MUSTAFA KEMAL'İN BAKANI, MUSTAFA KEMAL'E VE MİLLETE İHANET EDİYOR! - 2

Nerede kalmıştık?.. MUSUL meselesinin karar arifesinde, Şeyh Said isyanının çıktığı günlerde, MUSTAFA KEMÂL'in Cumhurbaşkanı olduğu TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ'nin bir bakanın casusluk faaliyetini, Robert Olson'un kitabından aldığımız pasajlarla dile getirmiştik.

Hain bakanın âdeta bir İngiliz memuru gibi yaptığı bu tahlili ve haince planı, bakın Olson nasıl değerlendiriyor:

- "Ankara hükûmetinde hayli yüksek bir mevkide bulunmuş eski bir memur olan muhbirin sağladığı malûmat öylesine doğru çıkmıştır ki, bu bilgilerin genelde Türkiye siyasetine ve özelde Kürtler'e yönelik İngiliz politikasını etkilediği bile söylenebilir!" (sf. 138)

Peki, MUSTAFA KEMÂL'in yakın çevresinde yer alabilmiş, TÜRK hükûmetinde BAKAN olacak kadar yükselmiş bu HAİN kim?.. İngiltere'nin TÜRKİYE politikasını, Kürtler'le ilişkisini etkileyecek kadar doğru, devamlı ve teferruatlı bilgi aktaran, kendi devleti, vatanı ve milleti aleyhine casusluk yapan, Türkler'den çok İngilizler'den medet uman kim??? 1980 yılında bile adı arşivlerde saklı tutulan bu önemli İngiliz ajanı Türk hükûmeti bakanı kim???

Elimizde bu kitapta verilen iki ipucu var... Birisi bu herifin 1921-1924 yılları arasında (sürekli veya kesintili, veya bir süre) bakanlık yaptığı, ikincisi ise 1925'den sonra eski bakan diye anıldığı!.. Bir daha bakan olup olmadığı bilinmiyor.

Bu bilgiye dayanarak 23 Nisan 1920 - 29 Ekim 1923 T.B.M.Meclisi dönemi hükûmet mensuplarını ve en son olarak ta 29 Ekim 1923 - 31 Aralık 1924 arasındaki Cumhuriyet hükûmetleri mensuplarını tarayabiliriz... Adları tek tek ansiklopedilerden, internetten ve T.B.M.M. sayfasından araştırıp kimlerin bu tanıma uyduğunu bulup, sonra aralarından eleme yapabiliriz.

Elimizde işimizi kolaylaştıran bir de kitap var. M. Orhan Bayrak tarafından yazılmış, adı da TÜRKİYE'Yİ KİMLER YÖNETTİ? (1920-1992) (Yılmaz Yayınları, 1992, İstanbul)... Cumhuriyet'in ve daha önceki T.B.M.M. döneminin üst düzey yönetim kadrolarını veriyor. Hem de bir kaç ayrı tasnifle... Çok değerli bir kaynak eserdir.

Bu tanıma, başbakanlar dahil edilirse, o kadar çok önemli isim giriyor ki!.. Meselâ Mustafa Kemâl dahil 4 kişi 1921-1924 arası Başvekillik yapmış... Diğerleri Fevzi Çakmak, Rauf Orbay, Fethi Okyar... 1921-1924 arası 9 İcra Vekilleri Heyeti (hükûmet) kurulmuştur. Bunların 6 tanesi Cumhuriyet öncesidir. Yani 23 Nisan 1920 - 29 Ekim 1923 dönemine aittir.

Bu hükûmetlerde görev almış olan kişiler:

- Celâlettin Ârif (1920-22 arası iki defa Adalet Vekili)

- Refik Şevket İnce (1921-22 arası Adalet Vekili)

- Rıfat Çalık (1922-23 arası Adalet Vekili)

- Seyit Bey (1923-24 arası Adalet Vekili)

- Mustafa Necati (1924 yılında 8 ay Adalet Vekili, 1923-24 arası Mübadele, İmar ve İskân Vekili, 1925-29 arası Maarif Vekili... 1925'de vekil olması dolayısiyle "şüpheliler" listesinden düşmek mi gerekiyor acaba?)

- İhsan Eryavuz ("milliyetçi" diye Fethi Bey'e karşı gösterilen bu zat Bahriye Vekilliği yapmıştır ama 1924-1927 arasında. Böylece "şüpheliler" listesinden düşmek mi gerekiyor acaba?)

- İsmail Fâzıl Paşa (1920'de 7 ay Nafıa Vekili)

- Ö. Lütfi Yasan (1920-21 arası Nafıa Vekili)

- Rauf Orbay (Başvekillikten ayrı olarak 1921-22 arası Nafıa Vekili)

- Fevzi Pirinççioğlu (1922-1925 arası üç kere Nafıa Vekili... 1925'de vekil olması dolayısiyle "şüpheliler" listesinden düşmek mi gerekiyor acaba?)

- Adnan Adıvar (1920-21 arası Sıhhat ve İçtimâî Muavenet Vekili, 1922 yılında bir ay kadar Nafıa Vekili)

- Reşat Bey (1922-23 arası Nafıa Vekili)

- A. Muhtar Cilli (1923-24 arası Nafıa Vekili)

- S. Sırrı Gedikoğlu (1924-26 arası iki kere Nafıa Vekili... 1925-26'da vekil olması dolayısiyle "şüpheliler" listesinden düşmek mi gerekiyor acaba?)

- Bekir Sami Kunduh (1920-21 yılları arası Hariciye Vekili)

- Yusuf Kemâl Tengirşek (1920-21 arası İktisat Vekili... 1921-1922 arası Hariciye Vekili)

- İsmet İnönü (1922-24 arası Hariciye Vekili, sonra Başvekil)

- Şükrü Kaya (1924 yılında 3 ay Zıraat Vekili)... 1924-25 arası Hariciye Vekili... 1925'de vekil olması dolayısiyle "şüpheliler" listesinden düşmek mi gerekiyor acaba?)

- Tevfik Rüştü Aras (1925-1938 arası kesintisiz Hariciye Vekili.. ATATÜRK ölünceye kadar o görevde kalmıştı... 1925'de vekil olması dolayısiyle, "şüpheliler" listesinden düşmek mi gerekiyor acaba?)

- Câmi Baykut (1920 yılında 2 ay Dahiliye Vekili)

- H. Behiç Bayış (1920 yılında 2 ay Dahiliye Vekili, yine 1920 yılında 2 ay Maliye Vekili)

- İ. Nâzım Öztelli (1920 yılında 11 gün Dahiliye Vekili...)

MUSTAFA KEMÂL bu kişinin yabancılarla işbirliği yaptığını, casusluk ettiğini, kendisini istifaya zorladığını, meselenin daha sonra İSTİKLÂL MAHKEMESİ'nde ortaya çıktığını NUTUK'ta anlatmaktadır. Arkasından da şöyle der:

-"Saygıdeğer Efendiler, pek iyi bilirsiniz ki, sultanlarla, halifelerle idare edilmiş ve edilmekte olan memleketlerde, vatan için en büyük tehlike, sultanların ve halifelerin düşmanlar tarafından satın alınmalarıdır. Bu, çok defa kolaylıkla sağlanabilmiştir."

- "Meclislerle idare edilen memleketlerde ise, en tehlikeli durum, bazı milletvekillerinin yabancılar adına çalınmış ve satın alınmış olmalarıdır. Millet Meclislerine kadar girme yolunu bulabilen vatansızlara her zaman rastlanabileceğine, tarihin bu konudaki örnekleriyle hükmetmek zarurîdir. Bunun için millet, kendi vekillerini seçerken, çok dikkatli ve titiz olmalıdır. Milletin hatâ yapmaktan korunması için tek çıkar yol, düşünce ve faaliyetleriyle milletin güvenini kazanmış olan siyasî bir partinin seçimde millete kılavuzluk etmesidir. Genellikle bütün vatandaşların, adaylıklarını ortaya atan her şahıs hakkında karar vermeye yardımcı olacak doğru bilgilere ve isabetli oya sahip bulunacağını kabul etmek, nazarî olarak varsayılsa bile, bunun tam bir gerçek olmadığı, tecrübelerin tecrübeleriyle ve inkâr edilemez bir açıklıkla ortaya çıkmıştır!"

Daha sonra MECLİS'ten ne hainler, ne casuslar, ne satılmışlar çıktı!.. Bunların bir kısmı HAYDAR TUNÇKANAT'ın 1970 yıllarındaki raporunda isim isim yer aldı.

Ama bu olayda bizim kastettiğimiz kişi, Nâzım Öztelli'den başka birisi, ikinci bir casus olabilir.

- Refet Bele (1920-21 arası iki kere Dahiliye Vekili, 1921-22 arası Millî Müdafaa Vekili)

- M. Ata Atay (1921 yılında 2 ay Dahiliye Vekili)

- Fethi Okyar (Başvekilliğinden ayrı olarak 1921-23 arası Dahiliye Vekili)

- A. Ferik Tek (1920-1921 yılları arası Maliye Vekili, 1923-24 yılları arası Dahiliye Vekili)

- Recep Peker (1924-1925 arası Dahiliye Vekili... 1924-25 arası Mübadele, İmar ve İskân Vekili... 1925'de vekil olması dolayısiyle "şüpheliler" listesinden düşmek mi gerekiyor acaba?)

- Hasan Saka (1921-1926 yılları arasında 2 kere Maliye Vekili... 1922-24 arası 2 kere İktisat Vekili... 1924 yılında 8 ay Ticaret Vekili... 1925-26'da vekil olması dolayısiyle "şüpheliler" listesinden düşmek mi gerekiyor acaba?)

- H. Fehmi Ataç (1922-25 yılları arasında Maliye Vekili... 1924-25 arasında Zıraat Vekili... 2 Ocak 1925'de görevden ayrıldığı çin "şüpheliler" listesinden çıkarılmadı.)

- Abdülhalik Renda (1925-1934 arası 3 kere Maliye Vekili... 1925'de vekil olması dolayısiyle "şüpheliler" listesinden düşmek mi gerekiyor acaba?)

- Rıza Nur (1920 yılında 7 ay Maarif Vekili)

- Hamdullah Suphi Tanrıöver (1920-1925 arası 2 kere Maarif Vekili... 1925'de vekil olması dolayısiyle "şüpheliler" listesinden düşmek mi gerekiyor acaba?)

- M. Vehbi Bolak (1921-22 arası Maarif Vekili)

- İ. Safa Özler (1922-24 arası Maarif Vekili)

- Vâsıf Çınar (1924-1929 arası 2 kere Maarif Vekili... 1925'de vekil olması dolayısiyle "şüpheliler" listesinden düşmek mi gerekiyor acaba?)

- Şükrü Saraçoğlu (1924-25 arası Maarif Vekili...1925'de vekil olması dolayısiyle "şüpheliler" listesinden düşmek mi gerekiyor acaba?)

- Fevzi Çakmak (1920-21 arasında Başvekilliğinden ayrı Millî Müdafaa Vekili)

- Kâzım Özalp (1922-1939 arasında 2 kere Millî Müdafaa Vekili... 1925'de vekil olması dolayısiyle "şüpheliler" listesinden düşmek mi gerekiyor acaba?)

- Celâl Bayar (1921-22 arası İktisat Vekili... 1924 yılında 4 ay Mübadele, İmar ve İskân Vekili... 1932-37 arası tekrar İktisat Vekili... 1925 sonrasında vekil olması dolayısiyle "şüpheliler" listesinden düşmek mi gerekiyor acaba?)

- Refet Canıtez (1924 yılında 4 ay Mübadele, İmar ve İskân Vekili)

- Rıza Nur (1921-23 arası Sıhhat ve İçtimâî Muavenet Vekili)

- Refik Saydam (1921-1937 arası 3 kere Sıhhat ve İçtimâî Muavenet Vekili... 1925'de vekil olması dolayısiyle "şüpheliler" listesinden düşmek mi gerekiyor acaba?)

- Mazhar Germen (1921-23 arası Sıhhat ve İçtimâî Muavenet Vekili... 1925'de vekil olması dolayısiyle "şüpheliler" listesinden düşmek mi gerekiyor acaba?)

- M. Fehmi Gerçeker (1920-22 arası Şer'iyye ve Evkaf Vekili)

- A. Azmi Torun (1922 yılında 6 ay Şer'iyye ve Evkaf Vekili)

- M. Vehbi Çelik (1922-23 arası Şer'iyye ve Evkaf Vekili)

- M. Kâzım Göksu (1923 yılında 6 ay Şer'iyye ve Evkaf Vekili)

- M. Fevzi Sarhan (1923-24 arası Şer'iyye ve Evkaf Vekili)

- Zeki Apaydın (1924 yılında 5 ay Zıraat Vekili)

- Sırrı Bellioğlu (1922 yılında 3 ay İktisat Vekili)

- Mahmut Esat Bozkurt (1922-23 arası İktisat Vekili, 1924-28 arası Ticaret Vekili) 1925'de vekil olması dolayısiyle "şüpheliler" listesinden düşmek mi gerekiyor acaba?)

- Ali Cenâni (1924-26 arası Ticaret Vekili... 1925'de vekil olması dolayısiyle "şüpheliler" listesinden düşmek mi gerekiyor acaba?)

Liste bu kadar... Eğer İngiliz istihbarat yetkilileri, veya R. Olson muhbir bakanın kimliğini daha da gizlemek için bize YANLIŞ ipucu vermediyse, casusu bunlar arasından bulup çıkarmak gerek... Ama nasıl???

Bu 52 kişiden 18'ini R. Olson'un İngiliz kaynaklarından verdiği ipuçlarına dayanarak listeden düşersek, acaba casus kalan 34 arasında mı?.. Yoksa listeden düştüğümüz o 18 kişi arasında mı?

İstihbarat faaliyeti 1924-25 yıllarında olduğuna göre, bu kişi MUTLAKA o dönemde bakan ve MUTLAKA bu 52 kişinin arasında... Ama söylendiği gibi 1925'de ESKİ bakan mı, yoksa YENİ bakan mı?

Anlaşılan o ki, Hava Bakanlığı ve Sömürgeler Bakanlığı bu konuda dikkatli davranmış!.. Bu muhbir bakanın adı ortaya çıkmasın, ailesi lekelenmesin diye R. Olson da bize "1921-24 arası bakan, 1925 sonrası eski bakan" gibi bir ipucu vermiş... Ama, pek mantıklı gelmiyor!.. Çünkü Şeyh Said, Musul olaylarının cereyan ettiği dönemde, bakan olmayan birinin yapabileceği fazla bir casusluk yok... Öyleyse, casusu o dönemde BAKAN olan, hem de çok önemli bir BAKANLIK koltuğunda oturanlar arasında aramak gerek!

Nitekim İngiliz Dışişleri Bakanlığı galiba Olson kadar hassas davranmamış ki, Yalçın Küçük bu hain bakanın kimliğini tesbit etmiş: Atatürk'ün Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Aras!..

Tevfik Rüştü Aras'ın 7 Haziran 1926 günü (İçtima: 115, Celse: 2) TBMM'de yaptığı konuşmada söylediği şu sözler:

-"Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki hudut üzerinde bile bin kilometre murabbaı (kare) miktarında lehimize tashihat ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bin veyahut iki bin kilometrekarelik arazi davası olmadığını söyleyerek bu tekşif olunan araziden de sarfı nazarla bütün Musul vilayetinden müstakil Irak devleti lehine feragati prensiplerimize daha uygun bulduk."

Bu sözler, Kültür Bakanlığı tarafından 1981'de yayımlanan 'Atatürk'ün Milli Dış Politikası (Milli Mücadele dönemine ait 100 Belge)' kitabında yer alıyor!.. Acaba uygun bulan Atatürk müydü, yoksa kendisine böyle bir tercihin "uygun" olacağı Dışişleri Bakanı Aras tarafından ısrarla telkin mi edilmişti?..

yapılması gereken Musul vilâyetinden feragat etmeden bu sınır değişikliğini 10.000 - 5.000, hiç olmazsa 2.000 kilometre kareye çıkarmaktı. İngilizler bizim Irak düzlüklerine inmemizi istemiyordu. Dağlık bölgeleri (Süleymaniye-Erbil tarafları) Lozan görüşmelerinde bile teklif etmişlerdi. Sonra Musul-Kerkük, Kıbrıs İngilizler'e, Halep Fransızlar'a, 12 Ada İtalyanlar'a bırakılırken; "bu devletler o bölgelerden çekildikleri takdirde o toprakları esas sahibi Türkiye'ye iade etmeleri" gibi bir talepte bulunmalı, ve bu hususta ısrarcı olmalıydık!

Burada bir hususu daha belirtmek gerekir... O dönemde de TÜRKİYE'yi yönetenler arasında TÜRK olmayanlar vardı, şimdi olduğu gibi.

Bundan kastımız Kürt asıllı, Çerkes asıllı, hatta Ermeni asıllı olup ta mensubu bulunduğu TÜRK DEVLETİ'nin fedakâr bir ferdi gibi davrananlar değil elbette!.. Adı TÜRK, kendi MÜSLÜMAN gibi görünüp te esas kimliğini gizleyenler... DÖNMELER... SABATAYİSTLER!...

Şimdiki Nobel ödüllü Orhan Pamuk gibi, Erovizyon şampiyonu Sertap Erener gibi... Dışişleri bakanlığı bile yapmış olan İsmail Cem İpekçi gibileri... Türk bilinip te TÜRK OLMAYANLAR!.. Onları kastediyoruz.

İşte Dr. Tevfik Rüştü Aras ta bunlardan biri idi. İbrânî asıllıydı. Karısı, diğer İbrânî asıllı İttihatçı Dr. Nâzım'ın karısıyla kardeş idi... İttihatçılar'ın Maliye Bakanı Cavit Bey de İbrânî asıllı DÖNME idi. Dr. Nâzım ile Cavit Bey İzmir Suikasti davasında asılmışlardır.

Her nedense sadece Tevfik Rüştü Aras değil, ondan sonraki hemen her Dışişleri Bakanı özü TÜRK olmayanlardan, Yahudi asıllılardan seçilmiştir! Fatin Rüştü Zorlu, Selim Sarper, İsmail Cem İpekçi bunlara örnektir.

Bizi, bahsettiğimiz hain ve casus bakanın TEVFİK RÜŞTÜ ARAS olduğuna Yalçın Küçük'ün tesbitleri ikna etti... Yalçın Küçük, GİZLİ TARİH kitabının 119. sayfasında yukarda belirttiğimiz Türk-Rus anlaşmasından söz ederek:

-"Londra, bu yeni Pakt'tan hayli ürkmüştü, ki normaldir. Fakat bir süre sonra önemsemez bir hava takındığını da biliyoruz. Bunun nedenini ancak YILLAR SONRA öğreniyoruz."

- "İngiliz diplomatik belgelerini okuyanlar, ZAMANIN DIŞİŞLERİ BAKANI TEVFİK RÜŞTÜ'nün, ossaat, 'endişe etmemelerini' Londra'ya fısıldadığını tesbit edebilirler. TÜRK (!) DIŞİŞLERİ BAKANI, (Pakt'ın) 'ciddi olmadığını ve sadece propoganda gözüyle baktıklarını' duyuruyor!"

- "Solumuz (solcularımız onu) 'Atatürk'ün Dışişleri Bakanı' tesmiye eyliyordu ve o SİYONİZM'İN NÂZIRI idi!.. Daha sonra 'İnönü'nün Dışişleri Bakanı' Selim Sarper ile falları benzemektedir. Halleri de aynı idiler... İÇERİYİ DIŞARIYA FISILDAMA HUYLARI VAR!.."

Böylece bir taşla iki kuş vurmuş oluyoruz. Hem MUSTAFA KEMÂL'in HAİN, CASUS ve DÖNME DIŞİŞLERİ BAKANI TEVFİK RÜŞTÜ ARAS'ı, hem de elçiliğinden beri Amerikalılar'a hizmet ettiği bilinen 27 Mayıs'ın HAİN, CASUS ve DÖNME DIŞİŞLERİ BAKANI SELİM SARPER'i ortaya çıkarmış bulunuyoruz. Dahası var!.. Eski Dışişleri Bakanı Feridun Cemal ERKİN de hatıralarında "Tevfik Rüştü Aras'ın İngiliz, Selim Sarper'in Amerikan casusu olduğunu" yazmıştır.

Merak edenler için ekleyelim: Selim Sarper Moskova Büyükelçisi iken belirli aralıklarla Amerikan Büyükelçisi'ni ziyaret eder ve Türk-Rus ilişkileri hakkında bilgi verirdi. Hem öyle verirdi ki, bazı haberler WASHINGTON'a, ANKARA'dan önce ulaşırdı.

Bu arada hatırlatalım ki, TÜRKİYE'nin BATI'ya dönülmez (!) biçimde yaklaşması, "Ruslar'ın 1945'de bizden Kars, Ardahan ve Boğazlar'ı istediği" haberi ve yarattığı endişe sonucu olmuştur. Bu "haber"in ise, o tarihteki Moskova Büyükelçimiz Selim Sarper ile dönemin ABD Moskova Büyükelçisi'nin uydurması olduğu, inanılması zor bir gerçektir!

Üçüncü kişi ise son Ecevit hükümeti sırasında Birleşmiş Milletler Teşkilâtı'nın "İkiz Anlaşmalar"ını parafe ederek, ardından emekliye ayrılan Büyükelçi Volkan Vural'dır. Bu bölücü anlaşmalar daha sonra Erdoğan hükümeti tarafından T.B.M. Meclisi'nden geçirilerek yasalaşmış ve Türkiye'nin başına belâ edilmiştir.

Denebilir ki, "Peki, Dönme Tevfik Rüştü Aras böyle her şeyi İngilizler'e fısıldıyordu da, Atatürk uyuyor muydu?.. Nasıl bir oyuna geldi de, ölünceye kadar onu Dışişleri Bakanı olarak tuttu?"

Gerçeği tam olarak bilemeyiz... Elbette ki, uyumuş olma ihtimali de var. Ama ısrarla bu dönme adamı o mevkide tuttuğuna göre, bir sebebi vardı diye düşünüyoruz. Herhalde durumun farkında idi ve İngilizler'e KENDİ İSTEDİĞİ hususların ulaşmasını sağlıyordu. İngilizler'in durumu kontrol altında tuttuklarını sanmasını amaçlamış, hasmane tavırlara girmesini önlemek için haber sızmasına göz yummuş olabilir... Bilemiyoruz.

TEVFİK RÜŞTÜ ARAS, SELİM SARPER böyle de, İSMAİL CEM İPEKÇİ farklı mı?.. BÜLENT ECEVİT'İN DIŞİŞLERİ BAKANI DÖNME İSMAİL CEM İPEKÇİ, acaba kimlerle anlaşıp DSP'yi ikiye böldü?.. Kimler ona Cumhurbaşkanlığı teklif etti?.. Ve eski DIŞİŞLERİ BAKANI İSMAİL CEM İPEKÇİ kimlere neler fısıldadı?

*****

> ATATÜRK - MC ARTHUR GÖRÜŞMESİ < > İSMET PAŞA MUAMMASI < > İÇİNDEKİLER < > NUTUK'TAN : ATATÜRK DÖNEMİ - 3 <