi;
Madde 169 - 168 inci maddede beyan olunanalardan maada
ınüessesat-ı tadrisiye ve her gûna spor cemiyetleri ve saire hiç
bir mes'ele-i askeriye ile iştigal etmemelidirler.
Madde 170 — Üçüncü kısmın (Mevad-dı siyasiye) 48 inci
maddesi ahkâmına halel gelmemek şartile gümrük muhafızları,
mahalli zabıta memurları, şehir ve kır zabıta memurini, orman
bekçileri ve buna müşabih sair memurinin adedi işbu muahede
ile muayyen Osmanlı hudud-i arziyesi dahilinde 1913 senesinde
vazaif-i mümasile ifa eden âdemler miktarını tecavüz etmemelidir.
tstikbalen bu gibi memurinin adedi ancak istihdam edildikleri
mahallerde nüfus-i ahalinin tezayüdü nisbetine tebaan tezyit
edilebilecektir. Bu müstahdimin veya memurin ile şömendöferler
hizmetinde bulunanlar herhangi bir askerî talime iştirak
için cemedilemeyeceklerdir.
Taksimat-ı mülkiyenin her birinde şehir ve kır zabıtaları,
orman bekçileri jandarma umuruna müteallik olan 165 inci maddede
tarif edilen esas dairesinde nasb ve tayin olunacak ve evamir
ve teşkilâta tabi tutulacaklardır.
Türkiye'nin memurin-i mülkiyesinden bulunmaları itibarile
Osmanlı kuvve-i müsellahasından hariç kalacak olan Osmanlı
zabıta memurları meyanına müttefik veya bitaraf düvel-i muhtelife
tarafından verilecek ecnebi zabitan veya memurin hükûmet-i
Osmaniye idaresinde Ofmınlı zabıtasını tensika ve kumandaya
ve talim ve terbiyeye muavenet edeceklerdir. Bu ecnebi
zabitan veya memurinin miktarı Osmanlı memurin-i zabıtasının
miktarının yüzde on beşini tecavüz etmeyecektir.
Madde 171 — Bu muahedenin mevki-i meriyete vaz'ından
üç ay sonra Osmanlı kuvve-i müsellahasmın muhtelif kıtaatında
kullanılmakta veya ihtiyaten saklanılmakta olan teslihatın miktarı
bu baba melfuf 3 numaralı cetvelde muharrer miktarı tecavüz
etmemelidir.
Madde 172 - Türkiyenin malik olacağı mühimmat-ı harbiyenin
miktarı bu baba melfuf 3 numaralı cetvelde muharrer
miktarı tecavüz etmemelidir.
Madde 173 — Bu muahedenin mevki-i meriyete vaz'ından
itibaren altı 1 ay mühlet zarfında Osmanlı kuvve-i müsellahası
için müsaade edilen miktardan fazla bilcümle esliha, cephane ve
muhtelifülcins malzeme-i harbiye 200 üncü maddenin tarif ettiği
askerî murakabe komisyonuna mehal-i muayyenede teslim edilecektir.
Düvel-i müttefika bu teslim olunan esliha, cephane ve malzemenin
ne yapılacağını bilâhara tayin edeceklerdir.
Madde 174 — Esliha, mühimmat, malzeme-i harbiye, âlet-i
tayeran ve her nevi aksamı ancak 200 üncü maddede bahsolunan
müttefikin komisyonunun müsaadesinin haiz fabrika ve müesseselerde
yapılabilecektir.
İşbu muahedenin mevki-i meriyete vaz'ından itibaren altı 2
ay zarfında her nevi esliha, mühimmat yahut her nevi mevaddı
harbiye imaline, ihzarına, itharına, tetkikine yarayan diğer
bilcümle müessesat ilga olunacak veyahut tamamen hususat-ı
ticariyede istimal olunmak üzere tebdil ve tağyir olunacaktır.
Müsaade olunan mühimmat mevcudunun hıfzına mahsus
1 ve 2. Türkçe metinde üç ay yazılıdır. Fransızca metne göre düzeltilmiştir.
mebaniden maada bilcümle ebniye-i mümasile aynı muameleye
tabi tutulacaktır.
Bu müessesat ve mebanide imaline müsaade olunan miktardan
fazla mühimmat ve esliha imali için kullanılabilecek her
türlü edevat-ı imaliye ve vasait-i harbiye 200 üncü maddede beyan
olunan kontrol komisyonunun ittihaz edeceği kararlara tevfikan
istimalden iskat edilecek ve tamamen ticarî bir şekle ifrağ
olunacaktır.
Madde 175 — Türkiye'ye esliha ve cephane, malzeme-i
harbiye, alet-i tayeran ve aksamı ve bu gibi her cins şeylerin
ithali 200 üncü maddede beyan olunan komisyonun müsaade-i
mahsusasına iktiran etmedikçe kat'iyyen memnudur. (Silâh ve
mühimmat ve malzeme-i harbiye ile sair her nevi bu gibi malzeme
imalâtı da kat'iyyen memnudur)1
Memalik-i ecnebiyeye mahsus her nevi esliha mühimmat
ve mevad-dı harbiyenin imal ve ihracı da kat'iyyen memnudur.
Madde 176 — Alev makinalarının semli ve buna mümasil
muhnik gazların ve mayiat ve mevad ve müstahzarat-ı mümasilenin
istimali memnu olduğundan bunların Türkiye'de imali veya
oraya ithali şiddetle memnudur.
Bilhassa müstahsüat-ı mezkûrenin imal, muhafaza ve istimaline
hadim her nevi malzeme dahi memnudur.
Zırhlı otomobillerle "tank" namındaki hücum otobillerinin
ve makasıd-ı harbiyeye hadim bu gibi alât ve edevatın Türkiye'de
imali ve oraya ithali memnudur.
Madde 177— 178 inci maddede bahsedilen Boğazlar ve adalar
mıntıkasında bilcümle istihkâmat teçhizatından tecrit ve mezkûr
maddede zikredildiği veçhile hedmolunacaktır.
Bu mıntıka haricinde mevcut mevaki-i müstehkeme 89
uncu maddede münderiç kayd-ı îhtirazi tahtında olarak hal-i
hazırlarında muhafaza olunabileceklerdir. Fakat üç ay mühlet
zarfında teçhizatlarından tecrit olunacaklardır.
Madde 178 — Boğazlardaki serbestiyi temin için düvel-i
müteakide ahkâm-ı âtiyeyi kararlaştırmışlardır :
Evvelâ — Muahedenin mevk-i meriyete vaz'ından itibaren
3 ay mühlet zarfında 179 uncu maddede beyan edildiği veçhile
Marmara'daki sevahil ile adaların ve Boğazlar sevahilinin Limni,
İmroz, Semendirek, Bozca ve Midilli adalarının dahil bulunduğu
bir mıntaka-i mahdudede bilcümle müessesat-ı askeriye, istihkâmat
ve bataryalar teçhizatlarından tecrit ve hedm olunacaklardır.
Mezkûr mıntakada ve adalarda müessesatın ihyası ve müessesatı
mümasilenin inşası, seyyar bataryaların oralara süratle
şevkine hadim yollar ve şömendöferler inşası şerait-i âtiye tahtında
memnudur; Fransa, İngiltere ve İtalya hükümetleri el-haletü
hazihi mevcut ve bu missillû makasıda hadim olabilecek yollar
ve demir yolları istimalden iskat için lâzım gelen istihzaratta bulunmak
hakkını haiz olacaklardır.
Limni, İmroz, Semendirek, Bozca ve Midilli 1 adalarında
yeni yollar ve şömendöferler inşası ancak bâlâda ismi geçen üç
devlet-i muazzamanın müsaadesile mümkün olacaktır.
Saniyen — (Evvelâ) işaretli bendin birinci fıkrasında muharrer
tedabiri Türkiye ile Yunanistan kendilerine ait olan mıntakalarda
bizzat masarif ihtiyarı ile ve 203 üncü maddede mevzu
kontrol altında ittihaz edeceklerdir.
Sâlisen — (Evvelâ) işaretli bendin birinci fıkrasında münderiç
menatık ve adalar2 makasıd-ı askeriyede ancak marezzikir
üç devlet-i muazzama tarafından müştereken istimal olunabileceklerdir.
Bu madde arazi ve cezair-i mezkûrede bulunup 161
inci madde ahkâmı mucibince müttefikin kuva-yı işgaliyesi
kumandanlığına tabi olacak olan Yunan ve Osmanlı neferatının
istihdamını ve 152 inci maddede musarrah maiyet-i seniye hassa
muhafaza kıtaatının vücudunu dahi şamildir.
Râbian — Düvel-i mezkûre Boğazların serbestisini doğrudan
doğruya yahut bilvasıta ihlâle müstait herhangi bir hareketi
veya tedarikâtı men için lâzım addettikleri kuva-yı askeriye veya
havaiyeyi bu arazide ve adalarda bulundurmak salâhiyetini
haiz olacaklardır.
Madde 179 — 178 inci maddede bahsi geçen mıntaka berveçh-
i âti tahdit olunur : (1 numaralı haritaya bakılmalı)
Madde 180 — Muahede-i haziranın mevki-i meriyete vaz'ından
itibaren 16 gün zarfında tayin olunacak bir komisyon 178
inci maddenin irae ettiği mıntaka hudutlarını mahallinde tayin
edecektir. Bu hudutların 27 nci maddenin 1-2 fıkrasında zikir olunan
serhatlere temas eden kısmı müstesnadır. Bu komisyon Fransa,
İngiltere ve İtalya memurin-i askeriyesi tarafından mütekabilen
tayin olunacak üç azadan terekküp edecek ve iktiza-yı ahvale
göre bunlara Yunan hakimiyetine geçecek mıntaka kısmı için
Yunan Hükümeti tarafından bir âza ve yahut Devlet-i Aliye
hakimiyetinde kalan kısım için Devlet-i Aliye tarafından bir âza
iltihak edecektir. Komisyonun ekseriyet-i âra ile vereceği kararlar
alâkadar taraflar için mecburiyülicra olacaktır.
Bu komisyonun masarifi bu mıntakanın masarif-i işgaliyesinden
mahsup edilecektir.
Madde 181 — Bu muahedenin mevki-i meriyete vaz'ı tarihinden
itibaren, 30 teşrinievvel 1918 tarihli mütarekename mucibince
Osmanlı limanlarında tevkif (interné) edilmiş olan bilcümle
sefain-i harbiye başlıca düvel-i müttefikaya kat'î olarak
teslim edilmiş addolunacaktır. Maamafih Türkiye sahilleri boyunca
hidemat-ı inzibatiye ve saydiye için adetleri:
Ganbotlar :
Gümrüklerin teftişi için tesis edilecek olan idare umur-i
memuresinin hüsn-i suretle cereyanı için tezyidini zarurî gördüğü
halde daha mühim bir kuvvet istihsali hususunda 178 inci
maddede işaret edildiği veçhile düvel-i selâse-i müttefikaya müracaat
hakkını haiz olacaktır.
Ganbotlar 77 milimetre çapından dûn iki top ile iki mitralyözden
ibaret hafif teslihata malik olabilirler. Torpidolar(yahut
devriye sefaini) 77 milimetre çapından dûn yalnız bir toptan
ibaret hafif teslihatı havi olabilirler. Bu gemilerde bulunan bilcümle
torpiller ile torpil kovanları kaldırılacaklardır.
Madde 182 — Hükûmet-i Osmaniye için 181 inci maddede
zikredilen sefainin yerine ikame edilecek olanlardan maada diğer
safain-i harbiye inşa yahut iştirası memnudur
Torpitoların yerine devriye sefaini ikame olunacaktır.
Bu sefainin yerine tahsis edilecek olan gemiler :
600 tonluk gambot;
Yalnız bir sefinenin ziyaı müstesna olmak üzere gambot
ve torpidoların denize tenzilleri tarihinden itibaren ancak yirmi
senenin hitamında yerine diğeri konabilecektir.
Madde 183 — Âtide zikir ve tadat olunan Osmanlı nakliye
sefain-i müsellahası ve filo sefain-i muavinesi silâhlarından tecrit
olunarak sefain-i ticariyeden ve ad itibar olunacaktır :
Reşit paşa (eski Por Antonyo);
Madde 184 — Umur-i ticariye için inşası itmam edilecek
olan sath-ı bahir sefaini müstesna olmak üzere Türkiye'de elyevm
inşa edilmekte bulunan kâffe-i sefaini harbiye ve minelcümle
tahtelbahirler tahrip edileceklerdir.
Gemilerin tahrip ameliyatı işbu muahedenin mevki-i meriyete
vaz'ı tarihinden itibaren iptidar edecektir.
Madde 185 — Tahtelbahir veya sath-ı bahir sefainin ve diğer
bilumum sefain-i harbiyenin tahribinden zuhur edecek bilcümle
eşya, makina ve malzeme ancak büsbütün sınaî ve ticarî işlerde
istimal edilecektir. Bunlar ne furuht ve ne de ecnebiye terk
edilemeyeceklerdir.
Madde 186 — Ticarette kullanılmak için bile olsa Türkiye'de
tahtelbahir inşa veya iştirası memnudur.
Madde 187 — 181 inci maddede tâdil edilen sefain-i bahriye-i
Osmaniye 201 inci maddeye nazaran beynelmilel bahriye
kontrol komisyonu tarafından tayin edilen miktardan maada
ne kendi dahillerinde ne de ihtiyat olarak esliha ve malzeme-i
harbiyeyi havi olamayacaktır.
Balâdaki makadirin tayinini takip eden ay zarfında 30 teşrinievvel
1918 tarihli mütarekenin tarih-i imzasında Türkiye'ye
ait bulunmuş olan bilcümle esliha, cephane ve eşya-yı harbiye-i
bahriye, torpil ve mayınlar da dahil olduğu halde düvel-i muazzama-i
müttefikaya tamamile teslim edilmiş olacaktır.
Balâda bahsolunan eşyanın memalik-i Osmaniye dahilinde
imali ve memalik-i Osmaniyeden ihracı men edilecektir. Diğer
bütün mevad-di müdahhare, mevcut esliha-i ihtiyatiye veyahut
her malzeme-i harbiye, bahriye memnudur.
Madde 188 — Bahriye beynelmilel kontrol komisyonu 189
uncu madde ahkâmına tevfikan Osmanlı bahriyesine kabul edilecek
rütbei muhtelifeden zabitan ve efrat adedini ve teşkilâtını
tesbit edecektir.
Bu hey'et 181 inci madde mucibince Türkiye'ye bırakılacak
sefainin teçhizine mahsus hey'etle, hidemat-i saydiye ve inzibatiye
hey'eti, tarassudat-ı havaiye postaları hey'etini ihtiva
edecektir.
Bu adedin tesbitini takip edecek olan iki ay zarfında eski
Osmanlı bahriye-i harbiyesine mensup olan eşhas ile balâda
bahsedilen adetten fazla kalacak olanlar ve diğer bütün eşhas
terhis edilecektir.
Yukarıda zikrolunan eşhas ve hey'etten maada umur-ı bahriye
için Türkiye'de hiç. bir teşkilât-ı bahriye veya askeriye veya
bir ihtiyat kuvveti teşkil edilemeyecektir.
Madde 189 — Osmanlı bahriye mensubini, hizmet-i bahriyede
zabitan için bilâfasıla 25, gedikli er ile efrat için kezalik bilâfasıla
12 sene imtidat etmek şartile ve gönüllü suretile tedarik edilecektir.
Müddet-i muayyenenin hitamından evvel herhangi sebepten
dolayı terk-i hizmet edecek eşhasın yerine kaim olacak olan miktar-
ı senevi, Bahriye Beynelmilel Kontrol Komisyonu tarafından
tayin edilmiş olan eşhas miktar-ı umumisinin yüzde beşini tecavüz
edemeyecektir.
Eski Osmanlı bahriye-i harbiyesinden terhis edilen efrat
berrî ve bahrî hiç bir gûna talim ve terbiye görmeyecektir.
Eski Osmanlı bahriye-i harbiyesine mensup olup terhis edilmeyecek
olan zabitan, esbab-ı harbiyeden dolayı daha evvel ayrılmağa
mecbur olmadıkları takdirde kırk beş yaşına kadar
hizmet etmeği tahhaüt eyleceklerdir.
Ticaret-i bahriyede müstahdem zabitan ve efrat hiç bir gûna
talim-i askerî görmeyeceklerdir.
Madde 190 — 178 inci maddede beyan olunan mmtakada
telsiz telgraf merkezleri işbu muahedenin meriyete duhulü tarihinde
düvel-i müttefika-i muazzamaya teslim edileceklerdir.
Hükûmet-i Osmaniye ve Yunanistan mezkûr mıntakada hiç
bir telsiz telgraf merkezi tesis edemeyeceklerdir.
Madde 191 — Türkiye kuvay-i askeriyesinde berrî ve bahrî
hiç bir tayaran âleti bulunmayacak ve hiç bir kabil-i sevk balon
muhafaza edilmeyecektir.
Madde 192 — Muahede-i haziranın mevki-i meriyete vaz'
mdan itibaren iki ay zarfında elyevm Türkiye berrî ve bahrî
ordularında bulunan bilumum tayyareciler terhis edileceklerdir.
Madde 193 — Türkiye memalikinin kuvay-ı müttefikadan
tamamen tahliyesine değin müttefikin tayyareleri bütün Türkiye
arazisi üzerinde serbestçe tayaran ve mürur etmek ve yere inmekte
serbest olacaktır.
Madde 194 — Bu muahedenin mevki-i meriyete vaz'ındanitibaren
altı ay zarfında hangi cinsten olursa olsun bütün tayaran
aletlerinin ve bunların aksamının, tayaran motorlarının ve bunlara
ait parçaların Türkiye'de imali, ihracı ve ithali tamamen
memnudur.
Madde 195 — Bu muahedenin mevki-i meriyete vaz'ından
itibaren bilumum berrî ve bahrî alât ve malzeme-i tayaran masarifi
Türkiye tarafından tesviye edilmek üzere düvel-i müttefika-
i muazzamaya teslim edileceklerdir.
Bu teslimat altı 1 ay zarfında ikmal edilmiş olacak ve mahal-
1-i teslimleri Müttefikin Havaî Kontrol Komisyonu tarafından
taviıı olunacaktır.
Düvel-i müttefika-i mezkûre hükümetleri bu malzemenin ne
olacağını bilâhara kararlaştıracaklardır.
tşbu malzeme bilhassa umur-i harbiyede kullanılan yahut evvelce
kullanılmış olan bilumum mevaddı ihtiva edecek ve ezcümle:
ttmam edilmiş, imal edilmekte bulunmuş, tamir veya terkip
halinde bulunan kara ve deniz tayyareleri tayarana salih olan,
imal edilmekte veya tamir ve yahut terkip halinde bulunan kaabil-i
sevk ve idare balonlar, müvellidülma imaline mahsus âlât;
Tayyare motorları;
Yukarıda ki kategorilerden herbirine ait yedek parçalar 1
Türkiye'de mevcut olan herhangi neviden olursa olsun tayaran
edevat ve teçhizatı malzeme-i harbiye ad ve itibar edilecek
ve bu namla ihraç, iare, ferağ, istimal, tahrip edilemeyecektir.
Yalnız 202 nci maddede mevzu-i bahis Tayyare Kontrol
Komisyonu bunlar hakkında hükmünü verinceye kadar hareketten
sakıt bulundurulacaklardır.
Bu komisyon bu hususta yegâne mercidir.
Madde 196 — işbu kısmın ahkâm-ı mahsusası müstesna
olmak şartile muahede-i haziranın muhtevi bulunduğu askerî,
bahrî, havaî mevad ve ahkâm başlıca düvel-i müttefika tarafından
tayin olunan kontrol komisyonlarının nezareti tahtında
Türkiye tarafından icra edilecek ve bu husustaki masarif Türkiye'ye
ait olacaktır.
Mevzu-i bahis komisyonlar askerî, bahrî, havaî mevad ve
ahkâmın icrası hususunda başlıca düvel-i müttefikayı Türkiye
nezdinde temsil edeceklerdir.
Bu komisyonlar başlıca düvel-i müttefikanın ittihaza salâhiyettar
oldukları veyahut ahkâm-ı mebhusenin icrasını temin
için ittihazına lüzum görülebilecek olan kararları Türkiye memurinine
tebliğ edeceklerdir.
Madde 197 — Müttefikin kontrol ve teşkilât komisyonları
merkezlerini istanbul'da tesis edebilecekler ve icap ettiği za-
man Türkiye arazisinin herhangi bir noktasına gidebilmek yahut
oraya tâli komisyonlar veya bir veyahut müteaddit aza izam etmek
salâhiyetini hazi olacaklardır. (Bu fıkra türkçe metinde yoktur.)
Madde 198 — Hükûmet-i Osmaniye kontrol ve teşkilât
komisyonlarının vazifelerinin ifası için lûzum gösterecekleri her
türlü malûmatı ve dosyaları mezkûr komisyonlara vermeğe mecbur
olacak ve ahkâm-ı askeriye ve bahriye ve havaiyenin tamamen
icrası için bu komisyonların gerek memurin ve müstahdimin ve
gerek malzeme misilli muhtaç olacakları her türlü vasaiti masarifi
kendisine ait olmak üzere ita edecektir.
Hükûmet-i Osmaniye her komisyon nezdine, bu komisyonun
Hükûmet-i Osmaniyeye ifa edeceği tebligatı ahz ve telekkiye
memur olmak üzere bir mümessil tavin edecek ve bu mümessil
talep edilen bilcümle malûmat veva vesaiki ita veya tedarik eyleyecektir.
Madde 199 — Müttefikin kontrol komisyonlarının idare ve
masarifatı ve vazifelerinin istilzam evlediği masarifat Türkiye
tarafından tesviye olunacaktır.
Madde 200 — Müttefikin askerî kontrol ve tensikat komisyonu
berveçh-i âti vazaifle mükellef olacaktır :
Bir taraftan kuva-yı Osmaniyenin müsaade edilen miktara
tenziline ve birinci faslın altıncı babında bahs edilen esliha ve
malzeme-i harbiyenin teslimine dair olan mevad ve ahkâm-ı askeriyenin
icrasına ve mezkûr faslın yedinci ve sekizinci baplarında
mevzu-i bahis mevaki-i müstahkemenin teslihattan tecridine
ve diğer taraftan yeni Osmanlı ordusunun tensik ve kontrol edilmesine
dikkat ve nezaret eyleyecektir.
1- Bu komisyon müttefikin kontrol komisyonu sıfatiyle
bilhassa berveçh-i âti vazaifin ifasile mükellef olacaktır :
a- Gümrükçüler, mahalli, şehir ve kır memurin-i zabıtası,
orman bekçileri ve buna müşabih memurinden Türkiyenin 170
mcı madde mucibince muhafaza edeceği miktarların tesbiti;
2- Bu komisyon müttefikin askerî teşkilât komisyonu sıfatile
berveçh-i âti vazaifi haiz olacaktır :
Madde 201 — Müttefikin bahrî kontrol komisyonu bilhassa
inşaat destgâhlarını ziyaret, sefainin tahribini teftiş, eslihasının
malzeme-i harbiye-i bahriyesini ve cephanesini tesellüm, tahrip
ve hedim ameliyatına nezaret edecektir.
Hükûmet-i Osmaniye mevad-dı bahriyenin infazını temine
medar olacak bilcümle malûmat ve dosyaları müttefikin bahrî
kontrol komisyonuna ihzara mecbur olacak hususile sefain-i
harbiye plânlarını, eslihasının terkibatını, topların cinsini cephane,
torpil, mevad-dı müştaile, telsiz telgraf cihazları ve hulâsat an
bilumum malzeme-i harbiye-i bahriyeyi ve vesaik-i kanuniye,
idariye ve nizamiyeyi komisyona verecektir.
Madde 202 — Müttefikin havaî kontrol komisyonu, elyevm
Hükûmet-i Osmaniyenin elinde bulunan malzeme-i havaiyeyi
kayd ve tahrir etmek sefain-i havaiye detsgâhlarını teftiş etmek,
balon, tayyare, motor, esliha fabrikaları, cephane, mevad-dı
müştaile ve siefain-i havaiyede istmal olunabilecek bu kabil mevaddı
teftiş etmek bilcümle sefain-i havaiye limanlarını, hangarlarını,
yere inme mahallerini ziyaret etmek ve Osmanlı arazisinde bulunan
malzeme-i havaiye park ve depolarının mevkiini ziyaret
etmek icap ederse malzemenin nakil ve tesellümünü temin etmek
vazaifini haziz olacaktır.
Hükûmet-i Osmaniye müttefikin havaî komisyonuna mevad
ve ahkâm-ı havaiyenin icrasını temine hadim addettiği malûmat
ve vesaik-i kanuniye ve idariye ve saireyi ve hususile Türkiye'de
havaî kuvvetlere mensup bilcümle eşhasın ve mevcut malzeme
ile derdest-i imal olan ve sipariş edilmiş bulunan malzemenin miktarını
ve umur-ı havaiye için çalışan müessesat ve bunların mahallenle
hangarlar ve yere inme mahallerini mübeyyin bir cetvel
verecektir.
Madde 203 — Müttefikin askerî, bahrî ve havaî kontrol
komisyonları 178 inci maddenin 1 ve 2 işaretli bentlerinde icrası
mevzu-i bahis olan icraatın beraberce teftişini tem in etmek üzere
bir takım mümessiller tayin edeceklerdir.
Madde 204 — 89 uncu maddede beyan olunan arazinin vaziyet-
i siyasiyesi suret-i kat'iyede tanzim olununcaya kadar müttefikin
kontrol ve teşkilât komisyonlarının verecekleri kararlar
bu komisyonlar tarafından ancak vaziyet-i mezkûrenin tanziminden
dolayı lüzum görecekleri tadilat nazar-ı itibare alınmak
kayd-ı ihtirazisile ittihaz olunacaktır.
Madde 205 — Havaî ve bahrî müttefikin kontrol komisyonlarının
memuriyetlerine 201 ve 202 nci maddelerin tamami-i
icrasından sonra hatime verilecektir.
200 üncü maddenin 1 numaralı fıkrasında musarrah kontrol
vazaifini icraya memur müttefikin askerî komisyonunun kontrol
kısmına dahi aynı suretle hitam verilecektir.
Ancak mezkûr komisyonun yeni Osmanlı kuvve-i müsellahasının
teşkilâtına memur kısmı 200 üncü maddenin 2 nci fıkrasında
târifatı veçhile işbu muahedenin mevki-i meriyete vaz'ından
itibaren beş sene müddetle devam edecektir.
Başlıca düvel-i müttefika mezkûr komisyonun bu kısmının
ilga veya temdidi hususunda ita-vı karar hakkını muhafaza ederler.
Madde 206 — 30 teşrinievvel 1918 tarihli mütarekenamenin
ahkâm-ı âtiyesi yani 7, 10, 12, 13, 24 üncü maddeleri işbu muahede
ahkâmına mugayir olmadıkça mer'ı kalacaktır.
Madde 207 — Türkiye işbu muahedenin mevki-i meriyete
vazından itibaren hiç bir ecnebi memlekete askerî, bahrî ve havaî
hiç bir heyet izam etmemeği ve böyle bir heyetin azimetine müsaade
eylememeği taahhüt eyler. Bundan maada bir devlet-i
ecnebiyenin ordusunda, donanmasında veya kuva-yı havaiyesinde
hizmet veya tezyid-i malûmat için ana intisab etmek veyahut
suret-i umumiyede bir memleket-i ecnebi; ede askerî, bahrî veya
havaî kuvvetlerin talim ve terbiyesine muavenet etmek üzere
Osmanlı tebaasının memleketini terk etmesini men için tedabir-i
münasibe ittihazını taahhüt eyler.
Düvel-i müttefika bu muahedenin mevkii mer'iyete vaz'ı
tarihinden itibaren kendi ordularına, donanmalarına, kuvay-ı
havaiyelerine hiç bir Osmanlı tebaası ithal etmemeği, terbiye-i
askeriyesini tezyid için Osmanlı tebaasını kabul etmemeği yahut
alelumum Osmanlı tab'asından birini askerî, bahrî veya havaî
muallim, sıfatile istihdam etmemeği taahhüt ederler.
Maahaza bu tedbir Fransa hükümetinden fransız kavanin
ve nizamatına tevfikan lejyon etranjer (ecnebi alayı) yazmak
hakkını nez edemez.
Üsera-yı harbiye ve mezarlıklar
Birinci Kısım Üsera-yı harbiye Madde 208 — Henüz memleketlerine gönderilmemiş olan
Osmanlı üsera-yı harbiyesi ile mevkuf tutulmuş olan Osmanlı
sivillerin, bu muahedenin mevki-i meriyete vaz'ından itibaren,
mümkün mertebe süratle memleketlerine iadelerine devam olunacaktır.
Madde 209 — Üsera-yı harbiye ile mevkuf sivillerin teslim
edilmelerini müteakip memurin-i Osmaniye marifetile bunlar
derakap memleketlerine izam olunacaklardır.
Bu üseradan harpten evvelki itilâf kuvvetleri tarafından
işgal edilmiş arazide kâin olanlar aynı veçhile memleketlerine
gönderileceklerdir. Fakat bu izam keyfiyeti itilâf işgal ordusu
memurininin muvafakatile ve onların teftişleri altında vukubulacaktır.
Madde 210 — 30 teşrinievvel 1918 tarihinden itibaren
üseranın bilcümle masarif-i iadesi Hükûmet-i Osmaniye tarafından
tesviye olunacaktır.
Madde 211 — Üsera ve sivillerden zabt ve rabt hususuna
muhalif harekette bulunup da duçar-ı mücazat olmuş bulunanlar
bu cezayı ikmal etmiş veya etmemiş bulunsunlar bu cihetler
nazar-ı itibare alınmaksızın memleketlerine iade edileceklerdir.
Bu hüküm üsera-yı harbiye ve sivillerden 15 haziran 1 1920
tarihinden sonra irtikâp eyledikleri efalden dolayı tecziye edilmiş
olanlar hakkında tatbik olunmayacaktır. Bilumum üsera-yı
harbiye ve sivil mevkuf in tarih-i iadelerine kadar alelhusus say
ve zabt ve rabt nokta-i nazarından meriyülicra bulunan kavanine
tabi bulunacaklardır.
Madde 212 — Bir takım üsera-yı harbiye ve sivillerden
zabt ve rabta muhalif efal ve harekâttan başka bir takım ceraim
için müstahik-i veya mahkûm-i mücazat olanlar mevkuf kalabileceklerdir
Madde 213 — Hükûmet-i Osmaniye memleketlerine iade
olunan bilâtefrik bilcümle eşhası kendi arazisine kabul eylemeği
taahhüt eyler.
Üsera-yı harbiye veya Osmanlı tebaasından memleketlerine
avdet etmek arzusunda bulunmayanlar iadeden hariç bırakılabileceklerdir.
Fakat itilaf hükümetleri bunları iade yahut bitaraf
bir memlekete sevk veyahut kendi memleketlerinde ikamet
etmek için bunlara müsaade eylemek hakkını muhafaza ederler.
Hükûmet-i Osmaniye bu eşhasa veya ailelerine karşı hiç bir
istisnaî muamele yapmamağı, ve bu sebepten dolayı bunlar hakkında
herhangi s uretle olursa olsun bir tazyik ve eza ve cefa yapmamağı
taahhüt eder.
Madde 214 — Düvel-i müetlife kendi ellerinde bulunan üsera
ve tebaa-i Osmaniyenin vatanlarına iadelerini, Hükûmet-i Osmaniye
tarafından Memalik-i Osmaniye'de kendi arzuları hilâfında
olarak mevkuf tutulan bilcümle kendi esir veya tebaalarının,
Hükûmet-i Osmaniye'ce derhal serbest bırakılmalarına talik etmek
hakkını muhafaza ederler. (Türkçe metinde "1 kânunusâni" yazılıdır....
Türkçe metinde "kalacaklardır" yazılıdır.)
Madde 215 — Hükûmet-i Osmaniye husasat-ı âtiyeyi taahhüt
eder :
1- Gaiplerin ve kendi arzularile Osmanlı toprağında kalmak
isteyen düvel-i mütelife tebaasının taharrisi ve tahkik-i hüviyetlerine
memur olacak mütelifin komisyonlarına her teshilâtı irae,
ve icap eden vasait-i nakliyeyi tedarik ve ita eylemeği, ordugâhta
hapishanelere, hastanelere ve sair tekmil mevakie girmelerini
ve bunları tenvir edecek ve icra-yı taharriyat eylemelerine medar
olacak resmî ve gayr-ı resmî bilcümle vesaiki kendilerine ita etmeği
kabul ve taahhüt eder.
2- Düvel-i müttefika tebaasından birinin mevcudiyetini
ketm eden ve vâkıf olduktan sonra bunu ihbar hususunda tecviz-i
kusur eden memurin ve efrad-ı Osmaniye haklarında tayin-i
mücazat hususunu taahhüt eder.
3- İşbu muahedenamenin mücazata müteallik yedinci kısmında
musarrah mücazatı istilzam eden ve esna-yı harpte Türkler
tarafından müttefikin üsera-yı harbiye ve tebaasına karşı
irtikâp olunan ef'al ve harekât-ı cinaiyenin tebeyyününü teshil
eylemeği taahhüt eder.
Madde 216 — Hükûmet-i Osmaniye düvel-i müttefika tebaasile
zabitan ve asakir-i berriye ve bahriyesine ait olup memurin-i
Osmaniye' taraflarından tevkif edilmiş olan kâffe-i eşya,
teçhizat, esliha, para, tahvilat, vesaik ve her nevi eşya-yı zatiyeyi
bu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz'ı tarihinden itibaren
bilâifate-i vakit iade etmeği taahhüt eder.
Madde 127 — Düvel-i âkide-i âliye kendi memleketlerinde
bulunan üseray-ı harbiyenin iaşesine sarf edilmiş olan mebaliğin
mütekabileten tediyesinden sarf-ı nazar ettiklerini beyan ederler.
Madde 218 — Hükûmet-i Osmaniye bu muahede ile muayyen
hududu dahilinde vaki arazisinin İngiltere, Fransa, İtalya hükametlerinin
asakir-i berriye ve bahriyelerinden meydan-ı harpta
vefat edenler ve ceriha, hastalık, kaza gibi esbaptan dolayı
terk-i hayat eyleyenlerin mezarlarının bulunduğu aksamı ile bu
askerlere mahsus kabristanlar inşası için muktazi arazinin ve bu
kabristanlar ile âbidelere giden yolların hak-kı temellükü tamamen
düvel-i müşarünileyhime terk edecektir.
Yunan hükümeti dahi taht-ı hâkimiyetine mevzu Boğazlarla
adalar mıntakası hakkında aynı taahhüdü ifa eylemeği
taahhüt eyler.
Madde 219 — ingiltere, Fransa ve italya hükümetleri 218
inci madde mucibince hak-kı tasarrufu kendilerine ita olunan arazinin
bu muahedenin mevki-i meriyete vazından itibaren altı ay
müddet zarfında kendilerine devir ve ferağ edilmesi lâzım geldiğini
hükûmet-i Osmaniye ile Yunan hükümetine bildireceklerdir.
ingiltere, Fransa, italya hükümetlerinden her biri emvatın
defnolunduğu veya defnolunabileceği menatıkı tetkike ve müteaddit
mezarlıklarla hin-i hacette inşa edilecek kabristanlar
mahallerini teklife yegâne salâhiyettar olacak komistonu tayin
etmek hakkını haiz olacaklardır.
Hükûmet-i Osmaniye ile hükûmet-i Yunaniye bu komisyonlara
birer aza tayin edebilecekler ve ifa-yı vazifelerini teshilen
bunlara her türlü muaveneti ibzal eyleyeceklerdir.
Arazi-i mezkûrede ezcümle Gelibolu şibih ceziresi dahilinde vaki
olup 3 numaralı haritada tayin ve irae olunan arazi dahi dahildir.
Bu arazinin hudutları fıkra-i sabıkada musarrah olduğu veçhile
Hükûmet-i Yunaniye'ye bildirilecektir.
Menfeattar hükümet mezarlık için tahsis edilen bu nevi araziyi
herhangi bir maksat için istimal etmemeği ve ettirmemeği
taahhüt eder.
Arazi-i mezkûrenin sahili askerî, bahrî ve ticari bir maksad
için istimal edilemeyecektir.
Madde 220 — Hükûmet-i Osmaniye 219 uncu madde mucibince
tayin edilen arazinin hak-kı tasarrufunun tamamen ve
münhasıran ingiltere, Fransa ve italya hükümetlerine devir ve
ferağına muktazi tedabir-i kanuniye ve idariye bu tayini takip
edecek olan altı ay zarfında Osmanlı ve Yunan hükümetleri tarafından
ittihaz olunacaktır. Arazinin istimlâki icap ettiği takdirde
bu istimlâk muamelesi icab-ı hale göre kendi masraflarına
olarak Osmanlı ve Yunan hükümetleri tarafından icra kılınacaktır.
Madde 221 — 218 inci maddede musarrah arazi dahilinde
kâin mezarlıklarla âbidelerin inşasını, muhafazasını, idaresini
ve nezaretini münasip görecekleri herhangi bir komisyon veya
heyete tevdi etmek ingiltere, Fransa ve italya hükümetlerine
ait olacaktır.
Bu komisyon veya heyet hükûmet-i Osmaniye ve Yunaniye
taraflarından resmen tanınacak ve bu komisyonlar emvatı defne
ve mezarlıkların bir noktada cemini, inşasını temin eylemek için
lüzum görecekleri ecsadı nakle iptidar etmek hakkını haiz olacaklardır.
Neferatın bakiye-i izamı herhangi bir bahane ile olursaolsun
alâkadar olan hükümete mensup veya heyetin müsaadesi
olmaksızın defn edilmeyecektir.
Madde 222 — Bu fasılda mevzu-i bahis olan arazi hükümet
veya memurin-i Osmaniye veyahut icabına göre hükümet ve
memurin-i Yunaniye taraflarından hiç bir resme veya vergiye
tâbi tutulmayacaktır, ingiltere, Fransa, italya mümesilleri ile
kabristanları ve âbidatı ziyaret etmek arzusunda bulunacak olan
zevat her zaman bu araziye serbestçe dahil olacaklardır. Hükûmet-i
Osmaniye ve Yunaniye bu kabristana müntehi yolların
muhafazası vazifesini daimî bir surette deruhde ederler. Hükûmet-i
Osmaniye ve Yunaniye arazinin irvası için bu kabristanların
idare ve muhafazasına tahsis edilen heyet-i müstahdiminin
ihtiyacatına muktazi kâfi miktarda suyun tedariki zımnında ingiltere,
Fransa ve italya hükümetlerine bilcümle teshilat-ı lâzımeyi
irae eylemeği taahhüt ederler.
Madde 223 — Bu fasıl ahkâmı arazi-i metruke üzerinde
Osmanlı ve Yunan hâkimiyetine icab-ı hale göre naktse iras etmeyecektir.
Hükûmet-i Osmaniye ve Yunaniye hükûmet-i müttefikaya
ita olunan hakka tecavüz veya mezarlıklar ve abidelere
hakaret eylemekle müttehem eşhasın temin-i tecziyesi için kâffe-i
tedabir-i muktaziyeye tevessül etmeği taahhüt ederler.
Madde 224 — Hükümet-i müttefika ile hükûmet-i Osmaniye
bu faslın diğer ahkâmına halel gelmemek şartile Cemiyet-i Akvam
Ahidnamesi mucibince kendilerine mandası verilen arazi de dahil
olmak üzere kendi memleketlerinde metfun berrî ve bahrî asakir
kabirlerine hürmet ve bu kabirleri muhafaza ettireceklerdir.
Madde 225 — Hal-i esarette iken vefat etmiş olan muhtelif
muhasım hükümet tebaasına mensup üsera-yı harbiye ile sivil
üzeranın mezarlıkları 224 üncü maddede musarrah şeriat dairesinde
münasip veçhile muhafaza edilecektir. Vefat edenler haklarında
tayin-i hüviyetlerine hadim malûmatı havi mükemmel
bir liste ve hüviyetleri tayin edilmeksizin defn olunan eşhasın
miktarı ve kabirlerinin mevkii ve haklarında malûmat itasını
mütekabilen taahhüt ederler
Bir taraftan düvel-i müttefika ve diğer taraftan hükûmet-i
Osmaniye :
Evvelâ — Hüviyetlerine muktazi bilcümle malûmat-ı müfide
it asile beraber vefat edenlerin mükemmel defterini :
Madde 226 — Hükûmet-i Osmaniye düvel-i müttefikanın
kavanin ve adat-ı harbiyeye mugayir ef'al ve harekâtı irtikâp
etmekle müttehem eşhası mahakim-i askeriyelerinde muhakeme
etmek hususundaki serbesti-i hareketlerini tasdik eyler. Kanunların
gösterdiği cezalar suçlu oldukları tanınan şahıslara tatbik
edilecektir. işbu madde ahkâmı mahakim-i Osmaniye'de veya
müttefikin mahakiminde derdest-i icra bulunan bilcümle muhakemat
veya takibata dahi teşmil edilecektir.
Hükûmet-i Osmaniye düvel-i müttefikaya veyahut bunlardan
talep vukubulacak olan devlete kavanin ve adât-ı harbiyeye
mugayir bir fiil ve hareket ika etmiş olmakla müttehem bilcümle
eşhas isimlerinin veya hükümet tarafından haiz oldukları
rütbe, memuriyet veya hizmetlerinin tasrihile beraber teslim edecektir.
Madde 227 — Düvel-i müttefikadan birinin tebaası aleyhine
ika olunacak ef'al ve harekât faillerinin muhakemesi bu devletin
mahakim-i askeriyesinde rüyet olunacaktır.
Düvel-i müttefikadan bir çoğunun tebaası aleyhine ika olunan
efal ve harekât faillerinin muhakemesi alâkadar devletlerin
mahakim-i askeriyelerine mensup azadan müteşekkil mahakim-i
askeriyede rüyet edilecektir.
Herhalde müttehem, vekilini bizzat tayin evlemek hakkını
haiz olacaktır.
Madde 228 — Hükûmet-i Osmaniye isnat olunan ef'al-i cürmiyenin
tamamile anlaşılması mütteheminin zahire ihracı ve mesuliyetlerin
alavechissıhha tebyini için iraesini muktazi göreceği
herhangi nevi bilcümle vesaik ve malûmatı tedarik ve ita eylemeği
taahhüt eder.
Madde 229 — 226 ve 228 inci maddeler ahkâmı kavanin
ve adât-ı harbiyeye mugayir ef'al ve harekâtı irtikâp etmiş olmağla
müttehem bulunan ve sabık Osmanlı imparatorluğuna ait
olup kendilerine terk edilmiş veya terk edilecek olan hükümetlerin
arazisinde veya mezkûr hükümetlerin elinde bulunan eşhas
hakkında da tatbik edilecektir.
Bu eşhas hükûmat-ı mezkûreden birinin tabiyetini iktisap
eylemiş ise bu hükümet alâkadar hükümetin talebi üzerine ve
anınla müttefikan veya bilcümle hükûmat-ı müttefikanın taleb-i
müştereki üzerine eşhas-ı mezkûrenin takip ve tecziyesini temine
muktazi tedabir-i lâzimeyi ittihaz etmeği taahhüt eyler.
Madde 230 — Hükûmet-i Osmaniye 1 ağustos 1914 tarihinde
arazi-i Osmaniyeden bulunan herhangi bir arazide hal-i harp
esnasında ika edilen kıtallerden mes'ul olmak üzere düvel-i müttefikaca
talep olunacak eşhası düvel-i mezkûreye teslim eylemeği
taahhüt eder.
Düvel-i müettefika bu suretle müttehem eşhası muhakeme
edeeck olan mahkemeyi tayin etmek hakkını muhafaza ederler,
ve hükûmet-i Osmaniye de işbu mahkemeyi tanımağı taahhüt
eder.
Cemiyet-i Akvam tarafından mezkûr kıtaller faillerini muhakeme
etmek üzere vakt-i münasipte salâhiyettar bir mahkeme
teşkil olunduğu takdirde düvel-i müttefika bu müttehemleri mezkûr
mahkemeye havale etmek hakkını muhafaza ve hükûmet-i
Osmaniye de işbu mahkemeyi tanımağı taahhüt eder.
228 inci madde ahkâmı işbu maddede musarrah ahvale kaabil-i
tatbiktir.
Madde 231 — Hükûmet-i Osmaniye Almanya ve Avusturyanın
düvel-i müttefikaya karşı açmış oldukları harb-i mütecavizaneye
iştirak etmekle düvel-i müşarünileyhime tamamen tazmini
iktiza edecek her nevi zararlar iras etmiş ve fedakârlıklar ihtiyar
ettirmiş olduğunu tasdik eyler.
Diğer taraftan düvel-i müttefika hükûmet-i Osmaniyenin
menabi ve servetinin bu tazminatın tamamen ifasına gayr-i kâfi
olduğunu tasdik ederler.
Bu şeraite binaen ve işbu muahedename neticesi olarak yeniden
bir takım arazisnin inkısama uğraması hasebile Türkiye'ye
sabık Osmanlı tmperatorluğu varidatından ancak bir kısmı bırakılmış
olacağına nazaran düvel-i müttefika yalnız işbu muahedenin
bu kısmı ile dokuzuncu (mevad-dı iktisadiye) kısmının ihtiva
ettiği mevad ve ahkâm mahfuz kalmak şartile hükûmet-i
Osmaniyeye karşı tazminata müteallik bütün müddeiyattan sar-fı
nazar etmişlerdir.
Düvel-i müttefika Türkiye've bazı mertebe ifa-yı muavenet
arzusunda bulundukları cihetle bilhassa alâkadar bulunan düvel-i
müttefikadan yani Fransa, Britanya İmparatorluğu ve İtalya
devletlerinden her birinin vekillerinden ve istişarî reyi haiz bir
Osmanlı komiserinden mürekkep bir maliye komisyonunun ihdası
hususunda hükûmet-i Osmaniye ile peyda-yı itilâf ederler.
İşbu komisyonun salâhiyet ve vazaifi (attributions) âtideki maddelerde
irae edilmiştir.
Madde 232 — Maliye komisyonu Hükûmet-i Osmaniyenin
menabi-i servetini muhafaza ve tezyit için en münasip göreceği
her türlü tedabiri ittihaz edecektir.
Maliye nazırı tarafından her sene Osmanlı Parlementosuna
takdim edilecek bütçe evvel beevvel maliye komisyonuna arz ve
parlementoya işbu komisyon tarafından tasvip edilen şekilde
takdim edilecektir. Parlemento tarafından yapılan tadilat maliye
komisyonunun tasvibine iktiran etmedikçe icra edilmeyecektir.
Maliye komisyonu Türkiye'nin bütçelerile kavanin ve nizamat-
ı maliyesinin tatbik ve icrasına nezaret edecektir. Bu nezaret
doğrudan doğruya maliye komisyonunun taht-ı emrinde bulunacak
ve azası ancak bu komisyonun tasvibile tayin edilecek
olan Osmanlı heyet-i teftişiyesi vasatatile icra olunacaktır.
Hükûmet-i Osmaniye bu müfettişlere ifa-yı vazife edebilmeleri
için muktazi her türlü teshilâtın iraesini ve hükümetin hidemat-
ı maliyesine iktidar ve ehliyetleri kâfi olmayan memurin
hakkında maliye komisyonunca telkin olunacak tedabirin ittihazını
taahhüt eyler.
Madde 233 •— Bundan maada maliye komisyonu Düyun-i
Umumiye Meclisi ve Bank-ı Osmanî ile bilittifak Türkiyede tedavül-i
nukut hususunu tanzim etmek ve muvafık ve muhik
görülecek her nevi vasait ile bunu islâh eylemekle mükellef olacaktır.
Madde 234 •— Hükûmet-i Osmaniye maliye komisyonunun
inziman-ı muvaffakati olmadıkça dahilî veya haricî hiç bir istikraz
akdetmemeği taahhüt eyler.
Madde 235 — Hükûmet-i Osmaniye esna-yı harpte ve işbu
muahedenamenin mevki-i tatbike vaz'ına kadar memurin-i
Osmaniyenin herhangi bir icraat veya ihmâl ve tekâsülü yüzünden
236 nci maddede musarrah düvel-i müttefika sivil tebaasının
şahıslarile emvallerince duçar oldukları bilcümle zarar ve ziyanları
işbu muahedename ahkâmına tevfikan nakten tazmin etmeği
taahhüt eyler.
Hükûmet-i Osmaniye, Avrupa ve Tuna komisyonuna karşı,
bu komisyonun harp esnasında duçar olduğu zararlardan dolayı
maliye komisyonunca tayin olunacak iadat, tamirat ve tazminatı
ifaya mecbur tutulacaktır.
Madde 236 — Türkiyenin Osmanlı düyun-i umumiye hizmetinin
ifasına teminat olarak tahsis veya tevdi edilmiş olan varidat
müstesna olmak üzere (bir numaralı merbuta müracaat)
bütün menabi-i serveti maliye komisyonunun emrine vaz olunacak
ve komisyon da bu menabi-i serveti ihtiyaca göre berveçh-i
âti surette istimal edecektir :
1- Birinci derecede maliye komisyonunun maaşat ve ma.sarif-i
cariyesi ile işbu muahedenamenin mevki-i icraya vaz'ını
mütakip Osmanlı kalan arazide kalacak olan müttefikin kuva-yı
işgaliyesinin alelade masarifi tediye olunduktan sonra Osmanlı
kalan arazide 30 teşrini evvel 1918 taribindenberi müttefikin
kuva-yı işgaliyesinin masarifi ve bu masarif-i işgaliyeyi ihtiyar
etmiş olan devletten gayrı bir devlet lehine olarak Türkiye'den
fek-ki irtibat etmiş olan arazideki müttefikin kuva-yı işgaliyesinin
masarifi.
İşbu masarifin miktarile bu masarifin tesviyesine muktazi
tekasit-i seneviyenin miktarı maliye komisyonu tarafından tayin
edilecek ve bu komisyon takasit-i mezkûreyi işbu kısım
mucibince' Türkiye'yi kendisine tahmil edilecek olan düyun-i
umumiye-i Osmaniyeye ait faizlerin tediyesine muktazi mebaliğin
muhtemel olan herhangi bir noksanının ikmalini temine ikdar
edebilecek surette tayin eyleyecektir.
2- İkinci derecede Hükûmet-i Osmaniyenin 235 inci madde
mucibince Türkiyenin vaziyet-i maliyesi ve idaresinin masaraif-i
esasiyesini temin eylemek mecburiyeti nazar-ı dikkate alınmak
şartiyle 9 uncu kısmın (mevad-dı iktisadiye) 317 ncı maddesinde
tarif olunduğu veçhile 1 ağustos 1914 tarihinde kendi tebaalarile
Osmanlı tabiiyetini haiz olmayanların esna-yı harpte memurin-i
Osmaniyenin her türlü ihmal ve tekâsülî harekâtından dolayı
gerek şahsan gerek maleıı duçar oldukları zarar ve ziyanlardan
naşi düvel-i müttefikanın mütalebatı dolayısile tediyesine mecbur
olacağı tazminat ve şahsî zararlara müteallik mütalebatın miktarlarını
maliye komisyonu tayin ve esbab-ı tediyesini ihzar eyleyecektir.
Emval ve emlâke mütedair mütalebat 9 uncu kısmın
(mevad-dı iktisadiye) 287 nci maddesi mucibince tetkik, tayin
ve tesviye edilecektir. Maliye komisyonu salifüzzikir 287 nci
madde mucibince düvel-i müttefika emrine muhavvel mebaliğin
adem-i kifayeti halinde gerek şahsa gerek emvale ait mütalebatın
tesviyesine tahsis olunacak taksit-i senevî ile bu taksit-i senevinin
baliğ olduğu meblağı tayin eyleyecektir.
Madde 237 — Hükûmet-i Osmaniye tarafından esna-yı
harpte vukubulan taahhüdata (düyun-i dahiliye dahil olduğu
halde) karşılık olarak Türkiye'nin varidatı üzerinde esna-yı harpte
alınan merhunata müteallik muamele fesh edilmiştir.
Madde 238 — Türkiye 28 haziran 1919 tarihinde Versay'-
da Almanya ile akd edilen sulh muahedenamesinin 261 inci maddesile
Avusturya ve Bulgaristan ve Macaristan ile münakit sulh
muahedenamelerinin mevad-dı mütekabilesi mucibince Almanya,
Avusturya, Bulgaristan ve Macaristanvn Türkiyeye karşı olan
bilumum matlubatının düvel-i müttefikaya devrini tasdik eyler,
Düvel-i müttefika bu suretle kendilerine devr olunan matlubattan
dolayı Türkiyeden bir gûna tediyat talebinde bulunmamağı
kararlaştırmışlardır.
Madde 239 — Maliye komisyonunun muvafakati olmaksızın
hükûmet-i Osmaniye tarafından gerek tebaa-i Osmaniyeye ve
gerek eşhas-ı saireye yeniden hiç bir imtiyaz ita edilemeyecektir.
Madde 240 — Türkiye'den kendi menfeatlerine olarak bir
arazi fek olunan hükümetler bu arazide kâin olup devlet-i Osmaniye
veya hazine-i hassa namına mukayyet bulunan bilcümle emval
ve emlake meccanen tasarruf eyleyeceklerdir.
Madde 241 — Gerek 1913 senesi Balkan muharebatı netice
sinde ve gerekse işbu muahedename ile menfeatlerine olarak
Türkiye'den arazi fek olunan devletler 1 teşrinisani 1914de mevcut
Osmanlı düyun-i umumiyesinin taahhüdat-ı seneviyesine iştirak
edeceklerdir.
Menfaatlerine olarak Türkiye'den arazi fek edilmiş veya edilmekte
olan Balkan şibihceziresi devletleri ile Asya'da yeniden
teşkil olunan devletler bâlâda zikir olunan taahhüdat-ı seneviyeden
hisselerine isabet eden kısmın tediyesi için teminat-ı kâfiye
ita edeceklerdir.
Madde 242 — İşbu kısmın tatbikince Osmanlı düyun-i
umumiyesi şimdiye kadar Muharrem Kararnamesi'ne tâbi olan
düyun ile işbu fasla merbut 1 numaralı cetvelde muharrer istikrazatı
muhtevi olmak üzere ad ve telâkki edilecektir.
1 teşrinisani 1914 tarihinden mukaddem münakit istikrazatın
Türkiye ile Balkan hükûmatı ve Asya'da yeniden teşekkül
eden devletler arasında Osmanlı düyununun taksiminde nazar-ı
itibare alınacaktır. İşbu taksim suret-i âtiyede icra edilecektir :
1- 17 teşrinievvel 1912 tarihinden mukaddemki (Balkan
harbi) istikrazata ait tekasit-i seneviye Arnavutluk da dahil
olduğu halde Türkiye ile Türkiye'den arazi almış olan veya almakta
bulunan Balkan devletleri arasında taksim olunacaktır.
Madde 243 — Her hükümet tarafından tediye olunacak
taksit-i senevi miktarını tayin için âtideki esas-ı umumiye istinad
edilecektir :
Hisse-i musibe miktarı düyunun tediyesine muktazi mebaliğin
yekûn-i umumisile olan nisbeti Türkiye'nin 1907 de muhdes
gümrük rüsum-ı munzamasi hasılatı dahil olmak üzere 1909-1910
1910-1911, 1911-1912 yani sene-i maliye-i selâse varidat-ı umumiyesi
had-di vasatisinin arazi-i müdevvere varidat-ı umumiyesi
had-di vasatisi nisbetine müsavi olacaktır.
Madde 244 — Maliye komisyonu, işbu muahedenin mevki-i
tatbike vazını müteakip müddet-i kalile-i mümkine zarfında 243
üncü maddede mevzu esas mucibince mezkûr maddede muayyen
tekasit-i seneviye miktarını tayin edecek ve bu baptaki mukarreratını
tarafin-i âkidin-i âliyeye tebliğ edecektir.
Maliye komisyonu Bulgaristan ile münakit 27 teşrinisani
1919 tarihli muahede-i sulhiyesinin 134 üncü maddesinde muayyen
vazaifi ifa edecektir.
Madde 245 — Salifüzzikir tarzda hesap olunan tekasit-i
seneviye Türkiye'den arazi fekkini icap ettiren muahedenamelerin
tarih-i tatbikinden bilitibar işbu muahedename ile fek olunan
arazi için dahi 1 mart 1920 tarihinden itibaren tediye edilecektir.
Takasit-i seneviye-i mezkûre "252" nci maddede gösterilen istisnaiyet
hariç olmak üzere düyunun tasfiye-i katiyesine kadar
devam edecektir. Maamafih tekasit-i seneviye miktarları düyunu
teşkil eden istikrazatın itfasile mütenasiben peyderpey tenakus
edecektir.
Madde 246 — Hükûmet-i Osmaniye Muharrem Kararnamesi
ve ana lahik diğer kararnameler mucibince haiz olduğu kâffe-i
hukuku Maliye Komisyonu'na devreyler.. Düyun-i Umumiye-i
Osmaniye Meclisi İngiliz, Fransız, İtalyan murahhaslarile Bank-ı
Osmanî mümessilinden mürekkep olarak kemafissabık ifa-yı
vazife edecektir. Muharrem kafarnamesile tahsis oluna bilcümle
varidat ile 1 teşrinisani 1914 tarihinden mukaddemki sair bilcümle
ıstikrazat mukavelenameleri mucibince idaresi meclise mevdu
sair bilumum varidatı tahsil ve idare eyleyecektir.
Düvel-i müttefika Düyun-i Umumiye Meclis-i idaresine
âtideki programın mehma-imkân temin-i icrası için Maliye Komisyonu
tarafından tayin edilecek şerait dairesinde Osmanlı Maliye
Nezaretine idareten ifa-yı muavenete mezuniyet ita eyler :
Düyun-i Umumiye-i Osmaniye îdare-i hazırası tarafından
bazı varidatın doğrudan doğruya cibayeti usulü maliye komisyonu
tarafından tayin edilecek şerait dahilinde Osmanlı kalacak olan
bilcümle vilâyetlere mümkün mertebe vasi surette teşmil ve tatbik
edilecektir.
Maliye Komisyonunun tasvibile her ne vakit bilvasıta varidat
ve tekâlif-i cedide ihdas olundukça mezkûr komisyon bu varidat
ve tekâlifin idaresini Osmanlı Hükümeti hesabına Düyun-i
Umumiye Meclis-i idaresine tevdi imkânını tetkik edecektir.
Gümrük idaresi, Maliye Komisyonu tarafından tayin ve azil
ve idare-i mezkûreye karşı mesul olacak bir müdür-i umuminin
taht-ı idaresine vaz olunacaktır.
Gümrük rüsumu tarifesi ancak Maliye Komisyonunun muvafakatile
tâdil olunabilecektir.
Fransa, Büyük Britanya ve italya hükümetleri Düyun-i
Umumiye Meclis-i idaresinin idamesi mi veyahut bunun yerine
meclis-i idare-i hazıra vazaifinin hitamında Maliye Komisyonunun
ikamesi mi lâzım geldiği hakkında hâmillerin reyine badelmüracaa
ekseriyet-i ârâ ile karar verecektir. Hükûmat-ı müşarünileyhimanın
bu baptaki kararları bu müddetin hitamına muadil
lâakal altı ay evvel ittihaz olunacaktır.
Madde 247 — Komisyon mevcut mukavelename veya kararnameler
mucibince elyevm tahvilat hamillerine tahsis edilen
teminat yerine Türkiye'nin varidat-ı umumiyesi üzerine teminat-ı
kâfiye veya rehin ikamesini bilâhare teklife mezundur. Hükûmat-
ı müttefika Maliye Komisyonunun o zaman vukubulacak
bilumum teklifatını tetkik eylemeği taahhüt eder.
Madde 248 — Her nerede bulunursa bulunsun Düyun-i
Umumiye-i Osmaniyeye ait bilumum emval-i menkule ve gayr-ı
menkule tamamile bu müessesenin emrine müheyya bulunacaktır.
Düyun-ı Umumiye Meclis-i idaresi emvalin nakde tahvilinden
mütehassıl bilcümle hasılatını gerek düyun-i muvahhide ge
rekse şark demir yolları tahvilatının 1 fevkalade amortismanından
istimal etmek hakkını haiz olacaktır.
Madde 249 — Hükûmet-i Osmaniye Trablus tazminatı ve
ihtiyat akçesi üzerindeki hukukunu Maliye Komisyonuna devr
etmeği taahüt eder.
Madde 250 — Hükûmet-i Osmaniye kendisinde kalacak
olan arazide- bu arazinin müttefikin kuvvetleri tarafından işgali
müstesna olmak üzere- şimdiye kadar Düyun-i Umumiye hidematına
tahsis olunup tediyesi lâzım gelen ve henüz tediye edilmemiş
olan varidata muadil bir meblağı Düyun-i Umumiye İdaresine
tediye edecektir. Meblağı mezbur Türkiye'nin vaz'iyeti
maliyesi müsait olduğu zaman Mali ve Komisvonunun reyine tahsis
olunacaktır.
Madde 251 — Düyun-i Umumiye Meclisi İdaresi işbu Meclisin
harp zamanında icra olunan bilumum muamelatını yeniden
tetkik edecektir. Meclis-i İdare tarafından vukubulup Muharrem
kararnamesi veyahut suver-i saire ile kablelharp tayin olunan
salâhiyat ve taahhüdata tevafuk etmeyen bilcümle sarfiyat bunun
tediyesi Maliye Komisyonunuııca mümkün olduğuna hükmolunduğu
vakit Hükûmet-i Osmanive tarafında Meclis-i İdareye tesviye
kılınacaktır. Meclis-i İdare esna-yı harpte ittihaz edilen
tedabiri yeniden tetkik etmek ve Düyun-i Umumiye Meclisinin
salâhiyetine münafi addedeceği bilcümle taahhüdatı iptal eylemek
hakkını haiz olacakır.
Madde 252 — İşbu muahedename ahkâmınca Düyun-i
Umumiye-i Osmaniyeye tediyesi muktazi mebaliğten uhdelerine
bir hisse-i seneviye tahmil olunan herbiri Düyun-i Umumiye Meclis-
i İdaresini altı ay evvel haberdar etmek şartile mezkûr taksit-i
seneviye ve alâkadar devlet ile Düyun-ı Umumiye Meclis-i
İdaresi arasında takarrür edecek faiz miktarı üzerinden sermayeye
tahvil etmek suretile hasıl olacak meblağı tediye ederek taahhüdatından
kurtulabilecektir. Düyun-i Umumiye Meclis-i İdaresi
işbu istirdad-ı taahhüdü (Rachat) talep etmek hakkını haiz olmıyacaktır.
(Fransızca metinde soit de la Dette unifiee, soit des lots turcs "
yazdıdır.)
Madde 253 — Almanya ile olan sulh muahedenamesinin
"259" uncu maddesinin "1, 2, 4, 7" nci fıkraları ve Avusturya ile
olan sulh muahedenamesinin "210" uncu maddesinin birinci fıkrası
mucibince Almanya ve Avusturya tarafından devri iktiza
eden "altın" mebaliğ maliye komisyonunun emrine vaz olunacaktır.
Madde 254 — Almanya ila olan sulh muahedenamesinin
"259" uncu maddesnin üçüncü fıkrası mucibince Almanya tarafından
verilecek mebaliğ derhal Düyun-i Umumiye Meclis-i
İdaresinin emrine vaz olunacaktır.
Madde 255 — Hükûmet-i Osmaniye ole Umur-i Sıhhiye-i
Osmaniye İdaresi ve sabık Meclis-i Âli-i Sıhhiye'ye ait nııkııt ile
Meclis-i Âli-i Sıhhînin Hükûmet-i Osmaniyeye karşı olan müddeası
ve Karadeniz ve Boğaziçi tahlisiye vapurları idaresine ait nukut
hakkında düvel-i müttefika tarafından ve indelicap düvel-i saire
ile müttefikan ittihaz olunacak mukarreratı kabul etmeği taahhüt
eyler.
Düvel-i müttefika bu hususta kendilerini temsil etmek salâhiyetini
Maliye Komisyonuna ita ederler.
Madde 256 — Harpten sonra Almanya'dan Türkiye'ye ihraç
olunacak emtianın tediyesine Hükûmet-i Osmaniye tarafından
muayyen bir kambiyo fiatile mevki-i tedavüle ihraç edilen
evrak-ı naktiyenin kabul edilmesine dair olarak Almanya hükümeti
tarafından esna-yı harpte vukubulmuş olan taahhütten
Hükûmet-i Osmaniye düvel-i müttefika ile bilittifak Almanya
hükümetini tebriye eder.
Madde 257—İşbu kısım mucibince düvel-i müttefikanın Hükûmet-
i Osmaniye'ye karşı olan metalibi tatmin ve harpten evvelki
Düyun-i Umumiye-i Osmaniye tasfiye edilir edilmez Maliye
Komisyonunun vazaifi hitam bulmuş olacaktır. O takdirde Hükûmet-
i Osmaniye, Cemiyet-i Akvam azasından bulunan devletlerin
Hükûmet-i Osmaniyeye yeniden Türkiye'nin menfaatine
olarak idareten ifa-yı muavenet etmeleri lâzım gelip gelmeyeceğini
ve lâzım geldiği takdirde işbu muavenet ve muzaheretin
iktisap edebileceği şekli Cemiyet-i Akvam Meclisi ile birlikte tetkik
edecektir.
Madde 258 —1- Türkiye evvelâ gayr-ı safi 1600 ton ve daha fazla hacm-ı
istiabisinde olup düvel-i müttefika hükümetlerine teslim edilecek
olan bilumum buharlı Osmanlı sefainini ve saniyen 1 Ağustos
1914 tarihinden sonra Osmanlı sancağı altına nakledilmiş olup
Almanya ile münakit sulh muahedenamesinin 233 üçüncü maddesi
mucibince Tamirat Komisyonuna teslim edilecek olan bilcümle
Alman sefainini sevir ve sefere salih bir halde olarak düvel-i
müttefika hükümetlerinin irae edeceği herhangi limanlarında
teslim edecektir.
2- Birinci fıkrada musarrah sefain şunlardır 1:
3- Hükûmet-i Osmaniye her ne nevi ve mahiyette olursa
olsun kâffe-i imtiyazat, merhunat, teminat ve tekâlüften âzâde
olarak sefine üzerindeki hak ve tasarrufun tamami-i intikalini
temin zımnında düvel-i müttefika ve icab-ı hale göre fıkra-i ânifede
mezkûr Tamirat Komisyonu tarafından lüzum gösterilecek
bilumum evrak ve vesaiki birinci fıkrada zikrolunan sefainle
aynı zamanda teslim edecektir.
ita ve lâzım gelecek bulumum tazminat ve tavizat (rachats)
Hükûmet-i Osmaniyeye ait olacaktır. Hükûmet-i Osmaniye Düvel-i
Müttefikayı ve icab-ı hale göre birinci fıkrada zikir olunan Tamirat
Komisyonunu her ne sebepten mütevellit olursa olsun
herhangi bir istirdat ve dâvaya karşı bilcümle ahvalde temin etmek
mecburiyetinde bulunduğundan teslim edilecek sefine hakkında
her ne mahiyette olursa olsun vaki olabilecek bilumum metalip
ve müddeiyatı deruhde eyleyecektir.
(Fransızca metinde bu ikinci fıkra ve bentleri yoktur. Onun yerine
"2" numara ile kaydedilen hüküm 3 üncü fıkra yerini tutmaktadır.)
EKLER ve TABLOLAR için bakınız :
Sevr Antlaşması ; Tam Metin - TTK
Madde 259 — Türkiye işbu muahedenamenin 9 uncu kısmının
(Mevad-di iktisadiye) 277 nci maddesine halel târi olmaksızın
Brest-Litovsk ve Bükreş Muahedenamelerile muahedat-ı
mütemmimede münderiçj bilumum ahkâmdan istifade etmekten
feragat eder. Türkiye salifüzzikir muahedat mukteziyatından
olarak ahz eylemiş olduğu bilcümle vasait-i naktiyeyi, nukudu,
kaabil-i havale tahvilat ve esham ve senedat (instruments n6-
gociables) veya mahsulatı gerek Romanya'ya ve gerek başlıca
düvel-i müttefikaya devir etmeği taahhüt eder.
Madde 260 — Hükûmet-i Osmaniye ve alâkadar devletler
işbu muahedenamennin inkizasından itibaren altı ay tecavüz
etmeyecek bir müddet zarfında işbu kısımda münderiç ahkâmın
mevki-i tatbike vaz'ma muktazi tedabir-i kanuniyeyi isdar eyleyeceklerdir.
MERBUT I1
EKLER ve TABLOLAR için bakınız :
Sevr Antlaşması ; Tam Metin - TTK Tablonun birinci sahifesinin zirindeki (1) numaralı haşiyenin
tercümesi :
(1) 5 teşrinisani 1914 tarihindeki resülmal miktarları yerine
muahedenaminin mevki-i tatbike vaz'ı tarihinde, tarih-i mezkûrdaki
resülmal miktarları ikame edilecektir.
Bir numaralı merbutun izahnamesi
5, 6, 7, nci sütunların erkamı altın Osmanlı lirası olarak irae
edilmiştir.
Harpten evvelki altın tedavülü yerine elyevm Türkiye'de
evrak (-ı nakdiye) tedavül etmektedir.
(Merbut I Türkçe metinde yoktur. Fransızca metinden terceme edilerek
buraya alınmıştır. Sahife 614 ve 615 e bakılsın).
İstikrazat mukavelenameleri ahkâmı mucibince (eylül 1903
tarihli zeyl kararnamenin birinci maddesine ve müstakrazat
mukavelenamelerine müracaat) istikrazatın ihraç edildiği ve
Avrupa'da faiz ve amortismanlarının tediyesi lâzım geleceği akçeye
nisbetle kağıt Osmanlı lirası hal-i hazır kambiyo rayicile harpten
evvelki altın Osmanlı lirasının rayicim irae etmekten uzaktır.
tşbu sütunlarda altın osmanlı lirası gösterilmiş olması kupon
ve itfa akçelerine muktazi mebaliğin altın olarak imza edilmesi
lüzumunu ifade etmeyip ancak Osmanlı lirası olarak gösterilen
erkamın hâmillerin müstehak bulundukları akça ile tediye olunabilmeleri
için lüzumu olan bir kambiyo rayicile .hesap edilmesi
lâzım geleceğini ifade eder.
MERBUT II
Komisyon usullerini ve tarz-ı mesaisini vaz ve tayin edecektir.
Riyaset Fransız, İngiliz ve İtalyan delegelerine her sene
mütesaviyen tevdi olunacaktır.
Her delege gaybubetinde yerine kaim olmak üzere bir vekil
tayin etmek hakkını haiz olacaktır.
Mukarrerat ekseriyet-i ârâ ile ittihaz olunacaktır. İta-yı reyden
istinkâf müzakere edilen meseleye muhalif bir rey olarak
telâkki olunacaktır.
Komisyon muamelatı için lüzum görülebilecek memurin ve
müstahdimini nasbedip muvafık göreceği maaş ve şerait-i istihdamı
tayin edecektir.
Komisyonun masarif ve sarfiyatı 236 nci maddenin birinci
fıkrası ahkâmı mucibince Türkiye tarafından tesviye olunacaktır.
Komisyon azasile memurin maaşatı makul bir derecede tayin
olunarak arasıra komisyonda temsil olunan hükûmatın muvafakatile
tetkik olunacaktır.
Komisyon azası düvel-i mütehabe tarafından alelusul Türkiyeye
izan edilen memurin-i siyasiyenin haiz olduğu aynı imtiyazatı
haiz olacaktır.
Türkiye Komisyonun azası ile memurin ve müstahdiminine
her ân ve her mahalde Türkiyede'ki bilumum umur-i nafiayı
veya müessesatı muayene ve teftiş etmek ve komisyonun taleb
edebileceği bilcümle evrak ve vesaiki ve malumatı ita eylemek
için mezuniyet-i kâmile itasını taahhüt eder.
Komisyon Hükûmet-i Osmaniye ile bilittifak taahhüdatını
ifa hususunda hükûmet-i müşanüdileyha tarafından ihmal
vukuunda tahsil olunan bilumum rüsumun kontrolünü, idaresini
ve tahsilini müstakillen deruhde etmeğe mezundur.
Maliye Komisyonunun her bir azası vazaifinden mütevellit
ihmâl ve tekâsül ve ef'alinden dolayı ancak anı tayin etmiş olan
hükümete karşı mes'ul olacaktır. Hükûmat-ı müttefikadan hiç biri
diğer hiç bir hükümet hesabına mesuliyet deruhde etmez.
Maliye Komisyonunun muamelatını, tarzı mesaisini ve Türkiye'nin
tensikat-ı maliyesi hakkındaki teklif a t mı mübeyyin
olarak her sene bir rapor ile senelik hesabatı neşredecektir.
Komisyon gerek işbu muahedename mucibince ve gerek Hükûmet-
i Osmaniye ile badelitilâf kendisine tevdi edilebilecek
olan diğer bilumum vazaifi kezalik deruhde edecektir.
Mevad-dı iktisadiye
Birinci Kısım Münasebat-ı ticariye Madde 261 — Uhud ve mukavelat ve taamülattan mütevellit
imtiyazat-ı ecnebiye usulü 1 ağustos 1914 tarihinden mukaddem
anlardan ya doğrudan doğruya veya bilvasıta istifade eden
devletler menfeatine olarak yeniden tesis edilecek ve işbu menafi
1 ağustos 1914 tarihinde bunlardan istifade etmeyen Düvel-i Müttefikaya
dahi teşmil olunacaktır.
Madde 262 -—• 1 ağustos 1914 tarihinden mukaddem Devlet-i
Osmaniyenin eski memalikinde posta idareleri bulunan düvel-
i müttefika posta idarelerini yeniden açmak hakkını haiz olacaklardır.
Madde 263 — 25 nisan 1907 tarihli muahedenameftin gümrük
ithalat rüsumuna taalluk eden ahkâmı bilcümle Düvel-i Müttefika
olmak üzere tekrar mevki-i meriyete vaz olunacaktır.
Şu kadar ki işbu muahedenamenin (umur-i maliyeye müteallik
olan) sekizinci kısmının 231 inci maddesi ahkâmına tevfikan
teşkil edilecek olan Maliye Komisyonu işbu ithalat rüsumunun
tadiline veya istihlak rüsumunun vaz'ına her zaman müsaade
edebilecek ise de işbu tadilatın veya vaz olunacak mükellefiyet-i
cedidenin eşyanın mevrit ve sahibi tefrik edilmeksizin bilcümle
eşya hakkında dahi siyyanen tatbik edilmesi şarttır.
İşbu madde mucibince Maliye Komisyonu tarafından vaki
olan müsaade üzerine mevcut rüsumun tadili veya rüsum-i cedide
vaz'ı keyfiyeti bilcümle Düvel-i Müttefikayı tebliğ edildiği tarihten
itibaren altı ay sonra mevki-i tatbika vazolunabilecektir.
Düvel-i Müttefikadan herhangisi tarafından bu bapta serdedilecek
mülahazat mezkûr müddet zarfında Komisyon tarafından tetkik
olunacaktır.
Madde 264 — 1 ağustos 1914 tarihinden evvelki imtiyaz
mukavelenamelerinden mütevellit hukuk ve muafiyat mahfuz
kalmak ve 263 üncü maddede beyan olunan müsavat şeraiti dairesinde
hareket olunmak şartile Türkiyenin müvazene-i iktisadiyesini
ve hüsn-i idaresini temin eylemek maksadiyle Düvel-i Müttefika
tabiyetinde bulunan eşhas ve emval üzerine her gûna rüsum
ve tekâlif vaz etmek hususunda Maliye Komisyonu Maliyeye
müsaade etmek hakkını haiz olacaktır. Tebaa-i Osmaniye dahi
aynen işbu rüsum ve tekâlife tabi olacaktır.
Aynı maksadla ve aynı şerait tahtında olmak üzere Maliye
Komisyonu Düvel-i Müttefika tebaasına karşı ithalat ve ihracat
için memnuiyet vaz'ına müsaade etmek hakkını dahi haizdir.
işbu rüsum ve tekâlif ve memnuiyetler bilcümle Düvel-i
Müttefikaya icra edilecek tebligat tarihinden itibaren altı ay
sonra tatbik olunabilecektir. Düvel-i Müttefikadan herhangisi
tarafından bu bapta serd edilecek mülahazat mezkûr müddet
zarfında Komisyon canibinden tetkik olunacaktır.
Madde 265 — Düvel-i Müttefika sefainine ait olup Hükûmet-i
Osmaniye tarafından kablelharp muteber addedilmiş olan
veya badema düvel-i bahriyenin başlıcaları tarafından muteber
addedilebilecek olan sefine ve vapurlara müteallik her nevi şehadetnameler
ile vesikalar Devlet-i Osmaniye tarafından dahi
muteber ve Osmanlı sefainine ve vapurlarına verilmiş olan şehadetnamelere
muadil addolunacaktır.
Sevahile malik olsun olmasın yeni teşekkül eden devletler
hükümetleri tarafından kendi gemilerine veya vapurlarına ita
olunan şehadetnameler ve vesikalar dahi, işbu vesaik başlıca bahrî
devletler tarafından suret-i umumiyede müraat edilen teamülata
muvafık olarak ita edilmiş olmak şartile, aynı suretle mer'î
addolunacaktır.
Hükûmat-ı akidin deniz sahiline malik olmayan Düvel-i Müttefika
veya bilumum hükûmat-ı cedidenin kendi arazileri dahilinde
muayyen ve münferit bir mevkie tescil ettirdikleri sefain bandıralarını
tanımayı kabul eylemişlerdir. İşbu mevaki sefain-i
mezkûre için tescil limanı makamında tutulacaktır.
Madde 266 — Devlet-i Osmaniye Düvel-i Müttefika veya
hükûmat-ı cedideden herhangi birine ait mahsulat-ı tabiiye veya
sınaiyeyi muamelat-ı ticariyede her gûna rekabet-i gayr-i meşruaya
karşı muhafaza etmek için iktiza eden bilvümle tedabir-i
kanuniye ve idariyeyi ittihaz edecektir.
Devlet-i Osmaniye üzerlerinde veya züruf-i mülasakası veya
haricî sandıkları üzerinde mahsulat ve emtianın mevridi, nevi,
tabiatı ve evsaf-ı mahsusası hakkında ya doğrudan doğruya veyahut
dolayısı ile yanlış bir malumatı gösteren markalar, isimler,
yazılar bulunan emtianın gerek ithalini ve gerek ihracını gerek
imalini gerek tedavülünü gerek dahilde furuhtunu veya mevki-i
furuhta vaz'ını ya haciz veya sair münasip bir ceza ile nehi ve men
eyleyecektir.
Madde 267 — Devlet-i Osmaniye muamele-i mütekabileye
mazhar olmak şartile Düvel-i Müttefikadan veya hükûmat-ı
cedideden birinin memalikinde mer'î olup makamat-ı aidesi
tarafından muntazam bir şekilde hükûmet-i Osmaniyeye
tebliğ edilen ve bir mıntakanın merbut olduğu memlekette şarap
ve ispirtolu mahsulatın o mıntaka ismile yadedilmesine salâhiyet
veren veyahut bulunduğu ahval icabınca o mıntaka unvanile
tevsim edilmesine cevaz gösteren kavanine veyahut kavanin-i
mezkûre ahkâmına tevfikan ittihaz olunan mukarrerat-ı adliye
ve idariyeye tevfik-i hareket etmeği kabul eder. Marezzikir
kavanin ve mukarrerata muhalif olarak bir mıntıka unvanını
taşıyan mahsulat ve emtianın ithalat ve ihracatı, imali, tedavülü,
furuhtu veya furuhta arzı Hükûmet-i Osmaniye tarafından 266
nci maddede beyan olunan tedabir vasıtasile men ve tazyik olunacaktır.
Madde 268 — Devlet-i Osmaniye beynelmilel ticarete girişecek
olursa bu nokta-i nazardan hakimiyetten mütevellit hukuk ve
imtiyazat ve muafiyyata malik addolunmayacaktır.
1- Tahtelbahir kablolara dair 14 mart 1884 ve 1 kânunuevvel
1886 ve 23 mart 1887 tarihli mukavelelerle 7 temmuz 1887 tarihli
Protocole de eloture;
Madde 270 — Hükûmat-ı akidin işbu maddede beyan olunan
ahkâm-ı mahsusa Devlet-i Osmaniye tarafından tatbik edilmek
şartile işbu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz'ı tarihinden
zirde beyan olunan mukavelename ve iltilafnamelerde kendilerine
ait olanları tekrar tatbik edeceklerdir.
Posta mukavelatı
Umumî posta ittihadına dair 4 temmuz 1891 tarihinde Viyanada
imza olunan mukavelename ve itilafnameler;
Posta ittihadına dair 15 haziran 1897 tarihinde Vaşington'da
imza olunan mukavelename ve itilafnameler;
Posta ittihadına dair 26 mayıs 1906 tarihinde Roma'da
imza edilen mukavelename ve itilafnameler;
Telgraf mukaveleleri
Beynelmilel telgraflara dair 10-22 temmuz 1875 tarihinde
Sen Petersburg'ta imza olunan mukavelat;
Beynelmilel telgraf konferansı tarafından 11 haziran 1908
tarihinde Lizbon'da kararlaştırılan nizamname ve tarifeler.
Devlet-i Osmaniye, hükûmat-ı cedidenin dahil oldukları veya
iştirak eyleyecekleri Umumî Posta ittihadı ile Beynelmilel Telgraf
ittihadına dair mukavelenamelerde ve itilafnamelerde münderiç
ahkâma tevfikan hükûmat-ı mezkûre ile hususî itilaflar
akdine muvafakati reddetmemeği deruhte eder.
Madde 271 — İşbu muahedenin meriyeti tarihinden itibaren
hükûmatı akidin beynelmilel telsiz telgraflara dair 5 temmuz
1912 tarihli mukavelename ahkâmından kendilerine ait olanları
düvel-i mezkûre tarafından Türkiye'ye tebliğ ve irae edilecek
kavaid-i muvakkatenin Türkiye'ce tatbik edilmesi şartile yeniden
tatbik edeceklerdir.
İşbu muahedenin meriyeti tarihini takip edecek beş sene
zarfında 5 temmuz 1912 tarihli mukavelename makamına kaim
olmak üzere beynelmilel telsiz telgraf münasebatına dair mukavelat-
ı cedide akdedilecek olur ise Devlet-i Osmaniye mukavelat-ı
mezkûrenin tanzim veya imzasına iştirak etmemiş olsa bile ana
ittiba eyleyecektir.
işbu mukavele-i cedide mevki-i meriyette bulunan ahkâm-ı
muvakkate makamına dahi kaim olacaktır.
Madde 272 — Devlet-i Osmaniye işbu muahedenamenin
tarih-i meriyetinden itibaren on iki ay zarfında hususat-ı atiyeyi
ifa etmeği deruhde eder :
1- Milkiyet-i sınaiyeye dair 20 mart 1883 tarihinde Paris'te
akdolunup 2 haziran 1883 tarihinde Vaşington'da tadil edilen
beynelmilel mukavelename ile asar-ı edebiye ve bediiyeye müteallik
olarak 8 eylül 1886 tarihinde Bern'de akd ve 13 teşrinisani
1908 tarihinde Berlin'de tadil olunan beynelmilel muahedeye ve
20 mart 1914 tarihinde Bern müzeyyel protokoluna iştirak eyleyecektir.
Madde 273 — Devlet-i Osmaniye zirde tadat edilen mukavelat
ve itilafata iştirak veya anları tasdik eylemeği taahhüt
eder :
1- Otomobillerin seyir ve seferine dair 11 teşrinievvel 1909
tarihli mukavelename,
Madde 274 — Düvel-i Müttefikadan her biri işbu muahedenamenin
ahkâm-ı umumiyesine veya münderecat-ı hususiyesine
bilistinat zatüttarafeyn uhut ve mukavelattan hangilerinin yeniden
mevki-i meriyete vaz'ını talep ettiğini Devlet-i Osmaniyeye
tebliğ edecektir.
İşbu madde mucibince yapılacak tebligat doğrudan doğruya
veyahut diğer bir devlet vasıtasiyle icra olunacaktır. îşbu tebligatın
keyfiyet-i tebliği Devlet-i Osmaniye tarafından tahriren
bildirelecektir. Uhut ve mukavelatın meriyeti tarihi tebligat
icra edildiği tarih olacaktır.
Düvel-i Müttefika Türkiye ile yalnız işbu muahedename
mündericatına muvafık olan uhut ve mukavelatın tekrar mevki-i
meriyete vaz'mı beyinlerinde kararlaştırmışlardır.
İcra edilecek tebligatta eğer icap ederse mukavelat ve muahedat
ahkâmından işbu muahedename ahkâmına muhalif olmasından
dolayı mevki-i meriyete tekrar vaz edilmemiş addolunacak
olan kısımlar zikir ve tasrih olunacaktır.
Bu hususta ittifak-ı ârâ hasd olamaz ise Cemiyet-i Akvama
müraacat olumcaktır.
Tebligat muamelesinin ifası için düvel-i müttefikaya işbu
muahedanemenin tarihi meriyetinden itibaren altı ay mehil verilmiştir.
Yalnız bu suretle bir tebligata mevzu teşkil edecek olan zatüttarafeyn
uhut ve mukavelat Türkiye ile düvel-i müttefika
arasında tekrar iktisab-ı meriyet edip maadası münfesih addolunacaktır.
Bâlâda zikir olunan kavait, düvel-i müttefika ile Türkiye
arasında mevcut olan zatüttarafeyn bilcümle uhut ve mukavelata
tatbik olunacaktır. Bu hüküm Düvel-i Müttefika-i mezkûreden
Devlet-i Osmaniye ile hal-i harpte bulunmayanlar hakkında
dahi caridir.
İşbu madde ahkâmı 261 inci ahkâmını tağyir etmeyecektir.
Madde 275 — Devlet-i Osmaniye 1 ağustos 1914 tarihinden
işbu muahedenamenin tarih-i meriyetine kadar Almanya,
Avusturya, Bulgaristan yahut Macaristan ile akdettiği bilcümle
uhut ve mukavelat ve itilafatı işbu muahedename mucibince
mefsuh addettiğini kabul eder.
Madde 276 — Devlet-i Osmaniye 1 ağustos 1914 tarihinden
mukaddem akd ettiği muahedat, mukavelat ve itilafnameler
mucibince Almanya, Avusturya,Bulgaristan veyahut Macaristan'a
veya hükûmat-ı mezkûre memurini ile tebaasına bahşetmiş
olduğu bilcümle hukuk ve menafi-i muahedat ve mukavelat
ve itilafat-ı mezkûre mevkii merivette kaldıkça Düvel-i Müttefikaya
veya bunların memurin ve tebaasına dahi tamamen bahş
ve temin eylemeği deruhte eder.
Düvel-i Müttefika işbu hukuk ve menafiden mütevellit fevaidi
kabul edip etmemek hakkını muhafaza ederler.
Madde 277 — Devlet-i Osmaniye 1 ağustos 1914 tarihinden
mukaddem veya mezkûr tarihten işbu muahedenamenin
merî olmaya başladığı tarihe kadar Rusya ile veyahut arazisi
Rusya'nın eski memalikinden ayrılmış olan bilcümle devlet ve
hükümetler ile ve kezalik 15 ağustos 1916 tarihinden itibaren
işbu muahedenamenin mevki-i meriyete vazolunduğu tarihe
kadar Romanya ile akdettiği bilcümle muahedat ve mukavelat
ve itilafatı münfesih addettiğini kabul eder.
Madde 278 — Düvel-i Müttefika ile Rusya'dan veyahut
arazisi mukaddema Rusya memalikinden bir kısmını teşkil eden
devlet ve hükümetlerden biri işgal-i askerî suretile veya diğer
bir vasıta ile veya hangi bir sebep dolayısile herhangi bir makam-ı
resminden sadır olan bir vesika mucibince Devlet-i Osmaniyeye
veya Osmanlı tebaasından birine her ne mahiyette olursa olsun
hukuk ve imtiyazat veya menafi bahşetmek mecburiyetinde kalmış
olduğu takdirde imtiyazat ve hukuk ve menafi-i mezkûre
işbu muahedename mucibince keenlemyekûn addolunacaktır.
işbu fesih ve iptalden tevellüt edebilecek herhangi tekâlif
ve tazminat ne Düvel-i Müttefikaya ve ne de işbu muahedename
ile taahhütlerinden vareste kılınan hükûmat ve devlet veya mekamat-ı
resmiyeye hiç bir veçhile tahmil edilemeyecektir.
Madde 279 — Devlet-i Osmaniye; 1 ağustos 1914 tarihinden
itibaren işbu mukavelenamenin merî olmağa başladığı tarihe
kadar uhut ve mukavelat ve itilafat ile düvel-i gayr-ı muharibeye
veya mezkûr devletler tebaasına her ne mahiyette olursa olsun
bahşettiği hukuk ve menafiden işbu muahedenin yevm-i meriyetinden
itibaren salifüzzikir uhut ve mukavelatın mevki-i meriyette
kaldığı müddet zarfında düvel-i müttefika ile tebaalarını da müstefit
kılmağa deruhte eyler.
Madde 280 — Hükûmat-ı akidinden 23 kânunusani 1912
tarihinde Lahey'de imza olunan Afyon Mukavelenamesini henüz
imza etmeyenler veyahut imza ettikten sonra henüz tasdik etmemiş
bulunanlar mezkûr mukavelenameyi mevki-i meriyete
vazetmeği ve bu maksatla bu bapta iktiza eden kavanini sürat-i
mümkine ile ve nihayet işbu muahedenamenin tarih-i meriyetinden
itibaren on iki ay zarfında ihzar eylemeği kararlaştırmışlardır.
Bundan maada hükûmat-ı akidin işbu muahedenamenin
tasdiki muamelesini kendi aralarından mezkûr mukavelenameyi
henüz tasdik etmeyenler hakkında gerek mukavele-i mezkûrenin
gerek bunu mevki-i icraya koymak üzere 1914 senesinde akdedilen
Üçüncü Afyon Konferansı mukarreratına tevfikan Lahey'de
kuşat edilen hususî protokolün her nokta-i nazardan tasdik ve
imzası makamında addececeklerini kabul ederler.
Fransa Cumhuriyeti Hükümeti işbu muahedenamenin tasdikini
mutazammın zabıt varakasının musaddak bir suretini
Felemenk Hükümetine tevdi ederek mezkûr hükümeti işbu vesikayı
23 kânunusani 1912 tarihli muahedenamenin nüsah-ı musaddakalarının
tevdii ve 1914 senesi müzeyyel protokolünün imza
muamelesi makamından ahz ve kabul etmeğe davet eyleyecektir.
Milkiyet-i sınaiye
Madde 281 — işbu muahedenamede tasrih edilen ahkâma
müraat olunmak şartiyle milkiyet-i sınaiyye ve edebiye ve bediiyeye
müteallik hukuk, 272 nci maddede beyan olunan Paris ve
Bern Mukavelenamelerinde milkiyet-i mezkûre hakkında mevzu
tarifat dairesinde olmak üzere, işbu muahedenamenin merî
olmağa başladığı tarihten itibaren, hükûmat-ı akidin memalikinde
ve harbin başladığı tarihte bu hukuktan müstefit olan eşhasın
veya müşarik ve varislerinin lehine olarak tecdit ve ihya olunacaktır.
Kezalik eğer harp vukua gelmemiş olsaydı bir milkiyet-i sınaiyenin
veyahut neşr olunan edebî veya bediî bir eserin himayesi
için vaki talepleri üzerine harp esnasında iktisab-ı hukuk etmeleri
muhtemel bulunanların hukuku dahi işbu muahedenamenin
mevki-i meriyete vaz'ı tarihinden itibaren sahib-i hak olan eşhasın
lehine olarak muteber addolunacaktır.
Şukadar ki Düvel-i Müttefikadan birinin teşriî, icraî' veya
idarî bir makamı tarafından Osmanlı tebaasına müteallik milkiyet-i
sınaiye, edebiye veya bediiyeye dair ittihaz olunan tedabir-i
mahsusaya ait mukarrerat merî kalacak ve bunlardan mütevellit
netayiç bitamamiha cari olacaktır. •
Harbin devam ettiği müddetçe Düvel-i Müttefikadan birinin
veyahut hükümet hesabına veya anın mezunuyetile herhangi
bir şahıs tarafından milkiyet-i sınaiye, edebiye ve hediyeden istifade
edilmesine veyahut işbu hukukun tatbik edildiği mahsulat,
echize ve medaddın ve herhangi eşyanın satışa veya mevki-i
furuhta vazına veya istimaline karşı Devlet-i Osmaniye veya
Osmanlı tebaası tarafından istihkak veya müddeiyat sert edilemeyecektir.
Düvel-i müttefikadan birinin işbu muahedenamenin imza
edildiği tarihte merî olan kavanini başka gûna ahkâmı ihtiva
etmiyorsa işbu maddenin ikinci fıkrasında beyan edilen tedabir-i
mahsusanın mevki-i icraya vaz'ı maksadiyle tatbik olunan her
nevi ef'al ve muamelat dolayısı ile tesviyesi lazım gelen veya
tesviye olunan mebaliğin cihet-i tahsisi Osmanlı tebaası zimmetindeki
deyinler için işbu muahedede irae olunan cihet-i tahsisin
aynı olacak ve Düvel-i Müttefika tebaasına ait milkiyet-i sınaiye
ve edebiye ve bediiye hukukuna müteallik olmak üzere Hükûmet-i
Osmaniye tarafından ittihaz olunan tedabirden mütehassıl
mebaliğ, Osmanlı tebaasının sair bilcümle düyunu hakkındaki
muameleye tabi tutulacaktır.
Düvel-i Müttefikatlan her biri harpten evvel veya harp esnasında
veyahut andan sonra kendi kavaninine tevfikan tebaa-i
Osmaniye tarafından ihraz olunan milkiyet-i sınaiye, edebiye
ve bediiyeye müteallik hukukunu (alâmet-i farika-i sınaiye ve ticariye
müstesna olmak üzere) ya müdafa-i milliye zarureti ile ve
menafi-i umumiye icabatı olarak veyahut Türkiyedeki tebaasının
milkiyet-i sınaiye ve edebiye ve bediiyeye ait hukukunun Devlet-i
Osmaniye tarafından bir muamele-i madeletkâraneye tabi tutulmasını
temin maksadiyle veyahut ta işbu muahedename mucibince
Türkiye tarafından deruhde olunan bilcümle mükellefiyetlerin
tamami-i infaz ve icrasını teminen işleterek veya işletmek
üzere ahara icazet vererek veyahut işbu işletme muamelesinin
murakaba hakkını kendine alıkoyarak milkiyet-i mezkûre hukukunu
tahdit ve şarta müteallik veya takyit eylemek hakkını
muhafaza eder. Düvel-i Müttefikaya verilen bu hak-kı hiyar işbu
muahedenamenin mevki-i meriyete vazından sonra tahdit veya
şarta talik veya takyit muamelesine ancak müdafaa-i milliye
veya menafi-i umumiye nokta-i nazarından lüzum görüldüğü
takdirde tatbik ve istimal olunabilir.
Düvel-i Müttefika tarafından bâlâda beyan olunan ahkâmın
tatbikine gidilecek olduğu takdirde makul bir tazminat veya aidat
verilecek ve işbu tazminat ve aidatın cihet-i tahsisi, işbu muahedename
mucibince tebaa-i Osmaniyeye tesviye edilecek sair bilcümle
düyunat için tayin olunan cihet-i tahsisin aynı olacaktır.
Düvel-i Müttefikadan her biri milkiyet-i sınaiye ve edebiye
ve hediyeye ait hukukun tamamen veya kısmen ahara devri ve
hukuk-i mezkûrenin havalesi muamelatını, işbu muamelat 1 ağustos
1914 tarihinden itibaren icra edildiği veya bundan sonra icra
edilecek olduğu ve binnetice bu maddenin ihtiva ettiği ahkâmın
tatbik edilememesine sebebiyet verecek olduğu takdirde keenlemyekûn
addetmek hakkını muhafaza eder.
Bu madde ahkâmı Düvel-i Müttefika tarafından harp kavanin-i
fevkalâdesine tevfikan tasfiye edilen veyahut 289 uncu
madde mucibince tasfiye edilebilecek olan şirketlere ve teşebbüsata
ait milkiyet-i sınaiye ve edebiye ve bediiye hukukuna tatbik
olunmayacaktır.
Madde 282 — 1 ağustos 1914 tarihinden mukaddem iktisab
edilen veyahut eğer harp vukua gelmemiş olsaydı o tarihtenberi
ya harpten evvel veya harbin devam ettiği müddet zarfında vaki
olacak bir talep ile ihrazı mümkün bulunan milkiyet-i sınaiye ve
edebiye ve bediiye hukukunun muhafaza ve istihsali, her nevi
muamelatın ifası, rüsumun tediyesi velhasıl o memleket kavanin
ve nizamatına tevfikan lâzım gelen muamelatın ikmali veya bu
gibi hukuk-i milkiyete itiraz için bu hususta bir gûna rüsum-i
munzamma tediyesine hacet olmaksızın veya muamelat-ı cezaiyeye
uğratmaksızın işbu muahedenin mebde-i meriyetinden itibaren
lâakal bir sene mehil verilecektir.
Bir muamelenin ifa ve ikmâl edilmemesinden veyahut bir
harcın verilmemesinden dolayı munkazi addedilmiş olan milkiyet-i
sınaiye hukuku tekrar merî olacak ve şu kadar ki müttefik devletlerden
her biri ihtira beratlariyle resim ve planlara ait hukukun
gayr-ı merî olduğu müddet zarfında bunları işleten veya istimal
eden eşhas-ı sâlisenin hukukunu sıyanet için lâzıme-i madeletten
addedecekleri tedabiri ittihaz eyleyeceklerdir. Bundan maada
Osmanlı tebaasına ait bulunan ve bu suretle tekrar mevki-i meriyete
vaz edilecek olan ihtira beratlariyle resimler, icazet resmine
müteallik olarak esna-yı harpte bu beratlara ve resim ve planlara
tatbiki lâzım gelen mukarrerat ve ahkâm ile işbu muahedename
ahkâmına tabi olacaktır.
Bir ihtira beratının mevki-i fiile vaz'ı veyahut alâmet-i fârika-i
sınaiye ve ticariyenin veya bir resmin istimali için verilen
mehil 1 ağustos 1914 tarihi ile işbu muahedenin mevki-i meriyete
vaz'ı tarihi arasında geçen müddete mahsup edilmeyecek ve bundan
maada 1 ağustos 1914 tarihinde merî olan hiç bir ihtira beratı
ve alâmet-i fârika-i sınaiye ve ticariye veya resim işbu muahedenamenin
mevki-i meriyete vaz'ı tarihinden itibaren mürur edecek
iki senenin inkızasından evvel işletilmemesi veya istimal olunmaması
sebep ittihaz edilerek mürur-i zamana veya feshe tabi
tutulmayacaktır.
Madde 283 — Bir taraftan Osmanlı tebaası veya Türkiye'de
mukim olan veya icra-yı sanat eden eşhas tarafından ve diğer
cihetten Düvel-i Müttefika tebaası ve yahut düvel-i mezkûre arazisinde
sakin olan veya orada icra-yı sanat eden eşhas tarafından
ve ne de eşhas-ı mezkûrenin esna-yı harpte diğer kısım arazisinde
hal-i harp tarihile işbu muahedenamenin meriyeti tarihi arasında
geçen müddet zarfında vukua gelen ve esna-yı harpte herhangi
bir zamanda mevcut veya 282 nci madde hükmüne tevfikan yeniden
iktisab-ı meriyet edecek olan milkiyet-i sınaiye ve edebiye
ve bediiye hukukuna iras-ı halel edebilecek mahiyette telakki
olunabilen vukuat sebebile haklarını devir ve ferağ eyledikleri
eşhas-ı sâlise canibinden hiç bir dâva ikame olunamayacak ve
istihkak talep edilemeyecektir.
Kezalik işbu muahedenamenin imzası tarihinden itibaren
bir sene zarfında bazı müstahzarat ve mamulatın veya ilân tarihi
ile işbu muahedenin tarih-i imzası arasında mürur eden müddet
zarfından neşir olunan âsâr-ı edebiye ve hediyenin gerek düvel-i
müttefika ve gerek Türkiye arazisinde furuhtu veva mevki-i furuhta
vaz'ı veya istimali ihlalinden dolayı ikame olunacak deavi eşhas-ı
mezkûrece nazar-ı itibare alınmayacaktır. Maamafih eshab-ı
hukuk harp esnasında Türkiye tarafından işgal olunan havalide
bir ikametgâha veya bir müessese-yi ticariyeye malik bulunmuşlar
ise haklarında bu hüküm ve karar tatbik edilmeyecektir.
Madde 284 — Milkiyet-i sınaiye hukukunun istimaline veya
âsâr-ı edebiye ve bediiyenin neşrine icazeti mutazammın olmak
üzere kablelharp bir taraftan düvel-i müttefika tebaası veyahut
düvel-i mezkûre memalikinde sakin veya orada icra-yı sanat eden
eşhas ile diğer taraftan Osmanlı tebaası arasında akdedilen mukaveleler
Türkiye ile düvel-i müttefika arasındaki hal-i harp
tarihinden itibaren münfesih addolunacaktır. Fakat herhalde
bu nevi mukaveleden ilk müteneffi olan kimse işbu muahedenamenin
tarih-i meriyetinden itibaren altı ay zarfında hak sahibinden
yeni bir icazet talep etmeğe salâhiyettar olacak ve işbu icazet
şeraiti hakkında taraf in arasında itilâf hasıl olur ise işbu hukukkun
müstenit olduğu kanun hangi memlekete ait ise o memleketin
bu hususta salâhiyettar olan mahkemesi tarafından tayin
olunacaktır. Kavanin-i Osmaniyeye tevfikan istihsal edilen hukuka
müstenit icazet bundan müstesna olup bu takdirde şerait-i
icazet 287 nci maddede beyan olunan hakem komisyonu tarafından
tayin olunacaktır. Mahkeme veya mezkûr komisyon olvakit icap
ederse hukuk-i mephusenin esna-yı harpte istimal edilmesi hasebile
muvafık-ı madelet göreceği aidatın miktarını tayin edecektir.
Düvel-i Müttefikadan birinin kavanin-i mahsusa-i harbiyesine
tevfikan ihale edilmiş olan milkiyet-i sınaiye ve edebiye ve
bediiyeye müteallik hukuk için verilmiş olan icazetler kablelharp
mevcut icazetlerin devam etmesi yüzünden haleldar olmayıp
tesirat-ı kâmileleri baki kalmak şartiyle meriyetleri devam edecektir.
Bu icazetlerin biri harpten evvel akdedilen bir icazet mukavelesinden
ilk müteneffi olan bir kimseye verilmiş ise bu son
icazetin makamına kaim olacaktır.
Milkiyet-i sınaiyenin istimali veyahut bir eser-i edebinin veya
tiyatro faciasının veyahut eser-i bediin neşri veya sahneye vaz'ı
için kablelharp akdedilmiş olan bir mukaveleye veya herhangi
bir icazete bianen harp esnasında para verilmiş ise bunun cihet-i
tahsisi tebaa-i Osmaniyenin sair duyum ve matlubatı hakkında
işbu muahedename mucibince tayin olunan cihet-i tahsisin aynı
olacaktır.
Madde 285 — işbu muahedename mucibince Türkiye'den
ayrılan memalik ahalisi işbu tefrike ve bundan mütevellit tebeddül-
i tabiiyete bakılmayarak bu tebeddül esnasında kavanin-i
Osmaniye icabınca Türkiye'de haiz oldukları milkiyet-i sınaiyeye
ve milkiyet-i edebiye ve bediiyeye ait haklarını muhafaza edeceklerdir.
işbu muahedename mucibince Türkiye'den ayrdacak olan
memalikte hin-i tefrikte mevcut olan veya 281 inci madde mucibince
yeniden iktisab-ı meriyet eyleyecek olan milkiyet-i sınaiye
ve edebiye ve bediiye hukuku memalik-i mezkûrenin rabt ve
ilhak edileceği hükümet tarafından kabul olunacak ve bu memleketlerde
kavanin-i Osmaniyeye tevfikan ihale edildiği müddet
için muteber olacaktır.
Madde 286 — Milkiyet-i sınaiye ve edebiye ve bediiye umuruna
müteallik dosyalarla defterlere ve planlara ve bunların
ledelicap Türkiye kalemleri tarafından Türkiye'den ayrılan arazi
hangi devletlere ilhak edilmiş ise o devletlerin kalemlerine tevdi
ve tebliğine müteallik bilcümle mesail hususî bir mukavelename
ile hal ve tanzim olunacaktır.
Madde 287 — 1 ağustos 1914 tarihinde taht-ı hâkimiyet-i
Osmaniyede bulunan yerlerde mevcut olup harp esnasında
Osmanlı tabiiyetinde bulunmayan Düvel-i Müttefika tebaasının
veya tebaa-i mezkûrenin taht-ı murakabesindeki şirketlerin uhdesinde
bulunan emval ve hukuk ve menafi - kapitülastonlar
iktizasınca istifası caiz olan rüsum müstesna olmak üzere - Hükûmet-i
Osmaniye veya Osmanlı idareleri tarafından mevzu
her gûna rüsumdan âzâde olarak eshabına iade olunacaktır. Emval-
i mezkûre, harp esnasında, eshabı, bundan hiç bir istifade
temin edemeyecek surette zabt ve hacz edilmiş ise her ne mahiyette
olursa olsun her gûna rüsumdan âzâde olarak iade edilecektir.
Hükûmet-i Osmaniye, hak-kı tasarruflarından mahrum
edilen eshabın mallarını, bu mutasarrıfların müsaadesi olmaksızın
tahmil edilen her türlü tekâlif ve düyunattan azade olarak
iade için elinden gelen bilcümle tedabiri ittihaz edecektir. Hükûmet-i
müşarünileyha işbu iadeden dolayı mutazarrır olanların
zararlarını tazmin edecektir.
Bu maddede beyan olunan iade keyfiyeti icra edilemediği
veyahut emval ve hukuk ve menafi gerek zabt edilsin gerek edilmesin
zarar ve hasara uğradığı takdirde mutasarrıfı tazminat
talebine salâhiyettar olacaktır. Bu bapta Düvel-i Müttefika tebaası
veya tebaa-i mezkûre tarafından murakabe edilen şirketler tarafından
vaki olacak müddeiyat tetkik edilerek tazminat miktarı
Cemiyet-i Akvam Meclisi tarafından intihap edilecek bir heyet-i
hakemiye tarafından tayin olunacaktır, işbu tazminat Hükûmet-i
Osmaniyenin uhdesinde olarak müddeinin mensup olduğu
hükümet arazisinde sakin veya o hükümetin kontrolü altında bulunan
Osmanlı tebaasının emvalinden ifraz ve tahsil olunacaktır.
Tazminat-ı mezkûre beyan edilen işbu menabiden istihsal edilemeyecek
olduğu takdirde umur-i maliyeye müteallik olan sekizinci
kısmın 236 nci maddesinin 2 numaralı fıkrasında münderiç
tahsisat-ı seneviyeden ifraz ve tesviye olunacaktır.
Bâlâda muharrer ahkâm Düvel-i Müttefika kuvvetlerinin
işgal-i filisi tahtında bulunan ve işbu muahede mucibince Türkiye'den
ayrılan yerlerdeki emval ve hukuk ve menafie 30 teşrinisani
1918 tarihindenberi iras olunan zararları tazmin mecburiyetini
tahmil etmeyip mezkûr tarihten itibaren emval ve hukuk ve
menafi-i mezkûreye ika edilen zararlar bu hususta mesul olan
düvel-i müttefikaya raci olacaktır.
Madde 288 — Evvelce tebaa-i Osmaniyeden olup da bilahara
işbu muahedename veyahut Türkiye'den ayrılan yerlerin
tayin-i mukadderatına müteallik diğer bir muahede mucibince
düvel-i müttefikadan birinin veya bir yeni hükümetin tabiiyetini
bihakkin iktisap edenlerin Türkiye'deki emval ve hukuk ve
menafii, emval hukuk ve menafi-i mezkûrenin bilâhare bulunacağı
hal ve vaziyette iade olunacaktır 1.
Madde 289 — işbu muahedenameden tevellüt edebilecek
ahkâm-ı muhalifenin hükmü baki kalmak şartiyle, düvel-i müttefika,
"17 ekim 1912" 1 senesinde Osmanlı hakimiyetinde bulunan
yerler müstesna olmak üzere kendik memleketinde ve müstemlekelerinde
veya mahmiyelerinde bulunan tebaa-i Osmaniyenin
veya bunlar tarafından kontrol edilen şirketlerin emval
ve hukuk ve menafini zabt veya tasfiye etmek hakkını muhafaza
ederler.
Tasfiye alâkadar hükûmet-i müttefikanın kanunlarına tevfikanın
kanunlarına tevfikan icra olunacak ve Osmanlı mutasarrıfları
işbu hükümetin rizası olmadıkça işbu emval ve hukuk ve
menafie tasarruf edemeyecekleri gibi bunlara hiç bir külfet tahmil
edemeyeceklerdir.
Madde 290 — Osmanlı tebaası hakkında cari olan 281 inci
maddenin beşinci fıkrası ve 282, 284 üncü maddeler 287 inci maddenin
ikinci fıkrası 289, 291, 292, 293, 301, 302, 308 inci maddelerdeki
ahkâm işbu muahedenin veya Türkiye'den ayrılan yerlerin
mukadderatını tayin edecek diğer bir muahedenin tatbikile
hukukan düvel-i müttefika veya yeni bir hükümet tabiyetini
alan osmanlı tebaasına şamil değildir.
Madde 291 —" 17 ekim 1912"1 senesinde Osmanlı hâkimiyetinde
bulunan yerler müstesna olmak üzere Düvel-i Müttefikadan
birisinin arazisinin bulunan Osmanlı tebaasının emval
ve hukuk ve menafii ve kezalik bunların satışının tasfiyesinin
veya diğer vucuh-i tasarrufiyesinin hasılat-ı safiyesi, işbu devlet
tarafından -287 nci madde mucibince- kendi tebaası metalibinden
münbais tazminata veya anların Osmanlı tebaasından alacaklarına
mahsup edilebilecektir. 289 uncu maddenin ve işbu maddedeki
fıkra-i ânife mucibince istimal olunmayan bu gibi emval,
hukuk ve menafiin tasfiyesi hasılatı Maliye Komisyonuna verilecek
ve işbu muahedenin sekizinci kısmının (ahkâm-ı maliye)
236 nci maddesinin ikinci ahkâmına tevfikan istimal olunacaktır.
Madde 292 — Osmanlı Hükümeti memalik-i müttefikada
bulunan emval ve hukuk ve menafilerinin tasfiye veya zabtından
zarara uğrayacak olan kendi tebaalarının bilumum zarar ve ziyanlarının
tazminini deruhte eder.
Madde 293 — işbu muhadename veyahut 17 teşrinievvel
1912 den itibaren akdolunan herhangi bir muahede mucibince
Türkiyeden tefrik olunan arazi üzerinde icra-yı hâkimiyet eden
bir devlet-i müttefika veya bir devlet-i cedide hükümetleri bu
arazi dahilindeki Osmanlı şirketlerinin veyahut tebaa-i osmaniyenin
murakabesi tahtındaki şirketlerin emval, hukuk ve menafiini
tasfiye edebileceklerdir. Tasfiye hasılatı doğrudan doğruya
şirkete teslim edilecektir.
Taht-ı niyabetine (mandat) mevzu arazi ahalisi de dahil
olduğu halde Düvel-i Mütelife tebaasının 1 ağustos 1914 tarihinde
menafi-i mütefevvikası bulunan şirketlere bu madde kaabil-i
tatbik değildir.
Tasfiye hasılatının tesviyesine müteallik işbu maddenin birinci
fıkrasının ahkâmı, sahibi bir şirket-i osmaniye olup da murakabesi
veya ekseriyet-i sermayesi gerek doğrudan doğruya
Almanya, Avusturya, Macar veya Bulgar tebaasının yedinde
bulunan ve gerekse bunlar tarafından murakabe edilen bir şirkette
halen veyahut 1 ağustos 1914 te menafü bulunan şömendöfer
şirketleri hakkında tatbuk olunamayacaktır. Bu takdirde tasfiye
hasılatı Maliye Komisyonuna teslim olunacaktır.
(Türkçe metinde 1 ağustos 1914 yazılıdır.)
Madde 294 — işbu muahede neticesi olarak kalacak arazi-i
Osmaniyedeki şömendöfer imtiyazını haiz Osmanlı şirketlerinin
hukuk, menafi ve emval ve müesseselerini başlıca düvel-i müttefikanın
talebi üzerine Hükûmet-i Osmaniye mubayaa edecektir 1.
Hükûmet-i Osmaniye Maliye Komisyonunun reyine tevfikan
salifüzzikir hukuk, menafi, emval ve müesseseleri, kendinin şömendöfer
hattında veya müesseselerinde malik olabileceği her
türlü menafi dahil olduğu halde devredecektir. Bu devir Cemiyet-i
Akvam tarafından mansup bir hakemin tayin edeceği bedel üzerinden
icra edilecektir. Bedeli Maliye Komisyonuna teslim olunacaktır.
Mezkûr Komisyon da gerek bu bedeli gerek 293 üncü
maddesince ahiz ve tesellüm olunan bilcümle mebaliği şirkette
ya doğrudan doğruya veya bilvasıta alakadar olanlar arasında
tevzi eyleyecektir. Alman, Avusturya, Macar ve Bulgar tebaalarına
ait hisseler Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan
ile münakit sulh muahedenameleri mucibince teşkil olunan
Tamirat Komisyonuna teslim olunacaktır. Maamafih Hükûmet-i
Osmaniyeye ait olabilecek hisse işbu muahedenin sekizinci kısmının
(ahkâm-ı maliye) 236 nci maddesinde tayin olunan hususat
için Maliye Komisyonu tarafından tevkif edilecektir.
Madde 295 — Almanya ile münakit sulh muahedenamesinin
260 ıncı maddesinin veya Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan
ile münakit sulh muahedenamelerinin ahkâm-ı mütenazırasının
tatbikine muktazi tedabir müstesna olmak üzere Hükûmet-i
Osmaniye işbu muahedenamenin mevki-i tatbika vazından altı
aylık bir müddetin inkizasına kadar kendi arazisi dahilinde kâin
olup işbu muahedenamenin mevki-i tatbike vaz'ı anında Almanya,
Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan veya bunların tebaasına
ait emval, hukuk ve menafiin istimaline müteallik her türlü muameleyi
men edecektir.
işbu muahedenamenin mezkûr devletlere ait olan hukuk-i
temellükiyeye müteallik • ahkâmı mahfuz olmak şartiyle Hükûmet-i
Osmaniye başlıca Düvel-i Müttefika tarafından salifüz-zikir
altı aylık müddet zarfında irae edilecek olan ve yukarıdaki
maddede mevzu-i bahis bulunan emval, hukuk ve menafü tasfiye
edecektir. (Fransızca metinde " reprendre " kelimesi ile ifade edilen bu hüküm
Konya'da basılan türkçe metinde " istirdat edecektir " şeklinde yazılıdır.)
İşbu tasfiye muamelesi başlıca düvel-i müttefikanın
nezaretleri tahtında irae edecekleri surette icra olunacaktır.
Bu emvalin hak-kı istimaline müteallik memnuiyet tasfiye
muamelesinin hitamına değin ipka ve idame olunacaktır.
Tasfiye edilen emvalden Almanya, Avusturya, Macaristan
veya Bulgar devletleri ne ait olanlardan gayrisinin tasfiye hasılatı
doğrudan doğruya eshabına teslim olunacaktır. Tasfiye edilen
emval düvel-i mezkûreye ait olduğu takdirde hasılatı, emvalin
ait olduğu devlet ile münakit sulh muahedenamesile müteşekkil
Tamirat Komisyonuna devir edilecektir.
Madde 296 — Muahede-i hazıra mucibince Türkiyeden fek
edilen arazi üzerinde icra-yı hâkimiyet eden hükümetler arazi-i
mezkûre üzerinde bulunan ve işbu muahedenin mevki-i meriyete
vaz'ı tarihinde Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan'a
veyahut bunların tebaasına ait bulunan her gûna emval, hukuk
ve menafü tasfiye etmek hakkını haiz olacaklardır. Meğerki Almanya
ile akdedilen muahede-i sulhiyenin 260 ıncı maddesi Avusturya-
Macaristan ve Bulgaristan ile münakit muahedat-ı sulhiyenin
de buna tekabül eden ahkâm-ı mucibince emval, hukuk
ve menafi-i mezkûre başka bir surette tasarruf edilmiş ola.
Tasfiyenin hasılı 295 inci maddede musarrah şerait dairesinde
istimal olunacaktır.
Madde 297 — Eğer mal sahibi 287 nci maddede musarrah
hakem komisyonu huzurunda 293, 295 veya 296 nci maddeler
ahkâmına tevfikan tasfiye edilmiş emvalin şerait-i bey'iyesinin
veyahut emvalin bulunduğu yerde icra-yı hakimiyet eden hükümet
tarafından kavanin-i umumiyesinin haricinde olarak ittihaz
edilmiş tedabirin fiatına gayr-ı muhik bir surette iras-ı zarar ettiğini
ispat ederse komisyon kendisine adilane bir tazminat itasına
hüküm etmek salâhiyetini haiz olacak ve bu tazminat marezzikir
hükümet tarafından tesviye olunacaktır.
Madde 298 — Hak-kı tasarruf bahşeden her bir kararın,
müessesat ve şürekânın tasfiyesine müteallik her gûna avamirin
veyahut arazileri üzerindeki düşman emval, hukuk ve menafü
hakkında düvel-i müttefikadan birinin mahakim ve devairi tarafından
muta veya müttehaz kavanin-i harbiyeyi tatbikan ita
ve ittihaz edilmiş hükmünde olan evamir, nizamat, talimat ve
mukarreratın muteber addedileceği teyit olunur. Herhangi bir
şahsın emval-i mezkûreye taalluk etmiş menafii emval-i mezkûrete
müteallik nizamat, evamir, mukarrerat ve talimatın şuruan
mevzuunu teşkil etmiş addolunacaktır, tşbu menafi, nizamat,
evamir, mukarrerat ve talimat-ı mezkûreden gerek sarahaten
man tuk ve gerek meskût olsun.
Mezkûr avamir, nizamat, mukarrerat ve talimat mucibince
emval, hukuk ve menafiin muamele-i intikaliyesinin yolunda
olup olmadığı hakkında hiç bir niza dermiyan edilmeyecektir.
Kezalik Düvel-i Müttefika arazisi üzerinde bir mal, bir müessese
veya bir şirket hakkında (gerek tahkik, gerek haciz, gerek idare-i
cebriye, gerek intifa, gerek istimval, gerek nezaret veya tasfiye,
gerek bey'i ve idare-i emval ve hukuk ve menafi, gerek tahsil
veya tesviye-i düyun, gerek tesviye-i masarif, teklif ve tarh ve
gerek düşman emval, hukuk ve menafii hakkında Düvel-i Müttefikanın
mahakim ve devairince müttehaz veyahut harp kavanin-
i istisnaiyesini tatbikan ittihaz, isdar veya icra edilmiş hükmündeki
kavanin ve nizamat ve evamir ve talimat mucibince
icra olunan muamelat hususlarına müteferri olsun) icra edilen
muamelatın meşruiyeti tasdik olunmuştur.
Madde 299 — Düvel-i Müttefikadan bir veya bir kaçı namına
veya emri veyahut muvafakati üzerine Türkiye arazisinde Almanya,
Avusturya, Macaristan ve Bulgaristanın veya tebaalarının
emval, hukuk ve menafii hakkında 30'teşrinievvel 1918 tarihinden
işbu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz'ına kadar ittihaz
oluna kâffe-i tedabirin muteber olduğu bilhassa teyit olunmuştur.
Tedabir-i mezkûre neticesinde düvel-i müttefika yedinde
kalan mebaliğ 295 inci maddenin son fıkrasında zikir olunan
kuyut dairesinde muameleye tabi olacaktır.
Madde 300 — Düvel-i Müttefikadan biri yahut anın namına
mahakim ve devairinin emrile hareket eden herhangi bir şahıs
aleyhine harp esnasında harbin ihzaratı nokta-i nazarından tebaa-i
Osmaniyenin emvali, hukuk ve menafii hakkında icra olunan
herhangi fiil veya ihmalden dolayı Türkiye tarafından veyahut
1914 ağustosu bidayetinde Osmanlı tabiiyetini haiz olan veya
bu tarihten sonra o tabiiyeti iktisap eden bir kimsenin kendi
tarafından veya namına yapılacak müracaat ve mütalebat makbul
değildir. Kezalik her müttefik devletin kavanin ve nizamatmdan
ve harbin müstesna tedabirinden mütevellit ef'al veya ihmal
dolayısiyle herhangi bir kimsenin aleyhinde yapılacak müracaat
ve mütalebat gayr-ı makbuldür.
Madde 301 — işbu muahedenamenin mevki-i meriyete vazındandan
itibaren altı ay zarfında Osmanlı kavanini mucibince
ruhsat verilmiş bulunan ve işbu muahedeye tevfikan tasfiyeye
tabi bulunan bütün şirketlerin hisse senedatı, tahvilatı veyahut
emval-i menkulesi ve Osmanlı tebaası yedindeki emval, hukuk
ve menafie müteallik kâffe-i mukavelat, şehadetname, senet ve
sair vesaik-i tasarrufiyeyi Osmanlı Devlet-i ledettalep Düvel-i
Müttefikadan herbirine tevdi edecektir.
Düvel-i Müttefikadan alâkadar olanın talebi üzerine Hükûmet-i
Osmaniye her zaman balâda zikir olunan emval, hukuk ve
menafi hakkında kezalik işbu emval hukuk ve menafiin 1914
ağustos bidayetindenberi yapılan devir ve ferağına müteallik her
nevi malumatı ihzar ve ita edecektir.
Madde 302 — Düvel-i Müttefika tebaası veya gruplarının
taht-ı murakabesinde bulunan osmanlı şirketleri müstesna olmak
üzere bir taraftan hükûmet-i seniye ile işbu muahedename mevki-i
meriyete konulduğu tarihte memalik-i Osmaniyede mukim tebaası
ve diğer taraftan düvel-i müttefika hükümetleri ile 1914
senesi ağustosunun 1 inde Osmanlı tebaası olmayan ve memalik-i
Osmaniyede ikamet veya bir sanat icra etmeyen (Devlet-i Aliye
hizmetinde bulunan ecanip memurlarının maaş ve muhassesat
ve ucurat-ı resmiyeler müstesna olmak üzere) tebaaları arasında
mevcut olup 236 ıncı maddede ve sekizinci kısmının (ahkâm-ı
maliye) birinci melfufunda işaret olunan Osmanlı Düyun-i Umumiyesinden
gayri düyunat alakadar düvel-i müttefikanın akçasile
tediye veya olveçhile hesaba geçirilecektir. Düvel-i Müttefikanın
müstemlikât veya mahmisi olduğu memalik ile ingiliz müstemlikâtı
ve Hindistan da buna dahildir. Ve mezkûr düyun gerek
muharebeden mukaddem vacibüttediye bulunmuş olsun ve gerek
harp dolayısiyle icrası tamamen ve kısmen taahhüre duçar olan
muamelat-ı ticariye veya mukavelenameden münbais olup muharebe
esnasında vacibüttediye mahiyeti iktisap eylemiş bulunsun
aralarında biç bir fark gözedilmeksizin seyyanen salifülbeyan
muameleye tabi tutulacaktır. Bir deyni diğer akçe ile tediye lüzumu
hasıl olduğu takdirde, akçe tebdili, harpten evvel cari kambiyo
üzerinden icra olunacaktır.
işbu ahkâmın hin-i tatbikinde muharebeden evvelki akçe
farkı nisbeti Türkiye ile alâkadar hükûmat-ı müttefika beyninde
ilân-ı muhasamattan bir ay mukaddem vukubulan telgraf nakliyatı
hesap vasatisi nisbetine müsavi addolunacaktır.
Akçe tebdili meselesinde bir kontrato para farkı nisbetini
muayyen bir surette tasrih eylemiş ve taahhüdün alâkadar düvel-i
müttefikanın parası ile edasını şart koymuş ise para farkı nisbetine
mütedair salifülbeyan ahkâm tatbik olunmayacaktır.
Düşman hukuk ve menafii ve emval-i menkulesinin tasfiye-i
hesabatından münbais hasılat ile işbu fasdda münderiç düşman
mevcudat ve matlubat-ı naktiyesi dahi bâlâda mezkûr akçe veya
para farkı nisbeti üzerinden hesap ve tesbit edilecektir.
Bu maddenin para farkı nisbetine müteallik ahkâmı işbu
muahedename mucibince Hükûmet-i Osmaniyeden fek edilen
arazi üzerinde mütemekkin eşhasın matlubat veya düyunatına
tatbik edilmeyecektir.
Madde 303 — 287 ve 302 nci maddelerin ahkâmı harp dolayısı
ile mevzu kavanin-i istisnaiyeyi veya işbu muahedenamenin
ahkâmını tatbikan düvel-i müttefika tarafından şirketlerin veya
ticaretgâhların emvali, hukuku ve menafiine dair icra edilen muamele-
i tasfiyeye dahil olan veya olacak bulunan, milkiyet-i sınaiye
edebiye ve asarı nefise hukuku hakkında dahi tatbik olunacaktır.
Madde 304 — Merbut zeyilde irae olunan bazı mukavelat
ile mukavelat kabilinden olan ukude müteallik istisnaiyat ve
kavaid-i mahsusa mahfuz olmak üzere, düşmanlar arasında münakit
her mukavele 1 ağustos 1914 tarihinde tebaa-i Osmaniyeden
bulunmayan ve elyevm düvel-i müttefikadan birinin tabiiyetinde
olan tarafin-i akidinden birinin mensup olduğu Düvel-i Müttefika
kanununa tevfikan ve mezkûr kanunun tayin ettiği şerait dahilinde
ipka veya fesh olunacaktır.
Madde 305 — Tarafin-i akidin arazisi üzerinde düşmanlar
arasındaki münasebata dair harpten evvel ve sonra cereyana başlamış
olan mürur-i zamanlar ve mürur-i müddetler ve hak-kı
müracaatını sukutu 29 teşrinievvel 1914 tarihinden itiharen
işbu muahedenin mevki-i meriyete vaz'ına kadar talik edilmiş
addolunacaktır.
Bu müddetler işbu muahedenin mevkii meriyete vaz'ında
lâakal üç ay sonra cerayana başlayacaktır. Bu hüküm ibrazında
faiz ve hisse-i temettüü verilecek olan kuponların vadeleri ve
kezalik ibrazı halinde vacibüttediye olan ve kura keşidesinde
isabet etmiş olan tahvilat ve vacibüttediye diğer hisse senedatr
ve tahvilatı hakkında dahi tatbik olunacaktır.
Japonya kanunu ahkâmına nazaran madde-i hazıra ve kezalik
304 üncü madde ve merbut zeyil Japonya tebaası ile Osmanlı
tebaası beyninde münakit mukavelata tatbik olunmaz.
Madde 306 — Düşmanlar arasındaki münasebatta kablelharp
tanzim edilmiş ve muayyen (matlup) vadeler dahilinde kabul
veya tediye için ibraz edilmemiş olan herhangi bir sened-i
ticari ne keşideci ve cirantaları adem-i kabul ve adem-i tediyeden
dolayı ihbar edilmemiş ve ne de protesto keşide kılınmamış
olmasından ve ne de esna-yı harpte bazı muamelata riayet kılınmamış
bulunmasından naşi hükümsüz addolunmaz. Eğer bir
sened-i ticarinin kabul veya tediyesi zımnında ibrazı yahut adem-i
tediye ve adem-i kabulün keşideci ve cirantaya ihbarı ve protesto
etmesi veya adem-i kabulü ve adem-i tediye halinde ihbar eylemesi
lâzım gelen taraf esna-yı harpte bunu yapmamış ise işbu
muahedenin mevki-i meriyete vaz'ından itibaren senedin ibrazı
ve adem-i tediye ve adem-i kabul hakkında ihbar ve protesto
keşide etmesi zımnında kendisine lâakal üç ay vade bahşolunacaktır.
Madde 307 — Esna-yı harpte Düvel-i Müttefika tebaasından
olan bir kimse aleyhine veya menafiine karşı veyahut bir devlet-
i müttefika tebaasının menfeattar bulunduğu bir şirket aleyhine
veya menafiine karşı idarî ve adlî bir daire-i Osmaniyeden
isdar edilmiş olan mukarrerat (hükümler) ve ittihaz kılınmış olan
tedabir-i icraiye işbu tebaanın talebi üzerine 287 nci maddede
musarrah hakem komisyonu marifetile tekrar tetkik olunacaktır.
Bu takdirde tarafin eğer mümkün ise ve muvafık-ı madelet
addolunursa devair-i Osmaniyeden sadır olan mukarrerat veya
tedabir-i icraiyenin sudurundan mukaddem bulundukları vaziyete
irca edilecek ve mümkün olmadığı takdirde bir müttefik
devlet tebaası hakkında sudur etmiş olan kararın tatbikinden
ve tedabir-i icraiyenin ittihazından dolayı duçar olduğu zararın
telafisi zımnında hakem komisyonu münasip bir zaman hüküm
edecektir. İşbu zaman (tamirat) hükûmet-i Osmaniyeye tahmil
olunacaktır.
Gerek tarafinden birinin bir şarta adem-i riayetinden ve
gerek kontratoda münderiç bir hakkın istimalinden naşi bir mukavele
fesih edilmiş olduğu takdirde bundan mütessir olan taraf
hakem komisyonuna müracaat edebilecektir. Bu komisyon taraf-
ı mutazarrıra bir tazminat hükmedebilecek veyahut kontratonun
feshinden dolayı Türkiyede ziyaa uğramış olan hukukun
tekrar meriyetine kadar verebilecektir. Mamafih bunun için
işin icabatına göre bir tecdit ve iade-i meriyetin adilane ve mümkün
olması şarttır.
Devlet-i Osmaniye işbu madde ahkâmına nazaran vaki olan
tecdit ve iadeden mutazarrır olmuş olan her şahs-ı şalisin zararını
tazmin edecektir.
Madde 308 — Bir taraftan Düvel-i Müttefika tebaasından
olan veya anların tabiiyetini iktisap etmiş olan veya arazisi Türkiye'den
ayrılmış olan yeni hükümetler tebaasından bulunan
kimseler ve diğer taraftan osmanlı tebaası beyninde muahede-i
haziranın mevki-i meriyete vaz'ından mukaddem akdedilmiş
olan mukavelata müteallik bilcümle mesail tarafinden birinin mensup
olduğu müttefik hükümet veya iki hükümetin mahakim-i
milliyesinde veya konsolatosu mahkemesinde rüyet olunacak
ve mahakim-i Osmaniye bu bapta salâhiyettar olmayacaktır.
Madde 309 — Bir Devlet-i Müttefikanın veya arazisi Türkiye'den
ayrılmış olan yeni bir hükümetin millî veya konsolato
mahkemelerinin hükümleri veyahut 287 nci maddede beyan olunan
hakem komisyonunun kararları, işbu mahakim ve komisyonlar
muahede-i hazıra ahkâmınca salâhiyettar oldukları takdirde,
Türkiye'de kaziye-i muhkeme kuvvetini haiz olacak ve
icra emrine (exequatur) hacet kalmaksızın icra olunacaktır.
ZEYİL (MELFUF)
I — Ahkâm-ı umumiye
1- 304 ve 306 nci maddeler mefadınca ve işbu melfuf ahkâmınca
bir mukavelenin tarafeyninden olan eşhas arasında ticaret
filen gayr-ı mümkün veya memnu veyahut tarefeyn-i akideynden
birinin tabi bulunduğu havanin ve nizamat vea kararnamelerle
gayr-ı kanunî bulunmuş olduğu halde tarafeyn her ne suretle
olursa olsun işbu ticaretin gayr-ı mümkün ve memnu ve muhalif-i
kanun olduğu günün tarihinden itibaren yekdiğere düşman addedilecektir.
2- Düvel-i müttefika tarafından esna-yı harpte müttehaz
kavanin, mukarrerat ve nizamat-ı dahiliyenin ve ezcümle şerait-i
mukavelatm tatbikatı mahfuz olmak üzere atiyüzzikir mukavelat
merî kalacaktır :
II — Bazı nevi mukavelat hakkındaki ahkâm-ı hususiye
Tahvilat ve ticaret borsalarındaki vaziyetler
3-A) Hükümetlerce tanınmış tahvilat ve ticaret borsaları
için harp esnasında tanzim olunup düşman memleketlerine mensup
eşhas-ı hususiye tarafından harpten evvel marezzikir borsalarla
ahzolunan vaziyetlerin tasfiyesine ait ahkâm ve mukarreratı
ihtiva eden nizamnameler ile bu nizamnamelerin temin-i
tatbiki için ittihaz edilen tedabir tarafin-i akidin canibinden tasdik
olunmuştur. Şu şartla ki:
Evvelâ : muamelatın marezzikir borsaların nizamına tabi
tutulacağı evvelce sarahaten beyan edilmiş ola;
B) :Liverpol pamuk tacirlerinin kararı üzerine 31 temmuz
1914 tarihinde pamuk üzerinde icra olunan nisbî vadeli muamelât
tasfiyesi işbu muahede ile tasdik olunmuştur.
Rehin
4- Bir düşman canibinden tedeyyün edilmiş olan bir borcun
temini zımnında verilmiş olan bir rehnin adem-i tediye-i
deyn halinde furuhtu, rahine ihbar edilememiş olsa bile, dayinin
hüsn-i niyetle hareket ve tedabir-i lazıma ittihazına ihtimam etmiş
olması şartiyle, muteber olacaktır. Bu takdirde malın satılmasından
dolayı mal sahibi bir gûna talep dermeyan eylemiyecektir.
Senedat-ı ticariye
5- Bir şahıs gerek kablelharp ve gerek harp esnasında düşman
olan bir kimse tarafından kendisine karşı vaki olan taahhütten
dolayı bir sened-i ticarinin tediyesini taahhüt eylemiş ise diğeri
muhasamatın küşadına rağmen taahhüdünün temin-i netayicine
mecbur tutulacaktır.
Sigorta mukaveleleri
6- Fıkarat-ı âtiyenin ahkâmı yalnız Türkiye ile icra-yı ticaret
memnu olduğu zaman tebaa-i Osmaniye ile Düvel-i Müttefika
tebaası beyninde akd edilmiş olan kontratolar hakkında tatbik
olunacaktır. Bu ahkâm, Düvel-i Müttefika tebaasından olsalar
bile işbu muahede ile Devlet-i Aliyeden tefrik edilen arazide sakin
efrat-ı ve kumpanyalar ile osmanlı tebaası beyninde münakit
kontratolar hakkında cari değildir. Atideki fıkarat ahkâmı kaabil-
i tatbik olmadığı takdirde sigorta ve tekrar sigorta (reassurance)
mukaveleleri 304 üncü madde ahkâmına tabi tutulacaktır.
Harike karşı sigortalar
7- Harike karşı, emlâke müteallik olup işbu emlâkte alakadar
olan şahıs ile muahharan düşman olmuş bir şahıs beyninde
tanzim kılınmış olan mukaveleler muhasamatın küşadından veya
tarafinden birinin bilâhara düşman hal ve sıfatını iktisap etmesinden
veya tarafinden birinin esna-yı harpte veya harpten sonra
üç ay zaman zarfında ahkâm-ı mukaveleden birini ifa etmemiş
olmasından dolayı mefsuh addolunmayacaktır. Bu mukaveleler
ancak işbu muahedenin mevki-i meriyete vaz oldunduğu tarihten
üç ay sonra hulul edecek ilk tediye-i ücret vadesi tarihinden itibaren
fesih olunacaktır. Zaman-ı harpte vadeleri hulul etmiş olup
o vakittenberi ödenmemiş olan primler ve vadesi geçmiş taksitler
veya esna-yı harpte duçar olunduğu iddia kılınan zayiat için
vaki olacak talepler hakkında bir talimatname tanzim olunacaktır.
8- Eğer harpten mukaddem harike karşı akdedilmiş olan bir
sigorta bir emr-i adlî veya idarî ile evvelki sigorta edenden ikinci
bir sigortacıya devir edilmiş olduğu takdirde işbu muamele-i devir
muteber tutulacak ve iptidaen sigorta edenin mesuliyeti devrin
icrası gününden itibaren muntafi addedilecektir, maahaza
iptidaki sigorta edenin talebi üzerine mumaileyh şerait-i devirden
tamamen haberdar edilmek hakkını haiz olacaktır. Eğer bu
şerait-i mukarin-i adalet olmadığı tezahür ederse bunlar âdilâne
bir şekle ifrağ için lüzumlu bir derecede tadil olunacaktır. Bundan
maada sigorta olunan kimse talip olduğu günün tarihinden ilk
sigorta eden ile muvafık kaldığı surette mukavelevi tekrar ilk
sigortacıya devir etmeğe haklı olacaktır.
Hayat üzerine sigorta
9- Bir sigortacı ile muahharan düşman olmuş olan diğer
bir şahıs beyninde tanzim kılınmış olan hayat sigorta mukaveleleri
muhasamatın küşadı veya şahsın bilahara düşman olması
sebebile mefsuh addolunmayacaktır. Fıkra-i sâlife mucibince
mefsuh addolunmayan bir kontrato mündericatma nazaran zaman-
ı harpte vacibüttediye olan her meblağ harpten sonra kaabil-i
istifa olacaktır. İşbu meblağa, vacibüttediye olduğu tarihten
itibaren eda olunancaya kadar, senevî yüzde beş faiz zam olacaktır.
Bir hayat sigorta mukavelesi, sigorta ucuratının adem-i tediyesi
yüzünden harp esnasında hükümden sakit olmuş veya
ahkâm-ı mündericesinden bazılarının adem-i tatbiki yüzünden
infisah-^sylemiş ise hayatı sigorta edilen kimse veya vekilleri veva
şarik ve varisleri, işbu muahedenin kesb-i meriyet ettiği tarihten
itibaren on iki at zarfında sigortacıdan mukavelenin hükümden
sakit veya mafsuh olduğu tarihteki kıymetine muadil bir bedel
talej) etmeğe haklı olacaklardır.
10- Eğer hayat üzerine sigorta kontratosu bir sigorta kumpanyasının
muahharan düşman olmuş olan bir memlekette kâin
şubesi tarafından akdedilmiş ise nefs-i kontratoda hilafına ahkâmın
adem-i mevcudiyeti halinde mezkûr mukavele kanun-ı mahallî
hükmüne tabi olacaktır. Lâkin sigortacı sigorta edilen şahıstan
veya makamına kaim olanlardan zaman-ı akitte mevcut kavanin
ve uhut ve nefs-i mukavelede muayyen şerait hilâfına olarak
zaman-ı harpte tatbik edilmiş tedabir neticesi olarak talep ve
istihsal kılınmış olan mebaliğin istirdadı hakkını haiz olacaktır.
11- Bilcümle ahvalde kontratoya tatbiki kaabil olan kanun
hükmüne tevfikan sigortacı primlerin adem-i tediyesine rağmen
kontratonun hükümsüzlüğünü sigorta edilmiş olan kimseye ihbar
edinceye kadar, sigorta edilen şahsa karşı bağlı kalırsa bu
ihtar ancak hal-i harpten dolayı icra edilemediği takdirde sigortacı
tediye edilmemiş olan primleri senevî yüzde beş faiz zammile
ol şahıstan istihsal etmek hakkını haiz olacaktır.
12- Dokuzuncudan onbirinciye kadar olan fıkaratın tatbiki
zımnında tarafeynin taahhüdat-ı mütekabilelerinin hesabı için
hayat-ı beşeriyenin ihtimalatını faizinin miktarına meze ederek
nazar-ı itibare alan sigorta mukaveleleri hayat üzerine yapılmış
mukavelat hükmünde addolunacaktır.
Bahrî sigortalar
13- Bir sigortacı ile muahharan düşman olmuş olan bir şahıs
beyninde akdedilmiş olan bahrî sigorta mukaveleleri (gerek sefer
gerek zaman üzerine tanzim kılınmış olan senetler de dahil olduğu
halde) o şahsın düşman olduğu andan itibaren mefsuh addolunacaktır.
Meğer ki kontratoda tasrih edilmiş olan hasar bu andan
daha mukaddem cereyana başlamış ola.
Hasar henüz cereyana başlamamış ise prim halinde ve sair
suretle tediye edilmiş olan mebaliğ sigorta edenden kaabil-i istifa
olacaktır.
Hasarın cereyana başlamış olması takdirinde —taraflı diğer
düşman olsa bile— kontrato merî addolunacaktır. Kontrato mündericatına
göre gerek prim olarak gerek (felâket-i bahriye ziyanı)
olarak medyun olan mebaliğ, işbu muahedenin mevki-i meriyete
vaz'ından itibaren vacibüleda olacaktır. Kablelharp düvel-i muharibe
tebaasına karşı veyahut düvel-i mezkûre tebaası tarafından
tedeyyün edilmiş ve badelharp tahsil olunmuş olan mebaliğ
için faiz tediyesi zımnında bir mukavele akd olunup da zayiat
vaki olsa ve bahrî sigorta mukavelesi mucibince zayıat-ı mezkûre
kaabil-i tazmin bulunmuş ise işbu faiz zayiatın yevm-i vukuundan
sonra mürur edecek bir senelik müddetin hitamından itibaren
cereyan edecektir.
14- Sigorta edilmiş ve muahharan düşman olmuş olan bir
şahıs ile akd olunan bahrî bir sigorta mukavelesi, sigorta eden
kimsenin mensup olduğu devlet veya amn müttefikleri tarafından
sebebiyet verilmiş olan ef'al-i harbiyeden mütevellit kazaları
şamil addolunamaz.
15- Muahharan düşman olan bir sigortacı ile harpten mukaddem
bahrî bir sigorta mukavelesi akd etmiş olan bir şahsın muhasamatın
be'dinden sonra aynı hasara müteallik olmak üzere
düşman olmayan diğer bir sigortacı ile yeni bir mukavele akdetmiş
olduğu ispat olunursa yeni kontrato tarih-i tanziminden itibaren
evvelki kontratonun makamına kaim olup vadeleri hulul etmiş
olan primler evvelki sigortacının ancak yeni kontratonun hin-i
tanziminde kontratodan mesul olmağa başladığı keyfiyeti esas
ittihaz edilerekten hesap ve tediye olunacaktır.
Diğer sigortalar
16- Yedinci fıkradan on beşinci fıkraya kadar mevzu-i bahis
olan mukaveleden maada olup harpten evvel bir sigortacı ile muahharan
düşman olmuş olan bir şahıs beyninde sebketmiş olan sigorta
mukaveleleri hakkındaki tarz-ı muamele aynı tarafeyn beyninde
münakit harik sigorta mukaveleleri hakkında mezkûr
fıkralarda gösterilen muameleye tamamile mutabık olacaktır.
Mükerrer sigortalar
(Reassurances )
17- Düşman olmuş bir şahıs ile akdolunan mükerrer sigorta
mukavelatı ol şahsın düşman olmasından dolayı mülga addolunacaktır.
Fakat harpten mukaddem cereyana başlamış olan hayatî
ve bahrî haşarat vukuu takdirinde işbu hasaratan mütevellit
mebaliğ-i medyunenin hak-kı istifasına halel gelmeyecektir. Mükerrer
sigorta edilmiş taraf her ne zaman düşman istilâsı neticesinde
sigorta edecek diğer bir kimse bulamamak imkânsızlığına vaz
edilmiş olursa, mukavele, işbu muahedenin mevki-i meriyete vaz'ından
üç ay sonraki müddetin hitamına kadar kaim olacaktır.
Bir mükerrer sigorta (reassurance) mukavelesi işbu fıkra hükmünce
ilga edilecek olursa gerek tediye edilmiş ve edilecek primler
hakkında ve gerek harpten evvel cereyana başlamış olup
hayat ve bahrî kazalara ait haşarattan mütevellit mesuliyetlere
dair tarafeyn beyninde bir hesap tesis ve tertip olunacaktır.
Dokuzuncudan onbeşinci fıkraya kadar mezkûr olan haşaratın
gayrı bulunan haşarata mütedair tesviye-i hesabat tarafeynin
düşman oldukları tarihten itibaren vaki olacaktır.
Ve bu tarihten sonra duçar olunan haşarata mütedair müddeiyyat
nazar-ı itibare alınmayacaktır.
18- On yedinci fıkranın ahkâmı, hayatî ve bahrî haşarattan
maada haşaratı sigorta eden bir kimse canibinden bir kontrato
ile kabul edilmiş olan hasarat-ı hususiyeye ait mükerrer sigortaya
dahi şamildir.
19- Hususî bir kontrato ile yapılmış hayat sigorta mukavelesinin
reassüransı, bir reassürans mukavele-i umumiyesinde dahil
olmasa bile merî tutulacaktır.
20- Bahrî bir sigorta mukavelesinin harpten mukaddem bir
mükerrer sigortası vaki olduğu takdirde mükerrer sigorta eden
kimseye devir olunan hasar (tehlike) muhasamatın iptidarından
evvel başlamış ise devr-i mezkûr muteber olacak ve muhasamatın
küşadına rağmen mukavele merî kalacaktır. Mükerrer sigorta
mukaveleleri mucibince gerek prim ve gerek zayiat-ı vakıa yüzünden
zimmette kalan mebaliğ badelharp istifa olunabilecektir.
21- 14 ve 15 inci fıkraların ahkâmı ile 13 üncü fıkranın son
cümlesi hasarat-ı bahriyeye müteallik mükerrer sigorta mukavelelerine
tatbik olunacaktır.
Madde 310 - 29 teşrinievvel 1914 1 tarihinden evvel Hükûmet-
i Osmaniye veya devair-i mahalliye-i Osmaniye canibinden
işbu muahede mucibince Osmanlı kalan arazi dahilinde ita olunan
imtiyazat ile 294 üncü madde mucibince Maliye Komisyonu
tarafından ita olunabilecek imtiyazattan müstefit olan Düvel-i
Müttefika tebaasile düvel-i müttefika grupları veya tebaası tarafından
murakabe edilen şirketlerin 29 teşrinievvel 1914 tarihinden
mukaddem akdolunan asıl imtiyaz mukavelenamesile mukavelat-
ı müteahhireden münbais olan kâffe-i hukuku hükûmet-i
Osmaniye veya devair-i mezkûre canibinden, 287 inci madde
hükümlerini tatbiken,2 iade olunacaktır.
Hükûmet-i Osmaniye mezkûr mukavelat ve itilafatı şerait-i
cedide-i iktisadiye ye tevfik etmeği ve bundan maada müddetlerini
29 teşrinievvel 1914 tarihinden işbu muahedenin mevki-i
meriyete vaz'ına kadar mürur eden müddet kadar temdit eylemeği
taahhüt eyler. Osmanlı hükümeti ile anlaşmazlık halinde bu anlaşmazlık
287 inci maddede bildirilen Hakem Komisyonuna
sunulacaktır .
Fıkra-i ânifede beyan olunan hukuku ihlâl eden kâffe-i ahkâm-ı
kanuniye vesaire ile 29 teşrinievvel 1914 tarihinden sonra yine
hukukun zararına olarak ita olunan imtiyazat ve vaki olan itilafat
Hükûmet-i Osmaniyece bâtıl ve keenlemyekûn addolunacaktır.
İşbu maddede beyan olunan imtiyaz sahipleri Maliye Komisyonunun
rey ve muvafakati ile esna-yı harpte duçar oldukları
zarar ve ziyan veya haşarat için Hakem Komisyonu tarafından
287 inci maddede tayin edilen şerait dairesinde kendilerince bamukavele
istihsal edebilecekleri tavizat mukabilinde takdir olunacak
tazminattan tamamen veya kısmen feragat edebileceklerdir.
Madde 311 — Başlıca Düvel-i Müttefikadan birinin idare ve
vasayetine terkolunmak üzere Türkiye'den fek edilmiş olan arazide
29 teşrinievvel 1914 ten evvel Hükûmet-i Osmaniye veya
devair-i mahalliye-i Osmaniye canibinden ita edilmiş olan imtiyazattan
müstefit olan düvel-i müttefika tebaasile düvel-i müttefika
grupları ve tebaası tarafından murakabe edilmiş olan şirketlerin
hukuk-i meşrua-i müktesebeleri aklâkadar devlet tarafından
tamamen ipka ve muhafaza edilecektir. Devlet-i mezkûre kendilerine
evvelce tahsis olunmuş olan teminatı ipka veyahut anlara
muadil teminat irae edecektir.
Maahaza mezkûr devlet imtiyazat-ı mezbureden birinin
muhafazası menafi-i âmmeye mugayir olduğu fikrinde bulunur
ise arazi kendi idaresi veya vasayeti altına vaz olunacağı tarihten
itibaren altı ay zarfında imtiyaz-ı mezkûru iştira veyahut tadilini
teklif eylemek salâhiyetini haiz olacaktır. Bu takdirde sahib-i
imtiyaza ahkâm-ı atiyeye tevfikan muhik bir taviz vermeğe mecbur
olacaktır.
İşbu tavizin miktarı hakkında tarafeynce birriza ittifak hasıl
olmazsa miktar-ı mezkûrun tayini üç azadan terekküp edecek
hakem mahkemelerine tevdi olunacaktır. Bunların bir azası,
imtiyaz bir şirkete ait olduğu takdirde, sahib-i imtiyazın veya
ekseriyet-i sermayenin sahibi bulunan kimselerin mensup olduğu
devlet tarafından ve ikinci aza alâkadar arazide icra-yı hüküm
ve nüfuz eden devlet canibinden ve üçüncüsünün intihabı da alakadarlar
ittifak edemezlerse işbu üçüncü aza Cemiyet-i Akvam
Meclisi tarafından tayin olunacaktır.
Gerek cihet-i hukukiyeyi ve gerek hakkaniyeti nazar-ı itibare
alarak ita-yı hüküm edecek olan mahkeme takdire tealluk
eden kâffe-i nokatı da nazarı itibare almaya mecbur olacak ve
bu hususta fıkra-i atiyede beyan olunduğu veçhile mukavelenin
şerait-i iktisadiye-i cedideye tevfik edilerek yeniden kabulü esasını
da nazardan dur tutmayacaktır.
Eğer imtiyaz ipka edilmiş ise sahib-i imtiyaz işbu maddenin
ikinci fıkrasında beyan olunan müddetin hitamında kontratosunun
şerait-i cedide-i iktisadiyeye tevfik edilmesini talep etmek
hakkını haiz olacak ve alâkadar devletle oğrudan doğruya
itilâf hasıl olamadığı takdirde karar anifüzzikir mahkeme-i hakemiyeye
havale olunacaktır.
Madde 312 — Gerek 1913 senesindeki Balkan muharebatı
neticesinde ve gerek 311 inci maddede beyan olunan arazi müstesna
olmak üzere işbu muahede ile Türkiyeden fek edilmiş olan
arazide suret-i katiyede iktisab-ı tasarruf eden devlet 311 inci
maddenin birinci fıkrasında beyan olunan imtiyazın sabib ve
alakadarlarına karşı kâffe-i hukuk ve mükellefiyatça, Devlet-i
Osmaniyenin makamına kaim olacak ve bunlara tahsis edilmiş
olan teminatı muhafaza veyahut muadil teminat irae etmeğe
mecbur bulunacaktır.
tşbu kaimiyet arazi-i mezkûreyi iktisap eden her devlet
için arazinin intikalini tasrih eden muahedenin mevki-i meriyete
vaz 'mdan itibaren haiz-i tesir olacaktır
Mezkûr devlet imtiyazatın işletilmesi ve mukavelatın icra
edilmesi hususlarının bilâ inkıta devamı için tedabir-i lâzıma
ittihaz eyleyecektir.
Maahaza işbu muahede mevki-i icraya vaz olunur olunmaz
mezkûr imtiyazat ve mukavelat ahkâmının mezkûr devletler
ahkâm-ı kanuniyesile şerait-i cedide-i iktisadiyeye bilittifak tevfiki
zımnında araziyi iktisap eden devletler ile imtiyazat ve mukavelattan
müstefit olanlar arasında müzakerata girişilebilecektir.
Altı ay zarfında ittifak hasıl olamadığı takdirde devlet veya
imtiyazattan müstefit olanlar nizalarını 311 inci maddede suret-i
teşekkülü beyan olunan hakem mahkemesine havale edebilecekerdir.
Madde 313 — 311 ve 312 inci maddelerin tatbiki evrak-ı
naktiye ihracı hakkı dolayısiyle tavizat itasına mahal vermeyecektir.
Madde 314 — Türkiyeden ayrılan arazide 29 teşrinievvel
1914 tarihinden sonra Hükûmet-i Omsaniye yahut hükûmatımahalliye-
i Osmaniye tarafından ita olunan yahut tarih-i mezkûrdan
sonra devir ve intikal ettirilen imtiyazatın meriyetini
Düvel-i Müttefika tanımağa mecbur değildirler. İşbu imtiyazat
ve devir ve intikalat batıl ve keenlemyekûn ilân olunabilecek ve
iptalleri hiç bir tazminat itasına mahal vermeyecektir.
Madde 315 — Hükûmet-i Osmaniye canibinden 30 teşrinievvel
1918 tarihinden beri verilen imtiyaz veyahut imtiyazda
bahşolunan hukuk kezalik 1 ağustos 1914 tarihinden itibaren işbu
muahedenamenin mevki-i meriyete vaz'ına kadar Almanya, Avsturya,
Macaristan ve Bulgaristan ve Osmanlı tebaasına veyahut
anların kontrolü tahtında bulunan şirketlere verilen her imtiyaz
veya bir imtiyazda bahş olunan hukuk iptal olunmuştur.
Madde 316 — (a) Osmanlı kanununa tevfikan teşekkül
etmiş olup Türkiyede icrayı muamele eden ve Düvel-i Müttefika
tebaası tarafından murakabe edilen veya edilecek olan her bir
şirket işbu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz'ından itibaren
beş sene zarfında emval ve hukuk ve menafiini düvel-i müttefikadan
birinin kavaninine tevfikan teşekkül eden ve işbu devletin
tebaası tarafından murakabe olunan bir şirkete devir etmek
hakkını haiz olacaktır.
Emval kendisine devir olunan bu şirket eski şirketin, kavaııin-i
Osmaniye mucibince haiz olduğu veya bu muahede mucibince
haiz olabildiği hukuk ve imtiyazatın aynından istifade etmeğe
devam edecek, fakat kendisine evvelce taalluk etmiş bütün
vazaif ve tekâlifi ifa etmeğe mecbur olacaktır.
Hükûmet-i Osmaniye düvel-i müttefika tabiiyetini haiz
şirketlerin Türkiyede imtiyazat ve mukavelattan istifade etmelerine
müsait bir surette kavaninini tadil etmeği deruhte eder.
b) Kavanin-i Osmaniye'ye tevfikan müteşekkil olup Türkiyeden
fek edilen arazide icra-yı muamele eden düvel-i müttefika tebaası
tarafından murakabe edilen veya edilecek olan her bir şirket
aynı veçhile ve aynı müddet zarfında emval ve hukuk ve menafiini
gerek arazi-i mezkûrede icra-yı hâkimiyet eden devletin, gerek
tebaası mezkûr şirketi murakabe eden devletin kavaninine tevfikan
müteşekkil diğer herhangi bir şirkete devir etmek hakkını
haiz olacaktır. Emval kendisine devir olunan şirket işbu muahede
ahkâmının kendisine bahşettiği hukuk dahi dahil olmak üzere
şirket-i sabıkanın haiz olduğu hukuk ve imtiyazatın aynından
istifade edecektir.
c) Türkiyede kendilerine işbu maddenin (a) harfli fıkrası
mucibince Osmanlı şirketlerinin emval ve hukuk ve menafü devir
olunan düvel-i müttefika tabiiyetindeki şirketler ile Türkiyeden
fek edilen arazide düvel-i müttefika grupları ve tebaası tarafından
murakabe edilen Osmanlı tabiiyetini haiz şirketler ve kezalik
mevzu-i bahis arazide icra-yı hâkimiyet eden devlet tabiiyetinden
gayrı bir tabiiyyeti haiz olup işbu maddenin (b) fıkrası mucibince
kendilerine Osmanlı şirketlerinin emval, hukuk ve menafü devir
olunan şirketler Türkiyede Osmanlı tabiiyetini ve Türkiyeden fek
edilen yerlerde ise işbu arazinin hâkimi olan devlet tabiiyetini
haiz mümasil şirketlerin tabi tutulduğu kanun vesair ahkâmdan
ve rüsum ve tekâlif ve taahhüdattan daha ağır ahkâm ve rüsumve
taahhüdata tabi tutulamayacaktır.
(d) işbu maddenin (a) ve (b) harfli fıkraları mucibince kendilerine
Osmanlı şirketlerinin emval, hukuk ve menafi» devir olunacak
şirketler bu devir nuamelesi münasebetiyle hiç bir resm-i
mahsusa tabi olmayacaklardır.
Madde 317 — "Düvel-i müttefika tebaası" tabiri, işbu
kısımda ve sekizinci kısımda (mevadd-ı maliye'ye ait mesail ve
hususatına) âtideki eşhas ve heyata şamildir :
Evvelâ — Müttefik devletlerden ' birine veya bu devletin
taht-ı himayesindeki hükümet veya araziye mensup şirketler ve
cemiyetler;
Seyir ve sefer-i havaî Maede 318 — Düvel-i Müttefikaya mensup tayyareler Osmanlı
karaları ve suları üzerinde tayaran etmekte ve karaya
inmekte tamamile serbest olacakları gibi Osmanlı tayyarelerinin
haiz oldukları hukukun aynından - bahusus karada veya denizde
bir kaza vukuunda - müstefit olacaklardır.
Madde 319 — Diğer bir devletin arazisi üzerinden uçmak
suretile ecnebi bir memlekete gidecek düvel-i müttefikaya mensup
tayyareler- Devlet-i Osmaniyece başlıca düvel-i müttefikanın muvafakati
ile vaz ve tanzim olunabilecek ve Osmanlı ve memalik-i
müttefika tayyarelerine siyyanen kabil-i tatbik olacak nizamatm
ahkâmına bilâhara tabi olmak üzere Türkiye arazisi üzerinden,
karaya inmeksizin uçmak hakkını haiz olacaklardır.
Madde 320 — Türkiyede mevcut ve müesses olup beynelmilel
tayyare esfar ve münakalatına küşade olan tayyare meydanları
düvel-i müttefika tayyarelerine açık bulundurulacaktır
"Karaya inme" ve "tesisiye ve tertibiye" rüsumu dahil olmak
üzere her türlü rüsum hususunda memalik-i müttefika tayyareleri
Türk tayyarelerde siyyan tutulacaktır.
Türkiye bâlâda zikr olunan tayyare meydanlarından başka
işbu muahedenin mevki-i icraya vaz'ından itibaren bir sene zarfından
düvel-i müttefika canibinden tayin ve irae olunacak mahallerde
tayyare meydanlarını vücuda getirmeği deruhte eyler. Bu
meydanlar işbu maddenin ahkâmına tabi olacaktır.
İşbu madde ahkâmı tatbik olunmadığı takdirde, düvel-i
muazzama, Türkiye arazisi ve suları üzerinde esfar-ı havaiye
icrasını mümkün kılmak için ittihazı muktazi bilcümle tedabiri
icra hakkını muhafaza ederler.
Madde 321 — işbu ahkâmın meriyeti mahfuz olmak üzere
318, 319 ve 320 nci maddelerde zikir olunan mururiye, transit
ve karaya inme hakkının istimali, Devlet-i Osmaniyenin isdarına
lüzum görebileceği nizamata müraât edilmesine vabestedir. Tabiidir
ki bu nizamat başlıca düvel-i müttefikanın tasvip ve muvafakatine
iktiran edecek ve bilâfark Osmanlı ve Düvel-i Müttefika
tayyarelerine tatbik olunacaktır.
Madde 322 — Tabiiyet ve kaabiliyet-i seferiye şahadetnamelerile
ehliyetnameler ve düvel-i müttefikadan herhangisi tarafından
ita olunacak veya muteber addedilecek olan izinnameler
Türkiyede dahi muteber ve Hükûmet-i Osmaniye tarafından verilen
şahadetnamelere, ehliyetnamelere ve izinnamelere muadil
tutulacaktır.
Madde 323 — Düvel-i Müttefikaya mensup tayareler, hava
tarikile icra olunan münakalat-ı dahiliye-i ticariye noktai nazarından
Türkiyede en ziyade mazhar-ı müsaade olan devlet muamelesinden
müstefit olacaklardır.
Madde 324 — Düvel-i müttefika yanında 1914-1919 harbine
girişmiş olan hükümetler Cemiyet-i Akvama dahil olmadıkça ve
Pariste 13 teşrinievvel 1919 da akd olunan seyir ve sefer-i havaî
mukavelesine iştirake mezun kılınmadıkça Türkiye, düvel-i müttefikanın
muvafakati olmaksızın, 318 ve 319 uncu maddeleri
ahkâmından bâlâdaki hükümetleri müstefit edemeyecektir.
Madde 325 — Düvel-i Müttefika ile beraber 1914-1919 harbine
girişmiş olan hükümetler Cemiyet-î Akvam erkânından
olmadıkça veya 13 teşrinievvel 1919 tâ Pariste akd olunun seyr-ü
sefer-i havaî mukavelesine iştirak için müsaade almadıkça kendilerine
Hükümeti Osmaniye tarafından, düvel-i müttefikanın
muvafakati olmaksızın seyir ve sefer-i havaiye müteallik hiç bir
imtiyazda bir hak verilemeyecektir.
Madde 326 — Hükûmet-i Osmaniye, 13 teşrinievvel 1919 ta
Pariste akd olunan seyir ve sefer-i havaî mukavelesi ile fenerlere,
işaretlere, umur-i haviyeye ve tayyare meydanlarının civarındaki
tayaranlara dair vaz olunan kavait ve nizamata Osmanlı arazisi
üzerinde uçan bütün Osmanlı tayarelerince riayeti temin için muktazi
tedabiri tatbik etmeği taahhüt eyler.
Madde 327 — İşbu kısımlara münderiç ahkâm ile yüz ve
tahmil olunan taahhüdat, Hükûmet-i Osmaniye Cemiyet-i Akvama
kabul edilinceye veya 13 teşrinevvel 1919 tarihinde Paris'te
akd olunan seyir ve sefer-i havai mukavelesi mucibince bu mukaveleye
iştirake mezun kılınıncaya kadar merî ve muteber kalacaktır.
Limanlar, Su yolları 1 ve Turuk-i hadidiye
Birinci Kısım Mülahazat-ı umumiye Madde 328 — Hükûmet-i Seniye, kendisine hemhudut olsun
olmasın hükûmat-ı müttefikadan herhangi birinin ülkâsından
gelen veya oraya giden eşhas, emtia, vapurlar, gemiler, arabalar,
ve vagonların ve posta nakliyatının kendi memaliki dahilinde
beynelmilel münakalata en ziyade müsait olan demiryollarından,
kaabil-i seyr-i sefain nehirlerinden ve kanallarından
transit olarak serbesti-i müruruna müsaade edeceğini taahhüt
eder. (Türkçe metinde yalnız demiryolları "Turuk-i hadidiye" yazılıdır.)
Eşhas, emtia, vapurlar, gemiler, arabalar, vagonlar ve posta
nakliyatı hiç bir transit resmine tabi olmayacak ve hiç bir veçhile
biluzum imhal ve takyide maruz bırakılmayacak ve gerek
ücret ve gerek teshilat hususunda ve vucuh-i sairede Osmanlılar
hakkında merî aynı muameleye mazhar olacaktır.
Transit eşyası her nev'i gümrük resminden ve mümasil rüsumdan
muaf bulunacaktır.
Tarifelerin şeraitine nazaran transit eşyasına tatbik olunacak
ücurat ve tekâlif makul bir raddede olacaktır. Transit icra
olunan mesafenin herhangi bir kısmında istimali muhtemel bulunacak
veya istimal olunacak gemi veya sair vasıta-i nakliyenin
tabiiyeti ve bunların eshabımn sıfatı hodbehot veya bilvasıta
nazar-ı dikkate alınmayıp rüsum, teshilat veya tahdidatta siyyanen
muameleye tabi tutulacaktır.
Madde 329 — Muhacir nakliyatı mesailinde hükûmet-i seniye
kendi memalikinden transit olarak gelip geçecek müsafirlann
filhakika transit olarak mürur ettiklerini tetkikten başka
hiç bir kontrol teklif ve idame etmeyeceğini ve bu husus için
teşkil olunan bir idarenin muamelatına, hiç bir seyr-i sefain şirketinin
veya nakliyat işleri ile alâkadar olan diğer şirket, heyet veya
şahsın iştirakine veyahut doğrudan doğruya veya bilvasıta icra-yı
tesir eylemelerine müsaade eylemeyeceğini taahhüt eder.
Madde 330 — Hükûmet-i Seniye işbu muahedenamenin muhtevi
olduğu ahkâm-ı hususiye haricinde emtia ve eşhasm nakliyatı
şeraitinde ve fiatında, gerek memalikine ithal ve gerek
oradan ihraç olunsun hudutlardan duhul ve huruçta, emtianın
cinsine ve vasait-i nakliyenin (nakliyat-ı havaiye dahil) tabiiyetine
yahut vapur, gemi, vagon, merakib-i havaiye veya vasait-i
nakliye-i sairenin mebde-i hareketine veya hududuna en yakın
mahalle veyahut eşyanın gideceği son mevkie veya aradaki mütevassıt
mahalle göre veyahut emtianın ithal ve ihracına vasıta
olan liman Osmanlı veya ecnebi bir liman olduğuna nazaran veyahut
eşya berren veya bahren veyahut hava tarikile nakil olunduğuna
göre rüsum ve ücurattan veyahut ithalat ve ihracatın
memnuiyetinde bilvasıta veya bilavasıta bir fark ve rüchan göstermemeği
taahhüt eder.
Hükûmet-i Seniye düvel-i müttefikanm herhangi birine mensup
limanlar, vapurlar veya gemilerin menafiine muhalif surette
gerek Osmanlı, gerek düvel-i saire limanları gemileri veya vapurları
hakkında hiç bir surette bilvasıta veya bilâvasıta ücurat-ı
munzama veya ikramiye usulü tesis etmeyeceğini ve bilhassa
tarif-i mümtezice usulü tatbik suretile fevait temin eylemeyeceğini
yahut Osmanlı veya düvel-i saireden birinin limanından
geçenlere yahut Osmanlı veya düvel-i saire vapur ve gemilerini
istimal edenlere tatbik olunmayacak muameleleri ve mühletleri
Düvel-i Müttefika limanlarından geçen veya vapur ve gemilerini
istimal eden eşhas ve emtiaya tatbik etmeyeceğini taahhüt
eyler.
Madde 331 — Düvel-i Müttefika memalikinden gelen yahut
oraya giden emtianın hudud-i Osmaniyeden geçmesi muamelâtının
mümkün mertebe taksiri düvel-i müttefika memalikinden
geleceği veya oraya gideceği veya memalik-i mezkûreden transit
edileceği veya işbu memalik için transit yapılacağı tefrik edilmeksizin
bu eşyanın hudud-i Hakaniden serian ve salimen temin-i
sevk ve nakli hususunda Memalik-i Osmaniyede şerait-i mümasile
ile sevk olunan aynı cins eşya . gibi muamele edilmesi zımnında
fennî ve idarî lâzım gelen tedabir ittihaz olunacaktır. Bilhassa
bozulacak eşyanın nakliyatı bilâ izaa-i vakit suret-i muntazamada
icra olunacak ve gümrük muamelâtı eşyanın şevki icap
eden diğer hazır katara yetiştirilmesini temin edecek surette vaktinde
yapılacaktır.
Madde 332 — Şirketlerin hukuk-i imtiyaziyesi mahfuz olmak
şartiyle, Memalik-i Osmaniye limanları veya sair bir devletin
herhangi bir limanı nef'ine olarak Memalik-i Osmaniye demiryollarında
ve turuk-i nehriyes'inde yapılan müsaadat ve tarife
tenzilâtından Düvel-i Müttefika limanları dahi müstefit olacaktır.
Madde 333 — Şirketlerin hukuk-i imtiyaziyesi mahfuz olmak
üzere, Hükûmet-i Seniye, memalikindeki limanlara veya
diğer bir devletin Umanlarına fevait temin edecek surette tanzim
edeceği tarifelerden düvel-i müttefika limanlarının fevaid-i mümasile
istihsal eylemek üzere hissement olmalarına mümaneat edemeyecektir
Birinci Fasıl Madde 334 — Düvel-i Müttefika tebaası ve bunların emvali,
sefineleri ve gemileri Memalik-i Osmaniyenin bütün limanlarında
ve karasularındaki seyir ve sefer yollarında Osmanlılar ile osmanlı
emval ve sefain ve gemilerinin müstefit olacakları muamelâttan
hiç olmaz ise onlar kadar istifade edeceklerdir.
Bilhassa Düvel-i Müttefikadan herhangi birine mensup gemi
veya vapurlar Memalik-i Osmaniyenin bütün limanlarında ve
Osmanlı merakibi bahriyesinin yanaşabildiği iskelelerde Osmanlı
gemi ve vapurlarına tatbik olunacak şeraitten daha gali şeraite
maruz olmamak üzere yolcu ve emtia-i ticariye alıp vermeğe
mezun olacaklardır. Limanlarda tavakkuf, tahmil ve tahliye,
tonilato, rıhtım, kılağuzluk, fener, karantinaya ait rüsum ve
tekâlif ve bunlara mümasil olup hükümet ve memurin-i devlet
ve eşhas-ı adiye ve her nevi esnaf cemiyetleri veya müessesat
namına ve nef'ine cibayet olunan rüsum ve tekâlif dahil olduğu
halde liman ve rıhtımın her nevi tekâlif ve teshilatında düvel-i
müttefikadan herhangi birine mensup gemi ve vapurlar osmanlı
vapur ve gemilerine müsavi surette muamele göreceklerdir. Hükûmet-
i Seniye düvel-i müttefikadan birine veya sair bir devlete
müsaadekâr bir muamele tatbik ederse bu muamele-i müsaadekârane
bilâ kayıt ve şart ve derhal düvel-i müttefikadan her
birine teşmil olunacaktır. Gümrük, polis, sıhhiye, muhaceret ve
tavattun mesailine veyahut ithal ve ihracı memnu eşyanın tetkikine
ait muamelâtta tatbik olunan usul-i mutade haricinde
gerek eşhas ve gerek vapur ve gemilerin seyir ve hareketinde
müşkülat gösterilmeyecek ve muamelat-ı mezkûre makul ve
muntazam bir surette icra olunup bila lüzum nakliyat taasip edilmeyecektir.
Menafi-i Beynelmileli haiz limanlar
Madde 335 — Esamisi aşağıda münderiç olup menafi-i
beynelmileli haiz oldukları ilân olunan şark Umanları işbu kısmın
atiyüzzikir mevaddında münderiç kavaide tabidirler.
İstanbul, Ayastafanos'tan Dolmabahçe'ye kadar;
Bu limanlar serbest mmtakaları muhtevi olacaklardır.
İşbu muahedenamenin ahkâm-ı muhalifesinden maada berveçh-
i bâlâ zikir olunan limanlarda tatbik olunacak usul ve kavait.
mensup olduğu memleketin hak-kı hakimiyetini ihlâl edemeyecektir.
1. Seyr-ü sefer
Madde 336 — Menafi-i beynelmilel-i haiz oldukları ilân olunan
limanlarda Cemiyet-i Akvam azasından olan devletler tebaası,
emvali ve sancağı limanlardan istifade hususunda serbesti-i tamma
mazhar ve her suretle müsavat üzere muameleye nail olacaklardır.
Ve bilhassa tavakkuf, tahmil ve tahliye, tonilato, rıhtım kılağuz,
fener, karantine rüsum ve tekâlifinde ve bunlara mümasil
olup hükümet ve memurin-i devlet ve eşhas-ı adiye ve her nevi
esnaf cemiyetleri ve müessesat namına ve nef'ine olarak cibayet
olunan rüsum ve tekâlif dahil olduğu halde liman ve rıhtımın her
nevi tekâlif ve teshilatında düvel-i muhtelif etebaası, emvali ve
bayrağı ile limanın mensup olduğu hükümet tebaası emvali, bayrağı
araında hiç bir fark gözetilmeyecektir.
Gerek polis, sıhhiye muhaceret ve tavattun mesailine veyahut
ithal ve ihracı memnu eşyanın tetkikine ait muamelâtta tatbik
olunan usulde mutad takyidat haricinde gerek eşhas ve gerek
vapurların seyir ve hareketinde müşkülat gösterilmeyecek ve
muamelat-ı mezkûre makul ve suret-i muntazamada icra olunup
makbul bir sebep olmaksızın nakliyat işkâl edilmeyecektir.
2- Rüsum ve tekâlif
Madde 337 — Limandan veya methallerinden edilen istifadeye
veyahut limanda gösterilen teshilata mukabil olan ücurat
ve tekâlif 336 nci maddede gösterildiği veçhile şerait-i mütesaviye
üzere cibayet olunacak ve miktarı ile suret-i cibayeti liman idaresi
tarafından gerek idare gerek liman ile methallerinin hüsn-i muhafaza
ve imarat-ı mütemadiyesi ve bunların islâh ve tekkemmülü
veyahut seyr-i sefainin temin-i fevaidi için icra olunan sarfiyat
ile mütenasip olacaktır.
Üçüncü kısmın (ahkâm-ı siyasiye) 54 üncü maddesinin hükmü
müstesna olmak üzere işbu madde ile 338, 342, 343 üncü maddelerde
mezkûr ücurat ve tekâliften maadasının cibayeti memnudur.
Madde 338 — Beynelmilel usule tabi bir limanda ithalat
veya ihracat eşyasından alelusul müsaade ile cibayet olunan gümrük,
mahallî oktruva veya istihlakât rüsumu o eşyayı nakil eden
veya nakil edecek olan vapur veya gemi limanın hâkimiyetini
veya idaresini haiz hükümete mensup ve anın sancağını hamil
olsun veya olmasın aynı miktarda tediye olunacaktır. Mukteziyat-ı
iktisadiyeden mütevellit olduğu tahakkuk eden esbab-ı
hususiye müstesna olmak üzere işbu rüsum alâkadar devletin
sair hududunda cibayet olunan mümasil rüsumun tarz-ı tatbik ve
miktarına müsavi olacaktır. Emtianın ihracat veya ithalatı hususunda
turuk-i berriye veya miyahiyede veyahut diğer limanlarda
hükûmet-i mezkûrenin irae edeceği teshilat beynelmilel
usule tabi limanın ithalat ve ihracatına dahi teşmil olunacaktır.
3- înşaat
Madde 339 — Gerek limanın idaresi gerek hüsn-i muhafaza
ve tamiratı ve tekemmülatı için teşkilât-ı mahsusa mevcut olmadığı
surette limanın hak-kı hâkimiyetini veya idaresini haiz
olan hükümet seyr-i sefaine ait her türlü tehlike ve mevanii
izale ve limanda merakinin harekâtını teshil için lâzım gelen
tedabiri icra eyleyecektir.
Madde 340 — Limanın hak-kı hâkimiyeti veya idaresini
haiz olan hükümet limanın ve methallerinin istimalini işkâl eyleyecek
inşaata asla tevessül etmeyecektir.
4- Serbest mıntakalar
Madde 341 — Serbest bir mıntakada gerek mağazaların
inşası veya istimali gerek eşyanm denklenmesi veya denklerin
çözülmesi için irae olunacak teshilat; muamelât-ı ticariyenin
Hiukteziyat-ı hazırasına muvafık olacaktır. Serbest mıntakafa
istihlakine müsaade olunan her nevi mevad 342 nci maddede
beyan olunan istatistik rüsumu müstesna olmak üzere gümrük,
aksis1 vesair her türlü rüsumdan muaf olacaktır, işbu muahedenamede
muhalif kuyut mevcut olmadığı surette limanın hak-kı
hâkimiyetini veya idaresini haiz olan devlet serbest mıntakada
imalâta müsaade etmek veya anı men etmek salâhiyetini haiz
olacaktır. İşbu maddenin mukarreratmdan herhangi birinin tatbikatında
gerek alâkadar olan kimselerin tabiiyetine gerek eşyanın
menşeine veya gideceği mahalle göre hiç bir fark yapılmayacaktır.
Madde 342 — Gerek menşei, gerek gideceği mahal hangi
ecnebi memleketi olur ise olsun mevad-dı ticariyenin serbest
mıntakaya duhulünde ve oradan hurucunda 336 nci maddede
zikir olunan tekâliften maada hiç bir resim ve teklife tabi tutulmayacaktır.
Ancak eşyanın kıymetinin binde birini tecavüz etmeyecek
surette bir istatistik resmi cibayet olunacaktır, işbu istatistik
resminin hasılatı münhasıran serbest mıntakada cereyan eden
muamelat-ı ticariyeye ve seyr-i sefaine ait hülâsa cetvellerini
tanzim hidematına tahsis olunacaktır.
Madde 343 — 344 üncü maddedeki kuyut müstesna olmak
üzere eşyanın serbest mıntakanın hak-kı hâkimiyeti veya idaresini
haiz olan hükümet arazisinden mezkûr mıntakaya yahut
mıntakadan bu araziye duhul ve hurucunda 338 inci maddede
muharrer rüsum mezkûr maddedeki şerait dairesinde cibayet
olunabilecektir.
Madde 344 — Mevrit veya mahal-li vusulü diğer hükümet
memleketi olup serbest mıntakaya duhul ve oradan huruç eden
eşhas, eşya, posta, vapurlar, gemiler, arabalar, vagonlar ve
vasait-i nakliye-i saire mezkûr mıntakanın hak-kı hâkimiyeti
veya idaresini haiz olan devletin arazisinden mürurunda transit
halinde imiş gibi addolunacaklardır.
(Fransızca "accise" kelimesinin aynen tekrarıdır. Her nedense terceme
edilmemiştir. İstihlâk vergisi diye terceme edilebilirdi.)
5.— ihtilâf atın halli
Madde 345 — Üçüncü kısmın (ahkâm-ı siyasiye) 61 inci
maddesindeki kuyut müstesna olmak şartiyle, alâkadar hükûmat
beyninde 335 ilâ 344 üncü maddeler ahkâmının tarz-ı tefsir
ve tatbikine veya umumiyet itibarile limanın suret-i istimalinden
mütevellit her türlü ihtilâfat Cemiyet-i Akvam tarafından
mevzu şerait dairesinde hal olunacaktır.
Liman ve methallerinden suhulet-i intifaı ihlâl edecek mahiyetteki
inşaatın icrasına müteallik ihtilâfat bir usul-i müstaceleye
tabi olacak ve esas ihtilâfa müteallik hüküm veya rey-i
kat'iye tesir etmemek şartiyle bunlar hakkında bir rey veya hükm-i
muvakkat ita olunabilecek ve bu surette inşaatını derhal tatili
veya terki caiz olacaktır.
Üçüncü Fasıl
Meriç ve Tuna nehirlerine ait ahkâm
Madde 346 — Mücavir bulunan hükûmattan biri Cemiyet-i
Akvam Heyet-i idaresinden talep eylediği Meriç nehri beynelmilel
ilân olunacak ve 28 haziran 1919 tarihinde Almanya ile
akd olunan muahedenamenin 332 ilâ 338 nci maddeleri mündericatına
tevfikan beynelmilel enhar kavaidine tabi tutulacaktır.
Madde 347 — Mücavir bulunan hükûmattan birinin Cemiyet-i
Akvam Heyet-i idaresinden talep eylediği takdirde Meriç
nehri beynelmilel bir komisyonun taht-ı idaresine vaz olunacak
ve bu komisyon mücavir hükümetlerden her birinin ve ingiltere,
Fransa ve Italyanın birer murahhaslarından müteşekkil olacaktır.
Madde 348 — Üçüncü kısmın (ahkâm-ı siyasiye) 133 üncü
maddesindeki kuyut müstesna olmak üzere, Almanya, Avusturya,
Macaristan ve Bulgaristan ile akd olunan muahedenamelerin Tuna
nehrine ait bütün ahkâmını Hükûmet-i Seniye kabul ve tasdik
ve bundan mütevellit usul-i idareye muvafakat eylediğini bevan eder.
Bazı devletlere bir takım limanların hakkı
istimalini bahş eden ahkâm
Madde 349 — Hükûmet-i Seniyeye Bahr-i sefit ve Adalar
denizi ile serbesti-i muvasalayı temin için kendisinden ifraz olunan
arazi ve limanlarda serbestçe transit yapabilmesi hakkı verilmiştir.
Serbest transit muamelesi bu hususta umumî bir mukavele
akd olununcaya kadar 328 inci maddede tarif olunduğu veçhile
olup badehu anın yerine mukavelename mündericatı kaim olacaktır.
Alâkadar hükümetler ve idareler beyninde (Hükûmet-i
Seniye için maliye komisyonunun muvafakatile) teati olunacak
mukavelat-ı hususiye bâlâda beyan olunan hukukun suret-i
tatbikini tayin ve bilhassa liman ve orada mevcut serbest mmtakaların
suret-i istimalini ve doğru bilet ve doğru hamule varakalarını
muhtevi beynelmilel müşterek tarifeler vaz'ını tanzim edecektir.
Yeni bir mukaveleye kadar 14 teşrinievvel 1890 tarihli
Bern mukavelenamesile ilâvat-ı ahkân ı tatbik olunacaktır.
Serbest transit muamelesi posta, telgraf ve telefon hidematına
şamil olacaktır.
Madde 350 — ithalat ve ihracatını transit suretile icra
eylemek için izmir limanında 341 ilâ 344 maddelerde mezkûr
serbest mıntakalar kavaid-i umumiyesine tabi bir mahal Hükûmet-i
Seniyeye icar olunacak ve Cemiyet-i Akvam tarafından
müddet tayin olunmadığı takdirde icar daimî olacaktır.
Fıkra-i sabıkada beyan olunan mahallin tahdidi, mevcut
demiryolları ile irtibatı, tertip ve tanzimi, işletilmesinin şekli ve
alelumum istimaline ait kâffe-i şerait ve icar bedeli biri Osmanlı
biri Yunan ve biri de Cemiyet-i Akvam tarafından tayin
olunan azalardan mürekkep bir komisyon tarafından tesbit olunacaktır,
işbu şerait ayni esasat dahilinde on senede bir tetkik
olunabilecektir.
Madde 351 — Gürcistan, Azerbaycan, Iran ve Ermenistan'a
Batum limanında serbesti-i duhul ve huruç hakkı bahşolunmuştur.
Bu hak 349 uncu maddede beyan olunan şerait dairesinde icra
olunacaktır.
Madde 352 — Üçüncü kısmın (ahkâm-ı siyasiye) 89 uncu
maddesindeki mukarrerat müstesna olmak üzere, Trabzon limanında
Karadeniz ile serbesti-i muvasale hakkı Ermenistan'a bahş
olunmuştur. Bu hak-kı muvasaladan 349 uncu maddede mezkûr
şerait dahilinde istifade edilecektir.
Bu halde ithalât ve ihracatını transit suretile icra eylemek
için Trabzon limanında 341 ilâ 344 maddelerde mezkûr serbest
mıntakalar kuva-yı umumiyesine tabi bir mahal Ermenistana
icar olunacaktır.
Cemiyet-i Akvam tarafından müddet tayin olunmadığı
takdirde icar daimî olacaktır.
Fıkra-i sabıkada beyan olunan tahdidi, mevcut demiryollar
ile irtibatı, tertip ve tanzimi, işletilmesinin şekli biri Ermeni,
biri Osmanlı ve biri de Cemiyet-i Akvam tarafından tayin olunan
azalardan mürekkep bir komisyon tarafından tesbit olunacaktır.
İşbu şerait aynı esasat dairesinde her on senede bir tetkik
olunabilecektir.
Birinci Fasıl Beynelmilel münakalâta ait ahkâm
Madde 353 — îmytiyazlı şirketlerin hukuku mahfuz kalmak
şartile, Düvel-i Müttefika memalikinden Osmanlı memleketine
gelen veyahut Memamlik-i Osmaniyeden düvel-i müttefika memalikine
giden veya düvel-i müttefika memalikinden gelip veya
oraya gidip transit suretile Osmanlı Memalikinden geçen eşya
Osmanlı demiryollarında alınacak ücret hususatında (ikramiye
veya iade-i ücurat dahil-i hesap olmak üzere) ve bu eşyaya gösterilecek
teshilatta ve hususat-ı sairede aynı cins eşya hakkında
tatbik olunan en müsait kavaitten yani Osmanlı demiryollarının
herhangi birinde dahilî münakalatta veya ihracat veyahut ithalat
veya transit suretile yapdan nakliyatta bilhassa kat olunan
mesafenin tuline göre tatbik olunan şerait-i nakliyeden istifade
edecektir.
Düvel-i müttefikadan biri Hükûmet-i Seniyeden talep eylediği
takdirde fıkra-i sabıkada beyan olunan ucurat-ı nakliyeyi
müş'ir ve doğru sevkiyat için hamule senetleri tanzimine müsait
beynelmilel tarifeler tertip olunacaktır.
Madde 354 — işbu muahedenamenin mevki-i tatbike vazından
itibaren bu maddenin ikinci fıkrasındaki kuyud-i istisnaiye
dairesinde Hükûmet-i Seniye demiryollar ile nakil olunan
eşya hakkında 14 teşrinievvel 1890, 20 eylül 1893, 16 temmuz
1895, 16 haziran 1898 ve 19 eylül 1906 tarihli Bern mukavelename
ve itilafnamelerini kabul eylediğini taahhüt eder.
îşbu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz'ından itibaren
beş sene sonra demiryollar vasıtasile yolcu, eşya-yı zatiye ve eşya-
yı ticariye nakliyatı hakkında bâlâda mezkûr 14 teşrinievvel
1890 tarihli Bern mukavelenamesile zeyilleri makamına kaim
olmak üzere, yeni bir mukavele ve demiryolları nakliyat-ı beynelmileliye
şeraitini tanzim etmek üzere mukavele ahkâmına müstenit
talimat ve ilâvat yapılır ise Hükûmet-i Seniye ve velevki
mezkûr mukavelenamenin ihzar ve tertibine iştirakten imtina
etmiş bile olsa ahkâmını icraya mecbur olacaktır. Yeni mukavelenamenin
akdine kadar Hükûmet-i Seniye bâlâda mezkûr
Bern mukavelenamesile zeyilleri ve ilâvatı mündericatına tevf ik-i
hareket edecektir.
Madde 355 — imtiyazlı şirketlerin hukuku mahfuz kalmak
şartile transit olarak Memalik-i Osmaniyeden geçmek suretile
düvel-i müttefikadan biri veya bir kaçı tarafından talep olunduğu
takdirde düvel-i müttefika beynindeki veya düvel-i mezkûre
ile diğer bilcümle devletler arasındaki münasebatı temin zımnında
Memalik-i Osmaniyeden transit suretile geçen şimendiferler
ile seyahat eden yolcular ve bunların eşya-yı zatiyeleri
için doğru biletle seyahata el verişli katarlar tertibine iştirake
Hükûmet-i Seniye mecburdur. Bilhassa düvel-i müttefika memalikinden
gelen araba ve katarları Hükûmet-i Seniye kabul ve
laakal kendi katarlarından aynı hatlarda uzun mesafede icra-yı
seyir ve sefer edenlerin en eyilerinin süratine muadil bir süratle
sevk edecektir, işbu doğru münakalâta tatbik olunacak ücret-i
nakliye, hiç bir veçhile aynı şerait-i sürat ve istirahat tahtında
dahil-i Memalik-i Osmaniyede icra edilen münakalet için ahzolunan
ücretten fazla olmayacaktır.
Düvel-i Müttefika limanlarına gidecek veyahut aralardan
gelecek olan muhacirinin aynı şerait-i sürat ve istirahat tahtında
Osmanlı demiryollar nakline tatbik olunacak tarifeler diğer
herhangi limanlara gidecek veyahut oralardan gelecek olan muhacırların
mezkûr demiryollarda müstefit oldukları her türlü
ikramiyeye veyahut iade-i ücrete riayet ile kilometro başına en
müsait tarifelerdeki resimden yüksek bir resmi asla ihtiva etmeyecektir.
Madde 356 — Hükûmet-i Seniye 355 inci maddede tasrih
olunan ve doğrudan doğruya vukubıılacak nakliyata veyahut
düvel-i müttefika limanlarından gelecek ve ya oralara gidecek
muhacırların nakliyatına mahsus olan ve bu nakliyatı işkâl ve
tehir edebilecek olan muayene, tedabir-i inzibatiye, zabıta-i
sıhhiye ve kontrol gibi fennî, malî veyahut idarî hiç bir tedbir
ittihaz etmemeği taahhüt eder.
Madde 357 — Doğru hamule senedi ile olsun olmasın kısmen
demiryollu ile ve kısmen vasait-i bahriye-i dahiliye ile münakalat
icra olunduğu takdirde yapdan salifüzzikir ahkam demiryolile
icra olunan kısma kaabil-i tatbik olacaktır.
Edevat-ı Müteharrike
Madde 358 — Beynelmilel münakalatta istihdam olunacak
osmanh vagonlarının :
1- 18 mayıs 1907 tarihinde tadil olunan 15 mayıs 1886 tarihli
Bern mukavelenamesine dahil olan düvel-i müttefika demiryollarında
seyir ve sefer eden eşya-yı ticariye katarlarının tertibatına
dahil eşya ve işbu muahedenamenin mevki-i meriyete
vaz'ından itibaren on sene zarfında düvel-i mezkûre memalikinde
kabul edilebilecek mütemadi baskı tertibatının işlemesini işkâl
etmeyecek vasaitle mücehhez olmalarını;
2- Düvel-i mezkûreye ait vagonların demiryollarında seyir
ve sefer eden bütün eşya katarlarına ithal edilmesini Hükûmet-i
Seniye taahhüt eder.
Düvel-i müttefikanın edevat-ı müteharrikesi Osmanlı demiryollarında,
seyir ve "sefer, hüsn-i muhafaza ve tamirat huşunda
Osmanh edevat-ı müteharrikesi hakkında yapılan muamele misillu
muameleden müstefit olacaktır.
Demiryollarının devir" ve intikali
Madde 359 — İşbu muahedename mucibince memalik-i Osmaniyeden
ayrılan yerlerde kâin ve gerek hükümete ve gerek
hususî şirketlere ait demiryolları ile limanların devir ve intikaline
ve eshab-ı imtiyaza ait tedabir-i maliyeye ve memurinin tekaüt
muamelesine müteallik kuyud-i mahsusaya riayet şartile demiryollarının
teslimi veçh-i ati üzere yapılacaktır :
1) Bütün demiryollann imalât ve tesisatı tamamen ve
mümkün mertebe hüsn-i halde terk olunacaktır;
2) Kendine mahsus edevat-ı müteharrikesi bulunan bir
demiryolu kamilen devir ve intikal eden bir arazide bulunur
ise işbu edevat-ı müteharrike 30 teşrinievvel 1918 tarihindeki
müfredat defteri mucibince tamamen ve işleyecek bir halde terk
olunacaktır. Hükûmet-i Seniye kontrolü kendisine ait olan esbaptan
mütevellit zayiattan mesuldür;
3) tşbu muahedename mucibince idareleri inkısama uğrayacak
demiryollarındaki edevat-ı müteharrikenin suret-i taksimi,
kendilerine hattın aksam-ı muhtelifesi tahsis olunan idareler
beyninde bil'itilâf kararlaştırılacaktır, işbu itilâfnamede 30 teşrini
evvel 1918 tarihinde tanzim edilen son müfredat defteri mucibince
mezkûr demiryollarında bulunan ve sebt-i defter edilmeyen
malzemenin ehemmiyeti ve manevra hatları vesair hatlar dahil
olmak üzere hatların tulleri ve münakalâtın nevi ve ehemmiyeti
nazar-ı dikkate alınacaktır. Bir ihtilâf vukuunda mesail-i muhtelifün-
fiha Cemiyet-i Akvam tarafından mansup bir hakem
tarafından hal olunacaktır. Bu hakem icabı halinde her kısma terk
olunacak lokomotif, araba ve vagonların miktarını tayin, anların
suret-i ahiz ve tevdiini tesbit ve edevat-ı müteharrikenin
bir müddet-i muayyene zarfında şebekede mevcut imalathanelerde
tamiratını temin için muvafık göreceği tedabiri tanzim eyleyecektir;
4- Levazım, eşya-yı menkule ve âlât dahi edevat-ı mütelıaririkedeki
şerait veçhile terk olunacaktır.
Madde 360 — Hükûmet-i Seniye Hicaz demiryolunda malik
olabildiği bütün hukukundan feragat ettiğini ve gerek demiryolunun
işletilmesi için gerek buna ait ve bunda müstamel emvalinin
taksimi için alâkadar olan hükümetler tarafından ittihaz olunacak
bil'umum tertibatı kabul eylediğini beyan eder. Bu tertibatta
hattm diyaııet"nokta-i nazarından haiz olduğu vaziyet-i mahsusa
kamilen tasdik ve muhafaza edilecektir.
Demiryollarının işletilmesi hakkında itilâfname
Madde 361 — işbu muahedenamenin muhtevi olduğu kuyud-
i hususiye ahkâmı kamilen mahfuz olmak şartile yeni hudutların
tayini neticesi olarak aynı memleketin iki kısmını birbirine
rabt eden bir demiryolu diğer bir memleketten mürur ederse
veyahut bir şube hattı bir memleketten başlayarak diğer bir memlekette
nihayetlenirse işletme şeraiti alâkadar olan demiryollar
idareleri beyninde akd olunacak bir suret-i tesviye ile tayin olunacaktır,
işbu suret-i tesviye ahkâm ve şeraiti hakkında idareler
beyninde muvaffakat hasd olmazsa beyinlerindeki ihtilâf 359
uncu maddede beyan olunduğu veçhile tayin olunacak bir hakem
tarafından hal ve faslolunacaktır.
Hükûmet-i Seniye ile Düvel-i Müttefika yahut hemhudut olan
yeni hükümetler beyninde bilumum yeni hudut istasyonlarının
tesisi ve işbu istasyonlar beynindeki hatların işletilmesi mesaili
şerait-i sabıka dairesinde akd olunacak itilafnameler ile hal olunacaktır.
Madde 362 — Muhtelif memleketler beynindeki münakalat,
vagonların mübadelesi, memalik-i muhtelifedeki yollara
mütedair tarifeler ve 1 ağusts 1914 tarihin de ecza-yı memalik-i
osmaniyeden bulunan memalikte kâin demiryollarına müteallik
bilcümle mesail-i mümasile hakkında tertibateı müştereke ittihaz
etmek salâhiyetini haiz olmak üzere alakadar olan hükümetler
tarafından tayin olunacak fennî murahhaslardan mürekkep
daimî bir konferans teşkil olunacaktır.
Birinci Fasıl Ameliyat ve taksimat-ı miyahiye
Madde 363 — Yeni hududun tayini neticesinde bir memleketteki
(kanal, feyezan, irva, teybis ve mesail-i mümasile gibi)
taksimat-ı miyahiye ahar bir devlete ait arazide icra olunan ameliyata
tâbi bulunur ise veyahut harpten evvelki teamülat mucibince
bir devlete ait arazide, diğer devlet arazisinde nebean eden
su veyahut su kuvveti istimal edilirse alâkadar hükümetler beyninde
bunlardan her birinin hukuk ve menafi-i müktesebesini
muhafaza edebilecek bir zemin-i itilaf temin edilmelidir böyle
bir itilaf hasıl olmadığı takdirde bu bapta Cemiyet-i Akvam
Meslisince tayin edilecek bir hakem tarafından bir karar ittihaz
olunacaktır.
Telgraf ve telefon
Madde 364 — Hükûmet-i Osmaniye düvel-i müttefikadan
herkangi birinin talebi üzerine arazi-i Osmaniyeden mürur eden
telgraf veya telefon hutut-i esasiyesinin inşa ve idaresi hususunda
teshilat-ı muktaziye ibrazını taahhüt eder. Mevzu-i bahis olan
teshilat, düvel-i müttefikadan biri tarafından tayin ve irae edilen
her telgraf veya telefon şirketine zirdeki hukuka müteallik imtiyazın
itasından ibarettir.
a- Arazi-i Osmaniye dahilinde şimendifer hatları veya sair
turuk-i muvasala imtidadınca yeni telgraf veya telefon direk ve
telleri hatlarının tesisi.
Madde 365 •— Türkiye mukavelat-ı mevcudedeki her türlü
ahkâm-ı muhalifeye rağmen hemhudut olsun olmasın düvel-i
müttefikadan herkangi birinden gelen veya oraya giden telgraf
ve telefon ve muhaberat ve muhaveratının meriyülicra tarifeler
mucibince beynelmilel transit muamelatına en elverişli hatlar
üzerinden serbestçe transit edilmesini taahhüt eder.
İşbu muhaberat ve muhaverat lüzumsuz hiç bir kayıt ve
mühlete tabi tutulmayacak ve Türkiyede emr-i nakillerinde
millî muhaberat hakkındaki teshilata ve bahusus sürat-i nakle
mazhar olacaktır. Doğrudan doğruya veya bilvasıta mürsil veya
mürsilünileyhin tabiiyeti hiç bir kayıt, resim ve suhulete mahal
vermeyecektir.
Sabıka tamamen arazi-i Osmaniye üzerinde kâin iken işbu
muahedename ahkâmı neticesi olarak düvel-i muhtelife arazisinden
mürur edebilecek olan hututa müteallik ve memalik-i
muhtelifeye ait ucaratın mecmuu, telgraf ucuratı yeni bir mukavele-
i beynelmileliye ile tadil edilinceye kadar, hutut-i mezkûre
hâkimiyet-i Osmaniye tahtında kalmış olduğu takdirde
alınacak olan ücretten fazla olmayacak ve bunun hututun mürur
ettiği düvel-i muhtelife arasında suret-i taksimi alâkadar muhtelif
idareler beyninde tayin edilecektir.
Madde 366 — Hükûmet-i Osmaniye Derseadet Köstence
kablosunun İstanbul'da karaya rabtı hakkında düvel-i müttefika
tarafından irae olunacak herkangi bir idare veya şirkete
devir etmeği kabul eyler.
Madde 367 — Türkiye, Kıbrıs- Lazkiye ve Cidde-Suakiıı
kablolarının heyet-i umumiyesi veya aksamı üzerindeki her türlü
hukuk ve salâhiyet ve imtiyazdan başlıca düvel-i müttefika lehine
olarak gerek kendi ve gerek tebaası namına feragat eder.
Fıkra-i sâlife mucibince devir edilen kabloların heyet-i umumiyesi
veya aksamı eşhas-ı hususiyeye ait olduğu takdirde bidayeten
malolduğu meblağ istimalden mütevellit bir aşınma payı
tenzilde Türkiye'nin matlubuna geçirilecektir.
Madde 368 — Türkiye nakliyat hususatında düvel-i müttefika
namına hareket edecek bir idarî makam tarafından kendisine
verilecek berveçh-i âti talimatı icra edecektir :
1- Muahede-i haziranın icrasına memur kıtaatın ve ordularda
istimale mahsus erzak, cephane ve malzemenin nakliyatı.
2- Muvakkaten bazı havalinin iaşesi için yapılacak erzak
nakliyatı, nakliyatın mümkün olduğu kadar seri bir surette icrasını
temin edecek şerait-i tabiiyenin tayini ve telgraf ve posta
hidematının tanzimi.
İhtilâfat hakkında ahkâm ve şerait-i daimenin tetkiki
Madde 369 — İşbu muahedenamede muhalif ahkâm bulunmadığı
takdirde bu muahedenin işbu kısmının tefsir ve tatbikinde
alâkadar hükümetler arasında ihtilaf zuhur edecek olduğu
takdirde, âtide dermeyan edileceği veçhile, ihtilâf-ı mezkûr Cemiyet-i
Akvam tarafından hal olunacaktır.
Madde 370— Cemiyet-i Akvam her zaman usul-i idare-i
daimeye ait mevad-dı ânifeyi tetkik etmeği teklif edebilecektir.
Madde 371 — İşbu muahedenin mevki-i icraya vaz'ından
üç sene mürurunda 328 ilâ 334, 353 ve 355 ilâ 357 nci maddeler
ahkâmı Cemiyet-i Akvam tarafından her zaman tetkik olunabilecektir.
373 üncü madde ahkâmı müstesna olmak üzere mukabele
bilmisil bahsedilmedikçe bu arazinin herhangi bir kısmına ait
ânifülbeyan maddelerde münderiç ahkâmdan düvel-i müttefikadan
biri tarafından mütalebatta bulunulamayacaktır.
Madde 372 — Düvel-i Müttefika menafüne olarak işbu
muahedename ile kendine tahmil olunan vazaife halel gelmemek
şartiyle, muahedenamenin mevki-i meriyete vaz'ından itibaren
beş sene zarfında kaabil-i seyir turuk-i miyahiye, limanlar ve
demiryollarında beynelmilel transit kavaidine müteallik olarak akd
olunup Cemiyet-i Akvamın mazhar-ı tasvibi olacak olan her nevi
mukavelat-ı umumiyeyi kabul edeceğini Türkiye taahhüt eder.
Madde 373 — İşbu muahedenamede muhalif kuyud-i mahsusa
olmadıkça, işbu kısmın mündericatı kapitülasyon usulü yahut
kapitülasyon makamına kaim olacak sair bir suret-i tesviye
ile Düvel-i Müttefika tebaasına bahşolunan daha vasi hukukun
meriyetine mani teşkil etmeyecektir.
Mesai
Birinci kısım Mesai teşkilâtı Cemiyet-i Akvam'ın gayesi bir sulh-i âlemşümul tesisi olduğuna
ve böyle bir sulh ancak adalet-i içtimaiye esası üzerine iptin
a edebileceğine;
Bir çok kimseler için haksızlığı, sefaleti, mahrumiyeti intaç
eden şerait-i mesai mevcut olduğuna ve bunun tevlit ettiği memnuniyetsizlik
dolayısile sulh ve aheng-i âlem tehlikeye ilka edildiğine
mebni saat-ı mesainin tanzimi ve yevmi ve usbuî had-di âzam
mesai müddetlerinin tesbiti, işçilerin tedariki, işsizliğe karşı mücadele
edilmesi uygun bir maişete kifayet edecek bir ücret tediyesinin
taht-ı zamana alınması, erbab-ı mesainin umumî ve meslekî
hastalıklarına ve işten mütevellit kazalara karşı himayesi, çocukların,
reşitlerin, kadınların sıyaneti, şeyhuhet ve mâluüyet tekaüdiyelerinin
tayini, memalik-i ecnebiyede istihdam olunan işçilerin
himayesinin müdafaası, sendikaların serbestisi usulünün kabulü;
tedrisat-ı meslekiye ve fenniyenin teşkili ve buna mümasil diğer
tedabirin ittihazı gibi şeraitin acilen İslahına lüzum görüldüğünden;
Ve herhangi bir millet tarafından hakikaten insanî bir tarz-ı
mesainin kabul edilmemesi yüzünden memleketlerindeki erbab-ı
mesainin halini islâh arzusunda bulunan diğer milletlerin gayretlerine
mevani ihdas eylemesinden dolayı;
Hissiyat-ı adalet ve beşeriyet ile hareket eden ve aynı zamanda
devamlı bir sulh-i âlem teminini arzu eden hükûmat-ı
müteakide berveçh-i âti hususatta ittifak etmişlerdir :
Teşkilât
Madde 374 — Mukaddimede zikiredilen programın mevki-i
tatbike vaz'ile mükellef olmak üzere daimî bir heyet tesis olunmuştur.
Cemiyet-i Akvamın aza-yı asliyesi bu heyetin aza-yı
asliyesindendir ve bundan sonra da Cemiyet-i Akvam azahğı
hakkı işbu heyete de aza olmak hakkını da bahşedecektir.
Madde 375 — Heyet-i daimenin daire-i mesaisi :
1- Aza ve murahhaslarının umumî konferansı
Madde 376—Aza ve murahhaslar umumî konferansı ihtiyaç
hasıl oldukça ve fakat lâakal senede bir defa akd-i içtima eder.
îşbu konferansa her aza, ikisi hükümet tarafından ve diğer ikisi
bu hükümetin tabiiyetinde işçi istihdam eden sermayedarlar ile
işçiler tarafından mütekabilen intihap olunacak dört murahhas
ile iştirak edecektir. Her murahhasa içtimain ruznamesinde mezkûr
her mevad-dı müteferrika için azamî iki fennî müşaviri refakat
edebilir. Konferansta bilhassa kadınları alâkadar eden
mesail mevzu-i bahis olduğu takdirde fennî müşavirlerden lâakal
birisi kadın olmalıdır.
Azalar, işçi istihdam edenler ile işçileri teşkil eden heyetlerin
en mühimlerde müttefikan, eğer o memlekette bu gibi heyetler
mevcut ise, hükümete mensup olmayan murahhas ve fen müşavirlerini
tayin etmelerini taahhüt ederler.
Fennî müşavirler ancak muavini oldukları murahhasların
talebi ve konferans reisinin müsaade-i mahsusası üzerine söz almağa
mezun olup reye iştirak edemezler.
Bir murahhas reise tahriren müracaatla fennî müşavirlerden
birisini kendisine vekil tayin edebilir ve işbu vekil bu sıfatla
müzakerata ve reye iştirak edebilir.
Murahhasların ve fennî müşavirlerin isimleri mensup olduğu
hükümet tarafından beynelmilel mesai idaresine bildirilecektir.
Murahhasların ve fennî müşavirlerin salâhiyetleri konferansın
nazar-ı tetkikine arz edilecek ve mevcut azaların sülüsan ekseriyetile
konferans her murahhas veya müşavir-i fenniyi işbu
maddeye muvafık olarak intihap edilmediğini gördüğü takdirde
redde salâhiyettar olacaktır.
Madde 377 — Her murahhas konferansın müzakeresine tevdi
olunan her mesele üzerine bizzat rey vermek hakkına malik
olacaktır.
Azalardan birisi hükümete mensup olmayan murahhas tayin
etmek hakkını istimal etmediği takdirde hükümete mensup
olmayan diğer murahhas konferans müzakeratına iştirak hakkına
malik olacak fakat rey vermek salâhiyetini haiz olmayacaktır.
376 nci maddenin verdiği salâhiyet mucibince konferans
kendi azalarından birisinin murahhasını kabul etmediği takdirde
işbu murahhas tayin olunmamış addedilerek bu madde hükmü
tatbik edilecektir.
Madde 378 — Konferans içtimalarını Cemiyet-i Akvamın
merkezinde veya evvelki içtimaların birinde, mevcut azaların
sülüsan ekseriyetile kararlaştırılan her hangi bir mahalde akdedebilir.
Madde 379 — Beynelmilel Mesai İdaresi Cemiyet-i Akvamın
merkezinde tesis olunacak ve cemiyet-i mezkûrenin Heyet-i
Umumiyesinden madul olacaktır.
Madde 380 — Beynelmilel Mesai İdaresi berveçh-i âti şeraite
tevfikan irae ve tayin olunacak yirmi dört kişiden mürekkep bir
Meclis-i İdarenin nezareti altındadır.
Beynelmilel Mesai Dairesi Meclis-i İdaresi berveçh-i âti teşkil
edilecektir :
Hükümetlerini temsil eden on iki şahıs
En ziyade ehemmiyet-i sınaiyeyi haiz olan azaların kimler
olduğu hakkında vukuu muhtemel olan ihtilâfat Cemiyet-i
Akvam tarafından halolunacaktır.
Meclisi İdare azalarının manda müddeti üç senedir. İn hilâl
eden aza yerlerine diğerlerinin intihab ve tayini hususu ve buna
mümasil diğer mesail konferansın tasvibine talikan Meclis-i İdare
tarafından takarrür ettirilebilecektir.
Meclis-i idare, azalarından birini reis intihap ve nizamname-i
dahilisini tanzim eyleyecektir.
içtima devrelerini tayin hususu Meclisin kendine aittir.
Meclisin suret-i fevkalâdede içtima etmesi azadan lâakal
on kişinin tahrirî talebine mutavakkıftır.
Madde 381 — Beynelmilel Mesai idaresi bir müdire tevdi
olunacak ve bu müdir talimatını ahzedeceği idarenin hüsn-i
intizamından ve kendisine mevdu kâffe-i vazaifin suret-i icrasından
nezdinde mesıd olacağı meclis-i idare tarafından irae ve tayin
edilecektir. Müdir veya vekili meclis-i idarenin her içtimaında
hazır bulunacaktır.
Madde 382 — Beynelmilel mesai idaresinin memurini müdir
tarafından intihap olunacaktır. MUel-i muhtelifeye mensup bulunacak
olan memurin-i mezkûrenin intihabı en eyi netayicin
istihsali maksadüe kaabil-i telif bir nokta-i nazara matuf olacaktır.
Memurin-i mezkûrenin bir kısmı kadınlardan olacaktır.
Madde 383 — Beynelmilel Mesai idaresinin umur ve vazaifi
işçilerin ahvali ve tarz-ı mesaisi hakkında beynelmilel vaz olunacak
nizamat ve tertibata müteallik malûmatın cemini ve tefrikini ve
bilhassa beynelmilel mukavelat ahkâmınca konferansın müzakeratına
arzı iktiza eden mesailin tetkiki, ve konferans tarafından
muktazi görülen kâffe-i tahkikat-ı mahsusanın icrasını ihtiva
eder. Beynelmilel Mesai idaresi, konferans celselerinin ruznamelerini
ihzar ile mükelleftir.
işbu muahedenin bu kısmına ait mevad-dı mahsusaya tevfikan
beynelmilel her türlü ihtilafata müteallik kendine isabet
eden vazaifi ifa eyler.
Sanayi ve mesaiye dair ve beynelmilel bir faideyi haiz bulunan
mesaüe ait tetkikata münhasır olmak üzere fransızca,
ingilizce ve meclisi idarenin münasip göreceği diğer lisanla bir
mecmua-i muvakkate tanzim ve neşir edecektir.
işbu maddede zikir olunan hususattan başka konferansın
suret-i umumiyede kendisine tefviz edeceği diğer salâhiyet ve vazaife
malik olacaktır.
Madde 384 — Azaların amele mesainle iştigal eden nezaretleri
doğrudan doğruya Beynelmilel Mesai İdaresinin meclisi idaresinde
bulunan hükümetlerinin vekili veya vekili bulunmadığı
takdirde bu hususta alâkadar hükümet tarafından tayin edilen
diğer bir memur vasıtasile mesai idaresi müdiri ile muhabere icra
ederler.
Madde 385 — Beynelmilel Mesai idaresi her mesele hakkında
Cemiyet-i Akvam kâtib-i umumisinin muavenetini talep edebilir
ve bu muavenet diriğ olunmaz.
Madde 386 — Azalardan her biri icab-ı hale göre konferansa
ve Meclis-i idareye iştirak eden kendi murahhaslarının ve fennî
müşavirlerinin ve vekillerinin seyahat ve ikamet masraflarını
tediye edecektir.
Beynelmilel Mesai idaresinin, konferans ve Meclis-i idare
içtimalarının masarif-i sairesi Cemieyetin umumî bütçesine göre
Cemiyet-i Akvam kâtib-i umumisi tarafından müdire tevdi olunur,
işbu maddenin mevad-dı mündericesine göre müdir kendisine
tevdi olunan mebaliğin suret-i istimalinden Cemiyet-i Akvam
kâtibi umumisine karşı mesuldür.
Tarz-ı idare
Madde 387 — Meclis-i idare, azalardan birisinin hükümeti
tarafından veya 376 nci madde mucibince herhangi diğer bir heyet
tarafından vaki olan teklifatı bittetkik konferans devre-i içtimaiyesinin
ruzname-i müzakeratını tesis eder.
Madde 388 — Müdir konferansın kâtibliği vazifesini ifa
eder ve her devrei-i içtimaiyenin ruznamesini devrenin küşadından
dört ay evvel azaların herbirine ve bunlar vasıtasile eğer
tayin olunmuşlarsa hükümete ait olmayan murahhaslara bildirir.
Madde 389 — Aza hükümetlerden herbirisi bir veya müteaddid
mesailin devre-i içtimaiyenin ruznamesine vaz'ına itiraz
hakkına maliktir, itirazın esbab-ı mucibinesini muhtevi muhtıra
müdire yazümalıdır. Müdir bunu heyet-i daime azalarına bildirir.
Mevcut murahhasların sülüsanı ekseriyetile böyle bir karar verildiği
takdirde itiraz olunan mevzu ruznamede kalır.
Sülüsan ekseriyetle konferansın kararına iktiran eden ve
fıkra-i sabıkada tasrih olunan suretten başka bir tarzda tetkiki
cap eden her mesele içtimai müteakip ruznameye ithal edilecektir.
Madde 390 — Konferans kendi vazifesine ait nizamatı tanzim
ve reisi intihap eyleyecektir. Tetkike vaz'ını münasip gördüğü
her mesele üzerine rapor takdim etmek üzere komisyonlar tayin
edebilecektir. İşbu muahedenin işbu kısmının mevad-dı sairesinde
başkaca bir ekseriyet mevzu-i bahis olmadığı takdirde konferans
mevcut azanın ekseriyet-i mutlakasile intihab-ı mukarrerat
evler.
Verilen reyler adedi devre-i içtimaiyede mevcut murahhaslar
adedinin nısfından aşağı bulunursa bir karar verilmiş olamaz.
Madde 391 •— Konferans teşkil ettiği komisyonda müzakere
hakları olmamak ve fakat yalnız rey-i istişarileri bulunmak
üzere fennî müşavirler terfik edebilir.
Madde 392 — Konferans ruznamede muharrer bir maddeye
ait teklifatın kabulüne karar verirse bu teklifatın berveçh-i âti
eşkâlini tayin edecektir.
a- Millî bir kanun şeklinde veya ahar surette azaların tetkikine
vazolunmak üzere bir tavsiye.
Konferans bir tavsiyeye veya umumî mahiyette bir mukavele
projesine karar verirken iklimi, teşkilat-ı sınaiyenin gayr-ı kâfi
surette inkişafı ve esbab-ı hususiye-i sairesi, esas itibarile hiref
ve sanayiin ahval ve şeraitini farklı kılan memleketleri nazar-ı
itibare alacak ve bu memleketlere mahsus ahval ve şeraite tevafuk
etmek üzere lüzum addeceği tadilatı teklif eyleyecektir.
Tavsiye veyahut mukavelename projesinin bir sureti konfernas
reisi ve müdir tarafından imza olunacak ve Cemiyet-i Akvam
kâtib-i umumisine tevdi edilecektir. Kâtib-i mumaileyh birer suret-
i musaddakasını azalardan herbirine verecektir.
Azalardan herbiri devre-i içtimaiyenin hitamından itibaren
bir sene müddet zarfında (veya ahval-i fevkalâde dolayısile bir
sene müddet zarfında yapılamadığı takdirde hemen imkân hasıl
olduğu zaman ve fakat herhalde konferansın devre-i içtimaiyesinden
itibaren on sekiz ayı tecavüz etmemek üzere) bir kanun
haline vaz'ı veya başka türlü bir tedbir ittihazı zımnında veya
mukavele projesini ait olduğu memura veyahut memurine tevdi
etmeği deruhde eder.
Azalar bir tavsiye hakkında ittihaz olunan mukarrerattan
kâtib-i umumiyi haberdar eylerler.
Bir mukavele projesi hakkında memurin veyahut memurin-i
müteallikasının rizasını alan aza mukavelenamenin suret-i kat'iyede
tasdik edildiğinden kâtib-i umumiyi haberdar edecek ve mukavele
ahkâmının tamami-i tatbiki için icab eden tedabiri ittihaz
eyleyecektir.
Bir tavsiyeyi müteakip bir muamele-i teşriye veyahut bu
tavsiyeyi kuvveden fiile çıkarabilecek tedabir-i saire ittihaz edilmezse
veya bir mukavele projesine memurin-i aidesinin rizası
tealluk etmezse aza diğer hiç bir taahhüde tabi tutulmayacaktır.
Mesaiye müteallik mesail hakkındaki mukaveleye iştirak
salâhiyeti bazı tahdidata tabi bulunan federal bir hükümet
mukavele projesini bir tavsiye mahiyetinde telâkki etmek hakkına
malik olacak ve bu halde işbu maddenin tavsiyeye müteallik
ahkâmı mabihüttatbik olacaktır.
Bâlâdaki madde berveçh-i âti esas dahilinde tefsir edilecektir
:
Hiçbir zaman azaların hiç birisinden konferansça kabul
olunan bir tavsiye veya mukavele projesinin neticesi olarak erbab-
ı mesaiye kendi kanunlarile bahşedilmiş olan himayenin
tenkisi talep edilmeyecektir.
Madde 393 — Bu suretle tasdik edilen her mukavelename
Cemiyet-i Akvam kâtibi umumisi tarafından tescil edilecek ve
ancak tasdik edeüı azaları yekdiğerine raptedecektir.
Madde 394 — Heyet-i umumiyesi hakkında son rey ceminde
mevcut azaların sülusan ekseriyetini kazanamayan her proje
hakkında heyet-i daime azalarından arzu edenler aralarında hususî
surette akd-ı mukavele ederler.
Bu kabil mukavele-i hususiye alâkadar hükümetler tarafından
Cemiyet-i Akvam kâtibi umumisine tevdi ve mumaileyh
tarafından tescil edilecektir.
Madde 395 — Azalardan herbiri kabul ettiği mukavelelerin
mevki-i tatbike vaz'ı için ittihaz olunan mukarrerata dair her
sene bir rapor tanzimile Beynelmilel Mesai idaresine tevdiini taahhüt
eder. Bu raporlar Heyet-i İdare tarafından beyan olunan
şekil ve surette ve talep olunan sıhhat-i tamme ile tanzim olunacaktır.
Müdir bu raporların hülâsasını konferansın ilk içtimaına
takdim eder.
Madde 396 — Amele veya patron cemiyetleri tarafından bir
azanın kabul edip bir suret-i memnuniyetkâranede tatbikini
temin ettmediği mukavelat hakkında Beynelmilel Mesai İdaresine
karşı vaki olan şikâyetler Meclis-i İdare tarafından alâkadar hükümete
tebliğ edilecek ve hükûmet-i mezkûre madde-i müştekâbih
üzerine münasip göreceği beyanatı itaya davet edilebdecektir.
Madde 397 — Şikâyet olunan hükümetten bir müddet-i
münasibe zarfında hiç bir beyanat varit olmaz veya beyanat-ı
vakıa Meclis-i İdarece makbul görülmezse meclis-i İdare şikâyeti
ve ledelicap alınan cevabı umuma arz etmeğe salâhiyettar olacaktır.
Madde 398 — Azalardan her birisi mevad-dı sabıka mucibince
diğerlerinin kabul edip fikrince bir suret-i memnuniyetkâranede
tatbikini temin etmeyen mukavelat ahkâmı hakkında
diğer bir aza aleyhine Beynelmilel Mesai İdaresine bir şikâyetname
tevdi edebilir.
Meclis-i İdare münasip görürse âtide beyan olunan usul dairesinde
bir tahkik komisyonu teşkil etmezden evvel 396 nci maddede
zikir olunan tarzda alâkadar hükümetle tesis-i münasebet eyler.
Meclis-i İdare şikâyeti alâkadar hükümete tebliğ lüzumunu
münasip gören veya tebliğ icra edilip bir müddeti münasibe zarfında
Meclis-i İdareyi memnun edecek hiç bir cevap vürut etmezse
Meclis-i idare mesele-i müştekâbihi tetkik vazifesile mükellef
olmak ve bu hususta bir rapor vermek üzere bir tahkik komisyonunun
teşkilini talep edebilecektir.
Gerek resen ve gerek bir murahhasın konferansa şikâyeti
üzerine Meclis-i idare tarafından aynı usul takip olunur.
397 ve 398 inci maddelerin tatbikile hadis olan bir mesele
Meclis-i idareye geldiği vakit; şikâyet olunan hükümetin henüz
Meclis-i idarede bir vekili bulunmayorsa hükûmet-i mezkûre Meclis-
i idarenin işbu mesele üzerine vaki olacak müzakeratına iştirak
için bir murahhas tayin etmek salâhiyetini haiz olacaktır, işbu
müzakerenin icra olunacak tarihten vakt-i münasibinde hükûmet-i
mezkûre haberdar edilecektir.
Madde 399 — Tahkik komisyonu berveçh-i âti surette teşekkül
edecektir.
İşbu muahedenin mevki-i meriyete vaz'ından itibaren altı
ay zarfında azalardan herbiri, birincisi patronlar, ikincisi amele
ile erbab-ı mesaiyi temsil etmek ve üçüncüsü de bunlardan müstakil
omak üzere hususat-ı sınaiyede sahib-i ihtisas üç zatı tayin
etmeği taahhüt eder. Eşhas-ı mezkûrenin heyet-i umumiyesi bir
liste teşkil edecek ve tahkik komisyonu azaları bu listeden intihap
olunacaktır. Meclis-i idare eşhas-ı mezkûrenin sıfatlarını tahkika
ve mevcut azanın sülüsan ekseriyetile sıfatları işbu madde ahkâmına
tevafuk etmeyenleri redde selâhiyettardır.
Meclis-i idarenin talebi üzerine Cemiyet-i Akvam kâtibi
umumisi tahkik komisyonunu teşkil için listeden üç sınıftan
birer kişi intihap ve birini komisyona reis tayin edecektir. Bu üç
şahıslardan hiç birisi doğrudan doğruya şikâyette alakadar bir
aza meyanından intihap olunamayacaktır.
Madde 400 — Şikâyette doğrudan doğruya alâkadar olsun
veya olmasın azalardan her biri 398 inci madde hükmünce bir
tahkik komisyonuna tevdi olunan şikâyete müteallik sahip olduğu
bütün malûmatı komisyona tevdi etmeği taahhüt eder.
Madde 401 — Tahkik komisyonu şikâyeti ariz ve amik tetkikten
sonra tahkikatının vüsatini tesbit edecek surette müşahedatını
biletraf kayıt ile bir rapor tanzim edecek ve raporunda
müşteki hükümeti memnun etmek için alınması icap eden tedabire
müteallik vasayayı bildirecektir. Bu rapor ledelicap şikâyet
olunan hükümet hakkında komisyonun münasip görüp hükûmat-ı
saire tarafından tatbikini makul gördüğü ceza-yı iktisadiyi
muhtevi olacaktır.
Madde 402 — Cemiyet-i Akvam kâtib-i umumisi tahkik
komisyonunun raporum ihtilafta alâkadar olan hükümetlerden
her birisine tebliğ ve neşrini temin edecektir.
Alâkadar hükümetlerden herbirisi komisyonun raporunda
münderiç vasayayı kabul edip etmediklerine dair bir ay zarfında
Cemiyet-i Akvam kâtib-i umumisine beyan-ı malumat edecekler
ve kabul etmedikleri takdirde ihtilâfın Cemiyet-i Akvam Adalet-i
Beynelmileliye Divan-ı Daimisine tevdia salâhiyettar olacaktır.
Madde 403 — Azalardan birisi 392 inci maddede zikir edüen
bir tavsiyeye veya bir mukavele projesine iştirak etmediği takdirde
diğer azalar onu Adalet-i Beynelmileliye Divan-ı Daimisine
tevdia salâhiyettar olacaktır.
Madde 404 — 402 ve 403 üncü madde mucibince kendisine
tevdi olunan bir şikâyet veya bir mesele üzerine Adalet-i Beynelmileliye
Divan-ı Daimisinin kararları kaabil-i temyiz olmayacaktır.
Madde 405 — Tahkik komisyonlarının netayici veya vesayası
Adalet-i Beynelmileliye Divan-ı Daimisi tarafından tasdik,
tadil veya fesh olunabilecektir. Divan-ı mezkûr ledelicap şikâyet
olunan hükümet aleyhinde hükûmat-ı sairece tatbikini makul
gördüğü bir ceza-yı iktisadî hüküm edebilecektir.
Madde 406 — Eğer herhangi bir aza müddet-i muayyenesi
zarfında tahkik komisyonunun raporunda münderiç vasayaya
veya Adalet-i Beynelmileliye Divan-ı Daimisinin kararına ittiba
etmezse aza-yı saire komisyon raporunın veya Divan-ı Daiminin
kaabil-i tatbik olarak zikir ve beyan eyledikleri ceza-yı iktisadiyi
işbu aza hakkında da tatbik edebilecektir.
Madde 407 — Şikâyet olunan hükümet her zaman gerek
tahkik komisyonunun ve Adalet-i Beynelmileliye Divan-ı Daimisinin
kararında münderiç vasayasına ittiba için tedabir-i lâzıma
ittihaz ettiğinden Meclis-i İdareyi haberdar edebilir. Bu Mecliste
Cemiyet-i Akvam kâtib-i umumisi vasıtasile beyanatının tahkiki
için bir tahkiki komisyonunun teşkilini talep edebilir. Bu halde
399, 400, 401, 402, 404 ve 405 inci maddeler ahkâmı tatbik edilir
ve eğer takhik komisyonunun raporu veya Adalet-i Beynelmileliye
Divan-ı Daimisinin kararı şikâyet olunan hükümete müsait
bulunursa hükûmat-ı saire derhal hükûmet-i mezkûre aleyhine
ittihaz eyledikleri tedabir-i iktisadiyeyi iade ederler.
Mevad-dı umumiye
Madde 408 — Azalar işbu muahedenin işbu faslında münderiç
ahkâmına tevfikan kabul ettikleri mukavelatın berveçh-i
âti kuyud-i ihtiraziye tahtında müstemlekelerinde veya malikânelerinde
ve bizzat idare olunmayıp taht-ı himayelerinde bulunan
memleketlerde tatbikini deruhte ederler.
1- Mukavelat şeraiti mahalliye dolayısile gayr-ı kaabil-i
tatbik bulunmamalıdır.
Madde 409 — işbu muahedenin işbu faslı hakkında mevcut
azanın sülüsan ekseriyetile konferans tarafından kabul edilen
tadilat, vekilleri Cemiyet-i Akvam Meclisini teşkil eden devletler
tarafından ve azalardan dörtte üçü tarafından kabul edildiği
takdirde vacibülicra olacaktır.
Madde 410 — işbu muahedenin işbu faslının ve işbu fasla
tevfikan bilâhara azalar tarafmdan akdolacak mukavelatın tefsirine
ait her türlü mesail ve müşkilât Adaleti Beynelmileliye
Divan-ı Daimisinin takdirine bırakılacaktır.
(28 haziran 1919 tarihinde Almanya ile akdolunan
sulh muahedesinde sebketmiştir)
Madde 411 — Konferansın ilk içtimai 1919 teşrinievvelinde
vukubulacaktır. Bu içtimain mahalli ve ruznamesi merbut lahikada
tesbit edilmiştir.
Bu ilk devrenin teşkilatı ve daveti lahikada zikir edilen
hükümet tarafından temin edilecektir. Hükûmet-i mezkûre vesaikin
ihzarı hususunda azası aynı lahikada beyan edilecek beynelmilel
bir komisyonu tarafından muavenet edilecektir.
Cemiyet-i Akvam bütçesine lâzım gelen kredi verilinceye
kadar murahhasların ve müşavir-i fennilerin harcırahları müstesna
olmak üzere, bu devrenin ve müteakibi devrelerin masarifi Umumî
Posta Ittihatı Beynelmilel idaresi için tertib edilen nisbet dahilinde
azalar arasında taksim edilecektir.
Madde 412 — Cemiyet-i Akvam teşkil edilinceye kadar
mevad-dı sabıka mucibince Cemiyetin kâtib-i umumisine tebliğ
edilecek muhaberat Beynelmilel Mesai idaresi müdireyeti tarafmden
muhafaza edilecek ve idare-i mezkûre kâtib-i umumiyi
haberdar edecektir.
Madde 413 — Adalet-i Beynelmileliye Divan-ı Daimisi teşkil
edilinceye kadar işbu muahedenin işbu kısmı mucibince kendisine
tevdi edilecek ihtilâfat Cemiyet-i Akvam meclisi tarafından
tayin kılınacak üç kişiden mürekkep bir mahkemeye havale edilecektir.
Lahika
1919 Mesai Konferansının ilk devre-i içtimaiyesi
Konferansm mahalli Vaşington olacaktır.
Amerika Cemahir-i Müttefikası konferansı davete tavassut
edecektir.
Teşkilât-ı Beynelmilel Komitesi Amerika Cemahir-i Müttefikası,
İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Belçika İsviçre hükümetleri
tarafından müntehap yedi zattan mürekkep olacaktır.
Komite lüzum görürse aralarına diğer azaları davet edebilir.
Ruzname berveçh-i âtidir :
1- Sekiz saatlik gün veyahut 48 saatlik hafta usulünün tatbiki.
Madde 414 — Erbab-ı mesainin refahiyet-i maddiye ve
maneviye ve fikriyesinin beynelmilel bir ehemmiyet-i siyasiyeyi
haiz olduğunu tanıyan hükûmat-ı akidin bu maksada vusul için
birinci kısımda bahis olunan Cemiyet-i Akvama raptedilen teşkilât-ı
daimeyi vücuda getirmişlerdir.
Hükûmat-ı akidin iklimin âdât ve ahlâkın, hal-i iktisadi
ve sınaî taamülün tehalüfü dolayısiyle şerait-i say'in derhal yeknesaklığını
temin etmenin gay-rı mümkün olduğunu takdir eder.
Fakat mesainin sadece bir emtia-i ticariye gibi telâkki olunmaması
lüzumuna ve şerait-i mesainin tanzimi için her heyet-i sınayenin
ahvalin müsaade ettiği kadar tatbikine çalışacağı bir takım
tarz ve esasların mevcudiyetine kanidir. Hükûmat-ı akidin işbu
esasattan âtide beyan olunanları müstacel ve hususî bir ehemmiyette
görüyor :
1- Mesainin bâlâda beyan olunduğu üzere bir emtai-i ticariye
gibi telakki olunmaması prensipi.
Hükûmat-ı akidin işbu tarz ve esasatın tamam ve kat'î olduğunu
beyan etmeksizin bunların Cemiyet-i Akvamın siyasetine
rehber olacağı ve Cemiyet-i Akvam azaları heyet-i smaiyelerince
kabul olunduğu ve tatbikatta muktedir bir heyet-i teftişiye tarafından
tamamen muhafaza edildiği takdirde erbab-ı mesai âleminin
seadetine hizmet edeceği fikrindedir.
Mevad-dı şettâ Madde 415 — Esliha ve mevad-dı küliye ticaretine müteallik
26 şubat 1885 tarihli Berlin ve 2 temmuz 1890 tarihli Brüksel
mukavelat-ı umumiyesinde mevzu-i bahis olan mevad-dı saireye
mütedair olarak Düvel-i Müttefika veya bunlardan bazıları ile
herhangi bir devlet arasında akdedilmiş veya akdedilecek olan
mukavelenameler ile bunları itmam veya tadil etmiş olan mukavelenameleri
tasdik ve kabul eylemeği Türkiye taahhüt eder.
Madde 416 — 17 temmuz 1918 tarihinde Fransa Cumhuriyeti
hükümeti ile Monako prensi cenapları arasında imza edilip
Fransa ile prensliğin münasebatını tayin eden muahedenameye
düvel-i âkide kesb-i ittila ve bunu kaydeylemiş olduklarını tasdik
ederler.
Madde 417 — İşbu muahedename ahkâmı mahfuz kalmak
üzere muahedenamenin mevki-i meriyete vaz'ından mukaddem
tahaddüs etmiş olan bir vak'a sebebile Türkiye düvel-i müttefikanın
hiç birinden doğrudan doğruya veya bilvasıta hiç bir para
mütalebesinde bulunmamağı taahhüt eyler. ,.
İşbu madde alâkadarları kim olursa olsun bundan böyle itfa
edilmiş addolunan bu nev'i mütalebattan feragat-ı kâmile ve katiyeyi
mutazammmdır.
Madde 418 — Düvel-i Müttefikadan herhangi birinin ganaim-i
bahriye mahakimi tarafından isdar olunup Osmanlı gemilerile
Osmanlı emtiasına müteallik bulunan hükümler ve emirler ile
masarifin tesviyesine dair olan hükümler ve emirleri Türkiye
tasdik ve makbul ve mecburiyülifa telâkki eder ve bu hükümler
ve emirler hakkında tebaası marnına hiç bir mütalebede bulunmamağı
taahhüt eyler. Gerek düvel-i müttefika gerek bitaraf
devletler tebaasının hukuk-i tasarrufiyesini haleldar eden Osmanlı
ganaim-i bahriye mahakiminin hükümlerini ve emirlerini Düvel-i
Müttefika kendilerinin tayin edecekleri şerait dahilinde tetkik
eylemek hakkına maliktirler. Isdar olunan hükümler ve emirler
dahil olduğu halde mesailin dosyasını teşkil eden bütün vesaiki
tevdi eylemeği ve berveçh-i bâlâ yapılacak tetkikattan sonra
vukubulacak tavsiyeleri kabul ve icra etmeği Türkiye taahhüt
eyler.
Madde 419 — Harp gemilerile hamulelerin batırılmasından
mütevellit zararları had-di asgariye irca ve kurtarılabilecek olan
talebat-ı hususiyenin tesviyesini teshil eylemek üzere Osmanlı
hükûmet-i harp esnasında kendi kuva-yı bahriyesi tarafından
gark veya duçar-ı hasar edilmiş olan gemilere dair malik olduğu
ve düvel-i müttefikaya veya tebaasına müfit olabilecek bilcümle
malumatı ita eylemeği taahhüt eyler.
Madde 420 — İşbu muahedenamenin mevki-i meriyete
vaz'ından itibaren altı ay zarfında Osmanlı Hükümeti 29 teşrinievvel
1914 tenberi Düvel-i Müttefikadan veya tebaası tarafından
murakabe edilen şirket ve cemiyetler dahil olduğu halde onların
tebaasından ahzolunmuş olan ganimet eşyayı, vesaiki, yadigâr-ı
tarihileri veya asar-ı sanatı düvel-i müttefikava iade eylemeğe
mecburdur.
Bu kabil eşya kendilerine iadesi lâzım gelen hükümetler tarafından
tayin ve irae edilecek mahalde ve şerait dairesinde teslim
olunacaktır.
Madde 421 — İşbu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz'ından
itibaren on iki ay zarfında Osmanlı hükümeti antikalara
dair elyevm mevcut olan Osmanlı kavaninini ilga ve merbut zeyilde
münderiç kavait üzerine müesses yeni kavanin neşir etmek üzere
tedabir-i lâzıma ittihaz edecektir. Bu kavanin Meclis-i Mebusana
tevdi edilmeden evvel Maliye Komisyonunun nazarı tasvibine
arz olunacaktır. Hükûmet-i Osmaniye bu kavanini bütün akvama
.siyyanen ve mütesaviyen tatbik etmeği taahhüt eyler.
Zeyil
- 1 -
"Antika" kelimesi 1700 senesine mütekaddem her bir eseri
veya say-ı insanî mahsulüne şamil olacaktır.
- 2 -
Antikaların hüsn-i muhafazasına müteallik kavanin tehdit
yerine teşvik fikrinden mülhem olacaktır.
Beşinci fıkrada mevzu-i bahis müsaadeye malik olmaksızın
bir antika keşif edip bunu salâhiyettar Osmanlı nezaretinin bir
memuruna ihbar eden her şahıs keşfin kıymetile mütenasip
mükâfat-ı nakdiyeye nail olacaktır.
- 3 - Salâhiyettar Osmanh nezareti iştiradan feragat etmedikçe
hiç bir antika o nezaretten başka bir şahsa devir olunamaz. Mezkûr
nezaretten vesika alınmaksızın hiç bir antika memleketten
harice çıkamaz.
- 4 -îras-ı zarar fikrile veya eser-i lakaydî olarak bir antikayı
tahrip veya duçar-ı hasar eden her şahıs muayyen bir cezaya
çarptırılacaktır.
- 5 -
Salâhiyettar Osmanlı nezaretinin müsaadesi olmaksızın antika
bulmak için arazi kazmak memnu ve ceza-yı naktiyi müstelzimdir.
- 6 -
Tarih ve arkeoloji nokta-i nazarından şayan-ı ehemmiyet
görülen arazi muvakkaten veya daimî surette istimlâk edilebilmek
üzere ahkâm-ı âdilâne vaz edilecektir.
- 7 -
Hafriyat müsaadesi ancak arkeolojide derece-i kifayede
sahib-i tecrübe olan eşhasa verilecektir. Osmanh Hükümeti bu
müsaadeleri verirken hiç bir kavmin ulemasını esbab-ı makule
olmaksızın müsaadeden mahrum edecek tarzda harekette bulunmayacaktır.
- 8 -
Hafriyat neticesinde elde edilecek âsâr Osmanlı nezaretinin
tayin edeceği nisbet dairesinde bu nezaretle hafriyatı yapan şahıs
arasında taksim edilecektir.
Esbab-ı fenniyeden nâşi taksim mümkün olamazsa kâşif
zuhur eden antikalardan hissesine düşen kısım yerine tazminat-ı
adilaneye nail olacaktır.
Madde 422 — Din, arkeoloji, tarih ve sanat nokta-i nazarlarından
şayan-ı ehemmiyet olup 1 ağustos 1914 tarihinden sonra
bugün Türkiye'den fek edilen arazide ahız olunmuş olan bilcümle
eşya işbu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz'ından itibaren
on iki ay zarfında Osmanlı hükümeti tarafından mezkûr arazinin
intikal ettiği hükümetlere iade olunacaktır.
işbu eşya şahs-ı aharın yed-i tasarrufuna geçmiş ise hükûmet-
i Osmaniye istirdat tarikine veya sair vesaite müracaat ederek
madde-i hazıradaki taahhüdünü ifa edecektir.
işbu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz'ından itibaren
altı ay zarfında madde-i hazıra mucibince iade edilecek eşyanın
cetvelleri alâkadar hükümetler tarafından Osmanlı Hükümetine
tevdi edilecektir.
Madde 423 — Osmanlı Hükümeti elyevm taht-ı tasarrufunda
bulunan istanbul'daki Rus Arkeoloji Encümeni kütüphanesinin
matbu ve el yazısı kitaplarını ve vesaiki muhafaza ve bunları
Rusyamn hukukunu vikaye etmek üzere Düvel-i Müttefikanın
bilahara göstereceği mahalle teslim eylemeği taahhüt eder. O
zamana kadar düvel-i müttefikadan herhangi biri tarafından
mezuniyeti haiz eşhasın mezkûr kütüb ve vesaika fürceyap olmasını
Osmanlı Hükümeti temin edecektir.
Madde 424 — işbu muahedename mevki-i meriyete vaz
olunur olunmaz Türkiye kendisinden fek edilen arazideki mülkî,
askerî, malî, adlî ilh. idarelere ait evrak, defatir ve senedatı ve
planları ve her nev'i vesaiki bilâimhal alâkadar hükümetlere
tevdi edecektir, işbu vesaik, evrak, defatir ve senedattan ve planlardan
bazdan başka mahalle nakil edilmiş ise alakadar hükümetin
talebi üzerine Türkiye tarafından teslim edilecektir.
Birinci fıkrada mevzu-i bahis olup askerliğe tealluklu olmayan
evrak, defatir planlar, senedat ve vesaik Osmanlı devairini
alakadar ettikleri ve binaberin teslimleri bu devair için mahaziri
dai bulunduğu takdirde Türkiye mukabele bilmisil şartile
onların muhteviyatını alâkadar hükümetlere tebliğ etmeği taahhüt
eyler.
1912 den sonra Yunanistana intikal eden eski Osmanlı imperatorluğu
aksamındaki emlâke müteallik olup tahliye esnasında
Osmanlı memurini tarafından götürülebilen defatir-i umumiye
ve mahallî defter-i hakanî kuyudatının Yunan Hükümetine teslimini
Osmanlı Hükümeti bilhassa taahhüt eyler.
Ziya hasebile veya diğer bir sebep dolayısile bir veya bir
kaç defterin teslimi mümkün olmazsa ve Yunan Hükümetine ibraz
olunan senedatın tetkikini icap ettirecek olursa Derseaset'-
teki merkezî defter-i emlâkten lâzım gelen şerhleri Yunan Hükümetine
istinsah ettirmeğe hakkı olacaktır.
Madde 425 — îşbu muahedename mucibince Türkiye'den
fek edilen veya vaz'iyet-i hazırası işbu muahedename mucibince
Türkiye tarafından tasdik kdınan arazide icra-yı nüfuz eden hükümetlerin
mezkûr arazideki idare-i evkafa ve evkaf-ı hususiyeye
müteallik olup mezkûr arazide mütemekkin eşhas veya şirketleri
alâkadar eden her nev'i evrak ve vesaika nerede bulunursa
bulunsun fürceyap olmalarını mukabele bilmisil şartile Hükûmet-i
Osmaniye taahhüt eder.
Madde 426 — Osmanlı Hükümeti 30 teşrinievvel 1918 tarihinden
itibaren 136 ıncı madde üçüncü kısım (mevad-di siyasiye)
de mevzu-i bahis teşkilât-ı adliyenin mevki-i meriyete vaz'ına
kadar Türkiye'de düvel-i müttefikadan birinin bir hakim-i veya
mahkemesi tarafından verilmiş herhangi bir hükm-i adliyi kabul
ve lüzum görüldüğü zaman icrasını temin etmeği taahhüt eyler.
Madde 427 — 46 nci madde (üçüncü kısım-mevad-dı siyasiye)
ahkâmı mahfuz kalmak üzere Türkiye 27 inci maddede hududu
tasvir edilen arazisine müteallik olup mukaddema İstanbul
Sıhhiye Meclis-i Âlisinin ve bunun taht-ı riyasetinde olan Osmanlı
Sıhhiye İdaresinin dahil-i daire-i vazaifi bulunan herhangi bir
mesele hakkında Düvel-i Müttefika tarafından ve icap ederse
düvel-i saire ile müttehiden verilecek kararları kabul ve onların
infazına muavenet eylemeği taahhüt eyler.
Madde 428 — İşbu muahedename mucibince Türkiye'den
fek edilen arazi ile üzerinden Türkiye'nin hâkimiyeti ref olunan
memalike müteallik olup mukaddema Sıhhiye Meclis-i Âlisinin
veya bunun taht-ı riyasetindeki Osmanlı Sıhhiye İdaresinin
veyahut İskenderiye Bahrî ve Karantine Sıhhiye Meclisinin dahil-
i daire-i vazaifi olan herhangi bir mesele hakkında esasat-ı
âtiyeye tevfikan Düvel-i Müttefika tarafından ve icap ederse
düvel-i saire ile müttehiden ittihaz olunacak bilcümle mukarreratı
kabul etmeği Türkiye şimdiden taahhüt eyler.
Fıkra-i sabıkada mevzuubahis esasat berveçh-i âtidir :
a) Türkiye'den fek edilip düvel-i müttefikadan birinin murakavesine
vaz olunan arazide alâkadar devlet-i müttefika gerek devleti
hakime gerek manda veya himaye sahibi devlet gerek mezkûr
arazinin idaresinden mesul devlet vzaiyetinde bulunsun işbu
devlet-i müttefika beynelmilel sıhhiye mukavelatı ahkâmına
imtisalen karantinehaneler tesis ve idare etmekle mükellef olacaktır.
b) Hicaz makamat-ı mübarekesi züvvarının teftişat-ı sıhhiyesine
müteallik olup istanbul Meclis-i Âli-i Sıhhisi veya Osmanlı
İdare-i Sıhhiyesi veya iskenderiye Bahrî ve Karantine
Sıhhiye Meclisi tarafından veya taht-ı riyasetinde ittihaz edilmiş
olan tedabir - işbu tedabirin icrası için icap eden muhtelif karantinehanelerle
müessesat-ı sıhhiyenin kâin olduğu arazi hangi müttefik
devlet hâkimiyeti, mandası, himayesi veya mesuliyeti altına
vaz olunmuş ise - bundan böyle o devlet tarafından ittihaz ve
deruhte olunacaktır, işbu tedabir beynelmilel sıhhiye mukavelatı
ahkâmına muvafık olacak ve icraatın tamamile yeknesaklığını
temin için makamat-ı mezkûre züvvannın teftişat-ı sıhhiyesile
alâkadar olan düvel-i müttefikadan herbiri züvvann karantinesini
tanzim edecek olup Cemiyet-i Akvam Meclisinin taht-ı
Madde 429 — ileride muhalif ahkâm vaz olunmadığı takdirde
muahedename-i hazırın tesis etmiş olduğu her komisyon
reisinin ârâ inkisama uğradığı zaman ikinci bir rey vermeğe hakkı
olacağını düvel-i muakide kabul ederler.
Madde 430 — Muahedename-i hazırın ahkâm-ı muhalifesi
mahfuz bulunduğu takdirde bazı devletlere muhtas bir meselenin
işbu muahede mucibince alâkadar devletler beyninde akdedilecek
bir mukavelename ile halli icap ettiği zaman bu bapta
zuhur edebilecek müşkülatın Türkiye Cemiyet-i Akvama kabul
edilinceye kadar başlıca müttefik devletler tarafından izale ve
fasl olunacağı düvel-i âkide arasında kararlaştırılmıştır.
Madde 431 — işbu muahedenamenin ahkâm-ı mahsusası
müstesna olmak üzere ve mevki-i meriyete vaz'ından itibaren
üç ay zarfında Osmanlı hükümeti Osmanlı kavaninini muahede-i
hazıraya tevfikan tadil etmiş olacaktır.
Aynı müddet zarfında işbu muahedename ahkâmının icrasına
müteallik bilcümle tedabir-i idariye ve saire Osmanlı hükümeti
tarafından istikmal edilmiş bulunacaktır.
HARİTA için bakınız :
Sevr Anlaşması Tam Metni - TTK
Madde 432 — işbu muahedenamenin tatbikine doğrudan
doğruya veya dolayısı ile temas eden her meselede Türkiye ekseriyet-i
ârâ ile ittihaz-ı mukarrerat edecek olan Cemiyet-i Akvamın
lüzum göstereceği tahsisata ruy-i muvafakat gösterecektir.
Madde 433 — Rusyanın Cemiyet-i Akvam azalığına kabul
olunur olunmaz kendisile başlıca müttefik devletler arasında
kararlaştırılacak şerait dairesinde ve işbu muahedename ile kendisine
suret-i katiyede verilmiş hukuka halel gelmemek şartile
muahedename-i hazıra dahil olmak salâhiyetini düvel-i muakide
tasdik etmekte müttehittirler.
Fransızca, ingilizce ve italyanca tesvit edilmiş olan işbu
muahedename tasdik edilecektir, ihtilâf zuhurunda -Fransızca
ve ingilizce metinlerin müsavi addedildiği birinci kısım (Cemiyet-i
Akvam ahitnamesi) ve on ikinci kısım (Say) müstesna olmak üzerefransızca
metin muteber olacaktır.
Tasdiknamelerin tevdii muamelesi Paris'te ve mümkün
oladuğu kadar yakın zamanda icra edilecektir.
Makar-rı hükümetleri Avrupa haricinde olan devletler muahedenameyi
tasdik etmiş olduklarını Paris'teki mümesil-i siyasileri
vasıtasile Fransa Cumhuriyeti Hükümetine iblağ eylemekle
iktifa edebilirler ve bu takdirde tasdiknameleri mümkün olduğu
kadar süratle göndermek mecburiyetindedirler.
Muahedename bir taraftan Türkiye ve diğer taraftan
başlıca müttefik devletlerden üçü tarafından tasdik edilir edümez
tasdiknamelerin tevdi olunduğuna dair ilk bir zabıtname tanzim
olunacaktır.
Bu ilk zabıtnamenin tarihinden itibaren muahede onu bu
suretle tasdik eylemiş bulunan düvel-i muakide beyninde mevki-i
meriyete vaz olunacaktır.
işbu muahedenamede mevzu-i bahis bilcümle mühletlerin
hesabı için salifüzzikir mevki-i meriyete vazı tarihi (mebde)
addedilecektir.
Sair hususatın cümlesinde muahedename her devlet için
tasdiknamesinin tevdii tarihinden itibaren meri olacaktır.
Tasdiknamelerin tevdiine mütedair zabıtnamelerin asıllarına
mutabık olduğu tasdik kılınmış olan birer sureti Fransa
hükümeti tarafından düvel-i mumziyeye ita olunacaktır.
Tasdikan lilmekal salifüzzikir murahhaslar işbu muahedenameyi
imza etmişlerdir :
Fransız Cumhuriyeti Hükümetinin evrakı meyanında vaz
olunmak üzere bir nüsha olarak Sevr'de 10 Ağustos 1920 tarihinde
imzalanmıştır. Mutabık suretleri
tevdi olunacaktır.
George Grahame George H. Perley
Sevr Anlaşması Tam Metni - İngilizce
>
NUTUK'TAN : MİLLİ MÜCADELE
<
>
SEVR ANTLAŞMASI - İNGİLİZCE METİN
< >
Sir George Dixon Graham, K. S. V. O., Britanya KIralının
Paris elçisi.
Sayın Sir George Halsey Perley, K. S. M. G., Birleşik
Kırallık nezdinde Kanada yüksek komiseri.
Çok sayın Andrew Fischer, Birleşik Kırallık nezdinde
Avusturya yüksek komiseri.
Sir George Dixon Graham,
K. S. V. O., Britanya kıralının Paris elçisi.
M. Reginald Andrew
Blankenberg, O. B. E., Birleşik Kırallık nezdinde yüksek
komiserlik vazifelerini yapmakta.
Sir Arthur Hirtzel, K. S. B., Hindistan işleri müsteşar
yardımcısı.
M. Alexandre Millerand, Dışişleri Bakanı;
. Frederic François-Marsal, Maliye Bakanı;
M. Auguste Paul-Louis Isaac, Ticaret ve Sanayi Bakanı;
M. Jules Cambon, Fransa Büyükelçisi;
M. Georges Maurice Paleologue, Fransa Büyükelçisi,
Dışişleri Bakanlığı umumi kâtibi.
Kont Lelio Bonin Longare, Kırallık ayan üyesi,
Haşmetlû italya kıralının Paris fevkalâde ve murahbas
Büyükelçisi.
General Giovanni Marietti, Yüksek Harp Şûrasında
İtalyan askeri temsilcisi.
Vikont Chinda, Haşmetlû Japonya İmperatorunun Londra
fevkalâde ve murahhas Büyükelçisi.
M. K. Matsui, Haşmetlû Japonya İmperatorunun Paris
fevkalâde ve murahhas Büyükelçisi.
M. Avetis Aharonian, Ermenistan Cumhuriyeti
Delegasyonu başkanı.
M. Eleftherios K. Veniselos, Bakanlar Kurulu Başkanı.
M. Athos Romanos, Haşmetlû Elenler Kıralının Paris
fevkalâde Temsilcisi ve murahhas Elçisi.
Kont Maurice Zamoyski, Polonya Cumhuriyeti Paris
fevkalâde temsilcisi ve murahhas elçisi,
M. Erasme Piltz.
Doktor Affonso Augusto da Costa, Bakanlar Kurulu Eski
Başkam.
M. Nicolae Titulescu, Maliye Bakanı.
Prens Dimitrie Ghika, Haşmetlû Romanya Kıralının Paris
fevkalâde temsilcisi ve murahhas elçisi.
M. Nicolas P. Pachitch, Bakanlar Kurulu Eski Başkanı.
M. Ante Trumbic, Dışişleri Bakanı.
M. fidouard Benes, Dışişleri Bakanı,
M. Stephen Osusky, Çekoslovak Cumhuriyetinin Londra
fevkalâde temsilcisi ve murahhas elçisi.
Hadi Paşa, Âyân üyesi.
Rıza Tevfik Bey, Âyân üyesi,
Reşad Halis Bey, Türkiye'nin Bern fevkalâde temsilcisi
ve murahhas elçisi.
Belçika, Hicaz. Bolivya, Honduras, Brezilya, İtalya,
Britanya imparatorluğu, Japonya, Kanada, Liberya,
Avustralya, Nikaraguva, Afrika-yı Cenubî, Panama,
Yeni Zelanda, Peru, Hindistan, Polonya,
Çin, Portekiz,
Siyam, Yunanistan, Çekoslovakya, Guetamala, Uruguay
Danimarka, İsviçre, İspanya, Venezuela, Norveç,
Kaplicadağ ve Üçpınar tepesi noktalarından geçmek üzere
arazi üzerinde tayin olunacak bir hat;
Oradan itibaren, cenup ve cenub-i şarkî istikametinde ve
Sinekli istasyonunun takriben bir kilometre garbinde
Çorlu-Çatalca şimendifer hattı üzerinde intihap olunacak bir
noktaya kadar;
Istranca dere havzasının garp hududunu mümkün olduğu
kadar takip eden bir hat;
Oradan cenub-i şarkiye doğru ve şimal-i şarkî cihetinde
Büyükçekmece Gölü'ne akan ırmaklar havzalarile cenub-i
garbide doğrudan doğruya Marmara denizine dökülen ırmakların
havzası arasındaki taksim-i miyah hattı üzerinde Fener ve
Kurfah mevkileri arasında intihap edilecek bir noktaya kadar;
Sinekli'nin cenubundan geçmek üzere arazi üzerinde tayin
edilecek bir hat;
Oradan cenub-ı şarkiye doğru ve Kalikratya'nın takriben
bir kilometre cenub-i garbisinde Marmara denizi üzerinde
intihap edilecek bir noktaya kadar;
Berveçh-i bâlâ tayin olunan taksim-i miyah hattını
mümkün mertebe takibeden bir hat;
Marmara denizi, Çanakkale boğazı, şarkî Bahrisefit,
Marmara adaları ve Devlet-i Osmaniye'de kalan sevahilde
3 mil bu'du mesafede kâin adalar dördüncü babın ahkâmı ile
üçüncü kısmındaki (Ahkâm-ı siyasiye) 84üncü ve 122inci
maddelerin ahkâmı mahfuzdur.
Şimal-i şarkî cihetinde Hasandede geçidinin sahil-i
şarkisi üzerinde ve Karataşburnu'ndan takriben üç kilometre
şimal-i garbide intihap edilecek bir noktadan Ceyhan ırmağı
üzerinde Babeli'nin takriben bir kilometre şimalinde intihap
olunacak bir noktaya kadar Karataşın şimalinden geçmek üzere
tayin olunacak bir hat;
oradan Kesikkale'ye kadar Ceyhan
ırmağının menba cihetine doğru mecrayı takip edecektir.
Oradan şark-ı şimaliye doğru ve Ceyhan ırmağı üzerinde
Karspazar'ın takriben onbeş kilometre şark ve cenub-ı
şarkisinde intiha]) olunacak bir noktaya kadar :
Karatepe'nin şimalinden geçmek üzere arazi üzerinde tayin
edilecek bir hat; oradan Düldül dağının garbinde kâin Ceyhan
ırmağının dirseğine kadar; Ceyhan ırmağının menbaı cihetine
doğru mecrasını takip edecektir; hudut bundan sonra cenub-i
şarkî istikamet-i umumiyesinde ve Gâvurgölün takriben 15
kilometre cenup ve cenub-i garbisinde Emirmusa dağı üzerinde
intihap olunacak bir noktaya kadar şimendifer hattından
takriben 18 kilometre mesafeden mürur etmek ve Düldül dağını
Suriye'de bırakmak üzere takip edilecek bir hat;
Oradan şarka doğru ve Urfa'nın takriben beş kilometre
şimaline kadar Bağçe, Ayıntap, Birecik ve Urfa şehirlerini
yekdiğerine rabteden yolların şimalinden geçmek ve bu
şehirlerden son üçünü Suriye'de bırakmak üzere garptan şarka
bir istikamet-i umumiyede arazi üzerinde ve hissolunacak
mertebede müstakim olarak tayin edilecek bir hat;
Oradan şarka doğru Dicle'nin Azeh (Azekh)'in takriben
6 kilometre şimalinde teşkil ettiği dirseğin münteha-yı
cenub-i garbisine kadar (Cezire-i ibn-i ömeri'in 10
kilometre garbinde): garptan şaka doğru istikamet-i
umumiyede ve Mardin şehrini Suriye'de bırakmak üzere
hissolunur derecede müstakim surette tayin edilecek bir hat;
Oradan Habursu ile Dicle'nin telâki ettiği mahal ile bu
mahallin takriben 10 kilometre şimalinde Dicle dirseği
arasında ve Dicle üzerinde intihap olunacak bir noktaya kadar:
Cezire-i ibn-i Ömer şehrinin kâin olduğu adayı Suriye'ye
bırakmak üzere Dicle'nin mansabuıa doğru mecrası.
Oradan bu hattın şarka doğru giderek Türkiye ve Iran
hududuna tesadüf ettiği noktaya kadar :
Musul vilâyetinin Imadiye'nin cenubundan geçecek bir
surette muaddel hudud-ı şimalisi.
b) Geçidlerin tenviri ve sığ ve tehlikeli mahallere
nişanlar vaz'ı;
c) Kılavuz ve yedek çekdirme hükümleri hakkında umur-ı
inzibatiye,
d) Gemilerin şamandırabent oldukları mahallerin umur-ı
inzibatiyesi.
e) İşbu muahedenamenin (limanlar, turuk-i miyah ve turuk-
i hadidiye) on bininci kısmının 335'den 344 üncüye kadar
olan maddelerinde tayin edilen usul ve muamelerinin İstanbul
ve Haydarpaşa limanlarına tatbikini temin için murakabe-i
lâzımanın ifası.
f) Kazazade gemiler enkazına ve sefain ile emval-i ticariyenin
tahlisine taallûk eden her hususun murakabesi.
g) Mavnalara ait umur-ı inzibatiye.
Bu nehrin cenup kolunun mecrasını takip ederek,
Oradan itibaren cenub-i .şarkiye doğru Gümüş dağının tepesinin
münteha-yı garbine kadar bir hat arazi üzerinde Çmarkale'nin
garbinde ve Akçaova'nın şarkından geçmek üzere tahdit
edilecektir,
Oradan itibaren şimal-i şarkiye doğru,
Bir hat mümkün mertebe hat-tı bâlâyı takip ederek,
Badehu şimale teveccüh ederek Ayasuluğ-Değirmencik şimendifer
hattı üzerinden Balatcık istasyonundan takriben bir
kilometre garbinde intihap olunacak bir noktaya kadar :
Bir hat arazi üzerinde Söke-Balatcık şimendifer hattını
Türk arazisinde bırakacak veçhile tahdit olunacaktır,
Oradan şimale doğru İzmir sancağının cenup hududu üzerinde
tayin olunacak bir noktaya kadar devam edecektir;
Bir hat arazi üzerinde tesbit edilecek";
Oradan Ödemişin takriben onbeş kilometre şimal-i şarkisindeki
Bozdağ civarında tayin olunacak bir noktaya kadar
devam edecektir;
İzmir sancağının cenup ve şark hududu;
Oradan şimale doğru gidilerek Manisa-Alaşehir şimendifer
hattı üzerinde ve Salihli'nin takriben sekiz kilometre garbinde
intihap olunacak bir noktaya kadar devam edecek;
Bir hat arazi üzerinde tesbit edilecek;
Oradan Gerenez Dağı'na kadar şimale doğru gidilecek :
Bir hat arazi üzerinde Mermer Göl'ün şarkından Kemer
garbinden, Akçealan'ın takriben cenubunda Kumçayı geçerek
ve oradan Kavakalan garbinde hat-tı taksim-i miyahı takip eyleyecektir;
Oradan şimal-i garbiye doğru Kırkağaç ve Akhisar kazaları
hudutları üstünde takriben 16 kilometre Kırkağacın şarkında ve
20 kilometre Akhisar şimalinde intihap olunacak bir noktaya kadar
devam edecektir;
Arazi üzerinde tayin olunacak bir hat;
Oradan hudut garbe doğru giderek Soma kazası hududile
telâki edecektir;
Kırkağaç kazasının cenub hududu;
Oradan garbe doğru İzmir sancağının hududu ile telâki
edecektir;
Soma kazası cenup hududu;
Oradan şimale doğru İzmir vilâyeti hududile telâki edecektir:
İzmir sancağının şimal-i şarki hududu;
Oradan itibaren garbe doğru Çarpacık tepe civarında intihap
olunacak bir noktaya dahil olacak;
İzmir vilâyetinin şimal hududu;
Oradan şimale doğru giderek Köylice'nin takriben 4 kilometre
cenub-ı garbisinde intihap olunacak bir noktaya kadar
devam edecektir:
Hat arazi üzerinde tesbit edilecektir;
Oradan itibaren garbe doğru giderek Kapdahlina ve Kemer
iskele arasında tayin olunacak bir noktaya vasıl olacaktır :
Bu hat arazi üzerinde Kemer ve Kemer iskele ile bu iki mevkii
birbirine rapteden hattın cenubundan geçmek üzere intihap
olunacaktır.
Tahvil edilmiş 1854 ve 1871 istikrazları yerine kaim olan 1894 istikrazı;
Tahvil edilmiş 1877 istikrazı verine kaim olan 1891 istikrazı.
Mısır Hidivlerinin mezkûr istikrazlarını mevki-i tedavüle
ihraç etmeği deruhte etmiş olan müessesata muhtelif zamanlarda
tediye eylemeği taahhüt etmiş oldukları mebaliğ vaktile yapıldığı
ve mazide olduğu gibi 1894 ve 1891 istikrazlarının itfasına
kadar bu istikrazların faiz ve amortismanına tahsis kılınacaktır.
Mısır hükümeti de teminatlı 1855 istikrazının tediye-i faizine
mukaddema verilmekte olan aynı mebaliği tahsis etmeğe de
devam edecektir.
1894, 1891, 1855 istikrazları itfa olunduğu zaman mukaddema
Mısır tarafından Türkiye'ye verilen vergiden münbais
Mısır hükümetinin bilcümle taahhüdatı hitampezir olacaktır.
2. Dahil-i memlekette emn ve asayişi idame ve akalliyetlerin
muhafazasını temin edecek jandarma kıtaatı,
3. İğtişaşat-ı azime vukuu halinde jandarma askerini takviye
edecek ve gerekirse 1 hudutların tarassudunu temin edecek
kıtaat.
2 Türkçe metinde üç ay yazılı ise de aslolan fransızca metinde altı ay olduğu
için düzeltildi.)
Her bir mıntaka-i arziye için birer küçük zabit mektebi.
Bu mekteplerde tedrisatı takip etmek üzere kabul edilecek
şakirdanın adedi tamamile zabitan ve küçük zabitan kadrolarında
mevcut münhalât nisbetinde olacaktır.
(Bu cümle fransızca, ingilizce ve italyanca metinde yoktur.)
( Fransızca metinde Midilli Adası yazılı değildir.
Fransızca metinde Limni, İmroz, Semendirek, Bozca ve Midilli adaları
tekrar yazılmıştır.)
Bu nezaret bahren düvel-i muazzama-i mezkûreden her
birinin tayin edeceği birer istasyonu ile icra olunacaktır.
işbu bentte beyan olunan kuva-yı işgaliye icap ettiği zaman
karada 1907 tarihli dördüncü Lahey mukavelenamesine merbut
nizamnamede musarrah şerait dairesinde veyahut bu mukavelenamenin
yerine kaim olaca ve Düvel-i mezkûrenin her birinin
iştirak edeceği diğer bir mukavele mucibince tekâlif-i harbiye suretile
vaz-ı yed (istimval) hakkını haiz olacaklardır. Maahaza
tekâlif-i harbiye-i mezkûre ancak derhal tediyat yapılarak icra
olunacaktır.
Evvelâ-Avrupa'da :
Saros körfezinde Karaçalı mevkiinden başlayarak şimal-i
şarkiye doğru; takriben şimal-i şarkiye müteveccih bir hat Beğlikdere
havzasının cenup hududu Kurudağın zirvesine kadar
takip eder;
Oradan bir hat mezkûr dağ tepelerini takip eder;
Sonra bir hat-tı müstakim şimalen "Emirli" den ve cenuben
"Dereler" den geçerek sonra şimal-i şarkiye doğru inhina
peyda eder ve Tekfurdağ-Malkara yolunu "Aynarcık" m 3 kilometre
garbinde kateder ve oradan Ortaköyün 6 kilometre cenub-
i şarkisinden geçer;
Sonra bir hat şimal-i şarkide inhina peyda ederek Hayrabol-
u Tekfurdağ (Tekirdağ) yolunu Tekfurdağının 18 kilometre
şimal-i garbisinde kat eder;
Oradan "Muradlı'"ııııı tahminen bir kilometre cenubunda
Muradlı-Tekfurdağ yoluna :
Bir hat-tı müstakim;
Oradan şark ve şimal-i şarkiye ve Yeniköy'e doğru .
Çatalca-Çorlu şömendöferinin asgarî iki kilometre şimalinden
geçecek surette mütegayyir bir hat-tı müstakim;
Oradan şimal ve şimal-i şarkiye doğru ve 27 nci maddede
tarif edilen Türkiye hududunda Istranca'nın garbinde bir noktaya
kadar :
Yeniköy'ü mıntaka dahilinde bırakan bir hat-tı müstakim
geçer;
Oradan ve Bahr-i Siyaha kadar :
27 nci maddede 1 tayin edilen Avrupa-yi Osmanî hududu.
Saniyen -— Asya'da :
Edremit körfezinde düvel-i müttefika tarafınan Dahlina
buruna ile Kemeriskele arasında tayin olunacak bir noktadan ve
şark-ı şimal-i şarkiye doğru: Kemeriskelesi ile Kemeri'n ve bu
iki mahalli biribirine rabt eden yolun cenubundan geçen bir
hat;
Badehu Osmanlar-Orşanlar dekovil hattının Değirmendere'yi bir hat-tı müstakim;
Orada Manyas gölüne kadar şimal-i şarkiye doğru :
Değirmendere ve Karadere suyunun sahil-i yeminini takip eden
bir hat;
Oradan şarka doğru Manyas gölünün sahil-i cenubisi;
Sonra Bandırma-Susıgırlı şimendifer hattının Karadere
mecrasını kat ettiği noktaya kadar :
bu ırmağın (Susığırlı) mansabına doğru cereyanı;
Oradan şarka Karaoğlan'a doğru Atranos çayının mansabından
3 kilometre mesafedeki bir noktaya kadar :
bir hattı müstakim;
Oradan mezkûr ırmağın cereyanını takip ederek mansap
cihetine şimal-i şarkîye doğru;
Sonra Apolyont Gölü'nün sahil-i cenubisi.
Sonra oradan Mudanya-Bursa şimendifer hattının Bursanın
beş kilometre şimal-î garbisinde Nilüfer çayını kat ettiği noktaya
kadar :
Bir hat-tı müstakim;
Oradan şimal-î şarkiye doğru Bursa'nın takriben altı kilometre
şimalinde nehirlerin telâki mahalline kadar :
Nilüfer çayının mansabına doğru cereyanı;
Oradan şarka ve şimal-i şarkîye doğru ve İznik gölünün müntehay-
ı cenup noktasına kadar :
bir hattı müstakim;
(Fransızca metinde 27 inci madde fıkra I, bend 2 yazılıdır.)
Oradan İznik'in iki kilometre şimalinde bir noktaya kadar :
Bu gölün cenup ve şarka sevahili;
Oradan şimal-i şarkîye doğru Sapanca gölünün münteha-yı
garbine kadar :
Çırçırçeşme-Sıradağ-Elmalıdağ-Kalpakdağ-Ayıtepe-Hekimtepe sırtlar hattını takip Oradan şimale doğru ve Armaşa'nın 8 kilometre cenub-i
garbisinde İzmit-Armaşa yolu üzerinden bir noktaya kadar :
Mümkün mertebe Şocalıdere havzasının şark hududunu
takip edecek bir hat; Oradan Akabedr'in Kara Deniz'de inansabmın
2 kilometre şarkındaki bir noktaya kadar :
Bir hat-tı müstakim.
7 ganbot (Sloops)
6 torpidoyu tecavüz etmeyecek surette sefain bulundurmak hakkını haiz
olacaktır. Bu sefain 102 inci madde mucibince Osmanlı bahriyesini
teşkil edecek ve Bahriye Beynelmilel Kontrol Komisyonu
tarafından âtideki sefain meyanından intihap olunacaktır.
Aydın Reis
Burak Reis
Sakız
Preveze
Hızır Reis
Kemal Reis
İsâ Reis
Torpidolar :
Sivrihisar.
Sultanhisar.
Dıraç.
Musul.
Akhisar.
Yunus.
100 tonluk devriye sefaini.
Tirimüjgân (eski Penbroke Kasl);
Giresun (eski Varvik Kasl);
Millet (eski Si Gal);
Akdeniz;
60, 61, 63 ve 70 numaralı yük vapurları (Ferry-boats du Bosphore)
Kaabil-i sevk balonlar hangarları ve her nevi tayyarelerin
depolan;
Kaabil-i sevk balonlar, teslim edilecekleri müddete kadar
Türkiye hesabına olarak müvellidülma ile şişirilmiş halde bulun-
durulacaktır, (Türkçe metinde üç ay yazılmıştır.)
işbu balonların teslimine değin müvellidülma istihsaline
mahsus âlât ile balonların depoları düvel-i müşarünileyhim
emrine âmâde olarak Türkiye'de bırakılabilecektir;
Tayyare mahfazaları;
Teslihat (top, mitralyöz, makinalı tüfek, bomba atan, torpil
atan nişan edevatı);
Mühimmat (mermi, obüs, dolu gülle)
Güverte edevatı;
Taya
randa müstamel telsiz telgraf, fotoğraf, sinema edevatı;
b- Hükûmet-i Osmaniye'den cephane ve mühimmat depolarının
bulundukları mahaller ile istihkâmat; mevaki-i müstahkeme,
kıla', esliha, fabrika, darıssınaaları cephane ve malzeme-i
harbiye fabrikaları ve bunların imalâtı hakkuıda lüzumu olan
malumatın istihsali;
c- Cephane, esliha, malzeme-i harbiye, imalât-ı harbiyeye
mahsus âlâtın teslimi, teslim ve tesellümün nerede vaki olacağının
tayini ve bunların işbu muahedede musarrah olduğu veçhile
istimal olunamayacak bir hale ifrağı veya tahvil-i eşkâli;
a - Hükûmet-i Osmaniye ile müştereken işbu kısmın 1
ilâ 4 fasıllarının birinci babında mevzu-i bahis esasat dairesinde
Osmanlı kuvve-i müsellahasının teşkili ve 156 nci maddede musarrah
arazi mıntakaların tahdidi ve muhtelif arazi arasında jandarma
efradile takviye kıtaatının tevzii.
b- 156 ve 157 nci maddelerde tasrih edildiği veçhile jandarma
ve takviye kıtaatının suret-i istihdamı şeraitinin teftişi ve bâlâda
mezkûr maddeler ahkâmına tevfikan tayin edilmiş olan kuvanın
tevziine muvakkaten tadilat icrasına dair Hükûmet-i Osmaniye
tarafından vuku'bulacak talepler üzerine mukarrerat ittihaz
etmek.
c- 159 uncu madde mucibince Hükûmet-i Osmaniye jandarma
hidematına kabul edilecek müetlifin veya bitaraf zabitanın milliyet
itibarile nisbetlerini tayin ve bunların madde-i mezkûre mucibince
kendileri tarafından tasrih edilmiş olan muhtelif memuriyetlere
suret-i iştiraklerini tesbit etmek.
Saniyen — Hüviyetleri tahakkuk edilmeksizin defn edilmiş
olan bilcümle emvat kabirlerinin miktarile emvatın bulundukları
mahaller hakkında bilcümle tarifat itası;
(Bu son cümle fransızca metinde yoktur.
Bu cümle türkçe metinde yoktur, fransızca metinden alınmıştır.)
2- İşbu birinci taksitten sonra Türkiyeye kalup 17 teşrinievvel
1912 ve 1 teşrinisani 1914 tarihlerinde Türkiye tarafından
münakit istikrazata ait tekasit-i seneviyeye ilâve olunan tekasit-i
seneviye Türkiye ile işbu muahedename mucibince menfeatlerine
olarak Türkiye'den arazi fek olunan hükümet arasında taksim
olunacaktır.
a) Harp esnasında bitaraf bir sancağa nakil keyfiyeti düvel-i
müttefika nazarında hükümsüz olmağla 29 teşrinievvel 1914 tarihinde
Osmanlı sancağını hâmil bulunmuş olan veya halen Osmanlı
sancağını hâmil bulunan bilumum sefain-i ticariye;
b)- Tebaa-i Osmaniyeden bir şahıs veya bir şirkete ait. veyahut
tebaa-i osmaniyenin taht-ı idare ve murakabesinde bulunup
düvel-i müttefikadan gayri bir memlekete mensup bir şirkete
ait bilumum sefain;
2- Gümrük tarifelerinin ilânına ve gümrük tarifelerinin ilânları
için beynelmilel bir ittihat teşkilâtına dair 5 temmuz 1890
tarihli mukavelename:
3- Paris'te beynelmilel bir Umur-i Sıhhiye-i Umumiye idaresi
vücüde getirilmesine dair 9 kânunuevvel 1907 tarihli itilâfname;
4- Roma'da beynelmilel bir ziraat müessesesi vücude getirilmesine
dair 7 haziran 1905 tarihli mukavelename;
5- Osmanlı istikrazına dair 27 haziran 1855 tarihli mukavelename;
6- Esko nehri mururiye resminin iştirasına dair 16 temmuz
1863 tarihli mukavelename;
7- Süveyş Kanalının serbesti-i istimalinin teminine mahsus
bir usul ihdasına müteallik 29 teşrinievvel 1888 tarihli mukavename.
2- Memalik-i müttefika ve hükûmet-i cedide tebaasına ait
milkiyet-i sınaiye ve edebiye ve bediiyeyi marezzikir mukavelat
ahkâmı dairesinde vaz edeceği ahkâm-ı kanuniye ile tasdik ve
himaye eylemeğe mecburdur.
Bundan maada ve bâlâda zikredilen mecburiyetler haricinde
olmak üzere Devlet-i Osmaniye memalik-i müttefika ve
eediden herbirini tebeasına ait mülkiyet-i sınaiye ve edebiye
ve bedüyeyi lâakal 1 ağustos 1914 tarihinde mevcud olan vüsat
derecesinde ve aynı şerait tahtında tasdik ve himaye eylemeğe
mecburdur.
2- Gümrüğe tabi vagonlara kurşun tamga vaz'ına dair 15
mayıs 1886 tarihli itilâfname ile 18 mayıs 1907 tarihli protokol;
3- Ticaret istatistiklerinin tevhidi şekline dair 31 kânunuevvel
1913 tarihli mukavelename;
4- Denizlerde yanaşma, muavenet ve tahlis muamelatının
tevhidine dair 23 eylül 1910 tarihli mukavelename;
5- Hastane gemilerinin liman rüsum ve vergilerinden muafiyetine
dair 21 kânunuevvel 1904 tarihü mukavelename;
6- Beyaz kadın ticaretinin menine dair 18 mayıs 1904 ve
4 mayıs 1910 tarihli mukavelename;
7- Calib-i şehvet resimlerin menine dair 4 mayıs 1910 tarihli
mukavelename;
8- 30 haziran 1892, 15 nisan 1893, 3 nisan 1894, 19 mart
1897, 3 kânunuevvel 1903 tarihli sıhhiye mukavelenameleri;
9- Kaviyyüttesir mualecat reçetelerinin tevhidine dair 29
teşrinisani 1906 tarihli mukavelename;
10- Filokseraya karşı ittihaz edilecek tedabire dair 3 teşrinisani
1881 ve 15 nisan 1889 tarihli mukavelenameler;
11- Ziraata faideli kuşların himayesine dair 19 mart 1902
tarihli mukavelename;
(Türkçe metinde bir terceme yanlışı görülmüş ve. düzeltilmiştir. Yanlış,
fransızca "etat" ve "Etat" kelimeleri arasındaki farkı gözden kaçırmaktan ve
"etat" kelimesini "hükümet" diye Türkçeye çevrilmesinden doğmuştur...
Türkçe metinde 1 ağustos 1914 yazılıdır. Fransızca metne göre
düzeltildi.)
(a) Emlâkin ve eşya ve emval-i menkule ve gayr-ı menkulenin
ahara devir ve ferağı maksadile münakit mukavelat, şu şartlaki
devir ve ferağ tarafin yekdiğere karşı düşman vaziyetine
düşmeden evvel ifa edilmiş ola.
(b) Bedelat-ı icar ve icarat ve mevid-i icar;
(c) Irifcrek (vefaen beyi) ve rehin ve nantisman mukaveleleri;
(d) Eşhas-ı hususiye yahut şirketlerle hükümet, vilâyetler
ve devair-i belediye veyahut sair eşhas-ı hükmiye-i idariye arasında
münakit mukavelat ve kezalik devlet veya vilâyetler ve
devair-i belediye ve sair eşhas-ı hükmiye-i idariye tarafından
verilmiş olan iltiyazat işbu muahedede musarrah imtiyazata
müteallik ahkâm-ı istisnaiye mahfuz olmak üzere merî olacaktır.
Bu suretle ipka edilmiş olan mukavelatın icrası keyfiyeti
şerait-i iktisadiyenin tahavvülü hasebile tarafinden biri için külli
zararı müstelzim olduğu takdirde hakem komisyonu 287 inci
madde mantukunca mutazarrır olan tarafın talebi üzerine ana
tamir-i zarara kâfi bir tazminat takdir edecektir.
Saniyen : İşbu nizamat umum için mecburiyülittiba buluna;
Sâlisen : Şerait-i tasfiye makbul ve haklı ola.
(Türkçe metinde 1912 yazılıdır. Fransızca aslına göre düzeltildi...
Türkçe metinde 287 inci maddeye atıf yoktur... Bu son cümle
Türkçe metinde yoktur.)
Saniyen — Ellerindeki himaye varakalarının tarihi 1 ağustos
1914 tarihinden mukaddem olan düvel-i müttefika mahmileri;
Sâlisen — Düvel-i müttefikaya mensup gruplar veya tebaa
tarafından murakabe edilen malî, sınayi ve ticaret Osmanlı şirketleri
veya mezkûr gruplar ile tebaanın 1 ağustos 1914 tarihinde
menafi-i faikaya malik oldukları bu gibi şirketler;
Râbian — Düvel-i müttefika tebaası ile mahmilerinin menfaattar
oldukları müessesad-ı diniye ve hayriye ve tedrisiye.
Düvel-i Müttefika, tebaalarının faik bir menfaat a malik olduklarını
zan ve takdir ettikleri cemiyet, müessesat ve tesisatın
bir listesini, işbu muahedenin mevki-i icraya vaz'ından itibaren
bir sene zarfında malî komisyonuna tebliğ edeceklerdir.
Haydarpaşa;
İzmir;
İskenderun;
Hayfa;
Basra;
Trabzon (352 nci maddede mezkûr şerait dahilinde);
Batum (ileride tayin olunacak kavait dahilinde).
b- Gerek mezkûr telgraf veya telefon direk ve tel hatlarına
ve gerek badel-itilaf mevcut direklere rabt edilmiş olan tellere
her an serbestçe takarrüp edilmesi ve işlemeğe salih bir halde
idamesi için iktiza eden her türlü tedabirin ittihazı;
c- Salifüzzikir telgraf veya telefon hatlarından istifade edilmek
üzere kendilerine mensup memurların istihdam edilmesi.
Mezkûr hatların tesisine ve betahsis eşhas-ı hususiyeye tazminat
ve tavizat itası hususatına müteallik kâffe-i mesail bizzat
Hükûmet-i Osmaniye tarafından tesis edilmiş bir telgraf veya
telefon hattı hakkındaki aynı şerait dairesinde tesviye edilecektir.
(Bu cümle iyi terceme edilmemiştir. Fransızcası şudur : Nulle redevance,
facilite ou restriction ne devra dependre direetement ııu indireetement de
la nationalite de l'expediteur ou du destinataire.)
2- 380 inci maddede zikir edilen Meclis-i idarenin taht-ı
idaresinde beynelmilel mesai kalemi
Sermayedarları temsil eden konferans murahhasları tarafından
intihap edilen altı şahıs
Müstahdimin ve ameleyi temsil eden konferans murahhasları
tarafından intihap edilen altı şahıs
Hükümetleri temsil eden on iki şahsın sekizi en ziyade ehemmiyet-i
sınaiyeyi haiz olan azalar tarafından ve dördü mezkûr
sekiz azanın murahhasları müstesna olmak üzere konferanstaki
hükümet murahhasları tarafından irae olunan azalar tarafından
tayin olunacaktır.
b- Veyahut azalar tarafından tasdik olunmak üzere beynelmilel
bir mukavele projesi şekli kesb edebilip edemeyeceğini tayin
edecektir. Bir tavsiyenin veya bir mukavele projesinin konferansça
son reyde kabul olunması için mevcut murahhasların sülüsan
ekseriyeti lâzımdır.
2- Şerait-i mahalliyeye tevfiki için mukavelede lâzım olan
tadilat yapdabilmelidir.
Azalardan her biri müstemlekelerinde veya malikânelerinde
veya bizzat idare olunmayıp taht-ı himayelerinde bulunan mahallerde
ittihaz edeceği tedabirden Beynelmilel Mesai idaresini haberdar
etmelidirler.
2- İşsizliğin önüne geçmeğe ve netayicini İslaha ait mesil.
3- Kadınların istihdamı:
a- Vaz-ı hamilden evvel veya sonra (validelik tazminat
meselesi dahU olduğu halde);
b- Gece esnasında;
c- Muzır-ri sıhhat işlerde
4- Çocukların istihdamı.
a- Mesaiye sin-ni kabul;
b- Gece işleri;
c- Muzır-ri sıhhat işler.
5- Sanayide istihdam olunan kadınların gece hizmetinin menine
ve kibrit sanayiinde beyaz (sarı) fosforun men-i istimaline
dair 1906 da Bern'de ve kabul olunan beynelmilel mukavelatın
tatbik ve tevsii.
2- Kavanine mugayir olmayarak her hususta gerek erbab-ı
mesainin ve gerek işçi istihdam edenlerin hak-kı içtimai.
3- Erbab-ı mesaiye zamanlarında ve memleketlerinde münasip
görülen bir seviye-i hayat temin edecek ücret tediyesi.
4- Henüz sekiz saatlik gün veya kırk sekiz saatlik haftanın
kabul olunmadığı yerlerde bunların kabulü esbabının istikmali.
5- Mümkün olduğu halde pazar gününü ihtiva etmek üzere
asgarî yirmi dört saat hafta istirahatının kabulü.
6- Çocukların mesaisinin ilgası ve terbiye ve tahsillerine
devamını ve inkişafat-ı maddiyelerini temin için her iki cinsten
olan çocukların esnan-ı mahdude dahilinde mesaide istihdamları.
7- Aynı kıymette iş için bilâtefrik-i cinsiyet aynı ücrete tediyesi
esası.
8- Her memlekette şerait-i mesai hakkında tertip edilecek
kavaid-i umumiye o memlekette mukim olan bütün erbab-ı mesaiye
aynı muamele-i iktisadiyeyi temin etmelidir.
9- Her hükümet erbab-ı mesainin himayesine ait kavanin
ve nizamatın tatbikini temin için içinde kadınlar da bulunmak
üzere bir hizmet-i teftişiye teşkil etmelidir.
Andrew Fisher George Grahame
R. A. Blankenberg Arthur Hırtzel
A. Millerand F. François- Marsal
Jules Cambon
Paléologue
Bonin
Marietti
K. Matsui. A. Aharonian
J. van den Heuvel Rolin Jaequemyns
E. K. Venizelos A. Romanos
Maurice Zamoyski Erasme Piltz
Affonso Costa D. J. Ghika
Stefan Osusky
Hadi Dr. Rıza Tewfik
Réchad Haliss
Düvel-i mumziyenin herbirine